Etiket: antik kent

  • Gordion Antik Kenti, dünya mirası

    Gordion Antik Kenti, dünya mirası

    Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleştirilen 45. UNESCO Dünya Miras Komitesi toplantısında bugün alınan kararla Gordion artık bir dünya mirası olarak korunacak. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sosyal medya hesaplarından duyurduğu bu müjde ile Türkiye, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 20. kültür varlığını kaydettirmiş oldu.

    Bakan Ersoy, paylaşımında “Bir müjdemiz var. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 20. varlığımızı da kaydettirdik. Ankara’mızın eşsiz kültür varlıklarından biri olan Gordion Antik Kenti ‘Dünya Mirası’ oldu. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.
    “Ancak, daha bitmedi” şeklinde yeni bir müjdenin de işaretini veren Bakan Ersoy, paylaşımına şöyle devam etti:
    “UNESCO’dan yeni bir müjde daha bekliyoruz. Anadolu’nun ahşap destekli camilerinden de almayı beklediğimiz güzel haberle inşallah Dünya Mirası Listesi’ndeki sayımızı daha da artıracağız. Hayırlı olsun.”

    Gordion’u UNESCO’da Dünya Mirası Listesi’ne taşıyan unsur ise sahip olduğu özgün ve eşsiz evrensel değerler oldu.

    Gordion dünyanın en uzun süre yerleşim gören nadir alanlarından

    Ankara’nın Polatlı ilçesinde antik dönemden günümüze ulaşan Gordion’da MÖ 2500 yıllarında (Erken Bronz Çağı) başlayan yerleşim günümüzde antik kentin bitişiğindeki Yassıhöyük’te halen devam ediyor.
    Antik Kent ve çevresinde 4500 yıl süren uzun bir zaman diliminde çok az kesintiye uğrayan yerleşim Gordion’u dünyanın en uzun süre yerleşimin görüldüğü nadir alanlar arasına taşıyor.
    Frig uygarlığının başkenti olan Gordion’un yakın çevresinde göze çarpan çok sayıda Tümülüs MÖ 9. yüzyıldan MÖ 3. yüzyıla kadar olan farklı dönemlere tarihleniyor.

    Sitadel Höyüğü Gordion Arkeolojik Alanı’nı oluşturan en önemli unsur olarak günümüze ulaşırken, erken dönem Frig Kalesi surları ve anıtsal yapıları da o dönem için Anadolu’daki eşsiz birer örnek olarak öne çıkıyor.

  • Trebenna Antik Kenti Podcast’te

    Trebenna Antik Kenti Podcast’te

    Konyaaltı Belediyesi’nin dijital dönüşüm çalışmaları çatısı altında hayata geçirdiği podcastler sürüyor. Dünyaca ünlü popüler müzik dinleme programı olan Spotify’daki hesabıyla müzik tutkunlarını birbirinden farklı müziklerle buluşturan Konyaaltı Belediyesi, burada yaptığı ‘podcast’ler ile de bölgenin tarihi, turistik ve doğal alanlarını dinleyicilerine tanıtıyor.

    “Tarihi ve doğal mekânlar”

    Arkeologlardan, tarih bilimcilere ve yazarlara kadar konunun uzmanlarının yaptığı çalışmalarla tarihi, turistik ve doğal güzelliklerin anlatıldığı hesapta yer alan “Konyaaltı İlçesinin Tarihçesi”, “Gürsu Roma Hamamı”, “Konyaaltı Sahili Obalar”, “Sıçan Adası’nın Sırrı”, “Feslikan Yaylası ve Güreş Sporu’nun Kısa Tarihi” başlıklarındaki ‘podcast’lere; Geyikbayırı ve Çağlarca mahalleleri arasındaki Sivridağ’ın kuzey eteğinde yer alan Trebenna Antik Kenti tarihi de eklendi.

