Etiket: başarı

  • BUÜ’lü akademisyenlerden TÜBİTAK Proje başarısı

    BUÜ’lü akademisyenlerden TÜBİTAK Proje başarısı

    Açıklanan sonuçlara göre, BUÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.Pervin Aniş yürütücülüğündeki “Tekstil Ön Terbiyesinde Sürdürülebilir Nanobubble Teknolojisinin Kullanılmasının Ekolojik ve Ekonomik Etkilerinin İncelenmesi” başlıklı proje destek almayı başardı. Proje ekibinde Doç.Dr. Sibel Şardağ ve Öğr.Gör.Dr.Tuba ToprakÇavdur araştırmacı olarak görev yapacak.

    Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Pervin Aniş, “Dünya üzerindeki kaynakların alışılan şekilde kullanımının sürdürülmesinin mümkün olmadığı mevcut verilerle değerlendirildiğinde açık bir şekilde görülmektedir. Tüm ülkelerin tüm sektörlerini sürdürülebilirlik ve yeşil üretim ekseninde dönüştürmesi arzu edilen bir gelişmeden ziyade Avrupa Birliğinin Yeşil Mutabakatı çerçevesinde bir zorunluluktur. Bu dönüşüm de şüphesiz daha az su tüketen, daha az enerji tüketen, daha çevre dostu bir üretim yapan ve ar-ge çalışmalarına önem veren yeşil üretim ile başlayacaktır’ şeklinde konuştu.


    Tekstilde verimlilik artacak, maliyet düşecek

    Bu çalışmada, yeni bir teknoloji olan nanobubble teknolojisinin tekstil terbiye sektörünün farklı alanlarında kullanılabilirliğinin araştırılacağını belirten Prof. Dr. Anış; “Nanobubble teknolojisinin literatürde de belirtildiği gibi en büyük avantajı olan su, kimyasal ve enerjiden tasarruf edilmesi avantajlarından yararlanılarak, daha çevreci ve sürdürülebilir bir ön terbiye işlemi yapılabilmesi imkanlarının inceleneceğini belirtti. Bu özellikleri nedeniyle nanokabarcığın kombine ön işlemlerde önemli olan ara yıkamalarda ve özellikle radikal oluşumları açısından da peroksit ağartması esnasında daha etkili proses şartları sağlayacağının beklendiğini vurgulayan Aniş; “Bu düşüncede özellikle haşıl sökmeden başlayarak, hidrofilleştirme, ağartma, kombine ön işlemler ve optik beyazlatma proseslerindeki konvansiyonel yöntemlere göre avantajı ve/veya konvansiyonel yöntemin verimini arttırma, daha az kimyasal tüketimi, suyu etkin kullanma ve maliyetleri düşürme potansiyeli ile daha ekonomik ve daha ekolojik, sürdürülebilir ön terbiye proseslerinin yapılabilirliğinin değerlendirileceğini belirtti. Prof. Dr. Pervin Aniş, TÜBİTAK’ın öncelikli alanlarının içerisine ‘Endüstride Yeşil Üretim/Yeşil Dönüşüm’ konularının alınmasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.

    TÜBİTAK’ın kabul ettiği bir diğer 1001 Projesi ise BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ferda Arı’nın projesi oldu. BUÜ Moleküler Kanser Araştırma Laboratuvarı’nda (BUMKAL), Prof. Dr. Ferda Arı yürütücülüğünde gerçekleştirilecek olan “Ölümden Yaşama Uzanan Yol: Anastazis Mekanizmasının Akciğer Kanserindeki Rolü ve Moleküler Biyobelirteçlerin Aydınlatılması” başlıklı projede Moleküler Biyoloji doktora öğrencisi Oğuzhan Akgün ve MSc. Halime Akgün, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’ndan Dr.Öğr.Ü. Elif Ertürk görev alıyor. Multidisipliner bir çalışmanın yürütüleceği projede BUÜ Tıp Fakültesi İmmunoloji Anabilim Dalı’ndan Dr.Öğr.Ü. Didem Yöyen Ermiş, Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’ndan Prof.Dr. Özgür Özyiğit, Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç.Dr. Gıyaseddin Özcan da araştırmacı olarak yer alacak.

     


    Anastazis mekanizması özel biyosensörler ile takip edilecek

    Proje hakkında bilgi veren Prof.Dr. Ferda Arı ise; “Temel ve klinik bilimlerden araştırmacıların disiplinlerarası iş birlikleriyle yürütülecek olan projemizde, akciğer kanserinde ölmekte olan kanser hücrelerinin anastazis mekanizması ile nasıl tekrar yaşama döndükleri araştırılacaktır. Proje çalışmamızda anastazis mekanizması grubumuz tarafından özel biyosensörler ile hücresel boyutta takip edilecektir. İn-vivo hayvan modellerinde hücresel seviyede takip yapılarak anastazis mekanizması literatürde ilk defa canlı hayvan modellerinde araştırılacaktır. Bu sayede klinik öncesi kanıtların ortaya konmasıyla akciğer kanserinde tedavi sonrası bir hücrenin ölümden kaçarak tekrar nasıl yaşama doğru dönebildiğinin moleküler temelleri aydınlatılacaktır. Böylece, belirlenecek biyobelirteçler sayesinde tedaviye yönelik yeni hedefler ortaya konabilecektir” açıklamasında bulundu.

