İsrail’in 7 Ekim’den bu yana süren Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları, dünyanın dört bir yanında protesto edilmeye devam ediyor. Fransa’nın başkenti Paris’te binlerce kişi, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına son vermesi ve acilen ateşkes sağlanması için yürüyüş düzenledi. Cumhuriyet Meydanı’nda başlayan yürüyüşe, Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Partisi lideri JeanL Luc Melanchon da destek verdi. Göstericilerin ellerinde Filistin bayrakları taşıdığı yürüyüşe Fransa’da yaşayan İsrail vatandaşları da katıldı.
Etiket: ateşkes
-
Gazze Şeridi’ndeki insani ara 2 gün daha uzatıldı
Gazze Şeridi’nde 24 Kasım saat 07.00’de başlayan insani ara sona ermesine saatler kala uzatıldı. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Majed el-Ansari yaptığı açıklamada, Katar’ın devam eden arabuluculuk çalışmaları kapsamında Gazze Şeridi’ndeki insani aranın 2 gün daha uzatılması konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu.
Hamas tarafından yapılan açıklamada, Katar ve Mısır ile Gazze Şeridi’ndeki insani aranın aynı şartlara uygun olarak uzatıldığı bildirildi.Mısır Devlet Enformasyon Servisi Başkanı Diaa Rashwan daha önce yaptığı açıklamada, Mısır ve Katar’ın arabuluculuğunda Gazze Şeridi’ndeki insani aranın 2 gün daha uzatılması konusunda anlaşmanın yakın olduğunu belirtmiş, iki günlük uzatmanın 20 İsrailli ve 60 Filistinli esirin karşılıklı serbest bırakılmasını içereceğini aktarmıştı.
Dördüncü takasta gecikme yaşanıyor
Anlaşma kapsamında henüz 4’üncü esir takası gerçekleşmezken, İsrail Başbakanlığı Hamas tarafından serbest bırakılması beklenen son rehine grubunun ailelerine bilgi verildiğini açıkladı. Takastaki gecikmenin listedeki çocukların esaret altında olabilecek anneleri veya büyükanneleriyle birlikte serbest bırakılmalarının sağlanması da dahil olmak üzere devam eden bir dizi sorun nedeniyle yaşandığı öne sürüldü.
Gazze Şeridi’nde insani aranın başlamasından bu yana Hamas tarafından 3 grup halinde 39 İsrailli ile biri çifte vatandaş olmak üzere 19 yabancı uyruklu, İsrail tarafından ise 117 Filistinli tutuklu serbest bırakıldı.
-
İsrail – Hamas savaşında son durum
İsrail ile anlaşma kapsamında verilen 4 günlük insani aranın 3’ncü gününde Hamas, Gazze Şeridi’nde üçüncü esir grubunu serbest bıraktı. Hamas tarafından yapılan açıklamada, insani ara kapsamında 13 İsrailli, 3 Taylandlı ve 1 Rus esirin serbest bırakılarak Kızılhaç’a teslim edildiği aktarıldı.
Esirlerin serbest bırakıldığı İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından da doğrulanarak, “Kızılhaç’tan alınan bilgiye göre 14 İsrailli ve 3 yabancı uyruklu esirin Kızılhaç’a nakledildiği belirtildi” ifadeleri kullanıldı. Serbest bırakılan Rus’un Rusya-İsrail çifte vatandaşı olduğu belirtildi.
İlerleyen saatlerde İsrail’in 39 Filistinli mahkumu serbest bırakması bekleniyor. İsrail ile Hamas arasında 24 Kasım günü saat 07.00’de başlayan insani arada şu ana kadar Hamas tarafından 40 İsrailli ile 18 yabancı uyruklu ve çifte vatandaş, İsrail tarafından ise 78 Filistinli tutuklu serbest bırakıldı.
-
“Gazze’de ateşkes önemli bir adım”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, çeşitli programlara katılmak üzere Konya’ya geldi.
