Etiket: azerbaycan

  • Azerbaycan Cumhurbaşkanı: Türkiye çatışmada taraf değil

    Azerbaycan Cumhurbaşkanı: Türkiye çatışmada taraf değil

    Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan ile yaşanan gerginliğe ilişkin açıklama yaptı.

    Aliyev, Türkiye’nin bölgede bir taraf olmadığını ve dengeleyici rol oynadığını söyledi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Ermenistan’ın isteklerinin kabul edilemez olduğunu ve şu an ki durumda bir diyalog gerçekleştirilemeyeceğini söyledi.

    Bununla birlikte Aliyev, “Türkiye Ermenistan ile çatışmada taraf değil. Dağlık Karabağ’da görev yapan hiç F-16 uçağı yok. Ayrıca bölgede Suriyeli hiçbir savaşçı bulunmuyor” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’dan ‘İki Devlet, Tek Millet’ mesajı

    Bursa’dan ‘İki Devlet, Tek Millet’ mesajı

    Ermenistan’ın ateşkesi ihlal ederek Azerbaycan topraklarına saldırması üzerine başlatılan operasyonlara Türkiye’nin her köşesinden destek veriliyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi de hizmet binasına Azerbaycan bayrağı asarak, kardeş Azerbaycan halkının haklı davasında her zaman yanında oldukları mesajını verdi.

    Yıllardır gerilimin düşmediği Azerbaycan ile Ermenistan hattında, Ermeni güçlerin Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine tansiyon tekrar yükseldi. Azerbaycan ordusunun ‘Ermenistan’ın ateşkesi ihlal etmesi üzerine’ başlattığı operasyonlara, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilk andan itibaren destek verildi. Ermenistan’ın saldırılarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk Milleti her zaman olduğu gibi bugün de tüm imkânlarıyla Azerbaycanlı kardeşlerinin yanındadır. Uluslararası toplum Ermenistan işgaline karşı durmalıdır” açıklamasını yaptı. TBMM de Azerbaycan’ın yanında olduğunu, ortak bir bildiriyle dünya kamuoyuna duyurdu.

    Türkiye’nin tüm kurumları ve vatandaşları gibi Azerbaycan Türk’ü kardeşlerinin haklı davasında yanında olan Bursa Büyükşehir Belediyesi, hizmet binasına Azerbaycan bayrağı astı. Türkiye ile Azerbaycan’ın ‘iki devlet, tek millet’ olduğunu dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş; “Geçmişte olduğu gibi bugün de kardeşlerimizin yanındayız” dedi.

  • Ermenistan saldırılarında 2 Azerbaycanlı sivil daha yaşamını yitirdi

    Ermenistan saldırılarında 2 Azerbaycanlı sivil daha yaşamını yitirdi

    Ermenistan ordusunun, Azerbaycan’ın Terter iline gerçekleştirdiği top atışları nedeniyle 2 sivil yaşamını yitirdi, 2 sivil yaralandı.

    Azerbaycan Başsavcılığından yapılan açıklamada, Ermeni güçlerin akşam saatlerinde Terter ilinin Şıharh kasabasına top atışı yaptığı belirtildi.

    Açıklamada, saldırıda kardeş olan 2 sivilin hayatını kaybettiği, 2 sivilin yaralandığı ifade edildi.

    Ermenistan ordusunun top atışı sonucu Terter kent merkezinde bu sabah 1 sivil hayatını kaybetmişti. Dün de Naftalan ilinde bir eve top mermisi isabet etmesi nedeniyle aynı aileden aralarında ortaokul öğrencilerinin de bulunduğu 5 kişi yaşamını yitirmişti.

  • CHP’li Öztrak: Ermenistan’ın bölge barışını tehdit eden tutumu kabul edilemez

    CHP’li Öztrak: Ermenistan’ın bölge barışını tehdit eden tutumu kabul edilemez

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Ermenistan, uluslararası hukuka aykırı olarak, Azerbaycan ile olan ateşkesi bir kere daha bozdu. Azeri yerleşim yerlerini ve sivilleri hedef aldı. Ermenistan’ın bölge barışını tehdit eden tutumu kabul edilemez” dedi.

