Etiket: aşı

  • Toplumsal bağışıklık için aşıyı işaret etti

    Toplumsal bağışıklık için aşıyı işaret etti

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüs ile mücadelede hedefin toplumun en az yüzde 60’ını aşı ile bağışık hale getirmek olduğunu söyledi. Ceyhan, “Bizim bu amaca ulaşabilmemiz için toplumun yüzde 80’ine yakınını aşılamamız lazım. Toplumun yüzde 20’si çocuk zaten, o yaş grubuna bu aşıları uygulayamıyorsunuz. O halde yetişkinlerin tamamının aşılanması lazım” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüs aşılarının çocuklara uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin DHA’ya değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Ceyhan, ABD’li biyoteknoloji şirketi Moderna’nın, mRNA teknolojisine dayalı Covid-19 aşısının çocukların aşılanmasına yönelik bir çalışması olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ceyhan, “Moderna aşısı çalışma yapmaya başladı, o çalışmanın sonuçları elde edilecek, yeterli sayıya ulaşacak, daha onun için var” dedi.

    ‘HENÜZ ÇOCUKLAR İÇİN AŞI UYGULAMASI YOK’

    Prof. Dr. Ceyhan, çocukların şu anki mevcut koronavirüs aşıları ile aşılanamadığını vurgulayarak, “Henüz çocuklar için bir uygulama yok. Çocuklar şu anki mevcut aşı ile aşılanamıyor. Çocuklarda yeni çıkmış bir ilaç ya da aşıda çalışma yapmak için bazı şartlar var. O ürünün yetişkinlerde yeteri kadar çalışılması, uygulanması lazım ki onların gözlemlerine bakacaksınız, ne kadar güvenilir olduğunu göreceksiniz. Kanunlarımız da, etik kurallarımız da çocukları bu konuda koruma altına almış. Türkiye’de bırakın çalışmayı bunun için bir niyet de yok. ABD’de Moderna’nın yürüttüğü çalışma dışında bir çalışma yok. Bu tip ürünlerde, aşılarda ‘ille getirin, Türkiye’de de çalışma yapın, onun sonuçlarını getirin’ demiyorsunuz. Yapılan çalışmalara bakarak ruhsat veriyorsunuz. Her ürün Türkiye’de çalışması yapılarak ruhsat almıyor. Diyelim önümüzdeki ay sonu çalışma biter, o çalışma sonuçları ile firmalar ülkelerin sağlık otoritelerine başvurur, izinlerini alır başlarlar hemen. Öyle yıllar sürecek bir şey yok. Yeniden hayvan deneyleri, yeniden faz 1 çalışmaları yapılmıyor. Yetişkinlerde faz 4 dediğimiz, ruhsatı alınan aşıların sadece faz 3 çalışması yapılıyor çocuklarda, ondan sonra izinler veriliyor” diye konuştu.

    ‘BAĞIŞIKLIK İÇİN YETİŞKİNLERİN TAMAMININ AŞILANMASI LAZIM’

    Aşılama sırası gençlere geldiğinde aşı kararsızlıkları ile karşılaşılabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, “Diyelim ki toplumun yüzde 70 ila 80 arası bu inaktif aşı ile korunuyor. Bizim hedefimiz nedir; toplumun en az yüzde 60’ını aşı ile bağışık hale getirmek. O halde demek ki bizim bu amaca ulaşabilmemiz için toplumun yüzde 80’ine yakınını aşılamamız lazım. Toplumun yüzde 20’si çocuk zaten, o yaş grubuna bu aşıları uygulayamıyorsunuz. O halde şu andaki mevcut durumda yetişkinlerin neredeyse tamamının aşılanması lazım. Böyle sayısı oldukça yüksek gruplar aşılanmaktan çekinirseler, aşı yaptırmazlarsa istediğimiz hedefe ulaşamayız zaten. O da zorlaştırıyor işimizi. Toplumda yeni çıkmış pandemi aşısını o kadar yüksek oranda yapabilmeniz için çok büyük gayretler sarf etmeniz lazım. Gençlere doğru gittikçe aşı kararsızlığı ile de karşılaşabiliriz, bunun için de şimdiden muhtemelen bakanlık, planlamalar, programlar hazırlıyordur” ifadesini kullandı.

