Etiket: azra gülendam haytaoğlu

  • Azra’nın katili cezaevinde intihar etti

    Azra’nın katili cezaevinde intihar etti

    Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nu (21) öldüren ve 13 parçaya ayırdığı cesedini Varsak’ta ormana gömen Mustafa Murat Ayhan (49, suçunu itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.

    Ağırlaştırılmış ömür boyu hapsi istenen ve Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutulan Ayhan, 30 Mayıs’ta karar duruşmasına çıkmıştı. Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki 5’inci duruşmada Ayhan’a “nitelikli kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, “cinsel saldırı” suçundan ise 16 yıl hapis cezası verilmişti.

    Mustafa Murat Ayhan, tutuklu bulunduğu cezaevinde gece saatlerinde intihar etti.

  • Azra’nın katiline ağırlaştırılmış müebbet

    Azra’nın katiline ağırlaştırılmış müebbet

    Antalya’da geçtiğimiz 28 Temmuz tarihinde kaybolduktan 5 gün sonra iş adamı M.M.A. (48) tarafından öldürüldüğü belirlenen 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu ile ilgili davaya devam edildi.

    Antalya Adliyesi 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan sanık M.M.A., SEGBİS üzerinden katıldı.

    Ağırlaştırılmış ömür boyu hapsi istenen M.M.A., 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘kasten öldürme’, ‘hırsızlık’ ve ‘cinsel saldırı’ suçlarından beşinci kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Diyarbakır Cezaevi’nde bulunan sanık Mustafa Murat Ayhan SEGBİS aracılığıyla katılırken, Azra’nın annesi Mezide Haytaoğlu, baba Mustafa Haytaoğlu da salonda hazır bulundu.

    “Çocuğun başı kayıp”

    Duruşmada söz alan baba Mustafa Haytaoğlu, “Ben sanığın en ağır şekilde cezalandırmasını talep ediyorum. Ben çocuğumun o eve kendi rızasıyla gittiğini düşünmüyorum. Çocuğun başı kayıp. Ben bir babayım” dedi. Anne Mezide Haytaoğlu, ise “Ben sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyorum. Benim çocuğumun kafası bulunamadı. Kızımın en son kelimeleri ne oldu, bunu duymak istiyorum” sözlerine yer verdi.

    Çok üzgün ve pişman olduğunu söyledi

    Mahkeme başkanı tarafından son sözü sorulan zanlı ise, çok üzgün ve pişman olduğunu söyledi. Avukatları da müvekkillerinin cinsel saldırı olayını gerçekleştirmediğini, öldürmenin de aniden geliştiğini söyleyerek yeniden başka bir hastaneden adli dengesinin yerinde olup olmadığının anlaşılması için rapor alınmasını istediler.

    Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis

    Duruşma sonucunda sanık Mustafa Murat Ayhan’a ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, ‘cinsel saldırı’ suçundan 16 yıl hapis cezası verildi.

  • Türkiye’nin konuştuğu vahşette yeni gelişme

    Türkiye’nin konuştuğu vahşette yeni gelişme

    Antalya’da üniversite öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nu (21) öldürüp, cesedini 13 parçaya ayıran Mustafa Murat Ayhan’ın (48), ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı. Duruşmada savunma yapan Ayhan, cinayeti nasıl işlediğini anlatırken Azra’ya tecavüz etmediğini belirtti. Sanık avukatının, mahkeme başkanına, sanığa sorulmak üzere ‘Azra babasıyla ilgili sorun yaşadığını sanığa anlattı mı?’ sözleri üzerine, Mustafa Haytaoğlu sinir krizi geçirdi.

    Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu, 28 Temmuz’da evden çıktıktan sonra kendisinden haber alınamadı. Telefonu da kapalı olan Haytaoğlu’na ulaşılamayınca Adana’dan gelen babası Mustafa Haytaoğlu kızını aramaya başladı, polise kayıp başvurusu yaptı. Sosyal medyadan da Azra’nın bulunması için çağrılar yapıldı.

