Etiket: avrupa birliği

  • BM ve AB’den ‘Maraş’ tepkisi

    BM ve AB’den ‘Maraş’ tepkisi

    KKTC’de Kapalı Maraş sahilinin tekrardan açılmasına Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Yunanistan’dan tepki geldi.

    Birleşmiş Milletler, karardan endişe duyulduğunu belirtti. BM, “Ada’da gerginliği artıracak, diyalog ve müzakerelerin başarılı olmasına gölge düşürecek, tek taraflı eylemlerden kaçınılması” çağrısı yaptı.

    AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise, kararın Kıbrıs müzakerelerini yeniden başlatma çabalarını daha karmaşık hale getirebileceğini söyledi.

    Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Yunanistan, Türkiye’nin Maraş sahiline giriş iznini genişletmesine ilişkin kararını kınıyor” ifadelerini kullandı.

  • AB Komisyonunun 2020 Türkiye Raporu açıklandı

    AB Komisyonunun 2020 Türkiye Raporu açıklandı

    Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun 2020 Genişleme Paketi kapsamında yer alan “Türkiye Raporu” kamuoyuna açıklandı.

    AB Komisyonunun aday ülkeler Türkiye, Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya ve adaylık başvurusunda bulunan Bosna Hersek ve Kosova’ya ilişkin son değerlendirmelerin yer aldığı 2020 Genişleme Paketi, AB Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Verhalyi tarafından duyuruldu.

    Geçen bahar aylarında açıklanması beklenen ancak yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle ertelenen Genişleme Paketi ile Batı Balkanlar için Ekonomi ve Yatırım Planında yer alan “Türkiye Raporu”nda, “siyasi kriterler ve hukukun üstünlüğü” başlığı altında eleştiriler yer aldı. 2018’de kaldırılan Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının etkilerinin demokrasi ve temel hakları etkilemeyi sürdürdüğü belirtilen raporda, Avrupa Konseyi ve organlarının tavsiyelerinin yerine getirilmediği, tüm yetkilerin başkanlık düzeyinde toplanmaya devam ettiği savunuldu.

    Raporda, demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü ve temel özgürlüklere saygı alanında gerileme olduğu, siyasi kutuplaşmanın mecliste yapıcı bir diyalog oluşturulmasını önlediği, yürütmenin meclis tarafından denetiminin zayıf kaldığı görüşü ifade edildi. Güvenlik ortamındaki iyileşmeye rağmen güneydoğudaki durumun büyük endişe kaynağı olduğu belirtilen raporda, “Terörle mücadele hükümetin meşru hakkı olmakla beraber, hükümet aynı zamanda bu mücadelenin hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve temel özgürlüklere uygun olarak yürütülmesini sağlamakla yükümlüdür. Terörle mücadelede alınan önlemler orantılı olmalıdır.” ifadesi yer aldı.

    KAMU YÖNETİMİ VE YARGI

    Türkiye’nin kamu yönetimi reformu alanında kısmen veya orta düzeyde hazırlıklı olduğu kaydedilen raporda, kamu hizmetleri sisteminde yapılan değişikliklerin “idarenin daha da siyasileşmesine yol açtığı” değerlendirmesi yer aldı.

    Türkiye’nin yargı sistemine dair hazırlıklarının henüz erken aşamada olduğu, yargı bağımsızlığının bulunmamasına dair endişelerin sürdüğü aktarılan raporda, “yargıdaki ihraç işlemlerinin yargı içinde otosansür ve korku ortamına neden olduğuna dair endişeler bulunduğu” değerlendirmesi yapıldı.

    Yolsuzlukla mücadelenin erken aşamada bulunduğu, ilerleme kaydedilmediği değerlendirilen raporda, kamu kurumlarının hesap verebilirliği ve şeffaflığının artırılması istendi.

    “Türkiye örgütlü suçlarla mücadele alanında belirli düzeyde hazırlıklıdır ve sınırlı ilerleme kaydedilmiştir.” ifadesine yer verilen raporda, veri koruma kanununun Avrupa standartlarına uyumlu hale getirmesi gerektiği belirtildi.

    GÖÇ VE İLTİCA POLİTİKASINDA İLERLEME

    “Türkiye göç ve iltica politikası alanında ilerleme kaydetmiştir.” denilen raporda, Türkiye’nin 2019 yılı boyunca Mart 2016 tarihli AB-Türkiye Bildirisinin uygulanması konusundaki kararlılığını sürdürdüğü, Doğu Akdeniz güzergahından göç dalgalarının etkin yönetilmesinde kilit rol oynadığı vurgulandı. Raporda, “Türkiye, 3,6 milyonu aşkın kayıtlı Suriyeli mülteciye ve diğer ülkelerden gelen yaklaşık 370 bin kayıtlı mülteciye sağladığı muazzam, benzeri görülmemiş insani yardım ve destek çalışmalarını sürdürmüştür. Böylelikle Türkiye dünyadaki en büyük mülteci topluluğunu ağırlayan ülke konumuna gelmiştir.” ifadesi yer aldı.