    “Solim halkının toprakları”

    Antalya körfezine hakim, 680 metre yükseklikteki konumu, sulak ve tarıma elverişli arazisiyle stratejik öneme sahip bu bölge, eldeki en eski kayıtlara göre Anadolu’nun yerli halklarından Luvilerin soyundan gelen savaşçı karakterleriyle bilinen Solim halkının toprakları. Likya, Pamfilya ve Pisidia kavşağında bir sınır kenti olan Trebenna, kaya ve lahit mezarlar, imparator kültü tapınağı, agora, magazin, iki kilise, işlikler, bölgeyi gözetleyen akropolüyle biliniyor.

    “Uzun yıllar unutulan kent”

    İlk kez 1890’lı yıllarda, Pamfilya ve Pisidya’nın önemli kentlerini belgeleyen, Polonya kökenli Alman araştırmacı Karol Lanckoroski tarafından keşfedilen kent, uzun yıllar orman içerisinde unutulmuş. Trebenna Antik Kenti, 1997-2005 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Nevzat Çevik başkanlığında yürütülen “Antalya Beydağları Yüzey Araştırmaları” projesiyle bilim dünyasına tanıtıldı.

    Helenistik çağdan Bizans’a

    Trebenna antik kenti, Helenistik çağdan Doğu Roma (Bizans) dönemine kadar kesintisiz yerleşim görmüş bir alan. Bizans döneminde küçülerek, akropol çevresine örülmüş surların içine çekilen Trebenna’da bu devirden iki kilise kalıntısı dikkat çekiyor. Bunlardan biri akropolün doğusunda, kaya tapınağının arkasındaki Erken Bizans Kilisesi. Bu kilise yıkıldıktan sonra, akropolün güney batı yamacındaki dar bir taraça üzerinde, freskleri günümüze kısmen ulaşmış küçük bir Ortaçağ Kilisesi yapıldı. Semavi Eyice’nin inceleyerek 1977’de bilim dünyasına tanıttığı bu Ortaçağ Kilisesi, Nevzat Çevik ve ekibi tarafından 2001-2002 yılları arasında yürütülen çalışmada detaylı olarak ele alındı.

  • Antik Kent’te bin 800 yıllık keşif

    Antik Kent’te bin 800 yıllık keşif

    Alanya’da bulunan Syedra Antik Kenti’nde kazı çalışmaları sürüyor. Çalışmalar sırasında 3 metre derinlikte ve yaklaşık bin 800 yıllık olduğu tahmin edilen ‘Zafer Tanrıçası’ isimli heykel keşfedildi.
    Kazılar ve Araştırmalar Dairesi Başkanlığı, haberi sosyal medya hesabından; “Alanya-Syedra Antik Kenti kazılarımızda, MS 2. yüzyıla tarihlenen 75 cm yüksekliğinde, bir Nike (zafer tanrıçası) heykeli ortaya çıkarıldı. Kentte, kazı ve restorasyon çalışmalarımız artarak devam edecek” ifadeleriyle duyurdu.
    Heykelin, onarım çalışmaları tamamlandıktan sonra Alanya Arkeoloji Müzesi’nde sergileneceği aktarıldı.

  • Toprak altından 1700 yıllık villa çıktı

    Toprak altından 1700 yıllık villa çıktı

    Balıkesir’de Roma villası kalıntıları bulundu.

    Edremit ilçesindeki Antandros Antik Kenti’nde 22 yıl önce başlanan kazı çalışmaları devam ediyor.

    Yapılan çalışmalarda milattan sonra 300 yıllarında yapıldığı tahmin edilen ikinci bir Roma Villası kalıntılarına rastlandı.

    Kazının başkanlığını yapan Ege Üniversitesi Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürcan Polat, çalışmalara ilişkin bir açıklama yaptı.

    Yeni bulgular doğrultusunda çalışmaların devam ettiğini ifade eden Polat “Antandros 2023 sezonu bu sene 10 Temmuz’da ekibin Altınoluk’a gelmesiyle birlikte başladı. Tabii çok fazla bir yoğun ot birikimi vardı. Önce ot temizliğiyle başladık ve hemen arkasından da kazı çalışmaları takip etti. Çalışmalarımızı bu sene iki farklı alanda çalışma yürütüyoruz.” dedi.

