Etiket: arı

  • Arının soktuğu adam hayatını kaybetti

    Arının soktuğu adam hayatını kaybetti

    Ceylanpınar ilçesine bağlı Selahaddin Eyyübi Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre Mehmet Almas (60) evinin önündeyken arıların saldırısına uğradı. Yakınları tarafından Harran Üniversitesi Hastanesine kaldırılan Almas, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Yaşlı adamın cenazesi, otopsi işlemlerinin ardından defnedilmek üzere ailesine teslim edildi.
    Alerjisi olduğu öğrenilen Almas’ın daha önceki yıllarda da arı sokması sebebiyle tedavi gördüğü öğrenildi.
    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Kovanı terk eden arılar yol kenarında bulundu

    Kovanı terk eden arılar yol kenarında bulundu

    Olay, Keban ilçesi Gökbelen köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir üretici arılarının kovanda olmadığını fark etti.

    Daha sonra kovanların olduğunu bölgede arama yapan üretici, arıları yol kenarında bir kova içerisinde buldu. Ardından bir kovan alarak gelen üretici, arıları kovana aldı.

  • Arı sandılar mermi çıktı

    Arı sandılar mermi çıktı

    Niğde’de ailesinin arı soktuğu zannettiği 2 yaşındaki çocuğun yorgun mermiyle yaralandığı belirlendi. Mermi, Kayseri Şehir Hastanesindeki ameliyatla çıkarıldı.

    Merkeze bağlı Dündarlı beldesi Cumhuriyet Mahallesi’nde yaşayan Pala ailesinin tek çocuğu 2 yaşındaki İsmail Pala, 2 Temmuz’da evlerinin avlusunda oynadığı esnada sol omzundan giren yorgun mermi ile yaralandı.

    Önce arı soktuğu zannettiği oğlunun yaralandığını fark eden anne Rabia Pala’nın (19) haber vermesi üzerine gelen ambulansla Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan çocuk, ilk müdahalesinin ardından Kayseri Şehir Hastanesine sevk edildi.

    Burada çocuk cerrahi bölümünde ameliyatla vücudundaki mermi çıkarılan ve hayati tehlikeyi atlatan İsmail Pala’nın servisteki tedavisine devam ediliyor.

    Anne Rabia Pala, olay esnasında oğlunun kuzenleriyle evin avlusunda oynadığını söyledi.

    Kendisinin de yanlarında bulunduğunu dile getiren Pala, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bir ses geldi. Ondan sonra çocuğum ağlamaya başladı. Benim aklıma hiç böyle bir şey gelmedi. Arı soktu sandım. Kucağıma aldım, eve geçip balkona çıkarttım. Ondan sonra kıyafetlerini çıkarttım. Baktım omuzu kanıyordu. Kıyafetleri delmiş, geçmiş. Hemen aklıma mermi geldi. Amcamı ve eşimi çağırdım, sonra da ambulansı çağırdık.”

    Kapının önünde oynarken böyle bir olayın yaşanmasının çok üzücü olduğunu belirten Pala, “Bizim canımız yandı, başkasının canı yanmasın. Ucuz atlattık. Eğer kurşun orada durmayıp kalbine gelseydi parçalayıp çocuğumu kaybedebilirdim. İnsanlar düğünlerde, bayramlarda sevincini silahla ateş ederek yaşıyor. Böyle ateş açmaları başkalarının canını yakabiliyor. O yüzden sevinçlerini böyle yaşamasınlar.” diye konuştu.

    Baba Selman Pala (22) da olayın kim tarafından yapıldığını bilmediklerini, suç duyurusunda bulunduklarını ifade ederek, suçlunun yakalanıp en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini kaydetti.

    Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Mustafa Erman Dörterler ise çocuğun Niğde’den ateşli silah yaralanmasına bağlı getirildiğini söyledi.

    Servise aldıkları hastanın tetkiklerinde, merminin sol omzundan girdiğini, akciğer boşluğuna girmeden orada kaldığını tespit ettiklerini dile getiren Dörterler, şunları kaydetti:

    “Evladımız çok şanslı. Kurşun, başının birkaç santimetre yanından omuz bölgesinden girerek akciğerlere kadar ulaşmadan orada kalmış. Tabii kurşun omuza çarpınca orada hızını kaybediyor. Çok şanslı bir evladımız. Mermi, hayati organlar, damarlar ve sinirlere denk gelmemiş, akciğere girerken hemen orada durmuş. Eğer bu kurşun omuza çarpmasa ya da yandan daha farklı şekillerde isabet etse çocuğun Allah göstermesin, akciğeri parçalanabilir, kalbine isabet edebilir ve çocuğu kaybedebilirdik. Yaptığımız ameliyatta kurşunu çıkarttık. Çocuğumuzun şu an hemşirelerimizin nezaretinde, anne ve babasının refakatinde tedavisine devam ediyoruz. Hemen beslemeye başladık. İnşallah süreç böyle giderse çocuğumuzu şifayla taburcu edeceğiz.”

