Etiket: avrupa

  • Gıda sektöründe büyük hazırlık

    Gıda sektöründe büyük hazırlık

    Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı, güvenilir ve yeterli gıdaya ulaşımın kritik önem arz ettiği günümüzde, katma değerli üretim ile birlikte, tarım ve gıda sektörünün uluslararası rekabet gücünü artırmak hedefiyle çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Bu çerçevede kent içinde kalan ve büyümekte zorlanan, gıda alanında faaliyet gösteren firmaları, şehrin dışında kurulması planlanan Gıda Sektörü Kümelenme Alanı ile düzenli bir alanda toplamak için harekete geçtiklerini söyleyen Özer Matlı, “Bursa Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, şehrin tüm dinamiklerinin de desteği ile Bursa Ticaret Borsası olarak, kentimizin coğrafi konumunun, sanayisinin, tarımsal üretim gücünün ve ticari yeteneklerinin sinerjisi ile ülkemizin üretim yüzyılı vizyonu doğrultusunda bir ilke başlamanın heyecanını yaşıyoruz” dedi.

    Sektörün nitelikli ürünler ortaya koyarak büyümesinin önündeki engellerin başında yer sıkıntısının geldiğini dile getiren Özer Matlı, “Özellikle gıda sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın ölçekleri her geçen gün büyüyor ancak hızlı şehirleşmeyle beraber bu firmalar kent içinde sıkışıp kaldı. Katma değerli üretimi, ihracatı, istihdamı odağına alan firmaların önünü açmamız gerekiyor. Öncelikli olarak Bursalı firmalar başta olmak üzere tüm Türkiye’ye açmayı planladığımız proje çerçevesinde gıda alanında üretim yapan firmalarımızı, KOBİ’lerimizi teknoloji odaklı yeni nesil lojistik imkanlarıyla donatılan, sürdürülebilir tarım ekosistemi ve doğanın geleceği için ekolojik çözümlerle planlanan, çevre dostu kümelenme alanında bir araya getirmeyi arzuluyoruz” diye konuştu.

    Gıda Sektörü Kümelenme Alanı ile şehrin içinde sıkışıp kalan ve hareket kabiliyetleri azalan firmaların üretimlerini ve ihracatlarını artırmalarına imkân sağlanacağını vurgulayan Bursa TB Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, “Hayata geçirmeyi planladığımız proje ile yoğun kentleşmenin neden olduğu trafik başta olmak üzere pek çok sorunun çözümüne de katkı sunmuş olacağız. Tüm bunların yanı sıra kümelenmenin etkisi ve soğuk zincir, korumalı coğrafi işaret, korumalı menşei işaret gibi sistemlerin imkanları ile işlenmiş gıda hacminin artırılmasını ve küresel piyasalarda söz sahibi olmayı hedefliyoruz” dedi.

    Kurulması planlanan kompleks ile firmalar arasında rekabet ve ayrışma yerine ortak bir ticaret zinciri oluşturarak, sağlanacak verimlilik artışı ile istihdama da katkı koymayı amaçladıklarını söyleyen Başkan Özer Matlı, “Gıda sektöründe üretim ve pazarlamanın yanında, pazarlama kanallarının kısaltılması, ürünlerin ambalajlanması, taşınması ve depolanmasına yönelik standartların uygulamaya alınması, ürün zayiatının en aza indirilmesi ve piyasanın elektronik ortamda takibi gibi verimliliği sağlayacak altyapı imkanları sektörde büyümenin anahtarı haline gelmiştir. Türkiye, Asya’dan kayan taleplerin merkezi olurken, otoyol, hızlı tren, deniz ve hava yolu gibi büyük altyapı yatırımları ile ulaşım ve lojistik açıdan ön plana çıkan Bursa, kümelenme alanı ile bölgesel bir cazibe merkezi olacağı gibi, gıda sektörünün Avrupa’ya açılan kapısı haline gelecektir” ifadelerini kullandı.

