Etiket: bahçe

  • İzmit’in mor bahçesi

    İzmit’in mor bahçesi

    İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in öncülüğüyle organize edilen lavanta şenliği, Durhasan Mahallesi’nde bulunan lavanta bahçesinde gerçekleştirildi. Yüzlerce vatandaşın bir araya gelerek keyifle vakit geçirdiği lavanta şenliklerinde İZGİM ve İZMEK kadınları el emeği ürünlerini sergilerken, workshoplar gerçekleştirdi. Oyun alanlarında çocuklar gönüllerince eğlendi, gençler mor renge bürünen ve dekorlarla süslenen lavantalar arasında fotoğraf çektirip, gölgelik alanlarda güzel günün tadını çıkardı.

    “Bugüne kadar atıl olan bütün arazilerimizi tarıma açtık”

    Programda konuşan İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, “Biz bugün bu bahçede sizlerle bir araya gelmek istedik. Lavanta aromatik bir bitki. Hem ilaç hem kozmetikte yeri çok kıymetli. İnsanı rahatlatan, cıvıl cıvıl yapan; rengi ve kokusuyla bulunduğu alana neşe katan bir ürün. Türkiye’de ve dünyanın öbür ucunda televizyonlardan lavanta bahçelerini izleriz. Oralara gidemeyen insanlar olabilir diye İzmit’te de lavanta bahçemiz olsun istedik. Tarım alanlarına da dikkat çekmek istiyoruz ve köylerimizin gelişmesi, kırsal turizmin gelişmesi için bu tarz sosyal alanlar katmaya çalışıyoruz. Göreve geldiğimizden itibaren ‘Üreten İzmit Belediyesi’ vizyonuyla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu çerçevede, bugüne kadar atıl olan bütün arazilerimizi tarıma açtık. Kenarda duran, ekilmeyen, biçilmeyen bütün arazilerimizde şu anda tarım yapar hale geldik çünkü toprak gerçekten büyük zenginlik. Bu zenginliği ekmez, biçmezsek Türkiye kalkınamaz. Türkiye’yi üretim kurtaracak, tarım kurtaracak. İthalat değil üretmek kurtaracak. İşte bu şiarla bütün alanlarımızda çeşitli sebze meyveler ekiyoruz. Alternatif tarım ürünlerinin üretimini yapıyoruz. İzmit’in toprağı gerçekten çok değerli” dedi.

    “288 ton ürün almayı başardık”

    Başkan Hürriyet, sözlerine şöyle sürdürdü:

    “Şimdiye kadar Çayırköy, Durhasan, Karaabdülbaki, Emirhan, Kozluca, Kaynarca, Yenice, Düğmeciler mahallelerimizde toplam 102 dönüm alanda tarım uygulamaları başlattık. Son iki sene içerisinde bu tarlalarımızda domates, marul, roka, tere, biber, patlıcan, buğday, bal kabağı, fasulye, elma, ayva, hurma, mısır ve mısır silajı, salatalık, ıspanak ve Aronya gibi gibi toplamda 288 ton ürün almayı başardık. Emek veren tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Siz toprağa bakarsanız, toprak da size bakıyor. Siz toprağı koruyorsanız, toprak da sizi koruyor. Toprak bizim şunu da çok güzel bir şekilde hatırlamamıza vesile oluyor. İzmit sadece sanayi kenti değil. Birbirinden değerli tarım arazilerimiz var. Kırsalımız kuvvetli. Sanayi kimliği adı altında Kocaeli ezilsin istemiyoruz. Sanayi kimliğinin ötesinde çok kıymetli bir tarım kimliği ve kırsal turizm kimliği oluşturmak üzere yolumuza devam ediyoruz”

  • Muz bahçesinde korkutan yangın

    Muz bahçesinde korkutan yangın

    Yangın, saat 10.30 sularında Koru Mahallesi Fidanlık mevkiinde bulunan muz bahçesinde meydana geldi. Yangını gören mahalle sakinleri, durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Alınan ihbarın ardından olay yerine Antalya Büyükşehir Belediyesi itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi.

    Yangına müdahale eden itfaiye ekipleri, vatandaşların erken bildirmeleri sonucu yangını büyümeden kontrol altına aldı. Ekipler tarafından bahçede yapılan soğutma çalışması ile yangın tamamen söndürüldü.

    Yangında 600 metrekarelik alandaki 15-20 adet muz ağacının zarar gördüğü kaydedildi. Ekipler meydana gelen yangınla ilgili inceleme başlattı.

