Etiket: antalya

  • Koronadan ölen babası için mevlit okutup yemek verdi

    Koronadan ölen babası için mevlit okutup yemek verdi

    Antalya’nın Alanya ilçesinde esnaflık yapan M.K., koronavirüsten yaşamını yitiren babası için mevlit okutup, yemek verdi. Kaymakamlık mevlide katılan onlarca kişinin tespiti ve cezai işlem uygulanması için inceleme başlattı.

    Alanya’da geçen hafta koronavirüs nedeniyle babası R.K.’yi kaybeden M.K., iş yerinin önünde mevlit okutup yemek verdi. Yeni koronavirüs kısıtlamaları kapsamında, evlerde doğum günü, yılbaşı kutlaması, mevlit gibi toplulukların bir araya geleceği etkinliklere müsaade edilmezken, M.K.’nin babası için verdiği mevlide onlarca kişinin katıldığını gösteren fotoğraflar sosyal medyada hızla yayıldı. Fotoğraflarda maske ve mesafe kurallarına riayet edilmediği de görüldü.

    Olayın ardından Alanya Kaymakamlığı inceleme başlattı. Yapılacak çalışma kapsamında mevlide giden kişilere koronavirüs tedbirlerini ihlal ettikleri gerekçesiyle cezai işlem uygulanacağı belirtildi.

  • Oğlunun nikahı iptal olmasın diye ilişki yaşadığı kadının cesedini gömdü

    Oğlunun nikahı iptal olmasın diye ilişki yaşadığı kadının cesedini gömdü

    Antalya’da para karşılığı ilişki yaşadığı Belaruslu Anastasiya Yazerskaya’yı (23) öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan öğretmen Ahmet Oğuz Özgür (54), tek suçunun nasıl öldüğünü bilmediği genç kadının cesedini gömmek olduğunu söyledi. Özgür, “11 gün sonra ortanca oğlumun nikahı vardı. Bu olayın duyulması halinde nikahın iptal olabileceğini düşünerek kimseye haber vermedim” dedi.

    Antalya’da dansçı arkadaşı Anastasiya Yazerskaya’dan 15 gün boyunca haber alamayan ev arkadaşı A.D., polise kayıp ihbarında bulundu. İhbar üzerine Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince araştırma başlatıldı. Ekipler, 15 aydır Türkiye’de bulunan kadının kaybolduğu 8 Mart gecesinden itibaren bölgedeki mobese kameralarını incelemeye aldı. Yazerskaya’nın en son 8 Mart gecesi saat 22.15 civarında, evinin yakınında Ahmet Oğuz Özgür’ün kullandığı otomobile bindiği tespit edildi. Bir lisede öğretmen olan Ahmet Oğuz Özgür, gözaltına alındı. Özgür, olayla ilgisi olmadığını savunarak, kayıp kadını tanımadığını iddia etti. Mobese görüntüsü gösterilince de suçunu itiraf etti ve ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.

    Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, Ahmet Oğuz Özgür ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, tutuklu sanık Özgür, SEGBİS aracılığıyla katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Özgür savunmasında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Öğretmenlik yaptığını, daha önce Isparta’da görev yaparken, geçen yıl tayininin Antalya’ya çıktığını belirten Ahmet Oğuz Özgür, şöyle konuştu:

    “Çocuğumun eğitimi nedeniyle ailem benimle Antalya’ya gelemedi. Çocuğumun eğitimi bittikten sonra ailem de Isparta’dan yanıma gelecekti. Güvenlik Mahallesi’nde ev tuttum. Antalya’da bulunduğum süre içerisinde Lena adlı kadınla irtibat kurup para karşılığı başka kadınlarla ilişkiye giriyordum. Maktul Anastasiya ile de bu şekilde birkaç kez ilişkiye girmiştim. Daha önceki ilişkilerimi otelde yaşadım. Olay tarihinde de yine para karşılığı cinsel ilişkiye girmek için Lena’yı telefonla aradım. Kendisi beni o gün için maktule yönlendirdi. Saat 21.30 sıralarında maktulü bana söylenen yerden aracım ile aldım. Yanıma alkollü olarak gelen maktulle bir kafeye gittik. Kafede ismini bilmediğim alkollü içecekten iki kadeh içti. Daha sonra birlikte diskoya gittik. Burada da yarım şişe viski içti. Ben araç kullanacağım için o gece alkol almadım. Saat 01.30 sıralarında benim evime geldik. Eve girmeden önce maktule ilişki için 1800 TL verdim. Salonda ilişkiye girdikten sonra uyumak için odama geçtim.”