    Bu yıl kazı yapılan bölgenin elit bir yerleşim merkezi olduğunu düşündüklerini ifade eden Gürcan Polat “2001 yılından beri kazdığımız bu sektörde duvar resimleriyle, mozaiklerle süslü muhteşem bir Roma villası açığa çıkarmıştık. Bu seneki yeni bir heyecan, yeni bir alana başladık. Hemen bu Roma villasının doğusunda yine Roma villasına benzer yapıda yeni bir yapılaşmayla karşılaşacağımızı ümit ediyoruz.” diye konuştu.

    Polat, şöyle devam etti:

    “Kazının başında olmasına rağmen hemen bu yamaçta yer alan yerleşimin teras duvarını ortaya çıkarmaya başladık. O teras duvarından yukarıya çıkan merdivenlerin de izlerini takip ediyoruz şu an. Burada da benzer türde bir görseli zengin bir Roma villasıyla karşılaşacağımızı umuyoruz. Çünkü Roma villasının bulunduğu bu yamaç tamamen o Roma döneminde elitlerin üst sınıf elitlerin oturduğu bir mahalle konumunda ki biz bunu daha önceki çalışmalarımızda ortaya çıkardığımız kanalizasyon hatlarıyla da ispatlamış durumdaydık. Çünkü Roma villasının yukarıya doğru kanalizasyon sisteminin devam ettiğini tespit etmiştik. Bu da bu evin burada tek başına olmadığı yönündeki kanaati oluşturmuştu.”

    Bölgede kamulaştırma sorununun Edremit Kaymakamı Ahmet Odabaş ve Balıkesir Valisi Hasan Şıldak’ın yakın ilgi göstermesi ile çözüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Polat ayrıca desteklerinden dolayı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığına teşekkür etti.

  • 2 bin yıllık antik kentte ilk çini sergisi

    2 bin yıllık antik kentte ilk çini sergisi

    Düzce’nin Konuralp bölgesinde bulunan Prusias Ad Hypium Antik Kenti, 2 bin yıllık tarihi boyunca ilk kez çini sergisini ağırladı. Çini sanatçısı Harun Agah Altay tarafından hazırlanan sergide, antik kentin kazı çalışmaları çerçevesinde bulunan eser, figür ve motiflerin yer aldığı çiniler büyük dikkat çekti. Sergi 6 Ağustos’a kadar açık kalacak. Çini Sanatçısı Harun Agah Altay, “Tılsım literatürde büyülü ortam, atmosfer gibi oluyor. Bizde Konuralp’in Antik Tiyatro’nun büyüsüne ziyaretçilerin kapılması için buradaki figürleri, buradaki bitkisel motifleri çini üzerine işlemek istedik. 15 yıldır Düzce’de ki tüm resmi kurumlarda Çini sanatının eğitimini veriyorum. Konuralp’te kazı çalışmalarında çıkan motifleri ve figürleri çini sanatı ile buluşturmak istedik. 30 eser çalışma oldu. Yaklaşık 2 yıl çalıştım. Bereket heykeli, zafer tanrıçası, medusa başı gibi Konuralp antik kentinde yer alan Apollon başı gibi yeni çıkan bazı bulguların figürlerini çini tabaklara ve panolara işledik” şeklinde konuştu.

    “Antik Tiyatro’da 2 bin yıl sonra ilk sergi”

    Konuralp antik kentinde ilk kez bir çini sergisi açıldığını vurgulayan Altay, çini sanatının Anadolu’da bin yıldır, Düzce’de de 15 yıldır yapıldığını belirterek “Bizde Konuralp Antik Tiyatro’da bu tılsımlı atmosferi bir sergi ile taçlandırmak istedik. Antik tiyatro’da 2 bin yıl sonra ilk kez bir kişisel çini sergisi açılıyor. 15 yıldır bu sanatın içerisindeyim. Benimde ilk sergim. Hem 2 bin yıl sonra ilk kez açılan bir çini sergisi hem de Düzce’de açılan ilk çini sergisi büyük bir önem taşıyor” dedi.

