Etiket: askıda ekmek

  • BESAŞ’ın askıda ekmek uygulaması internete taşındı

    BESAŞ’ın askıda ekmek uygulaması internete taşındı

    Bursa Büyükşehir Belediyesi iştirâklerinden BESAŞ, geleneksel askıda ekmek uygulamasının teknolojiyle uyarlanmış hali olan “Paylaşmak Güzeldir” projesiyle yardım yapmak isteyenlerle, ihtiyaç sahipleri arasında gönül köprüleri kuruyor.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı koordinesinde yürütülen proje kapsamında hayırseverler, BESAŞ internet sitesi üzerinden 2’li ekmek, 1 litre süt, 1 kilogram yoğurt, 15’li viyol yumurta ürünlerine istediği miktarda ödeme yaparak bağışta bulunabiliyor. Bağışın karşılığı olan kuponlar da ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor. Proje kapsamında binlerce ihtiyaç sahibinin ekmek, yumurta, süt ve süt ürünlerinden oluşan temel gıda maddelerine ulaşması sağlandı.

    BESAŞ Genel Müdürü Hakkı Gülşen, “Geleneksel askıda ekmek uygulamasında olduğu gibi hayırseverler ile ihtiyaç sahipleri arasında köprü kuruyoruz. Yardım yapacak vatandaşlar internet sitemizden bağışta bulunabileceği gibi, dilerlerse firmamıza gelerek bedeli karşılığında kuponları teslim alıp ihtiyaç sahiplerine kendileri de dağıtabiliyor. Yapılan bağışların karşılığı olan kuponlar, Bursa Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı aracılığıyla belediyemizce belirlenen ihtiyaç sahiplerine teslim ediliyor. 2013 yılında faaliyete başlayan Keles Süt Ürünleri Tesisimiz ile birlikte projemize ürettiğimiz süt ürünlerinden yoğurt, süt ve yumurta kuponunu da ekleyerek yardım kuponları sayısını dörde çıkardık. Bu sayede aslında askıda ekmek gibi, temel gıda olan süt, yumurta ve yoğurdu da ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz” dedi.

    Gülşen, ayrıca projenin başladığı günden bu yana 7 milyon TL’ye yakın bağış ve sipariş geldiğini ve bu bedel karşılığında 5,5 milyonun üzerinde ekmek, 4 bin litreye yakın süt, 21 bin kilogramın üzerinde yoğurt ve 1,5 milyon adede yakın yumurtanın ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını sözlerine ekledi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan askıda ekmek açıklaması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan askıda ekmek açıklaması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısının ardından MHP’nin ‘askıda ekmek’ uygulaması hakkında soru soran bir gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, “Bugün evine ekmek götüremeyen diye bir şey Türkiye’de var mı? İnanıyor musunuz buna? Dünyada en iyi noktada olan bir ülkeyiz” dedi.

    Askıda ekmek tartışmalarına ilişkin soruyu yanıtlayan Erdoğan, “Böyle bir şey var mı Türkiye’de. Bugün evine ekmek götüremeyen diye bir şey Türkiye’de var mı? İnanıyor musunuz buna? Bugün Türkiye her şeyiyle, asgari ücretiyle, maaşıyla çok çok ülkeleri geride bırakmış bir Türkiye var” dedi.

  • “Askıda ekmek Türkiye’nin yeni resmidir”

    “Askıda ekmek Türkiye’nin yeni resmidir”

    HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Askıda ekmek kampanyası yoksulluğun, açlığın, sefaletin bir resmidir. Türkiye’nin yeni resmidir.” dedi.

    Buldan, partisinin, sadece kadınların katıldığı TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, HDP’nin 8. kuruluş yıl dönümünün Türkiye’nin her yerinde büyük bir coşkuyla kutlandığını belirterek, “HDP, içinden geçtiğimiz bu karanlık günlerde, karanlığa karşı ışığın, faşizme karşı direnişin partisidir.” ifadesini kullandı.

