Etiket: basın açıklaması

  • Basın açıklaması sırasında fenalaşan vatandaş bayıldı

    Basın açıklaması sırasında fenalaşan vatandaş bayıldı

    Yeşilyurt ilçesi Kiltepe Mahalle sakinlerinden bir grup, rezerv alan ilan edilen bölgeyle ilgili tepkilerini dile getirmek için Büyükşehir Belediyesinin önünde bir araya geldi. Grup adına konuşma yaptıktan sonra sözü bir başka mahalle sakinine bırakan vatandaş, fenalaşarak yere yığıldı.

    Arkadaşlarının yardımıyla düştüğü yerden kaldırılan şahıs, kendine gelmesinin ardından mahalle sakinleri ile birlikte bölgeden ayrıldı.

  • Tunceli Valiliği’nden yangın açıklaması

    Tunceli Valiliği’nden yangın açıklaması

    Tunceli Valiliği’nde yapılan açıklamada, “Çemişgezek ilçesi Cihangir köyünde 21.04.2024 günü saat: 04.24 sıralarında elektrik hattından çıktığı değerlendirilen köy camisinde meydana gelen yangın, helikopter ile olay yerine süratle intikal eden Tunceli İl Jandarma Komutanlığı personeli ve müteakiben gelen Çemişgezek ile Erzincan Kemaliye Belediyelerine ait itfaiye ekiplerinin yoğun çalışmaları sonucu söndürülerek bitişik evlerden oluşan ve 80 hane bulunan köyde olası bir facia önlenmiştir. Olayda can kaybı yaşanmamış, köy camisi ve bir ev kullanılamaz hale gelmiştir” denildi.

  • Bursa’da darp edilen doktor için bir araya geldiler

    Bursa’da darp edilen doktor için bir araya geldiler

    Olay 30 Ekim Pazartesi günü Bursa Şehir Hastanesi’nde gerçekleşti. Uzm. Dr. Nihan Alkış hastasını muayene ederken odasına giren bir hasta yakını, bir doktorun odasını sordu. Sorulan doktorun hangi poliklinikte olduğunu bilmediğini söyleyen Alkış’a hasta yakını sözlü hakaretlerde bulundu. Doktorun muayene esnasında olduğunu ve odadan çıkması gerektiğini söylemesi üzerine öfkelenen hasta yakını Alkış’ın yüzüne yumruk attı. Saldırgan hastane polisi tarafından gözaltına alınırken, kanlar içinde yerde kalan doktor ise çalıştığı hastanenin acil servisine kaldırıldı.
    Yaşanan olayın ardından darp edilen doktorun meslektaşları, Bursa Şehir Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Birçok sendika ve meslek örgütünün katıldığı basın açıklamasında, sağlık çalışanları, çözüm istediklerini vurguladı.

    Sağlıkta şiddetin sadece sağlık çalışanlarını değil, hastaları da mağdur ettiğini dile getiren Genel Sağlık İş Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Tarık Çukadar, “30 Ekim Pazartesi günü Bursa Şehir Hastanesi Polikliniği’ne gelen bir hasta yakını Uzm. Dr. Nihan Alkış’ın odasına girerek aynı branştaki bir kadın hekimi sordu. Alkış, hangi poliklinikte olduğunu bilmiyorum deyince hasta yakını sözlü hakarete başladı. Alkış, ‘şu an hasta muayene ediyorum, dışarıya çıkar mısınız’ diye uyarıda bulununca öfkesi daha da artan hasta yakını şiddetle yüzüne yumruk attı. Kanlar içerisinde yere yığılan hekime hemen müdahale edilmiş, sedyeye konularak aynı hastanenin acil bölümüne götürüldü. Burada ilk tedavisi yapıldıktan sonra 4 ayrı branştan komplikasyon istenmiş, cerrahi servisine yatırıldı. Doktor döven vahşi saldırgan polis tarafından gözaltına alındı” şeklinde konuştu.

