Etiket: ayasofya

  • Bursa’da hurdacının bulduğu çanda Ayasofya izleri

    Bursa’da hurdacının bulduğu çanda Ayasofya izleri

    Bursa’nın İznik ilçesinde hurdacı tarafından antikacıya verilen çanın, Ayasofya Kilisesi’ne ait 2 bin yıllık olduğu ihtimali üzerinde duruluyor. Tarihi çan, incelenmek üzere İznik Müze Müdürlüğü ekiplerince alındı.

    UNESCO’nun geçici miras listesinde bulunan İznik’te bir hurdacı, tarihi niteliği olduğunu düşündüğü bir çanı antikacı Hakan Turan’a getirdi. Çanın üzerini zımparalayan Turan, üzerindeki desenleri araştırınca şaşkınlık yaşadı. Çanın üzerinde ’Hagia Ayasofya’ yazısını gören Turan, çanın 2 bin yıl önce Ayasofya Kilisesi’ne ait olduğu ihtimali üzerinde durdu. Turan, durumu İznik Müze Müdürlüğü’ne bildirdi. Üzerindeki resmin ‘Nikaia’ olduğu tahmin edilen çan, incelenmek üzere ekiplerce antikacıdan alındı.

    Makedonya Kralı Büyük İskender’in kumandanlarından General Lysimakhos’un, M.Ö. 301’de General Antigonius’u mağlup ederek ‘Antigonia’ olan şehrin adını, eşi Nikaia’nın ismiyle değiştirdiği biliniyor.

    ‘MÜZEYE TESLİM ETMEYİ UYGUN BULDUM’

    Eseri bir hurdacının kendisine verdiğini ifade eden antikacı Hakan Turan, kararmış şekilde olan çanı zımpara ile temizlediğinde şok yaşadığını söyledi. Turan, “İznik’te antika işi ile uğraşıyorum. Geçtiğimiz günlerde hurdacıdan malzemeler geldi. İçlerinden bu çan dikkatimi çekti. Küçük bir ince temizlikten sonra üzerindeki yazıları fark ettim. Üzerinde Hagia Ayasofya ve bununla birlikte tarihler haç işareti vardı. Hatta Nikaia’nın resmi mevcut. Bu eserin müzeye gitmesi gerektiğini düşündüm. Tarihi eserlerin korunmasında oldukça hassas olduğumu düşünüyorum. Bu yüzden müzeye teslim ettim” dedi.

  • İletişim Başkanı Altun’dan Ayasofya açıklaması

    İletişim Başkanı Altun’dan Ayasofya açıklaması

    İletişim Başkanlığı, “Ayasofya Camii’nin statüsü ile ilgili olarak Danıştay 10. Dairesince verilen iptal kararının Cumhurbaşkanlığı tarafından temyiz edildiği” yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

    İletişim Başkanlığından yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında “Ayasofya Camii’nin statüsü ile ilgili olarak Danıştay 10. Dairesince verilen iptal kararının Cumhurbaşkanlığı tarafından temyiz edildiği” yönünde haberler yer aldığı belirtildi.

    Söz konusu haberlerin “kesinlikle gerçeği yansıtmadığı” ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Zira mezkur dairece, 2 Temmuz 2020 tarihinde verilen iptal kararını temyiz etme hakkı sadece Cumhurbaşkanlığına ait olup, söz konusu karara karşı Cumhurbaşkanlığınca temyiz yoluna müracaat edilmemiştir. Dolayısıyla karar kesinleşmiştir. Bunun dışındaki kişi ya da kurumların davada temyiz hakkı da bulunmamaktadır.”

  • Tutuklanan DEAŞ’lı Türkiye’de kritik yerleri hedeflemiş

    Tutuklanan DEAŞ’lı Türkiye’de kritik yerleri hedeflemiş

    Adana’da yakalanan ve götürüldüğü İstanbul’da tutuklanarak cezaevine konulan terör örgütü DEAŞ’ın sözde ‘Türkiye emiri’ Mahmut Özden’in Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ile birlikte daha önce de kritik bölgelerde terör eylemleri planladığı ortaya çıktı. Daha önce Suriye ve Irak’a hava operasyonlarının düzenlendiği İncirlik Hava Üssü’ne bombalı saldırı hazırlığı içinde olduğu, bu amaçla keşif de yaptıkları ortaya çıkınca örgüt üyeleriyle gözaltına alınan Mahmut Özden’in (48), tutuklanmasının ardından oğlu Hamza Özden’in sözde ‘Türkiye emiri’ görevini yürüttüğü kaydedildi.