    ÇAPRAZ SORGUDA İTİRAF

    Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Azra’nın cep telefonundan en son inşaat mühendisi ve emlak ofisi sahibi Mustafa Murat Ayhan ile görüştüğünü tespit etti. Cinayet masası ekipleri, Ayhan’ı çapraz sorguya aldı. Ayhan, sorguda cinayeti işlediğini itiraf etti. Mustafa Murat Ayhan, Varsak’ta ormanda Azra Gülendam Haytaoğlu’nu gömdüğü yeri ekiplere gösterdi. Cesedin parçalarını bulan ekipler, otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna gönderdi. Haytaoğlu’nun başı tüm aramalara rağmen bulunamadı. Mustafa Murat Ayhan tutuklandı.

    OKUL ARKADAŞLARI, ADLİYE ÖNÜNE KADAR YÜRÜDÜ

    Tutuklu sanık Mustafa Murat Ayhan’ın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis talebiyle yargılandığı davanın görülmesine, 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşma öncesinde, Azra Gülendam Haytaoğlu’nun okul arkadaşları, yağmur altında yürüdü. Eğitim gördüğü Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi önünden yürüyüşe geçen yaklaşık 300 kişilik grup ‘Azra için adalet’ yazılı pankart açtı. Üniversiteden adliyeye kadar yürüyen Azra’nın arkadaşları, burada basına açıklama yaptı. Azra’nın sınıf arkadaşı da olan İbrahim Şenol tarafından yapılan açıklamada, “28 Temmuz tarihinde Azra’nın kayıp ihbarı verildiğinde yıkıldık. 2 Ağustos sabahında Azra’nın ölüm haberi ile uyandık. Bahanelerin sunulmadığı etkin yürütülen süreçler başlatılmış olsaydı, ocak ayından itibaren hayatları ellerinden alınan 352 kadın ve sıra arkadaşımız Azra için adliye önlerini doldurmazdık. Mustafa Murat Ayhan tarafından cinsel saldırıya uğrayıp canice hayattan koparıldı. Kadınları yaşatmak için kadın katillerine cesaret değil, hakkettikleri cezalar verilsin” denildi.

    Yürüyüşe katılan Azra’nın halası ve diğer yakınları ile arkadaşları, açıklama sırasında gözyaşına boğuldu.

    İLK KEZ HAKİM KARŞISINDA

    Ağırlaştırılmış ömür boyu hapsi istenen Mustafa Murat Ayhan, 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşma öncesinde mahkeme salonuna sığmayan avukatlar izdihama yol açtı. Duruşmaya, Diyarbakır Cezaevi’nde bulunan sanık Mustafa Murat Ayhan SEGBİS aracılığıyla katılırken, öldürülen Azra Gülendam Haytaoğlu’nun annesi Mezide Haytaoğlu, baba Mustafa Haytaoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca Türkiye’nin birçok ilinden 30’dan fazla yetki belgeli avukat, şikayetçi müdafii olarak katıldı.

    Mahkeme heyeti, şikayetçi ve sanık vekillerinin dosyaya kısmen yayın yasağı getirilmesi yönündeki talebini reddetti.

    ‘AZRA’YA İŞ TEKLİFİNDE BULUNDUM’

    Mahkeme başkanının ‘kasten insan öldürme’, ‘hırsızlık’ ve ‘cinsel saldırı’ suçlarından yargılandığını hatırlatmasının ardından sanık Mustafa Murat Ayhan, savunmasını yaptı.

    Ayhan, yaşanan olaylardan dolayı pişman ve üzgün olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

    “İş görüşmesi vasıtasıyla kendisiyle görüştüm. Cinsel temas geçmedi. Benim çocuğum yaşındadır. Telefonunu hırsızlık amacı ile almadım. Azra ile çalıştığı kafeteryada servis elemanı olarak çalışırken tanıştım. İş yerimden bahsettim. Yanımda arkadaşım Süleyman S. de vardı. Azra, bana gece 02.00’ye kadar çalıştığını söyledi. Üniversite camiasındaki kişilere gayrimenkul satabileceğini ve öğrencilere ev kiralayabileceğini söyleyerek, Azra’ya iş teklifinde bulundum. Benim ve arkadaşımın telefonunu aldı. Kendisi ile toplamda 2 kere yüz yüze görüştük. Bir de bayramda mesajlaştık.”

