Etiket: avukat

  • Mesaide tabletle oynamak kovulma sebebi

    Mesaide tabletle oynamak kovulma sebebi

    Bir şirkette tesis müdürü olarak çalışan M.B., ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri olduğu gerekçesiyle sözleşmesi feshedilince İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İşverenle yapılan arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine, feshin geçersizliğine karar verilmesini talep etti. Davalı şirket avukatı ise davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini öne sürdü. Aynı zamanda şirket avukatı, iş akdinin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/2 ve disiplin prosedürünün 4.2.5 maddesi gereğince feshedildiğini, bu nedenle davacının işe iade talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istedi.

    Çalışanlara ile ve arkadaşlarının yanında hakaret etti

    Tarafları ve tanıkları dinleyen İş Mahkemesi, İş Disiplin Kurulu’nca davacının mesai saatleri içinde çalışanlara hakaret ettiği, mesai saatleri dışında telefonla arayarak, aile ve arkadaşlarının yanında hakaret ettiği, şirket ait aracı çok hızlı kullandığı, diğer araç şoförleri ile münakaşaya karıştığının öne sürüldüğüne dikkat çekti. Kararda, davacının kişisel hizmetlerini, çay, kahve servisini personele yaptırdığı, ayakkabılarını taşıttığı, bilgisayarını taşıttığı, yemeğini hazırlattığı, kendi evinin çatı, elektrik, tuvalet taşı değiştirme, ev taşıma, çanak anten işlerini çalışanlara yaptırdığı vurgulandı. Davacının kendisine ait köpeğin bakımını ve temizliğini personele yaptırdığı, işyerine silah getirerek bu silahın dolu iken üç köşe teşkil ve dürbün ayarını silahın karşısına geçirdiği personel ile yaptığı dile getirildi.

    Çalışanlara öksürmeyi yasakladı

    Mahkeme kararında, “İş Disiplin Kurulu, davacının karıştığı olayları tek tek sıralamıştır. Ortak kullanım alanındaki tuvaletin diğer çalışanlar tarafından kullanımını yasakladığı, şirket telefonundan gelen aramalara cevap vermediği, arayan kişilerin arkasından küfür ettiği, mesai saatleri sırasında tabletten oyun oynadığı ve film izlediği, odasına girildiğinde gelen çalışanı kovduğu, çalışanlara fiziksel ve sözlü şakalar yaptığı anlaşılmıştır. İşe gidilen araçta çalışanların konuşmasını, öksürmesini yasakladığı, davacının oğlunun sünnet düğününde takı takmamış firmalar ile iş yapmadığını, takı takan firmalara imtiyaz tanıdığı anlaşılmıştır. Davacı hakkında ileri sürülen iddiaları gerçekleştirdiğinin tespit edildiği, akdi ilişkiye devamın çekilmez hale gelip gelmediğinin ölçütünü objektif iyi niyet yani dürüstlük kurallarının oluşturduğu, taraflardan birinin davranışı yüzünden iş ilişkisinde bulunması gereken güven temeli çökerse karşı tarafın haklı nedenle fesih hakkını kalabileceği belirtilmiştir. İşyerinde genel ahlak kurallarına aykırı eylemlerde bulunmak, amirlerine veya iş arkadaşlarına küfür ve benzeri sözler sarf etmek sureti ile sataşmak, İş Kanunu’nun 25/II maddesinde belirtilen diğer davranışlarda bulunmak, hükümleri ile 4857 Sayılı İş Kanunu’nun Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri başlıklı 25/II maddesince davacı işten çıkarılmıştır. Davanın reddine karar verilmiştir” denildi.

