Etiket: arıcılık

  • Konyalı arıcıların zorlu mesaisi

    Konyalı arıcıların zorlu mesaisi

    Bozkır’da arıcılık yapan üreticiler, yörede kışın sert geçmesinden dolayı her sene Eylül, Ekim aylarında Toros Dağlarındaki arı kovanları araçlara yükleyip Antalya’nın sahil bölgelerine götürüyor. Arıcılar, her sene yaptıkları bu göçle, arı kolonilerinin kış mevsiminin soğuk günlerinde güç kaybetmesini önlemek ve daha erken uyanmasını sağlamaya çalışıyor. Arıcıların zorlu mesaisi Bozkır – Antalya arasındaki gidiş gelişlerle bazen orada, bazen burada aylarca devam ediyor. Bazı arıcılar barakalarda kalırken, bazıları sık aralıklarla arıların kontrol ve bakımları için Bozkır’dan Antalya’ya gidiyor.

    “Eylül’de gelip Mayıs’ta tekrar Toros dağlarına geri dönüyoruz”

    Bozkır’da arıcılık yapan Yıldırım Göksel, kış mevsimi gelmeden arılarını Antalya’nın sahil bölgelerine götürdüklerini ifade ederek, “Bizim oraların kışı ağır geçtiği için arılarımızı Eylül, Ekim aylarında sahile getiriyoruz. Arılarımız burada erken uyanıyor. Burada kalıyorum, barakam var. Yaklaşık 200 kilometre mesafe var. Bazen gidip geliyorum, bazen birkaç ay burada kalıyorum. Böyle devam ediyoruz. Mayıs ayında nektar akışı başladığı zaman arılarımızı bizim oraya Toros Dağlarına götürüyoruz. Tekrar Eylül, Ekim’de de getirip aynı devam ediyoruz. Nektar alım zamanında devamlı her sene sahile geliyoruz, devamlı Toros Dağlarına gidiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Aile boyu arıcılık

    Aile boyu arıcılık

    Her yaştan vatandaşın ilgi duyduğu alanda eğitim alabilmeleri için kapılarını açan Amasya Şehit Mehmet Gök Halk Eğitimi18 Merkezi’nin düzenlediği kurslardan olan arıcılık kursları yoğun ilgi görüyor. Kurslara aileler de renk katıyor.

    Çalışkan ailesinin 9 kovanı var

    Yazıbağları Mahallesi’nde yaşayan Hüseyin Çalışkan, eşi Sahure Çalışkan ve Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencisi oğlu Ömer Taha ile birlikte katıldığı kursu başarıyla tamamladı. Çiçeklerin açması ve havaların ısınmasıyla kolları sıvayan Çalışkan ailesi bal arılarına adeta gözleri gibi bakıyor.

    “Ana kraliçemizin tavsiyesiyle başladık”

    Üretime 3 kovanla başlayıp kısa sürede kovan sayısını 9’a çıkardıklarını belirten Hüseyin Çalışkan, “Arıcılık kursuna kışın günlerimizin boş geçmemesi için ‘ana kraliçemiz’ olan eşimin tavsiyesiyle başladık. Arıcılığın heyecanına kapıldık. Hedefimiz arıcılığın en iyisini yapmak” diye konuştu.
    Kurs öncesi arılarla ilgili hiçbir bilgilerinin bulunmadığına işaret eden Çalışkan, “Halk Eğitimi Merkezi’nin kursu olmasaydı biz bu işe başlamazdık. Arıdan tedirgindik, korkumuz vardı. Ama kurs sayesinde bilgi sahibi olduk” şeklinde konuştu.

    “Çocuklarımıza daha kalite23li bal yedirmek istiyoruz”

    Kursu başarıyla tamamlayan bir diğer çift ise Şaziye-Mehmet Arslan çifti. Şu an 10 kovanlarının olduğuna değinen 3 çocuk annesi Şaziye Arslan, “Çocuklarımıza daha kaliteli bal yedirmek istiyoruz. Hedefimiz daha fazla kovan yaparak üretimi artırmak” ifadelerini kullandı. Mehmet Arslan da ilgi duyanları arıcılık kurslarına katılmaya davet etti.

