Etiket: bağımlılık

  • Bağımlılıkla mücadelede yeni dönem başlıyor

    Bağımlılıkla mücadelede yeni dönem başlıyor

    Göktaş, AK Parti Genel Merkezi’nde, AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığının “Dünya İnsani Yardım Günü” dolayısıyla düzenlediği programda, insan hayatına dokunan iyiliklerin hiçbir zaman unutulmayacağını belirtti.
    İyilik hareketlerini her daim asli bir sorumluluk olarak gördüklerini, bu kapsamda çalışmalarını büyük bir heyecanla sürdürdüklerini aktaran Göktaş, “AK Parti, Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde, Türkiye’nin insan odaklı siyasetinin en güçlü temsilcisi olmuştur. Bakanlık olarak, çalışmalarımızı bu anlayıştan hareketle sürdürüyoruz. Toplumun tamamını kapsayan bir perspektifle insanlık onuruna yakışan sistemler kuruyoruz.Yeni hizmet modellerimizle acil müdahaleler ve anlık çözümlerin ötesine geçiyoruz” diye konuştu.

    “Güçlü Aile, Güçlü Toplum, Güçlü Türkiye” ilkesiyle ülkenin refahını artırma hedefiyle hareket ettiklerini vurgulayan Göktaş, şunları söyledi:
    “Bugün tüm sosyal politikalarımızın odağında ailenin korunması ve güçlendirilmesi hedefi yer alıyor. Bütüncül bir bakış açısıyla belirlediğimiz çalışmalarımızı bu yıl ilk defa Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planıile ilan ettik. Ekonomik, siyasi ve toplumsal hayata aktif katılma için kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına öncelik verdik. Geçmişte olduğu gibi bugün dekadınları Güçlü Türkiye’nin mimarları olarak görüyoruz. Bu anlayışımızı Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile ulusal politikalarımızın önemli bir unsuru haline getirdik. Aileyi ve toplumu tehdit eden her türlü şiddete karşı sıfır tolerans ilkesini benimsedik. Şiddet mağdurları ile birlikte şiddet faillerine yönelik çalışmalarımızla şiddet döngüsünü kırmaya kesin karar verdik. Bugün ülkemizde aktif olan 82 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi, 112 kadın konukevi, KADES uygulaması ve Alo 183 Şiddetle Mücadele Hattı ile şiddete karşı etkin bir mücadele veriyoruz.”

    “Bağımlılık türleri gün geçtikçe artıyor”

    aile ortamında büyümeleri, gençlerin iyi yetişmesi için aile odaklı bakım hizmetleri sunmaya devam ettiklerini dile getiren Göktaş, “Sosyal ekonomik destekler, koruyucu aile ve evlat edindirme programlarımız ile çocuklarımızı sevgi ve güvenle geleceğe hazırlıyoruz.Yaşlı ve engellilerin rehabilitasyonu ve yaşam kalitesini artırmak için hizmet modellerimizi sürekli geliştiriyoruz” dedi.
    Şehit ailelerive gazilere yönelik çalışmaları büyük hassasiyetle sürdürdüklerini aktaran Göktaş,yurt genelindeki414 Sosyal Hizmet Merkezi ile bütün hizmetlerini tek çatı altında sunduklarını söyledi. Gelişen dijitalleşmeyle beraber bağımlılık türlerinin gün geçtikçe arttığına dikkati çeken Göktaş, şöyle konuştu:

    “Artık bağımlılık denilince akla sadece madde, sigara ve alkol bağımlılığı gelmiyor. Son dönemde artan dijital ve oyun bağımlılığı çocuklarımızın, gençlerimizin sağlığını olumsuz etkiliyor.Şiddet içerikli dijital oyunlar çocukların ve ergenlerin gerçeklik algısını değiştiriyor.Bazı dijital oyunların ise radikalleşmeye yönelik bir araç olarak kullanıldığı biliniyor.Bakanlık olarak geçtiğimiz mayıs ayında açıkladığımız Aile Eylem Planı’mızda da önemli bir yer verdiğimiz dijital bağımlılıkla mücadele etmeye kararlıyız. Ayrıca RTÜK ile dijital bağımlılığa yönelik farkındalığı artırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu anlamda insan hayatını olumsuz etkileyen bu bağımlılıklarla mücadele yöntemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz.Mücadelemizi etkili bir şekilde sürdürmek için Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın başkanlığında bağımlılıkla mücadeleye yönelik bir kurul oluşturuyoruz. Milli Eğitim, Sağlık ve İçişleri bakanlıklarımız da çalışma grubunda yer alacak. Bu kurulda bağımlılıkla mücadeleyi tüm yönleriyle özel olarak ele alacağız. Bunun yanı sıra sosyal hizmetlere erişimi artırmak adına yeni bir hizmet modeli tasarlıyoruz.Mahalle odaklı sosyal hizmet modelimiz ileyerelde çıkaracağımız sosyal risk haritaları ile her mahallenin potansiyeline özgü çalışmalar yürüteceğiz. Toplumun tüm kesimleri için yürüttüğümüz özel çalışmalarla hizmet yelpazemizi genişletmeye devam edeceğiz.”