    Bölge Adliye Mahkemesi davacının itirazlarına itibar etmedi

    Davacı avukatı kararı istinafa götürünce devreye Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Dairesi girdi. Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) kararında, “Davacının davalıya ait işyerinde tam 11 sene çalıştığı anlaşılmıştır. İş sözleşmesinin işverence özetle, davacının ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri olduğu gerekçesiyle feshedildiği anlaşılmıştır. Feshe dayanak olarak işverence sunulan belgelerden davacı hakkında diğer çalışanların davacının bir kısım olumsuz tutum ve davranışlarına yönelik dilekçeler verdiği, tanıkların da mahkeme önündeki beyanlarında savunmayı doğruladığı anlaşılmış olup bu ispat durumuna göre, mahkemece yukarıda yazılan gerekçe ile yapılan değerlendirme yerinde bulunmuş ve davacı itirazlarına itibar edilmemiştir” ifadeleri kullanıldı.

    Konuya ilişkin açıklama yapan Avukat Buket Nurşah Tekışık, “İŞK. m. 25’te sayılı bulunan işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri veya benzerlerini sergilemesi durumunda işverenin haklı sebeple fesih hakkı bulunmaktadır. Ancak her ne kadar ilgili maddede ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri genel çerçevesi ile belirtilmiş ise de her somut olayda işçinin davranışının bu maddede sayılı bulunan haller içinde değerlendirilebilip değerlendirilemeyeceğinin tespiti ancak Yargıtay kararlarının incelenmesi ile mümkün olabilecektir. Zira kanunun işçinin muhtemel her davranışını ihtiva edebilmesi mümkün değildir. Örneğin, kanunda sayılmasa bile, internetin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan durumlardan biri olarak ‘İşçinin işyerinde interneti özel amaçlı kullanması’ işverene haklı nedenle fesih hakkı verecektir. Bu örneği oluşturan olayın ve benzerlerinin tek tek kanun maddesinde bulunmasına imkan yoktur” dedi.

    “Doktrindeki ağırlıklı görüşe göre örnekleyici sayım usulünü tercih edilmiştir”

    Avukat Tekışık, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu nedenle ele alınan husus aşağıda konu hakkında bulunan Yargıtay kararları ışığında ele alınmıştır. İlgili kanun maddesi düzenlemesinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları ele alan bölümünde ‘Ve benzerleri’ denilmek suretiyle, söz konusu madde uygulamada en sık rastlanılan durumlara yer vererek, doktrindeki ağırlıklı görüşe göre örnekleyici sayım usulünü tercih etmiştir. Haklı nedenle fesih sayılabilecek olan benzer haller tespit edilirken, her somut olay için ayrı ayrı ‘somut olayın özellikleri çerçevesinde’ değerlendirme yapılmalı, iş hayatının ve çevrenin gelenekleri göz önünde bulundurulmalı, ahlak ve iyi niyet kurallarını aykırılık bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Ayrıca ‘benzer haller’ içinde kabul edilecek davranışın, kanunun diğer maddelerinde sayılan haller ağırlığında bir sebep olması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır”

    “İşverenin belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmelerini bildirimsiz fesih hakkı bulunuyor”

    İş Kanunu’nun işçi ve işverenin haklarını koruduğuna dikkat çeken Tekışık, “İşverenin belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmelerini bildirimsiz fesih hakkı bulunuyor. Bu fesih türü, İş Kanunu’nda belirtilen haklı nedenlerin ortaya çıkması durumunda işverenin sözleşmeyi sona erdirmesi olarak karşımıza çıkıyor. (4857 sayılı İş Kanunu – Madde 25) İş sözleşmesini bildirimsiz olarak feshedilmesi demek, iş sözleşmesinin derhal sona ermesi anlamına geliyor. Bildirimsiz fesih ismiyle de anılan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenmiş olan ‘İşverenin Haklı Nedenle Derhal Feshi’, işçi ve işverenin artık bir arada çalışamayacağı durumların ortaya çıkması ile oluşabilecek bir fesih türü. Bu feshin gerçekleşmesi için işverenin feshin gerekçesini 25. maddede sayılan nedenlerden birine dayandırması gerekiyor. Ayrıca geçerli olabilmesi için fesih usulüne uygun şekilde gerçekleştirilmeli” şeklinde konuştu.