  • Nedim Vatansever’den önemli açıklamalar

    Nedim Vatansever’den önemli açıklamalar

    Özlüce İbrahim Yazıcı Tesisleri‘nde gerçekleşen idman öncesi konuşan Nedim Vatansever şu ifadeleri kullandı;

    Bursaspor’da çalışmak hepimizin çocukluk hayali. Altyapıda oynarken PAF maçından sonra tribüne çıkardık. Eşime de söyledim hatta: ‘Rüyadayım, beni sakın uyandırma’ diye. Bursaspor’da çalışmak çok güzel. Dünyada 8 milyar insan var, bir tane Bursaspor var. Biz de Bursaspor’da çalışıyoruz. Çok güzel bir duygu. Bu heyecanı devam ettirmemiz gerekiyor. Saha sonuçları da gelirse… Oyuncular bize biz onlara inanıyoruz. Coşkulu, arzulu oyunu gördüğü zaman Bursaspor taraftarı, şehir ayağa kalkıyor. Bursa şehri kenetlendi mi Şampiyonlar Ligi oynuyor. Bu çocuklar başaracak güçteler. Hepsi Bursalı. İnşallah başarırız.

    “Tesadüf olmadığını göstereceğiz”

    Mutlu bir hafta geçirdik şehir ve takım olarak. Ankaraspor maçında gösterilmiş mücadele umut ışığı yaktı. Çocuklar bunun hazzına vardılar. Nazilli’nin analizlerini yaptık. Çalışmalarımızı ona göre yapıyoruz. Oyuncularımıza, ‘Ankaraspor maçının tesadüf olmadığını, bu takımın neler başarabileceğini gösterdiniz. Orada da göstereceksiniz’ dedim. İnşallah mutlu bir deplasman dönüşü olur. Oyuncularımza inanıyoruz. Onlara değerli olduklarını hissettiriyoruz.

    “Aynı coşkuyla devam etmemiz lazım”

    Bursaspor’un büyüklüğünü anlattık. Rahmetli Mehmet ağabeyimizin bir sözü var. ‘Sen Bursaspor‘sun çıkacaksın 3 atacaksın 5 atacaksın.’ Bunları anlattık. Biz Bursaspor’uz. ‘Gol yiyebiliriz ama hata yapmaktan korkmayın’ dedik. ‘Sizin için çıkarız fazla atarız’ dedik. Buna inandırmaya çalışıyoruz. Biraz fazla özgürlük vermeye çalışıyoruz. Yöneticilerimize teşekkür ediyoruz. Onlar da oyunculara ne kadar değerli olduklarını hissettirdiler. Primlerini, maaşlarını yatırdılar. O da ekstra güç oldu. Ankara maçındaki hava inşallah devam eder. Bir istikrar yakalamamız lazım. Aynı coşkuyla devam edersek puan veya puanlarla döneceğimizi düşünüyorum.

    “Karakterimizi ortaya koyacağız”

    Attıkları 6 golün tamamı duran toptan. Kaleci antrenörümüz de biz de analizimizi yaptık. Biz de kendi karakterimizi ortaya koyacağız. Ankara maçındaki gibi oynayacağız. Fırsat bulduğumuz zaman hazırlık maçı da planlıyoruz. Okan hocamızla da konuştuk .Orayla da irtibat halinde onları da görme şansımız olacak. Burada rekabet ortamını artırmaya çalışıyoruz Formayı alan arkadaş vermesin, veren arkadaş da almak için uğraşsın. Bizim de kafamız karışsın.

  • “Mudanya 9 yıl kaybetti”

    “Mudanya 9 yıl kaybetti”

