Etiket: asgari ücret

  • İTO Başkanı’ndan asgari ücret açıklaması

    İTO Başkanı’ndan asgari ücret açıklaması

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, 2023 yılı asgari ücret öngörülerine ilişkin değerlendirmede bulundu.

    Avdagiç, “Kamu ve iş dünyası olarak bu yüksek enflasyonun yaşandığı dönemde en büyük sorumluluğumuz, özellikle ücretli kesimin alt segmentlerinde bulunan çalışanların hayat standartlarını makul noktada tutmak” dedi. Avdagiç, 2023 yılı asgari ücretinin enflasyonun birkaç puan üzerine eklenecek bir refah payı ile uygulanmasının doğru olacağını kaydetti.

    “Gelir vergisi dilimleri güncellenmeli”

    Şekib Avdagiç, iş dünyasının asgari ücret artışıyla ilgili bir sıkıntısı olmadığını, ancak beraberinde gelen bazı konularla ilgili beklentileri bulunduğunu ifade etti. Bu çerçevede üç konuda beklentileri olduğunu belirten Avdagiç, “SGK sigorta primine esas kazanç üst sınırı memur maaş zammı ya da enflasyon oranında artırılmalı. Gelir vergisi dilimleri asgari ücret artışı nispetinde güncellenmeli. Kıdem tazminatı üst limitinde katlamalı artış olmamalı” dedi.

    “SGK üst limiti 50 bine yaklaştı”

    Avdagiç, SGK üst sınırı ile ilgili önerilerini şöyle açıkladı: “SGK üst limiti asgari ücretin 7.5 katı oldu. Bu daha evvel 5 katıydı, sonra 6.5 katı olmuştu. Son olarak da 7.5 katı oldu. Dolayısıyla asgari ücrette yapılan artış, aynı zamanda işverene tavan ücrette de enflasyonun üzerinde ilave prim maliyeti anlamına geliyor. SGK üst limiti 50 bine yaklaştı. Bizim beklentimiz, SGK üst limitinin asgari ücret artış oranı üzerinden değil, memur maaşına yapılan zam veya enflasyon oranı nispetinde artırılması. Şu anda SGK üst limiti son 5 yıla baktığınız zaman reel olarak yüzde 40-45 artmış durumda.”

    “Çalışanın eline geçen, şirketin ödediğinin yüzde 55’ini ancak buluyor”

    Şekib Avdagiç, ikinci beklentilerinin ise gelir vergisi dilimlerinin asgari ücret artış oranında güncellenmesi olduğunu söyledi. Belli bir seviyenin üzerinde gelir elde edenler ile işverenin ödediği brüt ücret arasında ciddi bir makas olduğunu kaydeden Avdagiç, “Yani şu anda belli bir rakamın üzerindeki maaş alanlara bakarsak, çalışanın eline geçen şirketin ödediğinin yüzde 55’ini ancak buluyor” ifadelerini kullandı.

    Avdagiç, bu durumun özellikle alt ve orta gelir grubunda maaş alanları etkilediğine işaret etti. Avdagiç, şunları söyledi: “Vergi dilimleri enflasyon kadar ya da asgari ücret artışı kadar artmadı. Böyle olunca bir elimizle verdiğimizin bir kısmını başka bir elimizle geri aldık. Diyelim ki asgari ücretin 2 katı maaş alan biri var. Normal olarak asgari ücret yüzde 50 artmışsa, net ücretin de yüzde 50 artması lazım. Vergi dilimleri yüzde 50 artmadığı için siz işveren olarak o artışı yapıyorsunuz ama çalışanın eline o artışın yüzde 5-6 altında para geçiyor net olarak. Bu sefer iki taraf da mutsuz oluyor. İşveren diyor ki ‘Kardeşim ben artırdım.’ Ücretli de diyor ki, ‘ya kardeşim artırdın da benim elime yüzde 5-6 eksik geldi. Yani bizim esas sıkıntı çektiğimiz konu bu. Dolayısıyla mutlaka ve mutlaka bundan sonra vergi dilimleri asgari ücret artışı nispetinde güncellenmeli. Enflasyon kadar olduğu zaman gene geri düşeceğiz çünkü orada bir refah payı da ekleniyor. Brüt ücretteki artışın net gelir üzerindeki yansımasını ve piyasaya gerçek katkısını ancak bu şekilde görebiliriz.”

    İTO Başkanı Avdagiç, üçüncü taleplerinin de kıdem tazminatı üst limitine ilişkin olduğunu vurguladı. Avdagiç, “Kıdem tazminatı üst limiti artış oranlarının enflasyon oranıyla doğru orantılı olması, katlamalı bir artış olmaması lazım. İş dünyasının yükünü öngörülenin üzerinde etkilememesi için bunu da önemli görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

    “Artan kredi talebin karşılanması hususunda görüşmelerimiz devam ediyor”

    Banka kredilerine erişimde yaşanan sorunlara değinen Avdagiç, “Burada meseleyi daha doğru ortaya koymak lazım. Bankacılık sisteminin tamamen kapalı olması söz konusu değil. Bir süredir selektif kredi süreci devrede” dedi. Avdagiç, şöyle devam etti: “Bununla beraber, şu anda iş dünyasının artan enflasyon oranları dikkate alınarak, gerek yeni projeleri realize etmek gerekse işletme sermayesi ihtiyacı arttığı için, eskiye göre daha fazla kredi ihtiyacı olabiliyor. Artan kredi talebinin karşılanması hususunda Hazine ve Maliye Bakanlığı başta olmak üzere ilgili görüşmelerimiz devam ediyor.”
    Avdagiç, gençlerin iş dünyasının şu anda ve önümüzdeki dönemde talep edeceği pozisyonlara göre yetiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Avdagiç, “Şu anda en büyük açık mavi yakalılarda gözüküyor. Mavi yakalılara yönelik Milli Eğitim Bakanlığımızın yaptığı hamle önemli. Mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenciye aynı zamanda mavi yakalı olarak çalışıyorsa devlet bir ödeme yapıyor. Benim önerim, devletin bu verdiği imkanlardan faydalanarak, işyeri de bu çalışanlara ilave bir ödeme yapsın ki bu gençleri bu pozisyonlarla ilgili motive edelim.” önerisinde bulundu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan asgari ücret açıklaması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan asgari ücret açıklaması

    Asgari ücret konusunda beklentilerle ilgili farklı rakamlar konuşulmasını da değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda bu konuyla ilgili çalışmaları başta Vedat hocamız olmak üzere arkadaşlarımız yapıyorlar. İnşallah bundan öncekilerden çok daha farklı bir hazırlığın içinde olduğunu biliyorum. Ama biz, havada uçuşan değil de yere sağlam basan adımları atacağız ki zihinlere iyi yerleşsin” dedi.

    “Aralık ayında enflasyonun emekçiler üzerindeki tahribatını ortadan kaldıracak bir düzenleme yapacağız”

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de; Aralıkta yeniden Asgari Ücret Komisyonu’nun toplanacağını ve enflasyonun emekçiler üzerindeki tahribatını ortadan kaldıracak bir düzenleme yapacaklarını söyledi. Bakan Bilgin, “Bana sorarsanız ben bireysel olarak asgari ücrete 20-25 bin TL de olsun diyebilirim ama bunun bir gerçeklik temelinin olması lazım. Yani Türkiye’deki işletmelerin ödeyebileceği bir asgari ücret olması lazım. Aynı zamanda işçilerin üretim sürecinde aileleriyle birlikte emeklerini, enerjilerini verebilecekleri sosyal bir koruma sağlayacak bir asgari ücret olmalı. Dolayısıyla piyasadaki rakamların hiçbirinin gerçeklik temelli olmadığını düşünüyorum. Bunlar bilimsel temellerden yoksun şeyler. Ben Asgari Ücret Komisyonu başkanıyım. Üyelere saygısızlık etmem beklenemez’’ dedi.