  • 4,5 milyon doz aşı geliyor! Koruyuculuğu yüzde 94,5

    4,5 milyon doz aşı geliyor! Koruyuculuğu yüzde 94,5

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Akova, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bu ay 4,5 milyon doz geleceğini duyurduğu BioNTech aşısının Türkiye’de Faz-3 çalışmaları kapsamında 500 kişide uygulandığını söyledi. Akova, “Türkiye’deki gönüller Amerika ve Avrupa’da yürütülen bir çalışmanın parçasıydı. Bu çalışma ile ilgili sonuçlar bilimsel makale halinde yayımlandı ve aşının yüzde 94,5 civarında etkili olduğu gösterildi” dedi.

    Bakan Fahrettin Koca, Türk bilim insanları Uğur Şahin ve Özlem Türeci çiftinin başında olduğu Alman BioNTech firmasının Pfizer ortaklığında geliştirdiği Covid-19 aşısının bu ay Türkiye’ye geleceğini ve sırası gelenlere uygulanacağını açıkladı. Bakan Koca’nın 4,5 milyon doz geleceğini söylediği BioNTech aşısının Faz-3 çalışmaları, Türkiye’de Çin menşeili Sinovac aşısında olduğu gibi Hacettepe Üniversitesi koordinatörlüğünde yürütüldü.

    ‘YÜZDE 94,5 ETKLİ OLDUĞU GÖSTERİLDİ’

    DHA’ya konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Akova, BioNTech aşısının Faz-3 çalışması kapsamında Türkiye’de yaklaşık 500 kişilik grup üzerinde uygulandığını söyledi. Akova, “Türkiye’deki gönüller Amerika ve Avrupa’da yürütülen bir çalışmanın parçasıydı. Bu çalışma ile ilgili sonuçlar bilimsel makale halinde yayımlandı ve aşının yüzde 94,5 civarında etkili olduğu gösterildi. Ama Türkiye’deki 500 gönüllünün durumuna ait özel bir yayın yapılmadı. O genel havuzun içerisinde Türkiye’deki gönüllerde de benzer bir etkinlik olduğunu kabul ediyoruz dedi.

    ‘2 DOZ YAPILMASI LAZIM’

    Prof. Dr. Akova, bu aşının yurt dışında da değişik ülkeler tarafından kullanım onayı verilen dozunun 2 doz halinde uygulanması olduğunu vurgulayarak, “Ama İsrail’de yapılan çalışmalarda ikinci doz aşı yapılmadan hemen önce kandaki antikor düzeyleri ve aşı yapılan kişilerin takibi sonucunda yüksek oranda koruyuculuğu olduğu gösterildi. Yani tek doz aşının bile koruyuculuğu var. Ama tek doz aşının koruyuculuğuna uzun vadede güvenmek pek doğru olmaz. Çünkü belli zaman içerisinde tek doz aşı ile o antikor düzeyleri düşer, onun için mutlaka 2 doz yapılması lazım” ifadelerini kullandı.

    ‘ÖLÜMLER AŞI İLE İLGİLİ DEĞİL’