    “Ortalama 6 ayda insanlara çini sanatını sıfırdan öğretebiliyoruz”

    Çini yapmak isteyenlere ortalama 6 ayda eğitim verdiklerini vurgulayan Altay, “Çini yapabilmek kişinin performansına göre değişiyor. 3 ay eğitim verdiğim ve çok güzel çalışmalar yapan kursiyerlerim de oldu. 1 yıl boyunca eğitim verdiğim ama çok fazla çalışmalar yapamayan kursiyerlerim de oldu. Ama ortalama 6 aylık bir eğitim ile insanlara çini sanatını sıfırdan öğretebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Tarihi antik kentte yangın

    Tarihi antik kentte yangın

    Pamukkale ilçesine bağlı Karahayıt Mahallesi’nde bulunan dünyaca ünlü Pamukkale yakınlardaki Hierapolis Antik Kenti bölgesinde henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı.

    Kuru otların tutuşmasıyla başlayan örtü yangını, kısa sürede geniş bir alana yayıldı. Alevlerin geceyi aydınlattığı yangın bölgesine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.

    Bölgeye giden ekipler, yangını kontrol altına almak için çalışma başlattı. Antik tiyatronun surlarına kadar dayanan yangın, itfaiye ekiplerinin yoğun çabası sonucu antik kentte sıçramadan söndürüldü.

  • Antik kentte çevre temizliği

    Antik kentte çevre temizliği

    Seferihisar Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü, Teos Antik Kentinde ve Sığacık kıyılarında çevre temizliği yapılması için harekete geçti. “Geçmişten Günümüze Temiz Çevre” sloganıyla başlatılan çalışma çerçevesinde, çocuklar ve gönüllülerin katılımıyla temizlik yapıldı.

    Yaklaşık bin 800 yıllık Umay Nine ağacına ev sahipliği yapan ve 12 İon kentinden biri olan tarihi kentte gerçekleşen temizlikte; şişeler, cam kırıkları, naylon atıklar, sigara izmaritleri tek tek toplandı. Seferihisar Belediye Başkan Yardımcıları; Yelda Celiloğlu ve Nuriye Hepterlikçi ile Seferihisar çevre muhafızı çocuklarda temizlik çalışmasına destek verdi. Antik kentin ardından, Sığacık kıyı şeridinde de temizlik yapıldı.

    Doğanın tüm canlıların evi olduğunu savunan çevreci çocuklar, “Çevreye çok atık atıyorlar, biz de onları toplamak ve herkese bunu aşılamak için buradayız. Çevreyi korumaya her zaman devam edeceğiz” diye konuştu.

  • Bulunan mozaikler yemek odası çıktı

    Bulunan mozaikler yemek odası çıktı

    Sinop kent merkezindeki 2 bini aşkın tarihe sahip olduğu vurgulanan Balatlar Yapı Topluluğu’nda kazı çalışmalarında bilim dünyası için öneme sahip yeni buluntular ortaya çıkmaya devam ediyor. Prof. Dr. Gülgün Köroğlu’nun başkanlığında sürdürülen kazı çalışmalarında beklenmedik bir yapı ortaya çıktı. Çalışmalarda Helenistik döneme ait çakıl taşı mozaikleri bulundu. Ortaya çıkan eserin ‘zengin bir ailenin yemek odasına’ ait olduğu belirlendi.

    Sinop İl Kültür ve Turizm Müdürü Metin Süren, “Bakanlığımızca 11 yıldır yürütülen Balatlar kazısı Sinop tarihinde milattan önce 4. yüzyılda klasik döneme ait, Helenistik döneme ait yapı kalıntısında benzerine çok az rastlanabilecek çakıl taşı mozaiklerine rastlanılmıştır” dedi.