  • Tıbbi aromatik bahçe doğaseverleri ağırlıyor

    Tıbbi aromatik bahçe doğaseverleri ağırlıyor

    İlçeye bağlı Dağyenice Mahallesi’nde 10 dönüm alana kurulu bahçede, yaklaşık 60 çeşit tıbbi aromatik bitki ile Türkiye’de çok fazla üretilmeyen Frenk üzümü, aronya, Bektaşi üzümü ve yaban mersini gibi meyveler de yetişiyor.

    Bir kısmı kurutulan ve yağı çıkarılan şifalı bitkiler arasında yer alan lavanta bahçesi arazideki diğer bitkiler arasında dikkat çekiyor.

    Uzman Dr. Dursun Ünal, Sağlık Bakanlığınca 2014 yılında Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nin yayınlandığını ve tamamlayıcı tıp uygulamalarında doktorların yetkili kılındığını hatırlattı.

    Daha sonra apiterapi (arı ve arı ürünleriyle yapılan tedavi yöntemi) ve fitoterapi (bitkilerle tedavi) eğitimleri aldığını belirten Ünal, “Burası fitoterapinin mutfağı sayılabilir. Yaklaşık 60 çeşit tıbbi aromatik bitkili bahçemiz bulunmakta. Arılarla bu işi birleştirdik. Avrupa’da ‘apiturizm’ denilen bir kavram var. Bu, bal arıları, tıbbi aromatik bitkiler ve çiçeklerin bir araya geldiği ekolojik turizmin bir alanıdır. Slovakya özellikle bu konuda liderlik göstermekte. Pek çok kişi bal arılarına ve bu çiçekli ortama yakın olmak için gelmektedir.” diye konuştu.

    Buraya gelen insanların bir kısmının lavantaların içerisinde fotoğraf çekimi yaptığını anlatan Ünal, şunları kaydetti:

    “Doğal ortamda rahatlıyor. Bir kısmı tıbbi aromatik bitkilerin tadına, kokusuna bakıyor. Yetiştirdiğimiz meyvelerin dönemine göre hangisi olmuşsa yiyebiliyor. Ahududu, böğürtlen, yaban mersini, Bektaşi üzümü, Frenk üzümü, çilek gibi pek çok meyve var. Tatlarına bakıyorlar. Tıbbi aromatik bitkilerin kokuları, tatları birbirinden farklı. Hepsinin tabelası var, üzerinde okuyor. Bizden sormak istediği bir şey olursa biz anlatıyoruz. Bu bitkilerin çaylarını içebiliyor veya arzu ederse Türk çayı, kahvesi ikram ediyoruz.”

    Ünal, alanda tıbbi lavanta, altın otu, kekik, civan perçemi, limon melisa, melisa, zufa otu, karabaş otu, sahlep ve safran gibi çok sayıda bitkinin bulunduğunu, bunların bazılarının kurutulduğunu bazılarının da yağlarının çıkarıldığını anlattı.

    “Apiturizmin küçük bir uygulama alanı”

    Bahçenin 7 sene önce kurulduğunu anımsatan Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “İlk başladığımızda çok küçük bitkileri dikmiştik, şimdi bu bitkilerden de çelik yapıyoruz. Arzu eden olursa kendi bahçesine ya da balkonuna saksıyla götürüp bu bitkilerle tanışıyor. Severse daha büyük çaplı iş yapabilir. Bu 60 çeşit bitkiden, ekonomik değeri yüksek olan, köylüye, çiftçiye kazanç getirebilecek bitkiler de mevcut. Bizim az da olsa deneyimlediğimiz ürünler var. Bunlar daha geniş kapsamlı yetiştirilirse bir kar amacı da güdülebilir bu işte.

    Bu bahçeyi insanların doğayı, bu doğada yetişen güzel bitkilerin farkına varması, tanışması ve bunu bal arılarıyla birleştirmek amacıyla kurduk. Apiturizmin küçük bir uygulama alanıdır ama pek çok kişinin ufkunu açmakta, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği kursları düzenlenmekte ve tıbbi aromatik bitkilerin yanına bal arıları da eklenerek bunu yapacak insanlara masraflarını karşılayacak yollar gösterilmekte denebilir.”

    Ünal, bahçede bir kabin içinde bulunan 4 kovan üzerine yerleştirilmiş arı yatağı oluşturduklarını, arı sesi dışında giriş olmaması için özel izolasyon kullanılan ahşap kabindeki yatağa uzananların arıların kanat seslerini dinlediğini anlattı.