    ‘EVE GİTMEK İSTEMEDİĞİNİ SÖYLEDİ’

    Bayram sonunda iş görüşmesi için kendisine mesaj attığını aktaran Ayhan, “Azra’yı işe almak için arayacaktım. Ama arkadaşım Süleyman S., Azra’nın Covid- 19 olduğunu söyledi. Ben de Azra’yı arayarak bir ihtiyacı olup olmadığını sordum. Bana ‘5 gündür hastayım. Çok ağrılarım var. Ölmek istiyorum’ diyerek sesli mesaj attı. Ben de kendisine mesaj attım. İlaçlarını alıp, evine bırakabileceğimi söyledim. Azra, bana konum attı. Süleyman’ın yanından ayrılarak akaryakıt istasyonuna gittim. Azra’nın yanında arkadaşı vardı. Onunla vedalaşıp, arabama bindi. Çorba içmek istedi, gittik. Bulaşıcı hastalığı vardı. İkimizde de maske vardı. Yolda arabada kahve içtik. Reçetesinin olduğunu söyleyince nöbetçi eczaneye gittik. Reçetenin fotoğrafını da bana attı. Gece 00.30 sıralarında ilaçları ile birlikte vitamin aldım, teşekkür etti. Bana yorgun olduğunu söyleyince onu bırakabileceğimi söyledim. Sonra kendisini aldığım yere geri götürdüm. Evde kalmak istemediğini, arkadaşında kalmak istediğini söyledi. Kübra adındaki arkadaşının evde olmadığını söyledi ve eve gitmek istemediğini söyleyince ben de ‘bende kalabilirsin’ dedim” diye konuştu.

    ‘HAREKETSİZ KALINCAYA KADAR AĞZINI KAPATTIM’

    Saat 01.30 sıralarında birlikte eve gittiklerini anlatan Ayhan, şöyle devam etti:

    “Nerede yatmak istediğini sordum. Salonda yatmak istediğini söyledi. Ben de kendi odama geçtim. Odamda alkol, ecstasy ve kokain aldım. Uyumuşum. Saat 05.00-06.00 gibi uyandım. Kapı sesinden Azra uyanmıştı. Azra’nın yanına oturdum ve elimle ateşine baktım. Nereden geldiğimi sordu. Ben de kendisine ilacı arabadan aldığımı söyledim. Tekrar uyudu. Ben de odama döndüm ve alkol almaya devam ettim. 08.30 sıralarında gelen arkadaşa iş yerinin anahtarını verdim. Yine uyudum. Öğle saat 13.30 sıralarında uyandım. Azra’dan ses çıkmayınca, uyanmayınca eğilerek ağzına ve yanağına dokunarak ateşini ölçmek istedim. Maktule birden silkelenerek kalktı. Bağırdı. Eliyle beni itti ve ‘ne yapıyorsun?’ dedi. Evimizin duvarlarından sesler geçtiği için ‘bağırma’ dedim. Panikledim, elimle ağzını kapattım. Elim ağzında kaldı. Zayıftı, hastaydı, direnemedi. Kendisinin ağır astım hastası olduğunu bilmiyordum. Sonra hareketsiz kalıncaya kadar ağzını kapattım. Sonrasında nabzını ölçtüm. Nabız alamadım. Kalbi de atmıyordu. Yardım etmek istediğim bir insanın hayatına mal olmuştum.”

