Etiket: bakanlık

  • İşte Akaryakıta yapılan zammın nedeni

    İşte Akaryakıta yapılan zammın nedeni

    Akaryakıt ürünlerindeki ÖTV iki sebeple artırılmıştır.

    Birincisi, yapılan artış ile depremin yol açtığı ilave maliyetlerin bütçe üzerindeki etkisini bir miktar azaltmak hedeflenmiştir. Düzenleme, bu ürünlerin ithal ürünler olması sebebiyle dolaylı olarak cari açığı kontrol altına almaya da destek verecektir.

    İkinci olarak, maktu olan bu vergilerde uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurundaki artışlara rağmen 2016 yılından itibaren bugüne kadar neredeyse hiç vergi artışı yapılmamıştır. ÖTV tutarları, maktu olması hasebiyle enflasyon karşısında erimiştir.Bunun sonucunda, akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTV’nin; 2016 yılında GSYH içindeki payı %4,58 iken 2022 yılında %2,80’e, vergi gelirleri içindeki payı ise 2016 yılında %26,23 iken 2022 yılında %17,84’e düşmüştür.Söz konusu ürünlerden en çok tüketilen benzin, motorin ve LPG’de, KDV dâhil satış fiyatındaki vergilerin oranı %50’lerin üzerinde iken yeni yapılan artışa rağmen 38,5 seviyesinde kalmıştır.

    Bugün yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile akaryakıt ürünlerinden alınan ve yaklaşık 7 yıldır artırılmamış olan maktu ÖTV tutarları; benzinde ve motorinde 5 TL, LPG de 4 TL, diğer ürünlerde de bu ürünlerin ÖTV tutarlarında yapılan artış oranları esas alınarak artış yapılmıştır. Artışlar, 2016 yılından itibaren meydana gelen enflasyon artışının çok altındadır.Yapılan artışa rağmen Ülkemiz halen benzinde de motorinde de Avrupa’da en ucuz 4. ülke konumundadır.Sınır komşumuz Yunanistan’da benzin 2,057 dolar, motorin 1,861 dolar iken vergi artışları sonrası Ülkemizde benzin 1,303 dolar, motorin ise 1,239 dolardır.

     

  • “Muz Cumhuriyetinde bile böyle lakayıtlık görülmedi”

    “Muz Cumhuriyetinde bile böyle lakayıtlık görülmedi”

    CHP PM Üyesi ve İstanbul Milletvekili Dr. Gamze Akkuş İlgezdi sanatçılara yılın ilk altı ayı için haziran sonuna kadar ödenmesi gereken teşvik ikramiyelerinin süre dolmasına karşın ödenmemesini Meclis gündemine taşıdı. İlgezdi, konuyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle TBMM’ye yazılı soru önergesi verdi. İlgezdi önergesinde şunları kaydetti:

    Hizmet sözleşmesinde, teşvik ikramiyesinin ödeneceği altı aylık dönemler olup, 1 Ocak-30 Haziran tarihleri arası birinci teşvik dönemini, 1 Temmuz-31 Aralık tarihleri arası ikinci teşvik dönemi olarak belirtiliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçılarımızla imzaladığı hizmet sözleşmesine uymuyor. Yetkili sendika yapılan usulsüzlüğe göz yumuyor. Olan sanatçılarımıza oluyor.

    Hizmet sözleşmesinin ikinci maddesinde de ‘ilke ve esaslara uyan personele, ilki Haziran, ikincisi Aralık ayında olmak üzere yılda iki kez teşvik ikramiyesi ödenebilir’ ifadeleri var. Sözleşme hükümleri gereği sanatçılara haziran ve aralık sonuna kadar birer maaş ikramiye verilmesi gerekirken temmuz ayına geldiğimiz halde bu teşviklerin yatmaması skandaldır.

    İlgezdi, Bakan Ersoy’un şu sorulara yanıt vermesini istedi:

    “- Sanatçılara haziran sonuna kadar yatması gereken teşvikleri yatacak mıdır? Yatacaksa ne zaman yatırmayı düşünmektesiniz?

    – Oluşan gecikmeden kim ya da kimler sorumludur? Sorumlular hakkında bir idari soruşturma açılacak mıdır?

    – Bu gecikmelerden dolayı oluşan maddi kayıpları karşılayacaklar mıdır?

    – Zamanı belli olan ve her sene düzenli olması gereken ödemeler neden düzensiz yapılmaktadır?”

  • Sosyetenin en ünlü koyuna Bakanlıktan halk plajı

    Sosyetenin en ünlü koyuna Bakanlıktan halk plajı

    Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Bodrum’un en ünlü sahili sosyetenin vaz geçilmezi olan Göltürkbüküne halk plajı açıldı. Plaj açılışına katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, “Bu sene 2 tanesi Bodrum’da olmak üzere 5 halk plajımız daha hizmete girmiş bulunmakta. Türkbükü’ndeki halk plajımızı Bodrumlu vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Ücretsiz halk plajları bildiğiniz gibi biz özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın konforlu tatil yapmaları için sunmuş olduğumuz bir hizmet” dedi.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Bodrum’da 2 yeni halk plajı kazandırdı. Türkbükü ve Torba’da açılan halk plajları vatandaşın hizmete girdi. Türkbükü halk plajının açılış programına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar, Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Toprak, Muğla İl Tarım Müdürü Barış Saylak ve Bodrum Otelciler Derneği Başkanı Ömer Faruk Dengiz katıldı. Yaklaşık 400 vatandaşa hizmet edebilme kapasitesine sahip ücretsiz halk plajı, modernliğiyle dikkat çekti.

