Etiket: ateş kara

  • Bilim Kurulu Üyesi’nden mutasyon açıklaması

    Bilim Kurulu Üyesi’nden mutasyon açıklaması

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, İngiltere’de koronavirüsün yüzde 70 daha hızlı yayılmasına neden olan mutasyonun, hastalığın daha ağır seyrine neden olmadığını belirtti. Prof. Dr Kara, “Türkiye’de de mutasyon takipleri yapılıyor. Bizim ülkemizdeki genetik takiplerde ve mutasyon incelemelerinde şu ana kadar tespit edilmiş böyle bir verimiz yok. Diyelim ki bulaşmayı hızlandırmıştır. Coğrafyamızda şu anda bulaşmanın atlayarak hızlandığı bir yer yok” dedi.

    Prof. Dr. Kara, İngiltere’de yeni ortaya çıkan araştırması devam eden mutasyonun ‘202012VUI’ diye isimlendirildiğini hatırlatarak, bu mutasyonun İngiltere’de vaka artışının hızlı olduğu 60’dan fazla bölgede tespit edildiğini kaydetti. Prof. Dr. Kara, “Bu acaba mutasyondan mıdır? Olasılık olarak yüksek; ama kesin değil. Belki de o bölgelerde hem mevsimsel özellikleri hem insan aktivitesi hem noel döneminin olmasıyla artıyor, belki de virüsün mutasyonuyla artıyor. Bunu bugün için kesin söylemek mümkün değil; çünkü araştırma devam ediyor. Bu mutasyonları devletler düzenli takip ediyorlardı. İngiltere’deki takip sırasında bu mutasyon ilk eylül ayında tespit ediliyor. Eylül ayından beri aslında bilinen ve takip edilen; ama bu şekilde yoğunlaşması ve artması ise son 1 hafta içerisinde gözlenen bir tablo. Bu mutasyon bulaşmayı kolaylaştırıyor mu? Kolaylaştırıyor olma ihtimali var. Çünkü artan bölgelerde görülüyor. Böyle durumlarda önlem alınması gerekiyor ve dünyada bu konuda önlemler alıyor. Dünya Sağlık Örgütü de ‘bulaştırmayı kolaylaştırıyor olma ihtimali çok yüksek o bakımdan siz de önleminizi alın’ dedi. Bizim ülkemiz de diğer ülkeler de bu bakımdan önlemleri alıyor” diye konuştu.

    “ÜLKEMİZDE BU MUTASYONLA İLGİLİ VERİ YOK”

    Türkiye’de de mutasyon takiplerinin yapıldığını aktaran Prof. Dr. Kara, “Eylül ayından itibaren İngiltere’de bulunduğu için bu, sonrasında Danimarka’da, Hollanda’da ve bakıldığında başka ülkelerde de İtalya’da da örnek olduğunu görebiliyoruz. Bizim ülkemizdeki genetik takiplerde ve mutasyon incelemelerinde şu ana kadar tespit edilmiş böyle bir verimiz yok. Diyelim ki bulaşmayı hızlandırmıştır. Coğrafyamızda bulaşmanın atlayarak hızlandığı bir yer yok. Eylül ayından itibaren İngiltere’de görüldüğü için o şekilde gelen kişiler arasında olmuş olma ihtimali olabilir; ama bizdeki testlerde henüz çıkmadı. Önümüzdeki dönemde bu da takip edilecektir. Şu andaki bilgilerimiz bu yeni mutasyonun hastalığın daha ağır seyrine neden olmadığı; ama sayının artışına neden olduğu şeklinde. Hastalananlar daha öncekilerle aynı şekilde hastalığı geçiriyorlar gibi görünüyor; ama hastalanma olasılığı sanki biraz daha yükseliyormuş gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

    “AŞI ÇALIŞMALARINI ETKİLEMEYECEK”

