Dilan Polat ve Engin Polat soruşturması hakkında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığından basın açıklaması yapıldı. Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, “Cumhuriyet Başsavcılığımıza Engin Polat, Dilan Polat ve diğer şüpheliler hakkında ihbarda bulunulması üzerine şüpheliler hakkında 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’na muhalefet, 7258 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından soruşturma işlemlerine başlanılmıştır. Yürütülen soruşturma kapsamında şüpheliler hakkında Yurt Dışına Çıkış Yasağına ilişkin adli kontrol tedbiri uygulandığı, ayrıca CMK 128. Madde kapsamında şüphelilerin tüm malvarlıklarına el konularak dosya hakkında kısıtlılık kararı verilmiştir. Soruşturma kapsamında maddi gerçeğin her yönüyle açığa çıkarılması amacıyla gereken işlemler titizlikle sürdürülmektedir” ifadelerine yer verildi.
Etiket: başsavcılık
-
Ümitcan Uygun, Esra Hankulu’nun ölümü sonrası gözaltında! Başsavcılıktan açıklama
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ümitcan Uygun’un gözaltına alındığı, Esra Hankulu’nun ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma dair açıklama yaptı.
Hankulu’nun ölümünün 3 Ağustos’ta bildirilmesi üzerine soruşturma başlatıldığı, aynı gün olay yerinde adli inceleme ve araştırma yapıldığı belirtildi.
Açıklamada, “Yine ölenin vücudu üzerinde Cumhuriyet Başsavcılığımızca gerekli ölü muayene işlemleri yapılması sonucunda şahsın kesin ölüm nedeninin tespiti için klasik otopsi işlemi yapılmak üzere ceset Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevk edilmiştir” denildi.
Olay günü evde bulunan F.G., D.C. ve Ümitcan Uygun’un, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 3 Ağustos tarihli talimatı üzerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Cinayet Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındığı kaydedilerek, “Soruşturmanın bulunduğu aşama, şüpheli sayısı dikkate alınarak Cumhuriyet Başsavcılığımızca 04/08/2021 tarihinde şüpheliler F.G., D.C. ve Ü.U.’nun (Ümitcan Uygun) gözaltı süresinin 1 gün süreyle uzatılmasına karar vermiştir.
Olayla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturma etraflıca ve titizlikle sürdürülmektedir” denildi.
-
“Help Turkey” paylaşımlarına soruşturma
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medyada orman yangınlarıyla ilgili “Help Turkey” etiketiyle yapılan ve suç unsuru teşkil eden paylaşımlara ilişkin resen soruşturma başlattı.
Başsavcılıktan yapılan açıklamada bazı illerde orman yangınlarının çıktığı 28 Temmuz 2021 tarihinden bu yana bir kısım haber ve sosyal medya sitesi üzerinden yapılan paylaşımlarla ilgili teknik inceleme ve araştırma yaptırıldığı belirtildi.
Bu inceleme ve araştırma neticesinde bazı kişi ve grupların gerçek veya bot hesaplar üzerinden organize bir şekilde halk arasında endişe, korku ve panik yaratmaya, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini aşağılamaya çalıştıklarının saptandığı belirtilerek, “Söz konusu hesaplar ile yangın olayına ilişkin bilgi kirliliğine yol açan gerçek dışı içeriklerin dolaşıma sokulduğu, konuya hassasiyeti olan sosyal medya kullanıcılarının tahrik edilmesiyle kaos ortamı yaratılmaya çalışıldığı, daha önce de bu hesaplar üzerinden benzer yöntemlerle terör örgütlerinin propagandalarının yapıldığı, dezenformasyon ve yıpratma haberlerinin ön planda tutularak çoklu bir strateji belirlendiği, araç olarak ise Twitter isimli sosyal medya platformunun aktif kullanıldığı (#helpturkey ana başlığı altında yapılan paylaşımlar, Militer Doktrin ve News Page Turkish isimli Twitter hesaplarında yapılan paylaşım ve yorumlar) tespit edilmiştir” denildi.
MANİPÜLASYON VE ASILSIZ İDDİALAR
Açıklamada “Paylaşımların içeriklerinin tetkiki neticesinde; teknik düzlemde bir manipülasyonla birlikte asılsız iddia ve haberlerin dolaşıma sokulması gibi stratejiler izlenerek yangınla mücadele eden ilgili kamu görevlilerinin ve gönüllülerin yangının söndürülmesine yönelik çalışmalardaki moral ve motivasyonunu olumsuz yönde etkileyen, bölge halkını ümitsizliğe sevk eden, yangınla mücadelede devletin acziyet içerisinde olduğunu gösteren görsel ve yazılı içeriklerin suç oluşturduğu değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmenin sonucunda Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ‘kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’, ‘Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini aşağılama’, ‘halk arasında endişe, korku ve panik yaratma’, ‘toplumun belli bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik etme’ gibi suçların işlendiği kanaatine varılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Bu itibarla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca suç unsuru içerdiği tespit edilen paylaşımlarla ilgili re’sen soruşturma başlatıldığı kaydedildi.
