Etiket: “balık

  • “Bu sezon palamut da, istavrit de umut verici”

    “Bu sezon palamut da, istavrit de umut verici”

    Geçen sezon tezgâhlarda kısıtlı miktarda yerini alan palamut, bu sezonki görüntüsüyle, bol olacağı yönünde umutları artırırken, istavritin de boyut olarak iyi durumda olduğu kaydedildi.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Doğu Karadeniz Balıkçı Kooperatifleri Birliği Başkanı Ahmet Mutlu, hem palamut hem de istavritin görüntüsünün umut verici olduğunu belirterek, “Numune olarak hemen hemen her yerde bizi tatmin edecek şekilde palamut görüntüsü var. İstavrit de boyut olarak iyi, inşallah av verir bereketli olur” dedi.

    Palamut’un av için belirlenen boyuta ulaştığını kaydeden Mutlu, “Şu anda balık 32-34 cm. Bizim balıkçının tabir ettiği boyuta ulaştı. Numune olarak hemen hemen her yerde bizi tatmin edecek şekilde palamut görüntüsü var. İstavritte boyut olarak iyi inşallah, av verir bereketli olur. Bilim adamı değiliz bilim adamlarına saygımız var. İklim çok önemli hava şartları çok önemli. Şu anda ortam, balık havyarını tutturması için müsait. Müsait olduğu için de şu anda denizde iki üç çeşit palamut var. Küçük, orta, büyük boyutu da var. Her yerde görülen numune güzel inşallah av verecek balıkçımız vatandaşa bol bol balık yedirecek düşüncemiz dileğimiz bu yönde” diye konuştu.

  • Balığı metrelerce kovaladılar

    Balığı metrelerce kovaladılar

    Serdivan ilçesinden geçen Çark Deresi içinde su seviyesi düşük olduğu için zorlukla ilerlemeye çalışan balığı gören iki kişi, daha derin bir suya salmak için balığı yakalamaya çalıştı. Debisi az suda kaçan balığı iki kişi metrelerce kovaladıktan sonra yakalamayı başardı. Yakalanan balık başka bir bölgede tekrardan suya bırakılırken balığın kovalandığı anlar cep telefonu kamerasına yansıdı. O anlar cep telefonuyla kayda alan kişi ise adeta kahkahalara boğuldu. Görüntülerde, iki kişinin debisi az olan suda balığı elleriyle yakalamaya çalışması, balığın yakalanması ve görüntüleri çeken kişinin kahkaha atması yer alıyor.

     

  • Gazi balıklar tehditi altında

    Gazi balıklar tehditi altında

    Polatlı’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Ilıca Mahallesi’ndeki tarihi Balıklı Göl Havuzu, civar köydeki çiftçilerin bilinçsizce açtığı kuyulardan dolayı yok olma tehditi altında. Su seviyesinin her geçen yıl azaldığı havuzda, binlerce tatlı su balığı yaşıyor. Balıkların Kurtuluş Savaşı ile Kıbrıs Barış Harekatı sırasında kayboldukları, muharebenin bitiminin ardından yaralı olarak tekrar ortaya çıktığı iddia ediliyor. Bu nedenle de havuzdaki balıklara “Gazi Balık” deniliyor.
    Romalı’ların yerleştiği bölgede bulunan tarihi Balıklı Göl Havuzu, aynı zamanda Şehit Balıklar Havuzu olarak da biliniyor. Öte yandan Balıklı Göl Havuzu’nun çevresinde Roma ve Kurtuluş Savaşı’ndan kalma mezarlar ile höyük bulunuyor.

    “Şanlıurfa’daki balıklı göl ile hemen hemen aynı”

    Polatlı’da yaşayan vatandaşlardan Hamza Kabasakal, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Burada bir tarih yatıyor. Burada zamanında Romalılar varmış. Ilıca mahallesinde bir tarih yatıyor. Burası da köyün ilk yerleşim yerlerinden bir tanesi. Buradaki havuz Şanlıurfa’daki balıklı göl ile hemen hemen aynı” dedi.