    Prof. Dr. Akova, BioNTech aşısından sonra özellikle Norveç’te 80-90 yaş üzerindeki kişilerde ardı arkasına ölümlerin bildirildiğini, daha sonra bunun direkt aşı ile ilişkili olmadığını yönünde açıklamaların olduğunu hatırlattı. Akova, “Bu aşı yapıldıktan sonra birkaç gün içerisinde yüksek ateşe sebep olabiliyor. Ölüm bildirilenler altta yatan ciddi hastalığı olan kronik hastalığı olan yaşlılardı. Dolayısıyla yüksek ateş onların dengesini iyice bozup da ölüme sebep olmuş olabilir; ama bununla ilgili daha ayrıntılı bir bilgi yayımlanmadı. Bu aşının bir de alerjik reaksiyonlara yol açması söz konusu. Milyonda 5 ile 7 arasında değişen ciddi alerjik reaksiyon yapabiliyor. O yüzden bu aşının uygulama protokolünde aşının yapıldığı sağlık merkezinde aşı yapılan kişinin en az yarım saat süreyle gözlem altında tutulması isteniyor. Çünkü bu tür alerjik reaksiyonlar genellikle çok kısa sürede ortaya çıkıyor; ama müdahale edildiği takdirde herhangi bir tehlike arz etmiyor. İlk başlangıçtaki ölümler bildirildikten daha sonra ciddi bir bildirim gelmedi. Aşı ile direkt ilgili olduğu düşünülmedi. Öyle bir şey düşünülmüş olsaydı da aşının durdurulması söz konusu olurdu, durdurulmadı” diye konuştu.

    ‘HANGİ AŞI VARSA ONU OLUN’

    “Bu aşamada verilecek en önemli mesaj; elinizin altında hangi aşı varsa hangi aşıya erişebiliyorsunuz o aşıyı mutlaka olun” ifadesini kullanan Akova, “Ama aşı olduktan sonra da kendinizi korumaya devam edin. Çünkü Sinovac aşısı ilk dozdan sonra koruyuculuğu oldukça düşük olan bir aşı. Mutlaka iki doz yapılıp, ikinci dozdan sonra en az 14 gün sürenin geçmesi lazım. Pfizer-BioNTech aşısının birinci dozdan sonra kısmen daha yüksek koruyucu olduğunu biliyoruz; ama bu korunma önlemlerini aksatmanızı, maske takmamanızı, kalabalıklara girmenizi gerektiren bir durum değil, bu durumda da hastalık bulaşabilir. O nedenle aşı da olsanız kendinizi korumaya devam etmelisiniz, hangi aşıyı bulursanız da onunla bir an önce aşılanmanız önemli olan nokta” dedi.

    ‘YAZA KADAR TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIĞI HEDEFLEMELİYİZ’

    Akova, gelecek hafta 60-65 yaş arasına aşının başlanacak olmasının çok olumlu olduğunu kaydederek, “Bu yaş grubundan sonra artık diğer yaşlardaki riskli gruplar veya toplumda çalıştıkları koşullar nedeniyle risk altında olan gruplar aşılanmaya başlanacak. Şu andaki hızla toplumun yüzde 65-70’lik sürü bağışıklığı ya da ‘toplumsal bağışıklık’ denen rakama çok kısa sürede ulaşmak maalesef mümkün değil. Günde 150-200 bin civarında aşı yapılıyor, bu rakam çok düşük. Yaklaşık 50 milyon kişinin aşılanmasından bahsediyoruz. 50 milyon kişinin aşılanması için günde 1 milyon aşılama yapsanız 1,5-2 ay sürer. Bu da yaz aylarının başını bulacak demektir. Amerika Birleşik Devletleri mayıs ayı sonuna kadar aşıyı erişilebilir hale getirmeyi planlıyor. Bizim de en azından yaz başına kadar bu ‘toplumsal bağışıklık’ dediğimiz rakama ulaşacak aşılamayı hedeflememiz gerekir. Ama onun için bir yandan aşı bulmak ve bir yandan o aşıyı süratle uygulamak gerekir” diye konuştu.

    BioNTech aşısının eksi 70-80 derecede saklanması gerekiyor. Bu nedenle aşının Türkiye’ye getirilirken bu dereceye sahip özel kutularda nakledileceği belirtildi. Aşı, Hacettepe Üniversitesi’de Faz 3 çalışmaları sırasında da eksi 72 derecedeki özel dolaplarda tutulmuştu.

