Olay, Adnan Kahveci Mahallesi’nde bulunan Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu’nda yaşanmıştı. Okuldaki davranışları nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilen oğlunun durumuna sinirlenen baba E.Y., arkadaşı T.M. ile okula gelip taşkınlık çıkarmıştı. Öğretmenleri de darp ettiği iddia edilen şahıs ve arkadaşı gözaltına alınmış ve daha sonra serbest bırakılmıştı. Yapılan itirazın ardından yeniden gözaltına alınan 2 şüpheli, çıkartıldıkları mahkemece tutuklandı.
Etiket: baskın
-
Hamas’tan müzik festivaline baskın
Festival, Yahudilerin Sukot Bayramı’na denk gelecek şekilde organize edilmişti.
Festivalin organizatörleri sosyal medyadan yaptıkları paylaşımda, “Bütün ailenin bir araya gelmesinin vakti sonunda geldi. Çok eğlenceli olacak” demişti.
Aynı sosyal medya sayfası sadece saatler sonra sevdiklerini arayan ailelerin çaresiz yakarışlarıyla dolacaktı.
Filistinli militanların festival alanına baskın yapması ve ateş açması sonucu, arama ve kurtarma örgütü Zaka’nın açıklamasına göre 260 kişi hayatını kaybetti.
Festival katılımcısı Ortel, bir şeylerin test gittiğine dair ilk işaretin sirenlerin çalmasıyla yaşandığını belirtti.
Roketlerin gelişine işaret eden sirenlerin ardından roketlerin geldiği görüldü; ardından da silah sesleri duyuldu.
İsrail’in Kanal 12 televizyon kanalına konuşan Ortel, “Önce elektriği kestiler, ardından da nereden geldiği belli olmayan militanlar her yöne doğru ateş açarak alana ulaştı. Kamyonetlere doluşmuş 50 terörist askeri üniformalarıyla alana geldi” dedi.
BBC muhabiri Francesca Gillett’in haberine göre insanlar alandan kaçmaya çalıştı, çölün ortasındaki arabalarına ulaşarak hareket etmek istedi ancak festivale gelenlere göre ciplere doluşmuş silahlı militanlar arabalara ateş açıyordu.
Ortel, bu aşamadan sonra yaşananları şu şekilde anlattı:
“Patlamalar olduğu için herkes öyle bir noktaya geldi arabaları bırakıp kaçmaya başladı. Ben bir ağacın oraya koştum, çalılıkların arasına saklandım. İnsanları püskürtmeye başladılar. Etrafımda yaralanmış onca insan gördüm, ben ise bir ağaca saklanmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.”
Ölü taklidi yaparak kurtuldu
Kamp yerleşkesi, üç sahne, bar ve yiyecek kısmının bulunduğu festival alanı, Gazze’den çok uzak olmayan Kibbutz Reim’deki Negev Çölü’nde yer alıyordu.
Gazze’den sızan Hamas militanları kasabalara ve köylere dalarak onlarca insanı rehin aldı.
Haaretz gazetesine konuşan festival katılımcısı Adam Barel, festival alanındaki herkesin bir roket fırlatılması riskinin farkında olduğunu, ancak silahlı bir saldırının şoke edici olduğunu söyledi.
Çok sayıda kişi gibi arabasıyla kaçmaya çalışan Barel, silahlı adamların kendisine ateş açması üzerine koştuğunu belirtti.
Barel, “İnsanlara kurşunlar isabet etti, biz de saklanlandık. Herkes bir yerlere kaçtı.”
Reuters haber ajansına konuşan Esther Borochov, arabasıyla kaçarken şiddetli bir şekilde aracına vurulduğunu aktardı.
Borochov, arabasıyla kaçan genç bir adamın kendisine binmesini söylediğini, ancak daha sonra bu arabanın sürücüsünün de yakından ateş açılarak öldürüldüğünü anlattı.
İsrail ordusu tarafından kurtulana kadar ölü taklidi yaptığını söyleyen Borochov, “Bacaklarımı hareket ettiremiyordum, askerler daha sonra gelip bizi çalılıklara götürdü” dedi.
