Etiket: batman

  • Asit taşıyan tırda sızıntı meydana geldi

    Asit taşıyan tırda sızıntı meydana geldi

    Alınan bilgilere göre, Batman-Diyarbakır kara yolu üzerinde Diktepe mevkiinde İran menşeili tırda bulunan asit yüklü bidonlardan sızıntı meydana geldi.

    Tırı yol kenarın çeken sürücü, 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine sevk edilen AFAD ve itfaiye ekipleri çevre güvenliği aldıktan sonra itfaiye aracıyla su ile asit seyrelterek etkisizleştirildi.

  • Batman ADSM hastane statüsüne kavuştu

    Batman ADSM hastane statüsüne kavuştu

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Batman Valisi Ekrem Canalp, AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu ve İl Sağlık Müdürü Semih Canpolat’ın girişimleri sonucu Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın destekleri ile Batman Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, Batman Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi oldu. Batman Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinin hastaneye dönüşmesi ile artık Batman’daki diş hastalarının diğer illere sevk edilmeyeceği belirtildi.

    Hastane müjdesini kente duyuran İl Sağlık Müdürü Semih Canpolat, Batman’ın bölgenin sağlık merkezi konumunda olduğunu söyledi. Artık Batman’da önemli diş ameliyatlarının da yapılabileceğini belirten Canpolat, “Bu önemli değişiklikle birlikte uzman diş hekimi kadro sayımız ve çeşitliliği artacak, sağlık personel sayımız artacak ve dışarı sevk sayılarımız azalacaktır. Hastanemize ayrıca 5 yatak tahsis edilmesiyle, genel anestezi altında yapılan işlemlerin eğitim ve araştırma hastanesi yerine hastanemizde yapılmasıyla beraber, sadece diş çekimleri değil, diğer işlemler de yapılabilecek. İleri düzey tetkik ve cerrahi işlem gerektiren kistik ameliyatları, hibrit protez gibi işlemleri artık hastanemizde yapabileceğiz” dedi.

  • 3 bin yıllık nekropol bulundu

    3 bin yıllık nekropol bulundu

    Hasankeyf Müze Müdürlüğü ekipleri, bazı resimli mağaraları tescillemek için gittikleri Doruk Mezrasında köylülerin yönlendirmesi üzerine tesadüfen gittikleri Cehennem Deresi’nde kazdıkları her noktadan tarih fışkırdı.
    İlk etapta arkeologlar eşliğinde 8 açma açan görevliler, yaklaşık 100 metrekarelik alanda Milattan Önce birinci bine tarihlenen Demir Çağ Asur Medeniyetine ait olduğu belirlenen 150’ye yakın Urne (Küp mezar), Kaya Mezar ve toprak mezarın olduğu nekropol buldu.

    Ekiplerin yaklaşık 5 kilometre boyunca güvenlik korucuları eşliğinde yürüyerek ulaştığı sarp kayalıklar üzerinde Dicle Nehri’ne hakim noktada kurulan nekropolde, ölen kişinin yakıldıktan sonra kalan kemiklerinin konularak gömüldüğü Urne mezarlarda ölen kişiye ait olduğu düşünülen mızrak, ok uçları, kama, bıçak, kılıç ve çok çeşitli savaş malzemeleri çıkarıldı.
    Hasankeyf Müze Müdürü ve Kazı Başkanı Şehmus Genç, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine, kazılardan çıkarılan Asurlulara ait silindir mührün bölge tarihine ışık tutacağını söyledi.

    Asurluların bölgede yaşayıp yaşamadıkları konusunda tarihsel bilgi sıkıntılarının olduğunu belirten Genç, Deraser bölgesi olarak adlandırdıkları bu bölgede yüzey incelemeleri esnasında bir nekropol alanına denk geldiklerini, Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğünün izin ve destekleriyle burada bir kurtarma kazısı başlattıklarını dile getirdi.