     

  • Türkiye’de 2 doz aşı olan 852 kişi Covid-19’a yakalandı

    Türkiye’de 2 doz aşı olan 852 kişi Covid-19’a yakalandı

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türkiye’de Covid-19 aşısının iki dozunu yaptırıp bağışık olan 1 milyon 300 bin kişiden 852’sinin Covid-19’a yakalandığını, bu sayı içinde 53 kişinin hastanede yattığını, 5 kişinin ise yoğun bakımda tedavi gördüğünü söyledi. İlhan, “Yoğun bakımda yatan kişilerden entübe olan ya da hayatını kaybeden yok. Demek ki aşı gerçekten çok etkili oluyor. Zaten aşıda da amaç insanların ağır hastalık geçirmesini engellemek” dedi.

    “1 YILDA 29 BİN CANIMIZI YİTİRDİK”

    Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavirüse karşı yapılan aşılamaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İlhan, Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının görülmesinin üzerinden 1 yıl geçtiğini anımsatarak, bu süreç boyunca 2 milyon 800 binden fazla kişinin koronavirüse yakalandığını, 29 binden fazla kişinin de hayatını kaybettiğini söyleyerek “Burada önemli olan 29 bin canımızı yitirmiş olmamız. Koronavirüs dünyayı etkiliyor, dünyada da rakamlar çok olumsuz durumda. Türkiye, görece baktığınızda koronavirüs kontrolünde iyi ülkeler arasında yer alıyor. 29 bin vatandaşımızı kaybettik; ama yeterli tedavi ve önlemler almasaydık bu rakam çok daha yukarıya doğru çıkabilirdi” dedi.

    ‘YAKIN ZAMANDA AŞIDA İKİNCİ GRUBA GEÇİLECEK’

    Prof. Dr. İlhan, koronavirüs ile mücadelede iki yöntem olduğunu belirterek, “Biri virüse hiç yakalanmamak, fiziksel mesafe, maske ve hijyene dikkat ederek. Bunun yanında bir de aşımız var. Dünya 2020 sonbaharından itibaren aşılamaya başladı. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak ocak ayının başında aşılamaya başladık. Geldiğimiz noktada Türkiye’deki ilk aşılamadan bu yana tam 2 ay geçti sayılır. Bu 2 aylık zaman diliminde de 10 milyon 400 binden fazla aşı yaptık. 2 milyon 600 bini de bunların ikinci dozu. Bir başka ifade ile yaklaşık 700-800 bin kadar sağlık çalışanımızı ikinci dozda aşıladığımızı öngörürsek bu, 1 milyon 800 bin kadar 65 yaş üzeri büyüğümüzü aşıladığımız anlamına geliyor. Çok yakın zamanda ikinci gruba geçilecektir. Her iki grubun aşılanması tamamlanırsa koronavirüs için bir hayli aşama kat etmiş olabileceğimiz kanısındayım” diye konuştu.

    ‘İKİNCİ DOZ AŞI OLAN 852 KİŞİ HASTALIK TANISI ALDI’

    Prof. Dr. İlhan, aşının önemine değinerek, ikinci dozu yaptıktan sonra üzerinden iki hafta geçen, yani ‘bağışık’ denebilecek seviyeye ulaşan kişilere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. İlhan, “İki doz koronavirüs aşısı olduktan sonra üzerinden iki hafta geçen, yani bağışık olarak tanımlayabileceğimiz 1 milyon 300 bin vatandaşımızdan sadece 852 kişi hastalık tanısı aldı, bunların içerisinde de sadece 53 tanesi hastanede yattı, bunların içerisinde de yoğun bakımda yatan sadece 5 kişi söz konusu. 5 kişiden 3’ü de taburcu oldu. Bunları hiçbiri entübe değil, hayatını kaybetmiş değil. Benzer bir durum bizde de söz konusu, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde de yine aşı olduktan sonra enfekte olan kişiler var; ama hiçbiri yoğun bakımda yatmadı, entübe olmadı. Yoğun bakımda yatan kişilerden entübe olan ya da hayatını kaybeden yok. Bu çok önemli. Demek ki aşı gerçekten çok etkili oluyor. Zaten aşıda da amaç insanların ağır hastalık geçirmesini engellemek. Belki hastalığa yakalanmasını engelleyemiyor; ama yakalanan kişiler ağır hasta olmuyor, yoğun bakımlık olmuyor, entübe olmuyor, hayatlarını kaybetmiyor. Tüm vatandaşların tereddüt etmeden aşı olmaları koronavirüs ile mücadeleye çok ciddi katkı sağlayacaktır” ifadesini kullandı.