Meyve bahçelerine saklandılar
Çok sayıda kişi çalılıkların ve meyve bahçelerinin içinde saatlerce bekleyerek kurtulabildi.
Festival katılımcısı Ortel, “Telefonu sessize aldım, sonra da bir portakal bahçesinin içinde süründüm. Tepemden kurşunlar geçiyordu” dedi.
BBC’ye konuşan Gili Yoskovich ise bir greyfurt bahçesinde saklandığını anlattı:
“Ağaç ağaç dolaşarak ateş açıyorlardı. Etrafta ölen onca kişiyi gördüm. Çok sessizdi. Ağlamadım, hiçbir şey yapmadım.”
Yoskovich, 3 saat sonunda İsrailli askerlerin sesini duyduktan sonra güvenli hissedip koştuğunu aktarıyor.
Kanal 12’ye konuşan bir başka görgü tanığı ise “4-5 saat süren bir korku filmi yaşadık. Çılgınlar gibi kaçtık” dedi.
‘Sizi seviyorum’ ve ‘Özür dilerim’ mesajları
Festivalde bir acil durum doktoru olan çalışan Yaniv ise “Tam bir katliamdı. Böyle bir şey hayatımda görmedim. Planlı bir pusuydu. İnsanlar acil durum kapılarından çıktıkça onları bekleyen teröristler vardı. Etkinlikte 3 bin kişi vardı. Büyük ihtimalle etkinliği biliyorlardı” dedi.
Halen kayıp olan kişilerin aileleri ve arkadaşları ise sevdiklerini aramaya devam ediyor.
Festivalde güvenlik görevlisi olarak çalışan 26 yaşındaki İngiliz Jake Marlowe ve Alman turist Shani Louk kayıplar arasında. Shani Louk’un annesi kızının kaçırıldığına inanıyor.
Ailesi ve arkadaşları 25 yaşındaki Noa Argamani’nin de rehin olarak kaçırıldığına inanıyor.
Noa’nın arkadaşı Amit Parpara, BBC’ye yaptığı açıklamada Noa’nın saklandığı yerden mesaj attığını söyledi:
“En son mesajı saat 08:30’da aldım. Daha sonra bir sosyal medya videosunda kaçırıldığını gördüm. Bir motosiklet üzerine görülüyor, erkek arkadaşının yanından kaçırılıyor. Gazze Şeridi’ne girdiğini açık bir şekilde görebiliyorsunuz.”
Ailesi ve arkadaşları, 23 yaşındaki İsrail ve ABD vatandaşı olan Hersh Golberg-Polin’ide arıyor.
Ailesi, Jerusalem Post gazetesine festivalde doğumgününü kutlayan Golberg-Polin’in Cumartesi sabahı, “Sizi seviyorum” ve “Özür dilerim” diyen iki mesaj attığını aktardı.
-
Jandarma çok sayıda silah ele geçirdi
Adıyaman İl Jandarma Komutanlığı unsurlarınca yapılan istihbarı çalışmalarda, M.E., H.K., M.E. ve H.K. isimli 4 şüpheli şahsın silah bulundurduğu tespit edilmesi üzerine operasyon gerçekleştirildi.
Şahısların evlerine yapılan operasyonda 8 adet ruhsatsız tabanca, 5 adet tabanca namlusu, 121 adet farklı çaplarda fişek, 23 adet boş tabanca şarjörü, 1 adet kaleşnikof şarjörü ve 1 adet ruhsatsız av tüfeği ele geçirildi.
Gözaltın alınan şahıslar adli makamlara sevk edildi.
-
Kongre baskını davasında yeni karar
ABD’deki aşırı sağcı “Proud Boys” grubunun eski lideri Enrique Tarrio, 6 Ocak 2021’deki kongre baskını davası kapsamında Washington’da hakim karşısına çıktı. Duruşmada kolluk kuvvetleri, yasa koyucular ve diğerlerine çektirdiği zorluklar için özür dileyen Tarrio, bundan sonra siyasetle, aktivizmle veya mitinglerle hiçbir ilgisinin olmayacağına söz verdi. Son 1,5 yılını bu duruma nasıl düştüğünü anlamaya çalışarak geçirdiğini kaydeden Tarrio, kongre binasındaki şiddet olaylarına karşı olduğunu iddia ederek “Ben siyasi olarak bağnaz biri değilim. Amacım zarara yol açmak ya da seçim sonucunu değiştirmek değildi” ifadelerini kullandı.