    Nadir Alpaslan, “Öncelikle halkımızın, yarın idrak edeceğimiz olan mübarek kurban bayramını kutluyorum. Sayın bakanımızın birinci döneminde başlatmış olduğu ücretsiz halk plajları projesi aynı hızıyla devam etmekte. 2019 yılında Bodrum İçmeler ’de ve Çeşme’de ilk halk plajlarını açmıştık. Sonrasında devamında açtığımız plajlarla geçtiğimiz yıl 10 tane Antalya, Muğla ve İzmir’de ücretsiz halk plajlarımız vardı. Bu sene 2 tanesi Bodrum’da olmak üzere 5 halk plajımız daha hizmete girmiş bulunmakta. Türkbükü’ndeki halk plajımızı Bodrumlu vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz.

    Ücretsiz halk plajları bildiğiniz gibi biz özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın konforlu tatil yapmaları için sunmuş olduğumuz bir hizmet. Her türlü imkanın olduğu sürdürülebilir, mavi bayraklı ve engelli vatandaşlarımızdan tutunda burada her insanın ihtiyaçlarını karşılayabileceği konforda hazırlamış olduğumuz plajlar. Antalya’daki plajlarımızda deniz kaplumbağalarının tedavi ve rehabilitasyonlarına uygun istasyonlarımızda olmak üzere her türlü ihtiyacın düşünüldüğü yapıldığı konfor düzeyi yüksek 5 yıldız ayarında dediğimiz halk plajlarımız, özellikle tatil bölgelerine gelen dar ve sabit gelirli vatandaşlarımıza bu hizmet sunulmakta.

    Sahile doğrudan cephesi olmayan ikinci bant otellerimizin misafirlerine de burada hizmet vermekteyiz. 2019 yılından bugüne kadar çok rağbet görmekte, halkımızın takdirini toplamaktadır. Her yıl en az 5-6 olmak üzere ülkemizin ihtiyaç olunan her bölgelerine ve bölümlerine bu halk plajlarını açacağız. İnşallah insanımıza güzel, sağlıklı ve nitelikli hizmetler sunmuş oluruz. Türkbükü plajımız 400 kadar vatandaşımıza hizmet edebilecek kapasitede. Giriş ücretsiz burada vatandaşlarımızın yeme-içme ve benzeri hizmetlerine piyasa koşullarına göre çok uygun fiyatlarda hizmet vermeye devam edeceğiz. Hayırlı olmasını diliyorum, emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkür ederim” dedi.

  • Erbakan: Üç bakanlık dış güçlerin vesayetinde

    Erbakan: Üç bakanlık dış güçlerin vesayetinde

    Erbakan önemli açıklamalarda bulundu 

    Erbakan, “İnşallah Tarım Bakanlığımızı, Bill Gates Vakfı’nın tasallutundan kurtulması için, Sağlık Bakanlığımızın Dünya Sağlık Örgütü’nün vesayetinden kurtulması için, Milli Eğitim Bakanlığımızın Amerikan Fulbridge Komisyonunun vesayetinden kurtulması için gerekli mücadeleyi mecliste çok daha etkili bir biçimde yapacağız.” ifadelerini kullandı.

    Erbakan ayrıca AK Parti ile imzaladıkları mutabakattaki maddelerin uygulanması için takipçi olacaklarını da söyledi.

  • “Bakanların Togg’u kullanmaları önemli bir mesaj

    “Bakanların Togg’u kullanmaları önemli bir mesaj

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, İstanbul Üsküdar’da Üsküdar Girişimcilik Akademisi’nin açılışına katıldı. Açılışa makam aracı Togg ile gelen Bakan Varank, tören öncesinde Bilim Üsküdar binası önünde aracının önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Varank, siyasette hizmet anlayışını benimsediklerini belirterek, “Biz Türkiye’de siyasetin çıtasını hep yüksekte tutmak için 21 yıldır mücadele ediyoruz. Hizmet siyasetinden hiçbir zaman taviz vermedik. Milletimize hangi sözü verdiysek onu tutabilmek için de büyük bir gayretle çalıştık” dedi.

    Yerli otomobil Togg hakkında açıklamalarda bulunan Bakan Varank, “Türkiye’nin otomobili projesi Sayın Cumhurbaşkanımız bu önemli hedefi ortaya koyduğu andan itibaren Türkiye’de heyecan oluşturan bir projeydi. Hamdolsun bugün o projenin neticelerini aldık. Türkiye’nin otomobili yollarda olacak demiştik. Bakan arkadaşlarımız makam aracı olarak Togg’u kullanmaya başladılar. Biz Türkiye’de siyasetin çıtasını hep yüksekte tutmak için 21 yıldır mücadele ediyoruz. Hizmet siyasetinden hiçbir zaman taviz vermedik. Milletimize hangi sözü verdiysek onu tutabilmek için de büyük bir gayretle çalıştık. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu çalışmalarımıza devam edeceğiz. Türkiye’nin otomobili projesi 7’den 77’ye bütün vatandaşlarımızda heyecan oluşturan bir projeydi. Özel sektörümüzün babayiğitlerinin de büyük fedakarlıklarıyla Türkiye’nin otomobilini yollara çıkarmış olduk. Dünden beri ben İstanbul’dayım, açılışlara katılıyorum. Gençlerle bir araya geliyoruz. Sokakta arabayı gören vatandaşlarımız bizlere teşekkür edip, Sayın Cumhurbaşkanımıza dua ediyorlar. Biz Türkiye’de taş üstüne taş koyan kim varsa onları destekledik. Desteklemeye de devam edeceğiz. Ülkemizde bakanların kendi yerli ve milli otomobillerini makam aracı olarak kullanmalarının Türkiye’nin nereye geldiğini göstermesi açısından önemli bir mesaj olduğunu düşünüyorum” dedi.