    “Haklı nedenle feshi gerçekleştirebilmek için, olayın üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmemesi gerekiyor”

    İşverenin haklı nedenle derhal feshi için maddeleri sıralayan Avukat Buket Nurşah Tekışık, “‘Sağlık nedenleri’, ‘Ahlak ve iyi niyete kurallarına uymayan haller ve benzerleri’, ‘Zorlayıcı sebepler’, ‘Tutukluluk’. İşverenin haklı nedenle derhal feshi için bu başlıkları altında nedenler sıralanıyor. Bir iş sözleşmesinin ‘Ahlak ve iyi niyete uymayan haller’ başlığındaki sebeplerden dolayı feshi, kıdem tazminatı hakkını da ortadan kaldırıyor. Ancak diğer başlıklardan kaynaklanan bir sebepte, işçinin kıdem tazminatı hakkı bulunuyor. Haklı nedenle feshi gerçekleştirebilmek için, olayın üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmemesi gerekiyor. Örneğin 2 yıl önce gerçekleşmiş bir olay duyulduğunda derhal fesih imkanı oluşmuyor. Ancak bunun istisnası, işçinin olaydan maddi çıkar sağladığı durumlarda olabiliyor” ifadelerini kullandı.

    “İşçinin ahlak ve iyi niyete uymayan davranışlarından biri de iş yerinin düzenini bozucu davranışlar oluşturuyor”

    Fesih nedenleri hakkında örnekler veren Avukat Tekışık, “Bir işçinin satışını yaptığı ürünü işvereninden habersiz kendi hesabına geçirmesi derhal fesih nedeni oluyor. Üzerinden geçen süre 1 yıldan fazla da olsa işverenin derhal fesih hakkı devam ediyor. Derhal fesih hakkı için dikkat edilmesi gereken bir diğer durum da, olayın öğrenilmesinden sonra geçen süre. Fesih yetkisi olan kişinin, haklı nedenle feshi gerektiren olayı öğrenmesini takip eden 6 iş günü içinde iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshi yetkisi bulunuyor. İşçinin ahlak ve iyi niyete uymayan davranışlarından biri de iş yerinin düzenini bozucu davranışlar oluşturuyor. İşçinin işverenin bir başka işçisine sataşması, taciz etmesi, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları, görevini kötüye kullanması iş sözleşmesini haklı feshini doğuracak ahlak ve iyi niyete uymayan sebepler olarak göze çarpıyor” dedi.

    Şirket hattından iş yerinde yaşanan olayları çalışanların eşlerine iletmesi haklı fesih nedeni

    Son dönemde yaşanan bir olay ve Yargıtay’ın kararı diğer birçok olay için emsal niteliği taşıdığını dile getiren Avukat Buket, “Bir şirketin bölge müdürü olarak çalışan kişi, iş yerinde yaşanan olayları çalışanların eşlerine iletiyor. İddiaya göre, bahsi geçen çalışan bu davranışları sergilerken şirket imkanlarından faydalanarak şirket hattından mesaj gönderiyor. Bölge müdürünün bu davranışı şirket içerisinde huzursuzluk yaşanmasına sebep olduğu için kendisinin işine haklı nedenle derhal fesihle son veriliyor. İşine son verilen bölge müdürü feshin haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, işe iade davası açıyor. İş Mahkemesi olayın ispat edilemediğini ileri sürerek işe iade istemini kabul etti. İşveren ise kararı temyiz etti. Yargıtay kanıt olarak sunulan mesajlara dikkat çekerek, İş Mahkemesi’nin kararını bozarak feshin geçerli olduğuna karar verdi” diye konuştu.

    İş Sözleşmesi’ni bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshetme hakkına sahip durumlar

    İş Kanununda yer almayan dedikodu konusuna değinen Avukat Buket, “İş Kanunu’nda bildirimsiz olarak feshin haklı nedenleri sıralanırken dedikodu yapılmasından açıkça bahsedilmese de (Madde 25/II b ve d bentlerinde bu konuya değinme.) işçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması. İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi. Haklı nedenlerin söz konusu olması durumunda, işveren İş Sözleşmesi’ni bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshetme hakkına sahip olmaktadır” cümlelerini kullandı.