22 yıl hapis cezasına çarptırıldı
Tarrio’nun sözlerinin ardından kararı duyuran Yargıç Timothy Kelly, Tarrio’nun “kışkırtıcı komplo kurmak” ve “iktidarın Donald Trump’tan Joe Biden’a devrini engellemeye yönelik başarısız komploya liderlik etmek” suçlarından 22 yıl hapis cezasına çarptırıldığını açıkladı. Kelly, kongre baskınına atıfla, “O gün yaşananlar, hukukun üstünlüğünü ve Anayasayı korumaya yardımcı olan önemli bir Amerikan geleneğine zarar verdi. O gün, daha önce sorunsuz çalışan iktidarı barışçıl bir şekilde devretme geleneğimiz yıkıldı” dedi. Mahkeme heyetinin kimseyi siyaset yapmaktan mahkum etmediğinin altını çizen Kelly, “Bay Tarrio ve diğerleri kışkırtıcı bir komploya katılmaktan mahkum edildi.” şeklinde konuştu. Tarrio’yu “Kongre baskını komplosunun nihai lideri” olarak tanımlayan Kelly, “Bunun tartışmaya açık olduğunu düşünmüyorum” ifadelerini kullandı. Kelly, kanıtların Tarrio’nun “nihai lider ve örgütleyici” olduğunu desteklediğini de sözlerine ekledi.
Şiddet olayları sonrası yargı süreci başlamıştı
Aşırı sağcı gruplar ve Donald Trump destekçileri ABD’de yapılan Kasım 2020 başkanlık seçimini kazanan Joe Biden’ın zaferinin onaylanacağı oturum sırasında kongre binasına baskın gerçekleştirmişti. Saatler süren şiddet olayları sırasında 5 kişi hayatını kaybederken, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Kongre baskını soruşturması kapsamında en az bin 100 kişi tutuklanırken, 110 kişi farklı suçlardan mahkum edilmişti. Baskın sırasında orada bulunmayan Tarrio ise buna rağmen olayların baş organizatörü olmakla suçlanmıştı. Son olarak, bir diğer Proud Boys yöneticisi olan Ethan Nordean geçtiğimiz hafta kongre baskını davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
-
Sağanak su baskınlarına neden oldu
Van’da akşam saatlerinde başlayan ve etkisini artıran sağanak yağış, birçok bölgede su taşkınlarına neden oldu. İpekyolu ilçesine bağlı Sarmaç, Yenimahalle Keskin Sokak, Yenimahalle Sönmez Sokak, Bostaniçi, Bostaniçi Huzur Sokak, Karakoç, Karşıyaka mahallelerinde su baskını ihbarı alan Van Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipler bölgelere sevk edildi. İl genelinde 55 den fazla su baskını ihbarı ve 200 den fazla çağrı cevaplandırılıp ilgili ekiplere iletildi.
-
Ekipler baskın yaptı, mahalleli alkışla destek verdi
Bursa’nın Osmangazi ilçesi Başaran Mahallesi üzerinde narkotik polislerinin takibine takılan iki kişinin bulunduğu eve baskın düzenlendi. Düzenlenen baskınla birlikte yakalanan kişiler polis ekiplerince kelepçelenip araçlara bindirildi.
Mahalle sakinleri ise polis ekiplerinin operasyonunu balkonlarından görünce, alkış yağmuruna tutarak destek verdi. O anlar ise kameralara yansıdı.
Bursa Emniyet Müdürlüğü, uyuşturucu ile mücadelenin kararlılıkla devam edeceğini açıkladı.
-
Bursa’da polis ekiplerinden terk edilmiş evlere baskın
Terk edilmiş binalarda bulunan şüpheliler polis ekiplerince yakalanırken, operasyonun vatandaşların güvenliği içi devam edeceği bildirildi.
