Etiket: aşı

  • AB’de ilk! Covid-19’a karşı aşılanacaklar

    AB’de ilk! Covid-19’a karşı aşılanacaklar

    Finlandiya Kürk Hayvanları Yetiştiricileri Derneği (FIFUR), Fin kürk endüstrisinin, Avrupa Birliği’nde (AB) vizonları Covid-19’a karşı aşılayan ilk uygulayıcı olacağını açıkladı.

    Finlandiya, AB ülkeleri arasında Covid-19’a karşı vizonları aşılayan ilk ülke olacak. Finlandiya’da veterinerlik faaliyetlerini denetleyen Tarım ve Orman Bakanlığı’nın himayesindeki Finlandiya Gıda Kurumu, Finlandiya Kürk Hayvanları Yetiştiricileri Derneği (FIFUR) ve Helsinki Üniversitesi’ndeki bir grup araştırmacı ile ortak bir projede vizonlar için geliştirilen korona virüs aşısına ilaç yasası kapsamında “şartlı kullanım izni” verdi. “FurcoVac” adı verilen aşı, geçtiğimiz yıl sonbahardan bu yana geliştirilmeye devam ederken, proje aşının tüm haklarına sahip olan FIFUR tarafından finanse edildi.

    FIFUR CEO’su Marja Tiura yaptığı açıklamada, “Fin kürk endüstrisi, Avrupa Birliği’nde (AB) vizonları Covid-19’a karşı aşılayan ilk uygulayıcı olacak” dedi.

    Finlandiya’da vizon çiftliklerinden şu ana kadar Covid-19 vakasına rastlanmasa da Hollanda ve Danimarka’da binlerce vizon Covid-19 nedeniyle itlaf edilmişti.

  • Özlem Türeci: 12 veya 18 ayda bir yeni doz

    Özlem Türeci: 12 veya 18 ayda bir yeni doz

    BioNTech’in Baş Tıbbi Sorumlusu Özlem Türeci, salgınının süreci ve aşı çalışmalarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Türeci yaptığı açıklamada “Virüs bize birkaç yıl daha eşlik edecek. Korku içinde yaşayamayız” dedi. Türeci, güçlendirici aşıların “12 veya 18 ayda bir” verilebileceğini öngördüğünü söyledi.

    Pfizer ile birlikte bir Covid-19 aşısı geliştiren Alman firması BioNTech’in kurucu ortağı ve baş sağlık görevlisi Dr. Özlem Türeci, CNBC’ye verdiği röportajda salgına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

    VİRÜS BİZE BİR KAÇ YIL DAHA EŞLİK EDECEK

    Dünyanın virüsten korkarak yaşamaması gerektiğini belirten Türeci, “Yeni bir normale dönmemiz gerekecek çünkü bu virüs bize bir kaç yıl daha eşlik edecek. Süreç şimdiden yönetilebilir oldu bile” dedi.

    Türeci, yeni varyantlarıyla ilgili endişeler sorulduğunda, BioNTech’in varyantları sürekli değerlendirdiğini ve gelecekte şu ankinden daha fazla varyant olacağını” söyledi.

    GÜÇLENDİRİCİ AŞILAR ŞU AN TÜM VARYANTLARDA ETKİLİ

    Türeci sözlerine şöyle devam etti;

    “Şu anda dolaşımda olan tüm bu varyantlar için, azalan bağışıklık tepkilerini yüksek seviyelere geri getiren güçlendiricilerin tek başına uygun olduğu ve koruma sağladığı görülüyor. Ancak, taramaya devam etmek zorundayız çünkü durumun böyle olmadığı varyantlar da çıkabilir.

    Tüm bu ihtimaller için ikinci bir ayağımız var, yani bir varyanta uyum sağlamamız gerektiğinde kendimizi hızlı olmaya hazırlıyoruz”

    12 VEYA 18 AYDA BİR AŞI

    Pandemiden çıkış yolunu yönlendirmek için daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu belirten Türeci, gelecekteki güçlendirici aşıların “12 veya 18 ayda bir” verilebileceğini öngördüğünü söyledi.