    “Filistinlilerin haklı mücadelelerinin her zaman yanındayız”

    İnsan odaklı sosyal politikalarla insani yardım alanına yeni bir boyut kazandırdıklarını dile getiren Göktaş, “Bizim için insani yardım her daim, ülke sınırlarının ötesinde gördüğümüz evrensel bir değer ve özel bir sorumluluk alanı oldu. Bu anlamda hiçbir ayrım gözetmeden dünyanın dört bir yanına ulaşıyor, yardım çağrılarını asla karşılıksız bırakmıyoruz” dedi.
    Dünyanın gözü önünde, Filistin’de İsrail’in sürdürdüğü soykırım karşısında da hiçbir zaman sessiz kalmadıklarını vurgulayan Göktaş,”Sadece orantısız şiddetle değil, gıda ve barınma gibi hayati ihtiyaçlara ulaşılmasını da engelleyen İsrail’in vahşetini her ortamda dile getirdik. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde, Filistinlilerin haklı mücadelenin her zaman yanında olduğumuzu bir kez daha yüksek sesle ifade etmek isterim. Bütün dünyanın sessiz kaldığı bu soykırıma karşı, insan haklarını korumak ve güçlendirmekten yana olan herkes, tarihin doğru tarafında durmanın sorumluluğunu taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

  • Bursa Büyükşehir’den ‘Bağımlılıkla Mücadele’ eğitimi

    Bursa Büyükşehir’den ‘Bağımlılıkla Mücadele’ eğitimi

    Bursa Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı Eğitim Şube Müdürlüğü ile Gençlik ve Aile Destek Merkezi (GADEM) işbirliğiyle düzenlenen eğitim, Belediye Meclis Salonu’nda Sosyolog Hülya Özkan Timur’un sunumuyla gerçekleştirildi. ‘Bağımlılık nedir?’ sorusunun yanıt bulduğu eğitimde bağımlılık türleri, tanı ve tedavi yöntemleri ile beraberinde getirdiği sorunlar hakkında bilgiler verildi. Eğitimde, bağımlılığın oluşmasındaki çevresel ve sosyal etmenlerin yanı sıra bağımlılığın kişi üzerindeki ruhsal ve fiziksel etkileriyle mücadele konuları da ele alındı.

  • Bağımlılıktan kurtulmayı balon uçurarak kutladılar

    Bağımlılıktan kurtulmayı balon uçurarak kutladılar

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve Nilüfer Belediyesi işbirliğinde ‘Artık Bağımlı Değilim’ projesi tamamlandı. Proje çerçevesinde Nilüfer Belediyesi Bağımlılıkla Mücadele Birimi işbirliği ile denetimli serbestlik tedbiri altında bulunan ve madde kullanımı olan çocukların rehabilitasyonuna yönelik çeşitli çalışmalar yürütüldü. Bu çerçevede Psiko-Sosyal danışmanlık hizmeti ile çocuklara bireysel mentörlük hizmeti verilerek sorun çözme becerileri ve madde kullanımı ile baş edebilme stratejilerine yönelik becerileri geliştirildi. Kültürel geziler, tiyatro, ritim atölyesi gibi sosyal ve kültürel etkinlikler vasıtasıyla boş zamanları yapılandırılan gençlerin alternatif hayat becerileri geliştirilerek madde kullanımından uzaklaşmasına katkı sağlandı.