    Prof. Dr. Kara, corona virüsün mutasyona uğramasının mRNA ve inaktif aşı çalışmalarına etkisini değerlendirerek, “mrRNA aşıları spike proteinini direkt olarak hedef alıyor. Spike proteinin belli kısmını hedef alıyor. O bölgeyi vücuda tanıtıp vücudun da kendi savunma silahlarını o bölge için üretmesini istiyor. Bugünkü konuştuğumuz mutasyon o bölgeyi direkt etkileyebilen bir mutasyon gibi görünmüyor. O bakımdan mRNA aşılarını etkilemesini çok fazla beklemiyoruz. İnaktif aşıda da virüsün zaten hemen hemen tamamını spike proteininde olduğu gibi verdiğimiz için orada birden fazla çeşitli antikor gelişimini bekliyoruz. Onun etkilenmesinin büyük olasılıkla olmayacağını söyleyebiliriz. İngiltere’de ortaya çıkan araştırma altındaki bu mutasyon şuandaki aşı çalışmalarını etkileyebilecekmiş gibi görünmüyor” dedi.

    “VİRÜSTEN KORUNABİLME ŞANSI YÜZDE 5’E İNECEKTİR”

    Prof. Dr. Kara, virüs mutasyon geçirse de, kendi bulaştırıcılığını kaybetmediği müddetçe önlemlerin aynı şekilde devam edeceğini vurgulayarak, “Biz karşılıklı konuşurken maskesiz isek aramızdaki mesafe 1 metre ise yaz aylarında 3 ila 5 dakikadan sonra virüsü bulaştırıyorsak, kış aylarında bu 1-2 dakika. Bu virüsün şimdi böyle bir mutasyon geçirmesi bu süreyi belki 1 dakikaya indiriyor. İnsanlar da özellikle de maske, mesafeye dikkat etmezlerse eskiden diyelim ki virüsten korunabilmek için yüzde 50 şansları varsa böyle bir durumda bu şansları yüzde 5’e inecektir. Arada büyük fark var. Bu kadar daha kolay bulaşır hale gelir. Eğer gerçekten bu virüs kendisi açısından bulaşmayı avantaj haline geçirecek bir mutasyonu geçirdiyse bizim için maske ve mesafenin daha önemli olduğunu söylememiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.

  • “Aşı için zamana ihtiyacımız var”

    “Aşı için zamana ihtiyacımız var”

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Türkiye’de koronavirüs aşısı çalışmalarının şu anda klinik döneme geçme aşamasında olduğunu söyledi. Kara, “Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Diğer ülkeler ile karşılaştırdığımızda ‘oldukça gerideyiz’ diye düşünmemek lazım. Aşıda attığımız her adım bir sonraki salgın için de bir sonraki aşı için de avantaj” dedi.

    Prof. Dr. Ateş Kara, İngiltere’de Oxford Üniversitesi Jenner Enstitüsü ile Oxford Aşı Grubu iş birliğinde geliştirilen ve üretim lisansı İngiliz-İsveç ilaç şirketi AstraZeneca tarafından satın alınan ‘AZD1222’ adlı aşının durdurulmasını değerlendirdi. Prof. Dr. Kara, aşı çalışmalarına bir molekülün belirlenmesi ile başlandığını sonrasında ise hayvan çalışmalarına geçildiğini belirtti. Daha sonra faz-1 çalışmasında çok az kişi ile ilk etapta güvenli mi değil mi, diye bakıldığını kaydeden Prof. Dr. Kara, “Ciddi anlamda istenmeyen etki olunca orada fark ediliyor. Faz-2’de biraz daha sayı fazla ve yine güvenli mi değil mi şeklindeki ve doz ayarlama çalışmaları yapılıyor. Faz-3’te ise çok daha fazla kişide yapılan ve aynı zamanda etkili mi, güvenli mi diye bakılan kısım. Faz-3 çalışması kısmında 4 aşı çok ön planda. Bunların 2 tanesi 60 bin kişi ile faz-3 çalışmalarını yapıyor” diye konuştu.

