Etiket: Bal

  • “Ham bal öksürük semptomlarını hafifletiyor”

    “Ham bal öksürük semptomlarını hafifletiyor”

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayper Somer, gereksiz antibiyotik kullanımının, hastalarda yan etkilere ve antimikrobiyal direnç gelişmesine yol açtığını belirterek öksürük semptomları üzerine etkisini inceleyen ve 14 bilimsel çalışmanın dahil edildiği bir sistematik derleme çalışmasında ham balın, standart tedaviye göre belirtileri hafiflettiğini ve hem öksürük sıklığını hem de şiddetini azalttığının görüldüğünü söyledi.
    Van’da “Destek Tedavi Günleri” gerçekleşti.

    Birçok sağlık profesyonelinin katılım sağladığı bilimsel toplantıda, Prof. Dr. Ateş Kara, Prof. Dr. Ergin Çiftçi, Prof. Dr. Ayper Somer, Prof. Dr. Zeynep Ülker Altınel ve Prof. Dr. Şirin Güven gibi önemli isimler de yer aldı. Yaşam boyu sağlık için probiyotiklerden mikro besinlere kadar pek çok konuyu içeren oturumlarda BEE’O/ BEE&YOU Medikal ve Pazarlama Direktörü Reşat Kubilay İrkan da ekibi ile birlikte kongrede yer aldı.

    Ham bal ve propolisin çocuklarda öksürük semptomları üzerine etkisinin de konuşulduğu bilimsel programda Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayper Somer sunumuyla bu konudaki değerli bilgileri katılımcılar ile paylaştı.

    Ham bal öksürük semptomlarını hafifletiyor
    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayper Somer, “Üst solunum yolu enfeksiyonları, en sık doktora gitme nedenlerinden biridir. Ancak, antibiyotiklerin bu enfeksiyonlarda pek etkili olmadığı bilinse de yine de çoğunlukla antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır. Gereksiz antibiyotik kullanımı, hastalarda yan etkilere ve antimikrobiyal direnç gelişmesine yol açmaktadır. Ham balın, öksürük semptomları üzerine etkisini inceleyen ve 14 bilimsel çalışmanın dahil edildiği bir sistematik derleme çalışmasında ham bal, standart tedaviye göre belirtileri hafifletmiş ve hem öksürük sıklığını hem de şiddetini azalmıştır” dedi.

    Öksürüğe Anadolu Propolisi etkisi
    BEE’O / BEE&YOU Medikal Direktörü Reşat Kubilay İrkan ise Propolisin, arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladığı güçlü antioksidan ve antimikrobiyal etkilere sahip tamamen doğal bir arı ürünü olduğunu kaydetti. Yüksek polifenol içeriğine ve özel biyoaktif bileşenlere sahip olan propolisin, yüksek anti-inflamatuar ve antibakteriyel özellikleri sayesinde bronşit, bronşiolit, astım gibi solunum yolu problemleri üzerine olumlu etkiler gösteren doğal bir gıda olduğunu söyleyen İrkan, “Bilimsel araştırmalar, propolisin bileşimindeki değerli polifenoller ile yüksek antioksidan etki göstererek hastalık süresini kısalttığı ve ilaç kullanma sıklığını azalttığını göstermektedir.

    Propolisin öksürük semptomları üzerindeki etkisini araştıran bir bilimsel çalışma, üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren 430 çocuk üzerinde gerçekleştirilmiştir. 12 hafta süren bu çalışmada katılımcılar iki gruba ayrılmıştır. Birinci grup, günde 50 mg propolis ve 10 mg C vitamini içeren bir karışım tüketmiştir. İkinci grup ise hiç propolis almamıştır.

    Çalışmanın sonuçları, propolisli karışımı tüketen çocuklarda ateş ve öksürük semptomlarının belirgin şekilde azaldığını, hastalık süresinin kısaldığını ve toplam hastalık gün sayısının düştüğünü ortaya koymuştur. Bu sonuçlar, propolisin doğal biyoaktif bileşenleriyle çocuklarda semptomların hafiflemesine destek olduğunu göstermektedir” ifadelerine yer verdi.