    “Roma’dan sonra belki de dünyanın en önemli antik şehri”

    Sinop’un Roma’dan sonra belki de dünyanın en önemli antik şehirleri arasına girebileceğine dikkat çeken Süren, “Tarih öncesi dönemden günümüze kadar çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış olan Sinop ili dünyanın en önemli antik şehirlerinden bir tanesi olmasının yanında ülkemizin en önemli Selçuklu, şehirlerden bir tanesidir. Bunu merkez ilçemizdeki ve tüm ilçelerimizdeki mevcut olan antik dönem kalıntılarından, yapılan yüzey araştırmalardan ve Selçuklu dönemine ait olan ilçelerimizin her köşesinde yerini almış olan Selçuklu eserlerinden anlıyoruz. Yapılan son kazı çalışmalarında Helenistik döneme ait çakıl taşı mozaiklerine ulaştık. Bu çakıl taşı mozaikleri ülkemizde benzeri olmayan belki dünyada da eşine ender rastlanabilecek, belki Yunanistan’da belki Roma’da antik şehirlerde şöyle bir iddia da var: Sinop’un bu kadar önemli bir antik şehir olduğunu iddia edenler var ki, Roma’dan sonra belki de dünyanın en önemli antik şehirleri arasına girebileceğini ancak maalesef Balatlar’ın haricinde günümüze kadar Sinop ilimizde bu iddiaları doğrulayacak bir bilimsel kazı, yaklaşık 150-200 civarında Höyük ve Tbünüs tespit edilip, tescil edilmesine rağmen bunların tarihi ile ilgili Sinop’un ilk yerleşimiyle ilgili şimdiye kadar günümüze ışık tutacak bilimsel kazıyla maalesef bunlar ortaya konulamamış.

    Ancak bakanlığımızca 11 yıldır yürütülen Balatlar kazısı Sinop tarihinde milattan önce 4. yüzyılda klasik döneme ait, Helenistik döneme ait yapı kalıntısında benzerine çok az rastlanabilecek çakıl taşı mozaiklerine rastlanılmıştır. Bunları da 2 tür değerlendirebiliriz. Dini yapılarda kullanılan motifler, konutlarda kullanılan motifler şeklinde. Bu eserler üzerinde restorasyon çalışmalarımız devam ediyor. Sergi aşamasında gelebilmesi için restore edilmesi gerekiyor. Restaratörlerimiz, kazı başkanımız bir heyetle restorasyon çalışmalarına devam ediyor. Uzmanlarımızın bu konuda yayın çalışmaları devam ediyor. Kitap safhasına getirilmek üzere. İlimizi dünyanın en büyük antik kentlerinden bir tanesi olarak tescilleyecek bu çakıl taşı mozaiklerine ulaşmış durumdayız” diye konuştu.

    Zengin bir ailenin yemek odası

    Balatlar Yapı Topluluğu Kazı Heyeti de ortaya çıkan çakıl taşı mozaiklerinin Helenistik veya Klasik döneme, milattan önce 4. yüzyıl ortalarına ait zengin bir ailenin yemek odası olduğunu bildirdi.

  • Stratonikeia’nın gizemli meydanının sırrı

    Stratonikeia’nın gizemli meydanının sırrı

    12 ay kazı çalışması

    UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde yer alan ve milattan öce 3. Yüzyılda kurulan Stratonikeia antik kentinde Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt Başkanlığında, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Muğla Valiliği ve Yatağan Belediyesi tarafından desteklenen kazılar yılın 12 ayı devam ediyor. 2023 yılında yapılan kazı çalışmaları şehrin girişinde bir tarafı kuzey giriş kapısı, bir tarafı antik tiyatroya giden yolun ortasında yer alan meydanda yoğunluk kazandı.


    Renkli mozaiklerin yer aldığı mekan bulundu

    Stratonikeia antik kentinin değişik noktalarında kazı, restorasyon ve konservasyon çalışmaları sürürken, bu yıl ağırlıklı olarak şehrin merkezinde bulunan ve o dönem kamu binalarının bulunduğu meydanda çalışmalar yoğunlaştı. Antik dönemin en geniş caddesinin yer aldığı meydan çevresinde hamam, latrina (tuvalet), meclis binası, kazılar sonrası ortaya çıkacak bir giriş kapısı ve mekanlar yer alıyor. Mekanlardan birisinin tabanında ise renkli mozaikler tespit edilirken bu alanda da çalışmalar sürüyor.