    Kurtarma kazısını ilk etapta küçük bir açma olarak düşündüklerini, gittikçe alanın büyümeye başladığını aktaran Genç, şöyle konuştu:

    “Burada urne mezarlar, sanduka mezarlar ve toprak mezarlar olmak üzere birçok mezar yapısına denk geldik. Bu mezarlarda kendilerine ait ortaya çıkan ölü hediyeleri bizleri sevindirdi, heyecanlandırdı. Kazılar sırasında mezarlardan kişilere ait hediyeler çıktı. Bulunan Asur silindir mührünün Asurların yayılım alanlarının tespiti açısından önemli. Bu hediyeler arasında mızraklar, ok uçları, kamalar, bıçaklar, kılıçlar ve birçok savaş aletine denk geldik.”

    “150’ye yakın mezar açtık ancak öngörümüz daha çok mezara denk geleceğimizdir”

    “Bununla birlikte bizleri sevindiren ise bölgenin tarihini bize verebilecek Asurlulara ait silindir mührünün bulunması oldu” diyen Genç, “Çünkü Asur’un bölgede yayılımları ile ilgili ciddi tarihsel sıkıntılar vardı. Şimdi bu kazılarımız sayesinde anlıyoruz ki Asurluların yayılım alanı bu bölgelere kadar gelmiştir. Bu arkeolojik kazıların en güzel yanı da bu bilgiye ulaşmamız oldu. Şu ana kadar 8 açma açtık. Bu açmaların içerisinde 150’ye yakın urne mezarlar, sanduka mezarlar ve basit toprak mezarlar bulundu. 150’ye yakın mezar açtık ancak öngörümüz daha çok mezara denk geleceğimizdir” diye konuştu.

    Hasankeyf Müze Müdürlüğü’nde Arkeolog olarak görev yapan Metin Ağrak, köylülerin uyarısı üzerine yaptıkları kazılarda 150 mezar bulduklarını söyledi.

    Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle Hasankeyf Müze Müdürlüğü Başkanlığında çalışmaları genişlettiklerini belirten Ağrak, “Çalışmalarımız sabah gün doğumuyla başlar ve mevsimsel şartlara göre öğlen veya öğleden sonraya kadar devam eder. Burada bulduklarımız buluntuları güvenlik önlemleri alınarak Hasankeyf Müze Müdürlüğümüze götürmekteyiz. Buluntularımız Hasankeyf Müze Müdürlüğünde koruma altında. Bunlar hepsi temizlenip belgelendikten sonra müzede sergilenecektir” dedi.

    Doruk Köyü’ndeki resimli mağaraları tescil etmek amacıyla gittiklerini anlatan Ağrak, “Köylülerin uyarısı üzerine bu alana geldik. Burada birkaç çukur içinde küplerin olduğunu fark ettik. Bunun üzerine çalışmamızı genişlettik ve şuanda sekizinci açmamızı açtık. Bu açmalarda yaklaşık 150 urne mezara denk geldik. Bu nekropol alanda urne mezarların yanı sıra sanduka mezarlar ve toprak mezarlarda bulunmakta. Ölüler, yakıldıktan sonra geriye kalan kemik ve külleri küp mezarlara konularak gömülmüş. Bu küpler üzerinde açılan “Amulet” denilen bir delik açıldığını ve bu şekilde ölen kişinin kötü ruhlardan arındığına inanılmış” şeklinde konuştu.

    Mezarlardan ölen kişilere ait özel eşyaların çıkarıldığını ifade eden Ağrak, “Bu Urne’lerin yanında ölü yakıldıktan sonra kalan kemiklerinin konulduğu çömlekler ve bu çömleklerin hepsi birbirinden değişik formlarda. Bunların yanında ölü hediyeleri olarak da mızrak, bucak, kılıç, boncuk ve bir tane çömleğin içinde de mühür bulduk. Mührün üzerindeki tasvire baktığımız zaman milattan önce birinci bin yılına tarihlendirdiğimiz Asur dönemine ait mücadele sahnelerinin olduğunu tespit ettik. Hala restorasyon çalışmalarımız devam etmektedir. Bulunan kemikler laboratuvarda yapılacak incelemenin ardından net bir tarih ortaya çıkacaktır. Şuana kadar 150 mezar bulduk ve hala mezarlar çıkmaya devam ediyor. Bu mezarlar yüzeye yaklaşık 15 santimetre derinlikte bulunuyorlar. Alanda hala açılmayan mezarların tespitini yaptıktan sonra içindeki kemikleri belgeleyip laboratuvara gönderdikten sonra ölülerin kaç yaşında öldüğü, kime ait olduğu daha da netleşecektir” ifadelerinde bulundu.