    İktidarın en büyük korkusunun kadın mücadelesi olduğunu vurgulayan Buldan, “Gaspçı uygulamalarıyla eşit temsiliyet ve eş başkanlık sistemimize saldırarak kadınları durdurmayı amaçlıyorlar. Eş başkanlık, kadınların uzun soluklu mücadelesi sonucu elde edilmiş bir kadın kazanımıdır. Kadınların politika yapım sürecine dahil olmasını sağlayan bir sistemdir. Hukuksuzca gözaltına alıp tutukladıkları eş başkanlarımızın dava dosyalarında eş başkanlığı suç olarak gösteremeye çalışıyorlar. Suçlular, yargıyı ele geçirmiş bizi suçlu ilan etmeye kalkışıyorlar.” diye konuştu.

    Buldan, yaşamdan vazgeçmedikleri gibi eş başkanlıktan da asla vazgeçmeyeceklerini ve Türkiye’yi “tek başkanlığa” mahkum etmeyeceklerini dile getirdi.

    Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya yönelik açıklamalara tepki gösteren Buldan, “Fincancı’ya yönelik iktidar ve ortağı tarafından geliştirilen saldırıyı şiddet ve nefretle kınadığımı ifade etmek isterim. Kendisine, en içten dayanışma ve sevgilerimi, saygılarımı sunarken onunla birlikte olduğumuzu da ifade etmek isterim.” dedi.

    Buldan, Türkiye’deki pandemi sürecinin yalanlarla nasıl yürütüldüğünün görüldüğünü öne sürerek, şöyle devam etti:

    “Tüm toplum da bunu gördü, buna şahitlik etti. Bu yalanlarla halkın nasıl bir ateşin içine atıldığına hep birlikte tanıklık ettik. Yönetme basiretini tamamen kaybetmiş ve siyasi olarak da meşruiyetini yitirmiş bir erkek ittifakla karşı karşıyayız. Bütün dünya biliyor ama buradan yine ifade edelim; karşımızda ülkeyi tamamen korku, baskı ve yalanlarla yönetmeye çalışan bir iktidar var.

    Bütün devlet kurumlarını yalan üretim merkezi haline getirdiler. Sağlık Bakanlığı, gerçek verileri halktan gizliyor. TÜİK, gerçek enflasyonu ve işsizliği, halkın nasıl bir sefalete sürüklendiğini halktan gizliyor. Yargı işkenceyi, insanlık suçlarını, kadına karşı suçları bizlerden gizliyor. Yalan medyaları hakikati, Türkiye kamuoyundan sürekli gizledi, yine gizlemeye devam ediyor. Diyanet’leri haram ve yolsuzlukları gizliyor. Birileri de çıkıp ‘bunlar yalan, gerçek öyle değil’ dediğinde hemen en iyi bildikleri tek silahı kullanıyorlar ve söyleyeni ‘terörist’ ilan ediyorlar.”

    AK Parti iktidarı döneminde Kovid-19 pandemisi süreciyle beraber kadına yönelik suçların katlanarak arttığını savunan Buldan, “İktidar, kadınların kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’ni hedef almaktadır. Son dönemlerde bu sözleşme üzerinde birçok tartışma yapılmaktadır. Sözleşmeyi uygulamak yerine sözleşmenin kaldırılmasını tartıştırmak, yeni cinayetlere ve yeni şiddetlere kapı aralamaktır. Bunun sorumlusu da bu iktidardır.” diye konuştu

    Pervin Buldan, İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanması için tüm siyasi partilerin kadın yapılarına ortak çalışma çağrısı yaptı. Kadınlar söz konusu olduğunda suçu teşvik eden, şiddete kapı aralayan kararlar üretildiğini ileri süren Buldan, “Adalet değil, şiddet üreten bir yargı gerçeğiyle ne yazık ki karşı karşıyayız. Hep söyledik yine söylüyoruz; kadın katiline, sırf kadın direndiği için ceza indirimi uygulayan yargı kadını koruyamaz. Öldürülmüş kadının hakkını değil de öldüren erkeğin hakkını gözeten yargı, kadını koruyamaz.” değerlendirmesini yaptı.

    Buldan, Kovid-19 sürecinde en geniş tanımlı kadın işsizlik oranının yüzde 45.3 olduğunu belirterek, “Pandemiden kadınların daha fazla etkilendiğini açıkça bu rakamlardan görebiliyoruz.” ifadesini kullandı.

