Etiket: azerbaycan

  • Kardeş ülkede, Türk sistemleri  

    Kardeş ülkede, Türk sistemleri  

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ve Azerbaycan Havayolları Hava Seyrüsefer İştiraki AZANS (Azeraeronavigation) arasında imzalanan protokol ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada; “Bu protokol kapsamında fikri ve sınai mülkiyet hakları Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ait olan ve tamamen Türk mühendislerimizce geliştirilen yerli ve milli Ar-Ge projelerinden ÇARE sisteminin satış sözleşmesini Azerbaycan ile imzaladık. İlk ürün satışımızı gerçekleştirdik” denildi.
    İlk ihracat Azerbaycan’a
    Sistemin devreye alınacağı meydanlarda öncelikli olarak mevcut sistemlere yazılım entegrasyonu çalışmalarının gerçekleştirileceği aktarılan açıklamaya, şöyle devam edildi:
    “Entegrasyon faaliyetlerinin ardından donanımların kurulumları Bakü Haydar Aliyev Havalimanı başta olmak üzere üç ayrı hava trafik kontrol ünitesinde tamamlanacak. Kabul testlerinin gerçekleştirilmesinden sonra kullanıcılara ‘Kullanıcı Eğitimleri’, ‘Hava Sahası Tanımlama Eğitimi’ ve ‘Bakım Tutum Eğitimi’ verilecek. ÇARE sistemlerinin kurulum süreci yaklaşık 7 ay içerisinde bitmiş olacak. Ülkemiz, teknolojiyi tüketen değil, üreten ülke olma vizyonuna uygun olarak çalışmalarını yürütmeyi sürdürecek. Yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz her proje, havacılığımız ve ülkemize millî ekonomiye önemli katkılar sağlayamaya devam edecek.”
    Türk hava sahasında 40’tan fazla hava trafik kontrol ünitesinde kullanılıyor
    ÇARE sisteminin Türk Hava sahasında 40’tan fazla hava trafik kontrol ünitesinde hizmet verdiğinin altını çizilen açıklamada, “ÇARE, hava trafik kontrol yönetim kabiliyeti çerçevesinde gerçek zamanlı uçuş verilerini harita üzerinde sergileyen bir insan-makine ara yüzü uygulaması. ÇARE, kullanıcı dostu ara yüzü ile hava trafik kontrolörlerinin hava trafiğini etkin bir biçimde yönetmesine imkan tanımanın yanında hava trafik emniyetinin en üst düzeyde sürdürülmesini sağlıyor. Tüm projelerimizde yerli üretim ve mühendislik imkanlarımızı kullanmaya önem veriyoruz. Bugün teknoloji açısından, mühendislik ihraç eden ülke haline geldik. Bu yaptığımız işlerde kazandığımız bilgi, beceri ve tecrübe sayesinde oldu. ÇARE’de bunun en güzel örneği” ifadeleri kullanıldı.
  • “Ermenistan müzakereleri bozdu”

    “Ermenistan müzakereleri bozdu”

    Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, 2022 yılı sonuçlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Şuşa Beyannamesi’nden ileri gelen tüm alanlarda Türkiye ile ortak çalışmalar yürütüldüğünü ve yeni belgeler hazırlandığını belirten Bayramov, “Bu yıl içinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Türkiye’ye 3, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Azerbaycan’a 2 ziyaret gerçekleştirdi. Aynı zamanda uluslararası platformlarda ikili görüşmeler gerçekleştirildi” dedi.

    “Ermenistan’nın geri adım atdığını görüyoruz”

    Azerbaycan’ın ihtilaf sonrası dönemde barış gündemine uygun olarak geçtiğimiz şubat ayında Ermenistan’a barışa ilişkin 5 temel ilke sunduğunu hatırlatan Bayramov, “Üçüncü tur müzakerelerin 23 Aralık’ta Moskova’da yapılması öngörülse de Ermenistan bu müzakereleri bozdu. Bu yıl Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya Başbakan Yardımcıları düzeyinde ulaşım ve iletişim bağlantılarının yeniden tesis edilmesi konusunda müzakereler yapıldı. Sınırların belirlenmesi konusuna yönelik üç görüşme yapıldı. Bütün bunlara rağmen çok az ilerleme kaydedildi. Bunun nedeni Ermenistan’ın yapıcı olmayan tutumudur” dedi.