     

  • Üreticiler tağşiş ballardan şikayetçi

    Üreticiler tağşiş ballardan şikayetçi

    Tunceli’nin yüksek yaylalarında bin bir çiçekten elde edilen ve hiçbir katkı maddesi barındırmayan organik bal üretimi yapan arıcılar, piyasadaki tağşiş (katkılı) ballardan şikayetçi. Üreticiler denetimlerin artırılmasını isterken tüketicileri de sağlığa zararlı katkılı ballardan uzak durmaları konusunda uyarıyor.

    Tunceli İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kazım Doğan, birlik olarak üretilen ballar üzerinde Hacettepe Üniversitesi ile ortak çalışma yaptıklarını söyledi. 2-3 yıllık bu çalışmayla coğrafyanın balının özelliklerini, içeriğini ortaya koymaya çalıştıklarını ve bir coğrafi işaretleme çalışması başlattıklarını kaydeden Doğan, ”Coğrafi işaret belki Türkiye’nin birçok ilinde var ama biz o farkı ortaya koyduk.

    Balımız, coğrafi işaret almış ballardan çok daha farklı bir değerle tasdik edildi. Bu bizim için çok önemli. Yani bir balın Munzur balı olabilmesi için taşıması gereken değerleri içerik analizleriyle ortaya koyduk. Tunceli’de bin civarında arıcı 90 bin kovan arıyla yıllık yaklaşık 600 ton bal üretimi gerçekleştiriyor.

    Ülke genelinde son 2 yıldır sezon arıcılar için kötü geçiyor. Arıcılar emeğinin karşılığını alamıyor. Bunun kabahati bizde de var. Örneğin arı ırklarını kendi elimizde sürekli değiştiriyoruz olmamız bir kusur, küresel iklim değişikliği de malum. Küresel iklim değişikliği bizim kabahatimizle buluşunca verimsizlikle sonuçlanıyor emeğimiz” dedi.

    ”Arıcılar üvey evlat muamelesi görüyor”
    Arıcılık ve hayvancılık faaliyetleri arasında bir denge olması gerektiğine vurgu yapan Doğan, “Bakanlıkla yaptığımız planlamalarda arıcılar biraz daha üvey evlat muamelesi görüyorlar. Türkiye’nin mevcut koşullarda hayvancılık anlamında yarışması mümkün değilken arıcılıkta dünyanın en büyük ikinci ülkesi konumunda. Son 2 yılda Bakanlık yeni düzenlemeler yaptı.

    Örneğin Arıcılar Birliğinin talepleriyle noktalama işaretleri yapılacak. Yani iki arılık arasındaki mesafeden oradan flora çeşitliliğine kadar arıların daha doğru yerleştirilmesi sağlanacak. Yine mera kanununda belirtildiği üzere meraların dinlendirilmesi gerekiyor. Örneğin bir mera ya da yayla dinlendirildikten sonra oraya arıcı gitmiş olsa hem arı orada müthiş verim alacak hem de doğanın yenilenmesine katkısı olacak. Bizim için mera kanununun doğru uygulanması kafidir aslında” diye konuştu.

    ”Esnaf bal satıyorsa analiz raporunun olması gerek”
    Tağşiş balların Türkiye’de olduğu gibi Tunceli’de de bulunduğunu kaydeden Tunceli İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kazım Doğan, “Bir ürünün kaynağının belirtilmesi gerekir.

    Türkiye’de bir etiket mevzuatı var. Plastik bir kutuya 2 kilogram bal koydum, ben verirsem bu adam arıcıdır anlaşılır ama bunu bir market rafında gördüğünüzde bunu anlamak için bir de uğraşmak lazım. Bizim ballarımızda o ürünün kime ait olduğunu belirten işletme numarası var. Anadolu’da petekli bal yemek bir kültürdür ancak en azından üzerinde işletmenin numarası olsun.