    Terör örgütü DEAŞ’ın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ile bazı dernek, kuruluş ve kişilere yönelik eylem arayışı içerisinde olduğu yönünde elde edilen istihbari bilgiler üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce çalışma başlatıldı. Bu kapsamda örgüt üyesi Hüseyin Sağır, AK-47 marka uzun namlulu silah ve 5 şarjör ile İstanbul’da yakalandı. Çıkarıldığı mahkemece 18 Ağustos’ta tutuklanan Hüseyin Sağır’a eylem talimatı verdiği değerlendiren ve DEAŞ adına çatışma bölgelerinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren, üst düzey örgüt mensuplarından şifreli mesaj programları aracılığıyla aldığı talimatlar doğrultusunda Türkiye’deki stratejik yerlere, siyaset ve devlet adamlarıyla bazı ekonomik hedeflere yönelik sansasyonel eylemleri koordine eden DEAŞ’ın sözde Türkiye emiri Mahmut Özden, 20 Ağustos’ta Adana’nın Yüreğir ilçesine bağlı Yeşilbağlar Mahallesi’nde gözaltına alındı. Özden, 31 Ağustos’ta sevk edildiği adliyede tutuklandı.

    ÇOK SAYIDA DÖKÜMAN ELE GEÇİRİLDİ

    Sözde terör örgütü emiri Mahmut Özden’in yakalandığı evde yapılan aramada, çok sayıda döküman ele geçirildi. Dökümünlarda, patlayıcı ve silahların kimlere teslim edileceği, grupların kimlerle hareket edeceği, krokiler, veriler ile haritalar ele geçirildiği bildirildi. Evdeki iki bilgisayarda ise Irak ve Suriye’den talimat aldığı, ünlü siyasetçileri kaçırma planları olduğu öne sürüldü.

    OĞLU GÖREVİNİ DEVRALMIŞ

    Gözaltına alınan Mahmut Özden’in emniyet güçleri tarafından İstanbul’a gönderilmesiyle oğlu Hamza Özden’in babasının sözde Türkiye emiri görevini devraldığı kaydedildi. Adana polisinin yaptığı operasyonla Hamza Özden’in de aralarında bulunduğu 5 şüpheli yakalandı. Mahmut Özden’in oğlu Hamza Özden ile örgüt üyesi olduğu saptanan şüpheliler İstanbul’a gönderildi.

    KRİTİK YERLERİ HEDEFİNE KOYMUŞ

    DEAŞ’ın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ile bazı dernek, kuruluş ve kişilere yönelik eylem arayışı içerisinde olduğu istihbaratı üzerine genişletilen operasyonlarda yakalanan sözde emir Mahmut Özden’in daha önceki yıllarda da kritik bölgeleri hedefine koyduğu ortaya çıktı. 2015 yılından bu yana Adana Emniyet Müdürlüğü tarafından terör örgütü üyesi olmak, anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, terör örgütü adına haraç toplamak, bekçilere saldırı hazırlığı gibi birçok gerekçeyle 10 kez gözaltına alınan Özden’in, en son DEAŞ adına Suriyeli fırın işletmecilerinden haraç almaktan 2019’un Temmuz ayında gözaltına alındığı ve tutuklandığı, ikinci mahkemede aralık ayında tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldığı öğrenildi. Özden’in, 22 Haziran 2017’de ise Yeşilyurt Mahallesi’nde düzenlenen hücre evi operasyonunda gözaltına alınan 11 kişiyle o dönem örgüte karşı Suriye ve Irak’a hava operasyonlarının düzenlendiği İncirlik Hava Üssü’ne, bombalı saldırı hazırlığı içinde oldukları, bu amaçla keşif de yaptıkları ortaya çıkmıştı.