    Kadınlar çalışıyor

    Stratonikeia antik kenti kazı çalışmalarında yoğunluklu olarak kadınlar çalışıyor. Kazı ekibinde yer alan kadın arkeologların yanında, Yatağan ve çevre köylerden çok sayıda kadın hem toprak kazıyor, hem el arabası ile toprak taşıyor, hem de çıkan mermer eserlerin temizliğinde görev alıyor. Kadın elinin değmediği bir alanın bulunmadığı antik kentin en önemli özelliği ise gelen ziyaretçilerin yapılan kazıları kendilerine ayrılan bölümden izleyebilmeleri.

    “Kentin en merkezi alanı”

    Stratonikea ve Lagina Antik Kenti Kazı Başkanı Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt, “Stratonikeia’da bu sene belli bir alana yoğunlaştık. Burası geçen yıl başlamıştı. Özel bir proje ile devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Muğla Valiliği il Yatağan Belediyesi ile birlikte yürüttüğümüz bir proje. Burada Yatağan’ın tüm mahallelerinden gelen kadınlar ile birlikte çalışıyoruz. Bu çalıştığımız alan kentin en merkezi alanı. Bir tarafta meclis binası var, diğer tarafta bir cadde ve bu cadde antik dönemin en geniş caddesi. Hiç arabanın girmediği bir cadde. Bunun yanında Latrina var, hamam var, Bunların arasında kalan alanda kamu yapıları ve önemli birimlerin olduğunu biliyoruz. Bir kapı var, ama kapının arkasında ne olduğunu şu anda bilemiyoruz. Çünkü bizde son kazma, son söz demek. Kazdığımızda esas o zaman buradaki güzellikleri paylaşacağız. Onun için burada hummalı şekilde çalışmalarımız devam ediyor” dedi.


    Batı caddesi tamamlandı

    Meydanın hemen yanında yer alan ve antik dönemin en büyük ve geniş caddesi olarak bilinen Batı Caddesinde çalışmaların tamamlandığını belirten Prof. Dr. Söğüt, “Batı Caddesindeki çalışmalarımızı tamamladık. Etraftaki kazılarda Batı Cadde’ye ait olan sütunları bulduklarımızı yerlerine koyuyoruz. Antik dönemde farklı yerlerde kullanıldıkları için tamamını bulmamız zor. Ama var olanları yerlerine koyuyoruz. Böylelikle hem kazıyoruz, hem restore ediyoruz, hem de onları koruyoruz. Yani arazide hummalı bir çalışma var. Bu alanda çalışmaların tamamını koruma ve gelecek nesillere aktarma anlamında yürütüyoruz” dedi.

  • Antik kent cinayetinin katil zanlısı tutuklandı

    Antik kent cinayetinin katil zanlısı tutuklandı

    Olay, geçtiğimiz 17 Nisan da Emirdağ ilçesinde Amorium Antik Kenti’nde meydana geldi. İddiaya göre, Amorium Antik Kenti’nde görev yapan güvenlik görevlileri Ebubekir Köksoy (36) ve R.S., arasında nöbet meselesinden kaynaklı tartışma yaşandı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine R.S., yanında getirdiği av tüfeği ile Köksoy’un üzerine ateş açtı. Ebubekir Köksoy, açılan ateşte olay yerinde yaşamını yitirdi.

    Adliyeye yüzü sargılı şekilde sevk edildi

    Açılan ateş sırasında R.S.’nin de yüzünden yaralandığı belirtildi. Olayın ardından Bolvadin ilçesine bağlı Dişli beldesindeki evine kaçan R.S., Emirdağ ve Bolvadin İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından düzenlene takip sonrası yakalandı. Şahıs daha sonra ekipler tarafından çağrılan 112 Acil servis ambulansı ile Bolvadin Devlet Hastanesine kaldırıldı. Tedavisinin ardından gözaltına alınan R.S., jandarmadaki sorgusunun ardından sevk edildiği mahkeme tarafından ‘kasten adam öldürme’ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.
    Öte yandan, R.S.’nin adliyeden çıkarılırken yüzünün sarkılı olması ise dikkatlerden kaçmadı.