    2023 Haziran ayında başlayan projede süreci başarı ile tamamlayan çocuklarla birlikte Nilüfer ilçesi Gölyazı Mahallesinde yapılan kapanış programına Denetimli Serbestlikten Sorumlu Cumhuriyet Başsavcısı Tuncay Sümbül, Denetimli Serbestlik Müdürü Cihat Çanak, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Erkan Arslan, Nilüfer İlçe Sağlık Müdürlüğünden Dr. Deniz Arıkan ve Dr. Elif Soyer, Nilüfer Belediyesi Bağımlılıkla Mücadele Birimi çalışanları, suça sürüklenen çocuklar ve çocukların aileleri katıldı.

    Kahvaltı ile başlayan programda desteklerinden dolayı Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Okan Şahin’e ve Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Erkan Arslan’a suça sürüklenen çocukların kendi yaptıkları Türk Bayrağı motifli Filografi eserleri hediye edildi. Nilüfer Belediyesi tarafından da çocuklara hediyeler verildi. Kahvaltı sonrası balonlar eşliğinde kortej yapılarak Gölyazı Köprüsü’ne giden katılımcılar, bağımlılıktan kurtulmanın özgürlüğünü temsilen balonları gökyüzüne bıraktı.

  • Bağımlılıkla mücadele için bisiklet sürdüler

    Bağımlılıkla mücadele için bisiklet sürdüler

    Yeşilay Türkiye genelinde geleneksel hale getirdiği ve farkındalık oluşturmayı amaçlayan Bisiklet Turlarının 11. gerçekleştirildi. Düzce’de de Yeşilay Düzce Şubesi tarafından düzenlenen bisiklet turuna Vali Selçuk Aslan, Gençlik ve Spor İl Müdürü İsa Yazıcı, Yeşilay Düzce Şube Başkanı Ali Dilber, Türkiye Bisiklet Federasyonu Düzce İl Temsilcisi Selim Cicu ve 200’e yakın bisikletli katıldı.

    Sağlıklı yaşam açısından daha fazla hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Selçuk Aslan, “Yeşilay tarafından, bağımlılıkla mücadeleye dikkat çekmek amacıyla 2011 yılından bu zamana geleneksel olarak düzenlenen bisiklet turunu bugün icra ettik. Sağlıklı yaşamın keyfini sürelim sloganıyla pedalları çeviriyoruz. Düzce çok hoş bir bisiklet kenti. Çünkü şehrin coğrafi yapısı oldukça düz. Böyle düz olan memleketlerde bisiklet sürme, yürüyüş alışkanlığı daha yaygındır. Bizim ilimizde bu yoğunluğu zaten gözlemliyoruz. Sağlıklı yaşam açısından daha fazla hareket etmemiz gerekli. Daha fazla hareket açısından da bisiklet ayrı bir fırsatı sunmakta” dedi.

    Etkinlikte Vali Selçuk Aslan, Gençlik ve Spor İl Müdürü İsa Yazıcı ve Yeşilay Düzce Şube Başkanı Ali Dilber de pedal çevirdi. 5 kilometrelik yol güzergahının ardından bisiklet sürüşü Anıtpark meydanında sona buldu. Alana kurulan Yeşilay standında meyve suyu ve çikolata ikram edildi.

  • Elazığ Belediyesinden bağımlılık ve alkol bağımlılığı semineri

    Elazığ Belediyesinden bağımlılık ve alkol bağımlılığı semineri

    Elazığ Belediyesi, özel gereksinimli bireylerin ailelerine yönelik hizmetlerini sürdürüyor. Bu kapsamda Elazığ Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ve Elazığ Emniyet Müdürlüğü iş birliğiyle 1-7 Mart Yeşilay Haftasında bağımlılık ve alkol bağımlılığı konulu seminer düzenlendi. Elazığ Belediyesi Engelsiz Yaşam Merkezinde düzenlenen seminere özel gereksinimli bireylerin aileleri katıldı. Sağlık teknikeri Eda Çetiner, Elazığ Emniyet Müdürlüğüne bağlı Narkotik Şube Müdürlüğü, Siber Suçlar Müdürlüğü ve Toplum Destekli polis ekibi personelinin konuşmacı olarak katıldığı programda, alkol bağımlılığı, alkol bağımlılığının belirtileri, alkol bağımlılığında ilk müdahale, alkol bağımlılığının tedavi yöntemleri, tütün ve madde bağımlılığı, sosyal medyayla interneti doğru kullanma ve siber saldırılara karşı korunmanın yanı sıra teknoloji bağımlılığı da anlatıldı.
    Aileler, Engelsiz Yaşam Merkezinde düzenlenen seminerin çok faydalı olduğunu söyleyerek, seminerde emeği geçen herkese teşekkür etti.
    Seminer katılımcılardan gelen soruların cevaplaması ile son buldu.

