Etiket: başbakan yardımcısı

  • Kabineye ilk kez yerli halktan kadın dışişleri bakanı ve eşcinsel başbakan yardımcısı atandı

    Kabineye ilk kez yerli halktan kadın dışişleri bakanı ve eşcinsel başbakan yardımcısı atandı

    Yeni Zelanda’da geçen ay yapılan genel seçimlerden tarihi zaferle çıkan Başbakan Jacinda Ardern, kabinesini açıkladı. Ülkede Dışişleri Bakanlığı’na ilk kez, ülkenin yerli halkı Maorilerden bir kadın siyasetçi atandı.

    Önceki koalisyon hükümetinde Yerel Yönetimler ve Maori Kalkınmasından Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan Nanaia Mahuta’nın çenesinde, “moko kauae” olarak bilinen geleneksel Maori dövmesi yer alıyor. Grant Robertson da ülkenin eşcinsel ilk Başbakan Yardımcısı oldu.

    ‘Büyük bir liyakata ve yeteneğe sahip bir kabine’

    Başbakan Ardern, kabinesindeki çeşitlilik ile gurur duyduğunu söyledi, “Büyük bir liyakata ve yeteneğe sahip bir kabine. Hem de inanılmaz derecede farklı toplum kesimlerinden oluşuyor” dedi.

    Ardern, “Bence bunun önemli bir nokta olduğunu düşünüyorum. Bu kişiler kabineye verecekleri katkıdan dolayı bu göreve getirildiriler. Aynı zamanda kendilerini seçen Yeni Zelanda’yı da yansıtıyorlar” diye konuştu.

    49 yaşından Robertson, Başbakan Ardern’in uzun süredir sağ kolu olarak görev yapıyordu. Robertson, Ardern’in ilk döneminde Ekonomi Bakanı olarak görev yaptı ve seçim kampanyasının baş stratejistiydi.

    Sağ kolu olarak eşcinsel bir erkeğin seçilmesinin önemi sorulduğunda Ardern, Robertson’ın kendini nasıl tanımladığından dolayı değil, liderlik yetenekleri ile göreve seçildiğini söyledi.

    Ardern, “Yeni Zelanda ile ilgili şaşırtıcı şeylerden biri, bu soruların ikincil hale geldiği bir yer olmamızdır” dedi.

    Yeni Zelanda’nın yeni dışişleri bakanı Nanaia Mahuta ise 1996 yılında parlamentoya seçildi, yüzündeki geleneksel Maori dövmesini kızının çağrısı üzerine 2016’da yaptırdı.

    Dövme, “iwi”sine veya kabilesine özgü tasarımları barındırmasına rağmen, Mahuta’ya özgü. Erkeklerde ‘moko’ ismi verilen dövme tüm yüzü kaplıyor.

    Mahuta dövmeyi yaptırdığı zaman, dövmenin hem atalarını onurlandırmanın hem de Maorilerin suç ve çetelerle ilişkili olduğuna dair Yeni Zelandalılar arasındaki önyargıları azaltmanın bir yolu olduğunu söyledi.

    Ardern, yeni dışişleri bakanı için, “Çok, çok hızlı bir şekilde harika ilişkiler kuran biri ve bu, dış ilişkiler rolündeki kilit işlerden biri” dedi.

    17 Ekim’de düzenlenen genel seçimlerde oyların yüzde 49’unu kazanan Ardern’in liderliğindeki İşçi Partisi, 120 üyeli parlamentoda 64 sandalye kazanarak 1996’dan bu yana ilk kez tek başına iktidara hak kazanmıştı.

    20 kişilik hükümette sekiz bakan kadın. Beş bakan Maori, üç bakan ise Pasifika yerli halklarından. Üç bakan ise LGBTİ.

  • Babacan’dan hükümete 10 maddelik öneri!

    Babacan’dan hükümete 10 maddelik öneri!

    Ekonomiden sorumlu eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Genel Başkanı olduğu DEVA Partisi, Türk Lirası’nın değer kaybetmesi üzerine 10 maddelik çözüm önerisi açıkladı. Sorunların sebebinin sadece ekonomi politikaları olmadığı vurgulandı.

