Etiket: aşı

  • Bir aşıdan daha iyi haber geldi!

    Bir aşıdan daha iyi haber geldi!

    Avrupa İlaç Ajansı (EMA), ABD’li Moderna şirketinin yeni tip korona virüse (Covid-19) karşı geliştirdiği aşının onaylanması için tavsiye kararı aldı.

    Dünya genelinde birçok ülkede koronavirüse karşı aşı çalışmaları sürüyor. Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından yapılan açıklamada, ABD merkezli ilaç şirketi Moderna’nın koronavirüse karşı geliştirdiği aşıya koşullu pazarlama izni verilmesi yönünde tavsiye kararı alındığını duyuruldu.

    EMA İcra Direktörü Emer Cooke, “Bu aşı bize mevcut acil durumun üstesinden gelmek için başka bir araç sağlıyor. Tüm ilaçlarda olduğu gibi, AB halkının sürekli olarak korunmasını sağlamak için aşının güvenliği ve etkinliği hakkındaki verileri yakından izleyeceğiz. Çalışmalarımıza her zaman bilimsel kanıtlar ve AB vatandaşlarının sağlığını koruma taahhüdümüz rehberlik edecek” ifadelerini kullandı.

    Aşının 18 yaşından büyüklere uygulanacağı ve yüzde 94.1 oranında etkili olduğu belirtildi.

    AB Komisyonunun EMA’nın verdiği tavsiye kararını tasdik etmesi beklenirken, Moderna’nın aşısı ABD’li Pfizer ve Alman biyoteknoloji şirketi BioNTech tarafından geliştirilen Covid-19 aşısının ardından AB’de onay verilen ikinci aşı olacak.

    AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen yaptığı açıklamada EMA’nın kararını memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Şimdi bunu onaylamak ve AB’de kullanılabilir hale getirmek için tüm hızımızla çalışıyoruz” dedi.

  • Prof.Dr. Ceyhan’dan Çin aşısıyla ilgili flaş açıklamalar

    Prof.Dr. Ceyhan’dan Çin aşısıyla ilgili flaş açıklamalar

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye’nin Çin’den aldığı koronavirüs aşısı Sinovac ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. “60 yaşın üzerinde hiçbir verisi yok bunun. Bu gruba aşıyı yapmak açıkçası tamamen bir kumar” diyen Ceyhan, “Kendi adıma böyle bir durumda aşılama yaptırır mıyım diye baktığımda yine de yaptırırım diyorum. Çünkü hastalık kötü seyrediyor.” şeklinde konuştu.

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Çin’de üretilen Sinovac aşısıyla ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Haber Global ekranlarında konuşan Ceyhan, Endonezya’da 60 yaş ve üzeri kişilere Çin aşısının uygulanmayacak olmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunurken, yine de aşı olacağını çünkü hastalığın kötü seyrettiğini belirtti.

    Ceyhan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    Endonezya’nın yaptığı son derece doğru. Aşılamayı başka türlü uygulama şemalarına bakarak ayarlamak güvenilir değil. Aşılar arasındaki doz aralığında da aynı şey söz konusu. Sinovac’ın ürettiği aşının bütün çalışmaları 18 ve 60 yaş arasında yapılıyor. Türkiye’de de böyle, Endonezya’da da. Çin’in sonuçları açıklaması lazım fakat Çin ısrarla hangi tarihte açıklayacağını söylemedi. Elimizde bizim 18-60 yaş arasında sadece Türkiye’de 1322 vaka veriye dayanarak karar veriliyor. Bu rakam aşı için ancak Faz 2 denilebilecek bir rakam. 7100’ün altında denek sayısı ile söylenen hiçbir lafın bilimsel güvenilirliği yok. Bu çalışma ile biz aşıya hazırlanıyoruz. Acaba sonuçlar beklendiğimi gibi çıkmadı onun için mi açıklanmıyor diye şüpheler de doğuyor. Kendi adıma böyle bir durumda aşılama yaptırır mıyım diye baktığımda yine de yaptırırım diyorum. Çünkü hastalık kötü seyrediyor. Bizim artık aşının etkisizliğini göze alıp bu aşıyı yaptırmak dışında çaremiz yok.

    Diyelim ki bu aşı etkisiz çıktı. Yarın mRNA aşıları yaptırılabilir mi? Etkisinde bir azalma olur. Neticede düşük bir antikor düzeyi oluşturuyorsa sonraki aşının etkisini bir nokta engeller. 60 yaşın üzerinde hiçbir verisi yok bunun. Bu gruba bu aşıyı yapmak açıkçası tamamen bir kumar. Tutarsa tutar diye düşünülebilir. Yoksa onun dışında hiçbir veri yok. Sadece tek başına Çin aşısı alan biz varız. Çin’in bile 2’si hazır biri de devam eden 3 aşısı var. Buna rağmen Çin, diğer ülkelerde üretilen aşılardan da ısmarladı kendisine.