    Ön talep başvuru süreci tamamlandıktan sonra yatırım planlamaları gerçekleştirilecek olan Gıda Sektörü Kümelenme Alanı’nda yer almak isteyen firmaların, www.btb.org.tr adresinde yer alan Ön Talep Başvuru Formunu doldurarak, Bursa Ticaret Borsası Genel Sekreterliği’ne teslim etmeleri gerekmektedir.

  • PKK’dan Avrupa’da yeni talimatlar

    PKK’dan Avrupa’da yeni talimatlar

    Irak ve Suriye’deki operasyonlar neticesinde hareket alanı gittikçe daralan ve dışarıdan destek arayışını sürdüren PKK’nın Avrupa’da yeni planlamalara gittiği öğrenildi. PKK yandaşları son dönemde Almanya, Avusturya, Hollanda, İngiltere gibi Avrupa ülkelerinde gerçekleştirdikleri gösterilerde polis ile arbede yaşarken, bazı örgüt mensupları ise gözaltına alındı. Yaşanan olaylar üzerine PKK yönetimi, birçok ülkede örgüt yanlısı faaliyetleri artırma kararı aldı. Söz konusu grupların polis müdahalesinin yaşandığı Avrupa ülkelerinde PKK yasaklarına karşı büyük katılımlı yürüyüşler organize edecekleri ve Türkiye’nin yurtdışı temsilcilikleri ile Türk firmalarında gösteriler yapacakları öğrenildi. Ayrıca elebaşı Abdullah Öcalan yanlısı yayın ve etkinliklerin artırılması amaçlanıyor.

    İsveç ve Finlandiya’ya yakın takip

    NATO üyeliği için başvuran İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye ile ilişkilerinin yakından takip edilmesi talimatı verilirken, Türkiye’nin iki ülkeyle ilişkilerini bozmak amacıyla PKK/YPG ve Abdullah Öcalan sembolleri ile sokak eylemlerinin sürdürülmesi kararlaştırıldı. Ayrıca Türkiye’nin kimyasal silah kullandığı propagandasını inandırıcı hale getirmekte zorlanan PKK tarafından Irak’ta üretilecek sahte delillerin Avrupa ülkelerinden temsilcilere sunulması planlanıyor.

    PKK’dan Türkiye’de provokasyon planı

    Avrupa ülkelerinden bazı avukatlar ve milletvekillerinin katılımı ile terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan için Türkiye’de yürüyüş planlandığı da ortaya çıktı. PKK yanlıları tarafından 2023 yılında terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan için bazı yabancı avukat ve parlamenterlerin katılımı ile Türkiye’de protesto eylemi ve basın açıklaması organize edilmesinin planlandığı öğrenildi. PKK yanlıları tarafından yapılacak gösterilerde yabancı ülkelerden parlamenterler ve avukatlar kullanılarak Türkiye’nin uluslararası platformlarda zor durumda bırakılması hedefleniyor. PKK yöneticileri tarafından Avrupa ülkeleri ile Türkiye karşı karşıya getirilerek, Irak ve Suriye’deki operasyonların durdurulması için Avrupa ülkeleri tarafından Türkiye’ye baskı yapılması amaçlanıyor.

  • “Avrupa’nın güvenliği, Türkiye’nin güvenli olmasına bağlıdır”

    “Avrupa’nın güvenliği, Türkiye’nin güvenli olmasına bağlıdır”

    Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından finanse edilen ‘Ulusal Koordinasyon ve Ortak Risk Analiz Merkezinin (UKORAM) Kurumsal Kapasitesinin Desteklenmesi Projesi’nin açılış toplantısı, Ankara’da bir otelde gerçekleştirildi. Konuşmasına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun selamlarını ileterek başlayan İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, “Etrafı ateş topuna çevrilmiş bir coğrafyanın bitişiğinde hem huzuru, hem güvenliği hem de müreffeh bir ülke olmak derdindeyiz. Yaşadığımız coğrafyada savaşlar, kıtlık, yoksulluk, göçü ve güvenliği tehdit eden ne varsa hepsi var” dedi.

