Etiket: başörtüsü

  • Başörtüsü sebebiyle okula alınmadı

    Başörtüsü sebebiyle okula alınmadı

    Kağıthane’de bulunan bir koleje 21 Eylül 2022’de staj yapması için yönlendirilen başörtülü öğrenci Nezaket Akbulut’u okulun yönetmeliğini ve kuralları gerekçe göstererek başörtüsünü çıkarmadığı takdirde alamayacaklarını söylediği iddia edilen okul müdürü Özlem Öztoprak’ın yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 14. Asliye Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Akbulut katılmazken, tarafların avukatları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Birimi avukatı hazır bulundu.

    Başörtüsü bulunduğu için staja başlatmadığı belirtildi, 10 yıla kadar hapsi istendi

    Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, sanığın olay tarihinde müşteki Nezaket Akbulut’u başörtüsü bulunduğu için staja başlatmadığını aktardı. Açıklanan mütalaada, sanık Özlem Öztoprak’ın ‘kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi’ suçundan 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Açıklanan mütalaaya karşı savunma yapan sanık avukatı, müvekkilinin beraatını talep etti. Müşteki avukatı ise bir diyeceklerinin olmadığını ifade ederek sanığın cezalandırılmasını istedi.

    3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı

    Kararını açıklayan mahkeme, sanık Özlem Öztoprak’ın ‘kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi’ suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı.

    İddianameden

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü 3. sınıf öğrencisi Nezaket Akbulut’un Savcılığa şikayet dilekçesi sunduğu ve şikayetçi olduğu iddialar üzerine soruşturma başlatıldığı anlatıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan dilekçede, üniversitenin 3.sınıftan itibaren öğrencilerine staj yapacak yer ayarladığı, kendisini de Kağıthane’deki kolejde staj yapması için yönlendirildiği aktarıldı.

    Olay günü arkadaşıyla beraber bahse konu okula gittiğinin aktarıldığı dilekçede, burada müdür olan şüpheli Özlem Öztoprak’ın kendisine hitaben ‘okulun kılık, kıyafet yönetmeliği ve kurallarının olduğu, başörtülü hiçbir öğretmen ve öğrencinin okulda bulunmadığı ve bulunamayacağı, staj yapmak istemesi halinde başörtüsünü çıkarması gerektiği, aksi halde okula stajyer olarak alamayacakları’ ifadelerini kullandığı kaydedildi. Müşteki Akbulut’un bundan dolayı okula alınmaması nedeniyle mağdur olduğunu söylediği de belirtildi.

    Müşteki Akbulut’un arkadaşının da müştekiyi doğrular şeklinde ifade verdiğinin anlatıldığı iddianamede, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’te dahi kamu görevlisi kadınlar için baş açık olma şartının bulunmadığı belirtildi. İddianamede, müşteki Akbulut’un staj öğrencisi olması nedeniyle başörtüsü taktığı gerekçesiyle staja kabul edilmemesinin herhangi bir mevzuat dayanağının da bulunmadığı aktarıldı. Şüpheli Öztoprak’ın kanuni bir dayanağı olmamasına rağmen hukuka aykırı bir davranışta bulunarak müştekinin staj yapma ve eğitim hakkını kullanmasını engellediği de belirtildi.

    Hazırlanan iddianamede şüpheli Özlem Öztoprak’ın ‘kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi’ suçundan 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

  • Başörtüsünü bağlarken iğneyi yuttu

    Başörtüsünü bağlarken iğneyi yuttu

    Gaziosmanpaşa’da yaşayan 2 çocuk annesi 45 yaşındaki Semiha Keçeci, iddiaya göre 23 Ocak’ta acelesi olduğu için başörtüsünü düzeltirken ağzına aldığı iğneyi hapşırınca yuttu. Yaklaşık 3,5 santimlik iğneyi yuttuğunu anlayan kadın şok olurken bir anda acı içinde kaldı. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi acil servisinde tedavi altına alınan kadına hemen film çekildi. Toplu iğnenin mideye ulaştığı belirlenirken gerçekleştirilen endoskopik işlemle hastanın midesindeki iğne olduğu noktadan alındı. Keçeci, rahat bir nefes alırken, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. İsmail Çalıkoğlu, gerçekleştirilen tedaviye ilişkin bilgi verdi. Mideye ulaşan iğne filmdeki görüntüsüyle gözler önüne serilirken, Op. Dr. Çalıkoğlu, özellikle çocuklarda yabancı cisim yutmalarına karşı uyardı.