    ‘HASTANEYE YATMASINA NEDEN OLABİLECEK KADAR CİDDİ’

    ‘AZD1222’ adlı aşının uygulamaları sırasında bir kişide gelişen istenmeyen bir etki olduğunu belirten Prof. Dr. Kara, “Bu etki biraz da ağır bir etki. Ortaya çıkan bir klinik tablo var. Bu kişinin hayatını tehdit edebilecek ya da hastaneye yatmasına neden olabilecek kadar ciddi. Böyle bir durum olunca ‘acaba bu aşıdan mıdır yoksa tamamen şans eseri de alabilir mi’ böyle bir durum ortaya çıktığında çalışma orada durdurulur. Sonra dönülüp bakılabilir, ‘acaba bu aşıdan olabilir mi’ diye. Bu değerlendirilirken geriye dönük elde edilen veriler incelenir. Belki eş zamanlı olarak gelişti, belki de tamamen aşı ile ilgili. Bunun kararı ortaya çıkana kadar diğer gönüllüleri veya aşı uygulanacak kişileri riske atmamak için ilk etapta bunun tüm verileri geriye dönülerek incelenecek, değerlendirilecek ondan sonra da aşı çalışmasına ‘devam’ denilecek” dedi.

    ‘BU ARAŞTIRICILAR İÇİN UYARIDIR’

    Prof. Dr. Kara, Oxford Üniversitesi’nde devam eden koronavirüs aşı çalışmasının görülen istenmeyen etki nedeniyle durdurulmasının Türkiye’de yapılacak aşı çalışmalarına etki edip etmeyeceğine ilişkin şunları söyledi:

    “İlk etapta olumsuz bir şey olarak değerlendirmemek lazım. O aşı çalışması Türkiye’de yapılmıyor. Bizde planlanan aşı çalışması diğer aşı ile ilgiliydi. Bu her halükarda araştırıcılar için bir uyarıdır. ‘Bizde de böyle bir yan etki olabilir mi’ diye aşıyı uygulayacak kişiler, aşı uygulanacak kişilere bilgi verilecek. Her gün o aşı yapılacak kişilere ‘parmak ucunuzda karıncalanma’, ‘his değişikliği’ var mı diye sorulacak. Bu şekilde değişiklikler oluyor. Olay çok ciddi ve aşı ile ilişkili olma ihtimali yüksek, o zaman Türkiye’deki için de ‘biraz duralım, oradaki veriler netleşsin ona göre devam edelim’ denilecek. Bu belki gerçekten aşı ile ilişkili; ama bazen şöyle olur; aşı olan kişi evine giderken trafik kazası geçirdi. Bu birinci uyarıdır. Ama ikinci bir kişi geçiriyorsa bu şöyle değerlendirilir; ‘acaba benim yaptığım aşı öyle bir şeye neden oluyor ki kişi o an trafikte dalgın mı kalıyor’, ‘uyuklamasına neden oluyor da onun için mi trafik kazası geçiriyor?’. Bu hiç beklemediğiniz bir şeydir. Ama ‘böyle bir etki olabilir mi’ diye dönüp araştırılır, o zaman denir ki ‘bu aşı böyle bir şeye neden oluyor’. O zaman şuna karar vermek lazım; acaba aşının faydası ne, riski ne? Şöyle bir değerlendirmeye gidilir, denilir ki ‘aşı olduktan 24 saat sonra siz araç kullanmayacaksınız, trafiğe çıkmayacaksınız’. Baktık ki iş uzun ve ciddi o zaman da denir ki ‘bu aşı trafiğe çıkması gerekenlere yapılmayacak’.”

    Prof. Dr. Kara, böyle bir etki çıktığında Türkiye’deki çalışmalara da bakılacağını, “Aşı uygulandıktan sonra 24-48 saat içinde böyle bir trafik kazasına maruz kalan ya da merdivende takılıp düşen var mı? Bunlar araştırılır. Yoksa ‘biz aşı uygulamaya devam edelim’ denilir. Ama herkese şu söylenir; araştırmacılara da aşı uygulayan gönüllülere de ‘ayağınız takılsa bile, kırmızı ışıkta geçseniz bile bize haber verin’. Bu sefer daha hassas bir takip sonucu başlar. Şu anda bu aşı çalışması tüm dünyada durmuş vaziyette” diye konuştu.