    “Bu coğrafyada insanların bu noktaya gelmesinde ülke olarak zerre dahlimiz yok”

    Orta Doğu’da yaşanan insanlık dramlarında Türkiye’nin herhangi bir dahli olmadığını vurgulayan Ersoy, şunları kaydetti:
    “Şunun altını ısrarla çiziyoruz; inanın bu coğrafyada, bu masum ve mazlum coğrafyada savaştan, bombadan, silahtan, kıtlıktan ve yoksulluktan ölen insanların bu noktaya gelmesinde ülke olarak zerre kadar dahlimiz, kusurumuz veya müdahilliğimiz yok. Bizim dışımızdaki unsurların, güçlerin, binlerce kilometre uzaktan gelerek bu coğrafyanın masum insanlarına dayattıkları ve yaşattıkları acıların hafifletilmesi için millet olarak, devlet olarak elimizden gelenin çok fazlasını yaparak bedel ödüyoruz. Medeniyet değerlerimizin, insanlık anlayışımızın, vicdanımızın, toplumsal sorumluluğumuzun, uluslararası sorumluluğumuzun, hukukun ve insanlığın gereği neyse onu yapmaya çalışıyoruz.”

    “Avrupa’nın güvenliği de, insanlığın güvenliği de Türkiye’nin güvenli olmasına bağlıdır”

    Ersoy, sınır güvenliğiyle ilgili Türkiye’nin çalışmasının yeterli olmayacağına, bu konuda iş birliği içerisinde çalışılması gerektiğine dikkati çekerek şöyle devam etti:
    “Sınır güvenliğimizle ilgili yetkili kurumlarımız ayrı ayrı önemli tecrübe ve yeteneklere sahipler. Her biri görevini gereğince yerine getirmeye çalışıyor. Ancak bu kadar ağır, sınırlarımızı aşan uluslararası boyutları, yardımlaşması ve dayanışması çok olması gereken bir sorunla hiçbir kurumumuzun bireysel olarak sorumluluklarını yerine getirmesi yeterli olmayacaktır. Her birimizin dayanışmayla, birleşmeyle bir mücadeleyi ve başarısını ortaya koymamız gerekiyor. Bu coğrafyada birlikte yaşıyoruz. Avrupa’nın güvenliği de, insanlığın güvenliği de bu coğrafyada istikrarın sağlanmasına, huzurun sağlanmasına ve hepsinden önemlisi de Türkiye’nin güvenli olmasına bağlıdır.”

    Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı da projenin önemine değinerek, “Bu proje sadece Türkiye’nin doğu ve güneydoğu kara sınırlarına yapılan bir yatırım değil. Bu proje aynı zamanda Avrupa’nın ve NATO’nun güvenliğine yapılan bir yatırım” dedi.


    “AB ve NATO’nun sınırları Türkiye’nin güney sınırlarıdır”

    Kaymakcı, şöyle devam etti:
    “AB’nin sınırları bugün için Ege olabilir ama Avrupa’nın ve NATO’nun sınırları Türkiye’nin doğu ve güneydoğu sınırlarıdır. AB’ye bir aday ülke olarak Türkiye’nin birlikte gerçekleştireceği çalışmalar hem uyuşturucuyla mücadele hem yasa dışı göçle mücadelede hem de güvenliğimiz açısından çok değerli.”
    Toplantının başında şehitlerin anılması için yapılan saygı duruşuna dikkati çeken Kaymakcı, “Törenin açılışında şehitlerimizi andık. Bu aslında sınır güvenliği açısından Türkiye’nin Avrupa’nın güvenliğini koruması konusunda da üstlenmiş olduğu sorumluluğu ve çektiği cefaları da gösteriyor” ifadelerini kullandı.
    Kaymakcı, projenin vize serbestisi konusuyla ilgili önemli bir araç olduğunu belirterek, “Bu çalışma Türkiye’nin vize serbestisi diyaloğunda da, Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanmasında gerçekleştirilmesi gereken kriterlerin yerine getirilmesi açısından önemli bir araç” diye konuştu.

    Toplantıya İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Faruk Kaymakcı, AB Türkiye Delegasyon Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, İller İdaresi Genel Müdürü Selçuk Aslan ve Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD) Genel Direktörü Michael Spindelegger katıldı.