    ‘MARKETTEN KÜÇÜK TESTERE ALDIM’

    Yaşadığı şoku atlatmaya çalıştığını, ancak ne yapacağını bilemediğini kaydeden Ayhan, “Yığıldım kaldım, sağlıklı karar veremedim. Saat 14.30 sıralarında evden çıktım. Azra’nın çantasını, terliğini aldım. Valize koydum. Araba ile Boğaçayı’na gittim. Telefonunu oraya, eşyalarını ise çöp konteynerine attım. Polise gidemedim. Suçu saklarsam suç ortaya çıkmaz diye düşündüm. Eve gidip, bir şekilde cesedi bulunmaz hale getirirsem belki suçtan kurtulurum diye düşündüm. Ben de marketten küçük testere aldım. Eve geldim. Son kez nabzını kontrol ettim, atmıyordu. Cesedi banyoya taşıdım, küvetin içine koydum. Cesaretli olmak için az alkol ve uyuşturucu aldım. ‘Bunu yapmam lazım’ diye düşündüm. ‘Çocuğumu göremem’ diye düşündüm. Evdeki bıçakla maktulün başını kestim. Sonra başını çöp poşetine koydum. Ardından spor çantama başını koydum ve evden çıktım. Nereye gideceğimi bilemedim. Kepezüstü’ne çıktım. İki gün önce hayata bağlamak istediğim insanın artık başını taşıyordum. Saat 17.30 sıralarında ormanlık alanda arabadan indim. Yüksek bir yerden Azra’nın başının bulunduğu poşeti aşağıya attım ve arabana binip, geri döndüm” diye konuştu.

    ‘CİNSEL SALDIRIDA BULUNMADIM’

    Saat 19.00 sıralarında eve döndüğünü aktaran Mustafa Murat Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Banyonun kapısını kapattım. Dokunamadım bedenine. Bedenin düşünüldüğü kadar kolay kesilemeyeceğini anladım. Sonra uyudum, ertesi sabah 08.00 sıralarında bir şekilde yapmam gerekiyordu. Kolunu ve bacağını eklem yerlerinden keserek, poşetlere doldurdum. Kıyafetlerin üzerinde kan vardı, çamaşır suyuna bastırdım. 09.00 sıralarında Varsak Kirişçiler bölgesine gittim. O bölgede çalı diplerine poşetleri bıraktım. Öğle saatlerinde eve geri geldim. Bedenini iki parçaya ayırarak tekrar evden çıktım ve Varsak’a yine giderek bedenini oraya bıraktım. Sonra da eve döndüm. Ne yaptığımın farkında değildim. Ertesi gün ise bıçağı ve eşyaları alarak evden çıktım. Olaydaki testere ve bıçağı Boğaçayı’na, kıyafetleri de çöp konteynerine attım. Polis cumartesi gecesi mesaj atmıştı. Pazar günü karakola giderek ifade verdim. İlk başta suçu kabul etmedim. ‘Belki kurtulurum’ diye düşündüm. Çok üzgünüm, çok özür dilerim. Benim psikolojik sorunlarım da vardı. Ben annesinden babasından büyüğüm. Maktuleye cinsel saldırıda bulunmadım.”

    SANIK AVUKATI: MAKTULENİN YAKINLARI BENİ HEDEF GÖSTERİYOR

    Sanık avukatı, müvekkilinin gerçekleri tüm çıplaklığı ile anlattığını ifade ederek, “Kendisi 2006 yılında bipolar bozukluk ve şizofreni tedavisi görmektedir. Halen cezaevinde ilaç kullanmaktadır. Biz savunmamızı tabii ki yapacağız. Başından beri maktulenin yakınları beni hedef gösteriyor. İnternette adım geçiyor. Ben sadece görevimi yapıyorum. Ben cinayete ortak değilim” dedi.

    ‘BAŞINI KESERKEN KAN AKMADI’

    Şikayetçi avukatlarının ‘Başını nereye attın?’, ‘Başını keserken ne kadar kan aktı?’, ‘Neden küçük parçalara böldün?’ sorularına sanık Ayhan, “Kepezüstü’nde turist otobüslerinin mola verdiği bir yer vardı. Oradan ormanın içerisine girdim. Sonra yardan aşağıya doğru başını attım. Ölümün üzerinden 3 saat geçmişti. Bu nedenle başını keserken kan akmadı. Kıyafetleri çıkartırken cesedin kesik bölümlerine sürtünce kan bulaştı. Bu nedenle, kıyafetleri çamaşır suyuna bastım. Kurban Bayramından çıkmıştık. İnsan bedenine ait olduğu anlaşılmasın diye cesedi küçük parçalara böldüm. İnsan da olsa parçalamak zor geldi. Marketten aldığım testere ve budama makasını cesedi parçalarken hiç kullanmadım” yanıtını verdi.