Şehir merkezinde anıtlar kurulu sebebiyle mülk sahiplerinin çivi bile çakamayıp restore ettiremedikleri için terk ettiği ve birçoğunun yıkılma tehlikesi bulunduğu metruk binalara Yunus ekipleri tarafından operasyon düzenlendi.Operasyonda camlardan tırmanarak içeri giren ekiplerin yaptığı baskın anları ve aramalar film sahnelerini aratmadı. Asayiş Şube Müdürlüğü’nden hareket eden motorize ekip, camlardan içeri girerek, bazı binalarda şüpheli şahısları yakaladı. Mahalle sakinlerinin şaşkınlıkla izlediği operasyon vatandaşlardan tam not aldı.
Öte yandan, Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Yunus ekiplerinin ve diğer birimlerin de katkılarıyla şehrin huzuru ve asayişin sağlanabilmesi için belirli gün ve saatlerde operasyonların devam edeceği öğrenildi. -
Kahvehane baskını sanıkları hakim karşısında
Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesinde “Mala zarar verme, Kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası talebiyle yargılanan tutuklu sanıklar Kadir G., Yetkin S ilk kez hakim karşısına çıktı.
Gaziantep Fırat Mahallesi 18 Nolu Caddede bulunan Fırat Kıraathanesi, 17 Ekim 2020 2020 tarihinde akşam saat 23:00 sıralarında silahlı saldırganlar tarafından taranmış, baskında kahvehanede bulunan güvenlik görevlisi Osman Polat, saldırıda hayatını kaybetmişti.
Mahkemede dehşetin yaşandığı geceyi anlatan sanık ve tanıklar, ilk kez çıktıkları hakim karşısında da savunmasını yaparak yaşananları anlattı.
Tutuklu Sanık Kadir G. duruşmada yaptığı savunmasında, savcılık iddianamesindeki suçlamaları kabul etmezken, “Olay günü telefoncunun önünde İbrahim Deniz’ i gördüm. Yetkin S. isimli arkadaşımı eşi ile birlikte alarak Oğuzeli’nde bulunan bekar evime gittik. Olay günü Oğuzeli’ndeydim. Olayla herhangi bir alakam yok. Kimin yaptığını görmedim, bilmiyorum. Öncelikle beraatımı talep ediyorum” dedi.Mahkemenin kahvehanenin önceki sahibi Cebrail G. ile aralarında tartışma olduğu yönündeki sorusu üzerine ise sanık Kadir G., “Olayın geçtiği Fırat Kıraathanesi evime 300 metre uzaklıktadır. Ara sıra gider gelirim. Orada bir gün bana saldırdılar. Daha önce husumet yaşadığım Cebrail’in abileri beni kahvehanede sıkıştırdılar. Beni dövdüler. Ben kaçtım. Dosyaya konu olayın bu olayla alakası yoktur. Kahvehanede beni daha önce dövmüş olanları tanıyorum. Evlerini de biliyorum, eğer intikam alma gibi bir düşüncem olsaydı onlara saldırırdım. Benim dövülmem ile ilgili araya giren aracılar sebebi ile şikayetçi olmadım” şeklinde konuştu.
Mahkemede savunma yaparak suçlamaları reddeden diğer tutuklu sanık Yetkin S., “Ben olay günü saat 20:30-21:00 sıralarında yeni uyanmıştım. Olay günü İbrahim D’yi mahallede gezerken gördüm. Ona kızarak buraya gelme dedim. Aramızda hoşnutsuzluk vardı. Aradan biraz zaman geçtikten sonra kapının önünde Mustafa ile İbrahim’in tartıştığını gördüm. İbrahim’e ‘ben seni az önce kovmadım mı neden bu mahalleye geldin’ dedim. Bu sebeple İbrahim bana husumet beslemiş olabilir. Benim, eşim ve Kadir’in aleyhine beyanda bulunmuştur. Kesinlikle kabul etmiyorum. Öncelikle beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu.