    “İlgi duyanları kurslarımıza davet ediyoruz”

    Amasya Şehit Mehmet Gök Halk Eğitimi Merkezi Müdürü İbrahim Özarslan, kurs bitirme belgelerini verdiği örnek kursiyerlerini kutladı. Tarım ve hayvancılık alanlarında istihdama yönelik kurslara yoğun ilginin olduğunu vurgulayan Özarslan, eğitim almak isteyen yeni kursiyerleri için tüm imkanları seferber ettiklerini söyledi.

  • Balda yüksek rekolte beklentisi

    Balda yüksek rekolte beklentisi

    Sivas’ta 443’ü endemik tür olmak üzere yaklaşık 2 bin farklı bitki türü bulunuyor.

    Sivas’ın Zara ilçesi; kekik, nane, ballıbaba, söğüt, taş yoncası ve keven gibi bitkiler ile endemik birçok çiçek türüne ev sahipliği yapıyor. Zara sahip olduğu flora ve iklim şartları ile yerli ve gezgin birçok arıcıyı da ağırlıyor. Zara, çiçek balı üretiminde ilk sırada, arıcılık işletme sayısı bakımından ikinci, bal üretiminde de dördüncü sırada yer alıyor. İlçe sınırları içerisinde üretilen ve yakın zamanda tescillenen Zara balında bu yıl yüksek rekolte bekleniyor. Zara Ziraat Odası Başkanı Zeki Şimşek bu yıl bal üretiminde önceki yıla oranla yüzde 40-50 arasında artış beklediklerini belirtti.

    Zara’da bal üretimi Selçuklu dönemine uzanıyor

    Zara Ziraat Odası Başkanı Zeki Şimşek, ilçede bal üretiminin Selçuklu dönemine kadar uzandığını belirterek, “İlçemizde; Selçuklu’dan bu yana kovan kara arıcılık yapılmaktadır. Zara balı adını o günlerde aldı. 1970’li yıllarında fileli kovana geçilmesiyle arıcılık faaliyetleri ilçemizde artmıştır. 1996 yılında ilçenin protokolü bal festivalleri düzenleyerek o günlerden bu günlere taşımışlarıdır” şeklinde ifade etti.

    Hedef bin 400 ton

    Başkan Şimşek, Zara ilçesinde geçen yıl 900 ton bal hasadı yapıldığını bu yıl ise hedeflerinin bin 400 ton olduğunu ifade ederek, “Bu dönem arıcılıkla uğraşanları ziyaret ettiklerimizde iyi haberler alıyoruz. Beklentimiz bin 400 ton bal rekoltesi. Arıcılıkla uğraşan arkadaşlarımızla sohbet ettik. Bu sene yüzde 40, yüzde 50’ye varan rakamlara rekoltemizin artacağını söylüyorlar. Bu da Zara ilçesi için sevindirici bir haberdir” şeklinde konuştu.

  • BUÜ, Uludağ’daki polen üretim potansiyelini araştıracak

    BUÜ, Uludağ’daki polen üretim potansiyelini araştıracak

    Bursa Uludağ Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (BİTUAM), Uludağ çevresinde bulunan endemik bitkilerin arı poleni üretim potansiyelini araştıracak. 2 yıl boyunca devam edecek proje ile Uludağ’a özgü polen üretim miktarları incelenecek ve yeterli potansiyelin tespit edilmesi durumunda coğrafi işaretleme yapılacak.

    BİTUAM ve Civan Arıcılık A.Ş. iş birliğinde yürütülecek projenin ilk toplantısı Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlük Binası’nda gerçekleştirildi. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün, BİTUAM Müdürü Prof. Dr. Utku Çopur, Bursa Arı Yetiştiriciliği Birliği üyeleri ve akademisyenlerin katıldığı toplantıda BİTUAM tarafından yürütülecek iki farklı projenin içeriği ve işleyiş esasları hakkındaki detaylar ele alındı.