    ‘NİKAH İPTAL OLMASIN DİYE KİMSEYE HABER VERMEDİM’

    Maktulün alkollü olduğu için yüz üstü salonda sızıp kaldığını söyleyen Özgür, şöyle devam etti:

    “Sabah maktulün telefonu çaldı. Yanına giderek telefona bakmasını söyledim. Dürttüm ama uyanmadı. Hafifçe yana çevirdiğimde burnunda kanama olduğunu gördüm. Kontrol ettiğimde nefes almıyordu ve kalbi atmıyordu. Göz kapaklarını açtığımda göz akının sararmış olduğunu fark ettim. Hemen suni teneffüs ve kalp masajı yaptım. Ancak sonuç vermedi. O an acil servisi ve polisi aramayı düşündüm. Ancak 11 gün sonra ortanca oğlumun nikahı vardı. Bu olayın duyulması halinde nikahın iptal olabileceğini düşünerek o an kimseye haber vermemeye karar verdim. Evden çıktım ve araba ile biraz dolaştım. Ne yapacağımı o an bilemedim. Daha sonra maktulü gömmeye karar verdim. Bir iş yerinden kazma ve kürek aldım. Maktulü taşırken kullanmak için koli bandı aldım. Öğle saatlerinde eve döndüm. Maktulün kollarını koli bandı ile vücuduna yapıştırdım. İki ayağını da birbirine yapıştırdım ve koltuktaki çarşafa sardım. Maktulün elbiselerini, çizmelerini, çantasını ve cep telefonunu iki ayrı poşete koydum.”

    ‘OĞLUMUN NİKAHINA KADAR ORADA GİZLEMEK İSTEDİM’

    Daha sonra akşam olmasını beklediğini aktaran Özgür, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Saat 21.30 sıralarında maktulü sarmış olduğum çarşaf ile arabama indirdim. Arka koltuğa yatırdım. Fazla bir yer bilmediğim için Isparta yoluna doğru yola çıktım. Isparta’ya 40 kilometre kala bir benzinlikten yakıt aldıktan sonra tekrar Antalya istikametine geri döndüm. Bir müddet sonra yolun kenarında bir boşluk olduğunu görünce oraya maktulü görmeye karar verdim. Aslında ben maktulü tamamen gömmek istemedim. Sadece oğlumun nikahına kadar orada gizlemek istedim. Kazma ve kürek ile toprağı biraz kazdıktan sonra cesedi buraya taşıdım. Taşırken zorlandım. Çarşafa sığmadığı için çarşafı çıkararak cesedi gömdüm. Üzerini toprakla kapattım. Nikahtan sonra bu olayı polise anlatmayı düşündüğüm için cesedin yerinin rahatlıkla bulunabilmesi için orada bulunan bir kamyon lastiğini cesedi gömdüğüm yerin üzerine bıraktım. Ardından aracımla oradan ayrıldım. Bir çeşme başında durup yüzümü yıkarken, poşet içerisindeki maktulün çizmesini çeşmenin arkasına attım. Antalya’ya geldiğimde TEDAŞ kavşağının olduğu yerde maktulün cep telefonunu, içindeki sim kart ve bataryasını yolun kenarına atmak istedim, ancak yolun üzerine düştü. Daha sonra ise başka bir yerde maktulün diğer elbiselerini ve çantasının bulunduğu poşeti çöp konteynerine attım. Yine o gün cesedi gömerken havanın yağışlı olması nedeniyle çamura bulandığı için kıyafetlerimi de çöp konteynerine attım. Üzerimde sadece içlik kaldı. Saat 02.30 sıralarında evime döndüm. Sabah okula gittim. Olay sırasında benim maktule yönelik herhangi bir eylemim olmadı, kendisini darbetmedim. Ölümüne sebebiyet verecek bir eylemde bulunmadım, suçsuzum.”

    DURUŞMA BOYUNCA AĞLADI

    Olaydan sonra Anastasiya Yazerskaya’ya 3 mesaj attığının tespit edildiğinin hatırlatılması üzerine Özgür, “Amacım attığım cep telefonunun bulunup bulunmadığını kontrol etmekti” dedi. Duruşma boyunca ağlayan Ahmet Oğuz Özgür, Anastasiya Yazerskaya’nın öldüğünü ilk gördüğünde polise gitmesinin en doğru yol olduğunu, ancak gitmediğini belirterek, “O an salak gibiydim. Öğlen eve geldiğimde ‘İnşallah yaşıyordur’ diyerek dua ettim. Ama yaşamıyordu. O an üzerime çöken ağırlığı bilemezsiniz. 11 gün sonra ortanca oğlumun nikahı vardı. Bu olayın duyulması halinde nikahın iptal olabileceğini düşünerek kimseye haber vermedim. Aptal insan benim gibi olur” diye konuştu.