    Kanada, nüfusunun 9 katı kadar aşı satın aldı. Çünkü hiçbirisinin Faz 3 çalışması yoktu. Birisi etkisiz çıkarsa etkili çıkanı yaparım diye. 4 misli yetecek kadar aşı satın aldılar. 60 yaşın üzerinde verisi olan Pfizer/Biontech aşısı var. Onlar küçük bir grupta da olsa bir çalışma yaptılar ama Çin aşısıyla ilgili hiçbir veri yok.

    ABD’de 65 yaş üstü henüz aşılamada bir sıraya konmadı. Onlar Pfizer/Biontech aşısına bile vaka sayısı az diye güvenmedikleri için sadece sağlık personelini aşılıyorlar.

    AŞIDA 2. DOZU ERTELEMEK DOĞRU MU?

    Aşılamada bir kural vardır. Tekrarı gereken çocuk aşısında aralığı geciktiriseniz, bir ay diyelim, 3-4 aya çıkarırsanız aşı etkinliğinde azalma olmaz ama genel kurallar hepsinin çalışması yapılarak ortaya çıkmış. Denenmiş mesela. Henüz bu çalışmada böyle bir veri yok. Bir aşı ilk başlangıçta hangi protokolle çalışıldıysa, 14 gün arayla mı, 28 gün arayla mı, o protokolde etkili olduğunu söylemek mümkün. Bunu değiştirince çalışma olmadığında etkinliği devam ediyor diyemezsiniz. Eğer arayı uzatırsanız, 28 gün yaparsınız, o zaman virüslerde bir direnç mekanizması ortaya çıkıyor. Çin aşısında bilmiyoruz ama Pfizer/Biontech aşısında biliyoruz ki ilk aşıdan sonra yüzde 50, ikinci aşıdan sonra etkinlik yüzde 95’e çıkıyor. Yüzde 50’de tutarsanız, virüs bir süre sonra mutasyon geçiriyor. O yüzden mümkün olduğu kadar kısa sürede virüsün vücuttan atılması lazım. Devletler kafasına göre kararlar alırlarsa bu yararını bir tarafa bırakın zarar da verebilecek bir yaklaşım olabilir. Aşı sayısı az çok kişiyi aşılayalı yüzde 50 korunsunlar dediğiniz zaman aşıdan beklediğiniz etkinlik zaten ortadan kalkar.

    MUTASYON VE AŞININ ETKİNLİĞİ

    Henüz aşının etkinliğini azaltacak bir mutasyon ortaya çıkmadı. İngiltere’de başlayan mutasyon da genetik laboratuvarlarda elde edilen bir sonuç. Henüz kliniğe yansıyan bir durum da gösterilmiş değil. Bunu klinik takiplerle göreceğiz. Ben bu tip mutasyonların çok kötü karşılanmaması gerektiğini düşünüyorum. Virüs daha bulaştırıcı hale gelecek ama daha az zararlı hale gelecek ki biz bu pandemiden kurtulalım.

  • Covid-19 aşısı olan hemşire öldü

    Covid-19 aşısı olan hemşire öldü

    Portekiz’de Pfizer-BioNTech’in geliştirdiği Covid-19 aşısını olan 41 yaşındaki hemşire 2 gün sonra hayatını kaybetti.

    Koronavirüs salgını Avrupa’da etkisini arttırmaya devam ederken, 27 Aralık’ta Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde Covid-19’a karşı aşılamalar başlamıştı.

    Portekiz’de 30 Aralık 2020’de Pfizer-BioNTech’in geliştirdiği Covid-19 aşısını olan Portekiz Onkoloji Enstitüsü Pediatri Bölümü’nde (OPI) çalışan 41 yaşındaki Sonia Acevedo 2 gün sonra hayatını kaybetti.

    Yetkililer, Acevedo’nun ani ölümünün arkasında aşının olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmadığını ve olayın derinlemesine araştırıldığını belirtti. Yetkililer, Acevedo’nun kesin ölüm nedeni için otopsi raporunun beklendiğini açıkladı.

    OPI tarafından yapılan açıklamada, Acevedo’nun aşı olduktan sonra herhangi bir olumsuz reaksiyon göstermediği, daha önce belirgin bir hastalığı ya da alerjik bir geçmişi olmadığı ifade edildi.