“Özür için ailecek beni Oğuzeli’ndeki evine davet etti”
Halı fabrikasında vardiya amirliği yaptığını söyleyen Yetkin S, ”Resmi nikahlı evliyim, ancak boşanma aşamasındayım. Bu arada diğer sanık Dilek P.Ç. ile dini nikah kıyarak evlendim. Olay günü Dilek ile beraberdik. Olay günü İbrahim’i dövdüğüm için İbrahim olayı Kadir’e anlatmıştı. Kadir de beni arayarak niçin İbrahim’i dövdüğümü sordu. Ben de ona olanları anlattım. Daha sonra Kadir yanında İbrahim, Mehmet D. ve ismini bilmediğim bir kişi ile birlikte Kadir’e ait araç ile evimin önüne geldiler. Ben de aşağıya indim. Bu olayı konuştuk. Kadir bana benim köylüm ve akrabam olan İbrahim’i niye dövdün diye sordu. Ben de İbrahim’in yeğenime yapmış olduğu saygısızlığı anlattım. Daha sonra Kadir ayrı yöne İbrahim ayrı yöne doğru gittiler. Ben de eşim Dilek ile birlikte mahallede bana ait olan kırmızı renkli motosikletim ile birlikte o gün kaybolan köpeğimi aramak için dolaştık. Sonra evin önüne geldiğimizde Kadir G. ve Mustafa K.’nın bizim evin önüne özür dilemeye gelmişlerdi.
Özür babında ailecek beni Oğuzeli’ndeki evine davet etti. Ben de kabul ettim. Aslında gitmek istememiştim. Gece saat 24:00 sıralarında Kadir beni arayarak yemek hazır ekmek almayı unutmuşum. Gelirken ekmek al dediği için gitmek zorunda kaldım. Eşim Dilek P. ile birlikte Kadir’in evine gittik. Evde Kadir G. ile eşi ve İbrahim D. vardı. Daha sonra Mehmet D. de geldi. Mustafa K. orada değildi. O gün bozuk olan siyah motosikletimi tamirciye götürmüştü. Saat 23:00-24:00 sıralarında evime getirmişti. Bırakıp gidecekti ben de yorulmasın diye kendisine kırmızı motosikletime binerek gidebilirsin demiştim. Ancak kendisi kabul etmedi. Bu arada benim iki tane motosikletim var. Biri kırmızı biri siyahtır” dedi.
“Polisleri görünce korktum ve yan komşuya geçtim”
Tutuksuz sanık Dilek P. ise savunmasında, “Yetkin S. benim imam nikahlı eşimdir. Olay günü polisleri görünce korktum ve yan komşuya geçtim. Tam olarak hatırlamamakla birlikte saat 22:00 civarında Kadir, Mehmet D. ve Mustafa K. aşağıda kapının önünde Yetkin ile konuşuyorlardı. Camdan bakınca İbrahim’in de orada olduğunu gördüm. İçeriye girince eşim beni çağırarak ‘aşağıya gel gezelim’ dedi. Camdan baktığımda araç bir tarafa motosiklet de bir tarafa doğru gidiyordu. Motosiklet eşime aitti. Üzerindeki kullanan kişiyi tanımadım. Eşimle biraz dolaştıktan sonra eve döndüğümüzde kapının önünde beyaz renkli bir araç aracın dışında Kadir G. içerisinde de Mehmet D. vardı. Evin önüne geldiğimizde Yetkin bana sen içeriye gir dedi. Ben içeriye girdim. Ne konuştuklarını duyamadım. Motor sesi geldi. Camdan dışarıya bakınca kimseyi göremedim.