    CHP Merkez Yönetim Kurulu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Video konferans ile yapılan toplantının ardından Faik Öztrak, genel merkezde basın toplantısı düzenledi. Öztrak, Türkiye ve içinde bulunduğu coğrafyanın çok kritik bir dönemden geçtiğini belirterek, “Dün de maalesef doğu sınırlarımızda, bir başka kriz yeniden alevlendi. Ermenistan, uluslararası hukuka aykırı olarak, Azerbaycan ile olan ateşkesi bir kere daha bozdu. Azeri yerleşim yerlerini ve sivilleri hedef aldı. Ermenistan’ın bölge barışını tehdit eden tutumu kabul edilemez. Bu uluslararası hukukun açık ihlalidir. Bu terördür. Yukarı Karabağ’daki Ermenistan işgali zaten bölgemizde kanayan bir yaradır. Yıllardır süren bu işgal hem bölge güvenliğini hem de refahını tehdit etmektedir. Çatışmaların yaşandığı coğrafya ülkemizin Kafkasya’yla bağlantısı için stratejik önemdedir. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru hattı gibi önemli uluslararası stratejik tesisler çatışma bölgesine yakındır. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti olarak, olayları tüm boyutlarıyla, dikkatlice değerlendirmeliyiz. Meselenin uluslararası hukuk zemininde çözümü için Azerbaycan’a her türlü desteği vermek zorundayız” dedi

    ‘BURADA İYİ NİYET OLMADIĞI AÇIKTIR’

    Öztrak, “Kobani olayları soruşturması kapsamında HDP’li siyasetçilere yönelik yaşanan gözaltılar var. CHP’nin bu konudaki tutumu nedir?” sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:

    “Açıkçası ben burada şöyle bir soru beklerdim; ‘İktidarın Kobani ile ilgili soruşturma açmak için neden 6 yıl beklediğini düşünüyorsunuz? Neden 6 yıldır Kobani ile ilgili olarak gerekenler yapılmadı?’ sorusunu bekliyordum. Çok açık söyleyeyim ki burada iyi niyet olmadığı açıktır.”

  • Kremlin: Dağlık Karabağ’daki durumla ilgili Türkiye ile temas halindeyiz

    Kremlin: Dağlık Karabağ’daki durumla ilgili Türkiye ile temas halindeyiz

    Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ’da yaşanan çatışmalarla ilgili Türkiye ile temas halinde olduklarını söyledi.

    Peskov, Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ’da devam eden çatışmalarla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    Dağlık Karabağ’daki durumdan endişe duyduklarını belirten Peskov, “Tüm tarafları, özellikle de çatışan tarafları azami itidale ve askeri yönetemlerle hareket etmekten ve ileride durumun kötüleşmesini kışkırtabilecek adımlardan vazgeçmeye çağırıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    “Önemli olan, kimin suçlu olup olmadığını belirlemek değil, çatışmaları durdurmaktır.” diyen Peskov, meselenin siyasi diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini vurguladı.

    Peskov, Dağlık Karabağ durumuna ilişkin Türkiye ile temas kurduklarını aktararak, “Dışişleri Bakanlığı üzerinden Ankara ile temaslarımız oldu. Bu konuda Rus tarafı tam temas halinde.” dedi.

    Rusya’nın hem Azerbaycan hem de Ermenistan ile iyi ilişkileri olduğunu ifade eden Peskov, Dağlık Karabağ’daki durumla ilgili “dengeli” pozisyon sergilediklerini dile getirdi.

    Dün sabah saatlerinde Ermenistan-Azerbaycan cephe hattında, Ermenistan güçlerinin Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine çatışmalar başlamıştı. Azerbaycan ordusu karşı saldırı başlatmış ve bazı yerleşim birimlerini işgalden kurtarmıştı.

    AZERBAYCAN TOPRAKLARININ ERMENİSTAN TARAFINDAN İŞGAL EDİLMESİ

    Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde milliyetçi Ermeniler, Dağlık Karabağ’da hak iddia etti. Ermenistan’ın silahlandırdığı gruplar, 1991’de Hankendi’yi, ertesi yıl da Hocalı ve Şuşa’yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere’yi de ele geçiren Ermenintan güçleri, 1993’te Ağdam’a girdi. Ağdam’ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi.

    Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin işgal altına girdiği süreçte 1 milyona yakın sivil de yerinden edildi.

    Azerbaycan ve Ermenistan, 4-5 Mayıs 1994’te Bişkek’te Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamentolararası Meclisi, Kırgızistan Parlamentosu, Rusya Federal Meclisi ve Dışişleri Bakanlığının inisiyatifiyle “Bişkek Protokolü” olarak bilinen ateşkes anlaşmasını imzaladı. Ancak ateşkes kağıt üzerinde kaldı ve çatışmalarda binlerce asker öldü.