    Bahçeye gelenlerin arı sesinin rahatlatıcı etkisi için oluşturulan arı yatağını da deneyimleyebildiklerini dile getiren Ünal, “Hepimizin bildiği bal dışında polen, propolis, arı sütü, arı ekmeği gibi kıymetli ürünleri var. Bunlarla da bitmiyor. Tedavide veya turizmde kullanılan arı yatağı var. Ukrayna’da özellikle fazlaca kullanmakta. Bizim burada da bu uygulama yapılıyor. Arıların mutlu olduğu, sayılarının çok olduğu bu dönemde yukarıda, üzerinde yatan insanlara verdiği bir enerji var. Yaklaşık 30 dakika kabinde yattığında arıyla bir temas yok. Arı onu sokmuyor. Verdiği enerji, çıkardığı ses ve kovandan gelen hava insanları çok müthiş rahatlatıyor. Bu apiturizmin uygulama alanlarından birisi.” ifadelerini kullandı.

  • Fabrikaların zehirli atıkları armut bahçelerine aktı

    Fabrikaların zehirli atıkları armut bahçelerine aktı

    Yolda otomobili ile seyir halinde olan bir vatandaş, yoldaki rögar kapağının patladığını ve içinden kızıl renkli suların yolun kenarında bulunan armut bahçelerine aktığını gördü.

    O anları kayıt altına alan vatandaş, kızıl renkli suyun fabrikaların kimyasal atığı olduğunu söyledi. Daha önce de böyle manzarayla karşılaştığını ifade eden vatandaş, “Yıllardır bu rögara bir çare bulamadılar, etrafta da hiç yetkili yok” diyerek sitem etti.

  • Komşusunun bahçesini kazdı, jandarmanın dikkatinden kaçamadı

    Komşusunun bahçesini kazdı, jandarmanın dikkatinden kaçamadı

    Olay, Söke ilçesi Bağarası Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre ekipler, devriye esnasında bir bahçede kazı yapıldığını fark etti. Yapılan incelemede ekipler, A.D, A.D. ve B.T. isimli 3 şüphelinin komşusuna ait kullanılmayan bahçede izinsiz kazı yaptığını tespit etti. Şahıslar muhtelif kazı malzemeleri ile birlikte yakalanırken, şüpheliler hakkında 2863 Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanununa Muhalefet suçundan işlem başlatıldı.

  • Bursa’da site bahçesindeki ağaçları ateşe verdiler

    Bursa’da site bahçesindeki ağaçları ateşe verdiler

    Yangın, Hamidiye Mahallesi Sipahi Sokak’ta bulunan sitenin bahçesinde meydana geldi. Site bahçesindeki çam ağaçları kişi veya kişilerce ateşe verildi. Ağaçlar bir anda alev alev yanmaya başladı. Alevleri gören mahalle sakinleri, durumu İnegöl itfaiyesine bildirdiler.

    Yangın yerine gelen ekipler, alevlere müdahale ederek kısa sürede söndürdüler. Polis şüpheli veya şüphelileri arıyor.

  • Otomobil bahçe duvarını yıktı

    Otomobil bahçe duvarını yıktı

    Kaza sabah saatlerinde Orhanlar Mahallesi İhsan Öncel Caddesi üzerinde meydana geldi.  İ.K. idaresindeki otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bir evin bahçesinin duvarını yıktı.

    Kazada yaralanan olmazken araçta maddi hasar meydana geldi.

  • Bahçesine giren yılan paniğe neden oldu

    Bahçesine giren yılan paniğe neden oldu

    Olay, Alanyurt Esentepe Mahallesinde bulunan bir sitenin bahçesinde meydana geldi. Sitenin bahçesinde yılanı gören vatandaşlar, durumu İnegöl İtfaiyesine bildirdi. Olay yerine gelen İtfaiye Arama Kurtarma ekipleri yılanı yoğun uğraşlar sonucu yakaladılar. Aparatla yakalanan yılan doğaya salındı.

  • Gezide gördükleri lavanta hayatlarına renk kattı

    Gezide gördükleri lavanta hayatlarına renk kattı

    Özel sektörde çalışan Özgül çifti, 3 yıl önce geziye gittikleri Isparta’da gördükleri lavanta bahçelerini çok beğendikleri için lavanta yetiştiriciliği yapmaya karar verdi.

    Çift, yaptıkları araştırmaların ardından Köseilyas Mahallesi’nde bulunan 5 dönümlük alanda lavanta tarlası oluşturdu.

    Özenle bakımını yaptıkları tarlalarındaki lavantaların her yıl mor renge bürünmesini bekleyen çift, lavantadan elde ettiği doğal ürünlerin satışını da yapıyor.

    Çift ayrıca bu yıl bahçeyi ziyarete açarak sundukları çeşitli konseptler ile il içinden ve dışından gelen misafirlerini ağırlıyor.

    Özgül çifti her gün iş çıkışı lavanta bahçesine giderek hem iş streslerini atıyor hem de huzurlu vakit geçiriyor.

    “3 yıldır lavanta üreticisiyiz”

    Fatih Özgül, lavantanın hem hayatlarına hem de tarlalarına renk kattığını söyledi.