Onlar gittikten 8-10 dakika kadar sonra Yetkin bana seslenerek “Kadir bizi yemeğe çağırdı, gidelim mi” dedi. Ben de montumu alıp Yetkinin kullandığı siyah renkli motosikletine binerek Oğuzeli’ne Kadir’in evine gittik. Kadir’in eşi Sultan yemek yapmıştı. Evde Kadir G. ve eşi, Mehmet D. vardı. Sultan ile ayrı bir odada oturuyorduk. Onlar da başka bir odada oturuyordu. Yanlarına sonradan kim geldi bilmiyorum. İbrahim’i o akşam orada görmedim. Öncelikle beraatımı talep ediyorum. Olayın geçtiği kahvehaneyi bilmiyorum. Hiç gitmedim. Sahiplerini de tanımam. Kadir, Mehmet D., İbrahim D., Mustafa K., Serdar G. Yetkin’in arkadaşları oldukları için tanırım. Kadir ile eşi daha önce evime gelmişlerdi. Biz de onlara daha önce gitmiştik. Mustafa evimizin yanında motor tamir dükkanı açtığı için ara sıra onu aşağıda görürdüm” ifadelerini kullandı.
“Bize bir motor lazım bir kahveye sıkacağız””
Tutuksuz sanık Mustafa K ise savunmasında, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 13 yıl önce ben kaza sonucu sağ bacağımı kaybettim. Yetkin S.’ın oturduğu evin yan tarafında motosiklet tamir dükkanım vardır. Olay günü Yetkin S.’nin siyah renkli 79 plakalı motosikleti bozuktu. Motoru tamir edip o akşam saat 23:00 gibi teslim ettim. O sırada isimlerini karakolda öğrendiğim Kadir, İbrahim, Serdar, Mehmet Y’in evinin önüne geldiler. Kadir, Yetkin’e bize bir motor lazım, bir kahveye sıkacağız” dedi. Yetkin abi ben emaneten motor veremem gideceğiniz yere kadar Mustafa sizi götürsün dedi. Kadir G. bana “Bizi takip edin, ben sizi sıkacağımız kahvehanenin önüne kadar götüreceğim” dedi. Kendisi beyaz bir otomobille önümüzdeydi. Ben arkasından motor ile gidiyordum. Benim kullandığım motorda arkamda İbrahim D. oturuyordu. İbrahim bana “boşver takip etme şuradan sür” dedi. Çalıştığı dükkanın önüne gittik. Dükkanı kapattı. Daha sonra tekrar motora binerek bir alt sokağa doğru gittik. Kahvehanenin alt köşesine geldik o sırada Kadir yanımıza geldi. Kadir’in aracında arka tarafında Serdar G. ön tarafta da Mehmet D. oturuyordu. Kadir G. ” beni niye takip etmiyorsunuz ” diye İbrahim’e kızdı ve Kürtçe bir şeyler söyledi. Ben anlamadım. Eliyle İbrahim’e bir yerleri işaret ederek gösteriyordu.
Kürtçe konuşuyordu. Kürtçe bilmediğim için anlamadım. Bu konuşmadan sonra ben motorun ön tarafında o da arkada kahvehaneye doğru hareket ettik. Kahvehaneyi biraz geçtikten sonra İbrahim bir el havaya ateş etti. Ben korkup durdum. İbrahim bana ‘bir şey yok devam et’ dedi. Ve ben devam ettim. Yetkin abinin evinin önüne geldik. Yetkin abinin evi ile kahve arasındaki mesafe yaklaşık 500-600 metredir. Yetkin’in evinin önüne gelince İbrahim D. motordan inip gitti. Ben sokakta dururken Kadir yanıma geldi. Bana “İbrahim nerede ” diye sordu. Ben de “kaçtı gitti” dedim. 5 dakika sonra da Yetkin ve eşi geldi. Yetkin abinin eşi yukarıya çıktı. Yetkin abi ile Kadir konuşmaya devam ettiler. Ne konuştuklarını tam olarak anlamadım ve hatırlamıyorum. Daha sonra ikisi motora binerek gitti. Arkalarından da Mehmet D. araba ile gitti. Öncelikle beraatimi talep ediyorum” ifadelerine yer verdi.