    EYT’de de aralık ayında bütün sorunları aşmaya yönelik bir düzenleme olduğunu kaydeden Bakan Bilgin, “Onda da sona yaklaştık, çok detaylı bir çalışma. Bir sürü insan var, onların tek tek özel durumlarını araştırıyoruz, özellikleri farklı. O özellikleri, sorunları kolektif bir sorunu çözer gibi çözeceğiz. O bakımdan ben çalışma hayatında insanların kafalarındaki sorularını, karşılaştıkları sorunlarını, özellikle gelecekleriyle ilgili endişelerini ortadan kaldırabilecek şeffaf bir düzenleme, ücretlerinin enflasyon karşısında uğradığı kaybı ortadan kaldıracak bir asgari ücret ve toplu pazarlık sistemiyle Türkiye’nin demokrasisine katkı yapacak, toplumsal dayanışmayı güçlendirecek bir çözüm yaklaşımını bu sene gerçekleştirirsek görevimizi yapmış sayacağız” açıklamasında bulundu.

    “Asgari ücrette rahatlatacak bir düzenleme yapacağız”

    Emekliliği bekleyenlerin memnun olacaklarını ifade eden Bakan Bilgin, “3 bin 600 için kamu için bir düzenleme yaptık. Özel sektörü de kapsayan EYT ile ilgili düzenleme ve ücretlerde toplu sözleşme ve asgari ücrette rahatlatacak bir düzenleme yapacağız. Sosyal devletin görevi bunlar. Bunları bir ilave bir şey yapıyormuşuz gibi düşünmüyorum. Sosyal sorumluluğumuzun bir parçası olarak gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.

     

  • “Doğalgaz dağıtımı için Trakya merkez olabilir”

    “Doğalgaz dağıtımı için Trakya merkez olabilir”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan dönüşünde medya temsilcileriyle söyleşi gerçekleştirdi.

    Kazakistan’a gerçekleştirilen iki günlük ziyaretin başarıyla tamamlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ziyaretimin ilk gününde değerli kardeşim Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev ile birlikte Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizin 4’üncü Toplantısı’na başkanlık ettik. Heyetimde yer alan bakanlarımız da mevkidaşlarıyla çeşitli alanlarda iş birliği konularını ele aldılar.

    Kazak kardeşlerimizle yaptığımız ikili ve heyetlerarası görüşmelerde ilişkilerimizi ve bölgesel gelişmeleri değerlendirme imkânı bulduk. İşbirliğimizi her alanda derinleştirme kararlılığımızı bir kez daha teyit ettik. Önümüzdeki dönemin yol haritasını belirledik. Muhtelif alanlarda imzalanan 6 yeni anlaşmayla iş birliğimizi daha da güçlendirdik. Daha önce mayısta Sayın Tokayev’in yapmış olduğu ziyarette 14 anlaşma imzalamıştık. Bununla beraber 20 anlaşmayı aramızda gerçekleştirmiş olduk. Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev’in şahsıma takdim ettiği 1. Derece Dostluk Devlet Nişanı’nı ülkemiz ve milletimiz adına kabul ettik. Başta Türk Devletleri Teşkilatımız olmak üzere uluslararası kuruluşlardaki mevcut dayanışmamızı geliştirme hususunda mutabık kaldık. Konseyimizin dördüncü toplantısının hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Yeniden Asya Girişimi çerçevesinde kıtadaki bölgesel ve uluslararası forum ve teşkilatlarla ilişkilerin geliştirilmesine özel önem atfettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu platformların en öne çıkanlarından biri de Asya’daki İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı’dır. Konferans, kardeş ülke Kuveyt’in de katılımıyla 28 üye devlet, 8 gözlemci ülke ve 5 gözlemci uluslararası kuruluşla Asya’da barış, güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesine büyük katkı sağlıyor. Kuruluşundan itibaren konferansın önde gelen üyelerinden olduk. 2010-2014 yılları arasında dönem başkanlığını başarıyla yürüterek, üst düzeyli muhtelif toplantılar ve forumlar düzenledik. Dönem başkanlığımız sırasında İş Konseyi ve Gençlik Konseyi kuruldu. Konferansın ‘Askeri ve Siyasi Boyutu’ ile ‘Yeni Sınamalar ve Tehditler’, ‘Ticaret ve Yatırım’ ve ‘KOBİ’ler’ öncelik alanlarının koordinatörlük veya eş koordinatörlük görevlerini yürütüyoruz” diye konuştu.

    “En uygun yer neresiyse bu dağıtım merkezini orada inşallah kurmuş olacağız”

    Rusya Devlet Başkanı Putin’in ‘Türkiye’de gaz merkezi kurulması’ açıklamasını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

    “İfade edildiği şekliyle böyle bir dağıtım merkezi için bu iş için tabii ki Trakya en önemli yer olarak görülüyor. Biz başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımıza ve Rusya tarafında ilgili kuruma müşterek bir çalışma yapmaları talimatını Sayın Putin ile birlikte verdik. Orada bu çalışmayı yapacaklar. En uygun yer neresiyse bu dağıtım merkezini orada inşallah kurmuş olacağız. Bizim ulusal anlamda bir dağıtım merkezimiz var ama tabii şimdi bu uluslararası bir dağıtım merkezi olacak. Bu konuyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız ile Rusya tarafı çalışmayı yapıp bize sunacaklar ve ondan sonra da adımı atmış olacağız. Burada bekleme diye bir şey yok. Kararı bugün hemen süratle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımıza verdik. Aynı şekilde aynı anda Rusya’dan (Gazprom Başkanı) Miller de bu toplantıdaydı, o da talimatı aldı. Şimdi arkadaşlarımız birbirleriyle görüşmek suretiyle çalışmaya başlayacaklar. Güvenlik noktasında biz her türlü adımı atarken tabii ki burada da güvenlik neyi gerektiriyorsa bu güvenlik ağımızı da süratle kuruyor ve ona göre çalışmalarımızı sürdürüyoruz. “

    “Türkiye’ye olan güvenin devam etmesi de bizi ayrıca mutlu etti”

    Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşta Türkiye’nin arabuluculuk rolüne değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aramızda yaptığımız görüşmede bu kanaat aslında gücünü koruyor. Yani Türkiye’nin arabuluculuğu hususunda Rusya’nın da diğer bazı ülkelerin de Türkiye’ye olan güvenleri aynen devam ediyor. Bu konuyla ilgili, Kerç Köprüsü’yle ilgili hassasiyetleri de yine kendisiyle paylaştık. O da bize bazı teknik bilgileri de verdi ve bu konuda biz aynı hassasiyeti koruyarak çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Türkiye’ye olan güvenin devam etmesi de bizi ayrıca mutlu etti” ifadelerini kullandı.

    “Biz zırhımızı kuşandıktan sonra tedbirlerimizi aldıktan sonra bize bunlar hiç ürküntü vermez”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’ın adaları silahlandırmasına ilişkin soruyu yanıtlayarak, “Tabii bu konuda uyarılarımızı yapıyoruz. Amerika’yla da bu konuyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığımız muhatabıyla görüşüyor. Hatta şu anda NATO Savunma Bakanları Toplantısı vardı. Bakanımız da bu toplantılarda muhataplarıyla bu konuları etraflıca görüşme fırsatını buldu. Neticesini dönünce Hulusi Paşa’yla görüşeceğiz. Dedeağaç’ta veya farklı adalarda yapılanları elbette görüyoruz. Biz zırhımızı kuşandıktan sonra tedbirlerimizi aldıktan sonra bize bunlar hiç ürküntü vermez. Tedbirimiz var, her şeyimiz hazır. Dolayısıyla da adımlarımızı buna göre atıyoruz. O düşünsün. Bir gece ansızın gelebiliriz o ayrı. Tarihi kayda girecek. Ama burada tarih verilmez. Nerede ne olacağı, ne zaman olacağı konuşulur mu?” açıklamasında bulundu.