    Bunun tüketiciye de güven veren bir biçime geçmesi gerekir. Bu yıl arıcımızla yaptığımız çalışmada petekli bal yokken esnafta dolu, karakovan balı yokken bakıyorsunuz dolu. Bu gibi tağşiş ürünlerin varlığı kötü. Sakaroz oranı yüksek ballar tüketiciye bizim balımız gibi sunuluyor. Bir esnaf bal satıyorsa bir analiz raporunun da olması gerekiyor.

    İlimizde de Türkiye’de de arıcılar birliği bu işin garantörüdür. Sağlıklı balı size ulaştırmakla bizler mükellefiz. Lütfen analizi yapılmış ya da tanıdığınız bir üreticiden balınızı alın. Hakiki bal kristalize olabilir. Balın uygun kapalı rafta kalması, kristalize olsa bile tüketilmesi ya da insanların bir seferde çok bal almak yerine tükettikçe almaları daha yerinde olacaktır” şeklinde konuştu.

    Üreticiler emeklerinin karşılığını alamamaktan şikayetçi
    Tağşiş ballar yüzünden emeklerinin karşılığını alamadıklarını anlatan arıcılar, denetimlerin artırılması gerektiğini belirtti. Pülümür’de faaliyet gösteren Hemgen Bal Kooperatifi Başkanı Murat Ateş, ilçede birçok ailenin arıcılıkla geçimini sağladığını ifade ederek, ”İlçemizdeki arıcıların yüzde 90’ı, 95’i çok kaliteli bal üretiyor fakat emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Bunun en önemli sebebi piyasadaki ucuz ballar. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bizlerden 4-5 defa numune alarak analiz yapıyor. Fakat dışarıda etiketsiz, bandrolsüz balların satıldığını görüyoruz. Bunların denetlenmesini talep ediyoruz” dedi.

    Son 18 yılı organik olmak üzere 39 yıldan beridir arıcılık yaptığını aktaran Nurettin Özgürel ise ”Piyasada merdiven altı dediğimiz balları görünce çok üzülüyoruz. Bizler bu kadar emek veriyoruz. Tüketicilere sesleniyorum her ilde arıcılar birliği, İl, İlçe Tarım ve Orman müdürlükleri var bunlar bizi denetliyor. Bal almak istiyorsanız bu kuramlara ulaşın bunlar size doğru bilgi verecek, doğru yerden bal almanızı sağlayacaklar. Ben üretici olarak yılın 11 ayı uğraşıyorum. Tüketicilerin bu ucuz merdiven altı ballara rağbet etmesi gerçekten çok üzücü” diye konuştu.

  • Arı yetiştiriciliği projesi

    Arı yetiştiriciliği projesi

    Erzurum’un Oltu ilçesinde ana arı yetiştiriciliği projesi başladı.
    Oltu İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve yüzde 80’inin Tarım Bakanlığı, yüzde 20’sinin arıcılar tarafından finanse edildiği Ana Arı Yetiştiriciliği Projesi, ilçedeki arıcılığın gelişimine katkı sağlamayı hedefliyor. Toplam bütçesi 1 milyon 250 bin TL olan projenin 1 milyon TL’si Tarım Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafından, 250 bin TL’si ise arıcılar tarafından karşılandı.

    Proje kapsamında, 18 çiftçiye Tarım ve Orman Bakanlığı onayı ile 10 gün süreli “Ana Arı Yetiştiriciliği Eğitimi” verilerek 17 kursiyere sertifika verildi. Oltu’da toplam 255 arıcı ve 13 bin arı kovanı bulunurken yıllık bal üretimi ise ortalama 130 ton civarında olduğu belirtildi. Bal üretimi ile ilçe ekonomisine yıllık yaklaşık 65 milyon TL katkı sağlanıyor.