    Mart 2020’de Yunanistan sınırındaki Pazarkule’de 60 bin göçmenin kaldığı gayriresmi bir kamp oluştuğu belirtilen raporda, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “bu adımın Türkiye’nin yasa dışı göçmenlerin sınırlarından çıkışlarına izin verme politikasında bir değişiklik olduğu anlamına gelmediğine” yönelik sözleri hatırlatıldı. Raporda, “Genel anlamda Türkiye ile Yunanistan arasındaki yasa dışı sınır geçişleri, AB-Türkiye Bildirisinin kabulü öncesine nazaran çok daha düşük bir seviyededir.” denildi.

    DIŞ POLİTİKA

    Raporda, Türkiye’nin dış politikasının AB öncelikleriyle zıt düştüğü, Doğu Akdeniz bölgesindeki gerginliklerin raporlama döneminde arttığı belirtildi.

    AB’nin üye ülkelerin egemenlik haklarına saygı gösterilmesi ihtiyacını vurguladığı ifade edilen raporda, gerginliğin düşürülmesine yönelik çabaların sürmesi şartıyla pozitif bir AB-Türkiye siyasi gündeminin hayata geçirilmesini AB Konseyinin 1 Ekim’de kabul ettiği hatırlatıldı.

    Raporda, Libya konusunda “Türkiye, Libya’daki çatışmaya yönelik askeri müdahalesini önemli ölçüde artırarak sahadaki durumun tersine dönmesine katkıda bulunmuştur.” değerlendirmesi yer alırken Suriye konusunda Türkiye’nin sahadaki askeri gözlem noktalarını muhafaza ettiği ve bölgeye daha fazla takviye getirdiği belirtildi.

    EKONOMİK KRİTERLERDE İLERİ DÜZEYDE

    Raporda, “piyasa ekonomisinin işleyişi” başlığı altında, “Ekonomik kriterler konusunda Türk ekonomisi oldukça ileri düzeydedir ancak raporlama döneminde herhangi bir ilerleme kaydetmemiştir. Ekonominin işleyişi konusunda ciddi endişeler devam etmektedir.” ifadelerine yer verildi.

    Raporda, ayrıca, salgının ekonomik etkisini hafifletmek için parasal genişleme de dahil olmak üzere bir dizi önlem alındığı, fakat bu önlemlerin özellikle mali tarafta sınırlı politika alanı ve kurumsal zayıflıklar tarafından baskılandığı belirtildi.

    Türkiye’nin şirketler hukuku, trans-Avrupa ağları ve bilim ve araştırma konularında oldukça ileri seviyede olduğu vurgulanan raporda, malların serbest dolaşımı, fikri mülkiyet hukuku, mali hizmetler, işletme ve sanayi politikası dahil belli alanlarda iyi düzeyde hazırlıklı olduğu kaydedildi.

  • Son Dakika: Merkel’den Türkiye açıklaması!

    Son Dakika: Merkel’den Türkiye açıklaması!

    Almanya Başbakanı Angela Merkel, ”Türkiye ile AB anlaşmasını görüşmek istiyoruz” açıklaması yaptı.

    Almanya Başbakanı Anglela Merkel, Avrupa Birliği zirvesinin sonunda dönem başkanı sıfatıyla basın açıklamasında bulundu. “Türkiye ile yapıcı diyalog istiyoruz” mesajı verdi.

    Merkel, “Türkiye ile yapıcı diyalog istediğimizi açıkça ifade eden bir sonuca ulaştık” ifadesini kullandı.

    Ankara ile AB-Türkiye anlaşması için müzakere yürütmek istediklerini söyledi. Merkel, “Yunanistan’ın ve Kıbırs Rum Kesimi’nin haklarını korurken Türkiye ile de yapıcı ilişkiler kurmak istediğini açıkça ifade ettik” dedi.

    Almanya Başbakanı, Dağlık Karabağ ile ilgili de ateşkes çağrısı yaptı.