    ‘ZAMANA İHTİYACIMIZ VAR’

    Prof. Dr. Ateş Kara, Türkiye’deki koronavirüse karşı başlatılan aşı çalışmalarına ilişkin, “Çok daha yol var, Türkiye’deki aşı çalışmaları şu anda klinik döneme geçme aşamasına gelmiş vaziyette. Bu klinik döneme geçişte çok az kişide aşı uygulanacak, güvenli olduğu gösterilecek. Sonra faz-2 daha çok sayıdaki kişi 30 ile 200 arasında bir rakam olabilir bu. Faz-3 ise binler ile ifade edilen rakamlar. Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Diğer ülkeler ile karşılaştırdığımızda ‘oldukça gerideyiz’ diye düşünmemek lazım. Aşıda attığımız her adım bir sonraki salgın için de bir sonraki aşı için de bir avantaj. En önde giden bir aşıydı Oxford’un aşısı; ama böyle bir durumda anında durduruldu. Bu iş çok ciddi ise belki de bu aşı tamamen rafa kalkar, yeni ve farklı aşı çalışmasını Oxford başlatmak zorunda kalır. Almanya’da Türk araştırıcılar tarafından geliştirilen aşı biraz daha öne çıkmaya başlıyor” dedi.

  • Oxford Üniversitesi’ndeki aşı çalışması durduruldu

    Oxford Üniversitesi’ndeki aşı çalışması durduruldu

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Oxford Üniversitesi’nde devam eden koronavirüs aşı çalışmasının görülen istenmeyen etki nedeniyle şimdilik durdurulduğunu belirtti.

    Prof. Dr. Ateş Kara, Twitter’daki hesabından İngiltere’de Oxford Üniversitesi Jenner Enstitüsü ile Oxford Aşı Grubu iş birliğinde geliştirilen ve üretim lisansı İngiliz-İsveç ilaç şirketi AstraZeneca tarafından satın alınan ‘AZD1222’ adlı aşıya ilişkin açıklama yaptı. Prof. Dr. Kara, “Klinik çalışma döneminde olan ‘AZDI1222’ aşı çalışması görülen istenmeyen etki nedeni ile şimdilik durduruldu. Tüm veriler incelendikten sonra istenmeyen etkinin ciddiyeti ve aşı ile mi ilişkili olduğu değerlendirilerek devam kararı verilecek. Özellikle aşı çalışmalarında katılımcı sayısı yüksek olduğu için görülebilecek sorunlar; örneğin aşı olan kişinin kanser tanısı alması aşı uygulandıktan sonra olduğu için aşı ile ilgisi olmasa dahi araştırılarak netleştirilir ve çalışma öyle devam eder” dedi.

  • Salgın sonrasında normalleşme nasıl olacak?

    Salgın sonrasında normalleşme nasıl olacak?

    Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle ülkemizde de birçok konu belirsizliğini korumaya devam ediyor.

    Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, gündemdeki birçok konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

    “İyileşen sayımız, artık yeni tanı koyduğumuz vaka sayısını geçti. Bu iyiye işaret. Şu anda geldiğimiz nokta, pik noktası yani tepe noktası dediğimiz yere ya geldiğimizin ya da o noktada olduğumuzun göstergesidir.”

    “Bundan sonra azalmanın ne hızda gideceğini bilmiyoruz. Bu, bizim kurallara ve önerilere ne kadar uyduğumuzla ilgili. Liglerin yeniden başlaması için önümüzdeki 7-10 günlük süreç bize fikir verecek.”

    “7-10 günlük süreye ihtiyacımız var”

    “Sonrasında bölgesel verilere bakıp rahatlama işlemleri başlayacaktır. Ama liglerin açılıp oynanması konusunda karar vermemiz ve kesin bir şey söylemek için 7-10 günlük süreye ihtiyacımız var.”

    Salgın sonrasında normalleşme nasıl gerçekleşecek?