    AK Parti Mudanya İlçe Başkanı Orhan Samast yaptığı basın açıklamasında; Mudanya’nın 2022 yılını da kayıp olarak geçtiğini iddia ederek şunları söyledi: “Seçim vaatlerinde çok sayıda projenin sözünü veren Hayri Türkyılmaz, sadece son seçimde vaatte bulduğu 25 projenin 23’ünü bile yapmayarak belediyecilik tarihinde bir rekor kırmış oldu. Sözlerini tutmayan Belediye Başkanı olarak Mudanya tarihinde yerini aldı. Sözünü verip el bile sürmediği projeler; Sağlık Kart, Halk Kart, Altın Yıllar Yaşam Köyü, Çağrışan Çocuk ve Meyve Ormanı, Bademli Doğal Yaşam ve Spor Merkezi, Sokak Hayvanları Köyü, Cumhuriyet Meydanı Yer Altı Otoparkı, Agah Bursalı Yaşam Ormanı, Bademli Vadi, Güzelyalı Atatürk Parkı, Benzin İstasyonu Destek Projesi, Hasköy Tarım Kongre ve Fuar Merkezi, Hasköy Soğuk Hava Deposu, Kadın Dayanış ve Üretim Kooperatifi, Myrleia Arkeoparkı, Tirilye Zeytinyağı Enstitüsü ve Müzesi, Gençlik Bilim Kültür Müzesi, Mudanya Akademi, Güzelyalı Anne Yaşam Merkezi ve Kreş, Girit Mutfağı Akademisi, Kadın ve Genç Yaşam Evi, Girit Mahallesi 2. Etap, Halitpaşa Cephe Sağlıklaştırma, Mudanya Dernekler Yerleşkesi, Yeni Sanayi Sitesi, Yaylacık Sosyal Yaşam Merkezi, İpekyayla Köy Konağı, Çepni Köy Konağı. Bunlara ek olarak proje yanlışlarıyla Yıldıztepe’yi halâ açamadılar. Bu sayıda ihtiyaç olmadığı halde plansız şekilde aldığı 700 saksıya çok ciddi bütçeler harcayarak heba etti. Vatandaşlar tarafından yapılan şikayetler üzerine saksıları ilgili ilgisiz Mudanya’nın farklı yerlerine dağıtmak durumunda kaldı. Yüzme Havuzu gibi projeleri de işletemeyerek kapattı ve Mudanyalıları cezalandırdı. Spor kulüplerine desteği kesti veya cezalandırdı. Mudanyaspor gibi köklü kulüplere vermediği destekleri gazetelerde vermiş gibi göstererek kulüpleri açıklama yapmaya sevk etti. Sayıştay Raporlarında Mudanya Belediyesi’nin çok sayıda hatalı işlemine vurgu yapıldığı halde gazetelere Tertemiz çıktık gibi bültenler gönderip raporun detayını paylaşamadı”

    “Mudanya bir yıl daha kaybetti”

    Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın 9 yıldır Mudanya için söz verdiği projelerin hemen hemen hiçbirini yapmadığını öne süren Başkan Samast, “2022 yılında da ne bir açılış yapabildi, ne de söz verdiği projelerden birini yapabildi. Son yıllarda Mudanya sokaklarını süsleyen 1.200 kişilik amfi tiyatro projesiyle ilgili de bir çivi çakılmadığını ancak halâ sokaklarda reklamlarının olduğunu görüyoruz. Kaçak reklam alanlarıyla Mudanyalıları adeta algı oyunlarıyla yanılttı” ifadelerini kullandı.

    “2022 yılında alınan tek araç VIP minibüs”

    Mudanya Belediyesi’nin tüm araç ve makine parkının giderek eskidiğini ve yenilerinin alınmadığını vurgulayan Orhan Samast, “2022 yılında alınan tek araç Hayri Türkyılmaz’ın kullandığı VIP minibüs. Seçildiğinde belediye araçlarını vatandaşlara tahsis edeceğini söyleyerek eleştirilerde bulunan Hayri Türkyılmaz sıfır kilometre VIP minibüs alarak halkı kandırmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu.

     


    “Şehit Şükrü Çavuş’un kemiklerini sızlattı”

    Samast sözlerini şöyle sürdürdü: “Mübadele’nin 100.yılını bahane ederek 38 Yunan Belediye Başkanını ve Patrik’i Mudanya’da ağırlayan Hayri Türkyılmaz Mudanyalı Şehidimiz Şükrü Çavuş ve arkadaşlarının kemiklerini sızlatmıştır, tarihi bir ayıba imza atmıştır. Barış, kardeşlik gibi süslü cümlelerle ülkemize karşı adalarını silahlandıran Yunanlıları şirin göstermeye çalışarak küresel bir oyunun maşası olmuştur. Barış ve kardeşlikten bahsetmesi için Mudanya’da ayin yapan Patrik’e ve Yunanlı 38 Belediye Başkanına neden hukuka aykırı şekilde adaları silahlandırdığını ve bu silahları neden Türk Milletine karşı çevirdiklerini sorması gerekirdi. Atatürk’ü her ortamda kullanan ama Atatürk’ün Mili Mücadele ruhunu bir türlü anlamayan Hayri Türkyılmaz’a Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü hatırlatmak gerekiyor “Tarih, ihtiyatsızlar için merhametsizdir.”