    “F-16 konusunda bu son atılan adımlar veya son gelişmeler bir şeylerin değiştiğini gösteriyor”

    ABD’nin Türkiye’ye F-16 sürecinde ön koşulun kaldırıldığını duyurmasına ilişkin soru üzerine Erdoğan, “Özellikle F-16 konusunda bu son atılan adımlar veya son gelişmeler bir şeylerin değiştiğini gösteriyor. Tabii bütün bu adımları aynı anda Rusya da takip ediyor. Ne oluyor, ne gidiyor? Şimdi bize düşen de tabii burada ilgili arkadaşlar gerek Dışişleri Bakanımız, gerek Milli Savunma Bakanımız gerekse bunun dışında bizim liderlerle yaptığımız görüşmelerde bunları konuşuyoruz, paylaşıyoruz, Hatta hatta son Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na gittiğimizde orada tabii Amerikalı senatörlerle de görüşmeler yaptım. Onlarla da bu konuları görüştüm. Yani az önce söylediğim ifadeyle bunu bütünleştiriyorum; bunların hepsi tedbir paketinin içerisinde yer alan konulardır. Bunları da orada Cumhuriyetçi, Demokrat senatörlerle görüştük. Hatta Efkan Bey ve arkadaşlarımızı orada bıraktık. Onlar orada yaklaşık bir hafta daha kaldılar. Onlar da Kongre üyeleriyle görüşmeler yaptılar. Bu görüşmelerle de aradaki ilişkileri sıcak tuttuk, sıcak tutuyoruz, tutmaya da devam edeceğiz” yanıtını verdi.

    “Zengezur Koridoru ile ilgili olarak ben herhangi bir sıkıntı görmüyorum”

    Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile Prag’da yapılan görüşmeyi değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi orada bir dar kapsamlı görüşme yaptık. O dar kapsamlıda Paşinyan, aynı zamanda İlham Bey ve Macaristan Başbakanı Orban da vardı. Ondan sonra bir de tabii heyetler arası yaptık ve bu konuları tabii ki görüştük. Ama Zengezur Koridoru ile ilgili olarak ben herhangi bir sıkıntı görmüyorum” şeklinde konuştu.
    Şu anda dünyadaki ticaret hacminin 12 milyar ton olduğunu, 2030’a gelindiğinde 25 milyar tona çıkacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret hacminin hareketliliğinin yüzde 90’a yakınının denizden sağlandığını aktardı.

    “Kanal İstanbul ile çevrecilikte de dünyaya örnek bir ders vereceğiz“

    İstanbul Boğazı’ndaki sıkıntıların belli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim doğu-batı aksında Orta Koridor’daki hedeflerimiz var. Kuzey Koridor’da yaşanan sıkıntılardan dolayı Orta Koridor’a büyük bir yük binecek. Bunların hepsi düşünüldüğünde, özellikle kuzey-güney aksında Kanal İstanbul olmazsa olmaz. Önümüzdeki günlerde, yıllarda bu çok çok daha gündemimizde olacak. Bizim de bir taraftan planlamalarımız, fizibilitelerimiz devam ediyor. Dünyanın şu anda en çok odaklandığı konu çevrecilik. Biz Kanal İstanbul ile çevrecilikte de dünyaya örnek bir ders vereceğiz. Boğaz’da bir defa ciddi manada bir çevre tehdidi var. Her an, her şey olabilir” dedi.

    Sarayburnu’ndaki, Selimiye’nin önündeki Independenta yangınını unutmadıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaman zaman yalılara bindiren gemileri unutmayız. Ama şimdi bizim Kanal İstanbul ile bütün bu sıkıntıları ortadan kaldırmış olacağız. Bugün Bakırköy, Samatya sahillere baktığınızda günlerce beklemeler, birikmeler var. Bir de Karadeniz’deki birikmeler var. Yarın bunlar çok çok daha artacak. Bir de gemi boyutları çok büyüdü. Yüzde 30’u da tehlikeli madde taşıyor. Riskin boyutları çok daha arttı. Bundan 10 yıl önceki üç tane gemi, şu anda tek gemi oldu. Sayı bir miktar azaldı ama risk daha da büyüdü. Gemi sayısı azaldı ama taşınan yük miktarı tam yüzde 40 arttı son 10 senede” ifadelerine yer verdi.

    “Olay sadece başörtüsü olayı değil, bir de bunun yanına en önemli derdimiz olan aile konusunu da yine bu düzenlemenin içerisine koyalım istiyoruz”

    Başörtüsü konusunda yapılan anayasal çalışmalara ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

    “Burada madde noktasında, fazla madde olmasından yana değiliz. Arkadaşlar şu anda çalışmayı sürdürüyor. Efradını cami ağyarını mani şekilde ama az maddede bunları toparlamayı planladık. Konu olarak da olayı sadece başörtüsü olayı değil, bir de bunun yanına en önemli derdimiz olan aile konusunu da yine bu düzenlemenin içerisine koyalım istiyoruz. Ve bu çalışmayı da arkadaşlarımız yine yürütüyorlar. Bu çalışmayla birlikte de süratle, vakit kaybetmeden hemen bunu Meclis’e sunmanın gayreti içerisinde olacağız. Biz döndükten sonra arkadaşlar bize bir sunum yapacaklar. Bu sunumu yaptıktan sonra da fazla gecikmeden hemen istiyoruz ki bunu Meclise sunalım. Gündemde böyle bir şey yokken bayram değil, seyran değil meselesi. Böyle bir noktaya geldi iş. Adamın derdi de yok aslında. Niye bunu gündeme getirdi, bunu anlamak da mümkün değil. Şu an itibarıyla biz hazırlığımızı yapacağız. Ki yine birileri çıkıp zaman zaman ‘başörtüsü’ demesin, ‘aile’ demesin diye gelin artık Anayasa değişikliğini yapalım, adımı ona göre atalım. Eğer hakikaten güveniyorsanız kendinize, dürüstseniz, samimiyseniz yapalım. Çünkü yasal bir değişikliğe zaten ihtiyaç yok. Yasal olarak her şey, düzenlemeler de yapılmış zaten var. Ama burada onların niyeti sadece bir şeyleri bulandırmak, güya ‘bak ben savundum ama destek vermedi’ demek. Sana (Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu) Altılı Masa bile destek vermiyor. Türkiye’nin böyle bir düzenlemeye ihtiyacı yok.”

    Eski CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin AK Parti’ye katılmasına ilişkin ise Erdoğan, “Her şeyden önce bizim davetimiz her zaman bakidir. Kapı açık. Biz, kapımızı kimseye kapayamayız. Yeter ki gelenin milli ve yerli yanı güçlü olsun. Mehmet Ali Bey kendisi de açıklama yaptı. İnşallah Çarşamba günü grup toplantısında da rozetini bizzat takacağım. Ve böylece şu anda resmen AK Parti’ye girmiş olsa da o gün grup toplantısında herkesin huzurunda rozetini takarak çok daha farklı bir anlamda o ruhu istiyorum ki grubumuz da yaşasın” açıklamalarında bulundu.

    “Sadece bir büyükelçi değil, aynı zamanda akademisyen olarak da orada çok önemli işler başaracağına inanıyorum”

    Metin Feyzioğlu’nun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) büyükelçi olarak atanmasın da değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Metin Bey bir defa iyi bir hukukçu. İyi bir hukukçu olmanın yanında özellikle uluslararası hukuk alanında ve Kıbrıs meselesinde baro başkanıyken bizimle gayet güzel çalışmaları oldu. Kendisine bu teklifi yaptığımda o da ‘bunun için çok müteşekkir olurum’ dedi. Metin Bey’in özellikle Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs adasındaki gelişmelere vukufiyeti var. Sadece bir büyükelçi değil, aynı zamanda akademisyen olarak da orada çok önemli işler başaracağına inanıyorum” diye konuştu.