Yılmaz, AK Parti Konya İl Başkanlığını ziyaret ederek İl Başkanı Hasan Angı, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve partililerle buluştu. Teşkilatlanmanın önemine vurgu yapan Cevdet Yılmaz, “Teşkilat varsa belediyeler var. Teşkilat varsa milletvekilliği var, hükümet var. Parti olmadan, teşkilat olmadan hiçbirinin bir anlamı yok. Olması da mümkün değil. Dolayısıyla, partimiz ne kadar güçlü olursa hükümetimiz de yerel yönetimlerimiz de o ölçüde güçlü olur” dedi.
Siyasi istikrarın olmadığı yerde ekonomik istikrarın olmayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Son 20 yılda demokraside ve kalkınmada bu kadar mesafe aldıysak işte bu siyasi istikrarla, milletimizin bize verdiği güçle bunları sağladık. Bunun yerelde en güzel örneklerden biri de Konya. Konya’mızda da çok iyi bir istikrar var, huzur ortamı var. Birlik beraberlik var. Bu da bir bereket getiriyor. Yine istikrarın getirdiği bir birikim oluyor” şeklinde konuştu.
“Bizim belediyecilik anlayışımız hizmet odaklı bir anlayıştır”
Daha fazla ili, ilçeyi, beldeyi AK belediyecilikle buluşturmanın gayreti içerisinde olacaklarını ifade eden Yılmaz, “Önümüzde bir yerel seçim var. Yerel seçimlerde de inşallah AK belediyecilikle daha fazla ilimizi, ilçemizi, beldemizi buluşturmanın gayreti içinde olacağız. Yerel yönetimleri ikiye ayırıyoruz. Bir kısmı belediyeyi bir araç olarak gören veya kendi şahsi kariyerleri için bir basamak gibi görenler. Bir enstrüman, bir araç, bir yerlere atlama tahtası olarak kullanıyor. Bunlar genelde belediyeyi bir şov aracı olarak görüyorlar, bu anlayışla görüyorlar. Biz bu tarz belediyecilikten yana değiliz. Bizim desteklediğimiz belediye Recep Tayyip Erdoğan belediyeciliği. 90’lı yıllarda nasıl İstanbul’a geldiğinde o dağ gibi biriken çöpleri, su meselesini çözdüyse, o dönem merkezi idarede de bambaşka işler varken, imkanlar çok daha kısıtlıyken nasıl bunu başardı ise gerçekten amacı hizmet olan, haklarını verimli kullanır, halkın ihtiyaçlarını görür” ifadelerini kullandı.
“Bugün Gazze’de geçici de olsa bir ateşkes sağlanması tabii ki olumlu bir adım”
Gazze’de ve dünyanın farklı yerlerinde adaletsizlikler yaşandığını ifade eden Yılmaz, “Gözümüzün içine baka baka bütün hukuku, ahlakı, çiğneyen, hiçbir sınır tanımadan çocukları katleden, hastane bombalayan, ambulans bombalayan, sivil yerleşim alanlarını yok eden ve bunu da sadece ‘ben güçlüyüm’ diye yapan ülkeler görüyoruz. Bunlara ses çıkarmayanları görüyoruz aynı zamanda, sessiz kalanları görüyoruz. Bugün Gazze’de geçici de olsa bir ateşkes sağlanması tabii ki olumlu bir adım ama yeterli değil. Önemli olan kalıcı bir şekilde ateşkesin sağlanması, Türkiye’nin de savunduğu gibi iki devletli bir çözümün hayata geçirilerek hem bu insani trajedilerin sona erdirilmesi hem de bölgemize ve dünyaya huzur getirilmesi. Bir taraftan ateşkes için, diğer taraftan kalıcı bir barış için, huzur için Türkiye olarak gayret ediyoruz. Her türlü imkanımızı da görünür veya görünmez imkanımızı da harekete geçirerek Filistinli kardeşlerimize elimizden gelen tüm desteği veriyoruz” diye konuştu.