    Proje ile birlikte arıcılar, kendi ihtiyaçları olan ana arıları üretebilecek ve Oltu ile çevresindeki arıcıların taleplerini karşılayabilecekler. Yeni genç ana arılarla üretim yapma imkanı bulan arıcıların bal üretiminde artış yaşanması, aynı zamanda arı koloni kayıplarında da ciddi bir azalma bekleniyor. Böylece arıcılar, daha karlı ve sürdürülebilir bir arıcılık yapma imkânına kavuşacak.

    Proje kapsamında 12 arıcıya 24 adet Damızlık Ana Arılı Koloni (Kafkas Irkı), 600 adet Ahşap Ana Arı Çiftleştirme Kovanı, 12 adet Ana Arı Üretim Seti (Janter), 24 adet Ahşap Arı Kovanı, 480 kilogram Fondan Şeker Arı Yemi, 600 kilogram Temel Petek dağıtıldı.
    Proje ile Oltu, arıcılıkta önemli bir merkez olma yolunda ilerliyor ve bölgedeki tarımsal faaliyetlerin güçlenmesine katkı sunuyor.

    Düzenlenen programa İl Tarım ve Orman Müdürü Alpaslan Kelger, Oltu Kaymakamı Mustafa Çelik, Oltu Belediye Başkanı Adem Çelebi, Oltu İlçe Tarım ve Orman Müdürü Temel Aslan ve AK Parti Oltu ilçe Başkan Yardımcısı Davut Bektaş ile arıcılar katıldı.

  • Kayalıkların arasında bal üretiyor

    Kayalıkların arasında bal üretiyor

    Tunceli’nin Hozat ilçesinde Okan Duman isimli vatandaş, arıcılıkla uğraşıyor. Hozat ilçesi Kurukaymak köyünde arıcılık yapan Duman, 2 bin 500 rakıma yerleştirdiği kovanlarla bal topluyor. Duman, bal üretiminin yanında ağaç gövdeleri ve kayalıklarda bulunan organik balları da bin bir emekle topluyor.

    Zorlu şartlarda bal üreten Okan Duman, “Tunceli’nin Hozat ilçesi, Kurukaymak köyü Aliboğaz tarafında arıcılık yapıyorum. Burada organik doğal bal üretmeye çalışıyoruz. Şu anda 2500 rakımda arıcılık faaliyetlerini yürütüyorum. 3 sendir bu işi yapıyorum. Çok güzel ve kaliteli orijinal bal alıyoruz. Kayalıkların üzerine arılarımızı bırakmışız’’ dedi.

  • Bal yediği sırada diline arı sokan adam hayatını kaybetti

    Bal yediği sırada diline arı sokan adam hayatını kaybetti

    Olay, 20 Eylül Cuma günü Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı kırsal Kemerli köyünde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Burhan Gündüz (54) arkadaşıyla birlikte ağaçlık alanda gezindiği sırada arıların ağaç kovuğunda yuva yaptığını fark etti. Arıların ürettiği balın tadına bakmak isteyen Gündüz, ağaç kovuğundan bal aldı. Aldığı balın tadına baktığı sırada balın içine gizlenmiş arı, Gündüz’ün diline soktu.

    Gündüz’ün fenalaşması üzerine arkadaşları tarafından sağlık ekiplerine haber verildi. Ambulansla Mazıdağı Devlet Hastanesine kaldırılan Gündüz, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

  • Ankara’da halk sağlığını tehdit edebilecek koşullarda bal üreten fabrikada 8 bin ton malzeme ele geçirildi

    Ankara’da halk sağlığını tehdit edebilecek koşullarda bal üreten fabrikada 8 bin ton malzeme ele geçirildi