    “Hapşırma da olunca onunla beraber yuttum”

    2 çocuk annesi 45 yaşındaki Semiha Keçeci, “Lavaboda başörtümü takıyordum, olmaması gereken toplu iğneyi ağzıma koydum bir hapşırmayla yuttum. O an canım yandı, saplandığını hissettim, panik oldum. İstifrağ ettim, çıkmıştır diye baktım ama yoktu. Aşağı doğru indiğini hissettim. Beni apar topar acile götürdüler, film çektirdiler, ilgilendiler sonra midemde olduğunu söylediler. Korktuğum kadar değilmiş, şuan iyiyim, sağlığım yerinde ama kesinlikle ağızlarına almasınlar. Ufak bir şeydi ama çok kötü bir süreçti. Saçım çıkmıştı, tesettür olarak bir toparlayalım, çıkalım diye düşündük. Biraz paniktim, yetişmem gereken yerde vardı, o yüzden biraz acele ettim. Her zaman yakama takarım, hapşırma da olunca onunla beraber yuttum ama ben anında boğazıma battığını hissettim. Ben de panik atak var, bayağı bir panik oldum, boğazım sıkılıyor gibi oldu, bir ara nefes alamadım. Sonra arkadaşlar burnundan nefes al dediler, onları dinlemeye çalıştım. Korktum, korkmam mı bir şey olur diye, olabilirdi de çünkü hissettim boğazıma battığını sonra aşağı doğru inince biraz rahatladım. Ben yandım, başkaları yanmasın” dedi.

    “Zor da olsa özel aletlerimizi kullanarak iğnemizi çıkarttık”

    İğne tutan hastasının durumuna ilişkin bilgi veren Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. İsmail Çalıkoğlu, “Burası Prof. Dr. Hasan Bektaş Hocamızın sorumluluğunda, 24 saat prensibiyle çalışan bir ünite. Bizlerin karşısına yabancı cisim yutmaları, soluk borusuna kaçmalar şeklinde gelebilmekte. Balık, tavuk kemiği ve ya diş protezleri en sık bizim gördüğümüz yutulan cisimler arasında. Ülkemizde de sıklıkla iğne yutulması, çivi, vida yutulması gibi şeylerle de sıklıkla karşılaşıyoruz. Hastamız bize geldiğinde başörtüsünü bağlamak için kullandığı iğnesini bir süre ağzına almak istediğini belirtti. Daha sonra bir hapşırma gelişmiş, aniden nefes çekme olayı olduğu için yemek borusuna bu iğne kaçmış. Bir ihtimal bu soluk borusuna da gidebilirdi böyle ani nefes almalarda o zaman soluk borusunun incelenmesi gerekirdi, akciğere kaçardı. Bu şartlarda yemek borusundan midesine doğru ilerleme olmuş. Bize başvurduğunda bu işin üzerinden 2-3 saat geçmişti, iğne yavaş yavaş ilerlemişti. Biz acil servilerde yaptığımız görüntülemelerde iğnenin henüz daha midede olduğunu, daha fazla ileriyle gitmediğini gördük. Akabinde hastamızı endoskopi ünitemize aldık, burada yaptığımız endoskopide de tam mide çıkışında mide mukozası dediğimiz en iç tabasına saplanmış şekilde gıda artıklarının arasında durduğunun gördük. Zor da olsa özel aletlerimizi kullanarak iğnemizi tuttuk, daha sonra endoskopi kanalının içinden hastamıza herhangi bir zarar vermeden dışarıya çıkarttık. Bu iğnenin hastamıza bu aşamaya kadar herhangi bir zarar vermediğini yemek borusunda, midesinde yırtılma yapmadığını gördük” diye konuştu.

    “İğnemiz 3-4 cm boyutunda toplu bir iğneydi”