    Duruşmada tanık olarak dinlenen A.D. ise 1 yıl önce tanıştığı Anastasiya Yazerkskaya ile aynı evde yaşadıklarını ifade ederek, “Maktul ile aramızda duygusal ilişki vardı. Anastasiya’nın para karşılığı cinsel ilişkiye girdiğine dair herhangi bir bilgim yoktu. Sadece bana Oğuz adında bir kişinin kendisini taciz ettiğini ve ‘Seni görmek istiyorum’, ‘Seni çok arzuluyorum’, ‘Muhakkak görüşmemiz gerek’ gibi mesajlar göndermesinden rahatsızlık duyduğunu söylemişti. Ben maktulün sanık ile görüştüğünü bilmiyordum. Sanığı daha önce de görmedim. Maktul ile her gün alkol alması nedeniyle sözlü tartışmamız olmuştu. Ancak fiziki müdahalem olmadı” dedi.

    Sanık avukatlarından Merve Can Harcola Doğan, tüm dosya kapsamında sanığın maktulü öldürmesini gerektirir bir sebep bulunmadığını belirterek, “Ortada doğal bir ölüm bulunmaktadır. Sanığın en büyük hatası bu ölüm olayını o gün ilgili mercilere bildirmemesidir” diye konuştu.

    Sanık Ahmet Oğuz Özgür’ün tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.

  • Aspendos Arena Gösteri Merkezi mühürlendi

    Aspendos Arena Gösteri Merkezi mühürlendi

    Antalya’da, Anadolu Ateşi Dans Topluluğu’nun gösterilerinin sahnelendiği Aspendos Arena Gösteri Merkezi, belediye tarafından mühürlendi.

    Serik ilçesi Belkıs Mahallesi’nde bulunan ve yaz aylarında genelde turistlere yönelik gösterilerin yapıldığı Aspendos Arena Gösteri Merkezi, Serik Belediyesi ekiplerince mühürlenerek kapatıldı.

    Topluluğun Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla mühürleme işlemine tepki gösterdi.

    Paylaştığı fotoğrafın altına “Gördüğünüz yazı Aspendos Arena’nın Serik Belediyesi tarafından mühürlendiğinin resmidir” notunu düşüne Erdoğan, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    “102 ülkede 5000’den fazla gösteri ile Yeni Zellanda’dan Meksika’ya, Şili’ye, Bahreyn’den Sibirya’ya 45 milyondan fazla dünya izleyicisine kültürümüzü ve memleketimizi tanıtmanın hediyesidir. Aspendos Arena sahnesinde her yıl yüzbinlerce turiste kültürümüzü sergilemenin ödülüdür. Dün Ankara Sanat Tiyatrosu bugün bizim tiyatromuz… Tarih bunları unutmayacak. Mücadeleye devam edeceğiz.”

     “Mahkeme kararı uygulandı”

    Serik Belediyesinin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada ise “Belediyenin Aspendos Arena Tiyatrosu’nu mühürlediğine dair sosyal medyada paylaşımlar yer aldığı” belirtildi.

    Açıklamada, “Söz konusu mühürleme işlemi mahkeme kararının uygulanmasından ibarettir. Paylaşım yapan şahısların konuyu yargı nezdinde çözmeleri gerekmektedir. Kamuoyunun bilgisine sunarız.” ifadelerine yer verildi.

  • Sel felaketinde devleti dolandırdılar

    Sel felaketinde devleti dolandırdılar

    Antalya’da geçen yıl ocak ayında yaşanan sel felaketinde, sera ve ekili alanları zarar gördüğü gerekçesiyle devletten usulsüz toplam 464 bin 532 TL yardım alan 6 kişi ile usulsüz rapor düzenleyen kamu personeli ve muhtarlardan oluşan 11 şüpheli hakkında 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

    Olay, geçen yıl mayıs ayında Aksu Kaymakamlığı’nın ihbarı ile ortaya çıktı. 26 Ocak 2019 tarihinde meydana gelen sel felaketi sonrası Aksu Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik elemanlarınca sahada yapılan hasar tespit çalışmalarında, afetten zarar gördükleri gerekçesiyle başvuru yapan İ.K., S.O., B.D., S.D., F.H.K. ve D.B.’ye ‘afet acil yardım ödemesi’ yapıldı.