    BİR YILDAN KISA SÜREDE COVİD-19 AŞISI

    Özlem Türeci, 2008 yılında eşi İcra Kurulu Başkanı Uğur Şahin ile birlikte Almanya merkezli BioNTech’i kurdu. Şirketin ana odak noktası, kanser tıbbı mRNA teknolojisini kullanmaktı. Salgının patlak vermesiyle beraber şirket bir yıldan kısa bir sürede Covid-19 aşısını geliştirdi.

    Türeci aşının gelişim aşaması ile ilgili olarak, “Zaten, bağışıklık mekanizmaları ve bunların virüslere karşı nasıl kullanılabileceği hakkında bilgiye sahiptik ve bu teknoloji, kanser hastalarında klinik deneylerde kullandığımız için zaten olgunlaşmıştı. Sonuç olarak klinik deneyleri nasıl yapacağımızı ve üretim sürecini nasıl kuracağımızı biliyorduk”

  • KVKK’dan aşı ve test kararı

    KVKK’dan aşı ve test kararı

    Kişisel Verileri Koruma Kurulu, Covid-19’la mücadele kapsamında yetkili kurumlar ve işverenlerin aşı ve PCR test sonucu bilgisini işlemesinin kanuna aykırı olmadığına karar verdi.

    Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) tarafından, Covid-19 PCR test sonucu ve aşı bilgisi uygulamalarına ilişkin yazılı bir açıklama yapıldı. Covid-19 ile mücadele kapsamında yetkili kurumlar ve işverenlerin aşı ve PCR test sonucu bilgisini işlemesinin kanuna aykırı olmadığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

    “Kurumumuza gerek yazılı olarak gerek ALO 198 çağrı hattı vasıtasıyla intikal eden PCR testi ve/veya aşı bilgisi taleplerine ilişkin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (Kanun) çerçevesinde nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine ilişkin olarak Kurumumuz görüşlerinin talep edilmesi üzerine, konunun ülke genelinde gerçekleştirilecek yaygın bir uygulamaya inhisar edeceği dikkate alınarak, Kanun kapsamında bir değerlendirme yapılmasını teminen Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun gündemine alınmasına karar verilmiş ve Kurul’un 28/09/2021 tarihli ve 2021/980 sayılı Kararı ile aşağıda yer verilen değerlendirmenin Kurum resmi internet sitesinde yayınlanmasına karar verilmiştir.

    Dünya genelinde çeşitli varyantlarının da etkisiyle yayılma hızı giderek artış gösteren Covid-19 virüsünün neden olduğu hastalıklardan korunmak adına, değişen koşulları da dikkate almak suretiyle ülkemizin de aralarında bulunduğu tüm devletler, çeşitli tedbirler almaya devam etmekte olup; karantina, sosyal mesafe ve sosyal izolasyon gibi temel tedbirlerin alınmasının yanı sıra, yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde Covid-19 aşıları geliştirilerek kullanıma sunulmuştur. Covid-19 aşısının, koronavirüsün yayılımını önlediği, hastalığın etkilerini de önemli ölçüde azalttığı bilinmekte olup; bu bilimsel gerçeklikten hareketle devletler, kamu sağlığının korunmasını teminen işyerleri de dâhil olmak üzere toplu halde bulunulacak alanlarda, Covid-19 aşı bilgisi ve/veya PCR testi sonuçlarının işlenmesi zorunluluğu getirmektedirler.

    Nitekim ülkemizde de İçişleri Bakanlığınca 81 İl Valiliğine gereği, ilgili Bakanlıklara da bilgi için gönderilen 20.08.2021 tarihli yazıda; salgının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riskin asgari seviyeye düşürülmesi için konser, sinema, tiyatro ve toplu ulaşım araçları gibi insanların toplu olarak bulunduğu faaliyetlere katılım sağlamak isteyen kişilere Covid-19 aşı bilgisi ve/veya negatif sonuçlu PCR test bilgisinin bildirilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 81 İl Valiliğine gereği için, ilgili Bakanlıklara da bilgi için gönderdiği 02.09.2021 tarihli yazıda ise işyerlerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik risklerine yönelik koruyucu ve önleyici tedbirler kapsamında; Covid-19 aşısı olmayan işçilerden zorunlu olarak haftada bir kez PCR testi yaptırmalarının işyeri/işveren tarafından istenebileceği ve test sonuçlarının gerekli işlemler yapılmak üzere kayıt altında tutulacağı ifade edilmiştir.