    1992’de Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığı ve Dağlık Karabağ sorununun barışçıl yollarla çözülmesini teşvik ve taraflar arasında aracılık etmek amacıyla Minsk Grubu kuruldu.

    Eş başkanlığını Rusya, Fransa ve ABD’nin yürüttüğü AGİT Minsk Grubu, aradan geçen 27 yılda birçok girişimde bulunmasına rağmen Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik somut neticeler elde edemedi.

  • Azerbaycan’ın Ermenistan işgalinden kurtarma operasyonu devam ediyor

    Azerbaycan’ın Ermenistan işgalinden kurtarma operasyonu devam ediyor

    Azerbaycan ordusu, Ermenistan’ın dün ateşkesi ihlal ederek Azerbaycan mevzileri ile sivil yerleşim yerlerini havan ve topçu sistemleri ile yoğun ateş altına almasının hemen ardından karşı ateş, sonrasında ileri harekat başlattı.

    Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Ermenistan’ın ateşkesi ihlal ederek dün sabah saatlerinde Azerbaycan mevzileri ile sivil yerleşim yerlerine yönelik havan ve muhtelif çaplı topçu sistemleriyle yoğun ateş altına almasından hemen sonra Azerbaycan ordusu tarafından karşı ateş başlatıldı.

    Azerbaycan ordusu, misilleme olarak gerçekleştirdiği ateşlerin ardından ise ileri harekat başlattı.

    Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine ait Silahlı İnsansız Hava Araçlarının (SİHA) da aktif görev aldığı harekatta, hava unsurlarının yanı sıra roket, füze ve topçu silahlarıyla yapılan atışlar sonucunda 400’den fazla hedef ateş altına alındı.

    İlk olarak Nüzgar, Büyük Mercanlı, Kend Horadiz, Yukarı Seyid Ahmetli, Yukarı Abdurrahmanlı, Karahanbeyli ve Garvend köylerini işgalden kurtaran Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, ardından Tekekaya ile Ağdağ bölgelerini kontrol altına aldı.

    Murov Dağı’nın önce batısı sonra da doğusunu kontrol altına alan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri unsurları, Dağlık Karabağ bölgesinde Ermenistan ordusuna ait 10’dan fazla hava savunma sistemini, aralarında tankların da bulunduğu 20’ye yakın zırhlı aracı imha etti.

     

  • Erdoğan’dan Azerbaycan’ın yanındayız mesajı

    Erdoğan’dan Azerbaycan’ın yanındayız mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarını derhal terk etmesiyle bölge yeniden barışa ve huzura kavuşacaktır. Bunun dışındaki tüm dayatmalar ve tehditler sadece haksız ve hukuksuz olmakla kalmayacak, Ermenistan’ı şımartmaya devam edecektir” dedi.

    Türkiye Büyük Millet Meclisi ev sahipliğinde Marmara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi tarafından Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde düzenlenen, “Tarih, Siyaset ve Ülkeler Arası İlişkiler Bakımından Uluslararası Deniz Hukuku ve Doğu Akdeniz Sempozyumu” başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gün sürecek sempozyumun açılış konuşmasını yaptı. Sempozyuma Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da katıldı.

    “ERMENİSTAN’I BİR KEZ DAHA KINIYORUM”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısına değindi. Ermenistan saldırıları bir kez daha kınadığını vurgulayan Erdoğan, Türkiye’nin tüm imkânları ve tüm kalbiyle dost ve kardeş Azerbaycan’ın yanında olmayı sürdüreceğini vurguladı.

    Dağlık Karabağ’ın işgaliyle başlayan krize artık bir son verilmesinin vaktinin geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarını derhal terk etmesiyle bölge yeniden barışa ve huzura kavuşacaktır. Bunun dışındaki tüm dayatmalar ve tehditler sadece haksız ve hukuksuz olmakla kalmayacak, Ermenistan’ı şımartmaya devam edecektir” uyarısında bulundu. Erdoğan, “Yaşanan son gelişmeler, bölgede nüfuz sahibi tüm ülkelere gerçekçi ve adil çözüm yöntemlerini devreye sokmaları konusunda bir fırsat tanımıştır. Bu fırsatın en iyi şekilde değerlendirilmesini umuyoruz” diye konuştu