    “Bölgede ilk defa bir nekropol alanında bu kadar fazla urne mezar ortaya çıktı”

    Bulunan nekropolün bölge arkeolojisi açısından önemli olduğunun altını çizen Ağran, “Burası bölge arkeolojisi için çok önemli bir yer. Bölgede ilk defa bir nekropol alanında bu kadar fazla urne mezar ortaya çıktı. Şuana kadar Kavuşan Höyük’te 27 tane bulunmuştu. Ama burası bölge ve bölge arkeolojisi için çok önemli bir buluş oldu. Bulunan urne mezarların çoğu kapaklı. Kırılmayan urne mezarlarda ölü yakıldıktan sonra kalan kemikleri çıkıyor bunlardan ancak zamanla kırılanlar olduğu için içlerine toprakta girmiş oluyor. Urnelerden mızrak, boncuk, mühür, bilezik, ölüye ait hediyeler çıkıyor. Ama erkek savaşçılar olarak düşündüklerimizden kılıç, mızrak, bıçak çıkarken kadın olduklarını düşündüklerimizden ise bronz veya demir bilezikler bulunmaktadır. Birkaç urnede de Urartular döneminde olduğu gibi bronz kapaklar çıktı. Çok karmaşık bir yer. Kazdıkça başka şeylerle karşılaşıyoruz. Aynı yerde bir tane sanduka mezar bulduk diğerlerine göre çok daha büyük. Kazdıkça nelerle karşılaşacağımızı göreceğiz” dedi.

  • Kilosu 2 bin 500 lira

    Kilosu 2 bin 500 lira

    Batman’da 3 bin rakımlı Mereto Dağı’nın eteklerinde tamamen doğal şekilde üretilen Sason balı yurt dışından ve yurt içinden 2 bin 500 liraya kadar alıcı buluyor.
    Sason ilçesinde bulunan 3 bin rakımlı Mereto Dağı’nın eteklerinde coğrafi işaret olarak tescillenen Sason balı üretiliyor. Bahar ayının gelmesiyle beraber kovanların dağın eteklerine çıkarılmasıyla Sason balının üretim süreci başlıyor. Yüksek rakımlarda binlerce çiçekten beslenen arılar, herhangi bir şeker desteği sağlanmadan bal üretiyor. Tamamen doğal şekilde elde edilen bal, hasat zamanında hem yurt içinden hem de yurt dışından 2 bin lira ile 2 bin 500 lira arasında alıcı buluyor.

    “Bu bal Türkiye’nin birçok iline, hatta Avrupa’ya gidiyor”

    Üretilen balın Avrupa’ya kadar gittiğini belirten bal üreticisi İrfan Malgir, “Burada yıllardır babalarımızdan, dedelerimizden kalma unutulmaya yüz tutmuş kara kovanı canlandırmaya çalışıyoruz. Bu bal, genelde hastalara gitmektedir ve şifa olarak satılmaktadır. Herhangi bir katkı maddesi kullanılmamaktadır. Bu bal Türkiye’nin birçok iline, hatta Avrupa’ya dahi gittiği oluyor. Aromasıyla, kıvamıyla, rengiyle ve kokusuyla çok kaliteli ve benzeri bulunmaz bir bal” dedi.