    Acevedo’nun babası Abilio Acevedo ise Portekiz basınına yaptığı açıklamada, “O iyiydi. Hiçbir sağlık sorunu yoktu. Covid-19 aşısını yaptırdı fakat hiçbir semptom göstermedi. Ne olduğunu bilmiyorum. Sadece yanıtları istiyoruz. Kızımın ölümüne neyin yol açtığını bilmek istiyorum” dedi.

    Portekiz medyasında yer alan haberlerde, Acevedo’nun OPI’de aşılanan 538 sağlık çalışanından birisi olduğu ifade edildi.

  • Bursa Valisi korona aşısının ikinci dozunu yaptırdı

    Bursa Valisi korona aşısının ikinci dozunu yaptırdı

    Çin’den getirilen COVID-19 aşısının gönüllü olarak testlerine katılan Bursa Valisi Yakup Canbolat, aşının ikinci dozunu da yaptırdı.

    Aşının ikinci dozunu da yaptırdığını sosyal medya hesabından duyuran Vali Yakup Canbolat, “Deneme aşısının ikinci dozunu bugün oldum. Uludağ Tıp Fakültesindeki hocalarımıza ve çalışanlarına çok teşekkür ederim. Herkese sağlık ve afiyet dilerim.” ifadelerini kullandı.

  • KKTC, toplu aşılamaya 15 Ocak’ta başlıyor

    KKTC, toplu aşılamaya 15 Ocak’ta başlıyor

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, (KKTC) Sağlık Bakanı Ali Pilli, koronavirüse karşı aşılamanın 15 Ocak’ta başlayacağını duyurdu.

    KKTC Sağlık Bakanı Ali Pilli, devlet televizyonu BRT’ye yaptığı açıklamada, koronavirüse (Kovid-19) karşı aşılama kampanyasının 15 Ocak’ta başlayacağını açıkladı. Pilli, Çin aşısı Sinovac’ın ilk olarak sağlık çalışanları ile öncelikli yaş gruplarına yapılacağını söyledi. Şu an için tamamen kapanmanın söz konusu olmadığını vurgulayan KKTC Sağlık Bakanı Ali Pilli, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nun bugün toplantı yapacağını ve kısmi sokağa çıkma yasağının netleşeceğini belirtti.

    AŞI ÖNCELİĞİ SAĞLIK ÇALIŞANLARI VE YAŞLILAR

    Aşılarla ilgili bilgileri de paylaşan Bakan Pilli, “Türkiye ile eş zamanlı olarak 15 Ocak’ta sağlık çalışanları, huzurevinde kalanlar ve kronik hastalığı olanlar aşılanacak. “Çin’den gelen aşılar Türkiye’de 14 gün kontrol edilecek ardından kullanılmaya başlanacak. Altyapı hazırlıkları tamamlandı aşıların gelmesi bekleniyor” dedi.

    KKTC’DE SON DURUM

    Pilli, son 24 saatte bin 540 test yapıldığını, 18’i yerel 34 pozitif vakaya rastlandığını, 1 kişinin hayatını kaybettiğini, 1 kişinin yoğun bakıma alındığını ve 14 kişinin taburcu edildiğini ifade etti.

  • Aşılamayla birlikte okullar tekrar açılacak mı?

    Aşılamayla birlikte okullar tekrar açılacak mı?

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Öğretmenlerimizin aşılanması ile beraber vaka, hasta sayısı da belli bir seviyeye inerse okulların açılmasını tekrar düşünmek gerekiyor” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, aşıların uygulanmaya başlamasının ardından antikor oluşması için belli bir zaman dilimi gerektiğini belirterek, antikorların oluşması ile beraber giderek daha normal hayata doğru yönelmenin söz konusu olabileceğini ifade etti. Prof. Dr. İlhan, “Ama yine fiziksel mesafeye, maskeye, hijyene, kalabalığa girmemeye, ortamlarda temiz hava girişine mutlaka müsaade etmemiz gerekiyor. Aşı bize mücadelemizde yardımcı olacak. Aşılı kişiler hasta olursa hastalığı daha hafif geçirecekler. Böylece bulaş ihtimali, ağır hasta olma durumu da azalacak. Okullara etkisi şöyle olabilir; belli bir antikor düzeyi oluştuktan sonra vakalar hastalar toplumda belli bir düzeyde gidiyorsa okulların açılması 15 Şubat tarihinde tekrar değerlendirilip ona göre karar verilmesi söz konusu olabilir” dedi.