  • Avrupa Şampiyonası’nda milliler 2. oldu

    Avrupa Şampiyonası’nda milliler 2. oldu

    Malta’da düzenlenen şampiyonanın son gününde erkekler kategorisinde 5 sıklette müsabakalar yapıldı. Türkiye’yi temsil eden sporculardan 45 kiloda Emre Talha Evin, 57 kiloda Buğra Coşkungönül ve 65 kiloda Ahmet Boğaçhan Ceylan, Avrupa şampiyonu olurken 53 kiloda Nusret Efe Çakır bronz madalya kazandı.
    Türkiye, Avrupa Yıldızlar Taekwondo Şampiyonası’nı 3 altın, 2 gümüş ve 4 bronz olmak üzere 9 madalya ile tamamladı. Milli takım genel sıralamada ve erkek takım sıralamasında Avrupa ikincisi oldu.

    Şampiyonada madalya kazanan sporcular şu şekilde:
    Altın madalya: Emre Talha Evin (45 kilo), Buğra Çoşkungönül (57 kilo), Ahmet Boğaçhan Ceylan (65 kilo)
    Gümüş madalya: Nazlı Efe (29 kilo), Tuğra Ekinci (33 kilo)
    Bronz madalya: Esila Deniz (47 kilo), Zeynep Tekin (44 kilo) Nusret Efe Çakır (53 kilo), Yiğit Ali Akkoç (+65 kilo)

  • “Türkiye’de hızlıca gaz merkezi oluşturabiliriz”

    “Türkiye’de hızlıca gaz merkezi oluşturabiliriz”

    Rusya’nın Soçi kentinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın da katılımıyla üçlü zirve gerçekleştiren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu toplantı sonrası güncel konulara dair basın toplantısı düzenledi.

    Azerbaycan ve Ermenistan arasında barış sağlanması için gerçekleştirdikleri üçlü zirve ile ilgili konuşan Putin, “Burada bu belgenin ana bileşenleri hakkında konuşmak için erken. Çünkü bu hâlâ bir uzlaşma meselesi. Bu uzlaşma taraflar isterse bizim de aracılığımızla her iki tarafın ulaşması gerekiyor. Bu temelde, her iki tarafla görüşerek ilerlemeye hazırız. Bu temasların, bu görüşmelerin, bu istişarelerin devam edeceği konusunda anlaştık. Barış anlaşması için henüz konuşmak için çok erken. Sınırların belirlenmesi en önemli konu. Bugün bunu çok konuştuk ve genel olarak bir yol bulundu ancak bazı ön koşullar var. Dağlık Karabağ’da sınırların oluşturulması için desteğe hazırız” dedi.

    Rusya’da, kısmi seferberlik celp süresinin tamamlandığını ancak sürecin kesin tamamlanması öncesi hukukçularla görüşme yapacağını belirten Putin, “Savunma Bakanlığı seferberlik sürecinin tamamlandığını açıkladı. Bunun (sürecin) tamamlandığına dair kararnameye ihtiyaç olup olmadığını hukukçularla görüşeceğim” ifadelerini kullandı.

    “Tahılın belki yüzde 5’i en yoksul ülkelere ulaştırıldı”

    Açıklamalarında tahıl anlaşmasına katılma nedenlerini açıklarken bu anlaşmanın asıl amacının yoksul ülkelere tahıl ulaştırılması olduğunu belirten Putin, Ukrayna’dan çıkan tahılın en fazla yüzde 5’inin yoksul ülkelere ulaştırılabildiğine dikkat çekerek, “Bunu tam da en yoksul ülkelerin çıkarları için kabul ettik. Son saatlerin ve son günlerin verilerini hatırlamıyorum ama şöyle görünüyor, tahılın yüzde 34’ü Türkiye, yüzde 35 ve hatta biraz daha fazlası Avrupa Birliği ve sadece yüzde 3-4’ü, belki yüzde 5’i en yoksul ülkelere ulaştırıldı” dedi. Putin ayrıca ülkesinin tahıl anlaşmasından çekilmediğini anlaşmayı sadece askıya aldığının da altını çizdi.