    “Kilosu 2 bin ila 2 bin 500 lira arasında satılmaktadır”

    Bu sene mahsulün düşük olduğunu dile getiren Malgir, “Kara kovanların hasadı birkaç güne başlayacak, soğuk havaları bekliyoruz. Kilosu 2 bin ila 2 bin 500 lira arasında satılmaktadır. Mevsim şartlarına bağlı olarak kimi dönemlerde 10 bin ton da çıkarılır, kimi dönemlerde de bin tonu da bulabilir. Bu seneki mahsulümüz hava şartlarından dolayı çok düşük. Arıları kurtarmaya çalışacağız. Birkaç güne balları alacağız ve göndereceğiz. Ondan sonra arı bakımına geçeceğiz ve seneye tekrar bal üreteceğiz. Bu şekilde devam edeceğiz” diye konuştu.
    Arıların bal üretimi için çok fazla bitki türünün olduğunu belirten Malgir, “Burada polen olarak çeşit çok. Bal nektarı olarak da kekik, geven, sütleğen, topuz dikeni, deve dikeni ve ballı baba gibi, kara çalı dediğimiz kara diken gibi birçok endemik bitki türüyle beslenir. Bin bir çiçekle besleniyor. Polenle beraber beslenince hem aroması hem de kalitesi çok artıyor. 5 kilometrelik bir alanı tarayıp içinde beslenme yapabiliyor. Arılar zorlanırsa bu sayı 7 kilometreyi de bulabiliyor. 7 kilometreye kadar uçuş menzili var” diye konuştu.

  • Batman’da çocuklar, görenleri korkuttu

    Batman’da çocuklar, görenleri korkuttu

    Kent merkezi Ahmet Necdet Sezer Bulvarı’nda çocuklar, yolun karşısına geçmek için yakında bulunan üst geçit yerine refüjden geçmeye çalıştı. Çocukların bu davranışı çevredeki vatandaşların yüreğini ağzına getirdi.

    O anlar cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Şans eseri bir kaza meydana gelmezken zaman zaman birçok vatandaşın yola kontrolsüz bir şekilde atladığı belirtildi.

  • Batman’da 15 scooter toplatıldı

    Batman’da 15 scooter toplatıldı

    Belediye, izinsiz faaliyette bulunarak trafik ve yaya güvenliğini tehlikeye sokan scooter şirketleri ve kullanıcıları hakkında Batman Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu.

    27 Eylül 2023 tarihi itibari ile Batman il sınırları içerisinde hiçbir firmaya izin verilmediğinin altını çizen yetkililer, faaliyette bulunma izni olmaksızın scooter kullanan veya pazarlayan tüm şahıslara ve firmalara idari işlem uygulanacağını ve adli makamlara da suç duyurusunda bulunulacağını paylaştı.

    Belediye açıklamasında, “Batman Valiliği ve Batman Belediyesinin herhangi bir izni ve onayı olmadan yaya geçişlerini engelleyecek şekilde kaldırımlarda ve parklarda bulunan ağaç, aydınlatma direkleri ile trafik uyarı levhalarına bağlanan ve kaldırım işgaline sebep olan 15 scooter da Zabıta Müdürlüğü tarafından toplatıldı” ifadelerine yer verildi.

  • Her gün birinin tarlasındalar

    Her gün birinin tarlasındalar

    Gönüllü ve Akyar köylerinde yaklaşık 50 dönümlük alanda ekilen çeltikler, sabah saat 06.00‘da serin havada önceden belirledikleri köylünün tarlasının yolunu tutan köylüler, ilk olarak oraklarını biliyor, daha sonra coşkulu bir şekilde biçme işlemi yapılıyor.

    Biçilen çeltikler, heybe ve çarşaflara konulup yük hayvanları ile düz alana seriliyor. Daha sonra traktörle çeltikleri çiğneyen köylüler, pirinci çeltikten ayırıyor. Bir hafta boyunca güneşte kurutulan pirinç, değirmende kabuklarından sıyrılarak sofra için hazır hale getiriliyor.
    Hasadı gerçekleştirilen pirinç, ata tohumu ve gübre kullanılmadan tamamen organik olarak yetiştirilmesi ile diğer pirinçlerden ayrılıyor. Geçen yıl 35-40 TL’den pirinçlerini satan köylüler, bu yıl 65-70 TL arasında değişen fiyatlarla satacak.