    “Derdimiz altyapısı yapılmış arsalara kendi imkanıyla, bankaların vereceği düşük faiz krediyle gelsin benim vatandaşım evini oraya kendisi yapsın”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘İlk Evim İlk İş Yerim’ kampanyasına ilişkin gelen soruya, “Aslında ilk yaptığım açıklamadan sonra bu sürece yönelik yeni açıklama arsa üzerinde oldu. Ne dedik? Arsadaki sayıyı ilk etapta 1 milyon olarak düşünüyoruz. 1 milyon arsa. Bunu da nasıl yapacağız? Kura çekimiyle oradaki dağıtımları yapacağız. Derdimiz altyapısı yapılmış arsalara kendi imkanıyla, bankaların vereceği düşük faiz krediyle gelsin benim vatandaşım evini oraya kendisi yapsın. Bu, Türkiye’de ayrı bir sıçramayı getirecek. Bu, zemin artı 1 veya sadece zemin; bu şekilde 1 milyon arsayı inşallah vatandaşlarımıza ucuz imkanlarla verme anlayışını getiriyor. Bu konuyla ilgili de iki gün önce bakanımla görüştüm. O da ‘biz bütün hazırlıkları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak yaptık, hazırız, her an bununla ilgili adımı atabiliriz’ dedi. Şu an itibarıyla inşallah Bakanlığımızın takibinde bu adımı da atacağız” yanıtını verdi.

    “Biz havada uçuşan değil de yere sağlam basan adımları atacağız ki zihinlere iyi yerleşsin”

    Asgari ücret konusunda beklentilerle ilgili farklı rakamlar konuşulmasını da değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda bu konuyla ilgili çalışmaları başta Vedat hocamız olmak üzere arkadaşlarımız yapıyorlar. İnşallah bundan öncekilerden çok daha farklı bir hazırlığın içinde olduğunu biliyorum. Ama biz, havada uçuşan değil de yere sağlam basan adımları atacağız ki zihinlere iyi yerleşsin” dedi.

  • EYT ve asgari ücret mesajı: Bekleyenler memnun olacak

    EYT ve asgari ücret mesajı: Bekleyenler memnun olacak

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TİSK Forumu’nda asgari ücret ve EYT’ye ilişkin açıklamalar yaptı. Aralıkta bir araya geleceklerini hatırlatan Bakan Bilgin, “Bu tahribatı ortadan kaldıracak düzenleme yapılacak” dedi.

    Bakan Bilgin, “Asgari ücret 20 bin lira da olsun diyebilirim ama işverenin ödeyebileceği bir rakam olması lazım. Kamuoyundaki asgari ücret söylentileri gerçeği yansıtmıyor” diye konuştu.

    Asgari ücret halen 5 bin 500 lira civarında bulunuyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu yeni yılda geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için aralık ayında toplanacak.

    “EYT SORUNUNU ARALIK BAŞINDA ÇÖZECEĞİZ”

    Emeklilikte Yaşa Tıkalanlar (EYT) ile ilgili konuşan Bilgin, şunları söyledi: “EYT durumu var. Onu aralık başında çözeceğiz. Tüm sorunları çözen kapsamlı bir düzenleme. Çalışma hayatında insanların kafalarındaki sorunları, endişeleri gidecerek şeffaf düzenleme. EYT ve asgari ücret bekleyenler memnun olacak.”

  • Ortaya atılan asgari ücret rakamlarına yanıt

    Ortaya atılan asgari ücret rakamlarına yanıt

    Kabine toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, asgari ücrete 9 bin TL olacak iddialarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Bilgin, asgari ücretin üzerinde rakam yarıştırılacak bir konu olmadığını söyledi. Asgari ücretin kendisinin de karar verebileceği bir konu olmadığını dile getiren Bilgin, “Asgari Ücret Komisyonu’nun kararıyla ortaya çıkacak bir konu. Böyle loto tahmini yürütür gibi şu kadar olacak, bu kadar olacak gibi açıklamaları kim yapıyor bilmiyorum ama bunların hiçbir geçerliliği yok” dedi.

    “ASGARİ ÜCRET İÇİN ŞİMDİDEN RAKAM TELAFFUZ ETMEK DOĞRU DEĞİL”

    Asgari ücret için yasal ve hukuki sürecin belli olduğunu vurgulayan Bilgin, “Keyfi olarak belirlenmez bu. Şimdiden rakam telaffuz etmek doğru değil. Ekim ayındayız. Ekim, kasım, aralık ayları ve sonrasında enflasyon rakamlarını göreceğiz ve komisyon karar verecek. Keyfi olarak çıkıp asgari ücret rakamı şu olacak ya da bu olacak demek mümkün mü? Bunları söyleyenlerin hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Ya süreçten bihaberler ya da öylesine tahmin olarak açıklıyordur herhalde. ” diye konuştu.

    GELİR VERGİSİYLE İLGİLİ DÜZENLEME

    Gelir vergisiyle ilgili bir çalışma olup olmayacağı konusunda da konuşan Bilgin, “Onunla ilgili çalışıyoruz. Sayın Maliye Bakanımızla paylaştık, görüşüyoruz” dedi.

    Asgari ücret halen net 5 bin 500 lira olarak uygulanıyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun aralık ayının ilk haftasında toplanması bekleniyor.

  • Ak Partili Demiröz’den asgari ücret açıklaması

    Ak Partili Demiröz’den asgari ücret açıklaması

    AK Parti Genel Merkezi tarafından düzenlenen Türkiye buluşmaları çerçevesinde, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, başkanlığında milletvekillerinden oluşan bir heyet Çorum’a geldi. Gazetecilerle bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmeler yapan Demiröz, asgari ücret artışı ve EYT ile ilgili açıklamada bulundu.

    2023’e hızla giderken AK Parti’nin sahada olduğunu dile getiren Demiröz, “AK Parti milletin içinden çıkan, millet tarafından kurulan ve milletle birlikte bu ülkeyi idare eden bir parti. 12 milyon üyesi olan ve dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşu olan AK Parti 20 yıldan beri bu ülkeyi başarıyla yönetmiştir. Her türlü sıkıntılara rağmen, engellemelere rağmen, yurt içinden ve yurt dışından yapılan siyasi baskılara rağmen Türkiye 20 yılda 3 kattan fazla büyüdü. Son 2 yılda pandemi ve daha sonra savaş nedeniyle bütün dünyanın içine girdiği ekonomik sıkıntılar diğer problemlerle birlikte ülkemiz bundan etkilendi. Ama bu sıkıntıları giderecek olan yine AK Parti. Kollarımızı sıvadık yılbaşından beri özellikle alt gelir grubunda olan insanlarımıza dair eksiklerimizi gidermeye çalışıyoruz. Alt gelir grubundaki kardeşlerimizin gelirlerini yükselterek Türkiye 2022’de birinci çeyrekte 7.3, ikinci çeyrekte 7.6 büyüyen dünyanın ikincisi olan Türkiye’yi bir an önce ekonomik sıkıntılardan arındırmak ve önceki dönemde dünyada yaşanabilir ülkeler arasında 10. sırada olan ülkemizi daha yukarı taşıyacağız” dedi.

    “Ekonomik sorunlar ama süratle çözümleniyor”

    Ekonomik sorunlar var ama süratle çözümleniyor. Meclis açıldı. Yaz aylarında sahada aldığımız notlarla ilgili eksikliklerle ilgili kanunlar hazırlanacak . Yakın zamanda TBMM’de yasalar süratle çıkarılacak. Türkiye ekonomisi büyüyor. Asgari ücret tekrar ikinci dönemdeki enflasyon farklarını ilave ederek rakam belirtmeyeceğim ama herkesin beklemediğinin üzerinde bir rakam çıkacak. Biz bunu yaparken her zaman alt gelir gruplarını düşünerek yaptık. Türkiye’yi makro olarak büyüttük. Bundan sonra mikro düzeyde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bürokrasideki bazı sıkıntılar önümüzdeki yıla kadar tamamlanacak. 2023’te 4 trilyon 600 milyar liranın üzerinde bir bütçe hazırlıyoruz. Bu Türkiye tarihinin en büyük bütçesi. Bu bütçeyle Türkiye 2023’te yapılacak seçimleri ve yatırımları kapsayacak olan bu bütçe özellikle alt gelir gruplarını rahatlatacak” diye konuştu.