  • Tavşanlı’da bağımlılıkla mücadele

    Tavşanlı’da bağımlılıkla mücadele

    Rektörün konuşmasının ardından üniversitedeki tüm akademik birimler tarafından belirlenen konferans salonu ve amfilerde Yeşilay Kütahya Şubesi tarafından görevlendirilen bir temsilci tarafından öğrencilere Bağımlılıklarla Mücadele eğitimi verildi. Söz konusu eğitim canlı yayınla da tüm öğrencilere ve dünyanın her köşesinden izleyiciyle paylaşıldı.

    Tavşanlı’da, Yeşilay Temsilcisi Celalettin Altay ve Serkan Hüsnü Korkmaz, Meral Çakmak ve Ecem Nur Yazıcı düzenlenen programda Yeşilay Faaliyetleri konusunda bilgilendirmelerde bulundular.

    Rehber Öğretmen Ecem Nur Yazıcı program hakkında şunları söyledi: “50 bin öğrenciye aynı anda tüm akademik birimlerde bağımlılık semineri düzenledik. 50 bin öğrenciye aynı anda ulaşmak ve bağımlılığı önleyici çalışmalarda bulunmaktan dolayı çok mutlu olduk ve gurur duyduk. Umuyorum böyle çalışmaların devamı da en kısa sürede gelmeye devam eder.”

  • Bağımlılıklarla mücadele eğitimi

    Bağımlılıklarla mücadele eğitimi

    DPÜ’nün tüm akademik birimlerinde ve aynı anda çevrim içi ortamda gerçekleştirilen etkinliğin açılışında konuşan, Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak,” Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü olarak göreve başladığımız 2 Ağustos 2023 tarihinden itibaren alanında uzman kişilerle 86 etkinlik düzenlemiş bulunmaktayız. Bugün ise en geniş katılımlı etkinliğimizi, Yeşilay Kütahya Şubesi iş birliğiyle üniversitemizin 11 fakültesi, 14 meslek yüksekokulu ve 1 yüksekokulu olmak üzere toplam 50 bin öğrencisine “Bağımlılıklarla Mücadele” konusunda gerçekleştiriyoruz” dedi.

    “Üniversitelerin en önemli görevlerinden biri gençlerimizin gönüllerine dokunmak”

    Üniversitelerin en önemli görevlerinden birinin gençlerin gönüllerine dokunmak, onların yalnız olmadıklarını hissettirecek kalıcı dostluklar ve bağlar kurmak olduğunu söyleyen Rektör Kızıltoprak, ”Küreselleşen, tek tipleşen, duyarsızlaşan, ferdiyetçi bir yaşam felsefesinin oluştuğu 21. yüzyılda köklü medeniyetin bakiyesi olduğumuz şuuruyla gençlerimizi, çocuklarımızı yalnızlığa itemeyiz, onları kendi hallerine terk edemeyiz ve nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya kaldıkları hususunda tepkisiz kalamayız. İşte bu şuurla bu gün 50.000 öğrenciye eş zamanlı eğitim veriyoruz. Gençlerimizin ve devletimizin müreffeh geleceğine engel olmaya çalışan bağımlılık yapıcı maddelerle ve bunları pazarlayan tacirlerle ilgili yürütülen çeşitli operasyonlar; devletimiz tarafından titizlikle ve başarıyla yürütülmektedir. Aileler, biz akademisyenler ve tüm vatandaşlar olarak üzerimize düşenin fazlasıyla devletimize her kulvarda destek olup Allah’ın da izniyle devletimizin ve gençlerimizin geleceği ile oynayan herkesin ve her şeyin önünde durularak bağımlılığa neden olan her tür maddenin ve tüm zehir tacirlerinin nefesi kesilip en sonunda gençlerimiz ve devletimiz için müreffeh, huzurlu ve güçlü yarınlara yelken açacağız” dedi.