    Öncelikle belirtmek gerekir ki; kişilerin tahlil, görüntüleme, test, rapor, aşı durumu gibi sağlık durumlarına ilişkin bilgileri Kanunun 6’ncı maddesine göre kişisel sağlık verisi niteliğini haiz olup, özel nitelikli kişisel veri kategorisinde bulunmaktadır. Bu sebeple, söz konusu bilgilerin Kanunun 6’ncı maddesinde yer verilen işleme şartlarına uygun olarak işlenmesi gerekmektedir.

    Öte yandan, Covid-19 salgınının dünya çapındaki gerek sağlık, gerek sosyal hayat gerek ekonomi üzerindeki etkileri dikkate alındığında, bu salgınla mücadele kapsamında aşı durumu ve PCR test sonucu gibi Covid-19’a ilişkin kişisel sağlık verilerinin; kamu sağlığının, kamu güvenliğinin ve kamu düzeninin korunması amacıyla işlenmesi gerekliliğinin ortaya çıkması kaçınılmazdır.

    Bilindiği üzere Kanunun 28’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde, ‘Kişisel verilerin millî savunmayı, millî güvenliği, kamu güvenliğini, kamu düzenini veya ekonomik güvenliği sağlamaya yönelik olarak kanunla görev ve yetki verilmiş kamu kurum ve kuruluşları tarafından yürütülen önleyici, koruyucu ve istihbari faaliyetler kapsamında işlenmesi’ halinde Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı düzenlenmiştir.

    Bu noktadan hareketle salgın hastalık gibi kamu güvenliği ve kamu düzenini tehdit eden durumlarda bu tehdidi ortadan kaldırabilmek amacıyla salgın hastalığın bulaşıcılığının önüne geçilebilmesini teminen kanunla yetki verilmiş kamu kurum ve kuruluşlarınca yürütülen faaliyetler kapsamında kişisel verilerin işlenmesinin de Kanunun 28’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.
    Bu kapsamda Covid-19’un sebebiyet verdiği salgın hastalığın kamu güvenliği ve kamu düzenini tehdit etmesi sebebiyle hastalığın yayılımını engellemek amacıyla Covid-19 aşı bilgisi ve/veya negatif sonuçlu PCR test bilgisinin anılan madde hükmü kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarınca yürütülen önleyici ve koruyucu faaliyetler kapsamında işlenmesinin önünde bir engel bulunmadığı, dolayısıyla söz konusu kişisel veri işleme faaliyetlerinin Kanunun 28’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamında gerçekleştirilebileceği, bununla birlikte, Covid-19 salgını kapsamında yürütülen kamu güvenliğini ve kamu düzenini koruma amacına yönelik faaliyetler dışında kalan ya da bu amacı aşan nitelikteki kişisel veri işleme faaliyetlerinin Kanun kapsamında yer alacağı değerlendirilmektedir.”

  • Grip ve Covid aşısı arasında kaç gün olmalı?

    Grip ve Covid aşısı arasında kaç gün olmalı?

    Dünya Sağlık Örgütü’nün bu yıl, geçen yıla göre daha fazla grip vakalarının görüleceği yönünde bir açıklaması olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nafiz Koçak, koronavirüs aşılarının gripten, grip aşısının da koronavirüsten korumayacağını söyledi. Koçak, “İkisi de inaktif aşı yani birlikte yapılabilir. Aşı uygulandıktan sonra yan etkinin hangi aşıya ait olduğunu daha iyi saptamak için tercihen 14 gün arayla aşı yapılması gerekiyor” dedi.

    Havaların soğumasıyla birlikte grip mevsimi geldi. Koronavirüs aşısının mevsimsel gribi korumaması nedeniyle özellikle 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan kişilerin bu aşıları yaptırması gerektiğini anlatan Medicana Çamlıca Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nafiz Koçak, önemli bilgiler paylaştı.