    Azerbaycan, Ermenistan aleyhinde yeni başvurularda bulunulacak

    Uluslararası Adalet Divanı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Azerbaycan tarafının Ermenistan aleyhindeki başvurularına yönelik tedbirler alındığını ve alınmaya devam ettiğini söyleyen Bayramov, “Aynı zamanda aralıkta Azerbaycan, Mayıs-Ağustos 2022’de Laçın kenti ile iki komşu köyü boşalttığı sırada yüzlerce konutu yakması ve yıkması nedeniyle Ermenistan’a karşı yeni bir devletler arası şikayette bulundu ve verilen zarar için tazminat ödenmesi talep ediliyor. Bu süreçlerin kendine has özellikleri var. Azerbaycan, 2023 yılı başından itibaren çevreye ve doğaya verilen zarar, aynı zamanda enerji kaynakları ve doğal kaynakların yasa dışı kullanımı nedeniyle Ermenistan aleyhinde yeni başvurularda bulunacak” diye konuştu.

    “Ermenistan’ın Zengezur koridoruyla ilgili tutumu kendisine zarar verecek”

    Azerbaycan ile İran arasında Araz Nehri üzerinde köprü inşaatına başlandığını belirten Bayramov, “Zengilan’dan Nahçıvan’a kısa bir yol olacak. Zengezur koridoru konusuyla ilgili Ermenistan’ın tutumu kendisine zarar verecek. Ermenistan bunu ne kadar çabuk anlarsa ve ulusal çıkarları doğrultusunda pragmatik adımlar atarak yükümlülüklerini yerine getirirse bu, öncelikle kendisi için o kadar iyi olur. Biz, her durumda kendi ulusal çıkarlarını gerçekleştirecek ve Ermenistan’ın yükümlülüklerini yerine getirmesini talep edeceğiz” dedi.

    “Denetim grubumuzun madenlere girmesine izin verilmedi”

    Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmede, Laçın yolundaki duruma ilişkin Azerbaycan tarafının tutumunu tam olarak ifade ettiğini belirten Bayramov, “Ancak denetim grubumuzun madenlere girmesine izin verilmemesi yerel nüfus tarafından düzenlenen provokasyon ile ilgili. Bu, tabi hazırlanmış bir oyundur. Azerbaycan tarafı bu konudaki tutumunu dile getirdi. Üçlü bildiriye göre, Rus barış güçleri 5 yıllık bir süre için konuşlandırıldı. Bu sürenin uzatılmasına ilişkin herhangi bir mutabakat veya sözleşme yok. Şu anda bu yönde herhangi bir görüşmeler yapılmıyor” dedi.

    “Ermeni silahlı gruplarının Karabağ’dan çekilmesini Ermenistan sağlamalıdır”

    Yasadışı Ermeni silahlı gruplarının Karabağ’dan çıkarılması konusunda Azerbaycan’ın tutumunun net olduğunu ifade eden Bayramov, “Üçlü bildiri de buna cevap veriyor. Birçok durumda Ermeni yetkililer, bunun Ermenistan Silahlı Kuvvetleri için geçerli olduğunu iddia ediyorlar. Ancak bunu bile yerine getirmediler. Birçok kanıt bunu doğruluyor. Fakat üçlü bildiride, Ermeni silahlı gruplarının Karabağ’dan çekilmesinden bahsediliyor. Barış gücü oraya konuşlandırıldığında tüm silahlı gruplar çıkarılmalıydı. Bu konuyu sürekli görüşmelerde gündeme getiriyoruz. Rusya tarafının tutumu, bunun üçlü bir bildiri olduğu ve Ermenistan’ın da buna imza attığı yönünde. Bu, Ermenistan’ın yükümlülüğüdür ve Ermeni silahlı gruplarının Karabağ’dan çekilmesini Ermenistan sağlamalıdır. Bu gerçekten Ermenistan’ın bir yükümlülüğüdür ve onlar bu yükümlülüğü ihlal ediyorlar. Buna paralel olarak bölgede gerginlik oluşturuyor” dedi.

    “Azerbaycan, Karabağ’daki etnik Ermenilerin haklarını sağlamaya hazır”

    Azerbaycan’ın Karabağ’daki Ermenilerin Azerbaycan’da yaşama hakkına sahip olduğunu en üst düzeyde ilan ettiğini vurgulayan Bayramov ,“Azerbaycan devleti onların haklarını sağlamaya hazır. Azerbaycan bu konuda adımlar attı ve atmaya da hazırdır” dedi.

    Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşmasının imzalanması müzakerelerinde bazı rahatsız edici hususlar olduğunu kaydeden Bayramov, “Bizim tarafımızdan üç unsur var. İlk unsur, bir tasarı sunulduğunda, aniden kendi istek ve arzularınızı tasarıya dahil etmemelisiniz. Bu tasarı gerçekçi ve uluslararası hukuka dayalı olmalıdır. Bunu ileriye götürmek için bir temel olmalıdır. Azerbaycan, buna dayanarak, 5 temel ilke sundu. Kısa sürede Ermenistan, 5 temel ilkede kendileri için kabul edilemez bir ilke olmadığını itiraf etti. Bunun bir nedeni vardı. Çünkü ona ‘hayır’ demek aslında çok zordur. 5 temel ilkesi çok adildi. Bu 5 ilkeden sonra görüşmeler oldu. Bu görüşmeler sonucunda herhangi bir yeni belge kabul edilmese de, 5 temel ilkeyi daha da geliştiren anlaşmalar sağlandı. Bunlar Ermenistan tarafından kabul edilebilir görülmüştü. Ermeni tarafı bunu kendi toplumuna duyurmuştu. Müzakere sürecinde Ermenistan tarafından yapılan bazı açıklamalara baktığımızda, varılan anlaşmalardan geri adım atıldığını görüyoruz. Bunun çok zararlı bir eğilim olduğunu düşünüyoruz. Varılan mutabakatlardan geri çekilme, müzakere sürecini olumsuz etkiliyor. Bu, sürecin uzamasına da neden olacaktır” dedi.

    “Bazı sorunları yüzde yüz çözmek mümkün olmasa da bazı olumlu ve önemli adımlar atılabilir”

    Azerbaycan için kabul edilemez ikinci hususu ABD’deki görüşmeden sonra gördüklerini söyleyen Bayramov, “Azerbaycan tarafının mantığı şuydu, son 30 yılda Azerbaycan ile Ermenistan arasında hiçbir ilişki olmadı. Bu nedenle biz herhangi bir ilk adımı atmak istiyorsak, belgenin temel ilkeleri, özü ve felsefesi çok basit olmalıdır. Bununla belki bazı sorunları yüzde yüz çözmek mümkün olmasa da bazı olumlu ve önemli adımlar atılabilir. Bu nedenle Azerbaycan tarafının sunduğu tasarı çok basit ve özdü. Ermeni tarafının sunduğu tasarı, bu belgenin özünü değiştirme girişimiydi. Amaç, basit bir belgeyi çerçeve anlaşmasına dönüştürmek ve diğer anlaşmaları çerçeve belgesinin bir parçası olarak kabul ettirmektir. Buradan hareket edersek, Azerbaycan tarafı da bir takım hususları gündeme getirebilir. Bizim Ermenistan tarafına yönelik birçok iddiamız ve talebimiz var. Her şeyden memnun değiliz ve Ermenistan’a karşı taleplerimizden vazgeçmiyoruz. Ancak biz onlar ilk şart olarak ortaya koymuyoruz. Ermenistan, müzakere sürecinde görüşülen konuları kamuoyuna sızdırıyor. Bu, sosyal medya aracılığıyla yapılıyor. Birincisi, bu bilgiyi sızdırmak müzakere sürecine çok zarar verir. İkincisi ise karşı tarafın tutumunu yansıtmıyor. Bizden farklı olarak arabulucular Ermenistan’ı bu konuda açıkça suçlamıyorlar. Biz bunun çok zararlı olduğunu bildirdik. Arabulucular da bunu görüyor” dedi.

  • ÇAKÜ’de Azerbaycan’ın tarihine ışık tutuldu

    ÇAKÜ’de Azerbaycan’ın tarihine ışık tutuldu

    Çankırı Karatekin Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Topluluğu tarafından kültürü, tarihi, zaferi, dansları, edebiyatı ile Azerbaycan’ı anlatan “ Alevler Ülkesi Azerbaycan” etkinliği düzenlendi. Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Odabaş, akademisyenler, ulusal ve uluslararası öğrenciler katıldı.

    Saygı duruşu ve iki ülke milli marşlarının okunması sonrası, etkinliğin açılışında konuşan Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, Azerbaycan adını her duyduklarında ve Azerbaycan ile ilgili her etkinlikte bir başka heyecan duyduklarını ifade ederek, “1910 -1920 döneminde dünya yeniden bir şekillenme dönemine girdi. O yüzyıl tamamlandı. Şimdi yeni bir yüzyıla girdik. Bu yeni yüzyıl Türkiye yüzyılı Türk yüzyılı olacak inşallah. Dünyanın yeniden şekillenmeye başladığı bu yeni yüzyılda Türkiye her alanda etkinliğini bariz şekilde gösteriyor ve söz sahibi oluyor. Yani Türkiye hem insan hakları hem demokrasi hem ekonomik olarak mazlumların sesi olmaya devam ediyor. Tarihin kendisine yüklediği misyonu omuzlarında hisseden Türkiye bunun gereğini de yapıyor bu yeni yüzyılda. Türkiye’nin mazlum coğrafyaya ilişkin talepleri ve istekleri son 30 yılda ciddi şekilde karşılanmaya başladı” dedi.