  • Sözcü Aksoy: AB’nin Doğu Akdeniz bildirisi hukuki dayanaktan yoksun

    Sözcü Aksoy: AB’nin Doğu Akdeniz bildirisi hukuki dayanaktan yoksun

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Fransa, İtalya, İspanya, Malta, Portekiz, Yunanistan ve GKRY’nin katılımıyla dün düzenlenen AB üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (Med7) Altıncı Zirvesi sonunda kabul edilen ortak bildiride yer alan Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesine ilişkin ifadeler, geçen sene olduğu gibi taraflı, gerçeklerden kopuk ve hukuki dayanaktan yoksundur” dedi.

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Fransa, İtalya, İspanya, Malta, Portekiz, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin katılımıyla düzenlenen Med7 Altıncı Zirvesi sonunda kabul edilen ortak bildiride yer alan Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesine ilişkin ifadelerin geçen sene olduğu gibi taraflı, gerçeklerden kopuk ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirtti. Sözcü Aksoy, “Yunanistan’ı uluslararası hukuka aykırı ve maksimalist deniz yetki alanı iddialarından vazgeçmeye davet ediyoruz. Gerginliğin azaltılması için Yunanistan’ın Oruç Reis araştırma gemimizin etrafındaki askeri gemilerini çekmesi, NATO’nun ayrıştırma inisiyatifine destek vermesi, Meis dahil Doğu Ege adalarını silahlandırmaktan vazgeçmesi ve Batı Trakya Türk Azınlığına yönelik son dönemde artan baskılarına son vermesi elzemdir” dedi.

    ‘HAKSIZLA DAYANIŞMA OLMAZ’

    Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e en uzun kıyısı olan ve AB’ye aday bir ülke olduğunu belirten Aksoy, şunları kaydetti:

    “Doğu Akdeniz’de diyalog ve işbirliğinin hakim kılınması için öncelikle Yunanistan’ın Türkiye ile önkoşulsuz olarak masaya oturması, Kıbrıslı Rumların Adanın ortak sahibi olan KKTC ile hidrokarbon kaynaklarının araştırılması ve işletilmesi için gelir paylaşımı dahil işbirliği yapması, kendi dar görüşlü çıkarlarına AB’yi alet etmemesi ve AB’nin ve bahsekonu bildiriye imza atan diğer ülkelerin ise uluslararası hukuka ve AB müktesebatına aykırı olarak dayanışma kisvesi altında körü körüne izledikleri tek yanlı ve taraflı tutumlarını terk etmesi lazımdır. Dayanışma haklı olduğunda, haklıyla yapılır. Haksızla dayanışma olmaz.”

  • AB’den Türkiye mesajı

    AB’den Türkiye mesajı

    Avrupa Birliği Komisyonu’ndan Doğu Akdeniz’deki gerilime ilişkin yapılan açıklamada, “Tansiyonu yükselten adımlar yerine Türkiye ile diyaloğa ihtiyaç var. Türkiye’nin barışçıl bir çözüm bulmasını bekliyouz” denildi.

    Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’dan da açıklama var.

    Le Drian, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de AB ülkesinin deniz sahasını ihlal ettiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu savundu.

    Güvenliklerini başka aktörlerin eline bırakmanın hata olacağını iddia eden Le Drian, “AB diyaloğa hazır. (Türkiye’yi) sert şekilde kınamak ve yaptırım gerekli olsaydı AB bunu yapardı. Ankara ile daha yapıcı diyaloğun şartlarını oluşturmak için tüm diplomatik yolları harekete geçirdik. Bu konuda Almanya ve Fransa hemfikir.” dedi.

    Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da Türkiye’nin Libya’da ve Doğu Akdeniz’de “istikrarsızlaştıran” politika yürüttüğünü ileri sürerek bunu kabul edemeyeceklerini kaydetti.

    AB üyesi ülkelerin, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin egemenliklerini koruyacaklarını ifade eden Maas, “Bu hassas durumdan ancak diyalog ile çıkabiliriz. Bu nedenle Borrell ve (Dışişleri Bakanı) Mevlüt Çavuşoğlu’nun diyalog sürecini destekliyoruz. Tansiyonun düşmesi için 24 Eylül’e kadar elimizden geleni yapacağız.” dedi.

  • Almanya seyahat uyarısını 14 Eylül’e kadar uzattı

    Almanya seyahat uyarısını 14 Eylül’e kadar uzattı

    Almanya, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle mart ayında yaptığı uluslararası “seyahat uyarısını” Avrupa Birliği (AB) dışındaki ülkeler için 14 Eylül’e kadar uzattı.

    Alman Hükümet Sözcü Yardımcısı Ulrike Demmer, Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, bugün yapılan Bakanlar Kurulunda, AB ülkeleri, İngiltere ve Schengen ülkeleri hariç diğer ülkeler için 31 Ağustos’a kadar geçerli olan “seyahat uyarısının” 14 Eylül’e kadar uzatılması kararının aldığını belirtti.