    İğnenin daha ileri bir noktaya gitmesi durumunda ameliyat gerekliliği oluşabileceğini söyleyen Op. Dr. Çalıkoğlu, “İğne saplandığı yerden daha da ilerlese midede, ince bağırsakta küçük de olsa delinmelere, bir ihtimal ameliyatla çıkarılması gerekliliği durumlarına ulaşabilirdi. Çok şükür ki hastamız şanslıydı, bize doğru zamanda gelmişti. Oyuncaklardaki küçük boncuklar, nazar boncukları, tespih tanesi, nohut, küçük parçalı oyuncaklar olabilir. Bunlar hep çocuklarımızın özellikle yemek borusuna gitse bile soluk borusuna giderek çok ciddi nefes durmaları ve sağlığı tehdit edici durumlar oluşabiliyor. Piyasada açıkta olan bazı deterjan ürünleri olabiliyor, bunları su şişelerine biriktirenler ve ya evde ne kadar deterjan kullanacaksa onları bardağa koyup bekletenler olabiliyor bunları da çocuklarımız, büyüklerimiz yanlışlıkla içebiliyor. Bunlara azami dikkat etmemiz lazım. İğne tutacaksa ağzında, vidalama yapacaksa tamir yaparken ağzına çivi almalar olabiliyor. Ağzımızı bunlarda kullanmamamız lazım çünkü aniden hapşırma, öksürmeyle ve ya kayma şekliden biz bunları tutamıyoruz. Yemek borumuza doğru inmeye başlıyor. İğnemiz 3-4 cm boyutunda toplu bir iğneydi. Ağırlığı toplu tarafında olduğu için ters doğru inmiş, hastamızda boğazında ve göğsünde acıtmalar yapmış” ifadelerini kullandı.

  • Başörtüsü teklifi TBMM’ye sunuldu

    Başörtüsü teklifi TBMM’ye sunuldu

    Başörtüsü Anayasa değişiklik teklifi ile temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılmasının hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamayacağı hüküm altına alınıyor.

    Hiçbir kadının dini inancı sebebiyle başını örtmesinin ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğretim, çalışma, seçme, seçilme ve diğer temel hak ve hürriyetleri kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yoksun bırakılamayacağı güvence altına alınıyor. Ayrıca teklifte aile müessesesinin korunması amacıyla evlilik birliğinin kadın ve erkeğin evlenmesiyle kurulabileceği belirtiliyor.

  • Adalet Bakanı Bozdağ’dan Anayasa açıklaması

    Adalet Bakanı Bozdağ’dan Anayasa açıklaması

    Adalet Bakanı Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kabine toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

    Adalet Bakanı Bozdağ, kapatılan Diyarbakır Cezaevi ile ilgili merkezi kütüphane ve müze haline getireceğini aktardı.

    Kötü hikayelere mekanlık etmiş böyle bir cezaevini açık tutmanın Türkiye için doğru olmayacağını söyleyen Bozdağ, “Türkiye’de darbelerle, acılarla, hak ihlalleriyle anılan 3 sembolik cezaevi vardı. Birisi Yassıada, 1960 darbesinin acılarını, hak ihlallerini ve cinayetini kapsıyordu. Orayı Yaslı ada değil, Demokrasi ve Özgürlükler adası yaptık. İkincisi, Ankara Ulucanlar Cezaevi, 12 Eylül’de Ulucanlar da maalesef pek çok acıya, tatsızlığa, hak ihlaline mekanlık etmiş ve acı hatıralarla anılan bir yerdi. Orayı da dönüştürdük, Kültür ve Turizm Bakanlığına devrettik, orası da müze olarak hizmet veriyor. Sonuncusu da Diyarbakır Cezaevi. 1978’de yapılmış ve 1980 darbesi sonrasında kimsenin arzu etmediği acılara mekanlık etmiş bir yer. Diyarbakır Cezaevini açık tutmak, Türkiye için doğru bir şey değildi. Şimdi Kültür Bakanlığı oraya bir hafıza müzesi ve kütüphane yapacak. Depreme dayanıklı mı değil mi, buna dair de bir analiz yapılacak” ifadelerine yer verdi.

    Anayasa sorusuna cevap veren Bozdağ, “Anayasa çalışmamız nihayete erdi. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edildi. Cumhurbaşkanımız, Grup Toplantısında açıklayabilir de açıklamayabilir de. Zamanlaması Cumhurbaşkanımızın takdirinde. 41’inci maddenin 1’inci fıkrası değiştiriliyor, 24’üncü maddeye de iki fıkra ekleniyor. Hem başı açık, hem başı örtülü olan, herkes için anayasal teminat getiriyoruz” dedi.

    “NATO’ya girmek istiyorlarsa sözlerini tutacaklar”

    Finlandiya hakkında da konuşan Bozdağ, “Siyasi bir konuşma değil, teknik düzeyde istişare yapacaklar. Açıklama gerektirecek bir durum olursa zaten duyururuz. NATO’ya girmek istiyorlarsa sözlerini tutacaklar. Bizim beyanlarımız çok açık, bize verdiği sözleri yerine getirecekler, NATO’ya giriş süreçlerini tamamlayacağız. Süreç başladı ama tamamlanmadı. Tamamlama, Meclis onayıyla olacak. Onay olmadıkça başlaması, bittiği anlamına gelmez. Meclis noktayı koyacaktır. Onlar sözlerini tutarsa, Türkiye zaten sözünde duran bir ülkedir ve sözünü tutar” dedi.