    Togg’un sevkiyatı hakkında da konuşan Bakan Varank, “Dün itibarıyla tüm Türkiye’ye sevkiyatlar başladı. Gerek DMO’nun siparişleri, gerek Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun Türkiye’nin farklı noktalarında açmış olduğu deneyim merkezlerine giden araçlar, bunun yanında vatandaşlarımızın araçları da peyderpey sevk edilmeye başlandı” diye konuştu.
    Elektrikli olan yerli aracın şarjı konusunda ise Varank, “Kullanan arkadaşlarımız şarj edecek yerleri çok kolay buluyorlar İstanbul içerisinde. Biz bir sıkıntı yaşamadık” dedi.

    Ardından Üsküdar Girişimcilik Akademisi’nin açılışına katılan ve burada açıklamalarda bulunan Bakan Varank, “Bugün burada İstanbul Kalkınma Ajansı ve Üsküdar Belediyemizin işbirliği ile hayata geçen Gelecek Üsküdar Girişimcilik Akademisi’nin açılışını yapmak üzere bir araya geldik. Akademiden önce ben Bilim Üsküdar’a, bu muazzam esere bir parantez açmak istiyorum. Bildiğiniz gibi Üsküdar, tarihi ve kültürel dokusuyla her zaman dikkatleri üzerine çeken müstesna bir ilçemiz. Ancak şimdi bu vizyoner bilim merkezi sayesinde bilim ve teknoloji ile de adından söz ettiriyor. Burası önümüzdeki dönemde girişim ekosistemimizin en gözde yerlerinden biri olacak. Geçtiğimiz aylarda üniversiteye yeni başlayacak gençlerle bir söyleşiye katıldım. O söyleşide de gençlere her zaman tavsiye ettiğim gibi şunu söyledim; gençler üniversiteye başlarken ilk hedefiniz bir yerde istihdam edilmek, birinin çalışanı olmak olmasın. Sizin potansiyeliniz, kabiliyetleriniz, yetkinlikleriniz aslında bunun çok ötesinde. Öncelikli olarak kendi işimi, kendi girişimimi nasıl kurarım, kendi ayaklarım üzerinde nasıl dururum, kendi işimin patronu nasıl olurum bunu düşünün. Yani üniversiteye başlarken ilk hedefiniz çalışan değil işveren olmak olsun. Ben bunları söyledikten sonra bir baktım muhalif medya hemen operasyona başlamış. Söylediklerimi sağından solundan kırpmışlar. Manşeti şöyle atmışlar: Mustafa Varank gençlere dedi ki üniversiteye başlarken hedefiniz iş bulmak olmasın. Tabii üniversite mezunu gençlerimize ‘muhtarların yanında sekreter olmayı’ büyük istihdam projesi olarak görenlere neyi anlatabiliriz” dedi.
    “Bugün küresel rekabet ortamının yeniden şekillendiği bir dönemdeyiz” ifadesini kullanan Varank, “Küçücük bir start-up, çok kısa bir sürede büyüyerek en köklü şirketlerin onlarca yılda ulaşabildiği seviyelere kolaylıkla gelebiliyor. Türkiye artık çıkardığı unicorn’larla yani ‘bir milyar dolar değerlemeye ulaşan firmalarıyla’ dünyada manşet oluyor. Bundan 3-4 sene önce bu ülkede muhalefet unicorn’u sadece tek boynuzlu mistik bir at olarak biliyordu. Bizim verdiğimiz destekler sayesinde diğer adını da öğrenmiş oldular. Bugün Türkiye’nin 6 tane unicorn’u ya da bizim tabirimizle turcornu, yani 1 milyar dolar değerlemeye ulaşan şirketi var” diye konuştu.

    Varank, “Son olarak önemli bir müjdeyi buradan bu kürsüden sizlerle paylaşmak istiyorum. İstanbul’daki gençlerimizin istihdam garantili bir proje ile yazılımcı olarak yetişmeleri için uygulamaya koyduğumuz ‘Yetenek İstanbul Programı’nda değerlendirmelerimizi tamamladık. Bu çerçevede İstanbul’a yenilikçi ve uygulama temelli 20 merkez kuruyoruz. Bu merkezlerde hem yazılım eğitimleri vereceğiz, hem de gençlerimizin yazılımcı olarak çalışmalarını sağlayacağız. Bu program için 125 milyon TL kaynak ayırdık. 10 üniversite ve 10 belediyemizin kuracağı 20 Yetenek İstanbul Yazılım Eğitim ve İstihdam Merkezi İstanbul’umuza hayırlı olsun. Bizim daha gidecek yolumuz, yapacak işlerimiz var. 2053 ve 2071 hedeflerimiz var. Bu hedeflere ulaşmada sizler girişimci kimliklerinizle başrolü oynayacaksınız. Yeter ki hayal kurmaktan vazgeçmeyin. Bu ülkeye inanmaktan vazgeçmeyin. Biz tüm imkanlarımızla her zaman yanınızda olmaya devam edeceğiz” dedi.
    Açılış programına İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen de katıldı.