    Pervin Buldan, şunları kaydetti:

    “Kendileri bin odalı saraylarda yaşarken halkı ise kuru ekmeğe muhtaç ettiler. Askıda ekmek kampanyası yoksulluğun, açlığın, sefaletin bir resmidir. Türkiye’nin yeni resmidir. ‘Bir mermi kaç lira’ diye soran Cumhurbaşkanının yönettiği ülkede, çocuk maması dahi alınamaz hale geldik. Artık anneler, kadınlar çocuklarına dışarıdan mama bile almaya gücü yetmeyen bir yaşam sürdürüyorlar.”

    Öte yandan, salonda bulunan sıralara “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dövizleri bırakılırken, grup toplantısına katılanlar ise üzerinde “İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” yazısı bulunan maske taktı.

  • Bahçeli’den ‘Askıda Ekmek’ açıklaması

    Bahçeli’den ‘Askıda Ekmek’ açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘Askıda ekmek’ kampanyası siyasal bir tepki veya eleştiri değil manevi bir görevi ifa hassasiyeti, kardeşliği, hatırlamayı, paylaşmayı ve kader ortaklığını ifade hasbiliğidir. Kampanyamızı eleştiren odakların milletimizin ekmeğine göz koyan, ekmeğinden çalmak için bahane hazırlayan kriz tacirleri olduğu açıktır” dedi.

    MHP lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, geçen hafta İstanbul Ticaret Odası’nca alınan kararla ekmeğin satış fiyatının arttığını, bu durum karşısında parti olarak özellikle İstanbul’da ‘askıda ekmek’ kampanyası başlattıklarını hatırlattı. Dar ve orta gelirlilere destek olmak için kampanyayı başlattıkları anımsatan Bahçeli, şunları söyledi:

    ‘Askıda ekmek’ kampanyası siyasal bir tepki veya eleştiri değil manevi bir görevi ifa hassasiyeti, kardeşliği, hatırlamayı, paylaşmayı ve kader ortaklığını ifade hasbiliğidir. Biliyoruz ki bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz. Vatandaşlarımızın evinde ne piştiğini, sofraya neyin koyulduğunu, ekmeğin olup olmadığını düşünmek, mesele etmek, bununla da ilgilenmek insani ve İslami mükellefiyetimizdir. Biz askıya ekmek koyduk, şu işe bakınız ki ekmeksizler birer birer saklandıkları delikten fırlayarak ortalığa çıktılar. Vay ekmeksizler vay, milletimizin ekmeğine bile göz koyacak kadar nankörsünüz, milli ve manevi hasletlere tahammülsüzlük gösterecek kadar da namertsiniz. Bunlar her fırsatta ya ekonomiyi kötülerler ya Türkiye’yi kötü gösterirler ya da milletimize korku aşılayıp küresel dayatmalara refakat ederler. Bir elleri yağda diğer elleri baldadır ne ekmeği bilirler ne yoksulu tanırlar ama sıra istismara geldi mi dikiş ve fren tutmazlar. Türkiye ekonomisi gücüne güç katacak, yegâne sermayesi dedikodu ve felaket tellallığı olan tüm art niyetli siyaset bezirgânlarını ters köşeye yatıracaktır.”

    ‘İSTESİNLER ONLARA DA EKMEK GÖNDERELİM’

    Kampanyayı eleştirenlerin, ne ekonomiden anladıklarını ne milli kazanımlara sevindiklerini ne de insan onuruna sahip çıktıklarını savunan Bahçeli, “Askıya ekmeğin koyulmasını milletin açlığa mahkum edilmesi, diye gören ve gösteren siyasi devşirmeler bizim nezdimizde sadece erdemsiz ve cibilliyetsiz değil aynı zamanda da ekmeksizdir. Bizi eleştiren şarlatanların evlerinde ekmekleri yoksa dolambaçlı yollara sapmasınlar, fitneye tevessül etmesinler, babayiğitçe söyleyip, dosdoğru talep edip bizden ekmek istesinler, layık değilseler bile onlara da gönderecek cömertlik bizde vardır. Aç kalmasınlar, açıkta yatmasınlar sonra onun bunun eline düşüyorlar, esaret altına giriyorlar. Bunlar, yağmurun hemen ardından biten zehirli mantar gibiler. İstiyorlar ki daima felaket yağsın, her felaketi bir diğeri takip etsin. Bu küstahlar, ekmeksizleriyle vefasızlıklarıyla döneklikleriyle Türkiye düşmanlarının içimizdeki Truva atı halinde sivrilip milletimizin hafızasına kazınmışlardır” diye konuştu.