    KIZINI ALINCA VURDURMUŞ

    15 Nisan’da Yeşilbağlar Mahallesi’nde iki bacağından vurulan H.K.’nın, Mahmut Özden’in bir akrabasıyla kızını evlendirdiği, DEAŞ adına faaliyet gösterdiklerini öğrenip, kızını geri alınca sözde emirin talimatıyla Mücahit K.’nin bacaklarına ateş açıp, yaraladığı da ortaya çıktı. Mahmut Özden ile Mücahit K.’nın H.K.’nın şikayeti üzerine bu olayda da tutuksuz yargılandığı kaydedildi.

    GAZETECİLERE ÖPÜCÜK ATMIŞTI

    Terör Örgütü DEAŞ’ın Adana emiri olduğu gerekçesiyle 22 Haziran 2017 yılında gözaltına alınan Mahmut Özden’in, sağlık kontrolünden geçirilirken gazetecilere öpücük attığı ortaya çıktı. Terör örgütüne kazandırdığı her kişi için DEAŞ’tan daha önce 7 bin dolar aldığı öne sürülen Özden’in, son dönemde de kişi başına 2 bin dolar aldığı iddia edilmişti. Özden’in imamlık dışında, kadı görevi de üstlendiği, çeşitli nedenlerden dolayı anlaşamayan tarafların sorunlarını çözdüğü saptanmıştı.

  • Soylu açıkladı: DAEŞ, Ayasofya’ya eylem planlıyordu

    Soylu açıkladı: DAEŞ, Ayasofya’ya eylem planlıyordu

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, DAEŞ’ın sözde Türkiye emirinin önemli planla yakalandığını ve tutuklandığını duyurmuştu. Adana’da düzenlenen operasyonda sözde emir Mahmut Özden’in oğluyla birlikte 5 kişi daha gözaltına alınmış, çok sayıda döküman ele geçirilmişti.

    Bu önemli planların ne olduğu merak edilirken konuyla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı.

    Hürriyet’ten Abdulkadir Selvi’nin bugünkü köşe yazısında aktardığına göre, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, DAEŞ’ın Ayasofya’ya eylem planı hazırlığında olduğunu bildirdi.

    Uzun zamandır eylem hazırlığında olan örgütünün, başta Ayasofya olmak üzere ekonomik açıdan önemli yerlere saldırı planı yaptığı ortaya çıktı.

    Selvi, Bakan Soylu’nun açıklamasını şöyle akttardı:

    “İstanbul’da Ayasofya Camii’ne ve birtakım ekonomik yerlere, aynı zamanda birtakım derneklere yönelik, yani Türkiye’nin içini karıştırabilecek yerlerle ilgili DAEŞ terör örgütü uzun zamandır, neredeyse bir-bir buçuk aydır sürekli olarak kendi içinde bir hazırlık yapıyordu. Emniyet İstihbarat birimlerimiz takip etti. Türkiye’deki birtakım hedefler üzerinde çalıştılar. İlk önce 18 Ağustos tarihinde İstanbul’da Hüseyin Sağır isimli kişiyi eylem hazırlığındayken Kalaşnikoflu olarak ele geçirdiler. Onun üzerinden yürünerek hem o 25’indeki kişi hem de 20 Ağustos’ta Türkiye sözde emiri yakalandı.”

    BİRÇOK KEZ GÖZALTINA ALINMIŞTI

    Sözde Türkiye emiri Mahmut Özden’in daha önce Adana’da birçok kez düzenlenen operasyonlarda gözaltına alındığı belirlendi. Özden’in birlikte hareket ettiği örgüt üyeleriyle Suriye’de patlama ve çıkan çatışmalarda yaralanan sivilleri Hatay üzerinden Adana’ya getirip, buradaki devlet hastanelerinde ücretsiz olarak tedavi ettirdiği öğrenilmişti. İyilişen Suriyelilere ise tedavinin paralı olduğunu söyleyen örgüt üyelerinin, bu yöntemle örgüte ciddi miktarda finans sağladığı ortaya çıktı.

    Özden’in imamlık dışında, kadı görevi de üstlendiği, çeşitli nedenlerden dolayı anlaşamayan tarafların sorunlarını çözdüğü saptanmıştı.

  • Ayasofya’da bayram namazı

    Ayasofya’da bayram namazı

    Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde 86 yıl sonra ilk bayram namazı, caminin içini ve çevresini dolduran binlerce vatandaşın katılımıyla eda edildi.