    Ali Babacan’ın Genel Başkanı olduğu Deva Partisi, TL’nin değer kaybetmesi üzerine 10 maddelik çözüm önerisi açıkladı.

    Türk Lirası’nın geçen yıla göre ABD Doları karşısında yüzde 23, Avro karşısında ise yüzde 29 oranında değer kaybettiği hatırlatılarak, “Türk Lirası bu dönemde gelişmekte olan ülkeler arasında en kötü performans gösteren para birimlerinden birisi olmuştur” denildi.

    TL’nin değer kaybetmesi ile satın alım gücünün azaldığı, ücretli kesimin gelirinin enflasyon karşısında eridiği kaydedildi. “Ülkemizin pek çok alanda olduğu gibi, ekonomi alanında da yaşadığı sorunların temel sebebi kötü yönetimdir. Merkez Bankası ve ekonomideki kilit kurumların bağımsız ve objektif bir anlayışla çalışmasının engellenmesi ve bu kurumların kapasitelerindeki zayıflama da bu gelişmelerde etkili olmuştur” denildi.

    DEVA Partisi, TL’nin itibarını yeniden kazanılması için çözüm olarak şunları önerdi:

    1. İçsel tutarlılığa sahip, teknik kalitesi yüksek ve güven veren orta vadeli bir program katılımcı bir anlayışla hazırlanmalı ve kararlılıkla uygulanmalıdır. İç ve dış finansman dengelerine ilişkin gerçekçi ve tutarlı bir çerçeve ortaya konulmalıdır. Olağanüstü mali ve parasal önlemlerin orta vadede nasıl normalleştirileceğine ilişkin yol haritasına yer verilmelidir.

    2. Merkez Bankası, elindeki tüm araçları enflasyon hedeflemesi, dalgalı kur ve serbest sermaye hareketleri anlayışına uygun, bağımsız ve etkin bir biçimde kullanmalıdır.

    3. Merkez Bankası rezervlerini güçlendirecek her türlü dış finansman imkanını değerlendirme konusunda azami çaba gösterilmelidir.

    4. Kamu bankaları vasıtasıyla şeffaflıktan uzak ve hedeflenen etkileri sağlamakta başarısız olan döviz müdahaleleri ivedilikle sonlandırılmalıdır

    5. Başta kamu bankaları olmak üzere tüm bankaları, fayda ve risk analizlerine dayanmadan ucuz ve kolay kredi vermeye zorlamaktan vazgeçilmelidir. Bu doğrultuda aktif rasyosu uygulamasına son verilmelidir.

    6. Bütçe disiplinini sağlayacak mali kural hayata geçirilmelidir. Varlık Fonu gibi şeffaflıktan uzak uygulamalara son verilmelidir. Bütçe açığının kontrolünde verimsiz kamu harcamalarının ve israfın kontrol altına alınması öncelikli olmalıdır.

    7. Merkez Bankası bilançosunda yıllardır biriktirilen ihtiyati yedek akçe kalemi bütçe açığının finansmanında şeffaflıktan uzak bir biçimde kullanılmıştır. COVID-19 gibi ortaya çıkabilecek ani risklere kalkan olabilecek bu tarz tasarruflara yönelik keyfi uygulamalara bir daha başvurulmamalıdır.

    8. Kamu yatırımları ve Kamu Özel Sektör İşbirliği uygulamaları şeffaflığı, katılımcılığı, yerindeliği ve etkinliği esas alan bir anlayışla yürütülmelidir.

    9. TÜİK’e güçlü bir bağımsızlık kazandırılmalı ve yayınladığı istatistiklerin kalite ve güvenilirliği en üst düzeye çıkartılmalıdır.

    10. Popülist politikalar bir kenara bırakılarak, kural ve kurum bazlı ekonomi yönetimine geçişi sağlayacak ve ekonomi yönetiminin kurumsal kapasitesini güçlendirecek düzenlemeler süratla hayata geçirilmelidir.