    Ankara İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Akyurt’ta bal üreten bir fabrikanın, tüketime uygun olmayan nitelikle üretim yaptığının ve etiket mevzuatına aykırı faaliyetlerde bulunduğunun tespiti üzerine harekete geçti. İl Jandarma Komutanlığınca yapılan istihbari çalışmalar sonucunda, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Gelir İdaresi Başkanlığı ekiplerince söz konusu fabrikaya operasyon düzenlendi. Fabrikaya yapılan operasyonda, 2 bin 500 ton fruktoz şurubu, 2 bin ton şeker, 3 bin 650 ton glikoz şurubu, 150 ton sahte glikoz, fruktoz şeker ve 100 bin adet çeşitli markalara ait bal etiketi ele geçirildi. Ele geçirilen balların piyasa değerini yaklaşık 960 milyon lira olduğu belirtilirken, 6 şüphelinin gözaltına alındığı öğrenildi.

    “Vatandaşın sağlığını istismar ederek, zararlı üretimleri satmaya çalışan ve bunları üretenlerle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek”

    Operasyonla ilgili açıklamalarda bulunan Ankara Valisi Vasip Şahin, “Bugün de bu bulunduğumuz bölgede iş yerlerinde arkadaşlarımız özellikle bozuk bal üretildiği ya da sahte bal üretildiği yönünde aldıkları bilgiler üzerine geniş bir inceleme yaptılar. Bu inceleme sonucunda burada ve diğer işletmelerde yüzlerce ton civarında bozuk gıda veya bozuk bal üretiminde kullanılan ama aslında kullanılması yasak olan bir takım ürünler ele geçirildi. Onlarla ilgili adli ve idari işlemler bir taraftan devam ediyor. Diğer taraftan da bu ele geçirilen malzemeler de imha edilecek. Bizim hem vatandaşlarımıza hem de bu malzemeleri satan iyi niyetli esnafa ricamız çağrımız şudur; ne olur size getirilen malzemeleri ve vatandaşa sunduğunuz malzemeleri dikkatle izleyin. Dikkatle inceleyin. Aldığınız malın orijinaline ve gıda güvenliğine sahip olup olmadığına lütfen dikkat edin. Yine müşteri olarak vatandaşlarımız fiyatlara aldanarak bir tuzağa düşmesinler. Kendi sağlıkları, ailelerinin sağlıkları, çocuklarının sağlıkları açısından ne olur dikkatli olalım. Vatandaşın sağlığına, vatandaşın sıhhatine, çocuklarının, yaşlılarının, hastalarının sağlıklı bir şekilde gıda tüketimi ihtiyacını istismar ederek, zararlı üretimleri satmaya çalışan ve bunları üretenlerle mücadelemizde sonuna kadar devam edecektir” dedi.

  • Ayı korkusundan ballar erken hasat edildi

    Ayı korkusundan ballar erken hasat edildi

    Yediden yetmişe tüm aile fertleriyle arıcılık faaliyeti gerçekleştiren arıcı İbrahim Tontul, arılıkta sahiplendirdiği kovanların açımında cep telefonlarıyla çekimler yaparak çıkan balları sahiplerine ulaştırıyor. Bal hasadı sırasında arılığında açıklamalarda bulunan İbrahim Tontul, “Sahiplendirdiğim kovan Tuğba hanımın kovanı. İnşallah 3 aydır beklediğimiz an, bal alabilecek. Üç dört aydır bu kovana bakmış değiliz. Şimdi kovanı açıp durumuna bakacağız, bal çıkacak mı göreceğiz. Bulunduğumuz bölge 2 bin, 2 bin 500 rakım arası bir bölgedeyiz. Burada flora çeşitliliği çok fazla. O yüzden bu taraflara arıyı getirme sebebi buluyorum. Buranın bal durumu da kalitesi biraz daha farklı oluyor. Bu yılki bal hasadı önceki yıllara göre normalinden aşağı seviyelerde. Rakım düşük olan yerlerde bal aşırı derecede yoktu ama bizim burası maşallah gayet güzel. Bu yüksek rakımlı yörede dört bölgede arımız var ve bölgedeki arılığımızda ayı kardeşimiz için bir tane de ona sahiplendirdik. Doğaya saygımız olsun bir tane de o yesin diye bağrımızdan koptu ona ayırdık ama o altı tane kovan yemiş. Komple arılarımızı buraya kaldırdık” dedi.

