Etiket: arı

  • Böyle hobi görülmedi

    Böyle hobi görülmedi

    Aydın’ın Köşk ilçesine bağlı Güzelköy Mahallesi’nde ikamet eden ancak gezgin arıcı olduğu için ülkenin değişik yerlerinde arıları ile konaklayan İsa Süzer, kendine has yöntemleri ile oğul çıkarıp kovandan kaçan kolonileri topluyor. Çocukluğundan bu yana arıcılık yapan 41 yaşındaki Süzer’in arılarla olan yaşamı görenleri hayrete düşürürken, arı toplama işinin kendisi için sıradan bir iş olduğunu belirtiyor. Genç arıcının görenleri şaşkına çeviren arı toplama yöntemi ise film sahnelerini aratmayacak görüntüler oluşturuyor.

    Aynı zamanda baba mesleği olan arıcılığı çocuk yaşlardan bu yana yaptığını belirten İsa Süzer; “Arıların olduğu bölgede çalışırken oğul çıkarıp kovanı terk eden bir koloni geldi. Koloninin beyini aldım. Onu elimde tutunca ana arının peşinden gelen diğer tüm arılar da ana arının salgıladığı koku ile benim vücudumda toplanıyor. Koloninin tüm arıları benim vücudumda toplandıktan sonra bu koloniyi yeni bir kovana yerleştiriyoruz. Yaptığımı işi dışardan görenler şaşırsa da benim için sıradan bir iş. Vücudumda topladığım arılar zaman zaman beni soksa da etkilemiyor” dedi.

  • Kovana bir kap su

    Kovana bir kap su

    BUÜ Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (AGAM), arıcılık alanında uzmanlaşan akademisyenlerin, arıcıların üretimini ve arı ürünlerinin kalitesini artıracak, insan sağlığı üzerindeki etkilerini belirleyecek, hastalıklar ve parazitlerle etkili mücadele yöntemleri kullanmasını sağlayacak yeni ürün, yöntem ve teknolojiler geliştirerek arıcılığı ileriye taşımak amacıyla uygulamalı çalışmalar yürütülüyor.

    AGAM Müdürü Prof. Dr. İbrahim Çakmak, AA muhabirine, Türkiye’de bu yıl bal verimliliğinin geçen senelere göre oldukça düşük seyrettiğini söyledi.

    Ağustos ayının bal tutma dönemi olduğunu belirten Çakmak, bu yıl hasat zamanında değişimler gözlemlediklerini aktardı.

    Kuraklık ve iklim değişikliği nedeniyle verimin çok düşük olduğunu dile getiren Çakmak, “Bu yıl iklim değişikliği nedeniyle mevsimde önemli bir kayma var. Yağmurlar geç geldi. Geçen yıl iki kez bal süzümü yapmıştık. Bu sene daha bir kez bile yapamadık. Ağustos ayındayız, bazıları hala olgunlaşmamış durumda. Yine geriden geliyoruz ve üstelik verim miktarı da geçen yıla göre oldukça düşük.” diye konuştu.

    Çakmak, iklim değişikliğinin Türkiye’nin her bölgesini etkilemeye başladığını vurguladı.

    Anadolu ırkı yerli arıların iklim değişiklikleri ve kuraklığa daha dayanıklı olduğunu bildiren Çakmak, şöyle devam etti:

    “Biz burada Anadolu ırkı ana arıyı hem çoğaltıyoruz hem de bal üretiminde kullanıyoruz. Bölgedeki arıcılarla karşılaştırma yaptığımızda bizim verimimiz onlardan yüksek çıkacaktır. Bu durum, yerli Anadolu arısı kullanmamızdan kaynaklanıyor. Anadolu ırkı bu bölgeye adapte olduğu için olabilecek uç sıcaklıklara karşı da diğer arılara göre daha tedbirli davranıyor. Daha iyi taktikler kullanabiliyoruz. O yüzden biz arıcılarımıza da yerli ırkı öneriyoruz.”

    “Yerli ırkı kullanmakta fayda var”

    Prof. Dr. Çakmak, bu yıl yağmurların nektar akımı dönemine denk geldiğini, özellikle kestane, ıhlamur, karaçalı gibi bitkilerin özünden beslenen arılardaki bal veriminin düşük olduğunu belirtti.