    “Gençlerimiz bu eğitimde elde ettiği bilgileri etrafına faydalı olmak için kullanacaktır”

    Kızıltoprak, ”Bağımlılıkla mücadelede ulusal ve uluslararası düzeyde öncü rol oynayan Yeşilay ile bu etkinliği gerçekleştiriyoruz. Yeşilay, 100 yılı aşkın süredir insan onurunu ve saygınlığını temel alan, toplumu ve gençliği ayrım gözetmeden zararlı alışkanlıklardan korumak için çalışan, millî ve ahlaki değerleri gözeterek ve bilimsel metotlar kullanarak tütün, alkol, uyuşturucu madde, teknoloji, kumar ve benzeri bağımlılıklarla mücadele eden, önleyici ve rehabilite edici halk sağlığı ve savunuculuk çalışmaları yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Bugün biz de bu iş birliği ile kıymetli öğrencilerimizi, çağımızın en önemli sorunlarından biri haline gelmiş bağımlılıklardan uzak tutmak için farkındalığa davet ediyor ve bilgi hazinelerini geliştirerek bu alanda savunucu olmaya davet ediyoruz. Geleceğimizin teminatı gençlerimize sağlıklı bir hayat sunmak hepimizin asli görevlerindendir. Gençlerimiz de inanıyorum ki bu duyarlılığı gösterecek, bugün bu eğitimle elde ettiği bilgileri ve farkındalığı etrafına ve geleceğine faydalı olmak için kullanacaktır. Eğitimimizin hayırlara vesile olmasını diliyor ve hepinize sağlıklı bir gelecek temenni ediyorum” diye konuştu.

    Rektörün konuşmasının ardından üniversitedeki tüm akademik birimler tarafından belirlenen konferans salonu ve amfilerde Yeşilay Kütahya Şubesi tarafından görevlendirilen bir temsilci tarafından öğrencilere Bağımlılıklarla Mücadele eğitimi verildi. Söz konusu eğitim canlı yayınla da tüm öğrencilere ve dünyanın her köşesinden izleyiciyle paylaşıldı.

  • Sigara bağımlılığıyla mücadelenin önemi

    Sigara bağımlılığıyla mücadelenin önemi

    Genç Yeşilay Öğrenci Topluluğu, Sağlık Yönetimi Öğrenci Topluluğu, Sağlık Olsun Öğrenci Topluluğu ve Yeşilay Bayburt Şubesi ortaklığında Gökhan Budak Konferans Salonunda gerçekleşen Bağımlılık konferansı kapsamında, Atatürk Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu “Otonom Sinir Sistemi ve Nikotin İlişkisi” başlıklı sunumunu yaparken, Hertfordshire Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mohammed Shoaib ise “Nikotin Bağımlılığı ve Tedavisi” başlıklı sunumunu yaptı.

    Sigara bağımlılığının halk sağlığı ve sürdürülebilir sağlıklı nesiller için önemli bir tehdit olduğuna dair farkındalık oluşturmayı amaçlayan konferansta, sigaranın sinir sistemindeki olumsuz etkilerinden bahsedilerek bağımlılığın gerekçeleri ve tedavi yöntemleri üzerinde duruldu.

    Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, konferans konuşmasında otonom (özerk) sinir sisteminde ciddi yanıltıcı uyaran etkisi gösteren sigaranın, telafisi zor hasarlar bırakmanın yanı sıra genetik kodlara işleyen bazı patolojik etkenlere de sahip olduğunu belirterek, nikotinin güçlü bir alkaloid olarak sinir sisteminde bozunumsal uyaran etkisi meydana getirdiğini ifade etti. Prof. Dr. Shoaib ise, nikotin bağımlılığının gelişim ve yerleşme süreçlerini özetleyerek mevcut dejenerasyonun onarılması için yapılması gerekenleri anlattı.

  • Okullarda bağımlılıkla mücadeleye devam

    Okullarda bağımlılıkla mücadeleye devam

    Okulun toplantı salonunda yapılan seminerde Selendi Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Dr. İlayda Kılıç tarafından verilen seminer, sinevizyon gösterileri ile desteklendi. Dr. Kılıç, “Kaymakamlığımız koordinesinde okullarımızda bu eğitimleri veriyoruz. Bağımlılıkla sadece ülkemizde değil, dünyada da çok büyük problem haline geldi. Gençlerimizin farklı bağımlılık türleriyle yaşadığı problemlere farklılık kazandırmayı önemsiyoruz. Alkol, madde, tütün, davranışsal bağımlılıklar, teknoloji ve kumar olmak üzere her türlü bağımlılıkla ilgili çalışmalar yürütüyoruz.” diye konuştu.