  • Sahra hastanelerine ilişkin standartlar belirlendi

    Sahra hastanelerine ilişkin standartlar belirlendi

    Bakanlıkça deprem bölgelerindeki sahra ek hizmet birimlerinin işleyiş esaslarına ilişkin genelge yayımlandı.

    Uygulamada birliğin sağlanması amacıyla sahra hastanelerinin hangi standartlarda hizmet vereceğinin belirlendiği genelgede, Bakanlıkça afet ve acil durumlarda ihtiyaca binaen ikinci veya üçüncü basamak kamu sağlık tesislerine bağlı sahra ek hizmet birimlerinin oluşturabileceği anımsatıldı.

    Buna göre, sahra hastaneleri, türlerine ve bağlı olduğu hastanenin hizmet rollerine uygun sunduğu tıbbi hizmetlerde, hasta hakları ve çalışan güvenliği, hasta mahremiyeti ve veri gizliliğine özen gösterecek.

    Sorumlu başhekim yardımcısı veya sorumlu hekimin görevlendirileceği sahra hastanelerinde acil, cerrahi müdahale, laboratuvar, görüntüleme, doğumhane, ayaktan ve yataklı sağlık ek hizmet biriminin kapasitesine uygun asgari düzeyde personel ve donanım bulundurulacak, hizmet ihtiyaçlarına göre uzmanlık dalı ve unvanlarda uzman doktor, sağlık personeli ile destek personeli görevlendirmesi yapılabilecek.

    Ayaktan ve yataklı sağlık hizmetleri sunulacak

    Genelgeye göre, sahra hastanelerinin çalışma saatleri 24 saat esasına göre düzenlenecek.

    Bu birimlerde ayaktan muayene, tetkik, teşhis ve tedavi hizmetleri ile acil müdahalenin yapılacağı ayaktan poliklinik hizmetleri, servis ve yoğun bakım hizmetlerinin sunulduğu yataklı sağlık hizmetleri ile görüntüleme, laboratuvar, ameliyathane, doğumhane ve diyaliz uygulamalarının yürütüldüğü teşhis ve tedaviye yönelik sağlık hizmeti verilecek.

    Hastalar ilk müdahalenin ardından servise veya sağlık tesisine gönderilecek

    Sahra hastanelerinde acil vakalarda ilk müdahaleyi müteakip, yatırılması gereken hastalar mevcut imkanlarla en seri şekilde servise, bağlı bulundukları sağlık tesisine veya en yakın yataklı sağlık tesisine gönderilecek.

    Birimlerin yoğun bakımlarında hayati fonksiyonları izleyecek, gerektiğinde destekleyecek cihazlar bulundurulacak.

    Röntgen ve laboratuvar hizmetleri, mevcut koşullarda mümkün olmaması durumunda sahra hastanelerinin bağlı olduğu sağlık tesisinde verilecek ve sonuçları ilgili polikliniğe bildirilecek.

    Cerrahi müdahale, diyaliz ve doğumhane hizmetleri ise ilgili uzmanlarca personel, tıbbi cihaz ve fiziki koşulların elverdiği ölçüde gerçekleştirilecek.

    İlaçlar bağlı bulunulan sağlık tesisinden temin edilecek

    Sahra hastanelerinin eczane ve tıbbi sarf malzeme hizmetleri kapsamında hastalara verilecek ilaçlar, usulüne uygun hazırlanıp ilgililere teslim edilecek. İhtiyaç olan ilaç ve tıbbi sarfın malzemesi, bağlı olunan sağlık tesisi tarafından temin edilecek, kayıtları ve kullanımı mevzuata uygun yürütülecek.

    Sahra hastaneleri, bağlı olduğu sağlık tesisinin Hastane Bilgi Yönetim Sistemi (HBYS) altyapısını kullanacak. Temizlik, güvenlik, hasta kayıt-kabul gibi hizmetler de bağlı olduğu sağlık tesisinin kadrosu tarafından yürütülecek ancak ihtiyaç durumunda il sağlık müdürlüğünce farklı sağlık tesisinden görevlendirmeler yapılabilecek.

  • 80 terörist etkisiz hale getirildi

    80 terörist etkisiz hale getirildi

    İçişleri Bakanlığı, deprem bölgesindeki çalışmalar ve genel güvenlik faaliyetlerinin mart ayı resmi verilerini paylaştı. Açıklamaya göre deprem bölgesinde kurulan 345 çadır kentte bulunan 656 bin 553 çadırda toplam 2 milyon 262 bin 212, kurulan 305 konteyner kentteki 49 bin 202 konteynerde ise 49 bin 202 kişiye barınma hizmeti verildi. Hasar tespiti yapılan 2 milyon 53 bin binadan 313 bin 325’i ve 893 bin 519 bağımsız bölüm acil yıkılacak, ağır hasarlı, orta hasarlı ve yıkık olarak tespit edildi.