-
Hamas: “Ateşkes yarın 10.00’da başlayacak”
İsrail ile Hamas 4 günlük geçici ateşkes ve esir takası üzerinde anlaşmaya vardı. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, ordu radyosuna yaptığı açıklamada, İsrail’in anlaşma kapsamında Gazze Şeridi’nden ilk rehinelerin yarın serbest bırakılmasının beklendiğini ifade etti. Bakan Cohen, ilk etapta kaç kişinin serbest bırakılacağına dair detay vermedi.
Hamas Uluslararası İlişkiler Ofisi Başkanı Ebu Merzuk ise Katar merkezli El Cezire televizyonuna yaptığı açıklamada, 4 günlük geçici ateşkesin yarın saat 10.00’da başlayacağını söyledi.Anlaşmanın detayları
İsrail Başbakanlık Ofisi’nden gece saatlerinde yapılan açıklamada, kabinenin dün akşam yapılan oylamada Gazze’deki esirlerin tümünün serbest kalması hedefinin ilk aşamasını onayladığı duyuruldu. Açıklamada, “Buna göre kadın ve çocuklardan oluşan en az 50 rehinenin 4 gün boyunca serbest bırakılması ve bu süre zarfında çatışmalara ara verilmesi öngörülüyor. Her 10 rehinenin serbest bırakılması, çatışmalara ek 1 gün ara daha verilmesini sağlayacak” ifadeleri kullanıldı.
“150 Filistinli serbest kalacak, Gazze’ye yüzlerce yardım tırı girecek”
Hamas’tan yapılan açıklamada ise anlaşma kapsamında İsrail hapishanelerinde bulunan 150 Filistinli kadın ve çocuk karşılığında 50 İsrailli rehinenin serbest bırakılacağı ifade edildi. Anlaşmayla ayrıca yakıt, insani ve tıbbi yardım taşıyan yüzlerce tırın Gazze Şeridi’ne girmesine izin verileceği belirtildi. İsrail’in ateşkes süresince Gazze Şeridi’nde kimseye saldırmayacağını veya kimseyi alıkoymayacağını taahhüt ettiği vurgulandı.
İsrail serbest bırakılabilecek 300 Filistinlinin ismini yayınladı
İsrail hükümeti anlaşmanın duyurulmasından saatler sonra İsrail hapishanelerinde tutulan 300 Filistinli mahkum ve tutuklunun isimlerinin yer aldığı bir liste yayınladı. Listede en az 33 kadın ve 123 çocuğun yer aldığı belirtiliyor. Tutukluların en küçüğü 14, en yaşlısı ise 59 yaşında bir kadın olurken, listedekilerin çoğu yargılanmayı bekliyor.
Öte yandan İsrail, Hamas’ın elinde en az 237 rehinenin bulunduğunu belirtiyor. -
Bakan Fidan: “Ateşkes istedik”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar merkezli Al Jazeera televizyon kanalına İsrail’in Gazze’deki saldırılarına ve bunun durdurulması için harcanan uluslararası çabalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
7 Ekim’den önce bölgede bir normalleşme havası olduğunu ve Türkiye’nin de bölgedeki normalleşme havasına kendi katkısını vermek üzere bir politika benimsediğini anlatan Fidan, “Ama 7 Ekim’den sonra gördük ki, esas itibarıyla Filistin davasında herhangi değişen bir şey yok, özellikle Gazze’de 13 bine yakın şehit edilen Filistinli kardeşimizin kanı ortadayken bizim hiçbir şey yokmuş gibi davranmamız mümkün değildi.” dedi.
Türkiye’nin, “hiç vakit kaybetmeden ateşkes ilan edilmesi ve insani yardımların Gazze’ye ulaştırılması” şeklinde iki aşamalı bir politika izlediğini kaydeden Fidan, daha önceki Gazze savaşlarında da ateşkese yoğunlaştıklarını ancak bu savaşta eğer ateşkesle beraber iki devletli çözüme de yoğunlaşılmazsa savaşların devam edeceğini gördüklerini söyledi.