  • Türkiye’de yapılan aşı sayısı 10 milyonu geçti

    Türkiye’de yapılan aşı sayısı 10 milyonu geçti

    Türkiye’de koronavirüs ile mücadele kapsamında yapılan Covid-19 aşı sayısı 10 milyonu geçti.

    Türkiye’de koronavirüs salgınına karşı 14 Ocak’ta başlayan aşılama çalışmaları, yurt genelinde hızla devam ediyor. Aşılama çalışmalarına ilişkin veriler ise Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan ‘https://covid19asi.saglik.gov.tr/’ adresinden anlık olarak paylaşılıyor. Buna göre, bugün saat 12.30 itibarıyla 7 milyon 579 bin 970’i ilk doz, 2 milyon 451 bin 921’i ise ikinci doz olmak üzere toplam yapılan aşı sayısı 10 milyon 31 bin 891’e ulaştı. İstanbul’da yapılan toplam aşı sayısı 1 milyon 592 bin 157, Ankara’da 823 bin 936, İzmir’de ise 670 bin 550 olarak kayıtlara geçti.

    BAKAN KOCA: MİLLETİMİZ EN İYİSİNİ HAK EDİYOR

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da aşılama çalışmalarıyla ilgili Twitter hesabından açıklama yaparak, “Aşı programımız planlandığı gibi ilerliyor. Bugün itibarıyla 10 milyon doz aşı yapıldı. Emek veren tüm personelimize teşekkür ederim. Milletimiz en iyisini hak ediyor” dedi.

  • Aşı olduktan 3 gün sonra öldü

    Aşı olduktan 3 gün sonra öldü

    Japonya’da 60’lı yaşlarda olduğu belirtilen bir kadının, Pfizer/BioNTech tarafından geliştirilen koronavirüs aşısını olduktan sonra hayatını kaybettiği açıklandı. Japonya Sağlık Bakanlığı, ölümün aşıyla ilgisi olup olmadığını tespit etmek için inceleme başlattı.

    Japonya’da 60’lı yaşlarda olduğu açıklanan bir kadının, Pfizer/BioNTech tarafından geliştirilen koronavirüs aşısını olduktan sonra hayatını kaybettiğı belirtildi. 26 Şubat’ta aşının ilk dozunu aldığı belirtilen ismi açıklamanyanan kişinin, 1 Mart’ta hayatını kaybettiği açıklandı. İlk belirlemelere göre kadının, ‘Subaraknoid kanama’ (bir inme şekli) nedeniyle öldüğü aktarıldı. Japonya Sağlık Bakanlığı, daha önce Pfizer/BioNTech aşısının Subaraknoid kanamaya neden olan bir yan etkisine rastlanmadığını, ölüm nedeninin aşıyla bağlantısı olup olmadığını belirlemek üzere inceleme başlatıldığını duyurdu.

    ABD’DE DOKTOR ÖLMÜŞTÜ

    ABD’li ilaç şirketi Pfizer-BioNTech tarafından geliştirilen aşının sağlık görevlilerine yapıldığı ülkede, aşı olan Gregory Michael adlı doktor aşıdan 2 hafta sonra hayatını kaybetmişti. Florida’da bir hastanede çalışan Gregory Michael, 18 aralıkta aşının ilk dozunu aldıktan 3 gün sonra ellerinde ve ayaklarında küçük lekeler ortaya çıktı. Sosyal medya hesabından açıklama yapan eşi Heidi Neckelmann, Gregory Michael’in hastaneye gittiğini ve kan değerlerinin normal seviyenin çok altında tespit edildiğini söylemişti.