    “Kiev müzakere masasına oturmak istemiyor”

    Gazetecilerin sorularını yanıtlarken Ukrayna ile müzaekerelerin sürdürülüp sürdürülmeyeceği yönündeki soruya da yanıt veren Putin, Kiev’in müzaekere masasına oturmak istemediğini yineleyerek, “İstanbul’da onlarla anlaşmaya vardık, ama onlar daha sonra bu anlaşmayı çöpe attılar. Şimdi de kendilerine bizimle konuşmayı yasakladılar. Karşı tarafın bizimle konuşma arzusu bile yoksa şimdi anlaşma olasılığını nasıl değerlendirebiliriz?” dedi. Müzakerelere yönelik tutumlarının değişmeyeceğini de ekleyen Putin, “Biz bekleyeceğiz. Belki uygun koşullar oluşur. Ama bizim iyi niyetimiz biliniyor. Hiçbir değişikliğe ve şüpheye tabi değil” diye konuştu. Putin ayrıca Kırım açıklarında Rus donanmasına Ukrayna tarafından saldırılar yapıldığını da hatırlatırken bugün Ukrayna’nın birçok kentine saldırılar yaparak misilleme gerçekleştirdiklerini söyledi.

    “Türkiye’de hızlıca gaz merkezi oluşturabiliriz”

    Rus gazını Avrupa’ya taşıyan Kuzey Akım ve Kuzey Akım 2 gaz boru hatlarında yaşanan sorunlardan tekrar batılı ülkeleri sorumlu tutan ve bu hatlara terör saldırıları düzenlendiğini savunan Putin, “Sabah, Gazprom Genel Müdürü Aleksey Miller bana Gazprom’un patlama yeri incelemesine izin verdildiğini söyledi. Patlama alanının 3-5 metre derinliğinde obruklar keşfedildi. 40 metre uzunluğunda boruda kopukluk var. Gaz boru hattında 259 metre boyunca ayrılma var. Burada yapılan incelemelere bakılırsa bu bariz bir terör saldırısı” diye konuştu. Buna karşı Avrupa ile doğrudan çalışmanın çok olduğunu söyleyerek Türkiye’de gaz merkezi oluşturulmasının ihtiyaç haline geldiğini yineleyen Putin, “Avrupa’ya olası tedarik merkezi olarak seçimin Türkiye’den yana yapılmasına gelince bence bunu neden yaptığımız, neden teklif ettiğimiz ortada. Çünkü doğrudan Avrupalı ortaklarla çalışmak çok zor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile son görüşmemizde bunu önerdim. Türkiye’de hızlıca gaz merkezi oluşturabiliriz” şeklinde konuştu. Batı ile gaz konusunda yaşanan sorunlara rağmen Rus gazı için müşteri bulmakta zorlanmayacaklarını öne süren Putin, “Her zaman bir doğal gaz alıcısı vardır. Bu ürün tüm dünyada büyük talep görüyor. Yeşil enerjiye geçiş için de en çevreci hidrojen ve ideal bir birincil enerji kaynağıdır. Çok fazla tüketici olduğunu biliyorum. Ayrıca Rus gazını satın almak isteyenlerin sayısı da çok” diye konuştu.

  • Avrupa otomotiv pazarı Eylül’de arttı

    Avrupa otomotiv pazarı Eylül’de arttı

    Avrupa otomotiv pazarı 2022 yılı Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,2 arttı ve 1 milyon 229 bin 376 adet seviyesinde gerçekleşti. 2021 yılının aynı ayında 1 milyon 157 bin 868 adet toplam satış gerçekleşmişti.

    Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) 2022 Eylül ayı Avrupa otomotiv pazar değerlendirmesini paylaştı. Buna göre, otomotiv pazarı 2022 yılı Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,2 artış, otomobil pazarı yüzde 7,9 artış, hafif ticari araç pazarı yüzde 6,5 azalış gösterdi.

    Otomobil pazarı 2022 Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,9 arttı ve toplam 1 milyon 49 bin 926 adet seviyesinde gerçekleşti. 2021 yılı Eylül ayında Avrupa otomobil pazarı 972 bin 843 adetti. Hafif ticari araç pazarı 2022 yılı Eylül ayında yüzde 6,5 azalış gösterdi ve 145 bin 792 adet seviyesinde gerçekleşti. 2021 yılı Eylül ayında 155 bin 849 adet satış gerçekleşmişti.