    “Mudanya’nın acil barınağa ihtiyacı var”

    Mudanya’nın acil hayvan barınağı ihtiyacı olduğunu hatırlatan Samsat, “Mudanyalı vatandaşlar başıboş sokak hayvanları yüzünden güvenlik sorunları yaşamakta. Özellikle okula giden çocuklar ve kadınlar sokaklarda rahatlıkla gezemiyor. Sokak hayvanlarına sahip çıkmak ve onları sağlıklı şartlarda aşılarını da yapacak şekilde bir barınağın çok acil yapılması gerekiyor. Mudanya Belediyesi sorumluluğunda olan bu konuda gerçek adım atmaya davet ediyoruz.” diye konuştu.

    “2023 bütçesi ceza ve arsa satışı üzerine kurulu”

    Mudanya Belediyesi 2023 yılı bütçesinin önemli bir kısmı yine ceza ve arsa satışlarından oluştuğunu anlatan Samast. “Satışlardan elde edilen geliri çarçur eden ve ciddi bir proje yapmayan Hayri Türkyılmaz bu yıl da arsa satışına devam edip özel kalem bütçesinden ağırlama harcamaları yapmayı planlıyor. 2023 yılı için özel kaleme 16 milyon 220 bin TL para ayırarak kaynakları kötü kullanmaya devam ediyor. Vatandaşa keseceği cezayı 68 milyon 640 bin TL olarak bütçeye yazan Hayri Türkyılmaz aynı zamanda 124 milyon TL tutarında arsayı satacağını resmi olarak bütçeye ekledi. Hasköy başta olmak üzere bugüne kadar satılan 110.880 m2 arsaya ilave olarak binlerce m2 arsanın satılacağı, yani artık Mudanyalının elinden çıkacağı anlamı taşıyor. “Bir metrekare arazi satmayacağım diyen, satılanları da geri alacağım” diye söz veren Hayri Türkyılmaz’ın bu konuda da sözünü tutmadığı gibi ilave arsalar da satarak Mudanya’nın arazilerini de çarçur etmeye devam edeceği görünüyor. Arsa satışlarının artması belediyenin batağa doğru gittiğinin kanıtı.

    Mudanya Belediyesi Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın kaynakları iyi yönetmediği ve aşırı giderler oluşturduğu gayet açık. Tüm Mudanyalılar biliyor ki 9 yıldır Mudanya’da sağlıklı bir hizmet yapılmadı. Hizmet yapılmadığı gibi, uyumsuz, tutarsız, kavgacı, müsrif bir anlayışla Mudanya gelişimden geri bırakıldı. Diğer ilçelerle kıyaslandığında üzerine düşen bir çok sorumluluğu yerine getirmeyerek manipülasyonla halkı yanıltmaya devam etti. Verdiği sözleri tutmayan, hizmet vermeyen, makine parkı giderek eskiyen, arazileri satılan Mudanya hepimizin gözü önünde eriyor. Hizmetten yoksun kalıyor ve kaynakları giderek azalıyor. Mudanya’ya Hepimizin ve Mudanya’ya hep birlikte sahip çıkmalıyız” dedi.

  • Gelecek Partisi il başkanlarından, Selçuk Özdağ’ın evinin önünde açıklama

    Gelecek Partisi il başkanlarından, Selçuk Özdağ’ın evinin önünde açıklama

    Gelecek Partisi il başkanları, Ankara’da saldırıya uğrayan Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın evinin önünde ortak açıklama yaptı.

    Gelecek Partisi’nin il başkanları, 15 Ocak’ta Çankaya Cevizlidere Mahallesi’ndeki evinden çıkıp aracına bineceği sırada 5 kişi tarafından darbedilerek yaralanan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın evinin önünde bir araya geldi. İl başkanları adına basın açıklaması yapan Ankara İl Başkanı Gülnur Özkaya Hayran, Selçuk Özdağ’ın, silahlı-sopalı saldırıya uğradığını hatırlatarak, “Bu organize saldırı, aynı gün aynı saat dilimlerinde gazeteciler Sayın Afşin Hatipoğlu ve Sayın Orhan Uğuroğlu’na da gerçekleştirilmiştir. Saldırganların yakalanması bizler için sevindirici bir haberdir. Bu menfur saldırıyı gerçekleştiren saldırganların yakalanmasında kolluk kuvvetlerimize ve hukukun işlemesi konusunda adalet mensuplarına teşekkürü bir borç biliriz. Ancak, pandemi döneminde; sağlık ve ekonomik zorluklarla mücadele ettiğimiz şu günlerde, birilerinin çıkıp kışkırtıcı söylemler ve tehditlerle, davaya müdahil olan savcıyı bile etki altında bırakma teşebbüsleri kabul edilemez” diye konuştu.