    Kuraklık ve iklim değişikliğiyle mücadele için öncelikle yerli ırk arıların tercih edilmesini öneren Çakmak, “Yabancı ırk arılar çok sıcak havalarda çalışmıyor. Mesela Kafkas arısını bu bölgeye getirirseniz sıcaklarda çalışmaz. Mutlaka o yörenin arılarının kullanılması gerekiyor. Dolayısıyla üretimde bariz bir fark olduğuna göre o zaman demek ki yerli ırkı kullanmakta fayda var.” dedi.

    AGAM bünyesinde yaptıkları çalışmalarda kuraklıkla mücadelenin yollarını da araştırdıklarını kaydeden Çakmak, arıcılara şu tavsiyelerde bulundu:

    “Havanın çok sıcak ve kurak olduğu zamanlarda arı yemliklerine su koyarak çözüm üretiyoruz. 1-1,5 litre su koyduğunuz zaman o kovan içinde serinlik sağlıyor. Arı, su ihtiyacını da karşılıyor. Yani kuraklığa karşı da en iyi tedbirlerden biri bütün kovanların içine 1,5 litre civarında su koymak. Biz bunu koyduk ve bunu da çok başarılı olduğunu gördük. Yani bizim o en sıcak zamanlarda bile çok ciddi bir sorun yaşamadık.”

  • Karşılaştığı hayvanları kayıt altına aldı

    Karşılaştığı hayvanları kayıt altına aldı

    Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde arıcılıkla uğraşan Hasan Tıkız, arılarını kontrol etmeye giderken yolda karşılaştığı hayvanları besleyip cep telefonu ile kayıt altına aldı. Bunlardan en önemlisi ise Dünya Doğa ve Doğal Kaynaklarını Koruma Birliğinin (IUCN) kırmızı listesinde yer alan ve görüntülenmesi bir hayli zor olan Arap tavşanı oldu. Tıkız, akşam saatlerinde gördüğü Arap tavşanını inceledikten sonra uzun süre cep telefonu ile kaydetti. Ertesi sabah tekrar Arılarını kontrol etmek için yola çıkan Tıkız, bu sefer de gelincik ve kınalı keklik yavrularını görüntüledi.

    Tıkız, ‘’Arıcılık yapmaktayım. Arıların yanına bazen gece bazen de gündüz gidiyorum. Çeşitli güzel hayvanlara rastlıyorum. Mesela gelincik, keklik yavruları gördük, Arap tavşanı görüntüledik. Çemişgezek’te böyle hayvanları çok görüyoruz. Bunlara zarar verilmemesi gerekiyor. Yaban keçileri de ilçemiz merkezine kadar iniyor. Memleketimiz bu anlamda çok güzel’’ dedi.

  • 10 yıllık emeği yandı

    10 yıllık emeği yandı

    Kahramanmaraş’ta bilinmeyen bir nedenden dolayı ormanlık alanda çıkan yangında bir vatandaşın 10 yıllık emeği 3 saatte küle döndü. Binlerce arının bulunduğu 50 kovan küle dönerken, yaklaşık 500 bin TL’lik zarar oluştu.

    Onikişubat ilçesi kazma bağları mevkiinde ormanlık alanda çıkan yangını doğanın yanı sıra arılara da zarar verdi. Sütçü İmam Üniversitesi arıcılık alanında yüksek lisans yapan Atuf Cerit’in (40), 50 kovanın içindeki balları, kovanları ve damızlık arıları yanarak 500 bin TL zarar oluştu. Cerit, tekrar faaliyete geçebilmek için, devlet desteğine ihtiyacı olduğunu ifade etti.

    10 yıllık emeğinin 3 saatte bittiğini belirten Atuf Cerit, “Ben inşaat mühendisiyim. Sütçü İmam Üniversitesi’nde arıcılık üzerine yüksek lisans yapıyorum. Burası kazma bağları. Benim de bağım ve arılarım burada.