    “AZERBAYCAN, İSTER İSTEMEZ KENDİ GÖBEĞİNİ KENDİSİ KESMEK ZORUNDA KALMIŞTIR”

    Minsk üçlüsü olarak anılan; ABD, Rusya ve Fransa’nın 30 yıldır sorunu çözmediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adeta bu sorunu çözmemek için de ellerinden geleni yapmışlardır. Şimdi ise akıl veriyorlar, zaman zaman da tehdit ediyorlar. Nedir bu tehdit? ‘Türkiye burada mı? Türk askeri burada var mı?’ Bunu söyleyenler güneyimizde, özellikle Suriye’nin kuzeyinde binlerce tır silahı oraya taşıyanlardır. Bunu söyleyenler, Suriye’nin kuzeyini parselleyen, orada üsleri kuranlardır. Bunu söyleyenler, koalisyon güçleriyle Suriye’de cirit atanlardır” diye konuştu.

    Erdoğan, “Bunlar şimdi gelmişler ‘Türk askeri burada var mı? Türkiye buraya silah naklediyor mu?’ Şu mantığa bak, şu akla bak. Âdeta İlham Aliyev kardeşimiz sanki bunlara hesap verecek. Zaten 30 yıla yakındır size hep hesap verdi, ‘Bu işi çözelim. Bunu artık uzatmayalım.’ dediler. İşgale uğrayan topraklar kimin toprakları? Azerbaycan’ın toprakları. Bunu hepiniz kabul ediyorsunuz. Dağlık Karabağ’ı kabul ediyorsunuz. Buradaki insanlar, 1 milyonu aşkın topraklarından uzak, şu anda Azerbaycan’da yaşıyor. İşgalciler ise orada. Bunun hesabını kimse sormuyor. Artık hesap vakti geldi diyen Azerbaycan, ister istemez kendi göbeğini kendisi kesmek zorunda kalmıştır” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, istişareye verdiği önemin dile getirerek, sempozyumdaki konuşmacılardan vicdanları ve fikirleriyle sözleri arasına sütre çekmeden kanaatlerini açık yüreklilikle paylaşmalarını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayınız, ülkeyi yönetme sorumluluğunu omuzlarında taşıyan devlet adamları olarak bizim burada dile getirilecek önerilere çok ihtiyacımız var. Sizlerin samimiyetle ortaya koyacağı her alternatif bizim için değerlidir, yol göstericidir. Sempozyumun sonuçlarının sadece bilim insanlarımızın, tarihçilerimizin, diplomatlarımızın, öğrencilerimizin değil biz siyasetçilerin de ufkunu genişleteceğine inanıyorum” diye konuştu.

    “TÜRKİYE BİR AKDENİZ ÜLKESİDİR”

    Akdeniz’e dair konuların son dönemde birçok devletin ana gündem maddesini oluşturduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel siyasetin son birkaç aydır Akdeniz eksenli gelişmelerle şekillendiğini söyledi.

    Akdeniz’de yapılan her hamlenin, atılan her adımın Türkiye’nin güvenliğine, hak ve menfaatlerine doğrudan etkisi bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şüphesiz bunların başında Doğu Akdeniz’de var olduğu düşünülen zengin hidrokarbon kaynakları geliyor. Yapılan bazı araştırmalar bölgedeki çıkarılabilir doğal gaz miktarının 3,5 trilyon metreküpün üzerinde olduğuna işaret ediyor. Tüm Avrupa’nın yıllarca doğal gaz ihtiyacını karşılayabilecek bu rakam hiçbir ülkenin göz ardı edemeyeceği büyüklükte bir ekonomik güçtür. Son günlerde bazı ülkelerin provokasyonlarının arka planında işte bu ekonomik potansiyel vardır” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası enerji şirketlerinin de devreye girmesiyle Doğu Akdeniz petrol ve doğal gaz jeopolitiğinin merkezine oturmuştur. Tabii burada bir gerçeğin altını özellikle çizmek gerekiyor; Türkiye’nin bölgeye yönelik ilgisini sadece enerji kaynaklarıyla sınırlamak sığ bir değerlendirme olacaktır. Her şeyden önce Türkiye bir Akdeniz ülkesidir. Biz burada tarih boyunca olduğu gibi bugün de misafir değil ev sahibiyiz. Dün 482. Yıl dönümünü kutladığımız Preveze Deniz Zaferi, Akdeniz’deki köklü varlığımızın en görkemli sembollerindendir. 1538 senesinde Barbaros Hayrettin Paşa’nın komutasında kazanılan bu şanlı zaferle Akdeniz’deki Türk hâkimiyeti tesis edilmiştir. İnsanlık tarihi boyunca pek çok medeniyete beşiklik etmiş bu coğrafya asırlarca sürecek bir barış, huzur ve istikrar iklimine kavuşmuştur. Literatüre Osmanlı barışı olarak geçen bu dönem aynı zamanda Akdeniz’in ticari ve siyasi bakımdan altın çağıdır. Bu asırlar Akdeniz havzasıyla beraber Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın da en huzurlu dönemidir” diye konuştu.