    ‘EKMEKTEN ÇALMAK İÇİN BAHANE ARAYAN KRİZ TACİRLERİ’

    “Türkiye’de adalet, insan hakları, demokrasi askıda değildir; aksini iddia eden siyasi dolandırıcı, siyasi yağmacıdır” diyen Bahçeli, şöyle konuştu:

    “‘Milliyetçilik askıya ekmek koymak değildir’ diyen ekmeksiz, sen nereden bilirsin milliyetçiliği, ne ilgin ve irtibatın var milletle ve milliyetle? Be hey şaşkın, aşı ekmeği, milleti milliyetçiliği bırak da sana talimat veren, seni kafese sokan, ayağına pranga vuran karanlık lobilere, yabancı efendilerine takla atmaya, şirinlik yapmaya devam et. Nasıl olsa en iyi yaptığın iş budur. Dün önüne koyulan çanağı bugün deviren, yediği ekmeğe ihanet eden kimliksizlerin zilletin askısında nasıl eridiklerini, nasıl rezil olduklarını görecekleri günler yakındır. ‘Askıda ekmek’ kampanyamızı eleştiren odakların milletimizin ekmeğine göz koyan, ekmeğinden çalmak için bahane hazırlayan kriz tacirleri olduğu açıktır.”

    ‘BİZDEN HABERSİZ BİR KUŞUN HAVALANMASI SÖZ KONUSU DEĞİL’

    Bahçeli, Karadeniz’deki doğal gaz keşfinin 405 milyar metreküpe ulaşmasına ilişkin ise “Enerjide dışa bağımlılığı azaltan bu keşif sonucunda kalpleri vatan ve millet sevgisiyle çarpan her insanımız ziyadesiyle memnuniyet duymuştur. Bu gelişmeler karşısında yüzleri asılan, canları sıkılan, moral seviyeleri inişe geçen ekmeksizler hemen kendilerini ele vermişlerdir. Mücadele eden, müdahale eden zamanlama yanlışına müsaade etmeyen bir ülke olarak Türkiye, bölgesel ve küresel olayların aktif, etkili sözü ve nazı geçen güçlü bir takipçisidir. Artık bizden habersiz bir kuşun havalanması söz konusu değildir” dedi.

    ‘DAĞLIK KARABAĞ’IN ASIL SAHİBİNE GEÇME ZAMANI GELİP ÇATTI’

    MHP lideri Bahçeli, Dağlık Karabağ meselesinin sıradan bir mesele olmadığını, işgalci unsurun Ermenistan olduğunu kaydetti. Türkiye ile Azerbaycan’ın ‘tek millet iki devlet’ olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:

    “Mefkure bir tohumdur, filiz filiz büyüyüp çınar olacağı yer milletin engin yüreğidir. Tohum çatlayalı çok olmuş, mefkure güneş gibi doğmuş, mazlumların gözyaşıyla ıslattığı, kanlarıyla suladığı Dağlık Karabağ’ın asıl sahibine geçmesinin zamanı gelip çatmıştır. Doymak ve kanmak bilmeyen zalimlerin bu gerçeği engellemeye ne güçleri ne de takatleri yetecektir. Ermenistan hem korkak hem hain hem de savaş suçlusudur. Sivilleri öldürerek Azerbaycan Türklüğü arasında korku yaratmaya çalışmaktadır. Ermeni katiller geçmişteki alçak saldırılarına yenilerini eklemektedir. Soykırımcı Ermenistan işbaşındadır.”

    ‘BU SUSKUNLUK TÜRK’E YAKIŞIYOR MU?’