    Yeni infaz düzenlemesi ile ilgili de konuşan Bakan Bozdağ şu ifadelere yer verdi:

    “Yeni infaz düzenlemesiyle ilgili komisyon çalışıyor. Bunlar seçimden sonra yapacağımız işler. Şu anda yaptığımız taslak çalışmalar ayrı, nihayete erenler var, uzun vadeli olanlar var. Komisyonlar kuruldukça kamuoyuna duyuruyoruz, onlar çalışacak. Bilim Komisyonu kuruyoruz; hem kendi iç hukukumuzu, hem akademiyi, hem yargıyı, hem de uluslararası hukuku inceleyecekler. Bunlar zaman alacak. Bu çalışmalar bittikten sonra biz gündeme alacağız. Biz şimdi neler yapacağımıza dair hedefler ortaya koyduk ama muhtevayı henüz netleştirmedik. Bunlar seçimden sonra yapılacak.”

  • Bakan Bozdağ’dan başörtüsü açıklaması

    Bakan Bozdağ’dan başörtüsü açıklaması

    Katıldığı bir canlı yayında soruları yanıtlayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Anayasa değişikliği hususundaki çalışmaları anlatan Bakan Bozdağ, yapılacak değişiklikle başörtüsü konusunun ülke gündemine bir daha geri döndürülmemek üzere tarihe havale edilmiş olacağını kaydetti. 24. madde üzerinde bir düzenlemeyi hayata geçirmek üzere adım attıklarını belirten Bakan Bozdağ, “Doğru yerde bu konu din ve vicdan hürriyetinin, Anayasamızın ve Türkiye’nin taraf olduğu insan haklarına ilişkin sözleşmelerin teminatı altında olmasına rağmen burada uygulamada bir sorun olduğunu ve bunun doğru yerinin din ve vicdan hürriyetini teminat altına alan 24. madde olduğu şeklinde bir kanaat hasıl oldu. Şimdi bizim hazırlığımız 24. madde üzerinde bir fıkra eklemek suretiyle orada bir yeni düzenlemeyi hayata geçirmek ve Türkiye’de artık dini inancı sebebiyle başını örten ve kıyafet tercihinde bulunan vatandaşlarımız bakımından güvenceyi tahkim eden bir adım atıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Kadınlarımızın hepsinin hukukunu korumak bizim vazifemizdir” diyen Bozdağ, şöyle devam etti:

    “Kaygıları giderecek ve farklı yorumları ortadan kaldıracak bir formülasyon ortaya koyacağız. Amacımız da bu. Çünkü ‘Şuradan gider şöyle yasak koyarız, buradan girersek şunu yaparız’ gibi yani yasakçı zihniyete yol gösteren ya da onlara imkan veren bir düzenleme değil, hürriyeti teminat altına alan ve bu hürriyeti koruyan, yasakçı zihniyetin de bu hürriyeti ihlal etmesini engelleyen formüller içerecektir bu. Onun için de biz bu alanda yaptığımız düzenlemeyle daha doğru bir biçimde din ve vicdan hürriyetini, Anayasa’da yer alan temel hak ve hürriyetlerin kullanılması çerçevesinde hiç kimsenin engelleyemeyeceği bir düzenleme getirilerek, başı açık veya başı örtülü olsun fark etmez, kadınlarımızın hepsi bu milletin asil evlatlarıdır. Kadınlarımızın hepsinin hukukunu korumak bizim vazifemizdir. Birini ayırıp, başka bir gözle bakan ilkel bir anlayışı biz kabul etmiyoruz.”

    Türkiye’nin başörtü konusunda çok ciddi bedeller ödediğini belirten Bakan Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:

    “Başörtüsü konusu Türkiye’nin yaşadığı çok önemli sorunlardan bir tanesiydi vaktiyle. İnsanlar eğitim hakkını başını örttükleri için kullanamıyorlar, kıyafeti nedeniyle çalışma hakkını kullanamıyorlardı, siyasi faaliyette bulunma hakkını kullanamıyorlardı. Nitekim üniversitelerden atılmak zorunda kalan, dini inancı sebebiyle başını örtmekle eğitim hakkını kullanmaktan birini seçmek zorunda kalan nice kızımız, genç kadınımız eğitim hakkından vazgeçmiş. Pek çoğu zaten bu zorluğu gördüğü için de üniversite tercihlerine bile gitmemiş. Pek çok kişi de istihdam hakkını kullanamamış. Çalışırken başını örtmek tercihinde bulunan nice kadın da işinden olmuş, meslekten ihraç etmişler. Türkiye, dönüp baktığınızda başörtüsü yasağı ve zulmü nedeniyle çok ciddi bedeller ödemiş bir ülke.”