    Köylülerden Mehmet Aydın, İHA muhabirine, 3 aylık ve 6 aylık diye adlandırdıkları iki tür çeltik ekimi yaptıklarını söyledi. Şu an 6 aylık pirincin hasadını gerçekleştirdiklerini ifade eden Aydın, “İlkbaharda çift sürüyoruz. Daha sonra oluşturduğumuz havuzlara suyu dolduruyoruz. İmece usulü ile köylülerle birlikte el birliğiyle ekiyoruz. Geçimimizi bununla sağlıyoruz. El emeğidir. Evet, teknoloji ilerledi ama sabanla ürünlerimizi ekip biçiyoruz. Oraklarla biçiyoruz. Şallarla hayvanlara yükleyip düz alana taşıyarak seriyoruz. Daha önce hayvanlarla pirinçleri çeltiklerden ayırıyorduk ama şimdi traktörle yapıyoruz. Kuruduktan sonra taş değirmenlere götürüyoruz. Orada kabuklarını soyarak pazarda satıyoruz” dedi.

    En çok gayrimüslim müşterileri var

    Geçen sene 35-40 TL’den alıcı bulduklarını belirten Aydın şöyle konuştu:
    “Şu an 65-70 TL civarı satmayı hedefliyoruz. Bu pirinci diğerlerinden ayıran özelliği soğuk suyla yetiştiriyoruz, taş değirmenlerde işliyoruz. Kendi unuyla güzelleşiyor. Yerli tohum olması da ayrıca tat katıyor. Özellikle Midyat çevresindeki Hristiyanlar bu pirincimize rağbet gösteriyor. Tadı bambaşkadır.“

    Tek geçim kaynakları ata tohumu pirinç

    Köylülerden İlham Gümüş ise pirinçlerinin tamamen doğal olduğunu dile getirdi. Sabah erken saatlerinde tarlaya gittiklerini belirten Gümüş, “Köylüler olarak birbirimize yardım ediyoruz. Her gün birinin tarlasını biçiyoruz. Tek geçim kaynağımız bu pirinçtir. Buranın pirinci on numaradır, her şey doğal ve hiç gübre kullanılmıyor, tamamen doğaldır” şeklinde konuştu.

  • Av dönemi 26 Ağustos’ta başlıyor

    Av dönemi 26 Ağustos’ta başlıyor

    Batman Valiliğinden yapılana açıklamada, avlanmanın tüm bölgelerde 26 Ağustos tarihinde bıldırcın, üveyik, alakarga, küçük karga, ekinkargası, leşkargası, karabatak, saksağan, yaban domuzu ve çakal avı ile başlayacağı belirtildi.
    Alınan karar uyarınca çarşamba, cumartesi, pazar ve resmi tatillerde (idari tatiller de dahil) av yapılabileceği belirtilirken, yaban domuzu avı ilave olarak salı günü de yapılabileceği kaydedildi.
    Açıklamada, “Avcıların avlanma hakkını elde edebilmeleri için Avcılık Belgesi almaları ve belirlenen avlanma izin ücretini Batman Doğa Koruma ve Milli Parklar İl Şube Müdürlüklerinin döner sermaye işletmesine ait hesaplarına yatırmaları gerekmektedir. Avcılar, Avlak Yönetim Bilgi Sisteminden (AVBİS), Avcı Avlakta Mobil Uygulamasından (AVA) gerekli izni aldıktan sonra, genel ve devlet avlaklarda avlanabilecektir. Avcılar; Merkez Av Komisyonun Resmi Gazete ‘de yayımlanan 21 sayılı Kararındaki yer alan diğer avlanma esas ve usullerine uymaları zorunludur” ifadelerine yer verildi.