“Oturup planlama yapmadık”
Olayla ilgili oturup plan yapmadıklarını söyleyen tutuksuz sanık Mustafa K., “Kadir G. bana sen motoru süreceksin arka tarafına İbrahim D. binecek dedi. Silah Kadir G.’deydi. İbrahim’e silahı Kadir G. verdi. Ben kırmızı kask takmıştım. Kadir G.’ün başında atkı tarzı bir şey sarılıydı. İbrahim’in kafasında da bere vardı. İbrahim ateş ettikten sonra silahı motorun üzerine bırakıp kaçtı. Ben de alıp çöp kovasına attım. Öbür kırmızı olan motosiklete Yetkin abi ve hanımı vardı. Köpeklerini aramaya çıkmışlardı. Bizim bu olayla ilgileri yoktu. Ancak aynı saatte motosiklet ile sokaktaydık. Kadir bize “beceremediniz” dedikten sonra siyah renkli motora binerek ayrıldılar. Motoru Yetkin kullanıyordu. Arkasında da Kadir oturuyordu.
Ondan sonra nereye gittiklerini bilmiyorum. O akşam sadece bir el silah sesi duydum. Onu da arkamda oturan İbrahim sıkmıştı. Bunun dışında silah sesi duymadım. Yetkin’in kafasında kask vardı. Kadir motorun üzerindeyken atkı tarzı bir şeyle yüzünü ve başını kapatmıştı. Yetkin’in kafasında ise kask vardı. Benim çöpe attığım silahı tekrar ben çöpten çıkartıp yengem Dilek’e verdim. Ben sonra kırmızı motora binerek ateş edilecek kahveye tek başıma gittim. Oradan geçtiğimde camdan iki tane mermi izi olduğunu gördüm. Kahveden çıkanlarda kahvenin yanındaki sokağa doğru koşuyorlardı. Ateş sesini duymadım. Sonra tekrar Yetkin abinin evinin önüne geldim. Yetkin abi ve eşi evdeydi. Diğer motosiklet de kapının önündeydi. İkisini de içeriye koydum. Sonra ben Yetkin’in evindeyken Kadir G. Yetkin abiye telefon ederek “üç tane ekmek al bize gel ” dedi. Sonra ben ayrıldım evime gittim. Onların gidip gitmediğini bilmiyorum. Ertesi gün öğle saatlerinde dükkana geldim. Yetkin abi ile görüştüm. Bana dün gece kahvehanede birisinin başına vurulduğunu söyledi. İbrahim ile senin sıkmış olduğun mermi değmiş olabilir dedi. Ben de böyle bir şeyin mümkün olmadığını İbrahim’in sadece bir el havaya ateş ettiğini söyledim. Başka bir şey söylemedim. Dükkanı kapatıp çıktım” dedi.
“Eliyle kıraathaneyi göstererek “oraya sıkacaksın” dedi”
Sanık İbrahim D. savunmasında, “Ben ne Kıraathane sahibini ne maktulü tanırım. Olay günü çalıştığım iş yerine Kadir G., Mehmet D. ve Serdar G. yanıma gelip beni aldılar. Yetkin S.’ın evinin önüne geldik. Ben ve Serdar araçta bekledik. Kadir G ve Mehmet D. Yetkin’in evine girdiler. Evin içerisinde Yetkin S. ve eşinin olduğu evde 15 dakika konuştular. Ne konuştuklarını bilmiyorum. O esnada Mustafa K. geldi ve yukarıya çıktı. Kapıyı Mustafa K. açtı beni içeriye çağırdı. Birlikte yukarıya çıktık. Kadir G., Yetkin’e elindeki silahı İbrahim’e ver dedi. Yetkin silahı bana verdi. Kadir de de silah vardı. Ne oluyor diye sorduğumda Kadir bana “5 dakikalık bir işimiz var” dedi. Ne olduğunu söylemedi. Kadir bana sen ve Mustafa K.’nın bir motosiklete binmemizi söyledi. Biz de öyle yaptık. Diğer motosiklete ise Yetkin S. ve eşi Dilek bindi. Kadir, Mehmet ve Serdar da Kadir’e ait beyaz renkli bir araca bindiler. Kadir arabayı takip edin dedi. Yetkin S.’ın evinin önünde hep birlikte hareket ettik. Bu esnada Fırat Kıraathanesinin mevkiinde buluşalım dedi. Giderken çalışmış olduğum iş yerinin anahtarını bırakmam gerekiyordu. Önce oraya uğradık.