  • “Başörtüsü hakkının geriye dönüşü olamaz”

    “Başörtüsü hakkının geriye dönüşü olamaz”

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlenen Siyaset ve Liderlik Okulu 18. Dönem Eğitim ve Öğretim Yılı Açılış Törenine katıldı. Bahçeli, basına kapalı gerçekleştirilen törenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

    Başörtüsü konusunun TBMM’de çözüldüğünü ve tekrardan tartışmaya sebep olmasının üzücü olduğunu belirten Bahçeli, “Siyasi olaylar zaman içinde ani değişiklikler, ani gelişmeler göstermektedir. Türkiye’nin sosyal ve ekonomik meselelerinin, dış politikanın yoğunluk kazandığı dönemde, daha önce başörtüsü konusunu çözmüş olan TBMM’de, sanki konu çözülmemiş gibi olayın gündeme taşınmış olması ve tartışmaya sebep olması ülkemiz açısından çok üzücü olmuştur. Bu hak kullanılmaktadır, bunun geriye dönüşü söz konusu olamaz. Bu tartışmayı tamamen sonlandırmak, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin istikrar ve kalıcı yönetim şeklini sağlamlaştırmak açısından yeni bir anayasaya ülkemizde ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Bu çalışmalar Cumhur İttifakı’nı oluşturan partiler arasında eskiden beri görüşülmektedir. Önümüzdeki dönem itibari ile de bu inşallah gerçekleştirilecektir. TBMM’de Cumhur İttifakını oluşturan partilerin istişareleri sonucu bir metin TBMM’ye Anayasa değişikliği olarak sunulduğu vakit, MHP bunun gerçekleşmesi için elden gelen gayreti gösterecek. Meclis’te oluşan bütün siyasi partilerin de bu hayırlı teşebbüsü ortaya koymuş olan Cumhurbaşkanımıza ve onun yönetimine de saygı duyarak destek vermelerini de talep etmekte olduğumuzu burada belirtirim” ifadelerine yer verdi.

    “Seçim gününü sabırsızlıkla beklesinler”

    Seçim tarihinde üniversite sınavı ve hac dönemi nedeniyle değişiklik yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Bahçeli, “Başta Cumhur İttifakını oluşturan ve ülke yönetiminde de etkin bir konumda olan AK Parti ve diğer siyasi partiler ile bir istişare yapılarak, seçimlerin ne zaman yapılması gerektiği dikkate alındığı taktirde sunulacak bir metin TBMM’de görüşülür ve bir karara bağlanır. Ama şu an için Türkiye’nin sorunlarını ve dış politikanın çok yoğunlaştığı bir ortamda seçimlerin erkene alınma tartışması siyaseten malzeme yapılmamalıdır. Kendilerinin aday belirlemede zorluk çektikleri bir ortamda 6 masalı bir siyasi grubun erken seçim tartışmasını Türkiye’ye sunmuş olmaları çok yanlış bir davranıştır. Seçimler yasa çerçevesinde 18 Haziran 2023 tarihinde yapılacaktır. Ama Türkiye’nin şartlarında Meclis bir karar verir, mevcut yönetim böyle bir düşünceyi diğer siyasi partiler ile paylaşırsa Türkiye’de bir sosyal kargaşa, anarşi oluşturmak yerine belli bir kararı alır ve uygular. Hadi diyelim ki seçimler yarın gireceğiz; ama cumhurbaşkanı adayları yok, adayları olmadığı bir yerde gürültünün manası yok. Seçim gününü sabırsızlıkla beklesinler” değerlendirmesinde bulundu.

    “Mitinglerimize, toplantılarımıza devam ediyoruz”

    İl ve ilçe teşkilatlarındaki çalışmalarını tamamladıklarını ve hafta sonu itibari ile köy çalışmalarının başladığını kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:

    “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi başarılı hizmetler sunuyor. İl, ilçe teşkilatlarımızda faaliyetlerimizi tamamladık. Bu cumartesi ve pazar günü olmak üzere belli illerde başlayan köy çalışmalarına girdik. Köy sohbetleri Türkiye’de siyasi partilerin sadece seçim belirlendiği gün köylere gidiş değil, seçim olmadan köylü vatandaşlarımız ile sohbet yapma maksadı ile ve Türkiye’nin meselelerinin ve çözümlerinin ne olması gerektiğini milletimizin efendisi olarak nitelendirilen köylümüz ile paylaşmayı tercih ederek yola çıktık. Mitinglerimize, toplantılarımıza devam ediyoruz. Ayın 16’sında Konya’da, 23’ünde de Manisa’da olacağız.”