    İçişleri Bakanlığı koordinesinde yürütülen iç güvenlik faaliyetleri çerçevesinde ise mart ayında 1’i büyük, 36’sı orta çaplı olmak üzere toplam 9 bin 596 kırsal ve bin 206 şehir operasyonu yapıldı. Söz konusu operasyonlarda 9’u ölü, 62’si sağ, 9’u teslim olmak üzere toplam 80 terörist etkisiz hale getirildi. 18’i dağ kadrosunda olan teröristlerin arasında biri kırmızı, biri yeşil, biri gri, biri liste dışı kategoride olmak üzere 4 sözde üst düzey terörist etkisiz hale getirildi. İcra edilen terör operasyonları neticesinde mart ayında 43 sığınak imha edildi. 7 terör eyleminin engellendiği operasyonlarda ayrıca 59 silah, 34 adet mayın/EYP, 41 adet el bombası, 257 kilogram patlayıcı madde ve 37 bin 780 adet mühimmat ele geçirildi.
    Kadına yönelik şiddetle mücadele verilerine göre ise 23’ü mart ayında olmak üzere 2023’te 66 kadın hayatını kaybetti.
    Mart ayında 2 bin 614’ü denizlerde olmak üzere toplam 12 bin 248 düzensiz göçmen ve 557 organizatör yakalandı. Ülkesine geri dönen Suriyeli sayısı 549 bin 407 olarak kayda geçerken, kayıt altına alınan Suriyeli sayısı 3 milyon 435 bin 298, girişi engellenen yabancı sayısı ise 2 milyon 802 bin 731 oldu.

  • AFAD’a “Bakanlıklar üstü yetki” önerisi

    AFAD’a “Bakanlıklar üstü yetki” önerisi

    Kahramanmaraş depremlerinin ardından hali hazırda İç İşleri Bakanlığı bünyesinde olan AFAD’a ayrı bir bakanlık verilip verilmemesi ile ilgili görüşler bildirilmiş, üzerine tartışmalar yapılmıştı. Konuyla ilgili olarak İstanbul Aydın Üniversitesi AFAM Koordinatörü Serhat Yılmaz, AFAD’a ayrı bir bakanlık verilmesinin başka sıkıntılar doğuracağını bunun yerine eskiden olduğu gibi Cumhurbaşkanlığına bağlı bir yapı olarak yetki verilmesi gerektiğini savundu.

    Serhat Yılmaz, afet gibi tüm toplumu etkileyen bir durumda AFAD’a bakanlık verildiğinde tüm sorumluluğun o bakanlığa ait olmasının doğru olmadığını, AFAD’a daha etkin bir şekilde işleyişi hızlandırabilmesi adına bakanlıklar üstü bir yapı olarak yetki verilmesinin daha iyi olacağını söyleyerek açıklamalarına şöyle devam etti:

    “Afet, herhangi bir bölgede gerçekleşen doğa, insan ve teknoloji kaynaklı bir olayın açığa çıkan sonuçlarının yerel imkânların başarısız kaldığı ve günlük yaşamın kesintiye uğradığı veya tamamen durduğu durumlardır. Sağlık, güvenlik, eğitim, ulaşım, iletişim hizmetleri gibi birçok hizmeti alarak günlük hayatımızı devam ettiriyoruz. İş sürekliliği de bunun içerisindedir. Bunların kesintiye uğraması ya da durması demek bütün bu sistemlerde hasar oluşması anlamına geliyor. Afet denilebilmesi için bu zaten ön kabul. Bunun karşılığı olarak afet bakanlığının kurulmaması gerekir. Çünkü afet durumunda görev ve sorumluluk alan belediyeler, kültür, iç işleri, milli savunma, tarım ve orman bakanlığı, çevre şehircilik ve iklim değişikliği, sağlık bakanlığının yani aslında Türkiye’de bütün bakanlıkların afet ve acil durumlara yönelik yerine getirmesi gereken görev ve sorumlukları var. Eğer bir bakanlık kurarsanız siz bu bütün görev ve sorumlulukları bir kuruma vermiş olacaksınız. Doğal olarak bütün bakanlıkların bu alandaki işleyişini engellemiş olacaksınız. Afet dediğimiz olay toplumun tamamını etkileyen bir olgu olduğu için bütün sorumluluğu tek bir kuruma atfetmiş olacağız. Ama afete hazırlık dediğimiz olay bireyin de dahil olması üzere toplumun tamamını ilgilendiren olaydır.”

     

    Eski sistemde Başbakanlığa bağlı olan AFAD’ın mevcut sistemde Cumhurbaşkanlığına bağlanmasının neden daha iyi olacağına dair Yılmaz açıklamalarına şunları ekledi:

    “Öncesinde tüm sorumluluğun yerine getirilmesi için bir koordinasyon içerisinde, yasaya tanımlı atfedilen yükümlülüklerin ne kadar yerine getirilebileceği ya da bunların hangisinin eksik olduğu ya da iyi bir şekilde afete hazırlanabilmek için bu çalışmaların hangilerinin daha öncelikle yapabilmek veya iyileştirmek gerektiğini planlamak lazım. Bu planlamamayı da yapabilmek yani plan içerisinde kalan bütün kurumları organize edebilmek için sizin afet ile ilgili oluşturacağınız kurumsal yapılanmayı bakanlıklar üstü bir seviyeye çıkarmanız gerekir. Yani mevcut sistem içerisinde Cumhurbaşkanlığına bağlı ve bakanlıklar üzeri bir yapı olması lazım. Mesela bugün Türkiye afet müdahale planını açıp baktığınızda 7 tane bakanlık planın ana çözüm ortağı Kızılay ile 8 kurum yapıyor. Ayrıca diğer bakanlıklar ve kurumlar da destek gruplar içerisinde yer alıyor. Şimdi siz 7 bakanlık 1 kuruma toplamda 8 yapıya görev atfediyorsanız, diğer bakanlıkları da ihtiyaç halinde görev atfedeceğinizi söylüyorsanız bu planlama kapsamında bu görev verecek olan kurumun bakanlıklar üstü bir yapıda olması lazım ki görev çatışması olmasın.