    AVUKATIN SORUSU BABAYI KIZDIRDI

    Sanık avukatının, mahkeme başkanına, sanığa sorulmak üzere ‘Azra babasıyla ilgili sorun yaşadığını sanığa anlattı mı?’ sözleri üzerine, Mustafa Haytaoğlu sinir krizi geçirdi. Haytaoğlu, avukata ağır hakaretlerde bulunup saldırmak istedi. Haytaoğlu, duruşma salonuna giren çevik kuvvet ekibince salon dışına çıkartıldı. Verilen kısa aranın ardından sakinleşen Mustafa Haytaoğlu yeniden salona girdi. Haytaoğlu, mahkeme başkanına dönerek, “Sizden özür dilerim. Ben bir babayım. İçim yanıyor. Ben hiç uyuyamıyorum. Kızım her gece rüyama giriyor” diyerek ağlamaya başladı. Mahkeme başkanı Haytaoğlu’nu, “Mahkemede yargılama bir usulle yürüyor. Sana da söz vereceğim. Lütfen sakin ol” diyerek sakinleştirdi.

    ‘GÖZLERİMİN İÇİNE BAK’

    Duruşmada söz alan Mustafa Haytaoğlu, kızının değişik okullar kazandığını ama Akdeniz Üniversitesi’ni tercih ettiğini belirterek, “Kızım kadın hakları savunucusu olmak istedi. Kızımın aç susuz olduğu söyleniyor. Ben kızıma her ay 2 bin lira para gönderdim. Kızım için, kadınlar için ölürüm” dedi. Ardından SEGBİS ekranına dönerek, sanığa bakan Haytaoğlu, “Gözlerimin içine bak lan, bakamıyorsun değil mi? Şikayetçiyim” dedi.

    ‘KIZIMIN ÇORABINI KOKLAYARAK UYUYORUM’

    Daha sonra söz alan Müzide Haytaoğlu, kızının acısıyla yaşadığını belirterek, çantasından kızına ait olduğunu belirttiği çorabını çıkartarak, “Ben 4,5 aydır kızımın çorabını koklayarak uyuyorum” dedikten sonra bayıldı. Bunun üzerine sağlık ekibi istendi ve duruşmaya 10 dakika ara verildi.

  • Savcılık rapor istedi: Parçalanırken sağ mıydı?

    Savcılık rapor istedi: Parçalanırken sağ mıydı?

    Antalya’da 28 Temmuz’da kaybolan ve kendisinden 5 gün haber alınamayan Azra Gülendam Haytaoğlu’nun (21), iş insanı Mustafa Murat Ayhan tarafından 13 parçaya bölünerek öldürüldüğü ortaya çıktı. Adli tıptan Azra’nın kesin ölüm nedenini soran savcılık, maktulün canlıyken mi ya da öldükten sonra mı parçalara ayrıldığının tespitini istedi.

    Antalya’da Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu, 28 Temmuz’da evden çıktıktan sonra kendisinden haber alınamadı. Telefonu da kapalı olan Haytaoğlu’na ulaşılamayınca Adana’dan gelen babası Mustafa Haytaoğlu kızını aramaya başladı, polise kayıp başvurusu yaptı. Sosyal medyadan da Azra’nın bulunması için çağrılar yapıldı.

    ÇAPRAZ SORGUDA İTİRAF

    Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Azra’nın cep telefonundan en son inşaat mühendisi ve emlak ofisi sahibi Mustafa Murat Ayhan ile görüştüğünü tespit etti. Cinayet masası ekipleri, Ayhan’ı çapraz sorguya aldı. Ayhan, sorguda cinayeti işlediğini itiraf etti.