    “Türkiye artık üzerinde oyun oynanacak bir ülke olmaktan çıkmıştır ve Türkiye masada oyun kuran ülke haline gelmiştir” diyen Demiröz, “Dünya coğrafyasında son yıllardaki gelişmeleri hepiniz takip ediyorsunuz. Ülkemizin saygınlığının nereden nereye geldiğini, 100 milyon dolar istediğimiz yıllardan bugün hangi döneme geldiğimizi ve ‘gelecek yüzyıl Türkiye yılı olacak’ diyen bir Cumhurbaşkanımız var. Onun liderliğinde ülkemiz dünyadaki saygınlığını çok çok daha ileri götürüyor. Rusya-Ukrayna savaşında herkes bir tarafı tutarken Türkiye yürüttüğü politikayla savaşı önleyecek, barışı sağlayacak hareketlerde bulundu. Onu da başardı. Gıda sıkıntısını gidermek için anlaşmalarda her ülkeyi de masaya oturttu ve Birleşmiş Milletlerin gözü önünde bunu sağladı. Esirlerle ilgili her iki tarafta yakalanan esir değişimiyle ilgili mübadeleyi sağladı. Şimdi inşallah bu barışı da Türkiye sağlayacak ve onun lideri Recep Tayyip Erdoğan sağlayacak. Dün akşam televizyonlarda izlediniz. Avrupa Siyasi Topluluğu Toplantıları vardı ve orada Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa’daki başkanlarla olan diyaloglarını seyrettik. Türkiye artık üzerinde oyun oynanacak bir ülke olmaktan çıkmıştır ve Türkiye masada oyun kuran ülke haline gelmiştir. Artık dünyadaki ve bölgemizdeki bütün kararlarda Türkiye’nin mutlaka bilgisi alınacak onun görüşü alınacak ve ona göre karar verilecektir. Geçtiğimiz hafta sonu Hollanda’ya gitmiştik. Orayı da izledik. Ekonomik olarak siyasi olarak. İnanın ülkemizin durumu çok çok daha iyi. Her yönden iyi. Onlar da çok sıkıntıda. Milli gelirleri yüksek. Onun için yaşanabilir bir ülke olan Türkiye, satın alma parametresiyle dünyanın 10. Ülkesi. Yani gelirimize göre dünyada en iyi yaşanabilecek 10. ülke. Hamdolsun sıkıntılarımız yok değil mi var. Ama bugün her kişinin istediği şeyi sahada, pazarda bulabilme imkanı var. Avrupa bunu kaybetti. Kışa giriyoruz hepsi telaşta. Bu yılın sıkıntısı doğalgaz ve yakıt sıkıntısı. Ama Türkiye bu krizi öyle bir noktada durarak aştı ki inşallah biz bu sıkıntılardan zarar görmeyeceğiz. Dün bile enerji bakanlığımız Azeri gazının 2 katına çıkarılmasını sağladı” ifadelerini kullandı.

    “Türkiyesiz Avrupa olmaz”

    Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkileri ile ilgili de açıklama da bulunan Demiröz, “Türkiye 54 yıldır Avrupa Birliği’ne alınmıyor. Alınmamasının nedenini herkes biliyor. Ama bilsinler ki Türkiyesiz Avrupa olmaz. Bizim ticaretimizin yüzde 50’si Avrupa ile. Bütün dünya buna şahit olduğu halde biz 54 yıldır Avrupa Birliği’ne alınmıyoruz. Ama şimdi gelince, ‘Rusya’ya ambargo uyguluyoruz, yaptırımlar yapıyoruz siz niye yapmıyorsunuz?’ Sizler bizi 54 yıl kapınızda bekletirseniz biz de buna uymayız. NATO, biz müttefikiz. Yıllardır müttefikiz. Ama öyle bir tutum içerisindeler ki Patriot isteriz vermezler, S-400 alırız, ‘Niye aldın’ derler. F-35’lere 2,5 milyar dolar yatırdık NATO ülkesiyiz, biz de ortağız birlikte proje yapalım deriz. Oradan da çıkarırlar. ‘Paramızı verin’ deriz vermezler. Yerine F-16 verin, onda da nazlanırlar. Ama bunlar bizi böyle yapa yapa kendi tankımızı topumuzu denizaltımızı silahımızı hatta hatta uçaklarımızı inşallah kendimiz yapacağız. Savunma sanayinde yüzde 75’leri aştık üretim olarak. Türkiye şuanda ihracat merkezi olmak üzere. Çin’deki sıkıntılar ve Avrupa’nın içine düştüğü ekonomik buhran Türkiye’yi öne çıkardı. Ama bizim yapacağımız her şeyi üretip ihraç ederken yurt içindeki ihtiyaçlarımızı unutmamak. Onun için bazı mallarda yurtiçinde kullanılacak kadar kota koymak ve ona göre izin alarak ihraç edilmesini sağlıyoruz. Üretimimiz artıyor. OSB’lerde bir karış toprak yok. Süratle OSB’ler ve Endüstriyel Sanayi Bölgeleri oluşturuyoruz. İstihdamımız, işsizlik yüzde 10’un altına düştü. Çok iyi bir gelişme. Öyle gözüküyor ki sanayicilerimiz bazen çalıştıracak işçi bulmakta zorluk çekiyor. Her ne kadar işsizlik var denilse bile gerçekten fabrikalarda işçi arayanlar bulamıyorlar. Yabancı çalıştırıyorlar. Yabancılar gelmiş ülkemize destek veriyorlar. Neden, çünkü kamuyu çok cazip hale getirdik ve herkeste masa başında devlette çalışma gibi bir hevesi var. Yoksa fabrikalarımızda çalışacak, istihdam talep eden işverenlerimiz çok. Benim çevremde, ailemde devlet memuru olan yok. Hiç özendirmiyorum. Özel sektör. Belki iki, üç yıl asgari ücretle çalışabilirsin ama işi öğrendikten sonra piyasada bir kalıp ustasının günlüğü bin lira. Varsa gönderin. Ama bunu anlatamıyoruz. İnsanlarımız iş beğenmek konusunda biraz nazlı. Lütfen hepimiz taşın altına koymamız lazım. Bu ülkenin kalkınmasında, üretmesinde, ihracatın artmasında kendi fedakarlık yapmamız lazım ve hep birlikte Türkiye’yi 2023, 2053, 2071’e kadar dünyanın sayılı ülkeleri arasına sokmaya çalışmalıyız. Ülkemiz büyük bir ülke. Avrupa Birliğine girdiğimizde Avrupa Birliğinin toprak bütünlüğü olarak en büyük ülkesi olacağız. Nüfus bakımından Almanya ile birlikte aynı 85 milyon çalışan insanımız olacak. Bu nedenle ülkemizi sevelim. Bu ülkeyi 20 yıldır idare eden ve projesi, programı elinde olan AK Parti’ye desteğimizi devam ettirelim. Çünkü inanın diğer partilerde laftan başka bir şey yok. Bunu İBB’de gördünüz. Bizim demokrasiye saygımız sonsuz. O sandıktan ne çıkıyorsa eyvallah. Ama gelenler sadece laf ürettiler. Ellerinde hiçbir projeleri yoktu. 4 yıl geçti ortada elle tutulacak hiçbir hizmet yok. Merkezi hükümet, hem Türkiye’nin idaresini hem de belediyelerin yapacağı hizmetleri yapıyor” şeklinde konuştu.