    “DAHA FAZLA GRİP VAKALARININ GÖRÜLECEĞİ YÖNÜNDE BİR AÇIKLAMASI VAR”

    Geçtiğimiz yıl Dünya Sağlık Örgütü, yaptığı açıklamada büyük grip salgınını beklediğini söylemişti ancak böyle bir gelişme olmadı diyen Doç. Dr. Nafiz Koçak, “Bu sene içinde Dünya Sağlık Örgütü’nün geçen yıla göre daha fazla grip vakalarının görüleceği yönünde bir açıklaması var. Dünya Sağlık Örgütü’nün geçen yıl yaptığı açıklamada beklenen olmadı. Griple ilgili bilgilerin hepsi her yıl dünyada akredite 6 laboratuvardan geliyor. Bu laboratuvarların değerlendirmeleri eylül ayı sonuna kadar ilgili ilaç üreticilerine veriliyor. Bu aşamadan sonra grip aşısı üretiliyor. Aşı üreten ülkeler, Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği bilgiler kapsamında bu aşıları hazırlıyor” diye konuştu.

    İKİ AŞININ DA BİRBİRİNE ETKİSİ YOK

    Dünya Sağlık Örgütü’nün grip vakalarının geçen yıla göre daha fazla görüleceği yönünde bir açıklama yapması nedeniyle hem koronavirüs hem grip aşısının birlikte yapılmasının gündeme geldiğini söyleyen Doç. Dr. Nafiz Koçak, şöyle devam etti:

    “Ancak daha önceki aşı çalışmalarından elde ettiğimiz bilgiler kapsamında koronavirüs aşısının son 1.5 yıldır gündemde olması nedeniyle her iki aşının birlikte yapıldığında ne olacağı konusunda kanıta dayalı bilgimiz yok. Ancak genel aşılama ilkelerini göz önüne aldığımızda ikisi de inaktif aşı yani birlikte yapılabilir. Ancak aşı yapıldıktan sonraki yan etkinin hangi aşıya ait olduğunu daha iyi saptamak için 7 gün, tercihen ise 14 gün arayla aşı yapılması gerekiyor. Koronavirüs aşısı gribi önlemez grip aşısı da koronavirüsü önlemez. Bununla ilgili farklı çalışmalar var. Yapılan değerlendirmelerde grip aşısı olanlarda koronavirüs PCR pozitifliği yüzde 25 daha düşük. Bunun tersini gösteren herhangi bir etkisi olmadığını belirten yayınlar var. Grip aşısı koronavirüsü önlemeyeceği gibi koronavirüs aşısı da gribi önlemiyor ancak kişilerin aşılara duyarlılığına bağlı olarak sağlığına dikkat eden insanların sonuçları da daha iyi oluyor.”

    TOPLUMUN AŞI KONUSUNDA BİLGİLENDİRİLMESİ ÖNEMLİ

    Grip aşısı yaptırması gereken öncelikli grup hakkında bilgi veren Doç. Dr. Koçak, “Öncelikle 65 yaş üzeri bağışıklık durumunun düşük olmasından dolayı, sağlık çalışanları, kronik hastalığı olan kişilerin grip aşısı yaptırmasını öneriyoruz. Ülkemizde de olduğu gibi tüm dünyada bir aşı karşıtları bir de aşı kararsızları var. Aşı kararsızları çok daha yüksek. Toplumun aşı konusunda doğru bilgilendirilmesi önemli” değerlendirmesinde bulundu.

    mRNA aşıları ile ilgili İngiltere’de yapılan çalışmalara da dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nafiz Koçak, “Kendi kendini çoğaltan mRNA aşısı 20 kadar denek üzerinde denenmeye başlandı. Bunların hipotezleri ise mRNA aşısının sürekli vücutta kalmasını sağlayarak devamlı bir antikor üretimi sağlamak. Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Çalışmanın hipotezinde düşünceleri antijenin uzun süre vücutta kalmasını sağlayarak daha çok ve sürekli antikor yapımı sağlanması amaçlanmış” ifadelerini kullandı.

  • Tarkan ikinci doz aşısını oldu

    Tarkan ikinci doz aşısını oldu

    Sanatçı Tarkan sosyal medyadan yaptığı paylaşımla ikinci doz koronavirüs aşısını olduğunu duyurdu.

    “Geç oldu temiz oldu” paylaşımıyla koronavirüs aşısı olduğunu paylaşan Tarkan yine sosyal medyadan yaptığı paylaşımla aşının ikinci dozunu aldığını duyurdu. Tarkan paylaşımında “Gel, gel, gel güzelim, gel, gel acımayacak” ifadelerini kullandı.