    AB (26), UK ve EFTA ülkeleri toplamına göre otomotiv pazarı 2022 Ocak-Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11, otomobil pazarı yüzde 9,7 ve hafif ticari araç pazarı yüzde 20,9 azalış gösterdi. Otomotiv pazarı 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde yüzde 11 azaldı ve 9 milyon 753 bin 764 adet seviyesinde gerçekleşti. 2021 yılının aynı döneminde 10 milyon 960 bin 199 adet toplam satış gerçekleşmişti.

    Otomobil pazarı 2022 Ocak-Eylül döneminde 2021 yılı aynı dönemine göre yüzde 9,7 azaldı ve toplam 8 milyon 271 bin 115 adet seviyesinde gerçekleşti. 2021 yılı aynı döneminde otomobil pazarı 9 milyon 162 bin 177 adetti. Hafif ticari araç pazarı 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde yüzde 20,9 azaldı ve 1 milyon 198 bin 539 adede düştü. 2021 yılının aynı döneminde 1 milyon 515 bin 912 adet satış gerçekleşmişti.

    2022 yılı Ocak-Eylül döneminde Türkiye geçen yıla göre yüzde 5,6 azalış ile Avrupa otomotiv satışları sıralamasında 6. ülke, yüzde 8,2 azalışla Avrupa otomobil satışları sıralamasında 6. ülke ve yüzde 1,7 azalış ile Avrupa hafif ticari araç satışları sıralamasında 4. ülke olarak yer aldı.

  • Avrupa Türkiye’den kömür talep ediyor

    Avrupa Türkiye’den kömür talep ediyor

    Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışma enerji fiyatlarına etkisini sürdürüyor. Rusya’nın Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatını kısıtlamasıyla Avrupa’da doğal gaz fiyatlarında yüzde 30’a varan artışlar yaşanmıştı. Rusya’nın doğal gazı kısıtlamasıyla sıkıntıya düşen Avrupa ülkeleri Türkiye’den 25 kilogramlık paketler halinde kömür talep ediyor. Ancak kömürcüler stok azlığından dolayı ellerindeki malı iç piyasaya sunmayı tercih ediyor.

    Öte yandan Türkiye’ye Rusya ve Ukrayna’dan kömür sevkiyatında da aksamalar yaşandı. Buna bağlı olarak kömür fiyatları bir yılda ikiye katlandı. Geçen yıl Ekim ayında torbası 80 liradan satılan kömür 190 liraya kadar fırladı.

    Rusya’nın doğal gazı kısıtlamasıyla da Avrupa ülkelerinin Türkiye’den kömür talep etmeye başladığını aktaran kömürcüler, arz sıkıntısından dolayı talebe karşılık veremediklerini söyledi. Kömürcüler, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın fiyatları yükselttiğini söyledi. Ayrıca kömürcüler, Rusya ve Ukrayna’dan kömür sevkiyatının durmasıyla fiyatların yükseldiğini söyledi.

    “Sevkiyatlar durdu, kömür fiyatları yükseldi”

    Kömürcü Muhammed Döner, kömür fiyatlarının geçen yıla göre iki katına çıktığını söyleyerek, “Odun fiyatlarında da bir artış oldu. Geçen sene kömürün torbasını 80-90 liraya satıyorduk. Şu anda 180-190 liraya kadar çıktı. Kömür fiyatlarının artmasının en büyük nedeni Rusya-Ukrayna arasındaki savaştır. Bize eskiden Rusya’dan ve Ukrayna’dan kömür geliyordu ancak şu anda sevkiyatlar durdu, kömür gelmemeye başladı. Bu da fiyatların yükselmesine neden oldu” dedi.