Fidan, bu bağlamda, hem Riyad’da çok ciddi kararlar alındığını hem de alınan kararlarda çok ciddi mesafeler kat edildiğini dile getirdi.
Gazze Şeridi’ne uygulanan ablukanın kırılmasına ilişkin Fidan, “İslam ülkeleri şu an itibarıyla ellerindeki bütün diplomatik ve insani araçları kullanma yoluyla problemi çözme yolunu tercih etmiş durumda. Burada elimizdeki bütün diplomatik araçları kullanarak, özellikle bölge dışındaki Filistin davasını destekleyen, İsrail zulmüne karşı duran Güney Amerika’dan, Afrika’dan, Avrupa’dan, Asya Pasifik’ten ülkelerle bir araya gelerek Birleşmiş Milletler’de ve diğer platformlarda İsrail’in bu ayrımı gözetmeksizin öldürme faaliyetine bir son vermek gerekiyor. Şu andaki aşama diplomasi yolunu tercih eden bir aşama.” ifadelerini kullandı.
Bununla ilgili basına yansıyan veya yansımayan çok farklı çalışmaların devam ettiğini söyleyen Fidan, şunları kaydetti:
“İslam ülkeleri şu anda bir araya gelmiş durumda, oluşturulan 7 ülkelik bir Eylem Grubu var, bu Eylem Grubu içerisinde Türkiye, Endonezya, Nijerya, Ürdün, Mısır, Katar ve Suudi Arabistan yer almakta. Önümüzdeki hafta itibarıyla bu ülke temsilcilerinin, dışişleri bakanlarının çeşitli ülke başkentlerinde belli temaslarda bulunmaya başlayacağını görüyoruz. Diğer taraftan, biliyorsunuz alınan Riyad’daki zirve kararında kuşatmanın kırılması yönünde bir çağrı var.”
7 ülkelik Eylem Grubu’nun, Riyad’da Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinin aldığı ortak zirve kararının uygulanmasını hayata geçirecek bir grup olduğunu kaydeden Fidan, “Dediğim gibi, bir numaralı görevi, uluslararası çapta bir lobi faaliyeti yapıp özellikle İslam ülkelerinin ve Arap İş Birliği Teşkilatı’nın bu konudaki görüşlerini ilgili ülkeler nezdinde paylaşmak, bir ortak eylem platformu oluşturmak. Bunu yaparken ben inanıyorum çok büyük fikirler ve eylemler ortaya çıkacak.”
TÜRKİYE’NİN KARARI, DİĞER ÜLKELERLE ORTAK HAREKET ETME YÖNÜNDE
“Türkiye’nin, İsrail’i boykot etme ve büyükelçisini çekme konusunda neden bazı ülkelerden geç hareket ettiği” şeklindeki soruyu Fidan, şöyle yanıtladı:
“Biz bu krizi yönetirken şöyle bir prensip kararı aldık: Diğer kardeş ülkelerle beraber eylemlerimizi yapalım. Yani tek başımıza kararlar alıp uygulamaktansa, kararların daha etkili olması için diğer İslam ülkeleriyle, bölge ülkeleriyle, hatta Latin Amerika ülkeleriyle, Afrika ülkeleriyle bir araya gelip mümkünse bazı Avrupa ülkeleriyle bu kararları alalım. Çünkü tek taraflı alacağımız kararlar özellikle kendi halkımız nezdinde siyasi olarak ciddi rahatlama getirse de, esas itibarıyla problemin çözmesine etki etmesi için kolektif olarak hareket etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla biz bu konuyu ilk İslam İş Birliği İcra Komitesi Olağanüstü Toplantısı’ndan itibaren gündeme getirdik ve çeşitli ülkelerin teker teker bunu yapmaya başladığını gördük ve biz de bu eylemi gerçekleştirdik, büyükelçimizi geri çağırdık.”