    Programda kısa bir konuşma yapan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, üniversitelerin öğrenci yetiştirmek, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini yürütmek ve toplumsal katkıda bulunmak gibi görevleri olduğunu hatırlattı. Üniversitelerin içerisinde bulundukları toplulukların hem ortak aklını hem de yol gösterici unsurunu oluşturduklarının altını çizen Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Toplumsal katkı çerçevesinde kendisini geliştirmiş personel yetiştiriyoruz. Bu yetkin personelleri kamuya ve özel sektöre sunuyoruz. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerde bulunuyoruz, inovasyon yapıyoruz ve bunları patente dönüştürüyoruz. Ticarî bir çıktı elde ediyoruz. Bunlardan hem iş dünyası hem paydaşlarımız hem de ülkemiz kazanıyor. Bu anlamda üniversitelerin üçüncü görevi yani toplumsal katkı görevi çok büyük bir önem taşıyor” diye konuştu.
    BİTUAM’ın göreve geldikleri günlerde bir nebze atıl durumda kaldığına işaret eden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, böyle bir merkezin yeniden oluşturulması için en az 30 milyon TL gerektiğinin altını çizdi. Merkezde çok gelişmiş cihazların bulunduğunu açıklayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Burada çok önemli bir yatırım var. Bizim burayı fonksiyonel hale getirmemiz gerekiyor. Bunu da elbette ki bir takım paydaşlarla yürütebilmemiz gerekiyor. Tecrübeli ve çalışkan bir ekip oluşturduk. İnşallah daha iyi hizmet veren, üretim yapan ve patentler elde eden çalışmalar yapacaklar. Bugün arı ürünleri konusunda yürütülecek iki projenin detaylarını konuşuyoruz. Türkiye’de bu işin ciddi bir potansiyeli olduğunu gördük. O potansiyelin geliştirilmesi ve sınaileştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bursa’ya ve ülkemize kim katkı koymak istiyorsa, üniversite olarak onlara kucağımızı açtık. Bu anlayışla çalışıyoruz. Hayırlı olmasını diliyorum” açıklamasında bulundu.

    Toplantıda konuşan BİTUAM Müdürü Prof. Dr. Utku Çopur ise Türkiye’nin arı kovanı sayısında dünyada 3. sırada yer aldığını açıkladı. Arıcılık sektörünün sadece bal üreterek büyüyemeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Utku Çopur, “Arıcılık, ülkemizde geniş bir alana yayılan ve dünyada ön planda olduğumuz sektörlerden birisi. Ancak sadece bal üretimi ile sektörün büyümesi ve kazançlı hale gelmesi maalesef mümkün görünmüyor. Aynı zamanda sektörde çok farklı iş kollarının olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda hayata geçireceğimiz iki proje ile Bursa’ya özgü arı polenlerinin coğrafi orijinine göre karakterize edecek ve bu şekilde sınıflandırmasını yapacağız. Projemizin en önemli tarafı da Bursa ilinin Uludağ çevresinde olan endemik bitkilerin arı poleni üretim potansiyelini tespit edeceğiz. Elde edeceğimiz sonuçlar ile Bursa’daki arıcılık sektörüne olduğu kadar ülke ekonomisine de ciddi katkılar sağlayacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

    Arıcılardan projeye tam destek

    Proje ortaklarından Civan Arıcılık A.Ş. Genel Müdürü ve Bursa Arı Yetiştiriciliği Birliği üyesi Mustafa Civan da Bursa’da böyle bir projenin daha önce yürütülmediğini söyledi. Araştırma ve geliştirme noktasında projenin içerisinde yer almaktan mutluluk duyduklarını aktaran Mustafa Civan, firma olarak her türlü desteği vereceklerini ve projenin sonunda çok önemli çıktılara ulaşacaklarına inandıklarını belirtti.

    Toplantının sonunda projeye destek verecek olan Civan Arıcılık A.Ş. firması ile iş birliği protokolü imzalandı.