    “Makedonya ve Slovakya’dan talep var”

    Rusya’nın doğal gazı kısıtlamasıyla Avrupa ülkelerinin Türkiye’den kömür talep etmeye başladığının altını çizen Döner, “Şu anda Makedonya’dan ve Slovakya’dan sipariş talebi alıyorum ancak gönderemiyorum. Yeterince malımız yok. Böyle devam etmesi durumunda kömür fiyatları artmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

  • Putin’den Avrupa için Türkiye önerisi

    Putin’den Avrupa için Türkiye önerisi

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova’da düzenlenen Rus Enerji Haftası Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, dünya enerji piyasası ve Rusya’nın enerji politikalarına dair açıklamalarda bulundu. Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattında meydana gelen sızıntılara değinen Putin, olayı “uluslararası terör eylemi” olarak nitelendirdi.

    Putin “Bunun tüm kıtanın enerji güvenliğini baltalamak olan uluslararası bir terör eylemi olduğu konusunda şüphe yok. Kuzey Akım’daki sabotajın arkasında kim var? Elbette Rusya ile Avrupa Birliği arasındaki bağları koparmak isteyenler, Avrupa’nın siyasi egemenliğini baltalamak ve bitirmek isteyenler. Amaçları ucuz enerji kaynaklarını engellemek, milyonlarca insanı endüstriyel gaz, ısı, elektrik ve diğer kaynaklardan yoksun bırakmak ve tüm bunları çok daha yüksek fiyatlarla satın almaya zorlamaktır” dedi. Putin, “Kuzey Akım’a yapılan saldırılar çok tehlikeli bir örnek haline geldi. Dünyanın neresinde bulunursa bulunsun, kim tarafından kontrol edilirse edilsin, deniz tabanına veya karaya döşendiğine bakılmaksızın kritik herhangi bir ulaşım, enerji veya iletişim altyapısı nesnesinin artık tehdit altında olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

    Enerji krizinin Rusya’nın Ukrayna’daki özel operasyonunun başlamasından değil, Batılı politikalardan kaynaklandığını söyledi.

    “Rusya tedarikleri başlatmaya hazır, top AB’nin sahasında”

    Türk Akımı gaz boru hattının da sabote edildiğini söyleyen Putin, “Nükleer terörizm de boş durmuyor. Zaporijya Nükleer Santrali’nin bombalanması ve Kursk’taki santral çerçevesinde terör saldırıları yapılması. Bu girişimler arasında elbette Türk Akımı doğal gaz boru hattını baltalama girişimleri de var” diye konuştu.

    Rusya’nın Kuzey Akım 2 boru hattı üzerindeki bir bağlantı üzerinden gaz tedarikine başlamaya hazır olduğunu söyleyen Putin, bunun Avrupa Birliği’ne bağlı olduğunu söyledi. Putin, “Rusya bu tür tedarikleri başlatmaya hazır. Top AB’nin sahasında. Önümüzdeki sonbahar ve kış aylarında Avrupa’ya enerji kaynakları tedarik edebiliriz” ifadelerini kullandı.

    “Avrupa için Türkiye’de büyük bir gaz merkezi oluşturabiliriz”

    Kuzey Akım boru hatlarındaki sızıntı nedeniyle iletilemeyen gazın Türk Akım boru hattı üzerinden kullanılabileceğini vurgulayan Putin, “Kuzey Akım boru hatları üzerinden gönderilemeyen gazı, yerini değiştirerek Karadeniz’e yönlendirebilir ve burayı Rus gazının ana tedarik hattı haline getirerek doğal gazı Avrupa’ya Türkiye üzerinden iletebiliriz. Tabi ki ortaklarımız da bunu isterlerse Avrupa için Türkiye’de büyük bir gaz dağıtım merkezi oluşturabiliriz” dedi.

    Putin, Rus gazının Türk Akımı üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasının ekonomik yönden avantajlı olduğunu kaydederken, aynı zamanda bu boru hattının daha güvenli olduğunu söyledi. Putin, yaptırımlara ve enerji altyapısına yönelik son “terör saldırılarına” rağmen Moskova’nın piyasadan geri çekilme niyetinde olmadığını belirtti.

  • Avrupa’nın ilginç “Türk” köyü! Köydeki herkes Hollandalı

    Avrupa’nın ilginç “Türk” köyü! Köydeki herkes Hollandalı

    Hollanda’nın Zeeland bölgesinde sadece 19 kişinin yaşadığı Turkeye (Türkiye) Köyü görenleri şaşırtıyor. Köydeki herkesin Hollandalı olmasına rağmen birçok evin kapısında “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazıyor.