    Bu tür yaralanmaların insanların hayatına mal olabileceğine dikkati çeken Dörterler, “Bu nedenle bayram ve düğün gibi günlerde eğlenirken çok dikkat etmek lazım. Herkes, her zaman bu kadar şanslı olmayabilir.” dedi.

  • Bursa’da arıları kovanlarıyla birlikte çaldılar

    Bursa’da arıları kovanlarıyla birlikte çaldılar

    Bursa’da hırsızların hedefi arı kovanları oldu. Temizlik işleriyle uğraşan ancak boş vakitlerinde hem gelir hem de hobi maksatlı arıcılık yapan İlyas Özdemir’in gözü gibi baktığı 6 kovan hırsızlarca çalındı.

    Bursa’nın merkez Osmangazi İlçesi Demirtaş Mahallesi’nde yaşayanların arıcılık yapmak için ormanlık alana yerleştirdikleri kovanlardan bazıları çalındı. Kovanlarının bakımı için bölgeye gelen İlyas Özdemir, durumu fark edip polis ekiplerine giderek şikayetçi oldu. 10 yıl önce ek iş olarak arıcılığa başlayan Özdemir, 6 kovanın çalındığını görünce duygulu anlar yaşadı.

    Gözü gibi baktığı arılarının kovanlarıyla götürüldüğü gören mağdur adam, “Çocuğum hasta, ona bile bazen vakit ayıramıyorum, bir de arıların iyilerini seçmişler. Emeklerimizi çaldılar” dedi.
    Polis ekipleri, arılarla birlikte kovanları çalan şüphelinin belirlenmesi için çalışma başlattı.

    Arılarının bulunmasını isteyen Özdemir, “Bu işi 10 yılı aşkın süredir yapıyorum. Dün bir arkadaşımın iki kovanını arılarla birlikte çaldılar, bugün benim. Biz bu işi profesyonel yapmak istiyoruz. İşten çıkıp ek gelir için bu işle uğraşıyorum. Fakat hırsızlar buna müsaade etmiyor. Bizim bütün belgelerimiz tam. Arılarımızın bulunması için yetkililerden sesimizin duyulmasını istiyoruz” diye konuştu.
    İlyas Özdemir’in maddi kaybının 15 bin lirayı bulduğu öğrenildi.

  • Bayramı arılarının yanında geçiriyorlar

    Bayramı arılarının yanında geçiriyorlar

    Paris’ten ve Londra’dan iki kez dünya birinciliği alan Bingöl balı için arıcılar bayram demeden çalışmalara devam ediyor. Bingöl’ün yüksek yaylalarına yerleştirdikleri kovanları bir saniye yalnız bırakmayan arıcılar bayramı aileleri ve akrabaları ile geçirmek yerine yaylada arıları ile geçiriyor. Protein değeri oldukça yüksek olan ve yüksek yaylalarda bulunan Geven, Kekik, Üçgül, Ballıbaba gibi bin bir çeşit bitki sayesinde doğal bal üreten üreticiler yılın yaklaşık 7 ayını arıları ile birlikte geçiriyor.

    “Arılarımı çocuklarım gibi seviyorum”

    Ailesi ile sabah erken saate bayramlaştıktan sonra arılarının yanına gelen 44 yıllık bal üreticisi Abdullah Baylaz, “1979’dan beri arıcılık yapıyorum. Arımı çok seviyorum, bugün bayramdır çocuklarımı bayramını kutladıktan sonra arılarımın yanına geldim. Arılarımı da çocuklarım gibi seviyorum. Bize ürün verdiği zaman sağım zamanı çok mutlu oluyoruz. Bizim asıl bayramımız o zamandır” diye konuştu.