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz da akademisyenlerin hazırladıkları projelerin TÜBİTAK tarafından kabul edilmesinin gururunu yaşadıklarını söyledi. 1001 projelerinin bilimsel ve akademik gelişime kıymetli katkıları bulunduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Araştırma Üniversiteleri arasında yer alan Üniversitemiz, her türlü bilimsel ve akademik çalışmaya destek olmaya devam ediyor. Ulusal veya uluslararası projelerde adımızın geçmesi, akademisyenlerimizin bu projelere katkı sağlaması bizleri onurlandırıyor. Yönetim olarak, böylesi gayretlerin ilk günden itibaren destekçisi olduk. Son güne kadar da katkı sağlamaya devam edeceğiz. Üniversitemizi hak ettiği seviyeye taşımak için çabalayan, bu gayeyle çalışan, üreten ve proje yapan tüm akademisyenlerimizi gönülden tebrik ediyoruz. Son olarak TÜBİTAK 1001 Programı çerçevesinde destek almaya hak kazanan Prof. Dr. Ferda Arı ve Prof. Dr. Pervin Aniş hocalarımızı da bu kıymetli çalışmalarından ötürü kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz” şeklinde konuştu.

  • “Türkiye, başarısıyla güvenilirliğini kanıtlamıştır”

    “Türkiye, başarısıyla güvenilirliğini kanıtlamıştır”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, resmi temasları kapsamında geldiği Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Güney Gaz Koridoru Danışma Kurulu 9. Bakanlar ve Yeşil Enerji Danışma Konseyi 1. Bakanlar Toplantısı’na katıldı. Güney Gaz Koridoru Danışma Konseyi 8. Bakanlar Toplantısı’nın ardından birçok değişiklik yaşandığını belirten Bakan Dönmez, “Dünya değişti ve enerji güvenliği konuları her ülke için daha önemli hale geldi. Romanya Cumhurbaşkanı’nın bugünkü toplantıya katılımı, enerji güvenliği konularına büyük önem verdiğimizi bir kez daha gösteriyor. Bundan sonraki ortak adımlarımız iki ülke ilişkilerine göre atılacak. Biz stratejik ortağız” dedi.

    “Yeşil ekonomiye yönelik politikalarımız daha iddialı ve gerçekçi olacaktır”

    Yeşil enerjiye geçişin büyük bir önem taşıdığını ifade eden Bakan Dönmez, “Sonuç olarak, bugün görüşülen konular Güney Gaz Koridoru’nun yeni enerji pazarlarına ve kaynaklarına doğru genişletilmesi, kapasitesinin artırılması ve yeşil enerji koridoruna dönüştürülmesidir. Bu görüşmeler, uluslararası iş birliği için iyi bir örnek teşkil edecek, hidrojen gibi yeşil enerjinin taşınması ihtimalleri bizlere daha fazla iş birliği için yeni fırsatlar sağlayacaktır. Kaynakları ve güzergahları çeşitlendirerek uzun vadeli enerji arz güvenliğini sağladığımızda, yeşil ekonomiye yönelik politikalarımız daha iddialı ve gerçekçi olacaktır. Güney Gaz Koridoru’nun uzun vadeli enerji arz güvenliğinin sağlanmasındaki kritik rolü konusunda değerli katılımcılar arasında ortak bir anlayış olduğuna inanıyorum” diye konuştu.

    “Türkiye bu çerçevede her türlü ortaklığa ve iş birliğine hazırdır”

    Yaşanan son küresel gelişmelerin, bölgesel enerji güvenliği için bölgesel iş birliğinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Dönmez, “Bu çerçevede, Türkiye ve Azerbaycan’ın siyasi desteği olmasaydı Güney Gaz Koridoru konseptinin gerçekleşemeyeceğini bu yıl bir kez daha belirtmekte fayda görüyorum. Türkiye, bu açıdan, AB’nin arz güvenliğinin artırılması için en uygun güzergâh ve en güvenilir liman konumundadır. Türkiye, altyapı yatırımları ve uluslararası projelerdeki başarısıyla güvenilirliğini kanıtlamıştır. Güney Gaz Koridoru’nun hayata geçirilmesi ve ticari gazın Avrupa’ya akışının sağlanması özellikle bu hedefe ulaşmada önemli bir adımdır. Gaz hacmini artırmak için ek rezervlere ve ek kaynak ülkelere ihtiyacımız vardır. Bu çerçevede bölgemizin refahı için Azerbaycan ve Türkmenistan ile iş birliğimizi geliştirmeye hazırız. Başarılı bir şekilde uygulanan uluslararası bir proje olarak, bu koridoru hidrojen gibi yeşil enerjinin taşınabileceği yeşil bir koridora dönüştürebilmek adına bir adım daha ileri gitme fırsatına sahibiz. Türkiye bu çerçevede her türlü ortaklığa ve iş birliğine hazırdır” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye, yeşil enerjinin taşınması için yeni ortaklıklara ve projelere hazırdır”