    Geçen hafta pazar günü saat 15.00 sularında bir yangın çıktı. Bu yangın karşı tepede yaklaşık buraya 1 kilometre uzaklıktaki ormanlık alanda çıktı. Ben dumanları görünce hemen 177’yi aradım. Yangının ihbarını verdim. Yangın git gide büyüdü. Ve benim çocuklarım da bağ evinde beraber kalıyorduk. Çocuklarım panik oldu. Gökyüzü bir anda kıpkırmızı oldu. Bizler de panik halinde kaçtık” dedi.

    “500 bin TL zararım var”
    Cerit, “Yaklaşık 60 tane 10 çerçeveli ilaveli içi ballı olan kovanlarım vardı. 50 adeti çiftçi kayıt sistemine kayıtlı bunların hepsi yandı. Ayrıca ben ben Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde yüksek lisans yapıyorum. Arılar üzerinde çalışmalar yapıyorum. Kahramanmaraş’ın iyi arılarından damızlıklar alarak onları suni olarak döllüyordum.

    En büyük kaybımız da bu döllenmiş, arılarının hepsi yandı. Onlar bizim plastik dediğimiz ana üretim kutularındaydı. Yaklaşık 50 taneydi hepsi yandı. Damızlık arılarım da yandı. Yani burada 3 -5 arım kaldı” ifadesini kullandı. Maddi olarak yaklaşık 500 bin TL zararının olduğuna değinen Cerit, “Kovanın içindeki o ballar, kovanlar, damızlık arılar hepsi yandı. Yaklaşık 10 yıldır uğraştığım bir emekti. 10 yıldır verdiğim emeklerin hepsi heba oldu.

    Ben devletimizden bana destek vermesini istiyorum. Bir an önce faaliyete geçmem için bu desteği çok ihtiyacım var. Çünkü amacım burada sadece bal üretmek değil, Kahramanmaraş arıcılığına katkıda bulunmak. İnşallah gereken de desteği en kısa zamanda alır faaliyete başlarım” şeklinde konuştu.

  • Tel örgüler ayıları durdurmadı

    Tel örgüler ayıları durdurmadı

    Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde arı ve kovanlarını ayılardan korumak için önlem alan vatandaşın tedbirleri yetersiz kaldı. Tel örgüyü aşarak içeri giren ayılar ikinci kez arıları telef etti. Kastamonu’nun Taşköprü ilçesine bağlı Yukarışehirören köyünde Satılmış Göksu’ya ait bahçeye giren ayılar, 6 adet kovanı parçalayarak yüzlerce arıyı telef etmişti.

    Yaşanan olayın ardından tel örgü ile kovanlarını korumaya alan Göksu’nun tedbirleri ayıları durduramadı. Tel örgüleri aşarak kovanlara ulaşan ayılar 1 adet kovanı parçaladı. Yaşanan olay ile ilgili konuşan Enes Göksu, “Geçtiğimiz ay, başımıza gelen olayı tekrar yaşadık. Cezaevi gibi etrafını kapatmamıza rağmen bir daha ayı kovanlarımıza saldırdı. Allah’tan bu sefer 6’sını değil 1 tanesini telef etmiş” dedi.

  • Kovanları aşırı sıcaktan kireçle koruyorlar

    Kovanları aşırı sıcaktan kireçle koruyorlar

    Türkiye’nin pek çok yöresinden arıcılar, çiçek balı üretmek için ayçiçeği tarlalarının yoğun olduğu Trakya’ya geliyor.

    Yüksek sıcaklıklardan kendileri gibi arıları da etkilenen üreticiler, bal veriminin düşmemesi için kovanlarını güneş ışınlarını yansıtan kireçle boyuyor.

    İzmir’in Foça ilçesinde yaşayan gezgin arıcı 60 yaşındaki Mehmet Bölükoğlu da arılarını Kozak Yaylası ve Bursa’nın Karacabey ilçesinin ardından Kırklareli’ne getirdi. Bölükoğlu, Karıncak köyü Manastır Dere mevkisinde balın izini sürüyor.

    Sıcaklıkların 35 derecenin üzerinde seyrettiği Kırklareli’nde, İzmirli arıcı bal veriminin düşmemesi için de yoğun mesai harcıyor. Bölükoğlu, babasından öğrendiği sıcakla mücadele yöntemini kendi kovanlarında uyguluyor.