Türkiye’nin tek taraflı adım atma ve yaptırım uygulama konusunda sıkıntısı olmadığını vurgulayan Fidan, “Odaklandığımız nokta, hangi metodoloji daha etkili olur? Biz bunu geçmişte yaptık biliyorsunuz Mavi Marmara olayından sonra, yani bu konuda Türkiye’nin bir sıkıntısı yok. Özellikle Cumhurbaşkanımızın duruşu, hükümetimizin duruşu, halkımızın duruşu bu konuda çok net, yani bizim bu kararları almada hiçbir sıkıntımız yok.”
Yaşanan en büyük krizin, Gazze’deki zulüm dışında başta Amerika olmak üzere Batı dünyasının bu zulme sessiz kalması olduğunu dile getiren Fidan, “Bu, İslam dünyasında, bölgede ve dünyanın geri kalanında büyük bir kırılmaya sebep oluyor ve bu kırılmanın ortaya çıkartacağı ciddi fay hatları var.” dedi.
TÜRKİYE, GAZZE’YLE İLGİLİ ORTAK BİR PLATFORM OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR
Fidan, Türkiye’nin, ABD’nin, Ukrayna savaşında Rusya’ya karşı izlenen ekonomik, siyasi ve askeri boykot benzeri bir bloklaşmaya öncülük yapıp yapmayacağı ve buna neyin engel olduğuyla ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı:
“Hiçbir engel yok. Bu bizim gündemimizde olan bir konu. Dediğim gibi ilk önce İslam İşbirliği Teşkilatı’yla biz gündemi başlatmak istedik, daha sonra bunu daha geniş büyük bir halka içerisinde muhakkak ki değerlendirip ortaya koyacağız. Esas itibarıyla bunun bir uygulaması da yapıldı, yani Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin ev sahipliğinde biliyorsunuz Latin Amerika’dan, Afrika’dan, Ortadoğu’dan ve dünyanın geri kalanından, Uzak Asya’dan çağırılan misafirler oldu, devlet başkanları, hükümet başkanları eşleri İstanbul’da toplandılar, bu ilk denemeydi.
Ama esas itibarıyla biz birinci aşamada Gazze’ye ve Filistin’e komşu olan İslam dünyası ve Arap dünyası üyelerinin ortak alanı olan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’yle ortak platform oluşturmaya başlayıp buradaki konsolidasyonun gerçekleştirilmesinden sonra Latin Amerika, Afrika Birliği, Birleşmiş Milletler’in geri kalan ülkeleriyle de bir geniş dayanışma platformu oluşturma yolunda bütün adımları atacağız.”
TÜRKİYE İLE ABD’NİN ATEŞKES KONUSUNDAKİ TUTUMU FARKLI
ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile Türkiye’yi ziyareti sırasında gerçekleştirdikleri görüşmeye ilişkin de bilgi veren Fidan, “Bizim durduğumuz yer esas itibarıyla şöyle: Biz bu zulmün durması için bir an önce bir ateşkesin hayata geçmesini ve yardımların kesintisiz olarak içeriye sokulmasını istiyoruz. Özellikle Gazze’deki nüfusun tehcir edilerek başka yerlere gönderilmesi konusunun bir politika olmasını kesinlikle kabul etmediğimizi söyledik. Bizim Amerikalılarla anlaşamadığımız konu şu; onlar ateşkes konusunda kesinlikle İsrail’i destekler pozisyondalar, ateşkesi istemiyorlar. Ama insani ateşkes konusunda bir noktaya gidebildiğimizi düşünüyorum.” ifadesini kullandı.