    PORTEKİZ’DE HEMŞİRE HAYATINI KAYBETMİŞTİ

    Portekiz’de 30 Aralık 2020’de Pfizer’ın COVID-19 aşısı yapılan Portekiz Onkoloji Enstitüsü Pediatri Bölümü’nde (OPI) çalışan 41 yaşındaki hemşire Sonia Acevedo 2 gün sonra hayatını kaybetmişti. Öte yandan, Norveç İlaç Ajansı’nın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre ülkede koronavirüse (Kovid-19) karşı Pfizer aşısını yaptıran 23 kişi hayatını kaybettiği ifade edilmiş,13 vakada incelenen ölümlerde, aşının “yaşlı insanlarda var olan hastalıkların daha ciddi seyrine” yol açan yan etkilere neden olmuş olabileceği belirtilmişti.

  • Mutasyonlu virüs aşının etkisini azalttı

    Mutasyonlu virüs aşının etkisini azalttı

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, mutant virüsün dünyada ve Türkiye’de daha fazla görülmeye başladığını belirterek, “Şu anda mutant virüslere aşılar etkili ama aşıların etkisinde bir zayıflama var. O açıdan dikkatli olmak gerekiyor” dedi.

    Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, mutant virüslere karşı aşıların etkisinde zayıflama olduğu için daha dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Özlü, “Tabii giderek şu anda toplumlarda sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada mutasyonlu virüsler yani varyant dediğimiz çok sayıda mutasyonun bir arada göründüğü yeni mutant virüsler daha fazla görülmeye başlıyor. Artış var, bu tabii izlenmesi gereken bir durum. Çünkü bu artışlar beraberinde yeniden salgında dalgalanmayı getirecek mi? Yeniden vaka sayılarında bir artış olacak mı? Bütün endişemiz o. Umarım kontrolünü sağlayabiliriz ama tabii bu virüslerin kontrolü daha zor, bulaşması daha kolay. Dikkatli olmamız lazım. Şu anda mutant virüslere aşılar etkili ama aşıların etkisinde bir zayıflama var. O açıdan dikkatli olmak gerekiyor. Daha zayıf etkili ama hala etkili” dedi.

     

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin’le telefonda görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin’le telefonda görüştü

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda görüştü. Görüşmede Dağlık Karabağ, Suriye, Libya, ortak enerji üretimi ve Rusya’nın geliştirdiği Covid-19 aşılarının ele alındığı bildirildi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Kremlin Basın Servisi tarafından görüşmeye dair yapılan açıklamada, iki liderin Dağlık Karabağ, Suriye, Libya, ortak enerji üretimi ve Rusya’nın geliştirdiği Covid-19 aşılarını ele aldığı bildirildi. Açıklamada, “Her iki lider çeşitli alanlarda karşılıklı fayda sağlayan Rus-Türk ilişkilerini daha da genişletme eğilimlerinin altını çizdi. Öncelikler arasında enerji sektöründe büyük ortak projelerin uygulanması yer alıyor. Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin 9 Kasım’da imzaladığı ve 11 Ocak tarihli mutabakatların uygulanması durumu ele alındı” denildi.

    Erdoğan ve Putin’in Dağlık Karabağ’da Rusya-Türkiye Ortak Gözlem Merkezi’nin çalışmalarının başlamasıyla ilgili memnuniyetlerini dile getirdiği de ifade edildi. Açıklamada, “Liderler Rusya ve Türkiye’nin İdlib bölgesinde durumu istikrara kavuşturma çabaları ışığında Suriye’ye yerleşmiş terörist gruplara karşı mücadeleye olan karşılıklı bağlılıklarını yeniden teyit etti. Astana formatı da dahil olmak üzere Suriye içi siyasi süreci daha fazla desteklemek niyetinde olduğu ifade edildi. Ayrıca Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan bu ülkede uzun vadeli normalleşmeyi sağlamak için Birleşmiş Milletler’in yardımıyla Libya’da geçiş yetkilileri oluşturmanın önemine dikkat çekti. Ayrıca liderler Rus korona virüs aşılarının Türkiye’ye tedarik edilmesi ve söz konusu aşıların Türkiye’de üretilmesi ihtimali hakkında görüştü” denildi.