  • Bozdağ: Başörtüsü teklifini Pazartesi sunacağız

    Bozdağ: Başörtüsü teklifini Pazartesi sunacağız

    Bakan Bozdağ, TBMM’de gazetecilerin sorularını cevapladı.

    Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü açıklamalarına ilişkin soru üzerine, Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaları önemsediğini belirtti. Bozdağ, “Anayasa değişikliği yapılıp, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmemiş olsaydı, yüzde 50 artı bir hükümet için zorunlu olmasaydı, ne altılı masa olurdu, ne yedili masa olurdu ne de Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün öyle bir açıklama yapmak zorunda kalırdı. Bu zorlamanın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğal sonucu olduğunu düşünüyorum. Muhafazakar seçmenler, milliyetçiler, bu ülkede farklı görüş ve kanaatlere sahip insanlarda seçim sonrasına dair kaygılar oluştu. Sayın Kılıçdaroğlu seçime dönük stratejik bir adım atıyor. Endişeli olanların korkularını gidermeye yönelik görüyorum” ifadelerini kullandı.

    Bozdağ, Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ ifadelerini yüksek sesle dile getirmesi gerektiğini belirterek, “Kimlerle helalleşecek? Bugüne kadar başörtüsünü örttüğü için eğitim hakkı çalınan, hayalleri elinden alınan kadınların hepsinden, onları yetiştiren anne ve babalarından, yakınlarından, benden önceki CHP zihniyetinden yapılan haksızlıklardan, zulümlerden dolayı CHP adına özür dilemesi lazım. CHP Genel Başkanı şahsen mi özür diliyor, CHP tüzel kişiliği adına mı özür diliyor, yoksa kendi özrü mü” şeklinde konuştu.

    Bozdağ, başörtüsü teklifine ilişkin çalışmaların başladığını hatırlatan gazeteciye, “Bugün grup başkanımız, grup başkanvekillerimiz katıldı, hem de siyasi hukuki işler genel başkan yardımcılarımızdan bazıları, Adalet ve Anayasa Komisyonu başkanlarımızın katılımıyla geniş bir değerlendirme ve istişare toplantısı yaptık” dedi.

    Bozdağ takvim konusunda, “Biz çalışmalarımızı pazartesiye kadar netleştirip Cumhurbaşkanımıza arz etmeyi planlıyoruz” dedi. Bozdağ, çalışmaların devam ettiğini ve teklifin birkaç maddeden oluşabileceğini ifade etti. CHP’nin teklifinin sorunu çözüp çözmeyeceğine ilişkin soruya Bozdağ, “Cumhuriyet Halk Partisi teklifi sorunu çözen bir teklif değil, çözülmüş olan bir sorunu yeniden soruna ve krize dönüştürmeye aday bir teklif. Teklif metni eğitim öğretim hakkını gözetmiyor, ortaöğretim, yükseköğretim okuyan kadınların başörtüsü takıp takmamasını güvence altına almıyor. Bir mesleği icra eden kadınları kapsıyor, diğer kadınları kapsamıyor” cevabını verdi.

  • Başörtüsüyle ilgili Anayasa çalışmaları başladı

    Başörtüsüyle ilgili Anayasa çalışmaları başladı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün AK Parti Grup Toplantısı’ndaki açıklamalarının ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, başörtüsü düzenlemesini içeren anayasa değişikliğine ilişkin kanun teklifiyle ilgili çalışma yapılması için Mevzuat Genel Müdürlüğüne talimat verdi.

    Mevzuat Genel Müdürlüğü yetkilileri talimat sonrası teknik çalışmalara başladı. Anayasa değişikliğine ilişkin kanun teklifinin, çalışmaların ardından Bakan Bozdağ tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulması, teklifin daha sonra da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine getirilmesi bekleniyor.

    Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Sayın Cumhurbaşkanımızın grup toplantısında verdiği talimatı aldık. Anayasa değişiklik teklif taslağı hazırlama çalışmalarımıza başlıyoruz” açıklamasında bulunmuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CHP’ye başörtü tepkisi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CHP’ye başörtü tepkisi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gençlik ve yerel yönetimler” temalı “Tam Bana Göre Festivali”nde konuştu.