    “Bu coğrafya içerisinde de Azerbaycan bizim için çok önemli bir yer tutuyor. Çünkü aynı dili konuşup aynı idealler üzerinde birleşiyoruz. Tarihsel süreçte büyük badireler atlatan Türk milletini tarihten çıkarırsanız tarihte büyük bir boşluk oluşur. Geçmişe bakarak yeniden şekillenen bu dünyada daha güçlü ve daha fazla söz sahibi olabilmek için Türk milleti olarak tek yürek olmalı ve birlikte hareket etmeliyiz. Bu noktada Türk dünyasının kavşağı olan Azerbaycan’ın daha da güçlenmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Ekonomik, siyasi, savunma sanayi birlikteliğimiz artarak ve güçlenerek devam etmeli. Fakat tarih, kültür, edebiyatta bu birliktelikte çok önemli. Az önce saydığım birliktelikler öncesi zaten biz kültürel ve edebi olarak birbirine bağlık iki devlet tek millettik. Bu yeni Türk yüzyılında da bu birliktelik güçlenerek devam edecek ve Türk’ün sesi dünyada daha gür çıkacaktır” diye konuştu.

    Rektör Çiftçi’nin konuşmasının ardından ÇAKÜ Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sayime Durmaz tarafından gerçekleştirilen “Alevler Ülkesi Azerbaycan” konulu sunumda, Azerbaycan adının kökeni hakkındaki rivayetler ile Azerbaycan coğrafyası hakkında bilgi verildi. Daha sonra tarihi süreçte Azerbaycan’ın Romalılar’dan Sasanilere uzanan eskiçağı ve ilk İslam fetihleri ele alındı. Azerbaycan’a ilk Türk akınlarının İskitlerce yapıldığı, Hunlarca geçiş bölgesi olarak kullanıldığı ve nihayet sekizinci yüzyıl dolaylarında Hazarların bölgeye yerleştiğine temas edildi.

    Yüzyıllar boyunca Azerbaycan coğrafyasının çeşitli Türk boylarınca geçit olarak kullanması sebebiyle bölgeye “Türk Kapısı” adının verildiği ve Selçuklular zamanında Azerbaycan bölgesinin Türk yurdu haline geldiğini belirtildi.

    Takip eden süreçte Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’ne dek bölgenin tarihi değerine işaret edildi. Dağlık Karabağ sorununun bir milyon Azerbaycanlıyı yurdundan ettiği, 26 Şubat 1992’de gerçekleştirilen Hocalı Soykırımında 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 kişinin yaşamını kaybettiği ifade edildi.
    Konuşmaların ardından etkinlik Azerbaycanlı ve tüm Türki Cumhuriyetlerden üniversitemize gelmiş olan öğrencilerin zafer türküleri, zaferi anlatan şiirleri ve folklor gösterileri ile devam etti.

  • Bakan Akar’dan Azerbaycan açıklaması

    Bakan Akar’dan Azerbaycan açıklaması

    Milli Savunma Bakanlığı ve Bakü Valiliğinin katkılarıyla Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçiliği tarafından düzenlenen “Karabağ Azerbaycan’dır-Vatan Savaşı Tarihi: Şahsiyet Faktörü” kitabının tanıtımı, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen programla yapıldı. Programa Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Azerbaycan Savunma Bakanı Orgeneral Zakir Hasanov’un yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov katıldı.

    Azerbaycan topraklarının adil olmayan bir savaş sonucunda işgal edildiğini ifade eden Bakan Akar, “Hepinizin yakından bildiği ama dünyanın duymak ve görmek istemediği çok ciddi katliamlara, katillere, cinayetlere muhatap oldular. Bir kez daha cefa, işkence gördüler. Bu olaylar olurken Avrupa Birliği, NATO, Birleşmiş Milletler, diğer ülkeler ve Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı maalesef bu konulara hiçbir şekilde duyarlılık, ilgi göstermediler, gerekli tedbirleri almadılar. Rusya, Amerika ve Fransa’nın eş başkanlık yaptığı MİNSK Grubu, bu konularda son derece duyarsız kaldı” diye konuştu. Milli Savunma Bakanı Akar, tek millet olan Azerbaycan ve Türkiye’den birine yönelik herhangi risk ve tehdit durumunda, tek yürek halinde buna karşı koymaya hazır olunduğunu vurguladı.

    İki ülke silahlı kuvvetlerinin, Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonu için yoğun çalışma içinde olduğunu söyleyen Bakan Akar, bu çalışmaların büyük bir başarıyla devam ettiğini ifade etti. Bakan Akar, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin orada ihtiyacı olan savunma sanayi konusunda yapılması gereken ne varsa onları bugüne kadar yaptık, bundan sonra da inşallah azim ve kararlılıkla yapacağız. Türkün gücünü dünyaya gösteren Azerbaycan ordusuna bundan sonra herhangi bir şekilde kimsenin yan bakmasına imkan ve fırsat vermeyeceğiz” dedi. Bakan Akar, Azerbaycan ile askeri eğitim iş birliğinin, savunma sanayi onarım çalışmalarının, mayınların ve patlayıcıların temizlenmesinin devam ettiğini hatırlattı.