    Açıklamada ayrıca, Putin’in Irak’ın kuzeyinde terör örgütü PKK’nın 13 Türkü katletmesi nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a taziyelerini sunduğu aktarıldı.

  • İsrail’de nüfusun yüzde 45’i aşılandı

    İsrail’de nüfusun yüzde 45’i aşılandı

    Dünya genelinde etkili olan koronavirüs salgınında aşılama çalışmaları devam ederken, 8 milyon 655 bin 535 nüfuslu İsrail’de nüfusun neredeyse yarısı aşılandı.

    Dünya genelinde koronavirüsle mücadele sürerken aşılama kampanyaları da yoğun bir şekilde devam ediyor. İsrail’de yoğun bir şekilde sürdüğü İsrail’de 4 milyon kişi aşılandı. Resmi kaynaklara göre, 8 milyon 655 bin 535 nüfusu olan İsrail’de nüfusun yüzde 45’ine ilk doz aşı yapıldı. Nüfusunun yüzde 30’una ise ikinci doz yapıldı. İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada, 50 yaşın üzerindeki kişileri aşı olmaya çağırmış ve 50 yaş üzerindeki 570 bin kişinin henüz aşılanmadığını aktarmıştı.

    Yeşil Pasaport planı

    Netanyahu, halkı aşıya teşvik etmek için “Yeşil Pasaport” projesinin uygulanmasının planladığını açıkladı. Yeşil Pasaport planına göre, aşılanmış kişiler Yeşil Pasaport ile tiyatro ve sinema salonlarına girebilecek, spor etkinliklerini takip edebilecek, yurtdışına uçabilecek, restoranlara girebilecek.
    İsrail’de ABD’li ilaç devi Pfizer ve Alman ortağı BioNTech tarafından geliştirilen Covid-19 aşısı ile 20 Aralık 2020 tarihinde aşılama kampanyası başlatmıştı.

    İsrail’de toplam koronavirüs vaka sayısı 740 bin 527’ye yükselirken koronavirüsten kaynaklı can kaybı 5 bin 486 olarak açıklandı.

    “Ahlaki ve ekonomik başarısızlık”

    İsrail’de nüfusun yüzde 45’i aşılanırken dünya genelinde aşıların büyük bir kısmının zengin ülkeler tarafından alınması çeşitli sorunları da beraberinde getirdi. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Ocak ayının başında düzenlediği basın toplantısında dünyanın feci bir ahlaki başarısızlığın eşiğinde durduğuna dikkat çekmişti. Covid-19 salgınının sağlık ve ekonomi ile yakından bağlantılı olduğunu ve herkesin bu işte birlikte olduğunu ifade eden Ghebreyesus, “Covid-19 salgınını her yerde sona erdirene kadar, hiçbir yerde sona erdiremeyeceğiz. Zengin ülkeler aşı yaparken, dünyanın en az gelişmiş ülkeleri bunu izliyor. Her geçen gün ülkeler arasındaki uçurum daha da büyüyor” demişti. Ghebreyesus, Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, Afrika Birliği Sağlık Bakanları ve Maliye Bakanları ile konuşacağını ifade ederek, “Onlara Afrika’da Covid-19 aşılarının yaygınlaşmasını hızlandırmak, hayat kurtarmak ve ekonomilerini yoluna koymak için elimizden gelen her şeyi yaptığımızı söyleyeceğim. Dünyanın geri kalanı da sorumluluk almalı” ifadelerini kullanmıştı.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden aşı açıklaması

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden aşı açıklaması

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, sırası gelen vatandaşların koronavirüs aşısını il genelinde bulunan tüm kamu, üniversite ve özel hastanelerde yaptırabileceklerini belirtti.