    Özdağ ile birlikte aynı gün saldırıya uğrayan gazeteciler Afşin Hatipoğlu ve Orhan Uğuroğlu’na da ‘geçmiş olsun’ dileyen Hayran, “Huzurlu güvenli bir ülkede yaşayacağımız günlerin çok yakın olduğunu aziz milletime iletmek istiyoruz. Gelecek Partisi olarak, şiddetin şiddetle karşılanmasına izin vermeyeceğiz, demokrasi ve adaletten ayrılmayacağız, siyasi nezaketten asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Selçuk Özdağ’ın yaralanmasına neden olan saldırıya ilişkin soruşturma kapsamında 2 kişi gözaltına alınıp, mahkemece tutuklanmıştı. Saldırıyla ilgili 3 kişinin ise arandığı belirtildi.

  • Veli-Der: Sınavlar iptal edilmeli

    Veli-Der: Sınavlar iptal edilmeli

    Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüze sınav kararına tepki gösteren Öğrenci Veli Derneği’nin birçok şubesinde basın açıklamaları düzenlendi Açıklamalarda, “Sınavlar iptal edilmeli” denildi.

    Salgına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yüz yüze sınavda ısrarcı olmasına karşı Öğrenci Veli Derneği’nin (Veli-Der) birçok şubesi basın toplantısı gerçekleştirdi.

    İstanbul Genel Merkez ile Denizli, Bursa, Edirne ve İzmir Bergama, Karşıyaka şubelerinin gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında “Çocuklarımızın sağlığından ve geleceklerinden endişeliyiz. Sınavlar iptal edilmelidir” dendi.

    https://www.dailymotion.com/video/x7yad21

    Açıklamanın tamamı şöyle:

    Salgında çocuklarımızın eğitimde yaşadığı sorunlar ve eşitsizlikler daha da arttı. Aylardır yüz yüze eğitimin başlayabilmesi için fiziksel hareketliliğin azaltılması, okullarda gerekli önlemlerin alınması, uzaktan eğitimde çocuklarımızın ihtiyacı olan gerekli cihazların ve internet erişiminin sağlanması için sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.

    Tüm çocuklarımızın kamusal eğitim hakkından sorumlu olan MEB ise uyarılarımızı, yaşadığımız sorunları görmezden gelmeye, gerçekliği olmayan sayısal veriler ve açıklamalarla yaşadığımız sorunları yok saymaya devam ediyor.

    Fiziksel hareketliliğin azaltılmasına yönelik adımlar atılmadı. Okullarda gerekli ve yeterli önlemler alınmadı. Salgın yayılımının artması nedeniyle okullar, sınıflar karantinaya alındı, seyreltilmiş yüz yüze eğitim önlemlerin yetersizliği nedeniyle sonlandırıldı.

    MEB; salgın yayılımının ve uzaktan eğitimde yaşanılan sorunların devam ettiği bir süreçte sınavları yüz yüze okullarda gerçekleştirme ısrarını sürdürüyor.

    Bilim insanlarının uyarıları ise çok açık; 4 haftalık acil kapanma kararının bir an önce uygulanması gerektiği, salgın yayılımının her geçen gün arttığı, 10-19 yaş arası öğrencilerin semptom göstermeseler dahi enfekte olma oranlarının yüksek olduğunu ısrarla ifade ediyorlar. Salgın yayılımındaki artışı nedeniyle 4 günlük sokağa çıkma yasağından hemen sonra yüz yüze sınavların gerçekleşecek olması ise başlı başına büyük bir çelişki.

    Uzaktan eğitime milyonlarca çocuğumuz hala ulaşamıyor. Ulaşabilen çocukların ise %64’ü cep telefonu ile uzaktan eğitime erişmeye çalışıyor.

    Çocuklarımızın büyük çoğunluğunun gerçek anlamda uzaktan eğitime erişemediği somut bir gerçeklik. Salgına rağmen müfredat seyreltilmedi.

    Çocuklarımız tüm kazanımlardan sorumlu. Salgının başından itibaren uzaktan eğitime gerekli cihazı ve internet erişimi olmadığı için hiç ulaşamayan veya sınırlı bir şekilde ulaşan çocuklarımız salgın yayılımına ve sağlık riskine rağmen yüz yüze sınavlara mecbur bırakılıyor.