    “Biz savaşmak için değil, istikrar ve barış için varız”

    Ermenistan’ın, Azerbaycan’ın uzattığı barış elini tutmasını tavsiye ettiklerini belirten Bakan Akar, “Biz savaşmak için değil, caydırmak için varız. Biz savaşmak için değil, istikrar ve barış için varız. Buna gayret gösteriyoruz” şeklinde konuştu. Bakan Akar, Azerbaycan ve Ermenistan arasında anlaşmanın imzalanmasıyla bölgede barış ve istikrarın sağlanması, bütün Kafkasya’da bir barış ve huzur ortamının doğması için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini anlattı. Milli Savunma Bakanı Akar, “Azerbaycan bu konuda yapılması gereken ne varsa bunların hepsini yaptı, yapmaya devam ediyor. Biz bu manada Türkiye olarak Azerbaycan-Ermenistan arasındaki normalleşmeye, iyileşmeye dönük ne varsa destekliyoruz. Bunun dışında çözümsüzlüğü körükleyen her türlü duruma karşı olduğumuzu da herkesin bilmesini istiyoruz” dedi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin etkin ve caydırıcı olması için çalıştıklarını söyleyen Bakan Akar, “Kardeşimiz Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri için de aynı şey geçerli. Biz savaştan önce caydırmayı düşünüyoruz. ‘Savaş olmasın’ diyoruz ama demekle savaş olmamış olmuyor, savaş oluyor. Bunu yapabilmek, bu sözün anlaşılabilmesi için caydırmak, güçlü olmak gerekiyor” diye konuştu.

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Azerbaycan’ın davasında haklı olduğunun bilinmesi, bunun içselleştirilmesi ve her yerde açık şekilde ortaya konulması gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye olarak yapmaya çalıştığımız en önemli konulardan bir tanesi bu. NATO platformları başta olmak üzere uluslararası platformlarda, ikili ilişkilerde sürekli bunu gündeme getiriyoruz” dedi.

    ADüzenlenen tanıtım programında TSK Armoni Mızıkası tarafından konser de verildi.

  • Türkiye-Azerbaycan arasında inşaat alanında mutabakat zaptı imzalandı

    Türkiye-Azerbaycan arasında inşaat alanında mutabakat zaptı imzalandı

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Azerbaycan Cumhuriyeti Olağanüstü Haller Bakanı Kemaleddin Haydarov tarafından Ankara’da
    “İnşaatta Normatif ve Birim Fiyatlandırma Sisteminin İyileştirilmesi Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzalandı. İmza töreninde konuşan Bakan Kurum, ülke kaynaklarını doğru kullanarak sektöre getirdikleri yeniliklerle afetlere karşı dirençli, uzun ömürlü, riskten uzak yapılaşmayı sağlamanın önemli hedefleri arasında olduğunu vurgulayarak, “İklim değişikliğinin etkileriyle birlikte dünyamız yaşadığımız afetlerin sayısını, sıklığını, şiddetini daha da fazla hissetmektedir. Afetlere karşı daha dirençli bir şehir, ülke anlayışıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu hedef doğrultusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Yapı güvenliğinin sağlanması, kullanılan betonun denetiminde büyük önem arz etmekte. İmzalayacağımız protokolle inşaatta normatif ve birim fiyatlandırma sisteminin iyileştirilmesi zaptı, Türkiye ile Azerbaycan arasında yapı malzeme sektörü ile müteahhitlik sektörüne hizmet verecek ve yeni iş birlik alanlarını hedeflemektedir” diye konuştu.

    “Azerbaycan ve Türkiye mühim adımlar attı”

    Bakan Haydarov ise, kardeşliğin, birliğin en güzel örneğini sözde değil emelde gösteren Azerbaycan ve Türkiye’nin mühim adımlar attığını belirtti.

  • Azerbaycan’dan AİHM’ye başvuru

    Azerbaycan’dan AİHM’ye başvuru

    Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Ermenistan’ın Mayıs ve Ağustos ayları arasında Laçın’dan ve iki komşu köyden çekilmesi sırasında sivillere ait yüzlerce ev ve diğer yerleşim alanları da dahil olmak üzere çok sayıda mülkün kasıtlı olarak tahrip edildiğine dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kanıtlar sunduğu bildirildi. İşgal döneminde söz konusu bölgelerin kontrolü altında olmasına rağmen Ermenistan hükümetinin, büyük çaplı yıkımı önlemek için herhangi bir adım atmadığı aktarıldı. Azerbaycan hükümetinin, Ermeni yetkililerin “yakılmış toprak” politikasında aktif olarak yer aldığına dair kanıtlara da tanık olduğu kaydedildi.