    “Bizim asıl bayramımız iyi bir ürün aldığımız zamandır”

    35 yıldan bu yana bal üretimi yapan Cemal Bahadır ise “30-35 yıldır bu işi yapıyorum. Arıları çok seviyorum, bugün bayram köyde bayramlaştık çocuklarla beraber, aracılık bayram seyran dinlemez, her zaman arının yanında olmamız lazım. Yılın 6-7 ayı yanında çalışmamız lazım. Çocuklarımızdan daha fazla arıya bakıyoruz, daha da seviyoruz. Bizim asıl bayramımız iyi bir ürün aldığımız zaman olur. Biliyorsunuz Bingöl balı dünyada 1’incilik ve ikincilik almış. Ondan dolayı bizim de en iyi şekilde iyi ürün almamız lazım. İyi bir bal üretmemiz lazım. Herkesin bayramını kutluyorum” şeklinde konuştu.

    “Arıcılık bayram seyran dinlemiyor”

    Yaylada bulunan arıcıları bayram günü ziyaret eden Bingöl Arıcılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Naim Balon da “Bugün bayram günü ve arıcılarınızı ziyarete geldik. Şu anda arıcılarınızı yanınızdayız, yayladayız. Bingöllü arıcılarımız bayram seyran dinlemiyorlar. Onlar için asıl bayram arılarla beraber olmaktır. Çocukları ile bayramlaştıktan sonra arılarının yanına geliyorlar. Bingöl balığının dünya birincisi olmasının sebebi de arıcılarımızın bu işi severek yapmasıdır. Bayram günü bugün, arkadaşlarımız yine Arılarının içinde çalışıyorlar. Onlar kendi arılarını çocukları gibi seviyorlar ve çocukları gibi bakım yapıyorlar o yüzden de balımızı kalitesini bir çıta daha yukarıya çıkarmaya çalışıyorlar. Kendilerine bereketli hayırlı bir sezon diliyorum bugün bayram hepsinin bayramını tebrik ediyorum” dedi.

  • Aşırı yağışlar nedeniyle arılar bal üretemedi

    Aşırı yağışlar nedeniyle arılar bal üretemedi

    Yozgat’ta nisan, mayıs ve haziran aylarının fazla yağışlı geçmesi sonucu çiçeklerdeki nektar ve polenden yeterince faydalanamayan arılar strese girdi. Strese giren arılar, oğul vermeye başlayınca bal üretimi de olumsuz etkilendi ve çıtalar boş kaldı. Üretici ilkbaharda umduğunu bulamazken rekoltenin de bu yıl yüzde 50 oranında düşmesi bekleniyor. Arıcılar umutlarını yaz mevsimine saklarken verimin düşmesi nedeniyle bal fiyatlarının da artması düşünülüyor.

    Bal hasadı uzadı

    Bu yıl nisan, mayıs, haziran aylarının bol yağışlı geçmesi sonucu arıların bitkiden yeterince nektar ve polen toplayamadığını söyleyen Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Orhan Ermetin, “Bal üretiminde aksamalar oldu. Stresten dolayı bu yıl oğul yapımı geçen yıla oranla biraz daha fazla oldu. Normalde 15 Temmuz’da başlayacak olan bal hasadı dönemi biraz daha gecikecek. Çünkü bal petekleri henüz dolmadı, havaların ısınmasıyla bu sorunun giderileceğini düşünüyorum. Ancak bu yıl bal üretimi biraz daha düşük olacak” dedi.
    Yağışların tarımsal üretime katkısı olduğunu ancak bal üreticilerini olumsuz etkilediğini de belirten Ermetin, üreticilerin panik yapmadan arılarının bakımlarını yapmalarını istedi.

    Arılar bal üretmiyor

    Yozgat’ın merkeze bağlı Evci köyünde arıcılıkla uğraşan Ali Sarı ise 250 kovan arısının olduğunu söyleyerek “Yağışlar bol, çiçek bol ancak arı çalışmadığı için verim alamıyoruz. Yağışlar bitkideki nektarı toplayamadı, bal yapmadı, şu an da petek örmüyor, çıtalar boş. Stresten dolayı arılar, araziye gidemedi, nektar almadı, devamlı oğul vermeye yöneldi. Arılar oğul verince kovanlarımız boş kalıyor. Yüzde 70 oranında bal verimini etkiledi. Geçen yıl 5 ton bal ürettik bu yıl böyle giderse 2.5 ton bal ancak üretiriz. Fiyatlar geçen sene toptan 80 liraya verdik bu sene 150 liradan vermeyi düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

    Yozgat’ın Araplı beldesinde arıcılıkla uğraşan Lokman Atıl ise, yağış nedeniyle nektara ve polene ulaşamayan arıların strese girdiğini belirterek üretiminin azaldığını ifade etti.