Daha sonra Fırat Kıraathanesinin olduğu alt caddeye motosiklet ile inerken Kadir G. ile karşılaştık. Bana Kadir eliyle kıraathaneyi göstererek “oraya sıkacaksın” dedi. Ben de hayır Kıraathaneye ateş edemem dedim. Ancak Kadir’den korktuğum için kabul ettim. Motoru Mustafa K. kullanıyordu. Ben de arkada oturuyordum. Kıraathaneyi geçtikten sonra havaya bir el ateş ettim. Daha sonra tekrar Mustafa K. ile birlikte Yetkin S.’ın evine geldik. Silahı Mustafa verdim. Bir iki dakika sonra Kadir geldi. Bana sordu ben de havaya ateş ettim. Bana kızarak “bak şimdi nasıl ateş edilir gör” dedi. Bende o sırada yürüyerek Yetkinin evinin oradan ayrılarak Yetkin’in evinin arka sokağındaki kendi evime gittim. Evde montumu alıp geri çıktım. Uyuşturucu bağımlısı olduğum için ailem ile sorunlarım vardı. Çalıştığım iş yerinde, camide, parkta kalıyordum. Evden çıkıp ana caddeye doğru gelirken 7-8 kez ateş sesi duydum. Evim ile Kıraathane arası çok yakın. Tekrar Kadir G. beni arayarak” neredesin ” diye sordu ve yerimi söyledim.
Bana Barak Mahallesine çağırdı. Oraya gittim. Kadir beni araca aldı. Araçta Mehmet D. de vardı. Bana “Oğuzeli’ndeki evime gideceğiz” dedi. Birlikte oraya gittik. Yolda 500 TL’lik yakıt aldı. Eve gittiğimizde Mehmet D. 5-10 dakika durup araç ile çıktı. 10-15 dakika sonra Yetkin S. ve eşi geldi. Alkol alındı. Dilek P. yemek yaptı. Mehmet D. ayrıldıktan 40-45 dakika sonra Yetkin ve eşi motor ile ayrıldılar. Kadir bana bugün burada kal dedi ve orada kaldım. Sabah oradan ayrıldım. Çalıştığım iş yerine gittim. Kolluk kuvvetleri beni aldı. Birinin vurulduğunu orada öğrendim. Olay iki defa olmuş biri benim havaya ateş etmem benden sonra da biri gidip Kıraathaneyi taramış. Mustafa K.’dan öğrendiğim kadarıyla benim havaya ateş etmemden sonra Kadir ve Yetkin Kıraathaneye giderek Kıraathaneye 7-8 kez ateş etmişler. Öncelikle beraatimi talep ediyorum” şeklinde konuştu.
Duruşma eksik evrakların tamamlanması için ileri bir tarihe ertelendi. -
Afyonkarahisar’da uyuşturucu ele geçirdi
Olay, merkeze Kozluca köyünde meydana geldi. M.A., isimli şahsın evinde kenevir yetiştirdiği bilgisini alan İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri şahsın ikametine baskın düzenledi.
Baskında arama yapan ekipler 160 kök ekili ve dikili halde 10-150 santimetre uzunluklarında yaş kenevir ele geçirdi.
Olayın ardından gözaltına alınan M.A.’nın işlemlerinin devam ettiği bildirildi.
-
Uyuşturucu satıcılarına şafak baskını
Mersin Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi, uyuşturucu sattıkları belirlenen şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.
Bu kapsamda, Mersin merkez, Tarsus, Silifke ve Anamur ilçelerinde kimliği tespit edilen 37 zanlıya yönelik dron destekli operasyon yapıldı. Günün erken saatlerinde gerçekleşen operasyona, 102 ekip ve 326 polis katıldı.
Eş zamanlı baskınlarda bazı adreslere “koçbaşı” kullanılarak girildi. Özel harekat polisleri, operasyon yapılan adreslerdeki sokakların giriş ve çıkışlarında uzun namlulu silahlarla güvenlik önlemi aldı.
Polisin zanlıları yakalamaya yönelik çalışması ve narkotik dedektör köpekleriyle adreslerdeki aramaları sürüyor.