  • Kayserili avukatlardan İsrail’e tepki

    Kayserili avukatlardan İsrail’e tepki

    Kayseri Barosu önünde basın açıklaması yapan Av. Eylem Sarıoğlu açıklamasında; İsrail’in Filistin’de savaş ve insanlık suçu işlediğini söyledi. Av. Sarıoğlu açıklamasında;

    Filistin’de yıllardır İsrail işgali devam ediyor. İşgal ve şiddete karşı 7 Ekim’de gerçekleşen saldırıda ve bu saldırı gerekçe gösterilerek boyutu katliamlara dönüşen İsrail’in bombardımanlarında içlerinde bebek, çocuk ve kadınların da olduğu binlerce sivil hayatını kaybetmiştir. Öncelikle şu hususu belirtmek isteriz ki; kim tarafından hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın sivillere yönelik yaşam hakkını hedef alan saldırıları onaylamıyoruz. Ancak şu hususa da değinmek gerekir ki; İsrail’deki sivillerin öldürülmesi 75 yıllık işgalin ve bu katliamların gerekçesi yapılamaz, İsrail’in siyonist ve işgalci yaklaşımının üzerini örtemez. Yıllardır her türlü şiddetin yaşandığı Gazze; abluka altına alınmak suretiyle kelimenin tam anlamıyla bir hapishaneye çevrilmiştir. Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen İsrail tarafından işgal ve ilhakı sürdürülmüş, özellikle son yıllarda Gazze halkının temel ihtiyaçlarının karşılanması engellenmiş, elektrik ve su kesintileri de dahil olmak üzere gıda ambargoları ile kadın ve çocuklar dahil olmak üzere binlerce Filistinli ölüme mahkum edilmiştir. Siyonist İsrail devleti uluslararası anlaşma ve Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı biçimde kendi vatandaşlarına yeni alanlar açmış, bu toprakların asıl sahibi olan Filistinlileri göçe zorlamış, evlerini ve yaşam alanlarını yıkmıştır. 7 Ekim’de başlayan çatışma süreci İsrail’in uluslararası sözleşmeleri ve temel insan haklarını hiçe sayarak yapmış olduğu katliamlara devam etmekte, dünyanın gözü önünde soykırım olarak nitelenecek bir insanlık suçu işlemektedir. Saldırı gününden başlamak üzere siviller yaşadıkları yerlerden sürülmüş, Gazze’den çıkmak isteyen sivillerin Refah Sınır Kapısı’nda ve sığındıkları alanlarda üzerlerine bombalar yağdırılmıştır. Altyapı tesisleri, sağlık kuruluşları yok edilmiş ve tüm şehir abluka altına alınmak suretiyle canice bir katliam gerçekleştirilmiştir. Katil İsrail devleti tüm insani ve hukuki ilkeleri yok sayarak yaralıların bulunduğu ve çocuklar başta olmak üzere sivillerin sığındığı El-Ehli Hastanesi’ni bombalamak suretiyle savaş suçu işlemiştir. Zira katil İsrail Devleti tarafından yapılan uygulamalar, 1907 Lahey ve 1949 Cenevre Sözleşmesi ile ek protokollerine aykırı olup insanlık suçunu oluşturmaktadır. Bizler şunu biliyoruz ki; bu katliamların tek faili, sorumlusu siyonist İsrail devleti değildir. İsrail, bu soykırıma desteklerini açıklayan, Filistin halkının yok edilmesine onay veren başta ABD ve AB emperyalistlerinden güç almaktadır. Biden’in İsrail’in arkasında olduğu yönündeki açıklaması bu katliamın ortağı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bugün burada olan bizler, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında sokakta bulunan milyonların tek talebi öncelikle ateşkesin sağlanması ve Filistin halkı ve toprakları üzerindeki siyonist İsrail işgalinin son bulmasıdır. Yaşam hakkı başta olmak üzere insan haklarını sonuna kadar savunmayı ilke edinmiş Kayseri Avukat İnsiyatifi olarak Filistin halkı ile dayanışmayı sürdüreceğiz. ‘Katil İsrail Filistin’den defol’ demeyi sürdüreceğiz”  dedi.