-
Elmalı davasıyla ilgili savcılıktan açıklama
Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı, iki kardeşin istismarına ilişkin gündeme gelen iddialarla ilgili açıklama yaptı.
Başsavcılıktan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Bazı sosyal medya platformlarında Antalya ili Elmalı ilçesinde 2019 yılında gerçekleştiği iddia edilen iki çocuğun istismar edilmesi olayı ile ilgili yürütülen yargılamaya ilişkin bir kısım iddialar karşısında kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacı ile basın açıklaması yapılması gereği hasıl olmuştur.
5 Mayıs 2020 tarihinde mağdur çocukların babaanneleri tarafından, 2019 yılında Finike ilçesinde anne, üvey baba ve dayıları tarafından çocukların cinsel istismara uğradıkları iddiaları ile Balıkesir / Edremit Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve şikayette bulunulmuştur. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından derhal soruşturmaya başlanılmış ve çocuklara psiko sosyal destek verilerek çocuk izlem merkezinde beyanları alınmıştır.
Yürütülen soruşturma neticesinde elde edilen bulgular ve çocuklara karşı nitelikli cinsel istismar eylemlerinin gerçekleştirildiği yönünde yeterli şüphe oluştuğu kanaatiyle 24 Temmuz 2020 tarihinde düzenlenen iddianame ile sanıkların cezalandırılması istemiyle Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açılmıştır.
Delillerin tam olarak toplanmamış olması, delillerin karartılma ihtimalinin bulunması gerekçeleri ile 16 Ekim 2020 tarihinde Mahkemesince sanıkların tutuklanmasına karar verilmiştir. Yargılama sürecinde delillerin toplanmış olması ve alınan beyanlardaki çelişkiler dikkate alınarak sanıkların 5 Ocak 2021 tarihinde tutuksuz yargılanmalarına karar verilmiş ve Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından bu karara itiraz edilmiştir. Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından itiraz reddedilmiştir.
5 ay önce tutuksuz yargılanmalarına karar verilen sanıklar hakkındaki yargılama süreci devam etmekte olup, son duruşma 21 Mayıs 2021 tarihinde yapılarak, duruşması 17 Eylül 2021 tarihine bırakılmıştır.
Yargılama sürecinde alınan mağdur beyanları ve toplanan tüm deliller mahkemesince birlikte değerlendirilecek olup, nihai karar bağımsız ve tarafsız yargıya aittir.
Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından yargılama süreci titizlikle takip edilmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
-
Başsavcılıktan Enis Berberoğlu talebi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına uyularak Enis Berberoğlu hakkındaki infaz işlemlerinin durdurulmasını talep etti.
Başsavcılıkça İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen talep yazısında, eski CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun Anayasa Mahkemesi’ne yapmış olduğu bireysel başvurunun 21 Ocak’ta karara bağlanarak oy birliğiyle başvurusunun kabul edilebilir bulunduğu belirtildi. Yazıda, “AYM kararında sanık Kadri Enis Berberoğlu’nun Anayasa’nın geçici 20. Maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra yapılan seçimlerde milletvekili seçilmesi nedeniyle tekrardan yasama dokunulmazlığını elde ettiğini, ancak yargılamaya devam edilmesi nedeniyle sanık Kadri Enis Berberoğlu’nun Anayasal siyasi faaliyette bulunma ve seçilme hakkının ihlal edildiğine karar verildiği” kaydedildi.
“Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları kabul ve karara bağlama noktasında Anayasaya tarafından yetkilendirilmiş olup kararları Anayasal olarak bağlayıcı niteliktedir” vurgusu yapılan yazıda, “Anayasa Mahkemesi’nin 21 Ocak 2021 tarihli kararında da belirtildiği üzere sanık Kadri Enis Berberoğlu hakkında yeniden yargılamanın kabulü, hakkında verilmiş mahkumiyet hükmüne ilişkin infaz işlemlerinin durdurulması, sanığın hükümlü statüsü sona erdirilerek hakkında yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi ve sanık Kadri Enis Berberoğlu hakkında TBMM’den dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin fezleke düzenlenmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur” ifadeleri kullanıldı.