    “Ermenistan hükümeti, Laçın Koridorunda sistematik insan hakları ihlalleri gerçekleştirmiştir”

    Açıklamada, “Ermenistan hükümeti, Laçın yolunda (Laçın Koridoru) sistematik insan hakları ihlalleri gerçekleştirmiştir. Son zamanlarda tespit edilen kanıtlar, Ermenistan ordusunun Kasım 2020 tarihli Üçlü Bildiri uyarınca Ermenistan’ın çekilmesi gereken bölgelere mayınlar ve sivillerin evlerine bubi tuzağı yerleştirmeye devam ettiğini gösteriyor. Buna Üçlü Bildiriye açıkça aykırı olarak, 2021’de Ermenistan’da üretilen ve Laçın yolu üzerinden Azerbaycan’a getirilen mayınlar da dahildir. Ermenistan’ın ‘yakılmış toprak’ politikası kapsamında evlerin yıkılması ve sivillere ait mülklere kasıtlı ve özel olarak patlayıcı cihazların yerleştirilmesi, göçmen ailelerin ve toplulukların 30 yıl önce Ermenistan’ın yasa dışı işgali sonucunda terk etmek zorunda kaldıkları eski evlerine ve topraklarına geri dönmelerini engelliyor” ifadeleri kullanıldı.

    “Azerbaycan, ağır insan hakları ihlali sonucu oluşan zarar için tazminat, onarım ve diğer masrafların karşılanmasını talep ediyor”

    “Ermenistan hükümetinin eylemleri, Azerbaycanlıların özel ve aile yaşamı, hareket özgürlüğü, mülkün barışçıl şekilde kullanılması hakkının ihlalidir” denilen açıklamada, “Ermenistan hükümetinin eylemleri, Azerbaycanlıların özel ve aile yaşamı, hareket özgürlüğü, mal ve mülkün barışçıl şekilde kullanılması haklarının ihlalidir. Eylemsizlik ve yardım politikası, ayrımcılık yasağını da ihlal ediyor ve çatışmanın başlamasından sonra Azerbaycan’ın geçici tedbir başvurusunda bulunmasının ardından Ermenistan’ın sivil bölgeleri hedef almasını önleyen AİHM’nin 2020’de kabul ettiği geçici tedbirlerin ihlalini oluşturuyor. Azerbaycan, ağır insan hakları ihlali sonucu oluşan zarar için tazminat, onarım ve diğer masrafların karşılanmasını talep ediyor” ifadelerine yer verildi.

    Açıklamada ayrıca, Azerbaycan’ın uluslararası insan haklarının sürekli ve kasıtlı ihlali nedeniyle Ermenistan hükümetinin ceza alması için çabalarını sürdüreceği vurgulandı.

  • Azerbaycan, 13 Ermeni askerin cesetlerini iade etti

    Azerbaycan, 13 Ermeni askerin cesetlerini iade etti

    Azerbaycan Esir, Kayıp ve Rehin Alınmış Vatandaşlardan Sorumlu Devlet Komisyonu’ndan konuyla ilgili yapılan açıklamada, 12-13 Eylül tarihlerinde Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne yönelik provokasyonların önlenmesi sonucunda hayatını kaybeden 13 Ermeni askerin cansız bedenlerinde yapılan kontrollerin ardından darp izlerinin olmadığının tespit edildiği ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin arabuluculuğuyla Ermenistan’a teslim edildiği bildirildi. Komisyondan, Ermeni askerlerin cesetlerinin karşı tarafa teslim edilmesi sürecinin devam edeceği belirtildi.
    Azerbaycan, daha önce 100’den fazla Ermeni askerin cesetlerinin karşı tarafa teslim edildiğini duyurmuştu.

    Çatışmalarda 79 Azerbaycan askeri şehit olmuştu

    Ermenistan Silahlı Kuvvetleri, 12 Eylül’den itibaren Azerbaycan-Ermenistan sınırının Daşkesen, Kelbecer, Laçın ve Zengilan illeri yönlerinde büyük çaplı provokasyonlarda bulunmuştu. Azerbaycan Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, çatışmalarda 79 Azerbaycan askerinin şehit olduğu, 282 askerin ise yaralandığı belirtilmişti. Ermenistan ise ölü ve kayıp asker sayısını ise 207 olarak duyurmuştu.