    Diğer Türk cumhuriyetlerinin Dağlık Karabağ konusundaki sessizliğini eleştiren Bahçeli, şöyle konuştu:

    “Bu suskunluk, bu durgunluk Türk’e yakışıyor mu? ‘Türkiye’de sokak ve toplum hazır ama buna uygun hareket edecek muhalefet yok’ diyen görevli ve provokatör gazeteci artıklarının kaosa el sallamalarını, iç karışıklığa umut bağlamalarını da dikkatle izliyoruz. ‘Sokak hazır’ diyerek aba altından sopa gösteren Soros uşakları, millet iradesiyle demokrasi onurunu yok saymalarının bedelini çok ağır ödeyeceklerdir. Şu kadar ki bizim kararlılığımız ve meşru hazırlığımız karşısında yılan dillerini yutmaktan başka seçenekleri asla olamayacaktır. Diyoruz ki Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Bunu biliyor, buna inanıyor, bunu haykırıyoruz. Türk’ün feryat ettiği bir ortamda, bir başka Türk’ün buna duyarsız kalması abesle iştigaldir. Hadi Kıbrıs davasında sesiniz çıkmıyor. Hadi Kerkük’ten habersizsiniz bari Dağlık Karabağ’da taraf olun, üstelik hakkın ve hakikatin safında yer alın. Haklı olan ülke, mağdur olan ülke Azerbaycan’dır. Toprak bütünlüğü ve egemenlik çıkarları suikasta uğrayan ülke de Azerbaycan’dır. Haksızlık karşısında susmak tarihi hata, elim ve trajik bir acziyettir. Dağlık Karabağ’da zafer Azerbaycan Cumhuriyeti’nin olmalıdır. İşgalci Ermenistan 30 yıla yakındır kirlettiği topraklardan derhal çekilmelidir. Sivilleri katlederek ulaşacağı hiçbir yer yoktur. Hangi coğrafyada yaşarsak yaşayalım, Türk milletinin şerefli mensupları olarak, haklı ve meşru mücadele şartlarının gereği her neyse hesap yapmadan, tereddüde kapılmadan yerine getirmek zorundayız. Biriz, beraberiz, hep birlikte Türklüğün eğilmez başı, bükülmez kolu, kesilmez nefesiyiz, nitekim kocaman bir aile olan büyük Türk milletiyiz.”

    ‘TAVİZ DEĞİL MİLLİ DURUŞ KAZANDI’

    Bahçeli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) seçimini kazanan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı tebrik ederek, “KKTC Cumhurbaşkanı Seçimi’nde bahis oynayan kumandalı anket şirketleri hezimet yaşayarak vahim şekilde çuvallamışlardır. Kamuoyu araştırma şirketlerinin güvenirlikleri sıfırlanmıştır. Hepsi nal toplamış, tahminlerinde yanılmış, kamyon farı görmüş tavşan gibi donup kalmışlardır. Bizim beklentimiz şudur. ‘Eğer Kıbrıs’taki seçimleri Türkiye’nin desteklediği Ersin Tatar kazansın, ben bu mesleği bırakacağım’ diyen hangi anketçi varsa artık işini tasfiye ederek sözünü tutmasıdır” dedi.

    Seçimde cesaretin kazandığını vurgulayan Bahçeli, “Taviz değil milli duruş kazanmıştır. Zillet değil millet kazanmıştır. Rum tezleri değil Türk’ün muteber iradesi kazanmıştır. Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır” diye konuştu.

    ‘IŞIKLAR YANIYOR, DİYENLER YARIM AKILLARINI BAŞLARINA ALSIN’

    MHP lideri Bahçeli, KKTC’nin tanınması, uluslararası toplum nezdinde kabulü, aynı şekilde egemen bir devlet halinde varlığı ve sürekliliğinin mutlaka sağlanacağını, gecikmiş adaletin yerini bulacağını söyledi. Bahçeli, “Lefkoşa Ankara’nın ikiz kardeşidir. KKTC Doğu Akdeniz’deki son siperimiz, son savunma hattımızdır. Kıbrıs demek vatan demektir, Türk demektir, ecdat demektir. Kıbrıs demek, Akdeniz’deki sönmeyen millet ışığı demektir. Ne var ki ‘Işıklar yanıyor’ mesajıyla kafalarında yer etmiş darbe özlemlerini sosyal medya kanalıyla paylaşan sorumsuzların ışığı yakanın da kapatacak olanın da sadece ve sadece aziz millet varlığı olduğunu bilmeleri, yarım akıllarını başlarına almaları hem tavsiyemiz hem de ikazımızdır” dedi.