    Tarkan ilk doz aşıyla ilgili yaptığı paylaşımda “Ne yalan söyleyeyim, benim de bir çok insan gibi bu aşıyla ilgili soru işaretlerim, kuşkularım vardı, kafam karışıktı. Ama görüyorum ki her gün binlerce insanın hayatını kurtarıyor. Aşıyı olmamak için direnmenin manası yok. Bu salgın hastalıkla baş etmenin, sağlıklı kalmanın aşıdan başka yolu da yok. Geçmişteki pandemilerde de bu böyleydi şimdi de böyle. Aşılarımızı olalım, umutla yarınlara bakalım” demişti.

  • Bakanlık bebeğe yapılan Covid aşısını doğruladı

    Bakanlık bebeğe yapılan Covid aşısını doğruladı

    Sağlık Bakanlığı, Prof. Dr. Zafer Kurugöl’ün “Bebek ve çocuklara yanlışlıkla kızamık aşısı yerine koronavirüs aşısı yapıldı” iddiası üzerine bir açıklama yaparak profesör hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı. İzmir’de ise bir bebeğe yanlışlıkla Kovid-19 aşısı uygulandığını doğrulayan Bakanlık, bununla ilgili soruşturmanın da sürdüğünü bildirdi.

    Ege Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kurugöl’ün “Aile Sağlığı Merkezleri’nde bebek ve çocuklara yanlışlıkla Kovid-19 aşısı uygulandığı” açıklaması kamuoyunda ve sağlık camiasında büyük tartışmaya yol açtı. Sağlık Bakanlığı, İzmir’de bir bebeğe yanlışlıkla koronavirüs aşısı uygulandığını doğrularken soruşturmanın sürdüğünü belirtti. Bakanlık, Kurugöl’ün açıklamaları nedeniyle yeni bir soruşturma başlattı.

    “BİZ BÖYLE VAKALARLA KARŞILAŞTIK”

    Prof. Dr. Zafer Kurugöl, katıldığı canlı yayında “Zaman zaman yanlışlıkla bazı durumlar oluyor. Mesela sağlık ocaklarında yanlışlıkla Hepatit B ve kızamık gibi başka bir aşıyla karıştırabiliyorlar. Küçük çocuklara Kovid aşısı yapıldığı oluyor. Biz böyle vakalarla da karşılaştık. Sizi temin ederim hiçbir yan etki olmadı bu kişilerde ve son derece de iyi antikor oldu. 6 aylık veya 1 aylık bebekte bile çok iyi şeyler oldu. Bunları yayınlayacağız zaten. Ünlü bir tıp dergisinde yayınlanacak. Küçük bebeklerde yüksek doz verseniz bile yan etkisi açısından bir sıkıntı olmuyor.” ifadelerini kullandı.

    SAĞLIK BAKANLIĞI “BEBEĞE YANLIŞ AŞIYI” DOĞRULADI

    Kurugöl’ün bu ifadeleri sonrası Sağlık Bakanlığı da bir açıklama yaparak “bebeklere yanlış aşılar yapıldığı”na ilişkin iddialarının kabul edilemez olduğunun altı çizdi. Ayrıca, Bakanlık, İzmir’de bir bebeğe yanlışlıkla koronavirüs aşısı uygulandığını doğrularken soruşturmanın da sürdüğünü belirtti. Öte yandan Bakanlık tarafından yapılan açıklamada “İlgili öğretim üyesinin maksadını aştığını tahmin ettiğimiz talihsiz açıklamaları üzerine Bakanlığımızca yeni bir soruşturma başlatılmıştır.” ifadelerine yer verildi.

    KURUGÖL’DEN YENİ AÇIKLAMA

    Soruşturma haberinin ardından Kurugöl, yaptığı yeni açıklamada şunları ifade etti:

    “Ailelerden izin almadan bir çalışma gibi bir durum yok. Türkiye’de herhangi bir aşı çalışması için Sağlık Bakanlığı onayı gerekir. Burada benim vurgulamak istediğim, çocukların aşılanmasının önemli olduğu, çocuk aşılamasının yapılmasının ağır vakalar nedeniyle gerekli olduğudur. Çocuklarımızın sağlığını koruma adına çocukların aşılanmasını vurgulamak istedim.