  • Azerbaycan Devlet Bayrak Günü’nü kutladı

    Azerbaycan Devlet Bayrak Günü’nü kutladı

    Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 9 Kasım Devlet Bayrak Günü kutlanıyor. Bakü’deki Milli Park’ta Azerbaycan ŞUŞAM ve Azerbaycan Kültür Sanat Üniversitesi “Hazar” Korosu Kolektifi tarafından Azerbaycan Milli Marşı seslendirildi. Azerbaycan Milli Marşı’nın okunmasının ardından Azerbaycan bayrağının renklerinde olan helyum balonları gökyüzüne bırakıldı. Etkinlikler kapsamında, Milli Park’ın çeşitli noktalarında ziyaretçilere Azerbaycan devlet bayrağı şeklindeki rozetler dağıtılacak ve çocukların yüzleri Azerbaycan bayrağının renklerine boyanacak.

    Azerbaycan bayrağındaki mavi renk Türklüğü, kırmızı renk uygarlığı, yeşil renk İslamiyet’i, ay ve 8 köşeli yıldız da Türk boylarını sembolize ediyor.

    Azerbaycan’ın ikinci kez Sovyet esaretine son vermesinin ardından, Azerbaycan Cumhuriyeti Ali Meclisi 5 Şubat 1991’de bir kez daha 3 renkli ay yıldızlı bayrağı

    Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Bayrağı ilan etmişti.

    Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 2009 yılında imzaladığı kararnameyle 9 Kasım, Azerbaycan’da “Devlet Bayrak Günü” olarak kutlanıyor.

  • Bakan Çavuşoğlu: “Güçlü mekanizmamızı kurduk”

    Bakan Çavuşoğlu: “Güçlü mekanizmamızı kurduk”

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fahri Başkonsolosluğu açılış törenine katılmak için Kazakistan’ın Çimkent şehrine geldi. Konsolosluğun açılış töreninde konuşan Çavuşoğlu dünyanın zor günlerden geçtiğini söyleyerek, “Dünyamız zor günlerden geçiyor. Çatışmalar, karmaşa, krizler. Yanı başımızda büyük bir savaş devam ediyor. Türk dünyası olarak bu gelişmelerden habersiz kalamayız. Geçen yıl kasım ayında Türk Konseyi Türk Devletleri Teşkilatı’na dönüştürdüğümüz İstanbul Zirvesi Türk dünyasının birliği konusunda bir milat oldu. Yarın yine Türk tarihinin sembol şehirlerinden Semerkant’ta Dışişleri Bakanları toplantısı olacak. Dışişleri bakanları ile Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi toplantılarına katılacağız. Cuma günü de liderler Zirvesi’ni gerçekleştireceğiz. Tüm bu çalışmalarımızla Türk dünyasını geleceğe hazırlıyoruz. Birlik olduktan sonra her engeli aşarız” ifadelerini kullandı.

    “Hedefimiz 10 milyar ticaret hacmine ulaşmak”

    Çavuşoğlu, hedefin 10 milyar dolar ticaret hacmi olduğuna değinerek, “Cumhurbaşkanı Tokayev’in bu yılki ziyareti son derece verimli geçti. İlişkilerimizi nasıl güçlendireceğiz? Bunları konuştuk. Ve 14 anlaşma imzaladık. Hemen arkasından cumhurbaşkanımızın yüksek düzeyli stratejik konsey toplantısı için geçen ay Astana’ya ziyareti oldu. Ve burada da 6 belge imzaladık. İlişkilerimizin hukuki altyapısını da güçlendiriyoruz. Sayın Tokayev Devlet Başkanımıza birinci derece devlet dostluk nişanı verdi.
    Ekonomik ilişkilerimizi de geliştirmek için çok çalışıyoruz. Şimdi hedefimiz 10 milyar ticaret hacmine ulaşmak. Çünkü 5 milyar doları yakalamış durumdayız. Ayrıca yatırımlarımız da dört buçuk milyar doları aşmış durumda” dedi.

    “Türkiye- Kazakistan- Azerbaycan güçlü mekanizmamızı kurduk”

    Türkistan’ın çok önemli gelişme kaydettiğine de değinen Çavuşoğlu, “Özellikle lojistik ve taşımacılık konusunda işbirliğimizi, bağlarımızı nasıl geliştirebiliriz onu konuşuyoruz. Türkiye- Kazakistan- Azerbaycan güçlü mekanizmamızı kurduk. Ama Türkistan’da transit taşımacılıkta önemli bir merkez. Vatandaşlarımıza hizmet bizim dış politikamızın en önemli önceliklerinden. Dünyanın neresinde olursa olsun, hem soydaşlarımıza hem de benzerliklerimize sahip olmak bizim görevimizdir. Dünyada 256 temsilciliğimiz var. En son Sırbistan’da konsolosluk temsilciliğini açtık. Yakında Türkistan’da da açarak 257’ye çıkaracağız. Şu anda dünyada 708 Fahri Konsolosluğumuz var. Fahri Konsolosluklarımız da aynı şekilde iki ülke arasında bağlarımızın güçlenmesine hizmet ettiği gibi, o ülkenin vatandaşlarına da hizmet ediyor.