OLAYIN GEÇMİŞİ
MİT TIR’larının durdurulması görüntülerini verdiği iddiasıyla Enis Berberoğlu, “Devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklamak” suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası Yargıtay’da onanmıştı. Onama üzerine milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu, Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş ve Berberoğlu hakkında yeniden yargılama kararı verilmişti. Kararı değerlendiren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi ise yeniden yargılama yapılmasına yer olmadığına karar vermişti. Enis Berberoğlu ise avukatları aracılığıyla bir üst mahkeme olan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi sunmuştu. İtirazı değerlendiren İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi de itiraza ilişkin karar verilmesine yer olmadığına hükmetmişti. Mahkeme kararında, “yeniden yargılama ile ilgili ve müteakip işlemlere ilişkin kararı vermekle görevli mahkemenin ihlal kararının kaynağı olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi olduğu değerlendirilerek, Anayasa Mahkemesi’nin ihlalin giderilmesine ilişkin görevin İstanbul Bölge Mahkemesi 2. Ceza Dairesi olduğu kanaatine varılarak ve mahkememizin değişik iş talebi olarak geldiği ve görevsizliğe ilişkin mahkememizce gözönünde bulundurularak vaki itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ifadelerine yer verilmişti. Bunun üzerine Berberoğlu’nun avukatları da yeniden Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
-
Kadir Şeker’e verilen hapis cezasında yeni gelişme
Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca, sevgilisini darbettiğini düşündüğü kişiyi engellemek isterken öldüren Kadir Şeker’in, yargılandığı davada 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kararın bozulması için istinafa gidildi.
Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince açıklanan gerekçeli kararın ardından Cumhuriyet Başsavcılığı, kararın kaldırılması için Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi Başkanlığına itiraz dilekçesi sundu.
Dilekçede karar değerlendirmesine ilişkin bir Yargıtay kararı örnek gösterildi, Şeker’e ilişkin kararda cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesinde hukuka aykırı davranıldığına dikkati çekildi.
İtiraz dilekçesinde, şunlar kaydedildi:
“Alkollü Özgür Duran’ın, yanlarına gelen Kadir Şeker’e küfür etmesi, yanlarından ayrıldıktan sonra da maktulün Şeker’e küfür etmeye devam etmesi, ‘seni bulacağım’ dedikten sonra, Şeker’in ‘bulamazsın’ demesi üzerine, alkollü olan maktul Duran’ın, Şeker’in üzerine giderek yumruk ve tekmeyle vurması, iki eliyle sanık Şeker’in boğazını sıkması, Şeker’in nefes almakta zorlandığını beyan etmesi, bu aşamaya kadar herhangi bir karşılık vermemesi, mahkemece de bunun kabul edilmesi karşısında; sanık Şeker ile maktul Duran’ın, yaşı, vücut yapısı, güç dengesi dikkate alındığında olayda TCK 27/2 maddesinin uygulama yeri olmasa da (Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2007/1988 esas, 2007/865 sayılı kararının içeriğine göre), sanık Kadir Şeker’e yönelik maktul Özgür Duran tarafından işlenen suçların, (hakaret, kasten yaralama) niteliği, maktul Duran tarafından sanık Şeker’in boğazının sıkılması nedeniyle, Şeker’in geçirdiği tehlikenin ağırlığı karşısında, ceza adaleti yönünden Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasında, cezanın asgari hadden 12 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi gerekirken, asgari haddin üzerinde, 15 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesinde hukuka aykırı davranıldığı kanaatine ulaşılmakla, hükmün istinaf incelemesi sonucu bozulmasına karar verilmesi kamu adına talep olunur.”
NE OLMUŞTU?
İddiaya göre, üniversiteye hazırlanan Kadir Şeker, 5 Şubat’ta merkez Selçuklu ilçesi Kosova Mahallesi’ndeki parkta duyduğu tartışma sesleri üzerine bir kadının şiddet gördüğünü düşünmüş, çifti ayırmaya giden genç, bu sırada Özgür Duran’ın sözlü ve fiziki müdahalesiyle karşılaşmıştı.
Kadir Şeker’i bir süre kovalayan ve darbeden Özgür Duran, boğuşma sırasında aldığı bıçak darbesiyle yere yığılmış, göğsüne aldığı yara nedeniyle ambulansla Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan Duran hayatını kaybetmişti.
Polis ekipleri, olay yerindeki kan izlerini takip ederek Şeker’i, ikamet ettiği teyzesinin evinde gözaltına almıştı.
Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Şeker hakkında “haksız tahrik altında kasten öldürme” suçlamasıyla 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
Mahkeme, sanık Şeker’e “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası vermişti. Heyet, Şeker’in cezasını haksız tahrik nedeniyle 15 yıla, iyi hal indirimiyle de 12 yıl 6 aya düşürmüştü.
-
Başsavcılıktan Charlie Hebdo yetkililerine soruşturma
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret içerikli karikatür nedeniyle Fransız Charlie Hebdo isimli derginin yetkilileri hakkında soruşturma başlattı.
Başsavcılıktan yapılan açıklamada, “Charlie Hebdo isimli derginin yetkilileri hakkında Türk Ceza Kanunu 12, 13 ve 299’uncu maddeleri gereğince Cumhurbaşkanına hakaret suçundan resen soruşturma başlatılmıştır.” ifadelerine yer verildi.
-
Adalet Bakanı’ndan Başsavcılıklara Covid-19 uyarısı
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 1 Eylül’de başlayacak adli yılla birlikte adliyelerde yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı tedbirlere uyulması konusunda başsavcılıkları uyardı. Gül, ‘Adalet Hizmetlerinde Koronavirüs Tedbirleri Kapsamında Yeni Çalışma Esasları Kılavuzu’nda yer alan önlemleri hatırlatarak, yeni dönemde de tedbirlere aynı titizlikle uyulmasını istedi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; 1 Eylül’de başlayacak adli yılla birlikte adliyelerde hakim-savcı, adli personel ile vatandaşların korunması, salgının bulaşı riskinin azaltılması ve yayılmasının engellenmesi amacıyla bir yazı yayımlandı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül imzalı, ‘Covid-19 Salgınına Yönelik Tedbirler’ konu başlıklı yazıda, Sağlık Bakanlığının kararları ve Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda adliyelerde alınan önlemlerin salgının bulaşı riskinin azaltılmasında önemli katkısı olduğu belirtildi. Yazıda adliyelerde alınacak tedbirleri belirleyen ve 29 Mayıs 2020’de yayınlanan ‘Adalet Hizmetlerinde Koronavirüs Tedbirleri Kapsamında Yeni Çalışma Esasları Kılavuzu’nda yer alan önlemler hatırlatılarak, yeni dönemde de kılavuzda yer alan tedbirlere aynı titizlikle riayet edilmesi istendi.
10 MADDELİK HATIRLATMA
Kılavuzda yer alan önlemlerin ilk günden itibaren adliyelerde hemen hayata geçirildiği ve uygulandığına dikkat çekilen yazıda, salgınla ilgili 10 maddelik hatırlatmada bulunuldu. Buna göre; Yeni Çalışma Esasları Kılavuzu’nda yer alan tedbirlere titizlikle riayet edilecek. Adliye girişlerinde ve bina içlerinde yoğunluğu ve beklemeyi önleyecek ilave uygulamalar hayata geçirilecek. Hizmet binalarının temizliğine ve maske kullanımına dikkat edilecek. Fiziki teması en aza indirmek için ön büroların faaliyetleri artacak. Covid-19 tanısı konulan ya da temaslı olması nedeniyle takibe alınan personele ilişkin işlemler gecikmeksizin yapılacak ve bu personelin tedavi süreçlerindeki ihtiyaçları takip edilecek. Çalışma alanlarında bulunabilecek kişi sayısı kılavuzda yer alan esaslara uygun biçimde ayarlanacak. Kılavuzda yer alan önlemlerin hayata geçirilmesi için hijyen malzemeleri ile ekipmanların hizmetlerin aksamasına sebebiyet vermeyecek şekilde temin edilecek. Tutukluların ceza infaz kurumlarından, adliyelere nakilleri sırasında gerekli önlemler alınacak. İcra ve iflas dairelerinde vatandaşlar ile avukatların işlerini kolaylaştıracak ilave önlemler hayata geçirilecek. Ayrıca il bazında alınmasında yarar görülen tedbirler de İl Pandemi Kurulları ile görüşülerek alınacak.
ADALET BAKANLIĞINDAN ESNEK ÇALIŞMA GENELGESİ
Cumhurbaşkanlığı Genelgesi sonrasında, Adalet Bakanlığı da esnek çalışma genelgesi yayımladı. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül imzalı ‘Covid-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler’ konu başlıklı genelge, Bakanlık merkez ve diğer bağlı birimler ile tüm başsavcılıklara ve bölge idare mahkemesi başkanlıklarına gönderildi. Genelgede, esnek çalışmaya dair yetki birim amirlerine bırakılarak, esnek çalışmanın iş ve personel durumu gözetilerek ve hizmeti aksatmayacak şekilde yapılması istendi.