    Türkiye’nin arz güvenliğini güçlendirme yolunda attığı önemli adımlardan birinin de yerli kaynakların maksimum düzeyde kullanılması olduğunu belirten Dönmez, “Bu çerçevede, bünyemize kattığımız 4 sondaj ve 2 sismik araştırma gemisi ile karada ve denizde arama faaliyetlerimizi yoğun bir şekilde sürdürmekteyiz. Karadeniz’deki çalışmalarımız toplamda 710 milyar metreküp doğal gaz keşfiyle sonuçlanmıştır. Ülkemizin ve bölgemizin arz güvenliğine katkı sağlayacak ilk gaz akışını birkaç ay içinde şebekemize vermeyi planlıyoruz. Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin uluslararası bir gaz ticaret merkezi olabilmesi için gerekli ve yeterli fiziksel altyapıya, düzenleyici çerçeveye ve piyasa olgunluğuna sahip olduğunu göstermektedir. Bu kapsamda, çalışmalara şimdiden başladık. Bu koridorun ortaklarının bu ticaret merkezinin önemli ortakları ve oyuncuları olacağına da inanıyoruz. Türkiye sadece doğal gaz taşımacılığı için değil, elektrik iletimi için de en uygun rotadır. Azerbaycan, Gürcistan, Bulgaristan ve Yunanistan ile elektrik bağlantılarına sahip olan Türkiye, yeşil enerjinin taşınması için yeni ortaklıklara ve projelere hazırdır” açıklamasında bulundu.

    “Türkiye enerji projelerinde kilit rol oynamaya devam ediyor”

    Çok kısa bir süre önce iki önemli belgenin duyurusunu yaptıklarını ifade eden Bakan Dönmez, “Türkiye’nin Yeni Ulusal Enerji Planı ve Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası. Planımıza göre, toplam kurulu güçte yenilenebilir kaynakların payını yüzde 55’ten yüzde 65’e çıkarmayı hedefliyoruz. Hidrojen konusunda hedefimiz, gaz şebekemize yüzde 3,5 oranında hidrojen katmak ve elektroliz kapasitemizi 2035 yılına kadar 5 gigawatta (GW), 2035 yılına kadar ise yüzde 5’e çıkarmaktır. Ayrıca, baz yük ihtiyacımızı artan yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılayabilmek için nükleer enerjiyi, enerji karışımımıza dahil ederek 2035 yılına kadar 7,2 gigawatt nükleer kurulu güce sahip olmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin Doğu ile Batı arasındaki eşsiz konumuyla bölgedeki enerji projelerinde kilit rol oynamaya devam ettiğini ve Güney Gaz Koridoru’na tam desteğini vermeyi sürdüreceğini belirtmek isterim. İş birliği ve dayanışma, enerji arz güvenliğimizi güçlendirmek ve uluslarımızın zenginliği ve refahını artırmak için kullanabileceğimiz benzersiz araçlardır. Ayrıca, bu tarz zorlu süreçleri ülkelerin tek başlarına atlatması kolay olmaz, işbirliği yapmalıyız” dedi.

  • Osmangazili Badmintonculardan Çifte Başarı

    Osmangazili Badmintonculardan Çifte Başarı

    Toplam 50 sporcunun madalya mücadelesi verdiği U19 Yaş Altı Bursa İl Birinciliği Turnuvası’nda ter döken Osmangazili yıldızlar, müsabakadan 4 madalyayla ayrıldı. Tek bayanlar kategorisinde boy gösteren Feyza Erden birincilik, Beyza Yıldırım ise ikincilik derecesi yakaladı. Bunun yanı sıra genç badmintoncular, çift bayanlarda ikincilik kürsüsüne çıktı.

    Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, sporcular ile antrenörlerini başarılarından dolayı kutladı.

  • Dünya Şampiyonu yeni başarılarına hazırlanıyor

    Dünya Şampiyonu yeni başarılarına hazırlanıyor

    Süleymanpaşa Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü bünyesinde spor hayatını sürdüren lise son sınıf öğrencisi Hamza Varol, spora yüzme ile başladı. Bir süre sonra farklı bir branş arayışına giren Varol, serbest dalışa yöneldi. Başarılı genç sporcu, iki yıl gibi kısa bir süre içinde Türkiye Şampiyonası’nda 4, haziran ayında Sırbistan’da düzenlenen Gençler Havuz Serbest Dalış Dünya Şampiyonası’nda 5 olmak üzere toplamda 9 madalya elde etme başarısı gösterdi.

    2 altın ve 2 gümüş madalya kazandığı Türkiye Şampiyonası sonrası milli takıma seçilen 17 yaşındaki Varol, milli formayla katıldığı ilk uluslararası turnuva olan Dünya Şampiyonası’nda da 2 altın ve 3 gümüş madalya elde etti. Süleymanpaşa’nın gururu olan genç sporcu, başarılarına yenilerini eklemek üzere çalışmalarını sürdürüyor.