    Mustafa Murat Ayhan ifadesinde, Azra Gülendam Haytaoğlu’nu banyoda boğup, öldürdüğünü, 13 parçaya böldükten sonra koyduğu valizle Kepez ilçesi Varsak bölgesindeki ormanlık alana taşıyıp gömdüğünü söyledi. Azra’nın 28 Temmuz’da kendisini aradığını ifade eden Ayhan, “Buluştuk. Evde birlikte yemek yedik. Alkol aldık. Bu sırada aramızda tartışma çıktı. Boğarak öldürdüm. Banyoya götürüp parçalara ayırdım” dedi.

    Ayhan, Varsak’taki ormanlık alanda Azra Gülendam Haytaoğlu’nu gömdüğü yeri ekiplere gösterdi. Cesedi gömüldüğü yerden çıkaran ekipler, bulunan parçaları otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna gönderdi. Haytaoğlu’nun kafatası ve sol kalçası tüm aramalara rağmen bulunamadı. Mustafa Murat Ayhan ise tutuklandı.

    KESİN ÖLÜM NEDENİ SORULDU

    Soruşturmayı yürüten Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Cinayet Suçları Soruşturma Bürosu, dosyayı İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderdi. Savcılık adli tıptan, Azra’nın kesin ölüm nedenini sordu. Maktulün canlıyken mi ya da öldükten sonra mı parçalara ayrıldığının tespiti istendi. Savcının sanık için hazırlanacak iddianamenin ceza isteminde, bu hususların önemli olduğu vurgulandı.

  • Vahşice katledilen Azra son yolculuğuna uğurlandı

    Vahşice katledilen Azra son yolculuğuna uğurlandı

    Antalya’da cinsel saldırıya uğradıktan sonra vahşice öldürülen Azra Gülendam Haytaoğlu, Osmaniye’de son yolculuğuna uğurlandı. Azra’nın tabutuna mezuniyet cübbesi serildi.

    Antalya’da cinsel saldırıya uğradıktan sonra öldürülen Azra Gülendam Haytaoğlu, bugün Osmaniye’de son yolculuğuna uğurlandı.

    Antalya Adli Tıp Kurumundaki otopsisinin ardından yakınları tarafından teslim alınan Azra Gülendam Hatyaoğlu’nun cenazesi, tören için Cumhuriyet Mahallesi’ndeki İstiklal İlkokulu bahçesine götürüldü.

    Cenaze törenine Haytaoğlu’nun babası Mustafa, annesi Mezide, ablası Ezgi Tuğba ve kardeşi Hazan Haytaoğlu, yakınları, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mücahit Demirtaş, Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, AK Parti Osmaniye milletvekilleri Mücahit Durmuşoğlu ve İsmail Kaya ile çok sayıda vatandaş katıldı.

    Bakan Yardımcısı Demirtaş, baba Mustafa Haytaoğlu’na başsağlığı diledi, onu teskin etmeye çalıştı.

    Üzerine Türk bayrağı örtülen tabuta, ablası Ezgi Tuğba Haytaoğlu, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi kardeşi için mezuniyet cübbesi serdi.

    Cenaze namazının ardından Haytaoğlu’nun naaşı, Durmuşsofular köyündeki mezarlıkta defnedildi.

    Üniversite öğrencisinin, Kadirli ilçesi Cumhuriyet Mahallesi İstiklal İlkokulu bahçesindeki cenaze töreni öncesi anne Mezide Haytaoğlu, kızının Gazetecilik bölümünde eğitim aldığını ve gazeteciliği çok sevdiğini söyledi.

    Antalya’da 28 Temmuz’dan beri kızlarından haber alamayan Haytaoğlu ailesinin durumu İlçe Emniyet Müdürlüğüne bildirmesinin ardından arama çalışması başlatılmış, genç kızın cesedi Varsak ormanlık alanında gömülmüş halde bulunmuştu.

    Şüpheli M.M.A. çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.

    ”ARTIK SON BULSUN”

    Konuşmasında yetkililere de seslenen Haytaoğlu, “Başka annelerin de ciğeri yanmasın artık. Artık son bulsun. Benim kuzum şehit oldu. Cumhurbaşkanımızdan, Süleyman Soylu bakanımızdan yardım istiyorum. Kuzumu Allahı’ma emanet ettim, nurlar içinde yatsın, yavrumu topraklar sıkmasın. Allah’ım emanetini geri aldı” ifadelerini kullandı.