    “Hiç ortada olmayan başörtü meselesini gündeme getiriyorlar”

    CHP’nin başörtüsü çıkışını da değerlendiren Demiröz, “Hiç ortada olmayan başörtü meselesini gündeme getiriyorlar. O da laftan. Kanun çıkaralım. Bugün Türkiye’de başörtü problemi yok. İsteyen örtüyor, isteyen istediği gibi giyinebiliyor. Ama Cumhurbaşkanımız davet etti, buyurun anayasayı değiştirelim dedi. Göreceğiz önümüzdeki günlerde telaş sardı zaten. Türkiye lafla yönetilmez. Türkiye bütün dünyanın gözü üstünde olan bir ülke. Siyasi baskılarla, bir tarafta güney doğu bir tarafta orta doğu çatışmaları izliyoruz. O bölgenin 2010’dan 2020’lere kadar nereden nereye geldiğini, Türkiye’nin kardeşliği nasıl tesis ettiğine şahit oldum. Mücadele devam ediyor. Kürt kardeşlerimizi hep yalan ve aldatmayla bu hale getirdiler. PKK’nın Kürt diye bir derdi yok. Bizim Kürt kardeşlerimizin PKK diye bir problemi var. PKK’yı kuran da belli DEAŞ’ı kuran da belli. Şuanda onlara silah veren de belli. Birini alıyor birini veriyor. Bütün amaçları Türkiye’yi bir sarmala almak. Yunanistan şimdi, İstanbul kadar bir ülkeyi, NATO ülkesi, üzerimize saldırtıyorlar. Yunanistan dediğiniz nedir? 450 milyar Euro borcu olan ve kendi emekli maaşını ödeyemeyen bir ülke. Durup dururken adalar silahlandırılıyor. Elimizi atsak namluya değecek. Hiç güvenmesin. Ne Amerika’ya ne Fransa’ya güvensin. Yunanistan’da yaşayan insanlar ülkelerinin satıldığını, tamamen başkalarının egemenliği altlarına girdiğini bilmeleri lazım. Yunanistan’ın kendi kendisini demokrasiye ve eski durduğu noktaya getirmesi lazım. Adalar silahlanmış kime karşı? Adaların karşısında Rusya mı var? Türkiye var. Rusya’ya karşı yapıyorsan Rusya’nın karşısında Türkiye var. Ama maalesef Türkiye’nin ticaret noktasında, ihracat noktasında Türkiye’nin odak noktası haline geldiğini gören dış güçler bizi böyle bir ateşin içine çekme çabaları var. Ama Türkiye eski Türkiye değil. Oyuna gelebilecek bir ülke değil. Topraklarımızdan bir karış vermeyiz ama öyle eskisi gibi üzerimize de oyun oynatmayız. Yunanistan’da kendine çeki düzen verecek. O da görecek. Yunanistan’daki aklı selim insanları bunu çok iyi biliyor. Yunanistan’da Kıbrıs’ı kışkırtıyor” ifadelerini kullandı.

    “O milletvekiline sormak lazım, dolarla aldığı maaşı kimden alıyorsun”

    KKTC’de CTP Milletvekili Doğuş Derya’nın açıklamalarına da sert tepki gösteren Demiröz, “Kıbrıs’ta dün akşam çıkmış bir tane sözde Türk milletvekili Recep Tayyip Erdoğan’ atıp tutuyor. Biz, 1974’ten beri sıkıntılarımızın bir kısmını Kıbrıs için çekiyoruz. Oradaki soydaşlarımız için çekiyoruz. 50 yıldır çekiyoruz 50 yıl daha çekeriz. Ama elinizi vicdanınıza koyun. Bu ülke size yıllardır en az 300 milyon dolar her yıl destek sağlıyor. O milletvekiline sormak lazım dolarla aldığı maaşı kimden alıyorsun? Sana maaş ödeyen ülke kim? Önce buna cevap ver sen. Biz çok fatura ödedik. Kimseye de böyle ucuz yönden tetikçilik yaptırmayız” dedi.

    “7 bin 500 seviyelerinde bir asgari ücret belki onun üstünde düşünülebilir, ama henüz konuşulan bir durum yok”

    Bir gazetecinin asgari ücretle ilgili sorusuna ise Demiröz, “İşverenlerimize, KOSGEB ve diğer bütün küçük esnafımıza çeşitli destekler veriyoruz. Öncelikle asgari ücretten başlayım. 5 bin 500 lira net veriyoruz ve işverenler açısından vergiden muafiyet var. Biliyorsunuz 5 bin 500 lira asgari ücret net olunca onun vergisi işverenin sırtında. Birde herkes asgari ücret devleti ilgilendiriyor devlete yük getiriyor zannediyor. Asla öyle bir şey yok. Asgari ücret özel sektörle ilgili hem işçiyi hem de işvereni koruyarak çalışma barışı adı altında normal bir rakam tespit edilmeye çalışılıyor. İkinci dönemde 6. aydan sonraki enflasyonu dikkate alırsanız bu benim şuandaki hesaplamalarıma göre konuşulan bir şey yok, görüşmeler dahi başlamadı ama 7 bin 500 seviyelerinde bir asgari ücret belki onun üstünde düşünülebilir. Dediğimi gibi henüz konuşulan bir durum yok. Özellikle benim tahminim o civarlarda bir asgari ücret ve gelir vergisinden muaf, damga vergisinden muaf işverenler. Onunla beraber onun üstünde ücret alanlarında o limite kadar ki gelirleri yine vergiden muaf olacak. Çok yakın zamanda Kredi garanti fonundan 50 milyar lira tekrar küçük esnafımıza vereceğiz. Yakında açılacak. O nedenle esnafımızın yanındayız. Çarşı pazarda gezerseniz üreticimiz çok sıkıntıda değil. Sadece sabit gelirlilerde emekliler ve asgari ücretlilerde sıkıntı olabilir. Tespitlerini yaptık ve yakında o destekler verilecek. Yeni paketler var. O müjdeleri de cumhurbaşkanımız verecek” dedi.

    EYT’lilere yönelik yapılan çalışmalarla ilgili de açıklamalarda bulunan Demiröz, “EYT diye bir cümle yok mevzuatta. Sadece yaş nedeniyle emekli olamayanlar var. 1999 yılında AK Parti’den önce Yaşar Okuyan döneminde çıkan bir yasa var. Herkes AK Parti çıkardı diye biliyor ama emeklilikte yaş nedeniyle emekli olamayanların 1999 yılında çıktı. Normal emekli sandıkları bütçeden aridir. Bütçeyle birlikte anılmaz. Çalışanlar o paraya prim öder ve bu sandıktan da emeklilere ödenir. Dünyada 4 çalışanın parası 1 emekliye verilir. Bizim ülkemizde maalesef o kadar erken yaşta emeklilik olmuş ki kadınlar 38, erkeklerde 43. Yani yeni işe başlama çağında insanlar emekli olmuş. 1970’li yıllarda rahmetli Süleyman Demirel bir yasa çıktı oy için o yasayı bozdu. 1990’lı rahmetli Turgut Özal bir yasa çıkardı yine bozuldu. Eğer o yasalar bozulmasaydı bugün sosyal güvenlik sistemimiz rayına oturacaktı. Ama maalesef bunlar bozulunca biz 1,8 kişinin yatırdığı parayı 1 kişiye vermek zorunda kaldık. Bir müddet emekli yapmadık. Şuanda 38 milyon çalışanımız, 13 milyon emeklimiz var. Türkiye 4-5 sene sabretseydi bu sistem kendi kendini çevirecekti. Ancak sabredemedik. Biraz çok talep olunca, Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz, milletvekillerimiz tarafından yasanın çıkarılması ve ortak bir akılla emekliliğin sağlanması gündeme geldi. Çalışmalar yapıldı. Son şekilde bakanımızın açıklamasıyla verilmiş durumda. Onun şartlarını kanun teklifi geldikten sonra konuşmakta fayda var. Türkiye’de SGK’ya bütçeden 780 milyar lira destek veriliyor. Bizim kara deliğimiz bu. Almanya bunu gördü. Sistemi oturttu. Biz yıllarca siyasi nedenler nedeniyle biz bu işi oturtamadık. İyi bir uzlaşmayla 4,5 milyon insanımızı, isteyenleri emekli edeceğiz” dedi.

    Toplantıya AK Parti Çorum milletvekilleri Oğuzhan Kaya ve Erol Kavuncu, Çorum İl Koordinatörü ve Trabzon milletvekili Bahar Ayvazoğlu, Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, AK Parti İl Başkanı Yusuf Ahlatcı katıldı.