    “Savaş bittikten sonra balıklar yaralı olarak ortaya çıkıyor”

    Kabasakal, “Sakarya Meydan Muharebesinde ve Kıbrıs Barış Harekatında buradaki balıklar ortadan kayboluyor. Ardından savaş bittikten sonra buradaki balıklar yaralı olarak tekrar ortaya çıkıyor. Bu durum çok ciddi köyde etki oluşturuyor” ifadesini kullandı.

    “Eskiden burada çok ciddi bir su vardı”

    Kabasakal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Romalılar döneminden bugüne gelmiş bu tarihi alan günümüzde yok olmaya terk edilmiş bir durumda. Eskiden burada çok ciddi bir su vardı. Bu suyu burada bilinçsizce açılan kuyular nedeniyle azalmış durumda. Yarın burası kuruduğunda buradaki balıklar telef olacak.”

    Kabasakal; Ankara Büyükşehir Belediyesi, Polatlı Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığının ivedi bir şekilde söz konusu Balıklı Göl’ü ihya etmesi için de çağrıda bulundu. Öte yandan Balıklı Göl’ün çevresinde Roma İmparatorluğundan kalma mezarlar da yer alıyor.

  • Elazığ’da yılanın balık avı kamerada

    Elazığ’da yılanın balık avı kamerada

    Olay Bermaz ovasında yaşandı. Vatandaşlar su kenarında bir yılanı fark etti. Bunun üzerine cep telefonu kamerası ile yılana yaklaşan bir kişi yılanın avladığı balığı yediğini gördü. Yılan bunun üzerine avladığı balığı bırakarak suya girerek gözden kayboldu.

  • Dünyanın en hızlı balığı

    Dünyanın en hızlı balığı

    Gökçeada ilçesinde denize açılan balıkçı İlker Özdemir, balık avlamak için arkadaşlarıyla birlikte tekneyle denize açıldı. Kaleköy Limanı açıklarında suda hareketsiz halde bir balık olduğunu fark etti. Paragat ağlarına dolanmış halde avlanması yasak olan yaklaşık 3 metre boyunda, 500 kilogram ağırlığında vahşi ‘mako’ cinsi köpek balığı buldu. Özdemir, ‘mako’ cinsi köpek balığını sudan çıkarma anlarını cep telefonuyla kaydetti.

    Balıkçı İlker Özdemir sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ilk kez böyle vahşi bir tür ile karşılaştığını belirterek, “Balığı 40 metre suda kılıç balığı paragatı ağlarına dolanmış halde bulunduk. Paragattan sularla kıyılara yaslamış. Demek ki bu hayvan bu kadar sığ kıyılarda geziyor. Yaklaşık 40 metre derinlikteki sularda dünyanın en vahşi köpek balıklarından mako cinsi. Devasa bir balık. Köpek balıkları kıyılara gelebiliyor. Bunlar vahşi hayvanlar. Plajlara gelir mi bilmiyorum ama dikkatli olalım. Etrafımıza bakalım. Dünyanın en vahşi balığı Gökçeada’da. Yaklaşık 3 metre boyunda ve yarım tonluk bir hayvan. Misinalar balığı boğmuş. Çünkü bu hayvanı avlamak yasak ama ölmüş. Biz bu haliyle verelim belki değerlendirilir. Ben hayatımda ilk defa bu tür bir balığı kıyıda gördüm” dedi.
    Özdemir ve arkadaşları daha sonra paragat ağlarından kurtardıkları balığı tekrar doğal ortamı olan suya bıraktı. Köpek balığı kısa bir süre sonra tekneden uzaklaştı.