    “FETÖ’ye karşı her zaman teyakkzuda olmamız hepimizin yararınadır”

    Çavuşoğlu, Fetö terör örgütüne karşı dikkatli olunmasını gerektiğine dikkat çekerek, “FETÖ örgütü sadece Türkiye için değil onun bulunduğu her ülke için tehdittir. Ne kadar sinsi olduklarını görüyoruz. Türkiye’de darbe girişiminde bulundular. Ve 252 vatandaşımızı öldürdüler ve vatandaşlarımızın üzerinden tanklarla geçtiler. Bu örgüte karşı her zaman teyakkuzda olmamız hepimizin yararınadır” şeklinde konuştu.

  • Üçlü zirve sonrası ortak bildiri

    Üçlü zirve sonrası ortak bildiri

    Rusya’nın Soçi kentinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın bir araya geldiği üçlü zirve sona erdi.

    Toplantıda konuşan Putin, Azerbaycan ve Ermenistan liderleriyle ortak bildiri üzerinde anlaştıklarını belirterek, “Genel kanaatimizce çok faydalı bir toplantı oldu. Bana göre bazı temel konularda gelecekteki muhtemel anlaşmalar için çok iyi bir atmosfer oluştu. Bugün ortak bir bildiri üzerinde anlaştık. Açıkça söylemeliyim ki, her şey üzerinde anlaşma sağlanmadı. Heyetlerin daha önce üzerinde çalıştıkları metinden bazı şeylerin çıkarılması gerekiyordu. Ancak toplantının faydalı olduğu yönündeki genel değerlendirmeye katılıyorum ve bu durumun bir bütün olarak çözülmesine yönelik ileri koşullar oluşturuyor. Yine de temel konular üzerinde anlaşmayı başardık. Bugünkü görüşmemiz tüm ülkelerimizin geleceği konusunda da hemfikir olabileceğimizi gösteriyor. Bütün ülkelerimiz derken Rusya, Azerbaycan, Ermenistan ve tüm bölge ülkelerini kastediyorum. Çünkü tüm halklar ilişkileri normalleştirmeyi istiyor” dedi.

    “Ermenistan ve Azerbaycan güç kullanımından ve güç kullanma tehdidinden kaçınma konusunda anlaşmışlardır”

    Toplantının ardından yayınlanan ortak bildiride, “Ermenistan ve Azerbaycan güç kullanımından ve güç kullanma tehdidinden kaçınma konusunda anlaşmışlardır” ifadeleri kullanılarak, “Rusya Federasyonu, Azerbaycan ve Ermenistan, 9 Kasım 2020 tarihli anlaşmalara uyma taahhütlerini yinelediler. Rusya, Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir barış anlaşmasının imzalanması çabalarına destek olacaktır” denildi.

    “Tüm sorunlu konuları yalnızca egemenliğin, toprak bütünlüğünün ve sınırların dokunulmazlığının karşılıklı tanınması temelinde tartışma ve çözülmesi kabul edildi”

    Bildiride, “Kuvvet kullanmaktan veya kullanma tehdidinden kaçınmayı, tüm sorunlu konuları BM şartı ve 1991 Alma-Ata Deklarasyonu uyarınca yalnızca egemenliğin, toprak bütünlüğünün ve sınırların dokunulmazlığının karşılıklı tanınması temelinde tartışma ve çözülmesi kabul edildi” ifadeleri kullanıldı.

    Rusya’nın Azerbaycan ve Ermenistan arasında güven inşa etmek için üçlü parlamentolar arası temasların başlatılmasının önemine dikkat çektiği belirtilen bildiride, “Rusya Federasyonu, Azerbaycan ve Ermenistan, Rus barış güçlerinin Transkafkasya’yı istikrara kavuşturma çabalarına yönelik talebi kaydetti. Rusya Federasyonu, Azerbaycan ve Ermenistan, kalan insani sorunları çözmek için ek çaba gösterecek” denildi.

    Rus barışı koruma birliğinin konuşlandığı bölgede güvenliği sağlamaya önemli katkısına dikkat çekilen bildiride, “Azerbaycan ve Ermenistan liderleri, Rusya Federasyonu’nun Güney Kafkasya’da istikrar ve refahın sağlanmasına yönelik desteğini memnuniyetle karşıladılar” denildi.