  • Ucuz lüks otomobil vaadiyle paraları topladı, tutuklandı

    Ucuz lüks otomobil vaadiyle paraları topladı, tutuklandı

    Edinilen bilgiye göre; çok sayıda şubesi olan ünlü bir galerinin avukatlığını da yaptığı öğrenilen Bursa Barosuna kayıtlı Avukat Y.Ç., değerinin çok altında fiyatlara araba sahibi yapacağı vaadiyle birçok kişiden para toplayıp ortalıktan kayboldu.

    Avukat tarafından mağdur edilen 10’a yakın kişinin müracaatı üzerine savcılık harekete geçti. Babası Bursa’da Sulh Hukuk Hakimliği yapan Y.Ç.’nin bir süre önce Gürcistan’a kaçtığı belirlendi. Emniyet güçleri tarafından gözaltına alınan Y.Ç., yapılan sorgulamasının ardından çıkarıldığı adli makamlarca tutuklandı.

    Hakim babasının banka hesaplarını da boşaltmış
    Öte yandan avukat Y.Ç.’nin Sulh Ceza hakimliği yapan babasının banka hesaplarından 800 bin lira çektiği de iddia edildi. Y.Ç.’nin 10’a yakın kişiden 150 milyondan fazla para alıp dolandırmak suretiyle mağdur ettiği olayla ilgili tahkikatın devam ettiği bildirildi.

  • Yeni “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”

    Yeni “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”

    Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre; Kamu kurum ve kuruluşlarıyla özel ve tüzel kişilerin sözleşmeli avukatlarına ödeyecekleri ücret en az 15 bin 800 TL, dava ücretleri ise 8 bin TL ile 67 bin 700 TL arasında olacak.

    Avukatla büroda sözlü danışma ücreti ilk 1 saat için 2 bin 300 TL, sonraki her 1 saat için 1300 TL olarak belirlenirken, çağrı üzerine gidilen yerde 1 saate kadar sözlü danışma ücreti ise 4 bin 800 TL oldu.

    “TARİFE’DE ORTALAMA YÜZDE 90,40 ORANINDA ARTIŞ SAĞLANMIŞTIR”

    Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) internet sitesinden yeni tarife hakkında yapılan açıklamada, “Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Barolar Birliği 2023-2024 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde, maktu ücretlere ilişkin önceki Tarife’nin yayımı sonrası oluşan mali tablo dikkate alınarak, ortalama yüzde 90,40 oranında artış yapılmıştır” denildi.

    ERİNÇ SAĞKAN’DAN TEŞEKKÜR

    Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan yeni tarife hakkında sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Sağkan, “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi konusunda, barolarımızdan aldığımız görüş ve öneriler doğrultusunda Adalet Bakanlığı ile yürüttüğümüz çalışma neticesinde mesleğimiz ve meslektaşlarımız için çok önemli ve tarihi bir tarifeyi hayata geçirdik. Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç ve bakanlık bürokratlarına çözüm odaklı ve yapıcı yaklaşımlarından dolayı teşekkür ederim. Baro başkanlarımıza tarife hazırlığındaki katkılarından dolayı teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

  • Binadan düşen avukat hayatını kaybetti

    Binadan düşen avukat hayatını kaybetti

    Olay, Edirne Abdurrahman Mahallesi Şehit Emniyet Müdürü Ertan Nezihi Turhan Caddesi’nde bulunan 5 katlı Yaşar Atlı Plaza iş merkezinde meydana geldi.

    İddiaya göre, Edirne Barosu avukatlarından Ünal Eral, yaşadığı 5’inci kattaki ofisinin camını açtığı esnada dengesini kaybederek feci şekilde beton zemine düştü.

    Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine sağlık, polis ve İtfaiye ekipleri sevk edildi.
    İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, avukat Ünal Eral’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi.