    MEB; biz velilere, çocuklarımıza rağmen kararlar alamaz, uygulayamaz. Ödediğimiz vergilerle okullar biz velilere, tüm yurttaşlara aittir. Eğitim ile ilgili tüm kararlar biz veliler ile birlikte alınmalıdır.

    Çocuklarımız ülkemizin bugünü ve geleceği… Çocuklarımızın sağlığından ve geleceklerinden endişeliyiz. Eğitim en temel haktır. MEB tüm çocuklarımızın eğitim hakkından sorumludur. Çocuklarımızın uzaktan eğitimde ihtiyaç duyduğu tüm cihazlar ve internet erişimi devlet tarafından ücretsiz sağlanmalı ve yüz yüze sınavlar bir an önce iptal edilmelidir.

  • CHP’li Karabıyık: “Sağlık çalışanlarının haklı taleplerini destekliyoruz”

    CHP’li Karabıyık: “Sağlık çalışanlarının haklı taleplerini destekliyoruz”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, “Sağlık çalışanlarının haklı taleplerini destekliyoruz. CHP olarak gerek komisyonlarda gerek Mecliste bu konuların takibini yapacağız. Sorunların çözülmesi için çaba sarf edeceğiz.” dedi.

    Karabıyık, Kültürpark’ta düzenlediği basın toplantısında, sağlık çalışanlarının haklı bazı talepleri olduğunu söyledi.

    Eğitimde, sağlıkta, sosyal güvelik ve güvenlikte kadronun önemine değinen Karabıyık, “Kovid-19 sürecinde özellikle bütün sağlık çalışanları, kendilerinin sağlıklarını hiçe sayarak ön planda bizler için mücadele verdiler ve bir savaşın önde giden neferleri oldular.” diye konuştu.

    Karabıyık, sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarının herkes tarafından alkışlandığını aktararak, “Sağlık çalışanlarının haklı taleplerini destekliyoruz. CHP olarak gerek komisyonlarda gerek Mecliste bu konuların takibini yapacağız. Sorunların çözülmesi için çaba sarf edeceğiz. Onlara kulak vermemiz, onların taleplerini dile getirip takipçisi olmamız önemli.” ifadesini kullandı.

    Daha sonra Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bursa Şube Başkanı İrfan Açık, sendikalarının sağlık çalışanlarıyla ilgili hazırladığı kanun teklifine ilişkin topladıkları imzaları Karabıyık’a teslim etti.

  • MHP Lideri Bahçeli’den Ayasofya açıklaması

    MHP Lideri Bahçeli’den Ayasofya açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Vakıf malı olan Ayasofya’nın, vakfiyesine muvafık şekilde cami olarak kullanılması milletimizin uzun yıllardır hasreti ve beklentisidir.” ifadelerini kullandı.

    Bahçeli, MHP Genel Merkezi’nde düzenlenen partisinin Belediye Başkanları Toplantısı’nın ardında yaptığı yazılı açıklamada, belediyecilikte “Halka hizmeti Hakk’a hizmet’ gören bir anlayışla “Üretken Belediyecilik” ilkesini esas aldıklarını belirtti.

    Belediye yönetimlerinin demokratik süreçlerin en önemli etapları arasında olduğunu vurgulayan Bahçeli, hiçbir belediye yönetiminin milli iradenin takdir ve teveccühünü istismar ve inkar yanlışına sapmaması gerektiğe dikkati çekti.

    Beş yıl süreyle üstlendikleri emanete dikkat, riayet ve sadakat gösteren belediye başkanlarının hürmetle yad edildiğini, ihanet edenlerin ise adli ve idari tasarruflarla layık oldukları muameleyi kaçınılmaz şekilde gördüğünü ifade Bahçeli, şöyle devam etti:

    “Belediye imkanlarını terör örgütü lehine seferber eden bölücülerin görevlerinden derhal uzaklaştırılmaları, emanetin ise tekrardan millete tevdi, adalet ve ahlakın zorunlu bir gereğidir. Türk milleti hakkını ve hukukunu uyanık bir şuurla muhafaza edecektir. Karanlık ve kirli ilişkilere gömülmüş, terör örgütü PKK’nın fiili kontrolüne girmiş HDP’li bazı belediye başkanlarının hukuki tedbir yoluyla görevlerinden uzaklaştırılıp yerlerine kayyum atanması çok doğru ve yerinde bir karardır. Bu kapsamda kayyum atanmasını eleştirip, yapılan idari tasarrufu demokrasi ayıbı olarak değerlendiren sorumsuz ve işbirlikçi siyasetçilerin işlenmiş ağır suçların bir parçası oldukları da bir başka gerçektir.”