    “TÜRKİYE, AKDENİZ’DE GERİLİMDEN DEĞİL BARIŞTAN VE ADALETTEN YANADIR”

    Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla Akdeniz’de tesis edilen Osmanlı barışının büyük yara aldığını ve sömürgecilik faaliyetlerinin hız kazandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir damla petrolü, bir gram altını oluk oluk akan insan kanından çok daha değerli gören sömürgeci zihniyet Akdeniz’i bir barış ve medeniyet denizinden kan ve gözyaşı deryasına dönüştürdü. Emperyalistlerin hükümranlığı altında Akdeniz maalesef istikrarsızlıkla, çatışmalarla, son yıllarda ise sahile vuran mülteci cesetleriyle anılmaya başladı. Osmanlı barışının yerini günümüzde petrol, doğal gaz ve menfaat için insanlığın rafa kaldırıldığı vahşi bir düzen aldı. Medeniyetler beşiği Akdeniz’i devasa bir mülteci kabristanına dönüştüren işte bu çarpık anlayıştır” dedi.

    “Batılı insanı yücelten, diğer tüm toplumları değersizleştiren bu zihniyet medeniyetimizin en büyük düşmanıdır” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde Akdeniz’de gerilimi tırmandıranların da yine aynı zihniyetin temsilcileri olduğunu kaydetti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Akdeniz’de gerilimden değil barıştan, iş birliğinden, hakkaniyet ve adaletten yanadır. Doğu Akdeniz’de emperyalist yayılmacılığa nasıl karşıysak tek taraflı emri vakilere de aynı şekilde karşıyız. Akdeniz bizleri ayıran değil bizi birbirimize yakınlaştıran, birleştiren, iş birliğimizi güçlendiren bir denizdir, öyle olmalıdır, öyle kalmalıdır. Cezayir’den Mısır’a, Libya’dan Tunus’a, Filistin’den İsrail’e, Türkiye’den Yunanistan’a, İtalya’dan İspanya’ya kadar tüm ülkeleri ve halklarıyla Akdeniz büyük ailemizin çatısıdır, yuvasıdır” dedi.

    “DOĞU AKDENİZ MESELESİ ÇOK BOYUTLU, GENİŞ BİR PERSPEKTİFLE ELE ALINMALI”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akdeniz’deki sorunları birbirimizi dışlayarak değil bölgedeki tüm aktörleri aynı masa etrafında buluşturarak çözebiliriz. Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin içinde adil şekilde yer almadığı hiçbir denklemden Akdeniz barışı çıkmaz. 19. yüzyılın sömürge paylaşım masalarını andıran suni projelerle, saçma haritalarla Akdeniz’e barış ve istikrar gelmeyeceğini artık herkes görüp kabul etmelidir” diye konuştu.

    Doğu Akdeniz meselesinin çok boyutlu, geniş bir perspektifle ele alınması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu meselenin son 20 yılda nasıl çıkmaza sürüklendiğine bakmadan doğru ve hakkaniyetli bir çözüme ulaşılamayacağını söyledi.

    Kofi Annan’ın Kıbrıs konusundaki çalışmalarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönem Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye ve KKTC’ye verdiği sözleri de yerine getirmediğini kaydetti.