    Mevcut sitemde de bizim eleştirdiğimiz husus buydu çünkü İçişleri Bakanlığının altına bağlanmıştı. Aslında eski sistemde Başbakanlığa bağlı olan bu sistemin tekrar benzer bir şekilde Cumhurbaşkanlığına bağlı benzer bir yapıya dönmesi lazım ki hem afetin operasyonel kapasitesini geliştirebilelim hem standartları denetleyebilmek, takip edebilmek ve kurumsal yaptırımlarını arttırabilelim. Ayrıca herhangi bir krizle karşılaştığımızda bu krizi efektif olarak yönetebilecek bir potansiyel kazandıralım AFAD’a. Bu nedenle biz afet bakanlığına karşı çıkıyoruz ama afet ile ilgili bir kurumun da gerekliliğinden dolayı bunun daha işlevsel bir alana çekilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bürokratik olarak düşündüğünüzde bir bakanlığın altında yer alan, mevcut durum için söylüyorum, müdürlük seviyesindeki kurumun başka bir bakanlığı plan içerisinde harekete geçirmesi için çok fazla uzun bir bürokratik süreçten geçilmesi gerekiyor. Bu da operasyon sürecinde çok büyük sorunlar oluşturabilir.”

    “Türk tipi bir tipi bir afet yönetim sistemi geliştirmemiz gerekiyor”

    Dünyadaki örnekleri de ele alarak Türk tipi bir afet yönetim sisteminin geliştirmesi gerektiğini de son olarak ekleyen Yılmaz, “Dünyadaki örneklere baktığımızda mesela FEMA örneği var. 11 Eylül saldırılarında İç Güvenlik Bakanlığı kuruluyor onlar da aynı hatayı yaparak İç Güvenlik Bakanlığının altına verdiler FEMA’yı. 2005 Katrina Kasırgasında FEMA’nın yetersiz kaldığı ile ilgili o dönem Amerika çok ciddi tartıştı. Mesela Japonya’da afetlerle ilgili kurum direk Başbakanlığa bağlıdır, bütün bakanlıklar bu kurumun içerisinde görevlidir ve afet durumu ilan edildiğinde başbakan başkanlığında o komisyon toplanır. Doğal olarak bu yapılanmayı bizim de sağlamamız lazım. Tabi Japonya’daki Amerika’daki gibi olmaz ama bizim kendi dinamiklerimizin, risklerimizin, toplumumuzun farklılaştığı yerler var. Bu farklılıkları göz önünde bulundurarak Türk tipi bir tipi bir afet yönetim sitemi geliştirmemiz, bir başkanlık kurumsal yapısı oluşturmamız gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

  • ‘İlk Evim İlk İş Yerim” Merak edilen 16 soruya 16 cevap

    ‘İlk Evim İlk İş Yerim” Merak edilen 16 soruya 16 cevap

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikli Bakanlığı, “İlk Evim İlk İş Yerim Kampanyası” kapsamındaki arsa ve iş yeri başvurularına ilişkin merak edilenleri 16 soruda yanıtladı.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikli Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, kampanyaya ilişkin merak edilen sorular ve yanıtları şöyle:

    1. İlk Evim İlk İş Yerim Kampanyasının hazırlanma amacı nedir?

    CEVAP: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak, milletin refahı, huzuru ve mutluluğu hedefiyle vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek, ülkemizi daha ileriye taşımak, gençlerimize çok daha güzel yarınlar bırakabilmek için çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Bu anlamda salgınla birlikte tedarik zincirindeki bozulmalar, küresel ticaret fiyatlarındaki belirsizlikle artan maliyetler barınma noktasında fahiş artışları da beraberinde getirdi. Bakanlık olarak, TOKİ eliyle “İlk Evim, İlk İş Yerim” kampanyasını hazırladık.

    2. “İlk Evim, İlk İş Yerim” projesine kaç başvuru oldu?

    CEVAP: “İlk Evim” sosyal konut projesi kapsamında e-Devlet ile Ziraat Bankası ve Halk Bank üzerinden 10 Ekim 2022 tarihi itibarıyla 7,2 milyon vatandaşımız başvuruda bulunurken, gerekli evrakı beyan eden 4,5 milyon vatandaşımızın da başvuru süreçleri tamamlandı. Başvuru süreci 31 Ekim’de tamamlanacak. “İlk Evim Arsa” ve “İlk İş Yerim” kampanyasında 10 Ekim tarihi itibarıyla başvurular başladı, 7 Kasım tarihinde sona erecek.

    3. Konut amaçlı arsa sayısı ne kadar olacak?

    CEVAP: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 250 bin olarak planlanan konut amaçlı arsayı 1 milyona çıkarılacağını müjdeledi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla 81 ilimizde konut arsası ihtiyacının tespiti yapıldı. Bu yıl aralık ayı itibarıyla planları onaylanan illerde ve ilçelerde hak sahibi belli olan arsaların tapularını vermeye başlayacağız. 2 yıl içerisinde de etaplar halinde tüm arsaların altyapı çalışmalarını tamamlayacağız.