    “CANLI YAYINDA BAZI SÖZCÜKLERDE YANLIŞLIK YAPABİLİYORUZ”

    5-11 yaş için de bir başvuru yapıldı otoritelere aşı için. Bizim küçük bebeklere aşı çalışması falan yaptığımız yok. Benim vurguladığım yanlışlıkla olsa bile aşının çocuğa yan etki yapmadığı. Canlı yayınlarda bizler sizin kadar profesyonel olmadığımız için bazı sözcüklerde yanlışlık yapabiliyoruz.

    “BİR AYLIK BİR ÇOCUKTU”

    Bize intikal eden bir olaydan dolayı böyle söyledim. Bizim dışımızda, İzmir’in dışında yanlışlıkla böyle bir şey yapılmış. Bildirilmiş bu. 105 milyon doz içinde insan bilmeden bazen hata yapabilir. Bunu yapan kişi hemen aileyi bildirmiş hem de sağlık müdürlüğünü bilgilendirmiş. Bize çocuğun gelmesi de bölgedeki en donanımlı hastane olduğumuz için izlem amacıyla gönderildi. Bir hafta kadar yatırdık. 1 aylık bir çocuktu. Bu olaydan beri 3 ay geçti, şu an 4 aylık. Dikkatli bir şekilde izliyoruz.”

    AİLEDEN SUÇ DUYURUSU

    Olayın ardından, ailenin Avukatı Dilek Güzel yaptığı yazılı açıklamada 1 Temmuz Perşembe günü 1 aylık bebeğe Hepatit-B aşısı yerine yanlışlıkla Biontech Covid-19 aşısı yapıldığı iddiasına ilişkin, bebeğin ailesinin suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi.

    Güzel açıklamasında, “Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanan ve aile hekimliği tarafından takibi yapılan yeni doğan aşı takvimine uygun olarak 30’uncu gün aşısı (Hepatit aşısı) yapılmak üzere mahalledeki Aile Hekimliği Birimi’ne götürülüyor, burada aşı uygulanıyor ve anne-bebek eve dönüyorlar. Baba işe gidiyor, 2-3 saat kadar sonra, müvekkillerimin evine gelinerek bebeğe Hepatit aşısı yerine yanlışlıkla Biontech (Covid-19 aşısı) uygulandığı, bebeğin acil olarak hastaneye götürülmesi gerektiği söylenmiş ardından bebek Ege Üniversitesi Hastanesi Çocuk Acil Servisi’ne götürülmüş. Doktorlar dünyada otuz günlük bir bebeğe ilk defa Biontech Covid-19 aşısının uygulandığını, aşının etkilerini bilemediklerini söylemişler. Bebeğin Ege Üniversitesi Hastanesi Çocuk enfeksiyon bölümüne yatışı yapılmış ve bebek burada 1 hafta süreyle takip edilmiştir” dedi.

    “DÜZENLİ OLARAK KONTROLLERİ YAPILIYOR”

    Hastanede bebeğin düzenli olarak kontrollerinin yapıldığını söyleyen Avukat Dilek Güzel,”Bebeğin düzenli olarak kan sayımı, kontrolleri yapılmakta olup bu kontrollerin ne kadar süreceği, aşıdan kaynaklı kalıcı bir sorun yaşanıp yaşanmayacağının belli olmadığı müvekkillerime söylenmektedir. Tıbbi müdahalenin hukuka ve meslek kurallarına aykırı olarak, gerekli özen gösterilmeksizin yapılmasında kusur ve ihmali bulunanlar hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak cezalandırılmalarını talep ettik. Bebeğe bu işlemi yapanlarla ilgili yasal süreç başlattık. Müvekkillerim sürecin başından itibaren, toplumsal ve bireysel bağışıklık için aşılamanın önemli olduğunu düşünen, kendileri aşı olmuş kişilerdir. Bu durumun aşı karşıtlığı propagandası olarak kullanılmasını da bazı kişi ve kurumlarca yalanlanmasını da kabul etmemektedirler ” diye konuştu.