    İstanbul’un fethine kadar 916 yıl kilise, 1453’ten 1934’te alınan kararla müze oluncaya dek cami olarak kullanılan, 86 yıl müze olarak hizmet veren ve geçen hafta cuma namazıyla birlikte yeniden ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde, ilk bayram namazı heyecanı yaşandı.

    Kurban Bayramı namazını Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde kılmak isteyen, İstanbul’un yanı sıra başka kentlerden ve yurt dışından gelenler, Ayasofya Meydanı’nı doldurdu. Camiye giden çeşitli bölgelerde kurulan güvenlik noktalarında da yoğunluk oluştuğu gözlendi.

    Namaz için belirlenen alanlar, bayram namazı vaktinden önce doldu. Fatih Belediyesi ekipleri vatandaşlara namaz öncesinde ücretsiz olarak tek kullanımlık seccade, dezenfektan, maske ve su dağıttı. Mobil araçlar üzerine kurulan dev ekranlarla arka saflarda yer alan kişilerin alanı görmesi de sağlandı.

    Vatandaşlar, belediye tarafından sosyal mesafe kuralı gereği bölümlendirilen yerlere ve ibadetlerin rahat bir ortamda yerine getirilmesi amacıyla Ayasofya Meydanı’na serilen hasırların üzerine, yanlarında getirdikleri seccadeleri sererek bayram namazını kıldı.

    Bayram namazı öncesinde İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı tarafından dua okundu.

    86 yıl sonra Ayasofya’da, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ilk bayram namazını kıldırdı.

    Namazın ardından tekbirler getirildi. Ayasofya’da, 86 yıl sonra ilk Kurban Bayramı hutbesini okuyan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın yine elinde kılıçla minbere çıkması dikkat çekti.

    Osmanlı’dan kalan bu geleneğe göre cuma ve bayram hutbeleri için minbere kılıçla çıkan eski cami imamları, kılıcı sağ ele alırsa, “kullanma” niyetini ortaya koyuyor ve düşmanı korkutmayı amaçlıyor. Hutbelerde ise kılıç sol ele alınıyor. Bu da, dosta güven verme amacını taşıyor.

    Erbaş, bayram hutbesinde “Sizleri bayram süresince kurban kesiminde, ziyaretleşmede, bilhassa trafikte anlayışlı ve sabırlı olmaya davet ediyorum.Yüce Rabbimiz, bizleri her türlü kaza ve beladan muhafaza buyursun. Salgın hastalıklardan, savaş ve acılardan halâs eylesin.Nice bereketli bayramlarda buluştursun. Allah’ın selamı, rahmeti, ikram ve inayeti üzerimize olsun” dedi.

    Camideki ilk bayram namazına özel hatıra madalyonu dağıtıldı

    Öte yandan Fatih Belediyesi, Kurban Bayramı namazı için Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ne gelen vatandaşlara, bugüne özel hazırlanan gümüş kaplamalı hatıra madalyonu ile üzerine Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi işlenmiş bez çanta armağan etti. Ayrıca, namazdan çıkan vatandaşlara çorba ikramı da yapıldı.

  • Yunan Papaz’dan Türkiye’ye övgü dolu sözler

    Yunan Papaz’dan Türkiye’ye övgü dolu sözler

    Yunanistan’da, papaz Evangelos Papanikolaou, ”Ayasofya’yı koruyan Türkler olmasaydı, Ayasofya çoktan düşerdi.” dedi.

    Başkent Atina yakınlarında bulunan Rafina’daki Analipseos Kilisesi’nde düzenlenen ayinden sonra konuşma yapan Papanikolaou, ”Ayasofya gibi büyük bir yapıyı kim koruyacaktı? Türkler korudu.” dedi. Papanikolaou, Türklerin Girit’te hiçbir kiliseyi kapatmadıklarını fakat Yunanistan’da Othonas’ın emriyle çok sayıda manastır ve kilisenin kapatıldığını vurguladı.

    Türklerin hüküm sürdüğü dönemde insaların dinlerini özgürce yaşayabildiğini ifade eden Papanikolaou, şöyle devam etti:

    ”Bu yüzden insanlar ‘Latin serpuşu yerine Türk sarığı görmeyi tercih ederim’ demişti. Bana kalsa ikisi de görülmesin ama ikisinden birini seçmek zorunda kalırsam Türkleri tercih ederim”.