  • 5 gündür haber alınamayan Azra’dan acı haber

    5 gündür haber alınamayan Azra’dan acı haber

    Antalya’da, 5 gündür haber alınamayan gazetecilik bölümü öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu (21) ölü bulundu. Üniversiteli kızı evinde cinsel saldırıda bulunup, boğarak öldüren ve banyoda parçalara ayırıp valizle ormana gömen emlakçı M.M.A. (48) gözaltına alındı.

    Antalya’da 5 gün önce kaybolan 21 yaşındaki genç kızın cesedi, ormanlık alanda toprağa 10 parça halinde gömülmüş olarak bulundu.

    Olaya ilişkin gözaltına alınan 48 yaşındaki şüpheli, sorgusunda genç kızı boğduktan sonra banyoda parçalara böldüğünü, ardından bavullara koyup ormanlık alanda gömdüğünü itiraf etti.

    Edinilen bilgiye göre, 28 Temmuz Çarşamba günü evinden ayrılan Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik bölümü okuyan Azra Gülendam Haytaoğlu’ndan ailesi 5 gündür haber alamıyordu.

    Olayla ilgili inceleme başlatan Antalya Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’ne bağlı ekipler, genç kızın son olarak Konyaaltı ilçesindeki inşaat mühendisi ve emlak işiyle uğraşan M. M. A.’ya (48) ile görüştüğünü tespit etti.

    Gözaltına alınan şüpheli ilk ifadesinde, “Önceden tanışmıştık. Geldi, birlikte yemek yedik, ardından gitti” dediği öğrenildi. Bunun üzerine şüpheli serbest bırakıldı.

    Soruşturmayı derinleştiren ekipler, MOBESE ve güvenlik kameralarını inceleme altına aldı. Görüntülerde M. M. A’nın evinden defalarca valizler çıktığını tespit eden ekipler, şüpheliyi tekrar gözaltına aldı.

    Çapraz sorgunun ardından cinayeti itiraf eden M. M. A.’nın ‘Beraber yemek yiyip alkol aldık. Aramızda tartışma çıktı. Boğarak öldürdüm. Banyoya götürüp parçalara böldüm. Kepez ilçesi Varsak’taki ormanlık alana gömdüm” dediği öğrenildi.

    Cinayet itirafının ardından katil zanlısı, belirtilen adreste cesedin yerini gösterdi. Adrese giden ekipler, genç kızın cesedini parçalara bölünmüş halde buldu. Haytaoğlu’nun cenazesi otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı.

    Cinayet zanlısı M. M. A.’nın ise emniyetteki işlemleri sürüyor.

    Akdeniz Üniversitesinden Taziye Mesajı

    Öte yandan Akdeniz Üniversitesi, vahşi bir cinayete kurban giden Azra Gülendam Haytaoğlu ile ilgili bir taziye mesajı yayınladı. Mesajda şu ifadelere yer verildi:

    “Üniversitemiz İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 3. sınıf öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nun menfur bir cinayet ile aramızdan ayrıldığını büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz.

    Henüz hayatının baharında olan Azra Gülendam Haytaoğlu’nun bir cani tarafından vahşice katledilişi üniversitemizi derin bir üzüntüye boğmuştur. İnsanın en temel hakkı olan yaşam hakkına yönelik gaspın ötesinde kadına yönelik şiddet ve cinayetin can yakıcı kayıplarından biri olan bu cinayeti Akdeniz Üniversitesi olarak şiddetle kınıyor, hunharca hislerle işlenen bu cinayetin failinin, adalet önünde en ağır şekilde cezalandırılmasını diliyoruz.

    Akdeniz Üniversitesi olarak hiçbir canlıya karşı bu tür şiddet ve cinayetlerin bir daha yaşanmamasını temenni ediyor, vefatıyla Akdeniz Üniversitesi ailesini yasa boğan öğrencimize Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve Üniversite camiamıza başsağlığı diliyoruz.”