    4. Konut arsalarının illere göre dağılımı nasıl olacak?

    CEVAP: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak, 81 ilimizde vatandaşımıza sunacağımız konut arsalarının dağılımları belirlendi. Buna göre, arsaların yüzde 40’ını şehir merkezlerinde, yüzde 60’ının ilçelerde olacak şekilde dağılımı planlandı. Milletimizin istifadesine sunacağımız 1 milyon konut amaçlı arsamızın bazı illerdeki dağılımı ise şöyle: “Konut amaçlı arsaların, 50 bini İstanbul’da, 100 bini Ankara’da, 25 bini İzmir’de, 45 bini Gaziantep’te, 55 bini Konya’da, 25 bini Kayseri’de, 30 bini Diyarbakır’da, 28 bini Eskişehir’de, 26 bini 700 Van’da, 23 bini Antalya’da.”

    5. Sosyal konut başvurusu yapan vatandaşlar konut arsasına da başvurabilecek mi?

    CEVAP: Vatandaşlar hem konuta hem de konut amaçlı arsaya başvuru yapabilir. Her ikisinin de kurasına katılabilir. Şayet ikisi birden çıkarsa birini tercih edebilecek.

    6. Konut arsası alan vatandaşlara sağlanacak imkanlar nelerdir?

    CEVAP: İlk defa vatandaşlarımıza altyapıları ve imarı hazırlanmış, ev yapmaya hazır arsa alternatifiyle düşük gelir grubuna mensup vatandaşlarımıza şehirlerin çeperlerinde kendi evlerini yapma imkanı sağlanacak. Bu arsaları, piyasa fiyatlarının çok altında bir bedelle ve faizsiz bir şekilde vatandaşlarımıza sunuyoruz. Arsayı alan vatandaşımız, burada belirlenen projeye uygun şekilde ve belirlenen süre içinde kendi evini yapabilecek. Gerekli teknik ve hukuki destekleri, Bakanlık olarak, TOKİ olarak istisnasız her vatandaşımıza sunacağız. Evin inşa sürecinde hak sahiplerine mimari ve mühendislik desteği de verilecek. Ayrıca, yine müşterek parsellerde hak sahiplerinin çoğunluk sağlamaları durumunda TOKİ Başkanlığımız buradaki konutları yapma hususunda da her türlü proje desteğini verecek. Sadece arsaları vatandaşa sunmuyor kullanıma hazır hale getirip hak sahibi vatandaşlarımızın hayal ettikleri evi yapabilmeleri adına gerekli teknik destek de sağlanıyor.

    7. Müşterek ve müstakil konut arsalarının detayları nelerdir?

    CEVAP: Kura ile vatandaşımıza verilecek arsalarımız iki gruptan oluşuyor. İlk grupta 350 ila 500 metrekarelik alanlardan oluşan en fazla brüt 150 metrekare konut yapmaya müsait müstakil parsel şeklindeki arsalar, ikinci grupta müşterek parseller bulunuyor. Müşterek parsellerde hak sahipleri çoğunluk sağlar ve inşa konusunda yardım talep ederlerse TOKİ Başkanlığımız buradaki konutları yapma hususunda destek olacak. Bu parsellerde binalar zemin artı 4 katı, 5 katı geçmeyecek. Müstakil parsellerde ise hak sahipleri belirlenen proje doğrultusunda evlerini inşa edebilir. Bu yıl aralık ayı itibarıyla planları onaylanan illerde ve ilçelerde hak sahibi belli olan arsaların tapuları verilmeye başlanacak. 2 yıl içerisinde etaplar halinde arsaların altyapı çalışmaları tamamlanacak.

    8. Konut arsalarında ödemeler ne olacak?

    CEVAP: Müstakil parseller, 192 bin 500 liradan başlayan toplam fiyat ve 1604 liradan başlayan taksitlerin 10 yıl vadeyle faizsiz şekilde ödeneceği bir modelle vatandaşlarımıza satılacaktır. Hisseli parsellerin ödemesi ise, 112 bin 500 liradan başlayan toplam fiyat ve 937 liradan başlayan taksitlerle yine 10 yıl vadeyle ve faizsiz bir şekilde yapılabilecektir.

    9. Konut arsası alan ne zaman ev yaptırabilecek?

    CEVAP: Tahsis edilen müstakil arsalar üzerine arsa tahsis tarihinden itibaren ilk yıl içerisinde (altyapısı tamamlanmış ise) konut inşaatına başlanması, 2 yılda nüve kısmının tamamlanması şart olacak. Müşterek parseller için kura çekimi yapıldıktan sonra tapu senedinin tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde (altyapısı tamamlanmış ise) konutunu yapmaya başlamaları ve imar planı koşullarına göre tüm bloklar için zemin kat taban döşeme seviyesini en geç 2 yıl içinde bitirmeleri şart olacak.

    10. Kuralar ne zaman çekilecek?

    CEVAP: 2023’ün ilk çeyreğine kadar konut ve arsalar için tüm kuraların çekilmesi ve hak sahiplerinin belirlenmesi planlanıyor.

    11. Konut arsasına kimler başvuru yapabilecek?

    CEVAP: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, 18 yaşını doldurmuş olmak, belediye sınırları içinde ikamet etmek veya o ilçe nüfusuna kayıtlı olmak (Tahsis edilecek arsalar, Büyükşehir Merkez ilçelerden herhangi birisinde ise Merkez ilçelerden herhangi birisi sınırı içinde ikamet etmek veya ilçe nüfusuna kayıtlı olmak. Diğer belediyelerde ise arsa tahsisi öngörülen Belediye sınırları içerisinde ikamet etmek veya ilçe nüfusuna kayıtlı olmak) başvuru başlangıç tarihi olan 10 Ekim 2022 tarihinden önce projenin bulunduğu belediye sınırları içerisinde ikamet etmek veya aşağıda belirtildiği gibi ilgili nüfusa kayıtlı olmak.