    Bu kişilere yapılan ödemelerle ilgili gelen ihbarları değerlendiren Aksu Kaymakamlığı, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine 23 Mayıs 2019 tarihinde Aksu İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden teknik elamanlar, daha önceki tespitte adı geçenlerin beyan ettikleri arazilerinin hiç olmadığını veya mevcuttan fazla gösterildiğini, bu nedenle fazla veya yersiz ödeme yapıldığını belirledi.

    464 BİN 532 TL ÖDEME YAPILDI

    Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan ve Aksu İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün şikayetçi sıfatıyla yer aldığı iddianame, mahkemece kabul edildi. İddianamede, devletin nasıl dolandırıldığı ayrıntıları ile anlatıldı. Afet nedeniyle ilçe sınırları içerisinde zarar gören tarımsal alanları tespit amacıyla Aksu İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik elemanlarınca farklı tarihlerde saha çalışmalarının yapıldığına dikkat çekilen iddianamede, “Bu çalışmalar sırasında vatandaşların beyanı doğrultusunda teknik elemanlarca tespitler yapılmış ve gönderilen afet acil yardım ödeneği gerekli hesaplamalar yapılarak afetten zarar gördüğü tespit edilen kişilere banka kanalıyla ödenmiştir. Söz konusu tespitlere istinaden İ.K.’ye 70 bin 474 TL, S.O.’ya 26 bin 254 TL, B.D.’ye 62 bin 226 TL, S.D.’ye 15 bin 913 TL, F.H.K.’ye 247 bin 672 TL, D.B.’ye 41 bin 993 TL ödeme yapılmıştır” denildi.

    DOLANDIRICILIĞIN DETAYLARI İDDİANAMEDE

    Şüphelilerin beyan ettiği Solak Mahallesi’ndeki arazilerde 23 Mayıs 2019 tarihinde yeni bir tespit yapıldığına dikkat çekilen iddianamede, şu tespitlerde bulunuldu:

    “Yapılan yeni tespit sonucunda B.D. ve S.D.’nin Solak Mahallesi’nde ikamet etmedikleri ve bu mahallede arazilerinin olmadığı öğrenildi. Ayrıca, S.O. ve İ.K. tarafından zarar gördüğü beyan edilen seraların ise F.H.K.’nin beyan ettiği arazilerle aynı olduğu görüldü. Dolayısıyla F.H.K., S.O. ve İ.K.’nin aynı serayı beyan ederek afet yardımından yararlandıkları, T.K.’nin, İ.K. ve S.O. adına, H.B.’nin de B.D., S.D. ve D.B. adına zarar beyanı verdikleri tespit edilmiştir. Solak Mahalle Muhtarı Ahmet Demir’in, T.K. tarafından kendisine getirilen İ.K. ve S.O. adına düzenlenen zarar tespit formlarını, bu şahısların Solak Mahallesi’nde oturmadıkları ve bu mahallede arazi işlemedikleri halde imzalayıp mühürlediği, aynı şekilde Boztepe Mahalle Muhtarı Hakkı Tunç’un da, D.B., B.D. ve S.D. isimli şahıslara ait zarar tespit formlarını, bu şahısların bu mahallede böyle bir arazileri ve ekim işleri olmadığı halde imzalayıp mühürlediği öğrenilmiştir.”

    2 TARIM İLÇE PERSONELİ DE SANIK

    İddianamede, ayrıca İlçe Tarım Müdürlüğü’nde arazi tespit görevinde çalışan şüpheliler S.A. ve M.İ.’nin, şüpheliler D.B. ve T.K.’nin beyan ettiği arazilerde tespit işlemi yaptıklarına değinilerek, “S.A ve M.İ., şüpheliler İ.K. S.O., B.D., S.D. ve D.B.’ye ait beyana konu arazilerin bu şahıslar tarafından ekilmediğini ve afet nedeniyle zarar olmadığını bildikleri halde, bu arazilerin bu şahıslar tarafından ekildiğine ve arazilerin afetten zarar gördüğüne dair tespitte bulundukları anlaşılmıştır” denildi.

    Mahkemece kabul edilen iddianamede muhtarlar ve İlçe Tarım Müdürlüğü personelinin de aralarında yer aldığı 11 sanık hakkında, ‘Banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu’ndan 15’er yıla kadar hapsi isteniyor.