    Dünyanın en hızlı balığı

    Mako köpekbalığı, saatte 80 kilometreye kadar yüzmesini sağlayan inanılmaz derecede özel bir cilt yapısına sahip ve bu da onları dünyanın en hızlı balığı yapıyor. Hızı nedeniyle, günde 55 kilometreye kadar muazzam mesafeleri katedebiliyor ve sudan 9 metreye kadar atlayabiliyor. Bu hayvanlar dünya okyanuslarında hem tropikal hem de ılıman sularda bulunabilir. Mako köpekbalıkları iki tür arasında ayırt edilir, kısa yüzgeçli mako köpekbalığı ve uzun yüzgeçli mako köpekbalığı. 2-4 metre uzunluklarına ulaşabilir ve kuzenleri büyük beyazlar gibi uskumru köpekbalıkları ailesine aittirler. Bunların özelliği sivri burunları, kavisli, genişlemiş ön dişleri ve büyük gözleridir.

  • Bursa Kurtul göletinde balık ölümleri

    Bursa Kurtul göletinde balık ölümleri

    Gemlik’in yeni sayfiye merkezlerinden birisi olan Kurtul göletinde balık ölümleri görüldü. Sabah erken saatlerde gölet çevresine giden vatandaşlar göl çevresinde ve sazlık alanlarda ölü balıkları fark etti.

  • Erzincan’da üretilen balıklar Trabzon ve Elâzığ’a sevk ediliyor

    Erzincan’da üretilen balıklar Trabzon ve Elâzığ’a sevk ediliyor

    Erzincan’da devlet desteğiyle kapasiteleri artırılan alabalık tesislerinin sayısı ve üretimi gün geçtikçe artıyor.
    Tuzla Çayında bulunan ve ilçe merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta olan Tercan Su Ürünleri Tesisinde balık üretim çalışmaları aralıksız sürüyor. Yetiştirilen alabalıklar, belirli bir kilograma ulaştıktan sonra somon olması için Trabzon ve Elâzığ illerine sevk ediliyor.

    “Alabalık üretiminde devlet desteğiyle ülkede büyük bir kazanç elde edilecek.”

    Erzincan Tarım ve Orman İl Müdür Yardımcısı Serkan Kütük, söz konusu alabalık tesisinde yavru ve sofralık alabalık üretimi yapıldığını kaydetti. Kütük, “Özellikle Erzincan ilimizde denizi olmayan bölge olarak üretmiş olduğumuz balığı Karadeniz’e göndermek kaydıyla burada Karadeniz somonu olarak üretimini yapıp bunu ihracata göndermiş olacağız. Bu sayede büyük bir gelir elde edilmiş olacak ve büyük bir istihdam sağlanmış olacak. Öte yandan 2023 yılında desteklemelerimiz de devam etmekte. Alabalık ve sofralık alabalık üretimimizde bakanlığımız tarafından desteklemeler devam ediyor. Yeni yayınlanan tebliğiyle beraber bu desteklemelerimiz artırarak ülkemizde büyük bir kazanç elde etmiş olacağız.” şeklinde konuştu.

    “Denizi olmayan Erzincan’da da güzel işler, güzel üretimler yapılıyor”

    Tercan İlçe Tarım Müdürü Emre Özelgül, Tercan Barajıyla 13 bin hanenin elektrik ihtiyacının karşılandığını belirterek barajda yıl bazında üretilen balık miktarının artışına dikkat çekti. Özelgül, Tercan Barajımızda 2014 yılında 149 tonluk üretimle başlamışken 2023 yılı itibariyle 650 tonluk bir üretime ulaşmış bulunmaktayız. Erzincan’da üretilen balıklarımızın Elazığ ve Trabzon iline sevkiyatı yapılmaktadır. 350 gram ağırlığında hasatını yaptığımız balıklarımızı somon olması için sevkiyatını yapıyoruz. Denizi olmayan Erzincan’da da güzel işler, güzel üretimler yapılabiliyor. Baraj gölümüze ayrıca yasaklama günlerinin dışında tüm doğa severleri de avcılık için bekliyoruz.” dedi.

    “Erzincan’da deniz yok ama iyi balık çıkarıyoruz!”