  • AK Parti’den asgari ücret açıklaması

    AK Parti’den asgari ücret açıklaması

    Milyonların merakla beklediği asgari ücretle ilgili AK Parti’den bir açıklama geldi.

    Numan Kurtulmuş katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin sorulara yanıt verdi.

    Ekonomi üzerindeki değerlendirmeleri sorulan Kurtulmuş, Covid-19 pandemisiyle başlayan sürecin, dünya ekonomi tarihinin en önemli süreçlerinden olduğunu, insanoğlunun geçen yüz yıllarda yaşadığı en büyük ekonomik krizlerden birisiyle karşı karşıya kalındığını vurguladı.

    Kurtulmuş, “Gelinen noktada Türkiye, güçlü bir şekilde üreten, ihracatını sürdüren ülke olmaya devam ediyor. Öyle görünüyor ki 2022’de yüzde 7,5 seviyesinde bir büyüme ortalamasına ulaşacak” diye konuştu.

    Vatandaşın alım gücünün artırılabilmesi için de çalıştıklarını söyleyen Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün akşam katıldığı televizyon programında, bir kez daha yıl sonunu işaret ederek, bütün vatandaşların alım gücünü artıracak ilave tedbirlerin ortaya konulacağını ifade ettiğini aktardı.

    ASGARİ ÜCRET ZAMMI

    Asgari ücret konusundaki soru üzerine Numan Kurtulmuş, “Bu yılın sonu, önümüzdeki yılın başında bütün bu fiyat artışları göz önünde bulundurularak vatandaşımızın alım gücünü azaltmayacak ve herkesi tatmin edecek, herkesin ‘Bu doğru oldu’ diyeceği bir sonuç için çalışmalar yapılacak. Herkesi tatmin edecek önemli bir asgari ücret açıklamasının olacağını söyleyebilirim.” diye konuştu.

    “Asgari ücrete yapılacak zam yine memur zammıyla benzer orantıda mı olur?” sorusuna karşılık ise Kurtulmuş, “Geçen sene öyle oldu, bu sene de doğru olan budur. Böyle bir yükseliş her iki tarafta da olur” dedi.

  • Asgari ücret için çok konuşulacak zam iddiası

    Asgari ücret için çok konuşulacak zam iddiası

    Yeni asgari ücretle ilgili iddialara bir yenisi daha eklendi. 2023 yılında asgari ücret ne kadar olacak? Asgari ücrete ne kadar zam gelecek? Soruları merak edilirken önümüzdeki günlerde çok konuşulacak bir zam iddiası ortaya atıldı. Dünya gazetesi yazarı Şeref Oğuz, “Asgari ücrete yüzde 80 ve üzeri zam gelmesi sürpriz olmaz” diyerek bu zammın gelme ihtimalinin nedenlerini de açıkladı.

    Asgari ücrete 2022 yılında 2 kez zam yapılsa da yüksek enflasyon karşısında yapılan bu zamlar adeta eriyip gitti. Milyonlarca asgari ücretli çalışanın alım gücü günden güne gerilerken çalışanlar şimdiden gözlerini, Aralık ayında toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na çevirdi.

    ASGARİ ÜCRET 9 BİN 900 TL OLUR MU?

    Vergi Uzmanı Muhammet Bayram’ın, daha önce katıldığı bir canlı yayınında asgari ücretin ocak ayında 7 bin 700 TL olabileceğini açıklamasının ardından çok konuşulacak bir iddia da Dünya gazetesi yazarı Şeref Oğuz’dan geldi. Şeref Oğuz’un 2023 Asgari ücret tahminine göre yüzde 80 oranında bir zam asgari ücrete eklenecek.

    Oğuz, önümüzdeki dönemde seçim ekonomisinin uygulanacağını belirterek “Seçim ekonomisi sürecinde asgari ücrete yüzde 80 ve üzeri oranda zam gelmesi sürpriz olmaz. Zira hükümetin önünde bir sandık var ve ücretlerdeki erozyonun toplumda yarattığı olumsuzluklar ortada” ifadelerini kullandı.

    Asgari ücrete yüzde 80 bir zam gelmesi durumunda yeni yılda maaşların 9 bin 900 TL civarına yükselebileceği öne sürüldü.

    ‘ASGARİ ÜCRETE EN AZ YÜZDE 80 ZAM GELECEK’

    Şeref Oğuz dünya gazetesindeki köşesinde Asgari Ücret zammıyla ilgili şunları yazdı:

    “Seçim ekonomisi sürecinde asgari ücrete %80 ve üzeri oranda zam gelmesi sürpriz olmaz. Zira hükümetin önünde bir sandık var ve ücretlerdeki erozyonun toplumda yarattığı olumsuzluklar ortada… Bu ölçüt, sadece asgari ücret için değil, taban fiyat, katsayı, kamu işçileri toplu sözleşme zammı, emekli maaşları, öğrenci kredileri ve benzeri tüm sosyal alanlarda geçerli olabilecek. Hal böyle iken üretim yaya kalacak fakat para yağmuru sebebiyle enflasyon vites büyütecek. Kısaca asgari ücretten girecek ve enflasyondan çıkacağız seçim ekonomisinde… Sonuç mu; elbette seçimin ardından zam fırtınası…”

    ASGARİ ÜCRET NE KADAR ZAMLANMIŞTI?

    Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları sonrasında 2022 yılı için asgari ücrete görülmemiş bir zam yapılarak maaşlarda yüzde 52 oranında artış sağlanmıştı. Yapılan zam sonrası asgari ücret 2022 yılı için net olarak 4 bin 253 lira 40 kuruş olarak belirlenmişti. Ancak enflasyon rakamlarının yılın ilk 6 ayında yüzde 70’i aşmasıyla maaşlara ikinci bir zam yapılma ihtiyacı doğmuştu. Haziran ayı enflasyonunun açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan asgari ücrete ikinci bir zam yapıldığını duyurmuştu. Böylece asgari ücret yüzde 30 artışla net 5 bin 500 liraya yükselmişti.

  • Bakan Bilgin’den asgari ücret ve EYT açıklaması

    Bakan Bilgin’den asgari ücret ve EYT açıklaması

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) merkez binasında düzenlenen ‘Mesleki Eğitim ve Geliştirme Kurulu Toplantısı’na katıldı. Burada bir konuşma gerçekleştirerek hizmet sektörünün giderek ekonomide başat bir yere doğru evrildiğini belirten Bakan Bilgin, hizmet sektörüne olan talebin arttıkça çeşitli çalışma biçimlerine hizmet eden esnafın hep var olacağını söyledi.

    “Hayat pahalılığı enflasyonun kendisi değildir ama önemli sonuçlarından biridir”

    Bir toplumda sağlıklı düzen varsa esnafın sorunlarının çözülerek mutlu olması gerektiğini dile getiren Bilgin, “Dünyada pandemi ve sonrasında ortaya çıkan, küresel ölçekte ortaya çıkan küresel ölçekte yaşanan enerji krizi, onunla beraber ülkeleri farklı düzeyde etkileyen enflasyon, bütün toplumsal kesimleri etkiledi, zorladı. Enflasyonun tahribatı var, alım gücünü azaltıyor. Hayat pahalılığı enflasyonun sonuçlarından birisidir, kendisi değildir ama önemli sonuçlarından biridir” diye konuştu.

    “Türkiye 20 trilyon dolarlık, 5 trilyon dolarlık ekonomiye sahip ülkelerin yapamadığını yaptı”

    Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal yönünün hep var olduğunu hatırlatan Bakan Bilgin, “Devletimiz, ABD gibi 20 trilyon doları aşan bir milli gelire sahip değil. İngiltere gibi 4 trilyon dolara yakın bir milli gelire sahip değil. Reel olarak baktığımız zaman 1 trilyon doların eşiğinde olan üretim kapasitesine sahip bir ülkeyiz ama buna rağmen Türkiye, 20 trilyon dolarlık ekonominin, 5 trilyon dolarlık ekonominin yaptığını sosyal bakımdan yaptı, vatandaşlarını korudu” ifadelerini kullandı.