  • Noel Baba’ya Covid-19 engeli

    Noel Baba’ya Covid-19 engeli

    Antalya’nın Demre ilçesinde, halk arasında Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolaos’un 1982 yılından bu yana düzenlenen anma töreni bu yıl pandemi nedeniyle ilk kez yapılamadı. Noel Baba Barış Konseyi’nin bu yıl düzenleyeceği etkinlikler de pandemi nedeniyle ertelendi.

    Halk arasında Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolaos için Demre’de bugün müze olarak kullanılan Aziz Nikolaos Anıt Müzesi’nde (Noel Baba Kilisesi) her 6 Aralık’ta anma etkinlikleri düzenleniyordu. İstanbul Fener Rum Patrikhanesi tarafından 1982 yılında bu yana, Aziz Nikolaos’un ölüm yıl dönümü olan 6 Aralık günü müzede anma etkinliği yapılıyordu. Etkinlik ilk kez pandemi ve sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle bu yıl düzenlenemedi. Her yıl Noel Baba’yı anmak için alternatif etkinlikler düzenleyen Noel Baba Barış Konseyi de bu yıl düzenleyeceği ‘Barış Yolunda Laiklik’ konulu 26’ncı Noel Baba ile Dünya Barışına Çağrı etkinliklerini erteledi.

    Noel Baba Barış Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Karabulut, “Aradan 1600 yıl geçti. Çocukların sevgilisi, çocukların ve denizcilerin koruyucusu olarak dünyada haklı bir saygı gören Aziz Nikolaos’u unutmadık. Onu anmak, unutturmamak için 4- 7 Aralık 2020 tarihleri arasında düzenleyeceğimiz etkinlikleri iptal etmedik. Ancak pandemi nedeniyle erteledik. Pandemide gelişen koşullara göre 2021 yılı içinde etkinliklerimizi gerçekleştireceğiz” dedi.

    Halk arasında ‘Noel Baba’ olarak bilinen Aziz Nikolaos, Kaş ilçesindeki Likya Birliği’nin başkenti olan Patara’da doğdu. Genç bir din insanı olarak Myra’ya (Demre’ye) gelen Aziz Nikolaos, 6 Aralık 343 tarihinde azizlik mertebesine erişerek Demre’de öldü. MS 6’ncı yüzyılda Aziz Nikolaos adına bir kilise inşa edildi. Mezarı da bugün müze olarak kullanılan bu yapının içindedir.

  • Antalya’da 5.2’lik korkutan deprem

    Antalya’da 5.2’lik korkutan deprem

    Antalya’nın Gazipaşa ilçesi açıklarında saat 15.44’te 5,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde şimdiye kadar can kaybı ya da hasar ihbarı yapılmadı.

    https://www.dailymotion.com/video/x7xwl7m

    Antalya’nın Gazipaşa ilçesi açıklarında 5,2 büyüklüğünde deprem oldu.

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, sarsıntı saat 15.44’te kaydedildi. Depremin 77,58 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi.

    Deprem merkez üssü Gazipaşa’nın yanı sıra Antalya merkez ve diğer ilçelerde de hissedildi. Birçok kişi yeni tip corona virüs (Covid-19) salgını tedbirleri kapsamında uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasına rağmen evlerini terk etti.

    VALİ YAZICI: CAN VE MAL KAYBI YOK

    Antalya Valisi Ersin Yazıcı, yaptığı açıklamada, depremle ilgili şu ana kadar kendilerine gelen olumsuz bir durum olmadığını söyledi. Kırsal bölgelerle irtibat halinde olduklarını aktaran Yazıcı, “Bize ulaşan herhangi bir can ve mal kaybı yok” dedi.

    Jandarma, AFAD ve hastanelere depremle ilgili olumsuz bir ihbarın ulaşmadığını belirten Yazıcı, şunları söyledi:

    “Şu ana kadar ulaşan olumsuz bir şey olmadı, inşallah da yoktur. Yaklaşık yarım saat oldu. Şu an can ve mal kaybına ilişkin olumsuz bir durum söz konusu değil. Yine de kırsal alanı taratıyoruz, Gazipaşa, Alanya ve Manavgat’ta muhtarlarla iletişim kurup, bir durum olup olmadığını soruyoruz. Antalya merkezde bir vatandaşın deprem nedeniyle panik yaşayıp, 2. kattan atladığı bilgisi geldi. Başka bir durum söz konusu değil. Sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle evlerinde olan vatandaşlar, korku duyuyorlarsa evlerinin önüne çıkabilirler. ”

    “ŞU ANA KADAR OLUMSUZ BİR ŞEY ULAŞMADI”

    AFAD Antalya İl Müdürü Fevzi Timur de depremin Gazipaşa’ya 40 kilometre uzaklıkta olduğunu kaydetti.