    ‘İLLERE GÖRE DEĞERLENDİRME YAPILABİLİR’

    Prof. Dr. İlhan, aşılanacak 2’nci grup içerisinde öğretmenlerin de yer aldığını hatırlatarak, “Öğretmenlerimizin aşılanması ile beraber vaka, hasta sayısı da belli bir seviyeye inerse okulların açılmasını tekrar düşünmek gerekiyor. Okulların açıldığı dönemi hatırlarsak, kimi öğrencileriniz okula gelmeyi tercih ederken kimi öğrenciler uzaktan eğitime devam etmişti. Bu dönem muhtemelen böyle bir yaklaşım da benimsenebilir. 15 Şubat’tan sonra okullar açık olsa dahi yine EBA sistemi ile beraber sistemin devam edeceği kanısındayım. Yine zorunluluk söz konusu olmayabilir. Kimileri göndermek istemiyorsa çocuklarını okula göndermeyebileceklerdir düşüncesindeyim. Şu an İstanbul’da, Ankara’da hasta sayısında vaka sayısında yüzde 40’a varan azalmalar var. Anadolu’daki bazı illerimizde bu şekilde olmayabiliyor. İllere göre değerlendirme yapılabilir. Eğer okulların açılmasına karar verilirse Türkiye genelindeki rakamlara göre bakmak gerekiyor. İllerde kendi özelinde değerlendirebilir” diye konuştu.

    ‘ÜNİVERSİTELER İÇİN BİRAZ DAHA SABRETMEK LAZIM’

    Üniversitelerde yüz yüze eğitime ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. İlhan, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın, bütün öğretim üyelerinin, akademik ve idari personelin de bu süreçte aşılanması, kademelendirme içinde yer alma konusunda talebi olduğunu anımsatarak, “Bunu da bakanlığımız değerlendirecektir. Her üniversitenin fakültesine göre kendi teknik altyapısına göre sistem değişiyor. İkinci dönem içinde her fakülte her üniversite kendi teknik alt yapısı kapasitesinde değerlendirme yapmaları gerekiyor. Bunu da yine 15 Şubat’tan sonra ikinci dönem başlayacağı zaman değerlendirmek gerekiyor. Yine üniversitelerde uzaktan eğitime geçebilirler, yüz yüze eğitime geçebilirler, kısmi olarak yüz yüze eğitime geçebilirler. Süreyi biraz uzatarak yaz döneminde de eğitime devam edebilirler. Yeter ki risk azalsın. Üniversite öğrencisi arkadaşlarımız da okullarını çok özlediler. Biz de öğrencilerimizi çok özledik. Biraz daha sabretmek gerekiyor. Şu önümüzdeki 1-1,5 ayı bir görelim. Aşılama nasıl gidiyor bunu görelim ona göre karar verelim. Her üniversite kendi imkanları kendi eğitim koşulları kendi fakültesinin gerekleri doğrultusunda uzaktan eğitime ya da yüz yüze eğitime karar verecektir” ifadelerini kullandı.

  • Bilim Kurulu Üyesi’nden aşı açıklaması

    Bilim Kurulu Üyesi’nden aşı açıklaması

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, toplumun yüzde 60-70’i aşılanabilirse yaza kadar mesafe alınabileceğini belirterek, “Aşıyla ilgili soru işaretleri olabilir. Fakat bu pandemiyi durduracak aşıdan başka bir silah yok” dedi.

    Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Özlü, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açıklamalarda bulundu. Yaza kadar tedbirlerin uygulanmasıyla ve aşılamayla kontrolün sağlanacağını söyleyen Prof. Dr. Özlü, “Hızlı bir şekilde aşılamaya geçebilirsek, tedbirlere, kısıtlamalara ve tavsiyelere uyarsak; yani toplumun yüzde 60-70’ ini aşılayabilirsek inşallah yaza kadar bir mesafe alabiliriz. Kontrolü sağlayabiliriz. Yoksa işimiz zor. Sanıyorum ki yaza kadar tedbirlerin uygulanmasıyla ve aşılamayla bir kontrol sağlanabilir. Güzel bir rahatlama elde edebiliriz, diye düşünüyorum. Ama koşullara uymazsak o zaman süreç daha da uzar” diye konuştu.

    ‘PANDEMİYİ DURDURACAK AŞIDAN BAŞKA BİR SİLAH YOK’

    Aşının risklerinin olduğunu fakat normal hastalığa göre çok düşük olduğunu belirten Prof. Dr. Özlü, “Aşıyla ilgili soru işaretleri olabilir. Ama aşıdan başka bir çözüm yok. Bu pandemiyi durduracak aşıdan başka bir silah yok. Bir yıldır virüsten kaçıyoruz. Evlerimizdeyiz fakat durduramıyoruz. Virüs yayılıyor, durduramıyoruz. Her gün 250 vatandaşımız ölüyor. Birilerinin annesi, babası, kardeşi, eşi çocuğu ölüyor. Yarın bunların arasında siz ya da ben de olabilirim. Bunun garantisi yok. Bu süreç böyle devam ederken, bu yangın her tarafı sarmış iken aşıdan başka bir çıkış yolu da yok. Onun için aşı yaptıracağız. Tereddüttü olanlar düşünüp tartacaklar. Ama zamanla tereddütleri azalacak. Biz sağlıkçılar olarak hemen yaptıracağız. Siz de etrafınızda aşı yaptıranları göreceksiniz. Bir sorun yaşamadıklarını görünce; aşı yaptırma konusunda talep artacaktır. Keşke daha çok kişi aşılansa ve daha hızlı aşılanma yapılabilse bir an önce bu salgın bitse” diye konuştu.