    Olay yeri inceleme polislerinin ve cumhuriyet savcısının inlemelerinin ardından Eral’ın cesedi otopsi yapılmak üzere Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Ayrıca avukat Eral’ın 2 çocuk babası olduğu ve eşinden boşandığı öğrenildi.
    Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Avukat odasındaki kameralar kaldırılacak

    Avukat odasındaki kameralar kaldırılacak

    Baro Başkanlığı, kolluk birimlerinde yer alan avukat görüşme odalarında kamera bulunmasının hukuka aykırı olduğu belirtilerek kameraların kaldırılması talebiyle Valiliğe müracaat etti. Valilik, talep reddedince Baro Başkanlığı bu kez İdare Mahkemesi’nin kapısını çaldı. Talebin zımnen reddi nedeniyle 7. İdare Mahkemesinde yürütmeyi durdurma istemli iptal davası açıldı. Mahkeme, yürütmenin durdurulmasına hükmetti. Valilik, istinaf talebinde bulununca devreye Bölge İdare Mahkemesi Altıncı İdari Dava Dairesi girdi. Dosyayı inceleyen Mahkeme, İdare Mahkemesi’nin kararını onadı.

    Kararda şöyle denildi: “Davalı Valilik, uygulamanın Adalet Bakanlığı’nın uygun görüşü ile yapıldığı, kameraların güvenliğin sağlanması ve vekilin korunması amacıyla konulduğu, ses ve görüntü kaydetmediği, bu yönde uyarının yer aldığı ve uygulamanın denetime açık olduğu, yapılan denetimlerde bir olumsuzluk belirlenmediği belirtilmiştir. Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek istinaf yoluyla kaldırılması istenmiştir. Dosyadaki belgeler ile başvuru dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

    Açıklanan nedenlerle; 7. İdare Mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine, aşağıda ayrıntısı gösterilen yargılama giderlerinin istinaf isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.”

  • Bursa’da Avukat çifte saldıran kişiler tutuklandı

    Bursa’da Avukat çifte saldıran kişiler tutuklandı

    Bursa’da dün sabah saatlerine velayet davası nedeniyle çocuk teslimi için gittikleri adreste çocuğunu vermek istemeyen ailenin bıçaklı ve taşlı saldırısına uğrayarak yaralanan avukat çift Aleyna Kübra Kanalcı ile Muharrem Kanalcı tedavilerinin ardından soluğu Emniyette aldı. Ailenin bıçaklı ve taşlı saldırısına uğradıkları esnada korkunç anlar yaşayan çift aileden şikayetçi oldu.

    Saldırı sonucu yaralanan avukat çiftin şikayeti üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığı şüpheliler hakkında “Kasten Yaralama, Mala Zarar verme, Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması ve Görevi Yaptırmamak İçin Direnme” suçlarından soruşturma başlatıldı. Şüpheliler hakkında gözaltı kararı verildi.

    Gözaltına alınan ailede saldırıyı gerçekleştiren kişiler Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklama talepli olarak sevk edildi. Yapılan sorgu sonucunda saldırgan kişiler hakkında tutuklama kararı verildi.

    Bursa Barosu saldırıyı gerçekleştiren kişilerin tutuklanma haberini sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile duyurdu.

    İşte O açıklama 

    “Baromuz üyeleri Av. Aleyna Kübra Kalancı ve Muharrem Kalancı’ya karşı gerçekleştirilen saldırı sonrasında yakalanan failler Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklanma talepli olarak sevk edilmiş ve yapılan sorgu sonucunda failler hakkında tutuklama kararı verilmiştir. Mesleğimize ve meslektaşlarımıza yönelen her türlü saldırı karşısında sonuna kadar mücadelemize devam edeceğiz.”