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Andrea Sasse de, salgınla ilgili tahminler yapmanın zor olduğunu ifade ederek, ülkede yaz tatil döneminin bittiği eylül ortasında durumun yeniden değerlendirileceği bilgisini paylaştı.

    Sasse, birçok ülkede vaka sayılarının yeniden arttığını gözlemlediklerini ve Almanya’nın Avrupa’daki bazı bölgeler için de seyahat uyarısı yaptığını vurguladı.

    Geçmişte olduğu gibi salgının gelişiminin sürekli izlendiğini dile getiren Sasse, gelişmelere göre bazı ülkeler veya bölgeler için seyahat uyarılarının yeniden kaldırılabileceğini kaydetti.

    Almanya, mart ayında yaptığı uluslararası “seyahat uyarısını” en sonra 10 Haziran’da ağustos sonuna kadar uzatmıştı.

    Almanya Kovid-19 salgını sebebiyle Türkiye’ye uyguladığı seyahat uyarısını Muğla, Aydın, İzmir ve Antalya için kaldırmış, AB’de yer alan Fransa, Belçika, Romanya ve Hırvatistan’daki bazı bölgelere ve İspanya’ya vakaların artması sebebiyle yeniden seyahat uyarısında bulunmuştu.

  • AB’den 15 üye ülkeye 81 milyar avro destek hazırlı

    AB’den 15 üye ülkeye 81 milyar avro destek hazırlı

    Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle 15 üye ülkedeki istihdamı koruma programlarına yaklaşık 81 milyar avro mali destek verilmesini teklif etti.

    AB Komisyonu, salgın nedeniyle hazırlanan “SURE” adlı istihdam korunma programı kapsamında talepte bulanan 15 üye ülkeye mali destek sağlanması için AB Konseyi’ne teklif sunulduğunu açıkladı.

    Buna göre, istihdam programlarında kullanılmak üzere

    • İtalya’ya 27,4 milyar avro,
    • İspanya’ya 21,3 milyar avro,
    • Polonya’ya 11,2 milyar avro,
    • Belçika’ya 7,8 milyar avro,
    • Romanya’ya 4 milyar avro,
    • Yunanistan’a 2,7 milyar avro,
    • Çekya’ya 2 milyar avro,
    • Slovenya’ya 1,1 milyar avro,
    • Hırvatistan’a 1 milyar avro,
    • Slovakya’ya 631 milyon avro,
    • Litvanya’ya 602 milyon avro,
    • Bulgaristan’a 511 milyon avro,
    • Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne 479 milyon avro,
    • Malta’ya 244 milyon avro,
    • Letonya’ya 192 milyon avro olmak üzere yaklaşık 81 milyar avro uygun koşullu kredi olarak verilecek.

    Kovid-19 nedeniyle hazırlanan istihdam destekleme programına göre, üye ülkeler AB Komisyonuna ekonomilerinin boyutlarına göre toplam 25 milyar avroluk kredi teminatı verecek.

    Söz konusu teminatla, AB Komisyonu sermaye piyasalarından 100 milyar avroluk kaynak toplayacak.

    Bu fonla, AB Komisyonu üye ülkelere kısa süreli çalışma programları ve ücret destek programlarında kullanılmak üzere uygun koşullu kredi sağlayacak.

  • AB, Navalnıy’ın Rusya dışında tedavi edilmesini istiyor

    AB, Navalnıy’ın Rusya dışında tedavi edilmesini istiyor

    Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Sözcüsü Nabila Massrali, Rusya’da zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılan muhalif aktivist Aleksey Navalnıy’ın Rusya dışında tedavi edilmesi için Rus makamlarının verdiği sözü tutacağına inandıklarını söyledi.

    Massrali, günlük basın toplantısında, Navalnıy’ın durumu hakkında endişeli olduklarını, acilen bağımsız ve şeffaf bir soruşturma açılmasını istediklerini, zehirlenme söz konusuysa sorumluların cezalandırılması gerektiğini belirtti.

    Massrali, “Rus makamlarının Navalnıy’ın güvenli ve hızlı şekilde tedavi için ülke dışına nakledilmesi yönündeki sözlerinde duracaklarına inanıyoruz.” diye konuştu.

    Alman sağlık yetkililerinin Navalnıy’ı Almanya’da tedavi etme taleplerini memnuniyetle karşıladıklarını aktaran Massrali, AB’nin Moskova’daki delegasyonunun temsilcilerinin de Navalnıy’ın ofisiyle yakın temas içinde olduğu bilgisini verdi.