    Depremin bölgede ciddi bir şekilde hissedildiğini ifade eden Timur, “Şu ana kadar olumsuz herhangi bir şey bize ulaşmadı. Ama arkadaşlarımızın çalışmaları devam ediyor” dedi.

    Gazipaşa Kaymakamı Aydın Abak ise depremle ilgili şu ana kadar ilçelerinde herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığını bildirdi.

    Jandarma ve polis ekiplerinin sürekli konuyu takip halinde olduğunu vurgulayan Abak, “Şu ana kadar olumsuz bir durum görmedik” ifadesini kullandı.

    AFAD’ın Twitter hesabından da depreme ilişkin, “Gazipaşa ilçesi açıklarında meydana gelen deprem sonrası an itibarıyla, olumsuz bir ihbarın bulunmadığı bilgisi alınmıştır” paylaşımında bulunuldu.

    İKİNCİ KATTAN ATLAYIP YARALANDI

    Antalya İl Sağlık Müdürü Ünal Hülür de şu ana kadar çok olumsuz bir şeyin olmadığını söyledi. Deprem nedeniyle bir kişinin yaralandığını kaydeden Hülür, “Konyaaltı ilçesinde deprem sırasında panik yaşayan bir kişinin 2. kattan atladığı ve ambulansla hastaneye kaldırıldığı bilgisi geldi. Vücudunda kırıklar oluşan yaralının tedavisi devam ediyor. Ayrıca kalp pili kullanan bir kişi ise yaşadığı korku nedeniyle hastaneye kaldırıldı” dedi.

    Deprem sonrası Manavgat ilçesinde vatandaşlar, sokağa çıkma yasağına rağmen korkudan sokaklara çıktı. Sokağa çıkanlardan Hidayet Gün, deprem nedeniyle çok korktuklarını ve paniğe kapıldıklarını söyledi.

    Başka büyük depremlere de şahit olduğunu anlatan Gün, “Daha önce Gölcük depremine yakalanmıştım. Geçtiğimiz ay İzmir’deki depremi yaşamıştım. Bugün de Manavgat’ta depreme yakalandık. Korktuk. Sokağa çıktık. Yapacak bir şeyimiz yok. Tekrar evimize çıkacağız. Allah bir daha yaşatmasın” ifadelerini kullandı.

     

  • “30 insanı öldürebilecek zehri var”

    “30 insanı öldürebilecek zehri var”

    Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Cengiz Deval, balon balıklarının ‘altın zehirli kurbağa’dan sonra dünyadaki en zehirli ikinci omurgalı hayvan olarak kabul edildiğini söyledi. Prof. Dr. Deval, “Balon balıklarının gonad, karaciğer, bağırsak, kas dokuları ve bazen de derileri Tetrodotoksin (TTX) olarak tanımlanan nörotoksin içerir. Siyanürden 1200 kat daha zehirli olan tetrodotoksin insanlar için de ölümcüldür. Bir balon balığında 30 yetişkin insanı öldürmeye yetecek kadar toksin vardır ve bilinen bir panzehir de yoktur” dedi.

    Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı ve Su Ürünleri Avlama ve İşleme Bölümü Avlama Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Cengiz Deval, balon balığı avcılığının desteklenmesine dair yayınlanan tebliğ hakkında değerlendirmelerde bulundu, amatör balıkçılar için balon balığı avcılığı izninin olmadığını söyledi.

    Prof. Dr. Mehmet Cengiz Deval, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Kasım ayında yayınladığı Balon Balığının Avcılığının Desteklenmesine Yönelik Tebliğin amacının denizlerdeki sucul biyolojik çeşitliliğe ve balıkçıların av araçlarına zarar veren balon balıklarından ‘Lagocephalus sceleratus’ türünün ekosistemdeki yoğunluğunu ve stoğa katılım oranını azaltarak balon balığının avlanmasını teşvik etmek amacıyla balıkçılara verilecek desteklemeye ilişkin iş ve işlemler olduğunu belirtti.