    Dr. Kılıç, bağımlılığın ne olduğu ve bağımlılıklardan korunmak için neler yapılması gerektiğiyle ilgili seminer katılımcılarını bilgilendirdi.

  • Dijital çağın madde bağımlılığı: ‘Nomofobi’

    Dijital çağın madde bağımlılığı: ‘Nomofobi’

    Nomofobinin sosyal medya ve akıllı telefon bağımlılığı olarak adlandırılabileceğini söyleyen Uzman Psikolog Arzu Hamurcu, “Günümüz dünyasında aslında bilgiye ulaşmanın en hızlı yolu gerçekten de teknoloji. Bu teknolojiye bağlı olarak da sosyal medyanın kullanımı çok avantajlı ve faydalı bir yerde duruyor. Özellikle zor zamanlarda, insanların birbirine ulaşması gereken zamanlarda ya da artık dijital çağın getirdiği birçok sektörde biz sosyal medyayı gerek iş olsun, gerek kişisel noktada olsun, gerek pazarlama noktasında olsun birçok alanda kullanıyoruz ve çok da faydasını görüyoruz.

    Fakat artık sosyal medyanın bizim psikoloji alanında gördüğümüz bir nokta var; sosyal medya bağımlılığı. Bundan bahsedecek olursak ‘nomofobi’ diye bir şeyden bahsedebiliriz. Nomofobi dediğimiz şey akıllı cihazdan mahrum kalma korkusu, yani ulaşılabilir olmama, çevrimiçi olmama diyoruz biz buna. Herhangi bir şekilde telefonu kaybetme ya da bir anda şarjın bitmesi mesela. Bu tarz belirtiler aslında bizi nomofobiye götüren bir yerde. O yüzden sık sık telefonla uyuma ya da yatağa telefonla gitme, uyanılan anda telefona bakma, direkt bildirimleri kontrol etme gibi durumlar yaşanıyorsa nomofobiye yavaş yavaş yaklaşılıyor olabilir” dedi.

    “Madde bağımlılığı ile aynı belirtileri gösteriyor”

    Hamurcu, nomofobide de madde bağımlılığında olduğu gibi yoksunluk duygusunun ön planda olduğunu söyleyerek, “Bu neden oluşur diye baktığımızda dijital çağın getirdiği bir gereklilik olarak görüyoruz aslında. Sosyal medyayı şu anda sıfırlasak birçok hayatın durduğu yere gelebiliriz. O yüzden sıfırlamamamız için bunun belli başlı bazı yöntemleri var. Öncelikle bizim yapacağımız ilk şey burada uygulamaların sınırlandırılması gerek. Uygulamayı günde kaç saat ve ne için kullanıyoruz? Bizi hangi alanda ve ne oraya sürüklüyor? Çünkü baktığımızda evet sosyal medya çok faydalı ama günün sonunda bağımlılığa doğru götürüyor. Çünkü aynı madde bağımlılığında olduğu gibi onun olmadığında yoksunluk hissediyorsak bu bir bağımlılık tanımıdır. Yoksunluk ne demek? Bir kriz geçirme anı, ulaşamadığınızda hissettiğiniz o kalp çarpıntısı, çevrimiçi olunmadığında ya da karşı tarafa mesajda verilen tepki, mesaj alamamak gibi birçok nokta artık bizde ne yazık ki madde bağımlılığındaki aynı belirtileri gösteriyor. Bu yüzden biz istiyoruz ki bunun önüne geçebilelim ve bunu en azından mümkün olduğunca kontrol edebilmeye başlayalım” ifadelerini kullandı.