    “Kireçle önlem alıyoruz”

    Bölükoğlu, bal üretimini artırmak için sıcaklıkla da mücadele ettiklerini söyledi.

    Önceki yıllara göre aşırı sıcakların yaşandığını belirten Bölükoğlu, hava sıcak olunca arıların kovan sıcaklığını dengede tutmak için kanat çırpmasını artırdığını anlattı.

    Arının sıcaklıkla mücadelede yıpranıp bal üretimini azalttığını dile getiren Bölükoğlu, “Sabah güneş doğmadan ya da akşam üzeri kovanları kireçleyerek sıcaklık önlemini alıyoruz. Güneş ışınları sacı ısıtıyor, kireç güneş ışınlarını geri yönlendiriyor, kovanın ısınmasını önlüyor.” dedi.

    Arılara yardımcı oluyorlar

    Bölükoğlu, hava tahmini raporlarını takip ederek önceden önlem aldıklarını aktardı.

    Sıcaklığın balın bozulmasına da neden olduğunu dile getiren Bölükoğlu, şöyle konuştu:

    “Kovandaki asker mevcudu işe gidemiyor, devamlı kovanı soğutmaya çalışıyor. Bal verimi düşüyor, içindeki yavrular bozuluyor. Getirdiği balı olgunlaştıramıyor sulu kalıyor. O yüzden biz de arılara yardımcı oluyoruz. Doğadaki 35 derecedeki ısıda kovanların havalandırma deliklerinin kesinlikle açılmaması gerekiyor.

    Kovan içindeki ısıyı 26-27 derecede tutmaya çalışıyor hayvan. Dışarıdaki ısı da 35-40 dereceyi bulduğunda bu sefer soğutamayınca kanat çırpmaya başlıyor, nem oranı düşüyor yavrular bozuluyor. Balı da tam olgunlaştıramıyor ve arı yıpranıyor. Sıcak havada doğada uçacağı enerjiyi kovanda kanat çırpmak ile geçiriyor. Bu sefer de asker durumu kovanlarda düşmüş oluyor bal verimi de düşüyor.”

    Bölükoğlu, beyaz boyalarda kimyasal olması ve ısıyı kovan içine alması nedeniyle kireci tercih ettiklerini, kirecin zararlı böcekleri de kovandan uzaklaştırdığını belirtti.

  • Yüzyıllık arı çardakları

    Yüzyıllık arı çardakları

    Giresun’un Güce ilçesine bağlı Boncukçukur köyündeki tarihi arı çardakları tescillendi.
    İlçenin özellikle kestane ve orman gülü bal üretiminde önemli bir yeri olan Boncukçukur köyündeki tarihi doğal ayı savar arı çardakları Giresun Üniversitesi ve Boncukçukur Köyü Derneğinin yaptığı çalışma sonucunda tescillendiği kaydedildi.

    Boncukçukur köyündeki arı çardaklarının yöreye özgü çivisiz mimari ile yapıldığını ve tarihinin yaklaşık 500 yıla dayandığını ileri süren Boncukçukur Köyü Derneği Başkanı Yakup Çukur, “Arıcılık köyümüzün tarihi kadar eski bir geçim kaynağıdır. Köyümüzde her hane mutlaka arıcılıkla uğraşmaktadır. Özellikle kestane ve orman gülü olarak bilinen deli bal üretimi mevcuttur.

    Günümüzde ayıların arıya zarar vermemesi için elektrikli çitler tercih edilirken, bizim köyümüzdeki tarihi çardaklar doğal bir ayı savar görevi yapmaktadır. Genellikle yörenin kestane ağaçlarından çivisiz olarak üst üste geçirmeli olarak konulan kütüklerin üzerine yapılan çıkmalı çardaklara ayılar çıkamamaktadır.