“İSRAİL’İN NÜKLEER SİLAH TEHDİDİ, NÜKLEER SİLAHLANMA YARIŞINI ARTIRIR”
İsrail’in Gazze’de nükleer silah kullanma tehdidiyle ilgili de konuşan ve bunun “herkesin bildiği bir sır” olduğuna işaret eden Fidan, “İsrail’in nükleer silahların yayılma anlaşmasına taraf olmamasını kullanarak kendi nükleer kabiliyetini geliştirdiğini görüyoruz ve bu konuda da Amerika’dan, Avrupa’dan büyük destek aldığını da biliyoruz, yani bu bir sır değil.” dedi.
“Bazı çılgın İsrailli politikacıların nükleer silah kullanma yolundaki dillendirmeleri dikkate alındığında, büyük bir problem” olduğunun görüldüğünü kaydeden Fidan, “İsrail’in nükleer silah sahibi olmaya devam etmesi, nükleer silahla ilgili yarışı artıracak. Bu, bölgenin ve dünyanın lehine olan bir durum değil.” diye konuştu.
Bakan Fidan, şöyle devam etti:
“Bölge ya tamamıyla nükleer silahlardan arındırılmalı ya da başka ülkeler bu konuda kendilerini daha güvende hissetmek için adım atmak zorunda kalacaklar, yani buna bir çözüm bulmamız gerekiyor. Bu da, bizim önümüzde duran ve muhakkak çözmemiz gereken önemli stratejik konulardan biri ve bu konuda çalışmaya devam edeceğiz.”
“TÜRKİYE, HAMAS’I TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYOR”
Gazze’de savaş sonrası durumla ilgili Türkiye’nin tek bir perspektifi olduğunu kaydeden Fidan, şunları söyledi:
“İki devletli çözüm olmadan Gazze’yi kim yönetecek sorusunun doğru bir soru olduğunu açıkçası kabul etmiyoruz. Gazze zaten savaştan önce yönetiliyordu, şimdi de yönetilmeye devam edebilir, kendi kendini yönetmede Gazze’nin bir problemi yok. Gazze’nin problemi, işgal altında tutulması ve ateş altında tutulması, altyapısının yok edilmesi, üstyapısının yok edilmesi. Biz şu anda Gazze’nin yönetimiyle ilgili değil, korunmasıyla ilgili bir sorun olduğunu düşünüyoruz.”
Türkiye’nin Hamas’ı terör örgütü olarak kabul etmediğini yineleyen Fidan, “Cumhurbaşkanımız da deklare etti, ben de deklare ediyorum, daha önceki basın toplantılarında da söyledim, biz Hamas’ı terör örgütü olarak tanımıyoruz. Hamas, Filistin devlet sistemi içerisinde faaliyet gösteren bir parti. Biz Filistin Devleti’ni tanıyan bir ülkeyiz, bizimle beraber 140’a yakın ülke de tanıyor. Dolayısıyla biz herhangi bir devletin içerisinde faaliyet gösteren partileri ‘bir terör örgütüdür-değildir’ diye bir sınıflandırmaya tabi tutmuyoruz. Hamas Filistin’in bir gerçeğidir, işgal şartlarında ortaya çıkan bir harekettir, işgal ortadan kalktığı zaman Filistin normalleştiği zaman Hamas gibi organizasyonların da normal hayata geri döneceğini düşünüyoruz.” dedi.
Esir takası konusuna da değinen Fidan, Katar’ın bu konuda krizin başından bu yana muazzam bir çaba gösterdiğini ve Türkiye’nin de bu konuda elinden geleni yaptığını dile getirdi.
Fidan, Refah Sınır Kapısı’ndan yardım girişleri konusunda da Mısır yönetiminin elinden geleni yaptığını ancak bazı hassasiyetleri olduğunu söyledi. Mısır nezdinde Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve başka ülkelerin ciddi girişimlerde bulunduğunu aktaran Fidan, Mısır’ın özellikle El-Ariş Limanı’na insani yardımların getirilmesi ve içeriye sokulması yönünde ciddi bir gayret içerisinde olduğunu sözlerine ekledi.