    “Salgın sonrasında her şey belirli adımlarla düzelecek. Bir orman yangını gibi düşünün. Önce kontrol altına alınması gerekiyor ve şu an bunu yaptık. Her yerdeki alevin tamamen söndüğünden emin olmalıyız.”

    Kafeler ve bazı işletmeler açılabilir

    “Küçük küçük adımlarla olacaktır bu. İlk etapta açık hava olan ve aradaki mesafenin geniş olduğu masalarda servis başlayabilir diyebiliriz. Sonrasında belki kafeleri veya bazı işletmeleri, içerideki insan sayısına göre açabiliriz.”

    “Nasıl ki belli bir vakadan sonra maske taktıysak, bu sefer de tam tersi bir adım izleyeceğiz. Mesela sadece hastaneye giderken maske takalım diyeceğiz.”

    “Dünyada kuzey ve güney kürenin seyrinin farklı olacağını zaten bekliyoruz. Artı bir de şöyle bir özelliğimiz var. Dünyadaki pek çok ülkenin kontrol önlemleri birbirinden farklı. ”

    Genel anlamda aşağıya doğru bir eğilime geçildi

    “Onun için de dünya geneli için konuşurken farklı, bölgesel konuşurken farklı. Avrupa neredeyse tepe noktasına geldi. Bazı ülkeler hala çıkışta ama genel anlamda bakarsak aşağıya doğru bir eğilimin söz konusu olduğunu ifade edebiliriz.”

    “Bu yüzden karar verilen bölgeye göre özellikler değişecektir. Avrupa için farklı bir durum olabilir, aynı şekilde dünyadaki farklı kıtalarda da futbolun başlama süresi değişkenlik gösterecektir.”

    “Maçlarda kimse olmayacak”

    “Futbolun, basketbolun, voleybolun keyfi seyirci ile öncelikle bunu söylemek isterim. Ama eğer stada gidilecekse bazı şartları sağlamalıyız. Evet, futbolcuları korumalıyız. Ama sonra seyircileri de korumamız lazım.”

    “Ya seyircisiz oynanacaksa kimse olmayacak. Futbolcular hariç, teknik direktör, teknik ekibi, malzemeci, sağlık ekibi ve masör dışında kimse olmayacak. Yönetici dahi gelmeyecek.”

    “Zincir kırılır, tüm önlemler boşa gider”

    “Statta lavoba, giriş-çıkış kapın uygunsa, kişileri tek tek içeri alabiliyorsan yani bu altyapın varsa statta 1-3 bin kişi arasında seyirci olabilir. Ama en ufak birisinde bile eksik olursa zincir kırılır. Aldığın tüm önlemler boşa gider. Hepsi aksar.”

    “Her Şampiyonlar Ligi finalinde dünyanın pek çok noktasından insanlar geliyor. Bu organizasyonu, iki ülkenin finali olarak ele alamayız. Çünkü dediğim gibi dünyanın dört bir yanından akın ediliyor.”

    “Seyircili oynanması zor”

    “Her ülkedeki vaka sayısı sürekli olarak iniş-çıkış gösterebiliyor. 2 hafta sonraki rakamlarla bu iş daha farklı bir noktaya çevrilebilir. Ama bu finalin seyircili oynanması bugünün şartlarında zor gözüküyor.”

    ‘Adaya bırakılmış gibi yaşayacaklar’

    “Tek bir şehirde oynamak ideal olandır. Ama hangi şehir olacağına bakmak için insan hareketliliğini görmek lazım. Bir takım, bir otelde kalacak ve minimum temas sağlayacak. Yani o kişiler bir adaya bırakılmış gibi bir yaşam sürecek”

    “Ama oynanacaksa takımların tek bir ilde olması idealdir. Eğer yeterli şartlar sağlanırsa, sporcuların güvenliği sıradaki adım oluyor. O şehre gidilince sporcuların testleri yapılır.”