    Bu da hem ayıya zarar vermemekte hem de ayı, kovanlara zarar verememektedir. Yüzyıllardır atalarımızın uyguladığı bu yöntem geleneksel olarak devam etmektedir. Bu çardaklar Giresun Üniversitesiyle yaptığımız çalışmalar sonucunda tescillenmiştir. Köyümüzde neredeyse belirli aralıklarla onarılarak 500 yıldır kullanılan çardaklar mevcuttur. Bu konuda hem mevcut çardakların onarımı hem de yeni çardakların yapımı konusunda bir proje üzerinde de çalışmaktayız” dedi.

    Bal rekoltesi yok denecek kadar az
    Bu seneki bal rekoltesiyle de ilgili bilgi veren Dernek Başkanı Çukur, “Bu sene genel olarak hava şartlarının yağışlı gitmesi nedeniyle ciddi bir rekolte kaybı yaşanmaktadır. Köyümüzde 30’un üzerinde çiçek florası bulunmaktadır. Ancak özellikle kestane ve orman gülü balı ön plana çıkmaktadır. Genelde sipariş üzerine bir sene önceden köyümüz balı satılırken bu sene arının kendisini dahi besleyecek kadar bal üretiminin olmayacağını söylemek mümkündür” diye konuştu.

  • Binlerce arı firar etti

    Binlerce arı firar etti

    Olay saat 18.00 sıralarında Yenice Mahallesi Orta Sokak’ta bulunan apartmanda meydana geldi. Henüz nereden geldikleri belirlenemeyen kovandaki binlerce arı firar ederek, apartmanın zemin katının balkon duvarına oğul yaptı.

    Günlerdir oradaki arılar nedeniyle rahatsız olan apartman sakinleri bir bal üreticisine haber verdiler. Olay yerine gelen bal üreticisi, peteklere yönlendirdiği arıları peyderpey kovanın içine yerleştirdi. 2 saat süren uğraşı sonucu binlerce arı kovana girdi. Bal üreticisi, kovan dolusu arıyı alarak bahçesine götürdü.

  • Binlerce arı telef oldu

    Binlerce arı telef oldu

    Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde 135 kovandaki binlerce arı, kimlikleri henüz belirlenemeyen kişiler tarafından ilaçla zehirlenerek telef edildi. Arıların telef edilme anı ise bahçede bulunan güvenlik kameralarına yansıdı.

    Olay, 27 Haziran’da Kastamonu’nun İnebolu ilçesine bağlı Dibek köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ali Oğuz ve Salim Şahiner adlı bal üreticisi ortaklar, 2022 yılında Dibek köyünde satın aldıkları 3,5 dönümlük araziye 135 adet arı kovanı yerleştirdi.

    Kestane ormanlarıyla kaplı bölgede kestane balı üretimi yapan Ali Oğuz ve Salim Şahiner’e ait arı kovanlarının bulunduğu bahçeye gece saatlerinde giren yüzleri maskeli 2 kişi, ellerindeki pompalarla bütün kovanlara ilaç sıktı. Sabah uyandığında kovanlardaki binlerce arının telef olduğunu gören Salim Şahiner, şoke oldu. Bahçedeki güvenlik kamerasının kayıtlarını inceleyen bal üreticileri, arıların ilaçla telef edildiğini görünce durumu jandarma ekiplerine bildirdi.

    Jandarma ekipleri tarafından yapılan incelemede arıların ilaçla telef edildiği tespit edildi. Olayın ardından Ali Oğuz ve Salim Şahiner, İnebolu İlçe Jandarma Komutanlığına başvurarak şüphelilerden şikayetçi oldu.

    Etrafı çitle çevrili bahçedeki güvenlik kameraları tarafından kaydedilen şahısların görüntüleri de jandarma ekiplerine teslim edildi. Olayın ardından şüphelilerin bulunması için başlatılan çalışmalar devam ediyor.

    “135 kovan arımızın yüzde 80’i yapılan ilaçlamadan ötürü öldü”
    135 kovan arının yüzde 80’inin zehirlenerek telef edildiğini söyleyen kestane balı üreticisi Salim Şahiner, “Elimizdeki video görüntülerinde, saat 1.34 sıralarında fotokapanların ve kameraların çektiği görüntülerde arılığa iki kişi girildiği görülüyor. İkisinin de sırtlarında 16 litrelik şarjlı ilaç pompalısı bulunuyor. Girişti elektrik bariyerimiz vardı.