    Festivalde gençlerin eğlenceli vakit geçirmenin yanı sıra AK Partili belediyelerin kendileriyle ilgili projelerini öğreneceğini de belirten Erdoğan, festivalde 150 belediyenin stant ve etkinliklerinin gençlerle ve vatandaşlarla buluşturulacağını kaydetti.

    Erdoğan, ”Geçen seneki festivalimiz bu bakımdan verimli geçti. Belediyelerimiz aracılığıyla sunduğumuz hizmet sayılarını sizlerden gelen tekliflerle artırdık. Genel Merkez Gençlik Kollarımız bu sene ilk kez oy kullanacak 6 milyon genç başta olmak üzere tüm kardeşlerimize ulaşma hedefiyle gece gündüz demeden çalışıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığımız sizlerin hayatını kolaylaştıracak, ihtiyaçlarınızı giderecek pek çok yatırım, eser ve hizmeti devreye alıyor. Siyaset kurumuyla, resmi kurumuyla sizlere daha iyi hizmet etmek için tüm imkanları seferber ediyoruz. İnşallah bu yılki festivalin her açıdan başarılı geçeceğine inanıyorum. Festival kapsamında ödülleri vereceğimiz belediye ve başkanlarımızı tebrik ediyorum” dedi.

    Erdoğan, gençleri festivale davet ederek, “Sizler sadece ailelerinizin değil ülkemizin de geleceğisiniz. Sizler büyük ve güçlü Türkiye’nin mimarlarsınız. Siyasete gençlik kollarında başlamış bir büyüğünüzünüm. 40 yılı aşan siyasi hayatım boyunca hep gençlerle yol yürüdüm. Sizin yol ve dava arkadaşlığınızı daima baş üstünde tuttuk. Türkiye’nin istikrarsızlıklarla boğuştuğu bir dönemde İstanbul Belediye Başkanlığı’na giden yola gençlerimizle beraber çıktık. Okuduğumuz bir şiir sebebiyle görevden alınana kadar genç ve dinamik ekiple İstanbul’umuza hizmet ettik. Yeni bir yola çıktığımız 2021 yılında milletin umudu AK Parti’yi gençlerimizle birlikte kurduk” açıklamasında bulundu.

    “Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle birlikte inşa edeceğiz”

    AK Parti kadrolarında genç isimlerin siyasete atıldığını söyleyen Erdoğan, “Partimizin kademelerinde gençlere güvendik, yeni yüzleri Türk siyasetine kazandırdık. Tüm karar alma süreçlerine gençleri dahil ettik. Muhalefet gençleri çoluk çocukla dolduracaksınız derken gençlerimizin tıpkı seçim gibi seçilme yaşlarını da 18’e indirerek sizlere olan güvenimizi gösterdik. Birilerinin gençlerimizi çeşitli harflere hapsetme teşebbüslerine rağmen TEKNOFEST gençliği maşallah gümbür gümbür geliyor. Sizlerin başarılarından, sizlerin kalıplara, harflere, şablonlara sığmayan özgüveninizden gurur duyuyoruz. İnşallah ‘Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle birlikte inşa edeceğiz. Seçim günü geçtikten sonra gençlerin dönüp yüzüne bakmayanlar, sandık ufukta belirince birden gençleri hatırladılar. Gençlerimizi görünce değiştirecek yol arayanların şimdi gençlere ulaşmak adına kendilerini düşürdükleri komik durumları ibretle takip ediyoruz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, başörtüsüyle ilgili anayasa teklifine ‘hayır’ cevabı veren CHP yönetimine tepki gösterdi. Erdoğan, “Gece yarısı başörtüsü ile ilgili açıklama yapan Bay Kemal ardından bugün anayasa değişikliğine kabul oyu vermeyiz dedi. Bunlar yalancı yalancı. Bunlarda dürüstlük yok. Eğer samimi isen, dürüstsen yasa değişikliğine zaten ihtiyacımız yok. Buyur gel anayasa değişikliğini yapalım. Yapamazlar, gelemezler. Çünkü dürüst değiller. Bugüne kadar gençlerimizin hayrına tek bir adım atmayanlar şimdi çıkmış ‘Benimle misiniz?’ diyerek gençleri adeta sorguya, adeta hesaba çekiyorlar. Grup toplantılarında gençleri hizaya dizip yoklama alanları yüzümüz kızararak izliyoruz. Biz gençlere güvensizliğin, gençleri hafifsemenin işaretleri olan bu hoyratlıkları kale bile almadan bu ülkenin gençlerine güveniyoruz. Gençlere sabah akşam karamsarlık aşılamayı siyaset sanan kifayetsiz muhterislere, bütün bunlara rağmen biz size inanıyoruz. Bu inancımızı da başkaları gibi sadece lafta bırakmıyor, icatlarımızla, reformlarımızla, hayata geçirdiğimiz hukuki düzenlemelerle, sizler için yaptığımız eser ve hizmetleri açıkça ortaya koyuyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