    “AMATÖR BALIKÇILARA İZNİ YOK”

    Balon balığı avcılığının Akdeniz ve Ege Denizi’ne kıyısı olan illerde, çevirme ve sürütme ağları dışında avcılık faaliyetinde bulunan, Su Ürünleri Bilgi Sistemine (SUBİS) kayıtlı ve geçerli bir balıkçı gemisi ruhsat tezkeresine sahip olan balıkçılara verildiğini söyleyen Prof. Dr. Deval, “Destekleme kapsamında sadece bu türün avcılığına izin verilerek kuyruğunun 1 milyon adete kadar, her bir adedi başına 5 Lira destekleme ödemesi yapılacak. Diğer balon balığı türlerinin avcılık yasağı devam edecek. Amatör balıkçılar için balon balığı avcılığı izni yok” dedi.

    “Son 30 yılda deniz yüzeyi sıcaklıklarının yükseldiği göz önüne alındığında, Doğu Akdeniz koşullarının tropikal türlerin büyümesi, üremesi ve hayatta kalması için giderek daha uygun hale geldiği ve yerli türlerle rekabette bu koşulların yabancı türlere çeşitli avantajlar sağlandığı görülmektedir” diyen Prof. Dr. Mehmet Cengiz Deval, son 40 yıl içinde Akdeniz suları için kaydedilen balon balığı türlerinin sayısının 11’e yükseldiğini ve Türk denizlerinde Tetraodontidae familyasına ait 8 balon balığı türünün tespit edildiğini ifade etti.

    DÜNYADAKİ EN ZEHİRLİ İKİNCİ OMURGALISI

    Balon balıklarının altın zehirli kurbağadan sonra dünyadaki en zehirli ikinci omurgalı hayvan olarak kabul edildiğini söyleyen Prof. Dr. Deval, “Balon balıklarının gonad, karaciğer, bağırsak, kas dokuları ve bazen de derileri, tetrodotoksin (TTX) olarak tanımlanan nörotoksin içerir. Siyanürden 1200 kat daha zehirli olan tetrodotoksin insanlar için de ölümcüldür. Bir balon balığında 30 yetişkin insanı öldürmeye yetecek kadar toksin vardır ve bilinen bir panzehir de yoktur” dedi.

    Tetrodotoksin zehirlenmesinin belirtilerinin genellikle balon balığı zehrini yedikten 10-45 dakika sonra ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Deval, “Zehirlenme, ağızda uyuşma ve karıncalanma, tükürük, mide bulantısı ve kusma ile başlar. Semptomlar felce, bilinç kaybına ve solunum yetmezliğine ilerleyebilir ve ölüme neden olabilir” şeklinde konuştu.

    Dekan Prof. Dr. Deval, “Sularımızda bulunan balon balığı türlerinin maksimum boyları 16- 114 santim arasında değişirken, türlerinin dördü TTX ihtiva etmezken diğer dördü TTX ihtiva eder ve insanlar için öldürücüdür” ifadelerini kullandı.

  • Araçta tartıştığı kadını tekmeleyip darp etti

    Araçta tartıştığı kadını tekmeleyip darp etti

    Antalya’da kimliği belirsiz bir erkeğin araçta tartıştığı kadına tekme atıp darbettiği anlar, cep telefonuyla görüntülendi.

    Kepez’de dün akşam, park halindeki bir otomobilde kimliği öğrenilemeyen kadınla erkek arasında tartışma çıktı.

    Çevredekilerin cep telefonu kamerasıyla kaydettiği görüntülerde, araçtan inen erkeğin önce ön taraftaki yolcu koltuğunda oturan kadının yanına doğru gittiği, başka bir erkeğin ise kendisini durdurmaya çalıştığı görüldü.

    Kadının ‘Lütfen’ diye seslendiği duyuldu. Daha sonra şoför tarafına yeniden geçen erkeğin, iki eliyle araçtan tutunarak bir anda kadının yüzüne doğru tekme attığı görüldü. Yüzüne tekme gelen kadının ise çığlık attığı duyuldu.

    Çevredekilerin ihbarı üzerine gelen polis ekiplerinin kadın ve erkeği merkeze götürdüğü ifade edildi.

    https://www.dailymotion.com/video/x7xu0db

  • HDP Antalya Milletvekili Bülbül’e hapis cezası

    HDP Antalya Milletvekili Bülbül’e hapis cezası

    HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Diyarbakır’da yargılandığı davada “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına tutuksuz sanık Bülbül katılmazken, avukatı hazır bulundu.

    Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında, Bülbül’ün cezalandırılması yönünde görüş bildirdi.