  • Kadın avukat ve eşine taşlı bıçaklı saldırı

    Kadın avukat ve eşine taşlı bıçaklı saldırı

    Genç Avukat Kübra Kanalcı ile eşi avukat Muharrem Kanalcı velayet davasında çocuğu teslim almaya gittikleri sırada, çocuğu vermek istemeyen ailenin saldırısına uğradı. Şüphelilerin araca ve avukat çifte, bıçak ve taşla saldırı anı cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Aleyna Kübra Kanalcı ile eşi avukat Muharrem Kanalcı tedavilerinin ardından polis merkezine giderek şikayetçi olurken, şüpheliler kısa sürede gözaltına alındı.
    Bursa Barosu Başkanı Avukat Metin Öztosun olayı kınayarak şunları söyledi: “Olayı şiddetle kınıyor, meslektaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Meslektaşlarımıza yönelen her türlü saldırıda onların yanında olacağımızı, bu olayların bir daha yaşanmaması ve faillerin en ağır cezayı almaları için tüm soruşturma ve kovuşturma sürecinin takipçisi olacağımızı yineliyor, olayı haber almamızdan itibaren meslektaşlarımıza destek olup yanlarında olan Bursa Barosu Avukat Hakları Merkezimize teşekkürlerimi sunuyorum.”

    Şüphelilere gözaltı kararı

    Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz tarafından yazılı açıklamada, “20 Haziran 2023 günü yaşı küçük çocuğun kolluk kuvvetlerinin gözetiminde babasından alınarak annesine teslim edilmesi sonrasında şüpheliler K.E, M.E., S.E, F.E, tarafından içerisinde müştekiler K.E, A.K, Muharrem Kanalcı ve eşi Avukat Kübra Kanalcı’nın bulunduğu aracın seyir halinde iken önünün kesilerek araca zarar verilmesi ve araç içerisindeki müştekilerin darp edilmesi iddiası ile Cumhuriyet Başsavcılığı şüpheliler hakkında “Kasten Yaralama, Mala Zarar verme, Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması ve Görevi Yaptırmamak İçin Direnme” suçlarından soruşturma başlatıldı. Şüpheliler hakkında gözaltı kararı verildi.”

  • Silahını temizleyip, kendini vurdu

    Silahını temizleyip, kendini vurdu

    İlçeye bağlı Yenidoğan Mahallesi 3170. Sokak’ta bulunan bir apartmanda meydana gelen olayda, iddiaya göre avukat İ.K.’nın temizlediği silah ateş aldı. İ.K. vücuduna isabet eden mermi sonucu yaralanırken, ihbar üzerine bölgeye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi.

    İ.K. ilk müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına altına alınırken, çevrede güvenlik önlemi alan polis ekipleri de inceleme yaptı.
    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Adnan Oktar’ın avukat görüşmelerine sınırlama kararı

    Adnan Oktar’ın avukat görüşmelerine sınırlama kararı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Oktar’ın avukat görüşmelerinde, avukatlık dışında kalan hususlarda örgüt faaliyetlerinin devam etmesinin önüne geçilmesi amacıyla taleplerde bulunulmuştu.

    1 ayda 290 kez avukat görüşmesi gerçekleştirdiği belirtildi
    Konuya ilişkin İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kararda, Oktar’ın, Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bir ay içerisinde yaklaşık 290 kez avukat görüşmesi gerçekleştirdiği, aynı gün içinde 10 dakika gibi kısa aralıklarla farklı avukatlarla görüşme yaptığı kaydedildi. Verilen kararda, bu durumun savunma hakkının kullanılmasından ziyade görüştüğü avukatlar aracılığıyla örgütü canlı tutma amacına yönelik olduğu belirtildi.

    Görüşmelerin gün veya saatlerinin sınırlandırılabilmesine hükmedildi
    Verilen kararda, Oktar’ın 3 ay süreyle avukatlarıyla görüşmelerinin sesli veya görüntülü olarak kaydedilebilmesine, Oktar ile avukatın yaptığı görüşmeleri izlemek amacıyla görevlinin hazır bulundurulabilmesine, birbirlerine verdikleri belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara el konulabilmesine, ayrıca görüşmelerin gün veya saatlerinin sınırlandırılabilmesine hükmedildi.