-
DSÖ’den Gazze’de ateşkes çağrısı
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları devam ederken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bir kez daha ateşkes çağrısında bulundu. DSÖ Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus yaptığı açıklamada, “Bir aydır Gazze’de yoğun bombardıman yaşanıyor. 10 bin insan öldü. Bunların 4 binden fazlası çocuktu. Bu insanlık felaketi daha ne kadar sürecek? Tüm tarafları insani bir ateşkesi kabul etmeye ve kalıcı barış için çalışmaya çağırıyoruz. Rehinelerin derhal serbest bırakılması için bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Tarih hepimizi bu trajediyi sona erdirmek için yaptıklarımıza göre yargılayacaktır” dedi.
-
“Avrupa Birliği maalesef ateşkes istemiyor”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’la birlikte kameraların karşısına geçerek İsrail – Hamas çatışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Hakan Fidan’ın açıklamalarından satır başları:
“Filistin’deki yasadışı kuşatma hala devam ediyor.İsrail’in şiddete son vermesi gerekiyor. Uluslararası hukuk açıkça ihlal ediliyor. Garantör olarak sorumluluk almaya hazırız.
Filistin için de İsrail için de barış iki devletli çözümden geçiyor. Garantör ülke olarak sorumluluk almaya hazırız.
Ukrayna için ayrı Filistin için ayrı standart olamaz, adil bir dünya istiyorsak her zaman ilkeli ve tutarlı davranmak zorundayız.
AB topluca aldığı pozisyon gereği maalesef ateşkes ifadesini duymak istemiyor. AB ve ABD, İsrail’in belirlediği ölçüde hareket ediyor.”
Hakan Fidan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin yakın zamanda Türkiye’ye geleceğini söyledi. Fidan, Gazze’deki Türk vatandaşlarının çıkarılması için müzakerelerin devam ettiğini belirtti.
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ise “Siyonist rejim, başta soykırım, savaş suçu olmak üzere kadınlar, çocuklar ve sivilleri Gazze’de öldürmeye devam ediyor. Savaş durdurulmadığı takdirde bölgede durumun kontrolden çıkmasının sorumluluğu ABD, İsrail ve savaş suçlarını destekleyenlerin üzerindedir.” açıklamasını yaptı.
-
“Ateşkese kadar rehineleri serbest bırakmayacağız”
İsrail – Filistin çatışması devam ederken Hamas yetkilisi Ebu Hamid, Rusya’nın başkenti Moskova’ya ziyaret gerçekleştirdi. Görüşmede rehin alınan Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) vatandaşlarının tahliyesi ele alınırken Hamas temsilcisi Ebu Hamid, Rus Kommersant gazetesine açıklamalarda bulundu. Rehinelerin serbest bırakılmasının zaman alacağını belirten Ebu Hamid, “7 Ekim’de İsrail’den Gazze’ye götürülen rehinelerin tespit edilmesi için zaman lazım” dedi. Rehinelerin bulunmak için sakin bir ortam gerektirdiğini sözlerine ekleyen Ebu Hamid, “İsrail saldırılarında yaklaşık 50 rehine öldü” ifadesini kullandı.
“Rusya, Filistin halkı için dost bir ülkedir”
Ebu Hamid, Moskova’daki temaslarda Rus tarafına 7 Ekim’de, Filistin’den İsrail’e yapılan saldırıların gerekçelerini anlattıklarını da belirtirken, “Rusya, Filistin halkı için dost bir ülkedir ve Filistin halkının tüm temsilcileriyle ilişkilerini sürdürüyor. Kendileriyle çeşitli konularda her zaman istişare etmeye hazırız” açıklamasını yaptı.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne gerçekleştirdiği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 481 artarak 7 bin 28’e yükseldi. -
Yemen’de ateşkes sona erdi
Yemen’de 2 Nisan’dan bu yana hükümet ile İran destekli Husiler arasında devam eden ateşkes yerel saatle 19.00’da sona erdi. BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg yaptığı yazılı açıklamada, “2 Nisan 2022’de başlayan ateşkes Yemen için gerçekten tarihi bir fırsat sundu. Son altı ayın olumlu sonuçlarına dayanarak, 1 Ekim’de taraflara ateşkesi ek unsurlarla birlikte altı ay daha uzatmak için başka bir teklif sundum” dedi.