    Bülbül’ün avukatı ise mütalaayı kabul etmediklerini belirterek, müvekkilinin beraatini talep etti.

    Mahkeme heyeti, Bülbül’ün “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasını, kararın bir suretinin TBMM Genel Sekreterliğine ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesini kararlaştırdı.

  • Tüm organları ters olarak dünyaya geldi

    Tüm organları ters olarak dünyaya geldi

    Antalya’da yaşayan Sadık Süleyman- Gülay Arslan çiftinin üçüncü çocuğu 15 günlük Muammer Fatih Arslan bebek, tüm iç organları ters olarak dünyaya geldi. 20 bin doğumda bir görülen, ‘ayna’ olarak adlandırılan bu durumdaki minik bebeğin kalbi dahil, iç organlarının tamamının ters yerde oluştuğu tespit edildi.

    Döşemealtı ilçesinde yaşayan Sadık Süleyman Arslan ve Gülay Arslan çiftinin üçüncü çocuğu Muammer Fatih, tüm iç organları ters dünyaya geldi. 15 gün önce özel bir hastanede dünyaya gözlerini açan bebeğin ilk muayenesinde, kalbinin sağ tarafta olduğu tespit edildi. Arslan bebeğin, röntgen ve tomografisi çekildiğinde, kalbinin yanı sıra iç organlarının tamamının ters yerde olduğu belirlendi. Bununla birlikte zatürre teşhisi konulan minik bebek, hastanenin yeni doğan yoğun bakımında gözlem altına alındı.

    BEBEĞİN YAŞAMINI OLUMSUZ ETKİLEMEZ

    Bebeğin sağlık durumunun gayet iyi olduğunu anlatan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Yasemin Eroğlu, tedavisi hakkında bilgi verdi. Eroğlu, organlarının ters olmasının bebeğin, çocukluk, gençlik ve yetişkinlik yaşamında olumsuz bir etki yaratmayacağını anlatarak, şöyle konuştu:

    “Kalbin sağda olması ara ara gördüğümüz ve yaşadığımız normal olasılıklardan. Fakat tüm organların tam ters yerde olması 20 binde bir görülebilecek olasılık. Bebeğin karaciğeri ve safra kesesi sağda olması gerekirken solda, mide ve kalın bağırsak sol tarafta olması gerekirken sağda oluşmuş. Sağ alt köşede bulunan apandist ise sol köşede. Yani bebeğimizde tüm organlar ‘ayna’ diye tabir edilen düzende, her biri tam ters yerlerde. Aileye ilk bilgiyi verdiğimizde oldukça tedirgin oldular. Fakat bebeğin yaşamını olumsuz etkileyecek bir durum olmadığını anlattığımızda rahatladılar. Bebek şu an yeni doğan yoğun bakımda müşahede altında. Birkaç gün içinde taburcu edip, anne ve babasına kavuşturacağız. Fakat bebeklik ve çocukluk yaşlarında ailenin dikkat etmesi gereken unsurları da kendilerine anlattık. Allah korusun bebeğin başına bir kaza veya başka bir şey gelirse, doktoruna mutlaka iç organlarının ters olduğunu söylemeleri konusunda kendilerini uyardık ki teşhis hızlı konulabilsin.”

    ‘İLK DUYDUĞUMUZDA İNANAMADIK, ÇOK KORKTUK’

    Muammer bebeğin üçüncü çocukları olduğunu anlatan Gülay Arslan, “İlk duyduğumda inanamadım. Çok korktum. Ama doktorumuz sağlığını etkileyecek bir şey olmadığını, sadece birkaç konuda dikkatli olmamız gerektiğini bize anlatınca rahatladım. Bebeğimin organları ters olduğu için olabilecek bir hastalık veya doktor müdahalesi gerekirse organlarının ters olduğunu söylememizi istediler. Bebeğimin durumuna göre bir yaşam standardım olacak” diye konuştu.

    Minik Muammer’in babası Sadık Süleyman Arslan ise doktorların sözlerinin içine soğuk su serptiğini söyledi. Kontrollerin ardından bebeğin organlarının ters olduğunu öğrendiklerinde şok olduklarını söyleyen Arslan, “Doktorumuz müşahede altına aldı ve kontrolleri yapıldı. İlk haber aldığımızda hüzün oldu. Ama doktorumuz hayati bir tehlikesi olmadığını söyleyince rahatladık. Şimdi taburcu olacağı günü bekliyorum. Bebeğimi cam kuvözün arkasında uzaktan gördüm” dedi.