    Ayasofya’ya, müzeyken birçok turistin uygunsuz kıyafetlerle girdiğini ancak bundan sonra ayakkabısız, uzun bir elbise ve başörtüsü ile girileceğini söyleyen Papanikolaou, ”Bu, saygı göstergesi değil mi? Belki de bunu bir lanet olarak değil, bir düzeltme olarak algılamalıyız.” şeklinde konuştu.

  • Yunanistan’daki protestolarda Türk Bayrağı yaktılar

    Yunanistan’daki protestolarda Türk Bayrağı yaktılar

    Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde ilk cuma namazının kılınmasından sonra Yunanistan’ın Selanik kentinde dün akşam saatlerinde yapılan protesto gösterilerinde aşırı sağcı bir grup Türk bayrağı yaktı. Yunanistan polisi de bayrak yakılmasını uzaktan izlemekle yetindi.

    86 yıl sonra ilk namazın kılındığı Ayasofya’nın cami olarak kullanılmasına tepki gösteren yaklaşık 150 kişilik aşırı sağcı grup, Türk bayrağını ateşe verdi. Türkiye karşıtı sloganlar atıp, pankartlar taşıyarak yürüyüşe geçen grup, Türkiye’nin Selanik Konsolosluğu’na yakın bir noktaya kadar geldi. ‘Yeni Osmanlıcılığa hayır’ pankartı taşıyan grup, İstanbul’un ikinci kez ele geçirildiğini savundu. Konsolosluğun çevresinde güvenlik önlemleri alan güvenlik güçlerince durdurulan grup, slogan atmaya devam ederek, burada da bir Türk bayrağı daha ateşe verdi.

  • Ömer Çelik’ten Yunanistan’a sert tepki

    Ömer Çelik’ten Yunanistan’a sert tepki

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Yunan faşistlerini cesaretlendiren siyasileri kınıyoruz. Bayrağımızı yakan faşistler, dün Ayasofya Camii’nde, bayrağımızın gölgesindeki milletimizin mesajını iyi anlamalıdır” dedi.

    AK Partili Çelik, Twitter’daki hesabından, Yunanistan’da Türk bayrağının yakılmasına tepki gösterdi. Çelik, Yunanistan’ı şiddetle kınadıklarını belirterek, “Ayasofya Camii’nin açılmasını güya protesto etmeye çalışan Yunan faşistlerini cesaretlendiren siyasileri kınıyoruz. Kafası Bizans hayalleriyle dolu dar görüşlü Yunan siyasiler kendi toplumlarını zehirliyorlar. Kendilerini Bizans’ta zanneden bu hayalperestler Ayasofya Camii’nin dünkü mesajını er ya da geç anlamaya mecburdurlar” dedi.

    ‘MİLLETİMİZİN MESAJINI İYİ ANLAMALILAR’

    Dün, kendi bayraklarının yanına Bizans bayrağı asıp yas ilan edenlerin Türk bayrağına saygısızlık yapamayacağını belirten Çelik, “Bayrağımızı yakan faşistler, dün Ayasofya Camii’nde, bayrağımızın gölgesindeki milletimizin mesajını iyi anlamalıdır. Bayrağımıza dün eşlik eden sancaklar ve Ayasofya Camii’nde verilen mesajlar hafızamızın sadece tarihe değil geleceğe ait olduğunu da gösterdi. Ayasofya Camii tüm insanlığın ortak değeri olarak herkese açıktır. Bayrağımızın ve sancakların dediği gibi, orası Ayasofya Camii’dir” diye konuştu.

  • Ayasofya’da 350 bin kişiyle Cuma Namazı

    Ayasofya’da 350 bin kişiyle Cuma Namazı

    Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde 86 yıl sonra ilk cuma namazı caminin içi ve çevresini dolduran binlerce vatandaşın katılımıyla kılındı.

    Ayasofya’da tarihi gün… 86 yıl sonra ilk namaz kılındı.

    86 yıl sonra kılınan ilk namaz öncesi 4 minareden 4 müezzin tarafından öğle ezanı okundu.

    Minarelerden yükselen selaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatiha Suresi’ni ve Bakara Suresi’nin ilk 5 ayetini okudu.

    Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde, 86 yıl sonra cuma namazını kılmak ve tarihi ana tanıklık etmek için çeşitli illerden İstanbul’a gelen çok sayıda vatandaş da alanın dolması nedeniyle cuma namazını Yenikapı etkinlik alanında kıldı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “(Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin açılışı) 350 bin kişi bugün cuma namazına iştirak etmiş.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bundan sonra içeride ve dışarıda Kültür ve Turizm Bakanlığımızın yapacağı restorasyon çalışmaları var. Bu restorasyon çalışmalarıyla beraber Ayasofyamızı inşallah çok daha farklı, çok daha anlamlı bir yapıya kavuşturmuş olacağız.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Artık burası aslına döndü, camiydi tekrar cami oldu. Şimdi ilanihaye inşallah cami olarak tüm inananlara hizmete devam eder.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “(Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi) Tüm insanlığın bir kültür mirası olarak her dinden insanların gelip gezebileceği bir yer.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cuma namazından sonra Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesini ziyaret etti.

    Ayasofya’da ‘Kılıç’ geleneğiyle Cuma hutbesi

  • Tansu Çiller Ayasofya’nın açılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı

    Tansu Çiller Ayasofya’nın açılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı

    Eski başbakanlardan Tansu Çiller, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin açılmasının çok büyük bir dirayet ve cesaret istediğini belirterek, “Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün buna emeği geçenleri ayrı ayrı, teker teker kutlamak isterim.” dedi.

    Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin açılış programına katılan Çiller, basın mensuplarının soruları üzerine, bugünün bir vuslat ve özlem günü olduğunu ifade etti.

    Bugün bu özleme cevap verildiğini anlatan Çiller, “Bu heyecan, bugün bir vuslat günü olarak ortaya çıkıyor. Tabii ben bunun ne kadar güç olduğunu bilen bir geçmişten geliyorum. Çok büyük bir dirayet ve cesaret isteyen bir şeydir. Dolayısıyla bunu başaran bütün arkadaşlarımı canıgönülden kutlamak istiyorum. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün buna emeği geçenleri ayrı ayrı, teker teker kutlamak isterim.” dedi.

    Ayasofya’nın bir dünya mirası olduğuna da işaret edilmesi gerektiğini vurgulayan Çiller, “Dolayısıyla Türkiye bu konuda her zaman hassasiyet göstermiştir. Göstermeye de devam edecektir. Bugün Ayasofya Camii’ne geliyoruz. Namaz kılmaya geliyoruz. Herkes bir şey söyler. Ama son sözü daima milletimiz söyler. Milletimiz de ne söylerse iyi söyler, güzel söyler. Ve bugün milletin dediği olmuştur. Vuslat günüdür. Hayırlı olmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

    “Kadına şiddette tümüyle karşıyım”

    Tansu Çiller, oğlu Mert Çiller ve eşi Zeynep Çiller ile ilgili basında yer alan haberlerin sorulması üzerine, kadına şiddet haberlerinin her zaman kendisini üzdüğünü söyledi.

    Yaşamını kadınların toplumda daha iyi bir yer edinebilmeleri için bir büyük uğraş vermeye adadığını anlatan Çiller, şunları kaydetti:

    “Bunu iktidardayken yaptım. Hatta muhalefetteyken ana muhalefetteyken, hatta koalisyonların sayılarının yetmediği ortamda buna destek vermek için meclise girerek hep yaşamımın parçası yaptım. Sadece öyle değil Anadolu yollarında, otobüslerde, yurt dışında kadını temsil ederken hep buna özen göstermiş bir geçmişten geliyorum. Tabii şunu söylemek lazım; kadına şiddete tümüyle karşıyım. Bunu kim yaparsa yapsın, kadına kalkan eli tutarım, müsaade etmem. Ancak bugün bir algı operasyonu da söz konusu. Bu algı operasyonunda çizilmek istenen bir imaj, çizilen bir resim var. Bunu Ömer adaletiyle dahi düşünsem, doğruyla ve hakikatle örtüşür bulmuyorum. Tabii herkes bir şey söyler. Herkesin de bir hesabı vardır. Ama Allah’ın da bir hesabı vardır. Zaman da daima doğrunun yanındadır. Yine öyle olacaktır. Ne olursa olsun çok üzgünüm. Aileler dağılmasın. Özellikle küçük çocuklar etkilenmesin, üzülmesin. Dolayısıyla gerçekten üzgünüm.”