    ‘AŞIDAN ÖLEN BİRİNİ DUYDUNUZ MU?’

    Çok bunaldıklarını ve yorulduklarını anlatan Özlü, “Bir yıldır herkes evinde mahsur kaldı. İnsanlar, işine gidemiyor. Ekonomik açıdan da sıkıntıya girdiler. İnsanların psikolojileri bozuldu. Kimse eşiyle dostuyla bir araya gelemiyor. Aşı olup normal hayatımıza devam etmek istiyoruz. Aşının tabi ki riskleri var; ama normal hastalığa göre çok düşük. Bu güne kadar dünyada milyonlarca aşı yapıldı. Şu anda dünyada aşı yapılıyor. Kaç gündür Amerika’da, İngiltere’de Avrupa Birliği ülkelerinde aşı yapılıyor. Bizde de şu anda deneme amaçlı yapılıyor. Şu ana kadar aşıdan ölen birisini duydunuz mu? Ama kovidden her gün dünyada 15 bin kişi ölüyor. Onun için aşıyla oluşan risk, çok düşük. Ancak hastalıktan dolayı risk çok büyük” dedi.

  • Covid-19 aşılarına barkodlu sistem

    Covid-19 aşılarına barkodlu sistem

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Çin’den getirilen Covid-19 aşılarının 14 gün laboratuvarda incelenirken, aynı zamanda barkodlandırılmasının da yapılacağını söyledi. Prof. Dr. İlhan, “Sadece Çin aşısı değil, Alman-Amerikan aşısı da olsa, yerli aşı da olsa laboratuvarda değerlendirme yapılıyor. Bu değerlendirme sürecinde aşının bize gönderileceği ifade edilen ile aynı olup olmadığına bakılacak, güvenilir olup olmadığına bakılacak. Aşıların bu süre içinde barkodlandırılması söz konusu olacak ki aşının takibi yapılsın” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Çin’de koronavirüs salgınına karşı SinoVac firması tarafından üretilen ‘CoronaVac’ isimli Covid-19 aşısının 3 milyon dozluk ilk partisine ilişkin DHA’ya açıklama yaptı. Prof. Dr. İlhan, aşıların Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından değerlendirilmesinin yapılacağını belirterek, “Bu değerlendirme laboratuvarda yapılacak. Bu tüm aşılar için geçerli. Sadece Çin aşısı değil, Alman-Amerikan aşısı da olsa, yerli aşı da olsa laboratuvarda değerlendirme yapılıyor. Bu değerlendirme sürecinde aşının bize gönderileceği ifade edilen ile aynı olup olmadığına bakılacak, güvenilir olup olmadığına bakılacak” dedi.

    ‘AŞILAR BARKODLANDIRILACAK’

    Prof. Dr. İlhan, aşıların barkodlandırılacağını da belirterek, “Aşıların bu süre içinde barkodlandırılması söz konusu olacak ki nereye gittiği ve kime, hangi aşının yapıldığının takibi yapılsın. Hangi aşı nereye gitti, Ankara’ya mi gitti, İzmir’e mi gitti onların da kodlaması yapılacak. Bu süreç yaklaşık 14-15 gün sürüyor. Bir sonraki hafta çarşamba-perşembe günü tamamlanmasını bekliyoruz. Biliyorsunuz faz-3 çalışması da devam ediyor. Bu sürede faz-3 çalışması da sonuçlanacaktır. Faz-3 çalışması da sonuçlandıktan sonra etkinliği yüzde 91 çıkmıştı, daha da yüksek çıkacağını varsayıyoruz. Onunla beraber Sağlık Bakanlığı’ndan da aşılar için onay gelirse Faz-3 çalışmasının da uygunluğu belli bir düzeyde çıkarsa ki biliyorsunuz Dünya Sağlık Örgütü ‘yüzde 50 bile olsa yeterli’ diyor, aşılar uygulamaya geçilecek” dedi.