    “Asgari ücrete temmuzda zam yaptık, aralık geliyor o zamanda da yapacağız”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yurttaşlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” cümlelerini hatırlatan Bakan Bilgin, “Biz Bakanlık olarak üzerimize düşen her şeyi yaptık. 2 bin 825 liraydı asgari ücret, tarihinin en yüksek artışıyla, arkasından temmuzda artış yaptık. Şimdi aralık geliyor, aralıkta da yapacağız. Biz yurttaşlarımızı, çalışanlarımızı, emekçilerimizi enflasyonun tahribatından kurtaracağız” diyerek, asgari ücrete zam yapılacağı mesajını verdi.

    “Prim-gün sayısındaki farklılığı eşitleyecek bir düzenlemeyi yapacağız”

    Esnafın korunarak sorunlarının çözülmesi gerektiğini kaydeden Bilgin, şöyle devam etti:
    “Sorunların bazıları mevzuatla ilgili sorunlardır. Onlarla ilgili konuşuruz, çalışmaları başlatırız. Kaydı bulunamıyor, yararlanamıyor. Veri kaydı var, o varsa onunla çözebiliriz. O talimatı verdim, çözülecek bunlar. Bu çözülebilecek sorunları hemen çözmemiz lazım. İnsanlarımızı rahatlatmamız lazım. Bu prim-gün sayısındaki farklılık. Bu ciddi bir sorundur, bunu eşitlememiz lazım. Bunu eşitleyecek bir düzenlemeyi yapacağımızı size söyleyeyim. Burada emekli olanlar arasındaki farklılaşmayı, emekliliği hak etme şartlarını standardize etmemiz lazım. Bu hem farklı düzeylerde, farklı mesleklerde çalışan insanlar arasında adaletsizlik duygusunun oluşmasını ortadan kaldırır hem de toplumda bir güven duygusu, devletle toplum arasındaki güven ilişkisini güçlendirir. Bu konularda hangi sorununuz varsa o sorunun çözülmesi için biz adresiniziz. Biz o sorunu çözmek için kendimizi görevli sayıyoruz. Bakanlığımız her insanımızın, emekçimizin, esnafımızın, işverenin de yanındadır.”

    “Enflasyonun meydana getirdiği sorunları asgari ücretle çözeceğiz, 3600 ile çözüyoruz, EYT ile çözeceğiz”

    “Bugün içinde yaşadığımız konjonktürün meydana getirdiği bir negatif tablo var. En azından endişeler var. Nedir o tablo, işte enflasyon meselesi var. Türkiye’nin bu işsizlik problemi var. Enflasyona karşı muhtelif mücadele yaklaşımları var” diyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye’nin önündeki sorunların çözüleceğini belirterek şunları aktardı:

    “Biz ne yapıyoruz, enflasyona rağmen Türkiye büyümeye devam ediyor. Geçtiğimiz iki çeyrekte yüzde 7,5 ve 7,6 Türkiye büyüdü. Büyüyerek ne yaptı, yaklaşık bir milyona yakın istihdam üretti. Sorunun çözümü bu. Enflasyona karşı küçülerek değil, büyüyerek enflasyonu çözeceğiz. Üretimle, ihracatla çözeceğiz. Türkiye ne kadar ihracat yaparsa, döviz geliri elde ederse, turizm geliri elde ederse enflasyona karşı o kadar üretime dayalı gücünü kullanarak bu sorunu aşma kabiliyetine sahip olur. Bu konuda tereddüdünüz olmasın. Enflasyonu kontrol altına alıp büyüme yoluyla enflasyonun meydana getirdiği tahribatı aşacağız. Biz de Bakanlık olarak sosyal politikalarla enflasyonun meydana getirdiği eşitsizlikleri, sosyal sorunları çözeceğiz. Asgari ücretle çözeceğiz, 3600 ile çözüyoruz, EYT ile çözeceğiz. Bunların hepsi önümüzdeki dosyalarda birer birer çözülüyor. Geçici işçiler sorununu çözeceğiz, taşeronların kamuya alınmasında o yıllarda yaklaşık 90 bin kişi dışarıda kalmıştı. Onların sorununu çözerek, bütün bunları çözerek ilerleyeceğiz.”

    TESK Mesleki Eğitim ve Geliştirme Kurulu Toplantısı, Bakan Bilgin’in konuşması sonrası basına kapalı olarak devam etti.

  • Bakan Bilgin’den ‘asgari ücret’ mesajı

    Bakan Bilgin’den ‘asgari ücret’ mesajı

    Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından Ankara’da bir otelde Türk-İş’in 70’inci yıl dönümü dolayısıyla program düzenlendi. Programa, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ile Türk-İş yöneticileri katıldı.

    Programda konuşan Başkan Atalay, “Sendikalar benim ülkemde maalesef yarım asırdır meclisin, siyasetin, sermayenin elinde. İnanın bu dün de öyleydi, ondan önceki gün de öyleydi, bugün de öyle. 17 milyon çalışan olarak bu ülkenin dörtte üçüyüz. 600 tane vekil; bir parti bir tane alıyor bir tane o alıyor. 600 tane vekilin olduğu mecliste 3 tane çalışan olursa işçinin lehine kararları zor beklersiniz” ifadesini kullandı.

    Sermayenin güçlü olduğunu belirten Atalay, “Bir yer örgütlendiği zaman ya kapının önüne koyuyorlar, ya mahkemeye veriyorlar. Aklınıza gelen bütün hileleri yapıyorlar. Mahkemeye gidiyorsun 7 sene sürüyor. Ne han ne hancı kalıyor 7 senede. Şeker Sendikası’nın Aksaray’da 7 sene kaldı. Hiçbir şey kalmadı ortada’’ dedi.

    “Sendikaların sosyalist ya da komünist olduğu iddiası vardı, oysa sendikalar demokratik toplumların ürünüdür”

    Bakan Bilgin ise yaptığı konuşmasının başında Türk-İş’in 1952 yılında kurulduğunun altını çizerek, “Bu tesadüf mü acaba; Türkiye 1950 yılında Türkiye ilk defa çok partili demokratik hayatla karşılaştı. Türkiye 1946 yılında çok partili hayata geçti. Ama ilk defa demokratik mekanizmaların uygulandığı seçim 1950 seçimidir ve arkasından Türkiye’de Türk-İş kuruldu. Yani sendikalar demokrasi ile birlikte vardır. İşçi hareketi demokrasi içinde gelişir. Sendikalar ilk kurulduğunda sendikalara karşı patronların negatif bakış açısı vardı. Sadece patronların mı; herkesin bir takım ön yargıları vardı. Mesela sendikaların sosyalist ya da komünist olduğu iddiası vardı. Böyle bir iddia ile karşı karşıyaydı sendikacılar. Oysa sendikalar demokratik toplumların ürünüdür” diye konuştu.

    “Yıl sonunda yeni bir düzenleme yapacağız”

    Türkiye’nin emekçileriyle birlikte kalkındıkça artan büyüme ve refahtan emekçilerinin pay aldıkça önünün açılacağını vurgulayan Bakan Bilgin, “Yıl başında yaptığımız yüzde 50’nin üzerinde yüzde 30 zam yapmıştık, kümülatif olarak yüzde 90 üzerinde olan bu zammın enflasyon karşısındaki dayanıksızlığını bilerek konuşuyoruz. Yıl sonunda da bunu dikkate alarak yeni bir düzenleme yapacağız. Emekçilerimizi ne enflasyona ne de sermayenin baskısına karşı ezdireceğiz. Elbette ki Türkiye’nin büyümeye, kalkınmaya, yatırıma ihtiyacı var. Sermayeye ihtiyacı var. Burada sermaye düşmanlığı yapmıyoruz ama sermayenin emek düşmanlığı yapmasının karşısında olacağız. Bu sosyal devletin görevidir’’ açıklamasında bulundu.