    Rusya’nın Tomsk şehrinden Moskova’ya gitmek üzere dün uçağa binen Navalnıy, uçuş esnasında kötüleştiği için uçak Omsk şehrine iniş yapmıştı. “Zehirlenme” şüphesiyle hastaneye kaldırılan Navalnıy’ın çayına karıştırılan bir maddeyle zehirlendiği öne sürülmüştü.

    Omsk Hastanesinde komada bulunan Navalnıy’ı götürmek üzere Almanya’dan bir ambulans uçağının Omsk’a indiği iddia edilmişti. Navalnıy’ın Basın Sözcüsü Kira Yarmış ise doktorların, Navalnıy’ın başka hastaneye nakli konusunda olumsuz görüşe vardığını aktarmıştı.

  • Gemlik Zeytini AB tescili alma yolunda

    Gemlik Zeytini AB tescili alma yolunda

    Gemlik Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özden Çakır, coğrafi işaretli Gemlik zeytinine Avrupa Birliği (AB) tescili alınması girişimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

    Çakır, yaptığı açıklamada, Gemlik zeytini için 2003 yılında attıkları ilk adımın, ürünü koruyup diğer çeşitlerden farklı olduğunu topluma benimsetmek olduğunu belirtti.

    Bu konuda yaptıkları çalışmalara hız kesmeden devam ederek hologram-karekod kullanımına başlayıp izlenebilirliği sunduklarını aktaran Çakır, şunları kaydetti:

    “Yıllardan beri vermiş olduğumuz mücadelemizi taçlandırmak üzere coğrafi işaretimizin Avrupa’da tescili konusunda 2016’dan beri çalışmalarımızı yürütüyoruz fakat AB tescili yüksek maliyetli bir iş ve bütçemiz bu konuda yeterli değil. Konu ile ilgili çalışmalarımızı, Türkiye’nin Otomobili Fabrikası’nın ilçemizde kurulacağı açıklandıktan sonra ivedilikle TOBB ve TOGG başkanlarımıza ilettik. Böylesine başarılı bir yatırım ilçemize yapılırken aynı anda sahip olduğumuz bir değerin daha fazla değer kazanması için harekete geçtik. Gerçekleştirdiğimiz görüşmelerle, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a AB tescili konusunda çalışmalarımız olduğunu ve bu zamana kadar hassasiyetle sürdürmüş olduğumuz süreci bir üst seviyeye taşımak için desteklerini istediğimizi yüksek görüşlerine arz ettik. Görüşmeler neticesinde güvenli tüketimi esas kılan coğrafi işaret ve hologram-karekod sistemimizle Gemlik zeytinimizi uluslararası anlamda temsil etmek için hedeflerimizi büyüterek ürünümüzün AB tescili konusunda başvurumuzu yaptık. 10 Temmuz’daki başvurumuz sonrasında Sayın TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin Otomobili için ilçemizde kurulacak fabrikanın temel atma töreninde yaptığı konuşmasında TOGG olarak bu konuda bizimle birlikte olduklarını bu başarı için yanımızda bulunarak sorumluluk üstlendiklerini ifade etti.”

    Çakır, desteklerinden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ve TOGG yönetimine teşekkür etti.

  • AB’den Türkiye’ye 485 milyon Euro yardım teklifi!

    AB’den Türkiye’ye 485 milyon Euro yardım teklifi!

    Avrupa Komisyonu, Suriyeli mültecilere destek amacıyla 2020 yılını kapsayacak şekilde Türkiye’ye 485 milyon Euro yardımda bulunmayı önerdi.

    Bunun karşılığında da, Türkiye’nin Yunanistan’a geçişleri engelleme sözü verdiği ve bu şekilde bir anlaşmaya varıldığı öne sürüldü.

    Suriyeli mültecilere ayrılan toplam 585 milyon Euro’luk destek paketinin 485 milyon Euro’sunun Türkiye’ye aktarılması planlanıyor.

    Geri kalan 100 milyon Euro’nun ise Ürdün ve Lübnan’da bulunan Suriyeli mültecilere destek verilmesi için kullanılması hedefleniyor.

    Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, “Avrupa Birliği Ürdün, Lübnan ve Türkiye ile ve bu ülkelerde bulunan Suriyeli göçmenler ile dayanışma içinde hareket ediyor” ifadelerini kullandı.

    Avrupa Birliği’nin 2021-2027 yıllarını kapsayacak olan uzun vadeli bütçesi Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girecek ve Türkiye’ye yapılan İPA fonlarını da içerecek.

    Yardımlar 2016 yılında Türkiye ile Brüksel arasında imzalanan sığınmacı anlaşması kapsamında yapılacak.