    ‘HER AŞININ DENEYİ YAPILACAK’

    Prof. Dr. İlhan, olumsuz bir şey ile karşılaşılırsa bunun değerlendirilmesinin yapılacağını kaydederek, “Olumsuzluk nedir, olumsuzluk aşının güvenirliğini etkiliyor mu etkilemiyor mu, onun değerlendirmesi yapılacak, böyle olursa ona göre aşı üreten firma ile temasa geçilir. Aşılar farklı parti olarak geldiğinde de ya da yeni aşı firmalarının ürettiği aşılar siteme girdiğinde de bu aşıların da aynı sistemden geçeceğini bilmemiz gerekiyor. Gelen her aşının bizim ülkemizde deneyinin yapıldıktan sonra toplumun hizmetine sunulacağını belirtmek gerekiyor. Çin’den gelecek ikinci grup aşı da 14 günlük testten geçecektir, tekrar faz-3 çalışması yapılmayacaktır. Çünkü faz-3 çalışması halihazırda var” ifadelerini kullandı.

    ‘1 MİLYON 60 BİN KADAR SAĞLIK ÇALIŞANI VAR’

    Prof. Dr. İlhan, önce sağlık çalışanlarının aşılanacağını anımsatarak, “Bütün dünyada da benzer bir uygulama söz konusu. Sağlık çalışanı deyince de temizlik görevlisinden güvenlik görevlisine, hemşireden teknisyene, hekime kadar geniş bir gruptan bahsediyoruz. Türkiye’de 1 milyon 60 bin kadar sağlık çalışanımız var. Sağlık çalışanları arasında gebe olanlar, çocuğunu emzirenler son 6 ay içinde koronavirüs geçirmiş olanlar olabilir. Bu grupların dışında kalanlar önce aşılanacak. Sonra 65 yaş üstü kronik hastalığı olan vatandaşlarımız, sonra diğer 65 yaş üstü vatandaşlarımız, bunlardan sonra da ilk grup içinde yer alacak engelli, bakım evi, huzur evinde kalan, korunmaya muhtaç olan kişilerimiz aşılanacak. Ondan sonra da ikinci aşamaya geçilecek. İkinci aşamaya geçilince bu sefer 50-64 yaş arası kronik hastalığı olan vatandaşlarımız, 50-64 yaş arası diğer vatandaşlarımız, yine toplumda hizmet sektöründe hizmetine ihtiyaç olan vatandaşlarımız aşılanacak” ifadesini kullandı.

    ‘HASTANELERDE KALABALIK OLUŞTURULMASIN’

    Sağlık çalışanlarının olabildiğince kendi bulundukları yerde aşılanacaklarını belirten Prof. Dr. İlhan, “Örneğin üniversite hastanesinde çalışlar üniversite hastanesinde, Sağlık Bakanlığı hastanesinde çalışanlar kendi hastanelerinde. 112 çalışanları var, aile sağlığı merkezi çalışanları ise ilçe sağlık merkezinde aşılanacak. Sağlık Bakanımız aşılamada günde 1,5-2 milyon kapasiteye çıkarılabileceğini açıklamıştı. Günde 1 milyon çok rahat yapabilecek düzeyde Türkiye. Muhtemelen sağlık çalışanlarının aşılanmaları çok kısa sürede tamamlanacaktır. Ama aşının iki doz olduğunu da unutmayalım. Sağlık çalışanları sistemde yer aldıkları için kendilerini takip etmeleri çok kolay; ama büyüklerimiz özellikle varsa akıllı telefonlarından yoksa Sağlık Bakanlığı danışma hatlarından; ama en doğrusu kendi aile hekimlerinden sıranın kendilerine gelip gelmediğini, ne zaman aşı olacaklarını takip etmeleri gerekiyor. Aile hekimliği merkezleri ve hastanelerde kalabalık oluşmasına izin verilmemesi gerekiyor. Vatandaşların kendilerine ayrılan zaman diliminde ilgili sağlık kuruluşlarına giderek aşı olmaları en doğru yaklaşım olacaktır” dedi.

    ‘BÖYLE YAPILMASININ HİÇBİR ANLAMI YOK’

    Bir aşının yapılmasının yeterli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İlhan, “‘Ben her iki aşıyı da olayım, hatta 3 aşı gelsin ben hepsini olayım’ diyenler var. Ama aşıların akılcı kullanılması gerekiyor. Bir aşıya karar verdikten sonra o aşının kullanılması gerekiyor. Bir aşı yapıldıktan sonra o aşının ikinci dozunu da olduktan sonra yeterli korumayı sağlayacağını biliyoruz. Ben ‘A aşısını oldum’ bunun üzerine ‘iki doz da ‘B’ aşısını olayım’ demek doğru bir şey değil. Böyle yapılmasının hiçbir anlamı da yok açıkçası. ‘Antikor bir defa oluştuktan sonra o antikor tekrar artar, beni korur’ demek yanlış olacaktır” dedi.