    Aşılama çalışmaları ile ilgili açıklamalarda bulunan Bursa İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz, aşı için Merkezî Hekim Randevu Sistemi (MHRS) ve Alo 182’den randevu alan vatandaşların, daha çok aile hekimliklerini tercih ettiğini dile getirdi. Bu durumun zaman zaman aile hekimliklerinde yığılmalara sebebiyet verebildiğini vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, vatandaşların hastanelerde bulunan aşı uygulama odalarında beklemeksizin aşılarını yaptırabileceklerini söyledi.

    Aşılama için hastanelerde geniş ve ferah ortamlar hazırladıklarının altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, “Bakanlığımız talimatları doğrultusunda ilimizdeki kamu hastanelerinde 237 aşı uygulama odası oluşturduk. Olası yan etkiler için 30 dakika kadar gözlemde tutulduğundan buna yönelik de geniş ve ferah bekleme alanlarımız mevcut. Vatandaşlarımız, aile hekimliklerinin yanı sıra ikamet ettikleri adrese en yakın hastaneden randevu alarak, aşılarını yaptırabilirler” şeklinde konuştu.

  • BioNTech aşısının koruma oranı mutasyona karşı azaldı

    BioNTech aşısının koruma oranı mutasyona karşı azaldı

    Pfizer/BioNTech tarafından yapılan açıklamada, Güney Afrika mutasyonunun aşının antikor korumasını üçte iki oranında azalttığı ve aşının mutasyona karşı etkili olup olmayacağının net olmadığı belirtildi.

    BioNTech/Pfizer ile ABD’deki Teksas Üniversitesi ortaklığında bilim insanları laboratuvar ortamında Güney Afrika’dan ortaya çıkan mutasyonu taşıyan koronavirüsü üretmeyi başardı.

    Araştırmanın sonuçları New England Journal of Medicine’de yayınlandı. Araştırma sonucunda bilim insanlarının laboratuvar ortamında üretilen G.Afrika mutasyonuna karşı üretilen virüsün aşı olan kişilerin kan örneklerinde test ettiği belirtildi.

    ANTİKOR ORANINI ÜÇTE İKİYE KADAR DÜŞÜYOR

    Bilim insanları, G.Afrika mutasyonuna karşı üretilen virüsün ABD’de mutasyonlu virüsün yaygın olarak görülen türüyle kıyaslandığında antikor oranının üçte ikiye kadar düştüğünün fark edildiği belirtildi. Şu ana kadar virüse karşı ne ölçüde antikorun koruma sağladığı konusunda bir sınır tespit edilmemesi nedeniyle antikor düzeyinde üçte ikilik azalmanın bu varyant karşısında aşıyı etkisiz hale getirip-getirmeyeceği ise bilinmiyor. Araştırmaya ilişkin açıklamalarda bulunan Teksas Üniversitesi uzmanlarından Pei-Yong Shi, BionTech/ Pfizer aşısının varyanta karşı koruma sağlamasının da mümkün olduğunu kaydetti.Pei-Yong Shi, açıklamasını şu sözlerle sürdü: Minimum etkisiz hale getirme sınırını bilmiyoruz. Aşının oluşturduğu bağışıklık yanıtının koruma sağlamak için gereken düzeyin çok üzerinde olduğunu söyleyebilirim” ifadelerine yer verdi.

    GÜNEY AFRİKA’DA VARYANTI 31 ÜLKEDE SAPTANMIŞTI

    Birçok ülkede “seyahatle ilişkili vakalar” şeklinde görülen Güney Afrika varyantı, şu ana kadar 31 ülkede saptanmıştı. Bunların bazılarında başta İngiltere, Fransa ve İsrail olmak üzere seyahat öyküsü olmayan vaka kümelenmelerine neden olduğu belirlenmişti.