  • Oğul veren arılar ilginç görüntü oluşturdu

    Oğul veren arılar ilginç görüntü oluşturdu

    Kurak geçen bir kış mevsiminin ardından etkili olan yağışlarla Seyitgazi ilçesinde arıcılık normale dönüyor. Oğul döneminin gelmesiyle birlikte kraliçe arılar ile bazı işçi arılar kovanlarından ayrılarak üremeye çıkarken, Göcenoluk mahallesindeki bir koloninin çam ağacının üzerinde yığıntı oluşturmasıyla ilginç görüntü meydana geldi. Arıcılık yapan vatandaş, bu sene arıların daha fazla oğula yüklendiği ifade ifade ederken, yağışlardan sonra verimin de arttığını dile getirdi. Oğul döneminin haziran ayının sonuna devam edeceği ön görülüyor.

    “Herhalde bizim arılar fazlasıyla üremeye geçecekler, bayağı bir oğula yüklendiler.”

    Göcenoluk mahallesinde arıcılık yapan Nasuf Şükrü Yavuz, “Bu sene yağışın bol olması sebebiyle verimli çalışıyoruz. Herhalde bizim arılar fazlasıyla üremeye geçecekler, bayağı bir oğula yüklendiler. Kış sezonu kurak geçtiğinden dolayı arılardan fazla verim alamıyorduk. Baharın da düşmesiyle birlikte arılar güçlendi. Havalar kurak olunca çiçekler kuruma yapıyor ve arı bal toplayamıyor. Yoğun yağışlar bazı noktalarda olumsuz etkiler oluştursa da bizim yöremizde normal bir şekilde yağdığı için problem olmadı. Afet olduğu zaman çiçekler kırılıyor, toprağı ve otu tamamen süpürüyor. Ayrıca yağışlı havalarda arılar uçamıyor” dedi.

    Oğul nedir, arı nasıl oğul verir?

    Koloni halinde yaşayan arıların neslini devam ettirebilmek amacıyla ana arı ile bazı işçi arıların kovanı terk etmesine veya arıcı tarafından yeni bir koloni oluşturulmasına oğul denir. Koloni olarak yaşayan arılar yine koloniler şeklinde bölünerek çoğalır. Bu bölünme bir kısım arının, ana arıyla birlikte kovanı terk etmesiyle oluşur. Koloninin bu şekilde bölünmesine oğul çıkarma denir. Kovanı terk eden yeni koloni ise oğul arısı şeklinde isimlendirilir.

  • Ayı arı kovanlarını parçaladı

    Ayı arı kovanlarını parçaladı

    Balı çok seven ayıların her zaman tehdidi altında bulunduklarını ifade eden kovan sahibi Nihat Turhan, “Bu zamanlarda kestane ve orman balı için yüksek kesimlere çıkıyoruz. Sık sık başka arıcı arkadaşların ayılar tarafından peteklerine zarar verildiğini duyuyordum ama benim başıma ilk defa geldi.

    Ayıların bal yemesine karşı değiliz ama peteklere zarar verip arıların telef olmasına neden oluyorlar. Benim 30 civarında kovanım vardı 10 kadarı zarar görmüş. Her kovanda yaklaşık 40 kilogram bol oluyor. Sanki boş kovanları eliyle koymuş gibi biliyor, zarar görenler hep arılı ve bal olan kovanlar” dedi.

  • Hava şartları arıları olumsuz etkiledi

    Hava şartları arıları olumsuz etkiledi

    Gazipaşa’da bal üreticilerinin yayla yolculuğu bu yıl geç başladı. Gazipaşalı üreticiler, ağustos ayındaki ilk hasat için hazırlıklarını tamamlayıp, ilçenin farklı yaylalarına kovanlarını taşımaya başlamışlardı. Ancak yaylalarda hava şartlarının olumsuz seyretmesi, arıların gelişmesini engelledi. Hava şartlarından dolayı birçok arıcı kovanlarını sahile getirmek zorunda kaldı. Bazı üreticiler ise, yayla yolculuğuna yeni başladı.