    Suçu ve suçluyu övmenin, rezalet ve melaneti benimsemenin hiç kimseyi şeref sahibi yapmayacağını, tam tersine millet nezdinde zora sokarak ağır şekilde sorgulatacağını aktaran Bahçeli, “Belediye başkanlığı millete ihanetin kılıf ve kisvesi olamayacaktır. Zillet İttifakı’nı oluşturan sığ ve sığıntı partilerin ağız birliği halinde kayyum atamalarına tepki göstermeleri kontrolsüz savrulma halinin teyididir. PKK’ya yardım ve yataklık yapan belediye başkanlarını sırf sandıktan çıktılar diye savunmak ve sahiplenmek ayıplı, arızalı, alacalı bir siyasettir.” değerlendirmesinde bulundu.

    Türkiye egemenlik haklarına toz kondurmama azim ve kararında olduğunu işaret eden Bahçeli, “Türkiye’nin, kerameti kendinden menkul mihrakların ağzına bakma dönemi geride kalmıştır. Artık söz dinleyen değil sözü dinlenen, üzerinde hesap yapılan değil hesapları bozan bir ülke gerçeğine herkes alışmalı, buna saygı duymalı, sonuçlarına da hazır olmalıdır.” açıklamasını yaptı.

    “567 yıldır devam edegelen fetih sürecimiz yeni bir safhaya geçmiştir”

    Ayasofya Camisi’nin tekrar ibadete açılmasının kesif ve kesin iradenin en can alıcı muhassalası olduğunu beyan eden Bahçeli, şunları belirtti:

    “Vakıf malı olan Ayasofya’nın, vakfiyesine muvafık şekilde cami olarak kullanılması milletimizin uzun yıllardır hasreti ve beklentisidir. Aynı zamanda eşsiz bir mimarlık ve sanat abidesi olan Ayasofya’nın ibadete açılması inanç haklarımızın mecburi bir gereğidir. Aksi bir iddia ve ileri sürülecek ifade hükümsüz ve temelsizdir. Ayasofya’nın, vakfeden kutlu ecdadımızın emaneti doğrultusunda kesintisiz cami olarak kullanılması bağlılık ve vefayla yerine getirilmesi şart olan tarihi bir sorumluluktur.

    Danıştay 10. Dairesi müstesna bir karara imza atarak Ayasofya Camisi’ni müzeye dönüştüren 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı’nı iptal etmiştir. Elbette Müslüman Türk milletinin hislerine tercüman olmuş, sonuç itibariyle milli vicdan müsterih hale gelmiştir. 567 yıldır devam edegelen fetih sürecimiz yeni bir safhaya geçmiş, bütün Türk ve İslam beldeleri ayağa kalkmıştır. Hitamında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı’yla Ayasofya Camisi’nin yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasının önündeki bütün sahte ve sanal bariyerler yıkılmıştır.”

    Bahçeli, 86 yıldır kutuplaşmalara konu olan bir tartışmanın hukuki ve siyasi mutabakatla çözüme kavuşturulduğunu ifade ederek, “Ayasofya Camisi’nin ibadete açılması 567 yıllık çağrıya kulak vermenin, itibar ve ihtimam göstermenin muhterem bir neticesidir. Ayasofya yeryüzündeki bütün camilerimizi, bütün mescitlerimizi selamlayacaktır.” açıklamasında bulundu.

    “Ayasofya özelinde ikaz dolu mesajların verilmesi nafile bir çabadır”

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, açıklamasında, şu görüşleri paylaştı:

    “Ayasofya Camisi’nin Müslüman gönüllerle buluşması İslami ve tarihi bir sorumluluk olmanın yanında egemen devlet müktesebatımızın, bağımsızlık prensibimizin bihakkın gerek ve şartıdır. Türkiye onun bunun dayatmalarıyla tarihi gerçeklerine sırt çevirmeyecektir. Kudüs’te menfur senaryoları tedavüle sokanların Ayasofya özelinde bize ikaz dolu mesajlar vermesi nafile bir çabadır. ABD yönetiminin ‘Hayal kırıklığı’ yorumu cibilliyetsiz ve ciddiyetsiz bir ithamdır.”