    “Mesela bir varsayım üzerinden konuşalım. Ligler, 14 Şubat’ta başlarsa testler 1 Şubat’ta yapılmalı ve sporcular kimseyle görüşmeyip izole kalmalı. Böyle olunca da son 14 gün içerisinde virüsü almış olamazlar. ”

    “Futbol maçını oynarlar, 3 gün sonra yine testlerini yaparız. Ama yine hepsi kapalı kalacak. Bir takım, bir otelde kalacak, bir futbolcu sadece bir odada kalacak. O grup yemekte bir araya gelebilir ama o yemeğe otelin personeli dahi gelmeyecek. Yani o kişilerin bir adaya bırakıldığını düşünün.”

  • Bilim kurulu üyesi aşı için tarih verdi

    Bilim kurulu üyesi aşı için tarih verdi

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, koronavirüsün bulaşıcılığı konusundaki yeni bilgiler doğrultusunda sosyal mesafe uyarılarını güncellediklerini bildirdi. Virüsle ilgili bilgilerinin arttıkça virüsün bulaştırıcılığının biraz daha fazla olduğunu gördüklerini belirten Prof. Dr. Kara, “O nedenle de bu 1 metre mesafe doğru; ama daha kısa süre tutmamız lazım. Bu da öksürmeden, hapşırmadan. 1 metreden kısa mesafede 2 dakika kadar karşınızdakiyle karşılaşırsanız riskin yüksek olduğunu söyleyelim. Aramızdaki mesafeyi 1 metrenin altına indirmeyelim ve dışarıdayken de maske takalım” dedi.

    Haziran’da azalma olması öngörülüyor

    Prof. Dr. Kara, Haziran ayında koronavirüs tedbirlerinde bir miktar azalma olacağını işaret ederek “Ama daha biz bu virüsün her şeyini görüp tam netleştirene kadar, gerçekten ısıdan, güneşten ne kadar etkileniyor, toplum içerisindeki yayılımı ne kadar, o anki vaka sayımız ne, bunu tam kesinleştirene kadar önümüzdeki dönemde de kurallarımızın büyük kısmına uyarak devam edeceğimizi söylememiz lazım. Deniz ve havuz suyuyla bulaşmaz, onu çok net olarak söyleyelim. Bugün hiç öyle bir bilgimiz yok, bulaşmasını da çok fazla beklemiyoruz” görüşünü dile getirdi.

    ‘Geçen yaz gibi bir yaz olmayacak’

    Prof. Dr. Kara, virüsün kanda çok fazla bulunmadığı için kan taşıyan sivrisinekler ile geçme ihtimali olmadığını belirtti. Prof. Dr. Kara “Virüsün en azından sıcaktan etkilendiğini gösteren ilk veriler yayımlandı. Bulaşma sıcaklığını gösteren veriler daha önceden yayımlanmıştı. Sıcaklardan çok ciddi olmasa da bir miktar etkilenmesi mutlaka olacaktır. Ama bu yaz herkes tüm önlemlere bire bir devam edecek. Geçen yaz gibi bir yaz olacağını düşünmeyelim. Bu ‘bitecek’ anlamına gelmesin, öyle bir yanılgıya girmeyelim. Aktivitesi devam edecek; ama bulaştırıcılığı şu anki kadar olmayacak. Ama bunun anlamı şu; sahillerde geçen yaz ki gibi iç içe geçmek gibi bir şey olmayacak. Bir miktar rahatlamamız olacaktır sadece” dedi.

    Aşı için tarih verdi

    Prof. Dr. Kara, Covid-19 aşısının yakın gelecekte mümkün görülmediğini belirterek, “Ancak 2021 yılının ocak ayında aşının ulaşılabilir olması bekleniyor. Bu yönde çok ciddi çalışmalar var; ama genel anlamda yaygın olarak uygulanabilirliği herhalde önümüzdeki bahar aylarını bulabilir. Ocak ayında bir aşı çıkarsa öncelikle riskin daha yüksek olduğu gruplarda, sonrasında genel bir gidişata bakarak virüs nasıl seyredecek ona göre bir karar vermek gerekecek” diye konuştu.