    “AVRUPA DAYANIŞMASI ADI ALTINDA ULUSLARARASI HUKUK AYAKLAR ALTINA ALINDI”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar her zaman yalandan yana olmuşlardır, dürüst davranmamışlardır ve bundan sonra da dürüst davranmayacaklardır, çünkü bu bir karakter meselesi böyle bir yapı meselesi. Bu konu her ne kadar şimdi Türkiye’yle Yunanistan bağlamında tartışılsa da çok açık, net söylüyorum meselenin temelinde Yunanistan’ın ve Rum Yönetiminin 2003’ten bu yana devam eden haksız ve maksimalist deniz sınırı iddiaları vardır. Kıbrıs meselesi çözülmeden Avrupa Birliğine üye yapılan Rum Kesimi Kıbrıs Türklerini yok sayarak 2003’te Mısır’la, 2007’de Lübnan’la ve 2010’da İsrail’le anlaşmalar imzalamıştır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rumlar kanunla da yetinmemiş, 2007 yılında ruhsat sahaları belirlemiş, uluslararası ihaleler açmış ve 2011 yılında ilk sondajı gerçekleştirmiştir. Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin bu süreçte gösterdiği iyi niyetli çabalara gereken önem verilmedi. Özellikle Avrupa Birliği diplomasi fırsatlarını değerlendirilmediği gibi Yunanistan’ın ve Kıbrıs Rum Kesiminin şımarıklıklarına boyun eğdi. Avrupa dayanışması adı altında uluslararası hukuk ayaklar altına alındı. Bu tablo karşısında biz de 2018 yılından itibaren kendi yolumuzda ilerlemeye başladık. Özellikle Libya ile imzaladığımız deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşmasıyla ülkemizin ve Libya’nın Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini koruduk, uluslararası deniz hukuku açısından ülkemizin elini daha da güçlendirdik” açıklamasında bulundu.

    “ÜLKEMİZİ DENİZDEN KUŞATMAYA DÖNÜK HAMLELERİN HEPSİ BOŞA ÇIKMIŞTIR”

    “Anlaşmazlıkların diyalogla, uluslararası hukuk temelinde ve hakkaniyete uygun biçim biçimde çözümü öncelikli tercihimizdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla Yunanistan ile ön şartsız olarak diyaloğa hazır olunduğunu vurguladıklarını hatırlattı.

    Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Türkleri dâhil tüm tarafları bir araya getirecek bir enerji bir iş birliği forumu kurulmasının yararlı olacağını dile getirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu meselede hem uluslararası hukuk hem de deniz hukuku açısından haklı olmanın getirdiği öz güvenle hareket ediyoruz. Yunanistan’ın ve Rum Kesiminin kışkırtmaları karşısında itidalli tavrımızdan taviz vermedik. Doğu Akdeniz’de tehdit, baskı ve şantaj diline boğun eğmeyeceğimizi tüm dünyaya ilan ettik. Ülkemizi denizden kuşatmaya dönük hamlelerin hepsi boşa çıkmıştır. Türkiye kendi haklarıyla beraber Kıbrıs Türklerinin hakkını sonuna kadar savunacağını açık ve net ortaya koymuştur” diye konuştu.

    Diplomasi ve müzakerenin asla bir zayıflık emaresi olmadığını, diplomasinin ortak faydaya ulaşabilmenin en kestirme yolu olduğunu dile getiren Erdoğan, “Başta Yunanistan olmak üzere Akdeniz’den komşumuz olan tüm ülkeleri Doğu Akdeniz meselesini sıfır toplamlı bir oyun olarak görmekten vazgeçmeye davet ediyorum. Gelin hep beraber Akdeniz’i bir barış havzasına çevirelim. Gelin yeni husumetlerle Akdeniz’in ak sularını kirletmeyelim. Gelin enerjiyi çatışmanın değil iş birliğinin vesilesi kılalım” açıklamasında bulundu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak şimdiye kadar uzatılan barış elini asla havada bırakmadıklarına vurgu yaparak, “Bize bir adım atana biz hep koşarak gittik. Bugün de Almanya Şansölyesi Sayın Merkel’in yürüttüğü diplomatik çabalara gereken her türlü desteği verdik, veriyoruz. Sağduyu, samimiyet ve aklıselimle hareket edildiğinde herkesin hakkını koruyan, kazan kazan temelli bir formül bulacağımıza özellikle inanıyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bir kez daha sempozyumun başarılı ve verimli geçmesini diliyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde katkısı olan herkesi tekrar tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

  • 400’den fazla Ermenistan hedefi ateş altına alındı

    400’den fazla Ermenistan hedefi ateş altına alındı

    Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nce, Ermenistan’ın ateşkesi ihlal ederek başlattığı saldırıya karşılık vermesi sonucunda 400’den fazla hedef ateş altına alındı.

    Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre; Ermenistan’ın ateşkesi ihlal ederek, dün sabah saatlerinde Azerbaycan mevzileri ile sivil yerleşim yerilerine yönelik havan ve muhtelif çaplı topçu sistemleri ile yoğun ateş altına almasının hemen ardından Azerbaycan ordusu tarafından karşı ateş, ardından ise ileri harekat başlatıldı. Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine ait SİHA’ların da aktif görev aldığı harekatta, hava unsurlarının yanı sıra roket, füze ve topçu silahlarıyla yapılan atışlar sonucunda 400’den fazla hedef ateş altına alındı.

    7 KÖY KURTARILDI

    İlk olarak Nüzgar, Büyük Mercanlı, Kend Horadiz, Yukarı Seyid Ahmetli, Yukarı Abdurrahmanlı, Karahanbeyli ve Garvend köylerini işgalden kurtaran Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, ardından Tekekaya ile Ağdağ bölgelerini kontrol altına aldı. Murov Dağı’nın önce batısı sonra da doğusunu kontrol altına alan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri unsurları, Dağlık Karabağ bölgesinde Ermenistan ordusuna ait 10’dan fazla hava savunma sistemini, aralarında tankların da bulunduğu 20’ye yakın zırhlı aracı imha etti.

  • Ermenistan saldırısında 2 öğrenci şehit oldu

    Ermenistan saldırısında 2 öğrenci şehit oldu

    Ermenistan’ın iki gün önce sabah saatlerinde başlattığı geniş çaplı saldırılar sonucunda, Naftalan’da yaşayan Fidan ve Şehriyar adlı gencecik iki okul öğrencisi şehit oldu.

    Bölgede sivillere yönelik saldırılarda bulunan Ermenistan’ın iki gün önce sabah saatlerinde başlattığı geniş çaplı saldırılar sonucunda, Naftalan’da yaşayan Fidan ve Şehriyar adlı iki gencecik okul öğrencisi şehit oldu.Naftalan ilçesine bağlı Kaşaltı Köyü’nde tamamı aynı aileden 5 sivil hayatını kaybetti, 19 sivil de yaralandı. Bölgede yerleşim yerlerinin altyapısı ciddi zarar görürken, 9’uncu sınıfa giden Fidan Kurbanova ile 7’nci sınıfa giden Şehriyar Kurbanov şehit oldu. Çocuk yaşta Ermeni bombalarına hedef olan iki gencin şehit haberi yürekleri burktu.

    AZERBAYCAN ORDUSU CEPHE HATTINDA SİVİLLERİ KORUMAYA DEVAM EDİYOR

    Azerbaycan toprağı Karabağ’ı tamamen ele geçirmek için saldırılara başlayan Ermenistan, dün sabah askeri mevziler ve sivillerin yaşadığı köyleri ve kentleri bombaladı. Bölgede yaşayan sivlleri korumak için hemen karşılık veren Azerbaycan askeri ağır makinalı tüfeklerle Ermenistan mevzilerine ağır darbe vurmaya devam etti.

  • Azerbaycan: Suriye’den gelen Ermeni asıllı paralı savaşçılar tespit edildi

    Azerbaycan: Suriye’den gelen Ermeni asıllı paralı savaşçılar tespit edildi

    Azerbaycan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Yarbay Anar Eyvazov, Ermenistan ordusunun kayıpları arasında bulunan cesetlerin bir kısmının Suriye’den gelen Ermeni asıllı paralı savaşçılar olduğunun tespit edildiğini bildirdi.

    Eyvazov, Azerbaycan ordusunun Ermenistan ordusuna ait 24 tank ve zırhlı aracı, 15 OSA tipli uçaksavar sistemini ve 18 İHA’yı imha ettiğini kaydetti.

    Ermenistan tarafının kayıplarını gizlediğini belirten Eyvazov, “Düşman kayıpları arasında bulunan cesetlerin bir kısmının Suriye’den gelen Ermeni asıllı paralı savaşçılar olduğu tespit edildi. Ermeni tarafı bu bilgiyi hem yerel hem de uluslararası toplumdan saklıyor.” ifadesini kullandı.

    Dün sabah saatlerinde Ermenistan-Azerbaycan cephe hattında, Ermeni güçlerin Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine çatışmalar başlamıştı.

    Azerbaycan ordusu karşı saldırı başlatmış ve bazı yerleşim birimlerini işgalden kurtarmıştı.