  • RTÜK’ten ‘Ben aşı yaptırmam’ diyenler birer vatan haini’ sözüne ceza

    RTÜK’ten ‘Ben aşı yaptırmam’ diyenler birer vatan haini’ sözüne ceza

    Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Prof. Dr. Bingür Sönmez’in katıldığı televizyon programında, “Ben aşı yaptırmam’ diyenler birer vatan haini” sözünün eleştiri sınırlarını aştığı gerekçesiyle, kanala idari para cezası müeyyidesi uyguladı.

    İzleme uzmanlarının raporlarını görüşmek üzere toplanan Üst Kurul, ilk olarak FOX televizyonu ile ilgili raporu görüştü. 27 Aralık tarihinde yayınlanan, ‘İlker Karagöz ile Çalar Saat Hafta Sonu’ programına konuk olarak katılan ünlü kalp ve damar cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez, koronavirüs aşısı olmakta tereddüt eden kişilere yönelik, “Ben aşı yaptırmam’ diyenler birer vatan haini, onlara kız bile vermeyeceğiz, resmî dairelere bile giremeyecekler, okullara gidemeyecekler. Nasıl sokağa çıkma yasağının kuralları var. Aşıda da kural koyacağız, toplu taşımadan faydalanamayacaklar” açıklamasını yapmıştı. Uzman raporunda, Türkiye’de başta Sağlık Bakanlığı tarafından aşının önemine vurgu yapılırken, yayındaki ifadelerin aşılamanın yaygınlaşmasına ve aşı tereddüdü bulunan kişilerin ikna edilmesine katkı sunmayacağı tespitinde bulunuldu.

    SÖNMEZ’İN SÖZLERİ NEDENİYLE İDARİ PARA CEZASI UYGULANDI

    Üst Kurul, Sönmez’in ifadelerinin eleştiri sınırlarının çok ötesinde bir itham olduğu kanaatine varırken, kanundaki, ‘Yayın hizmetleri, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez’ ilkesinin ihlali nedeniyle FOX Tv’ye idari para cezası uygulanmasına karar verdi.

    RTÜK ayrıca, Habertürk’te yayınlanan Teke Tek programının sunucusu Fatih Altaylı’nın Suriyeli mülteciler hakkında, “Türkiye’nin sahibi onlar, biz misafir gibiyiz. Yani yakında bizi atacaklar buradan öyle bir hal var ortalıkta. Çünkü son derece özgürler, hiçbir konuda yükümlülükleri yok. Hesap verme durumları yok. Yasaklar onları bağlamıyor, bizi bağlıyor. Açık söylemek gerekirse bir Türkiye’yi Suriye’ye savaşsız kaybettik diyebilirim. 4 milyon askerle gelip Türkiye’yi şu anda esir almış vaziyette görünüyorlar” şeklindeki ifadeleri için de kanala cezai müeyyide uyguladı. Yayında Suriyeli mülteciler için, ‘asker’ ve ‘esir alma’ metaforları kullanılarak onlara karşı toplumda antipati ve olumsuz kanaat oluşturabilecek benzetmelerin yapıldığı tespitinde bulunan Üst Kurul, kanundaki, ‘yayın hizmetleri, ırk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez’ ilkesinin ihlali nedeniyle yayıncı kuruluşa idari para cezası uyguladı.

    SOFUOĞLU’NUN ‘FUHUŞ EVİ’ BENZETMESİ DE CEZA GETİRDİ

    RTÜK yılın son toplantısında Akit TV’nin ‘Derin Kutu’ programına konuk olarak katılan Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’nun üniversite olan şehirlerindeki apart evlere yönelik ‘fuhuş evleri’ ifadelerini de ele aldı. Söz konusu yayında Sofuoğlu’nun yaklaşık 5 dakikalık konuşma boyunca yapılan uyarılara aldırmadan ve sürekli genelleme yapmak suretiyle üniversite öğrencilerinin kaldığı konutlarla ilgili ‘fuhuş evi’ benzetmesi yapmaya, gençlerin millî ve manevi hassasiyetlerden yoksun kimseler olduğuna yönelik ithamlarda bulunmaya devam ettiği ve bu durumun moderatör tarafından engellenemediği uzman raporunda belirtildi. Raporda teklif edilen yaptırımı yerinde bulan Üst Kurul, Akit TV’ye idari para cezası verilmesine karar verdi. Üst Kurul ayrıca, Halk TV’de yayınlanan ‘Medya Mahallesi’ programı hakkında hazırlanan raporu da görüşerek, idari para cezası uygulanmasına karar verdi.