    Elektriği kesip arılığa öyle giriyorlar. 135 kovan arıyı komple telef etmek için arılıkta ilaçlama yapıyorlar. Arılarımızın yüzde 80’i bu ilaçlamadan ötürü öldü. Rutin olarak bizler her gün arılığa gelip kontrollerde bulunuyoruz. İlaçla zehirlenen arılığımıza gittiğimizde de arıların uçmadığını, hareketsiz kaldığını fark ettik. Kovanların önleri komple arı ölüleriyle kapanmış. Arıların zehirlendiğini ve boğulmalardan ötürü de kovanların önünün arı ölüsüyle yığılı olduğunu gördük.

    İçeride kovanda kalan sağ arılarda dışarıya çıkamıyor. Olayın farkına varır varmaz hemen kovanların önlerini açtık. Ardından kamera görüntülerini izleyip baktığımızda iki kişinin arılığa girerek kovanları zehirlediğini gördük. Görüntüleri ve kameraları alıp İnebolu İlçe Jandarma Komutanlığına şikayette bulunduk” dedi.

    Yaşadıkları olay karşısında büyük üzüntü yaşadıklarını ifade eden Şahiner, “Şu anda edindiğimiz bilgilerde görüntülerin kriminal laboratuvara gönderildiği söylendi. Arıların ölümleriyle ilgili İnebolu İlçe Tarım Müdürlüğü ekipleri numune alarak nasıl bir ilaç ile zehirlendiklerini tespit etmek üzere çalışmalarını sürdürüyor. Daha önce bizler böyle bir olay yaşamadık. Aynı köyde iki yıl öncede başka bir arkadaşın arılarının önleri alkol alınıp kapatıldığı söylendi. İnebolu’nun Dibek köyünde ne yazık ki böyle sıkıntıların ara sıra yaşandığını öğrendik” diye konuştu.

    “Kovanlarımız zehirlendiği için zararımız da büyük”
    Kovanların ilaçla zehirlendiğini ve arıların da telef olduğunu belirten Şahiner, “Yalnız bizim arılarımızı koyduğumuz yer tapulu arazimiz, bize ait bir arazide bulunuyor arılar. Rekoltemiz çok düştü, arılarımız zehirlendiği için bizler çok mağdur durumdayız.

    Şu anda yeni yeni sağım başladı, vatandaşlar sağıma başladı. Rekolte ne kadar bilmiyoruz ama bizim arılarımız zehirlendiği için biz çok mağdur olduk. Arılarımızı köyden kaldırdık. Şu anda arılarda ölümler halen devam ediyor, arılarda bal yapmadığı için Devrekani ilçesine yüksek bir kesime çiçek balı için kovanları kaldırdık. Kraliçe arı da öldüğü için yeni kraliçe arı getirttik. Şu anda yeniden arılarımızı geliştirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Kestaneden sonra çiçek balı da umutsuz

    Kestaneden sonra çiçek balı da umutsuz

    Havaların bol yağışlı gitmesinden dolayı kestane balı alamadıklarını söyleyen gezgin arıcılar, çiçek balı için Erzurum’a gitseler de, kötü giden hava şartları nedeniyle istedikleri balı yine alamayacaklarını ve sezonun zorlu geçecek olduğunu ifade ettiler.

    Yaklaşık 10 yıldır Karadeniz Bölgesinde gezgin arıcılık yapan Eynesilli arıcılardan Hasan Kısa, “Sezon sıkıntılı geçtiği. Kestaneden göçtük geldik ama, kestaneden umduğumuz verimi havaların yağışlı gitmesinden dolayı alamadık.

    Buna bağlı olarak bu sene kestane balı fiyatlarında yükselişlerin olacağını söyleyebilirim. Bizim için Erzurum yeni başlıyor. Geçen yıl verim çok yüksekti. Bu sene inşallah geçen yılda olduğu gibi umduğumuzu buradan alırız diye düşünüyorum. Bunun yanında bu sene bayağı bir sıkıntılarımız oldu. Ekonomik zorluklarda yaşadık. Malzemede ve nakliyede artan fiyatlardan dolayı destek bekliyoruz” diye konuştu.