Taraflara sunduğu yeni teklifin içeriğine değinen Grundberg, teklifinde memur ve emekli maaşlarının ödenmesinin, Taiz ve diğer illerde belirli yolların açılmasının, Sanaa Havaalanı’na gidiş ve dönüş uçuşları için ek destinasyonların, akaryakıt gemilerinin Hudaydah Limanı’na engelsiz girişinin, Askeri Koordinasyon Komitesi aracılığıyla gerilimi azaltma mekanizmalarının güçlendirilmesinin, tutukluların acilen serbest bırakılmasının, kapsayıcı bir siyasi sürecin yeniden başlatılmasının ve kamu hizmetleri de dahil olmak üzere daha geniş ekonomik konuların yer aldığını aktardı.
Genişletilmiş bir ateşkesin Yemen halkına ek kritik faydalar sağlayacağını vurgulayan Grundberg, bugün bir anlaşmaya varılamamasından üzüntü duyduğunu aktararak, “Geçtiğimiz haftalarda her iki taraftan da liderlik düzeyindeki yapıcı katılım için minnettarım. Yemen Hükümeti’nin teklifime olumlu yaklaşımını takdir ediyorum. Çözüm bulmak için her iki tarafla da çalışmaya devam edeceğim” dedi. Müzakereler devam ederken tarafları sakin olmaya ve şiddetin tırmanmasına yol açabilecek provokasyonlardan veya herhangi bir eylemden kaçınmaya çağıran Grundberg, “Onları, Yemen halkına barış için her yolu takip etme yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyorum. Sonuç olarak, Yemenlilerin kapsayıcı bir siyasi süreç ve müzakere edilmiş bir çözüm yoluyla çatışmaya son vermesi gerekiyor. İleriye dönük bir yol üzerinde hızla bir anlaşmaya varmak için taraflarla ilişki kurmak için aralıksız çabalarımı sürdüreceğim” ifadelerini kullandı. Söz konusu ateşkes 2 Nisan’dan bu yana iki kez uzatılmıştı.
“Ateşkes çıkmazda”
Husiler tarafından dün yapılan açıklamada, ateşkesin “çıkmaz noktada” olduğu belirtilerek, Suudi Arabistan destekli koalisyon “Yemen halkının acılarını hafifletecek” tedbirler üzerinde anlaşmaya varmamakla suçlandı. Açıklamada, “Son altı ay içinde insani meseleleri birinci öncelik olarak ele alma konusunda ciddi bir isteklilik görmedik” denildi.
İnsani yardım grupları, ateşkes sayesinde çatışmalardaki kayıplarda yüzde 60’lık bir azalma olduğunu ve Husilerin elindeki Hodeida Limanı’na yakıt ithalatının dört katına çıktığını aktardı. Yemen’in 30 milyonluk nüfusunun yaklaşık 23,4 milyonu yardıma muhtaç bir şekilde hayatını sürdürmeye çalışıyor.
İç savaş 7 yıldır devam ediyor
Yemen, 2014 yılında İran yanlısı Husilerin başkent Sana’yı ele geçirmesi ve uluslararası alanda tanınan hükümeti Suudi Arabistan’a kaçmaya zorlamasıyla iç savaşa sürüklendi. Riyad ve başta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere bölgesel müttefiklerden oluşan bir koalisyon, Husileri geri püskürtmek için Mart 2015’te müdahale etti. Koalisyon 7 yıldır süren çatışmalarda, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 80’ini ve büyükşehir merkezlerini kontrol eden Husileri yenemedi.