  • Azerbaycan’dan aşı açıklaması

    Azerbaycan’dan aşı açıklaması

    Azerbaycan Tıbbi Bölgesel Birimler Yönetim Birliği (TABİB) Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ramin Bayramlı, yeni tip corona virüsle mücadelede olduğu gibi aşı konusunda da Türkiye ile hareket ettiklerini belirterek “Türkiye ve Azerbaycan vatandaşları aynı anda aşılanmaya başlayacaklar. Ülkemizde aşılamanın ocak başından itibaren başlamasını bekliyoruz” dedi.

    Azerbaycan’da sağlık altyapısını iyileştiren, reformları gerçekleştiren Tıbbi Bölgesel Birimler Yönetim Birliği (TABİB), corona virüsle mücadele operasyonlarını da yürütüyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in kararıyla 1 Ocak 2020’de faaliyete başlayan TABİB, daha ilk aylarda tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla mücadeleye girdi.

    Çoğunluğu yurt dışında eğitim gören, her biri kendi alanında uzman doktorların yönetimindeki TABİB, yeni bir kurum olmasına rağmen kısa zamanda atılan adımlarla ülkenin Covid-19’la mücadelesinde önemli aşama katedilmesini sağladı.

    TABİB Yönetim Kurul Başkanı Doç. Dr. Ramin Bayramlı, salgının ortaya çıkmasının ardından kısa sürede tıbbi ve biyolojik araştırmalarda uygulanan PCR testi laboratuvarlarının kurulduğunu, birçok hastanenin Covid-19 hastanesine dönüştürüldüğünü ve sağlık personelinin bu konuda eğitildiğini anlattı.

    Yapılan bu işlerle salgının daha da yayılmasının engellediğini vurgulayan Bayramlı, Covid-19’la mücadele konusunda özellikle Türkiye’nin tecrübelerinden faydalanmaya öncelik verdiklerini söyledi.

    Uzmanlık eğitimini Türkiye’de alan Bayramlı, “O dönemde ülkede sadece 6 tanı laboratuvarı bulunuyordu. Çok acil yeni laboratuvarlar kurmamız gerekiyordu. Pandemi ile mücadele ediyorduk ve hızlı yol almamız gerekiyordu. Laboratuvarların alımı sorunluydu çünkü dünyada talep artmıştı. İkinci konu, burada çalışacak personelin el becerisi ve teorik bilgilerinin olması lazımdı. Çünkü moleküler biyolojik tanı yöntemleri zor yöntemler. Türkiye’de eğitim alan doktorlarımız da dahil sağlık personelimizi bir araya toplayarak acil eğitimler verdik. Haydar Aliyev Vakfının desteğiyle yurt dışından tanı laboratuvarları aldık ve ülkenin her bölgesinde kurduk” dedi.

    “TÜRKİYE İLE AYNI AŞIYI KULLANMA KARARI ALDIK”

    Daha sonra Covid-19 tedavi protokol ve uygulamaları konusunda araştırmalara başladıklarını belirten Bayramlı, “Mart ayında Türkiye’yi ziyaret ettik. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünde görüşmelerimiz oldu. Oradan dönerken protokolleri ve uygulamaları aldık ve çalışmalarımızı yürüttük” ifadelerini kullandı.

    Bu dönemde Türkiye Sağlık Bakanlığı ile yakın iş birliği yürüttüklerini aktaran Bayramlı, Türkiye Corona virüs Bilim Kurulu üyelerinin Azerbaycan’a gelerek incelemelerde bulunduklarını, tecrübelerini paylaştıklarını hatırlattı.

    Son dönemde, tüm dünyanın sabırsızlıkla beklediği aşı konusunda sevindirici haberler aldıklarını belirten Bayramlı, şöyle devam etti:

    “Türkiye’de iki aşının faz 3 çalışmaları yürütülmektedir. Aynı zamanda Türk bilim adamlarının da bulduğu aşılar var. Onlar da artık faz 2 aşamasına geçmek üzere. Bu konuda bizim Türkiye Bilim Kurulu ile çok yakın ilişkilerimiz var. Onların kararlarını takip ediyoruz. Türkiye’nin seçmiş olduğu aşıya güveniyoruz. Biz de aynı aşıdan almaya karar verdik. Bu konuda anlaşmalar da yapıldı. Her alanda olduğu gibi pandemi ile savaş alanında da biz kardeş Türkiye ile yol alacağız. Türkiye ve Azerbaycan vatandaşları aynı anda aşılanmaya başlayacaklar. Ülkemizde aşılamanın ocak başından itibaren başlamasını bekliyoruz” bilgisini verdi.

    Bayramlı, Azerbaycan’da corona virüs aşısının ücretsiz yapılacağını söyledi.