    Lavanta ile 3 sene önce tanıştıklarını anlatan Özgül, “Eşimle Isparta’ya geziye gittiğimiz sırada orada gördükten sonra çok beğendik, biz de denemek istedik ve böyle bir alan oluşturduk. 3 yıldır lavanta üreticisiyiz. Bizim için çok keyifli bir iş oldu.” dedi.

    Özgül, lavantanın insana ayrı bir huzur verdiğini, o nedenle boş zamanlarını genelde lavanta bahçesinde geçirdiklerini söyledi.

    “Her sene açmalarını heyecanla bekliyoruz”

    Lavantaların çiçek açmasıyla adeta görsel şölen sunduğunu, bunun çok keyif verici olduğunu vurgulayan Özgül, konuşmasına şöyle devam etti:

    “2 yıldır bahçemiz ziyarete açık değildi bu yıl ziyarete açtık ve insanların buraya ilgi göstermesi bizim için ayrı bir mutluluk oldu. İnsanlara dokunabilmek, yeni insanlarla tanışmak onların mutluluğunu görmek, onlardan güzel sözler duymak burasını bizim için daha keyifli hale getirdi.”

    Hande Özgül de lavanta ile hayatlarının daha eğlenceli hale geldiğini dile getirdi.

    Toprakla uğraşmanın kendilerini iş hayatının stresinden uzaklaştırdığını belirten Özgül, “Bu işe başladığımızda bu kadar güzel olacağını, bu kadar ilgi çekeceğini, bu kadar seveceğimizi düşünmemiştik. Şimdi her sene onların açmasını heyecanla bekliyoruz. Onların uyanışını izlemek çok güzel. Lavantaların mor hale gelmeleri hem bizim hayatımıza hem de bahçemize renk kattı.” diye konuştu.

    Özgül, hobi olarak başladıkları lavanta ekiminden kendi markalarıyla çeşitli ürünler de ürettiklerini sözlerine ekledi.

  • Bahçenin ortasında 2 bin yıllık tarih

    Bahçenin ortasında 2 bin yıllık tarih

    Üç yüzeyli, yukarıya doğru yükselen ve birbiri üzerine demir kamalarla oturtulmuş beş beyaz mermer bloktan oluşan esere, bundan dolayı ‘dikilitaş’ ismi verilmiş. Anıtın geniş olan birinci taşı üzerindeki Grekçe kitabede ;

    ‘C.Cassius Philiscus, C.Cassius Asklepiodotus’un oğlu, 83 yıl yaşadı” yazıldığı biliniyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdiği dikilitaş, ihtişamı ile herkesin ilgi odağı haline geldi. Asklepiodos’un oğlu L. Cassius Philiscus anısına II. yüzyılda dikilen taş, kare prizma bir kaide üzerinde, altta kalın ve üstte doğru düzenli bir biçimde incelerek yükselen, bu görünümüyle bir kama veya meçi andıran yapının, başlangıçta 6 parça ve 15.5 metre yüksekliğinde olduğu ve ucunda bir “Kuş’’ heykelciğinin bulunduğu öne sürüldü.

    Zamanla en üsteki kuş heykelciği bir nedenle yok olduğu, kaidede üçgen prizmatik dikili taşın iki yanında, görülen ayak izleri ve bağlantı yuvaları, bu kısımda bronz heykellerin bulunduğunu işaret ediyor. Anıtın alt kısmında toprağa gömülü olan bölümde mezarın yer aldığı, zaman zaman yapılan kaçak kazılar tarafından da görülen çukurlarda iri moloz taşlar ve duvar izlerinin bulunması, buranın bir tümülüs mezar odası sitilinde yapılmış olduğunu belgelendi. Günümüzde kaidesi üzerinde beş parça halinde 12 metrelik bölümü duruyor. Eser halk arasında “Beştaş, Dikilitaş ve Nişantaşı” olarak adlandırıldı.


    Emekli Müze Müdürü Taylan Sevil, “Dünyada eşi ve benzeri olmayan bu antik çağ eseri, milattan önce 1. yüzyıl Roma döneminde kervan yolu üzerindeydi. Bugün için verimli İznik ovasının ortasında duruyor. 3 basamaklı kaide üzerinde dikdörtgen prizma üzerinde de 5 üçgen prizmalar halinde kesilmiş mermer taşlarından meydana gelmiş. Yapıldığı dönemden günümüze kadar birçok deprem İznik’te büyük hasarlara sebep olmuş ama bu yapı o depremleri atlatmış ve ayakta kalmayı başarmış. Bu anıt mezar çok önemlidir. 1. Yüzyılda yaşamış olan ‘C.Cassius Philiscus adına yapılmış bir anıt mezardır. Günümüzde tarihi ve turistlik anlamda değerini koruyor” dedi.