    “Gençlerimizin arasına aşılmaz duvarlar ördüler”

    Erdoğan, geçmişte gençler üzerinde oyunlar oynandığını belirterek, “Biz gençlik yıllarımızı ülkemizin istikrarsızlıklarla, terörle, sosyal ve ekonomik krizlerle boğuştuğu gerçekten zor bir dönemde geçirdik. Yüreğimizin kıpır kıpır olduğu o günlerde sokak darbelerinden geri kalmışlığa kadar pek çok sıkıntı yaşadık. Daha ömürlerinin baharındayken bu ülkenin nice genç değeri harcanıp gitti. Yurt dışından ithal ideolojilerle Türk-Kürt, sağcı-solcu diyerek, Sünni-Alevi diyerek gençlerimizin arasına aşılmaz duvarlar ördüler. Siyasi parti görünümlü fitne yuvalarında kurdukları tuzaklarla kandırdıkları gençlerimizi bölücü terör örgütünün savaş ağlarına peşkeş çektiler. Bu evlatlarımızın kalem tutması gereken ellerine silah vererek ülkemizin ve milletimizin üstüne saldılar” dedi.

    “28 Şubat zihniyetinin Türkiye üzerine karabasan gibi çöktüğü günlerde hayatları karartılan gençlerimiz oldu” diyen Erdoğan şunları kaydetti:
    “Haksız, hukuksuz, keyfi bahanelerle kızlarımızın eğitim haklarının gasp edildiği, saçından, sakalından, kılık kıyafetinden dolayı gençlerimizin ötekileştirdiği karanlık günler geri kaldı. Sizler AK Parti Türkiye’sinde doğduğunuz. Annelerinizin babalarınızın maruz kaldığı yasaklarla, faşizmle karşılaşmadınız. Üniversite kapılarında ikna odalarının kurulduğu o meşum günleri hamdolsun yaşamadınız. Gençler elbette bedel ödedik, zorluklara göğüs gerdik, vesayetten terör örgütlerine nice odaklara maruz kaldık. Ama hiç kimsenin eski karanlık günlerine geri döndürmesine müsaade etmedik. Hak ve özgürlükler konusunda attığımız her adımı iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi kapısında nöbet tutan muhalefete rağmen ülkemiz demokrasisini ayıplarından kurtardık. Bizim hangi kökene, meşrebe, siyasi görüşe sahip olursa olsun tek bir gencimiz dahi yoktur.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkent Millet Bahçesi’nde düzenlenen “Tam Bana Göre Gençlik Festivali”nin açılışında “Sakarya Türküsü” şiirini de okudu. Festivalde başarılı gençlik projeleri olan belediyeler ödüllendirildi. Tuzla Belediyesi İyilik Şampiyonası Projesi de “Genç Belediye” ödülüne layık görüldü.

  • Başörtüsü teklifi TBMM’de

    Başörtüsü teklifi TBMM’de

    CHP’nin Başörtüsüne ilişkin teklifi TBMM Başkanlığı’na sunuldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve üç Grup Başkanvekilinin imzasını taşıyan teklif yürütme ve yürürlülük maddeleri dahil olmak üzere üç maddeden oluşuyor.

    Teklifin gerekçesinde ise Anayasa’nın ikinci maddesi hatırlatılarak, ‘Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir’ ifadesiyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı belirtildi.

    Teklifin gerekçesinde şunlar kaydedildi:

    “Demokratik, laik hukuk devletlerinde bireylerin sahip olduğu dini inanç ve kanaat hürriyeti hiçbir sınırlamaya tabi tutulamaz. Laiklik, din ve vicdan hürriyetini engelleyecek biçimde yorumlanamaz; aksine laiklik din ve vicdan hürriyetinin kullanılmasının teminatıdır. Dini konulardaki bireysel tercihler ve bireylerin yaşam tarzı devletin müdahalesi dışında olduğu gibi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 19’uncu maddesiyle teminat altına alınan ifade özgürlüğü, kıyafetini seçme özgürlüğünü de kapsamaktadır.”