    12. 50 bin iş yeri nerelerde yapılacak?

    CEVAP: Türkiye’nin 7 bölgesinde yer alacak. Proje kapsamında 50 bin iş yeri için ilk etapta Ankara’dan Adana’ya, Erzurum’dan Diyarbakır’a, Kastamonu’dan Konya’ya 29 ilimizde 50 ile 200 metrekare büyüklüğünde 10 bin yeni iş yeri yapılacak. Küçük ve orta ölçekli sanayicimiz ve esnafımızın istifadesine sunuyoruz.

    13. 50 bin iş yerinin ödemesi nasıl olacak?

    CEVAP: 50 bin iş yerini 350 bin liradan başlayan fiyatlar ve 2 bin 633 liradan başlayan taksitlerle; 120 ay vadeyle sanayici ve genç girişimcilere sunuyoruz. Bu iş yerleri ülkemizin yatırımına, üretimine, sanayisine, istihdamına büyük katkı sunacak. 100 bine yakın ek istihdam sağlayacak. Böylece ülkemizin yatırımına, üretimine, sanayisine, istihdamına hatırı sayılır katkı sunacağız. Tamirat ve imalatla uğraşan küçük işletmelerden oto tamirhanelerine, mobilyacılardan makine üreticilerine kadar onlarca farklı sektörü içerisinde barındıracak bu sanayi/iş yeri alanlarımızla küçük işletmeciye destek olacağız. Kendi işini kurmak isteyen genç kardeşlerimizi dükkan ve ofis sahibi yaparak onların geleceğine katkı sunmayı hedefliyoruz.

    14. İş yeri başvuru şartları nelerdir?

    CEVAP: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, projenin bulunduğu il nüfusuna kayıtlı olmak veya o il sınırlarında faaliyette bulunuyor olmak, başvuru tarihi itibarıyla 18 yaşını doldurmuş olmak, Ustalık Belgesi, İşyeri Açma Belgesi, İlgili Oda Kayıt Belgesi, Vergi Levhası ve e-Ticaret yapıldığına dair belgelerden birine sahip olmak, kendisinin, eşinin ve 18 yaşından küçük çocukları mülkiyetinde iş yeri olmaması.

    15. Sosyal konut kampanyasının konut satışı ve kira fiyatlarına etkisi ne olacak?

    CEVAP: 2003 yılı başından itibaren ürettiğimiz sosyal konut sayısını 2 milyona, diğer projelerle birlikte devlet olarak ürettiğimiz konutlarda oturan vatandaş sayımızı da 10 milyonun üzerine çıkarmış olacağız. Yaklaşık 900 milyar liralık yatırım değeri olan proje diğer sektörlerimizi de etkileyecek. 2 trilyon liradan fazla ekonomik hareketliliğe yol açacak. Böylesine devasa bir yatırım ülkenin tamamında ev ve kira fiyatlarını düşüreceği gibi, vatandaşlarımızın konuta erişimini de kolaylaştıracak. Bu kampanya özel sektör yatırımlarında yol açacağı hareketlilikle değerlendirildiğinde ülkemizdeki konut sahipliği oranını daha da artıracaktır.

    16. Sosyal konutların ilk temelleri ne zaman, nerelerde atılacak?

    CEVAP: Sosyal konutlarımızın ilk temellerini Ankara’nın Sincan ilçesinde atacağız. 25 Ekim’de, Ankara, Afyon, Amasya, Aydın, Bolu, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Kahramanmaraş, Kırşehir, Konya, Manisa, Muğla, Tunceli, Uşak, Yozgat ve Zonguldak olmak üzere 17 ilde 5 bin konutun temelleri atılacak.

     

  • HDP’ye bakanlık açıklamasına Akşener’den cevap

    HDP’ye bakanlık açıklamasına Akşener’den cevap

    CHP İstanbul milletvekili Gürsel Tekin’in, “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözleri, İYİ Parti’de tepkiye yol açtı.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener konuya ilişkin ilk kez konuştu. Akşener, altılı masaya, HDP üzerinden baskı yapıldığını söyledi.

    Akşener, ”Böyle bir cümle kurduğuna göre partisinin görüşlerini iletiyor demektir. Biz o masada İYİ Parti olarak hiçbir siyasi partinin başka siyasi partilerle nasıl ilişki kuracağına dair dayatmaya girişmedik” dedi.

    HDP olan bakış açılarının çok net olduğunu belirten Akşener, ”Bunu defalarca kez söyledik. Bizim tutumuzu açık net, kürtleri incitmemek üzerine kurulan bir tutumdur. Kimse kürtlerin hamisi de sahibi de değildir” açıklamasında bulundu.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,,adaylık konusunda 6’lı masayı işaret edip, “Benim ismimde uzlaşılırsa ben hazırım” demişti.

    ”KEMAL BEY, ADAYIM DİYE GELEBİLİR, HAKKIDIR”

    Bir televizyon programına konuk olan Akşener’e, CHP Liderinin o sözleri de soruldu.

    Akşener, bu konuda bir konuşmanın olmadığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

    ”Bunu hiç konuşmadık. Altılı masadaki herkesin aday olma hakkı var. Kemal bey, benim adaylığımı konuşalım diye gelebilir mi, tabii ki gelebilir”