    “Online yerine yüz yüze görüşmeler tercih edilmeli”

    Telefonda ve ya sosyal medyada görüşmek yerine yüz yüze görüşmelerin tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Arzu Hamurcu, “Öncelikle sosyal medya için ya da bu noktada kötü hissedilen ilk anda tetikleyen şeyin ne olduğunu bulmak gerekiyor, tıpkı bağımlılıkta çalıştığımız gibi. Çünkü bağımlılık için de şunu çok iyi biliyoruz ki bağımlılık aslında bir bağ kurma problemidir. O yüzden eğer bağ kurmada sıkıntı yaşandığında akıllı telefonları elimize alınıyorsa, bağımlılık yolunda hızla ilerleniyor demektir. Tetikleyen şey bulunduğunda ve orada kişiyi rahatsız eden şeye yöneldiğinde telefonu biraz kenara bırakıp kendine dönebilir. Yine online buluşmalar yerine yüz yüze buluşmalar tercih edilebilir, fiziksel aktiviteler tercih edilebilir. Aynı şehirde olan arkadaşlarla telefonda konuşmak yerine yüz yüze görüşmeler tercih edilebilir. Zamanın yettiği ölçüde oturulup kaliteli muhabbetler edilebilir. Telefonlar bir kenara koyulup sadece sohbet edilebilir. Çünkü artık bunun ne kadar çok azaldığını fark ediyoruz. Bunun da insanların psikolojisi üzerinde çok farklı bir boyuta evrildiğini görüyoruz” dedi.

    “Gerçek benlik yerine ideal benlik tercih ediliyor”

    Hamurcu, sosyal medyada kişilerin gerçek benliğinden uzaklaşarak ideal benlikleri gibi davrandıklarını söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

    “Artık ne yazık ki hiç kimse online muhabbetlerde aldıkları zevki yüz yüze muhabbette alamadıklarını söylüyor. Bunun sebebini çok açık bir şekilde söyleyebiliriz ki sanal gerçeklikte kurdukları ideal benlikten kaynaklanıyor aslında. Yani sanal gerçeklikte ideal bir benlik kuruyoruz. Nasıl olmak istiyorsak, nasıl görünmek istiyorsak, ne istiyorsak gerçek benliğimizden çok uzakta. Sosyal medyanın asıl bağımlılığa yönlendiren noktası da burası. İdeal benliğimizi kendi benliğimiz sanıyoruz ve ideal benlik peşinde koşarken, gerçekten ne hissettiğimizi ve ne istediğimizi unutuyoruz. Gerçekte kimiz ve ne yapıyoruz, ne yapmak istiyoruz? Çünkü sosyal medya uygulamasını kapattığımız anda huzursuz hissediyoruz. Sosyal medyadan çıktığımız ya da oradaki insanları gördüğümüz anda huzursuz hissediyoruz. Çünkü gerçek benlik ve ideal benlik arasındaki fark ne kadar büyürse bizim için patolojiler ortaya o kadar fazla çıkar.

    O yüzden biz bunu genel olarak şöyle toparlayabiliriz; mümkün olduğunca dijital medya çağında olduğumuz için sosyal medya hesaplarını belki silemeyiz ama uygulamaları silebiliriz, bildirimleri kapatabiliriz. Mümkün olduğunca minimum seviyede iletişimi sağlayabiliriz. Günlük kotalar koyabiliriz ki aslında uygulamalar da bunu bize öneriyor. Belli bir kota geldiğinde bildirimle sizin onu kapatmanızı istiyor aslında. Bunun üzerinde ilerleme ve iyileştirmeler yapabiliriz. O kota dolduğunda artık kapatıp gerçekten kendi hayatımıza dönebiliriz. Kendimizin nelerden zevk aldığını ve gerçekten hayallerimizin ne olduğunu sosyal medyadan biraz uzaklaştığımızda bulabiliyoruz. Yoksa sosyal medyanın bize sundukları ile birlikte giderek yoksunluk krizleri çekmeye başlayabiliriz. Çünkü madde bağımlılığında olduğu gibi, ödüle ulaşmak gerçek hayattakinden çok daha kolay. Madde bağımlılığı da böyle başlıyor. Haz, zevk ve ödül duygusu gerçek hayattakinden çok daha hızlı olduğu için sosyal medyada da aslında biz bunun peşinden sürükleniyoruz. O yüzden öncelikle kendimizi durdurup neyin tetiklediğini bulmamız gerekiyor. Ne ihtiyaçla o telefonu elimize alıyoruz ve bu ihtiyacı gerçekten telefonu elimize almadan yapamaz mıyız. Başka yollardan, başka kişilerden, başka paylaşımlardan başkalarına değil de kendimize dönerek yapamaz mıyız?”