    “Kovanların bir kısmı yeniden sahile indirildi”

    Antalya Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Antalya Arı Yetiştiricileri Birliği Gazipaşa Temsilcisi Fatih Oktan, oluşan durumla ilgili bilgi verdi. Yaylaya erken götürülen kovanların hava şartları nedeniyle geri getirildiğini ifade eden Oktan, “Bu yıl yaylaya erken götürülen kovanlarımızdaki arılar, bölgemizde hava şartlarının olumsuz seyretmesinden dolayı yeterince gelişmedi. Birçok arıcımızda olumsuz hava şartları nedeniyle yaylaya geç gitmek zorunda kaldı. Hal böyleyken, yaylalara erken götürülen kovanların bir kısmı yeniden sahile indirildi” dedi.

    “Arılar doğadan yeterli nektarı toplayamadı”

    Yayladaki arıların yeterince beslenemediğini dile getiren Oktan, “Yaylada bulunan arılar, doğadan yeterli nektarı toplayamadı. Yaylada bulunan bal üreticilerimiz, arılara kek ve sıvı beslemesi yapmaya devam ediyor. Meteoroloji verilerine göre haziran ayının da yağışlı geçeceği öngörülüyor. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinden dolayı arıcılarımız, kötü bir sezon geçiriyor” ifadelerini kullandı.

    “Arıcılara yüzde 3 mazot desteği veriliyor”

    Öte yandan, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından arıcılara yüzde 3 mazot desteği yapılmaya başlandığına dikkat çeken Antalya Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Antalya Arı Yetiştiricileri Birliği Gazipaşa Temsilcisi Fatih Oktan, “Mazot desteğinin yanında, bahar döneminde Gazipaşa’da 950 çuval indirimli şeker dağıtımı yapıldı. Sonbahar döneminde de indirimli şeker desteği yapılacak. Arıcılarımızın hayırlı, bereketli bir sezon geçirmelerini diliyorum. Birlik olarak her zaman arıcılarımızın yanında olmaya ve arıcılarımıza destek vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

  • ‘Çiçek balı’ için yaylalara göç başlattı

    ‘Çiçek balı’ için yaylalara göç başlattı

    Yıllık 18 bin ton bal üretimi, 3 bin 500 kayıtlı arıcı ve 600 bin kovan sayısı ile Türkiye’deki bal üretiminin yüzde 15’lik kısmını karşılayan Ordu’da arıcılar yaylaların yolunu tuttu. Yağışlı havalar nedeniyle bölgede akasya çiçeğinden bal alamayan, Türkiye’nin çeşitli bölgelerine giden arıcılar, yaylalarda çiçek balı hasadından umutlu.

    “Ordu 110 ülkeden fazla bal üretimi yapıyor”

    Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Akın Çiftçi, 18 bin ton bal üretimi ile Türkiye’de en fazla bal üretimi yapılan Ordu’nun, dünyada 110 ülkeden de daha fazla bal üretimi yaptığını söyledi. Ordulu arıcıların Akdeniz Bölgesi’nden başlayıp, Güneydoğu Bölgesi’ne kadar gittiğini ve yaylalarda çiçek balı hasadı yaptığını belirterek, “Şubat ayından itibaren arıcılarımız bakımlar başladı, bal üretimi için Doğu ve Güneydoğu illerine giden arıcılarımız oldu. O bölgelerde yağışlar nedeniyle fazla verim alınamadı. Artık mayıs ayı ortası itibarıyla arıcılarımız yüksek rakımlı yaylalara çıkmaya başladılar. Ordu 3 bin 500 kayıtlı arıcı ve 600 bin kovan ile artık yaylalara çıkmaya başladı ve Türkiye’nin yaklaşık 50 ilinde bundan sonra Ordulu arıcıları görmek mümkün” dedi.

    Ordulu arıcılar Türkiye’nin farklı illerinde bal hasadı yapacak

    Ordu’da arıcılık sektörünün fındıktan sonra en büyük geçim kaynağı olduğunu ifade eden Çiftçi, “İlimiz ekonomisi için çok önemli, biz de arıcılarımızın yaylalara çıkması ve yaşadıkları sorunlar için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu yıl şimdiye kadar akasya çiçeğinden bal alınması gerekiyordu ancak yağışlı havalar etkiledi. Bu nedenle arıcılarımız artık çiçek balı üretimi için yola çıkıyorlar. Sivas, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Kars, Hakkari, Van, Ağrı, Bingöl illerine gidecekler; sonrasında kestane balı üretimi için Sinop, Kastamonu’ya giden arıcılarımız olacak, Kayseri ve Konya illerine giden arıcılarımız olacak. Bu yaylalardan dönüşte de çam balı üretimi için bölgelere gidecekler.
    Çiftçi, arıcılara bol ve bereketli bir sezon diledi.