    Ailenin en büyüğü olan ve kendi adını taşıyan torununa arılıkta bakan Vehbi Balık ise İbrahim Tontul’un arılarına bakmaya geldiklerini belirterek, “Yardımcı oluyoruz. İbrahim arıya bakarken torunum Vehbi ile vakit geçiriyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Bal üreticileri son on yılın en verimsiz sezonunu yaşadı

    Bal üreticileri son on yılın en verimsiz sezonunu yaşadı

    Dünyada son yıllarda görülen iklim değişiklikleri özellikle gıda sektörünü olumsuz yönde etkiliyor. İklim değişikliğinden Türkiye de nasibini alırken, özellikle son yıllarda üretilen bal oranında ciddi düşüşler yaşandığı gözleniyor. Trabzonlu arıcılar bu sezonki hasattan umduğunu bulamazken, bölgeye özgü kestane balında da önemli ölçüde düşüş yaşandığı, Türkiye genelinde ise yüzde 40 oranında bal kaybının yaşandığını ifade edildi.

    Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Trabzon Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yusuf Aksoy, son 10 yılın en verimsiz sezonunu yaşadıklarını belirterek “Bu yıl Karadeniz’de gerek kestane balı, gerek orman gülü balı gerekse yaylalardaki yayla ballarımız istediğimiz oranda olmadı. İklim şartlarının olumsuzluğundan dolayı sıkıntı yaşadık. Yağmurdan dolayı kestane balı olmadı. Yukarlarda dolu, yağmur daha sonra da kurak derken hasadımız çok zayıf. Arıcılar açısından son 10 yılın en zor senesi diyebiliriz. Türkiye geneline bakıldığında yüzde 40 oranında bal kaybı var. Ayrıca bal olmayan yılların akabinde arı ölümleri meydana geliyor” dedi.

    “Arılar ve kovanlar giderek azalıyor”
    Arıların giderek azaldığına dikkat çeken Aksoy, “Arılar giderek azalıyor. Mesela 3 yıl önce göreve geldiğimde Trabzon’da arıcıların 225 bin kovanı var idi. Önceki sene 181 bin, geçen sene ise 161 bin kovan tespit ettik. Dolayısıyla git gide arı ve kovan sayısında azalma söz konusu. Her önüne gelen arıcılık yapmaması lazım maalesef bunların olumsuz sonuçları oluyor. Bilgisizlikten dolayı hastalıkların yayılma ihtimali çok yüksek. Karadeniz’de bu sene pek kestane balı olmadı. Zaten kestane ağaçlarında oluşan bir gal arısı söz konusu şu an Orman Bölge Müdürlüğümüz bu konuda bir çalışma yapıyor ama yeterli değil. Zaman alacak bir mücadele ve mücadelede 10 yıldan bahsediyorlar. Dolayısıyla 10 yılda Karadeniz arıcısı olumsuz etkilenecek” diye konuştu.

    Bal üretimi bakımından dünyada 10. sırada olduklarını kaydeden Aksoy, “Dünyada bal üretiminde 10. sıradayız ancak arı sayısı bakımından dünyada 3. sıradayız. İhracatımızın bir bölümünde sıkıntı var giden ballarımız piyasadaki bazı firmaların ballar geri dönüyor bu da sektörümüze büyük darbe vuruyor. Sahte ballar, merdiven altı yapımlar, laboratuvarlarda yapılan ballar, arı görmeden yapılan ballar” ifadelerini kullandı.