  • Bebeklere yanlışlıkla aşı yapıldı açıklaması! Bakanlık soruşturma başlattı

    Bebeklere yanlışlıkla aşı yapıldı açıklaması! Bakanlık soruşturma başlattı

    Sağlık Bakanlığı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Kurugöl’ün bebeklere yanlış aşılar yapıldığı yönündeki iddialara ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “İddianın kaynağı hakkında bakanlığımızca soruşturma başlatılmıştır” denildi.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Prof. Dr. Zafer Kurugöl’ün bebeklere yanlış aşılar yapıldığına ilişkin iddialarının kabul edilemeyeceği belirtilerek, “Mevcut aşı güvenliği, alt yapımızın bu tür iddiaları haklı çıkarması mümkün değildir. İddianın kaynağı hakkında bakanlığımızca soruşturma başlatılmıştır” denildi.

    Bakanlığın güçlü ve güvenli aşı takip sistemine sahip olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

    “Bakanlık deposundan çıkıştan ilgili kişiye uygulanışına kadar bütün süreç, barkodla dijital olarak takip edilmektedir. Bu konuda dünyada en güçlü alt yapıya ve en tecrübeli sağlık personeline sahip ülkelerin başında geliyoruz. Bilhassa birinci basamak sağlık kuruluşlarımız bu hususta titizlikle ve fedakarca yaygın aşılama programlarını başarıyla yürütmüşlerdir. Soğuk zincirin kırılması, sistemde herhangi bir aksama olması, aşamalardan herhangi bir düzeyde hata yapılması halinde sistem otomatik olarak uyarı vermekte ve gerekli incelemeler yapılarak tedbirler alınmaktadır. İlgililer hakkında soruşturma yapılmaktadır. İzmir ilimizde hatalı aşı uygulamasına ilişkin, sistem uyarısı ve ilgili sağlık personelimizin tutanağı üzerine bir soruşturma yürütülmektedir. Hastanın sağlık durumu ile ilgili olumsuz bir durum yoktur. Yakın takibi devam etmektedir. İlgili öğretim üyesinin maksadını aştığını tahmin ettiğimiz talihsiz açıklamaları üzerine bakanlığımızca yeni bir soruşturma başlatılmıştır.”

  • Aşı olmayan ülkeye alınmayacak

    Aşı olmayan ülkeye alınmayacak

    ABD, ülkeye seyahat edecek 18 yaş üzerindeki kişilere Covid-19 aşısı zorunluğu getirecek. Karar Kasım ayının başından itibaren uygulanacak.

    Beyaz Saray, ülkeye seyahat edecek 18 yaş üzerindeki kişilere Covid-19 aşısı zorunluluğu getireceğini açıkladı.

    Karar tüm yabancılara ve ülke vatandaşlarına uygulanacak.

    Reuters tarafından aktarılana göre, Amerikan basınına konuşan üst düzey yetkililer tarafından, Biden yönetiminin, Kovid-19 önlemlerine ilişkin, uluslararası seyahatte yeni politikalarını açıklayacağı belirtildi.

    Yetkililer, Biden yönetiminin, ABD‘ye seyahat edecek 18 yaş üzerindeki tüm yabancı ülke vatandaşlarına Covid-19’a karşı tam aşılı olma zorunluluğu getireceğini kaydetti.

    Şu anda tüm uluslararası uçuşlarda ülkeye giriş için PCR testi isteyen ABD yönetiminin, söz konusu seyahat düzenlemesine ilişkin duyuruyu bugün ilerleyen saatlerde yapması bekleniyor.

  • 5-11 yaş arası çocuklara aşı açıklaması

    5-11 yaş arası çocuklara aşı açıklaması

    Pfizer ve BioNTech yaptıkları açıklamada, Covid-19 aşılarının 5 ila 11 yaş arası çocuklarda güçlü bağışıklık tepkisi oluşturduğunu duyurdu.

    Pfizer ve BioNTech yaptıkları açıklamada, Faz II ve III klinik denemelerinde, aşının 5 ila 11 yaşındaki çocuklarda, daha önce 16 ila 25 yaşındakilerde gözlemledikleriyle eşleşen bağışıklık tepkisi oluşturduğunu söyledi.

    Şirketler, Faz II ve III klinik denemelerinde, aşının 5 ila 11 yaşındaki çocuklarda, daha önce 16 ila 25 yaşındakilerde gözlemledikleriyle eşleşen bağışıklık tepkisi oluşturduğunu söyledi.