    Tercan Su Ürünleri işletme sahibi Şükrü Adam ise balık üretim sürecini anlattı. Adam, sabah saat altıda balıklara yemleme yaptıklarını gün içerisinde ise balıkların yanına tekrar gelmediklerini söyledi. Tercan Barajının 23-24 derece olduğunu kaydeden Adam, günün geri kalanında ise ağları temizlediklerini belirtti. İşletme sahibi Adam, balık yapma kapasitesinin 50 ton olduğunu dile getirerek şunları kaydetti;
    “220 bin tane alıyorum. Bu balıkları 250-300 grama getirip Trabzon ve Elazığ’a gönderiyoruz. Yani balık üretiyoruz. Erzincan’da deniz yok ama iyi balık çıkarıyoruz.”

  • Söke’de balık çiftlikleri denetlendi

    Söke’de balık çiftlikleri denetlendi

    Denetimler sırasında çiftliklerin su kalitesi, balık sağlığı, iklim şartları ve üretim ayrıntıları ayrıntılı bir şekilde incelendi. Söke İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri, balık üreticilerine yasal mevzuat ve sürdürülebilir balıkçılık uygulamaları hakkında bilgilendirmelerde bulunurken, denetimlerin balıkçılık sektörünün düzenli ve sağlıklı bir şekilde gelişmesi için büyük önem taşıdığını belirtti.

    Ayrıca, mevzuata uymayan işletmelere gerekli yasal işlemlerin uygulanacağı ifade edildi. Bu tür denetimlerin düzenli aralıklarla devam edeceği belirten yetkililer, balıkçılık sektörünün gelişimini destekleyeceklerini belirtti.

  • Gölde balık değil, ot avlıyorlar

    Gölde balık değil, ot avlıyorlar

    Üç ay süren balık av yasağının sona ermesinin ardından 15 Haziran’dan itibaren yeni av sezonunu açarak göl sularına yeniden ağ sermeye başlayan Beyşehirli tatlı su balığı avcıları, yüzlerce metre serdikleri ağlara son dönemde balık yerine otların takılmaya başladığını belirterek, “Balık yok, ot var. Gölün her tarafı böyle, adeta ot avlıyoruz. Ağlarımıza su kuşları da dahil balıktan başka her şey takılıyor” ifadelerini kullandı.
    Sabah gün doğumu ile birlikte bir gün öncesinde metrelerce serdikleri ağlara takılmasını umduğu balıkları toplamak için tekneleriyle açıklara çıkan avcılar, mazot parasını dahi çıkaramamaktan yakınırken bazıları 2-3 balık, bazıları da kasaları hiç dolduramadan dönüş yaptıklarını belirtti.
    Beyşehir Gölü’ne kıyısı olan Çiftlik Mahallesi’nde geçimini tatlı su balığı avcılığı ile sağlayan balıkçılar da böyle giderse balıkçılığı bırakabileceklerini söyledi.
    Limanda 30’a yakın aktif balıkçılık yapan teknelerden sadece 4’ünün ava çıktığını anlatan balıkçılar, göldeki otlanmadan ve giderek artan karabatak popülasyonundan yakınırken, serdikleri ağların gölün tabanının otlu olmasından dolayı derinlere inemediğini ve yüzeyde kaldığını aktarıp balık avcılığının bu nedenle yapılamadığını savundu.

    “Bol bol otla mücadele ettik”