    “Aracıdan değil arıcıdan alın”
    Vatandaşlara balı mutlaka arıcıdan almaları tavsiyesinde bulunan Aksoy, “Mutlaka balı arıcıdan alsınlar, aracıdan almasınlar. Özellikle birlik dolumu olan balları alsınlar çok dikkatli olmaları gerekiyor. Yaylalarda yol kenarlarında satılan ballar normalde bizim arıcılarımızın balı ama güneş ışığı altında olduğu için onlara da rağbet etmesinler. Mutlaka ışık görmeyen raflardan, kapalı alanlardan ballarını alsınlar. Balın hakiki olduğunu görerek anlayamayız ancak tahlille anlaşılır. Tatmayla anlamak söz konusu değil. Özellikle eski sistem makinelerde sahte balı ayırt etmede yanılma olabiliyor yeni sistem makineler devreye girerse yanılma riski olmayacak. Bizim arıcımız genellikle bin 500 rakımın üzerinde bal üretiyor. Dolayısıyla bu ballar çok değerli ballardır. Bilim adamları bunu böyle öngörüyorlar. Çünkü gübre görmemiş, tarımsal ilaçlama yok değerli ballardır. Kesinlikle gıda değil ilaçtır” şeklinde konuştu.

  • Ağaçta baldan servet buldu

    Ağaçta baldan servet buldu

    Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesinde meydana gelen olayda sabah sporu için Bağlarbaşı Mahallesi mesire alana gelen Hasan Hacıoğlu, yürüyüş esnasında çınar ağacında bir karartı olduğunu fark etti.

    Ağaca yaklaştığında karartının koloniden ayrılan arıların yaptığı kovan olduğunu gören Hacıoğlu, arkadaşını arayarak sepetli vinç konusunda yardım istedi. Yardımın gelmesiyle birlikte arıların sokmaması için koruyucu elbise giyen Hacıoğlu, dumanla arıları sakinleştirerek operasyona başladı. Kısa sürede arıları ve kovanı zarar vermeden ağaçtan alan Hacıoğlu, kış aylarında ölmemeleri için koruma altına aldı.

    Arıların genelde ağaç kavukları ya da kayaları tercih ettiklerini belirten Hacıoğlu, kovandan 5,5 petek yaklaşık 15 kilo bal çıktığını sözlerine ekledi.

  • Balı fazla kaçıran kedi kendinden geçti

    Balı fazla kaçıran kedi kendinden geçti

    Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Büyükköy beldesinde bir markette kahvaltı yapan Süleyman Okuyan’a ait ‘Duman’ isimli kedi Okuyan’ın dalgınlığından istifade ederek bir miktar bal yedi. Yediği balın ardından kendinden geçen kedisini gören Okuyan, hemen kedisini sandalyeye oturttu. Sandalyeye oturan kedisini kendine getirmeye çalışan Okuyan’ın o anları cep telefonu kamerası ile anbean kaydedildi.

    Bir süre baygınlık geçiren kedi sonrasında normale döndü. Videoyu çeken arkadaşının soruları üzerine cevap veren Okuyan “200 grama yakın bal yedi. Normal Erzurum Ova balı yedi. 4 saatin üzerine biraz canlandı, hareket etmeye başladı” ifadelerini kullandı.

    Kedinin görüntüsü deli bal yiyince fenalaşan ayı yavrusunu hatırlattı
    Sosyal medyada da paylaşılan video kısa sürede ilgi gördü. Kedinin bal yedikten sonra bu hale dönmesi akıllara Düzce’de deli bal yedikten sonra kamyonet kasasında fenalaşan ayı yavrusunu akıllara getirdi.

    “Bugün biraz kaçamak yaptı ve bal yedi”
    Sosyal medyada paylaşılan videonun ardından bir açıklama yapan Süleyman Okuyan, kedisinin sağlık durumunun iyi olduğunu belirterek, “Bir yanlış anlaşılma oldu. Şu anda kedimizin durumu iyi. Bugün biraz kaçamak yaptı ve bal yedi. Ona da dokundu. Şu an da sağlık durumu gayet iyi. Biz oynamaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.