    Köydeki birçok levhada “Hoş geldiniz” yazısı bulunurken, bazı duvarlarda da Osmanlı padişahlarının tabloları yer alıyor. Ayrıca köyün yakınlarında Sluis isimli bir kasabada Osmanlılara teşekkür etmek amacıyla 1789’da yapılan bir çeşme de bulunuyor. Çeşme başlığı Osmanlı dönemine ait figürleri andırırken, çeşme üzerindeki armada bulunan güneş ve hilal şekilleri de dikkat çekiyor.

    Hollandalı çift, Türk evi kurdu

    Köyde 30 yıldır gönüllü Türk elçiliği yapan Monique Sturm, evini adeta bir Türk müzesine dönüştürdü. Evini ikiye ayırdığını söyleyen Sturm, bir tarafa sadece Türkiye’den getirdiklerini koyduğunu söyledi. Ziyaretçileri de “Merhaba ve Hoş geldiniz” diye karşılayan Sturm, bugüne kadar köye 3 bin 419 Türk’ün geldiğini ifade etti. Sturm ayrıca, her gelen ziyaretçinin buradan çok duygulanarak ayrıldığını da sözlerine ekledi.

    Öte yandan, Türk köyünün tarihi rivayete göre 1590-1604 yılları arasına kadar uzanıyor. İspanyolların, savaşta bin 500 Türk denizcisini esir almasının ardından, denizcilerin serbest bırakılması için Hollanda arabulucuk yapıyor. İspanyollar, denizcileri Osmanlı’ya dönmemeleri şartıyla geri bırakıyor. Bunun üzerine Hollanda Kraliyeti, denizcileri bu köye yerleştiriyor. Denizciler, zamanla askerlikten uzaklaşıp köylü gibi yaşamaya başlıyor.

  • Malatya’dan Avrupa’ya kuru domates ihracatı

    Malatya’dan Avrupa’ya kuru domates ihracatı

    Malatya’da son yıllarda ihracatıyla dikkati çeken kurutulmuş domateste üretimin çok büyük bir bölümünün karşılandığı Kuluncak ilçesinde sezonun son ürünleri tarlalardan toplanarak kurutulma işlemlerinin ardından Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine ihraç ediliyor.

    Kuluncak’ta kayısıya alternatif ürün olarak yüzlerce dekarlık alanda yetiştirilerek kurutulduktan sonra ihraç edilen domatesler kent ekonomisine önemli bir katma değer sağlarken, çiftçilerin ise yüzünü güldürüyor.

    “10 dönümle başladık 800 dönüme çıktık”

    Kuru domates üretimine 12 yıl önce 10 dönümlük bir alanda başlayarak zamanla üretim kapasitesini arttırdıklarını kaydeden üretici Yusuf Boyraz, “Yaklaşık 13 yıldır domates işi ile uğraşıyorum. Esas işimiz kayısı idi dışardan domates ile ilgili talepler gelince üretime başladık. İlk denememizi 10 dönümlük bir alanda yaptık. Zamanla bunu artırarak 700-800 dönüme kadar çıktık“ dedi.

    “Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine ihraç ediyoruz”

    Sektörün istihdama da büyük katkı sağladığını belirten Boyraz, başta Avrupa olmak üzere Orta Doğu ülkelerine ihracat yaptıklarını ifade ederek, ”Sadece Kaynarca Mahallesinde 600-700 kişi istihdam ediliyor. İşçilerin bir bölümü çevre illerden gelen tarım işçileri bir kısmı da yerli işçilerimiz. Üretimin yüzde 99’u Avrupa’ya yapılıyor yeni yeni Orta Doğu ülkelerine de ihracat yapılıyor. 14 kilo domatesten bir kilo kuru domates elde ediyoruz kilogramı ise 45ila 55 TL aralığında işlem görüyor. Bölgede 300 -400 ton ürün bekliyoruz bu rakam ilçemiz ekonomisine çok büyük katkı demektir” diye konuştu