    “ACİLEN SUNMAYI PLANLIYORUZ”

    Pfizer CEO’su Albert Bourla, “Temmuz ayından bu yana, ABD’de pediatrik Covid-19 vakaları yaklaşık yüzde 240 arttı” derken, “Bu deneme sonuçları, 5 ila 11 yaş arası çocuklar için aşımızın onaylanması için güçlü bir temel sağlıyor ve bunları acilen FDA’ya ve diğer düzenleyicilere sunmayı planlıyoruz” diye konuştu.

     

  • Fatih Erbakan’dan yeni açıklama: Türk aşısı olsa bile…

    Fatih Erbakan’dan yeni açıklama: Türk aşısı olsa bile…

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, yaptığı yazılı açıklamada, “17 Eylül Cuma günü Kayseri’deki basın toplantımızda söylediklerimizin tamamının arkasındayız. Ancak malesef açıklamalarımız asıl mecrasından farklı şekilde basına ve sosyal medyaya yansıtılmaktadır. Bizim için faz aşamalarını tamamlanmamış, ruhsatsız ve lisanssız tüm aşılar aynıdır. Türk aşısı dahil olmak üzere, faz ve ruhsat aşamaları bitmemiş hiçbir aşının uygulanmasını doğru bulmuyoruz” dedi.

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, basında ve sosyal medyada yanlış ve eksik bilgilendirmeler olduğunu ifade ederek yazılı bir açıklama yaptı.

    “AÇIKLAMARIMIZ FARKLI ŞEKİLDE YANSITILIYOR”

    Zorunlu aşıya karşı olduklarını ve zorunlu PCR testinin anayasaya aykırı olduğunu bir kez daha hatırlatan Erbakan, “15 Eylül Çarşamba günü genel merkezimizde kıymetli bilim adamlarımız ile birlikte düzenlediğimiz İlk basın toplantımızda ve 17 Eylül Cuma günü Kayseri’deki basın toplantımızda söylediklerimizin tamamının arkasındayız. Ancak malesef açıklamalarımız asıl mecrasından farklı şekilde basına ve sosyal medyaya yansıtılmaktadır. İçinde bulunduğumuz süreçte tüm bilimsel veriler ve araştırmalara göre aşılamaya zaten gerek yoktur. Toplum bağışıklığının oluşması virüsten kurtulmak için en etkili yoldur” dedi.

    “MRNA AŞILARINI SON DERECE RİSKLİ GÖRÜYORUZ”

    Erbakan, aşı, ilaç ve tıp bilimine karşı olmadıklarını belirterek, “Ancak gereksiz aşılanma taraftarı da değiliz. mRNA aşılarını son derece riskli görüyoruz ve halkımıza, hele hele çocuklarımıza uygulanmasını asla doğru bulmuyoruz. Türk aşısı dahil olmak üzere, faz ve ruhsat aşamaları bitmemiş hiçbir aşının uygulanmasını da doğru bulmuyoruz. Ancak bir kimse işinden ekmeğinden olmakla karşı karşıya kalıp, mecburen bir aşı olmak durumundaysa veya aşı olmadan eğitimine devam edemediği için aşı olmaya mecbur kalıyorsa; bu durumda mRNA aşılarını değil, ‘ehven-i şer’ olarak inaktif, geleneksel aşıları tercih etmelidir görüşündeyiz” diye konuştu.

    “GÜVENİRLİLİĞİ KANITLANMAMIŞ HİÇBİR AŞI UYGULANMAMALIDIR”

    Erbakan, aşı olmak durumunda kalırlarsa, tercihlerinin yabancı menşeili mRNA aşılarından değil, inaktif geleneksel ve Türkiye’de üretilen Turkovac aşısı olacaklarını ifade ederek,

    “Ancak Turkovac olsa bile bu aşı da faz çalışmaları tamamlanmış, güvenliği ispatlanmış, ruhsatını almış olmalıdır. Gerekli prosedürleri geçmemiş olsa bile Turkovac aşısını yaptırmak uygundur, riski yoktur denilemez ve zaten böyle birşey de söylemedik. Bizim için faz aşamalarını tamamlamamış, ruhsatsız ve lisanssız tüm aşılar aynıdır. Her zaman söylediğimiz gibi ruhsatsız bu sıvıların tamamı bilimsel olarak “aşı değil, aşı adayıdır” ifadelerini kullandı.