    “ABD, Türkiye’yi sıkıştırmak maksadıyla hamle üstüne hamle yapmaktadır”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “1987’den 2019’a kadar silah ambargosu uyguladığı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne, birden bire askeri eğitim desteği vereceğini ve kaynak sağlayarak güvenlik ilişkilerini geliştireceğini duyuran ABD, Türkiye’yi sıkıştırmak maksadıyla hamle üstüne hamle yapmaktadır. Doğu Akdeniz ve Libya’da bütün muhasım odakları karşısına alan ülkemizin tarihi ve egemen haklarını koruma gayesi varoluş onurudur.” ifadelerini kullandı.

    “İnanç hakkı insan hakkıdır”

    Bir yazarın “Ayasofya’yı yeniden camiye çevirmek dünyanın geri kalanına artık seküler değiliz demektir” ifadesinin “mesnetsiz sızlanma” olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları aktardı:

    “Böylesi köksüzler düştükleri aidiyet krizinde hamiyet ve haysiyet imhası yaşamışlardır. ‘Osmanlı hukuku Cumhuriyet hukukunun yerine geçti’ diyen sözde akademisyenler de aslında cehaletlerinin ve ideolojik taassuplarının kurbanı olmuşlardır. İnanç hakkı insan hakkıdır. Bunu tasdik ve tasvip etmeyen insanlık değerlerine düşmandır. Bunun hilafına her söz, her tavır, her eylem boşluktadır, hukuken de ağır kusurludur.”

    Yunanistan Başpiskoposunun kontrol dışı hezeyanlarının hiçbir şey değiştirmediğini bildiren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

    “Ayasofya Camisi Türk milletinin emanetindedir. Bu emanetin üzerinde şaibe oluşturmak ve şüphe uyandırmak hiç kimsenin haddi ve harcı değildir. Küstah bir dille, ‘Türkler Ayasofya’yı ibadete açmaya cesaret edemezler’ diyen Yunanistan Başpiskoposu, bundan sonra ağır bir mahcubiyet ve mağlubiyet travmasına gömülecek, nifak saçan ağzını bıçak bile açamayacaktır. Asırlar evvel İstanbul’da kurulan Latin devletinin veya yeni bir Bizans’ın hayallerini kuranların hain hevesleri haram kursaklarında kalacaktır.”

    “Milletimiz ne istiyorsa, neyi umuyorsa o yapılacaktır”

    Bahçeli, baro başkanlarının Kuğulu Park’taki nöbetlerine ilişkin, şunları kaydetti:

    “Lafa gelince çoğulcu demokrasi yanlısı olduğunu iddia edenlerin, sıra çoklu baro sistemine gelince eleştiri oklarını fırlatmaları abes bir tenakuzdur. Baroların demokratikleşmesi bazı kesimleri neden ürkütmektedir? Avukatların Marksist-Leninist yasa dışı örgütlerin ve bilhassa CHP’nin tasallutundan kurtarılıp özgürleşmeleri niye yanlış görülmektedir? Çoklu baroyla birlikte baroların siyasileşeceğini iddia edenler, bugünkü şartlarda baroların siyasetten başka ne iş yaptığını hangi ara itiraf edeceklerdir? Yollarda yürüyen, duvar diplerinde bekleyen, parklarda nöbete giren bazı barolar, şimdiye kadar vatan ve millet için hangi fedakarlıkları yapmışlardır? Hukukun üstünlüğü temelinde yükselen bir devlette, suç ve suçluyla amansız mücadelenin sürdüğü bir dönemde, 140 bine yaklaşan avukat sayısı hiç sorun edilmeyecek midir?

    Milletimiz ne istiyorsa, neyi umuyorsa o yapılacaktır. Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi nihayetinde kabul edilmiş, gazi Meclis son sözünü millet nam ve hesabına söylemiştir. Mesleki dayanışma bir yere kadar anlamlı ve değerlidir, ama asıl olan milli birlik ve dayanışma ruhunun canlılığı ve cesametidir. CHP Genel Başkanı’nın çoklu baroyu üniter yapının kalbine sokulan hançer olarak tanımlaması iflas etmiş, saman altından ihanete payanda olmuş, yüzeye çıkınca da çanak tutmuş müflis bir siyasetçinin pespayeliğidir.”