    Çiftlik Mahallesi balıkçılarından Gürol Erdoğan, balık olmadığı için çok nadir olarak avlanmaya çıktıklarını anlatarak, “Bugün de balığa çıktık ama limit altı balıklar geldi, onları da göl sularına tekrar iade ettik. Bugün bol bol spor yaptık, bol bol otla mücadele ettik. Kas çalışması yapıyoruz. Sabah sporu oluyor. 2 bin 600 metre ağ attık iki tane limit altı balık çıktı. Yani kasa boş, kantarcıya verecek balığımız yok şu anda. Eli boş döndük, mazot cepten gitti” dedi.
    Erdoğan, gölde türküler eşliğinde balık avı yaparken artık türkü seslerinin de sustuğunu anlatarak, “Türkü sesleri de sustu, çünkü balık çıkmayınca haliyle türkü söylenmiyor. Ancak, cep telefonundan müzik açarak kendimizi avutuyoruz. Mırıldanamıyorum bugün yine balık hiç yok” şeklinde konuştu.
    Balıkçı Levent Yılmaz da, yaklaşık 29 yıldır gölde tatlı su balıkçılığı yaptığını anlatarak, “Balıkçılık şu anda bitik durumda. Gölün tabanı otla kaplı olunca ağ atılacak yer kalmıyor. Alan olarak daraldı. Balık vardır belki ama otun altından çıkmıyor diye düşünüyoruz. Ot çok olduğu için serdiğimiz ağlar tabana inmiyor. Tabana inmediği için balık belki aşağıda hareket ediyor ama yüzeyde balık çıkmıyor. Gölde derinlik de kalmadı. Ayrıca, göldeki bir diğer sıkıntımız da karabatak popülasyonunun giderek artması. Balık varsa da zaten karabataklar yiyor. Günlük 3-4 kilo balık tüketiyor. 3-4 kiloluk sazanları yutuyor. Onlar bizden fazla tutuyor. Bizim ekmeğimize fazlasıyla ortak oldular. Eskiden bu kadar yoğun değillerdi. Ne gölde balık, ne de barındıkları adalarda ağaç koydular. Pisliklerinin asitli olmasından dolayı ağaçları bile kuruttular. Bu soruna bir çare bulunmasını da bekliyoruz. Bugün sabah saat 05.30 gibi çıktık göle, 2 saatlik mesaide tuttuğumuz üç balık. Mazota mı sayarız, emeğimize mi sayarız, yiyeceğimize mi sayarız, yani durumlar vahim. Durum, balıkçılığı bırakmaya doğru gidiyor. Gölde eskiden 2 bine yakın balıkçı vardı, şimdi 200 avcıya düştü. Balık olmayınca kendi limanımızda da ava çıkan tekne sayısı çok azaldı” diye konuştu.

    “Balıkların yerine ağlarımızda ot görüyoruz”

    Balıkçı Hasan Yılmaz ise, 20 yıldır gölde balıkçılık yaptığını vurgulayarak, yeni av sezonunun açıldığı ilk günlerde biraz balık çıktığını ancak ilerleyen zamanda balıkçılık yönünden durumun çok kötü bir hal aldığını anlattı. Bir önceki çıktığı avda sıfır balıkla limana dönüş yaptığını ifade eden Yılmaz, “Bugün de üç balık var. Gölde aşırı otlanma var. Balıkların yerine ağlarımızda ot görüyoruz. Ottan dolayı ağları çekemez olduk, ağları ottan kaldıramaz olduk. Kayıklara otları aldıramaz olduk. Göldeki gezen otların hepsi ağlarımıza takılıyor. Bir de bunun limana dönüştü saatlerce süren ağlardan temizlik safhası var. Az sayıda ağlarımıza takılan küçük balıkları ise yeniden göl sularına salıyoruz, bilinçli av yapıyoruz. Göl bu şekilde gittiği müddetçe gelecek adına çok ümidimiz yok. Balıkçılığı bırakma noktasına kadar geldi. Durum çok kötü. Artık kurtarmıyor, sıkıntı, mazot parası dahi değil, tuttuğumuz balık sayısı. Sabahın 5’inde kalkıp şu anda yapılacak bir iş olmaktan çıktı balıkçılık. Limanımızda 30 tekne var, ama sadece 4 tekne var göle açılan. Balıkçılar çok zor günler yaşıyor” dedi.

  • Taşa sıkıştı, boğularak hayatını kaybetti

    Taşa sıkıştı, boğularak hayatını kaybetti

    Karalar Mahallesi’nde meydana gelen olayda, Yusuf Tunca, balık tutmak için nehir kıyısına gitti. Burada eliyle balık tuttuğu esnada taşa sıkışan Tunca, yaklaşık 40 santimetre suda boğularak hayatını kaybetti. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye gelen ekipler, yaptıkları inceleme sonrasında Tunca’nın cenazesini hastane morguna sevk etti. Olaya ilişkin inceleme başlatıldı.