  • Bozuk yollar mahalleliyi bezdirdi

    Bozuk yollar mahalleliyi bezdirdi

    Batman Beşevler Mahallesi’nde yolların uzun süredir bozuk olması ve düzeltilmemesi mahalle sakinlerini çileden çıkardı. Yolların uzun zamandır onarılmaması ve gerekli çalışmaların yapılmaması mahalle sakinlerini bezdirmiş durumda. Yaz sıcaklarına rağmen pencerelerini açamadıklarını belirten mahalle sakinleri en kısa zamanda yollarının onarılmasını istiyor. Mahallede yolların köstebek yuvasına döndüğünü belirten mahalle sakinlerinden Süleyman Doğan, “1 buçuk yıldır sokaklarımız köstebek yuvasına döndü. Her taraf çukur, gelen araçlardan toz duman kalkıyor.

    Her zaman sulamak zorunda kalıyoruz. Beşevler Mahallesi unutulmuş bir mahalle olarak görünüyor. İdari amirler ve belediye tarafından bir şeyler yapılması bizim için çok iyi olur. Çünkü gerçekten yaşayamaz hale geldik. Yollarımızı hep kazdılar. Bir kere elektrikçiler gelip kazdı, ikincisi doğalgaz geldi, şimdi tekrar internet için gelip kazacaklar. Yani biz şuanda gerçekten zor durumdayız. İlgililerden bizim mahallemizin, caddelerimizin yapılmasını istiyoruz.

    Gerçekten de bizim mahalle yaşanmaz durumda. Artık evde pencerelerimizi açamama durumuna geldik. Bizim yollarımızın bir an önce yapılmasını mülki idareden ve belediyeden rica ediyoruz” dedi. Bozuk yollardan araç geçmesi durumunda toz kalktığını ve mahallede nefes almakta güçlük çektiklerini söyleyen Mahmut Zerooğlu, “Şu anda Beşevler Mahallesi bir Beşevler çukuruna dönmüş. Kesinlikle bu yolların bir an önce yapılması gerekiyor. Toz ve dumandan artık hastalıklar oluşmaya başladı, örneğin nefes almakta zorluk yaşıyoruz bu sıcakta. Yapılması gereken ve en iyi çözüm” dedi.

  • ‘Kapari’ bitkisi kadınların geçim kaynağı

    ‘Kapari’ bitkisi kadınların geçim kaynağı

    Batman’ın Beşiri ilçesinde doğada doğal yöntemlerle yetişen kozmetik ve birçok ilaçta ham madde olarak kullanılan “kapari” bitkisi kırsalda yaşayan vatandaşların geçim kaynağı oldu.
    Türkiye’de Akdeniz iklimi gösteren her yerde doğal olarak yaz mevsiminde yetişen kapari bitkisi, 15 yıl aradan sonra Beşiri ilçesinde kadınların ve köylülerin geçim kaynağı oldu. Kapari bitkisi; karaciğerin yağlanması, kalsiyum ve magnezyum deposu olan kapari kemik ve diş gelişimini sağlamakta olduğunu biliniyor.

    Kapari bitkisi faydalarından söz eden Süt ve Gıda Mühendisi Süreyya Gök, Beşiri Halk Eğitim Merkezi’nde görevli olduğunu, Halk Eğitim Müdürü Mehmet Aydemir’in görevlendirmesiyle Beşiri Kadın Girişiminde de görev almakta olduğunu söyledi.

    Köye kapari toplayıp üretimine giriş yaptıklarını belirten Gök, “Kapari, tohumcuk şeklinde yetişen dikenli bir tohumdur. Türkiye’de Akdeniz iklimi gösteren her yerde doğal olarak yetişmektedir. Turşu, pizza üstü, reçel ve marmelat üretiminde doğal olarak kullanılmaktadır. Balık ve et yemeklerinin yanında da garnitür olarak tüketilmektedir.

    Kaparinin faydalarına girecek olursak, kalsiyum ve magnezyum deposu olan kapari kemik ve diş gelişimini sağlamaktadır. Aynı zamanda B12, K, E, ve A vitaminlerini de içermektedir. Karaciğerin yağlanmasını engellemekte ve lif oranı yüksek olduğundan dolayı sindirimi de kolaylaştırmaktadır” dedi.

    Kapariye girişmelerindeki amacı aktaran Gök, “Öncelikle bu bitkinin tanıtımını yapmak. Doğal olarak yetişen yerlerin kalkındırılmasını sağlamak ve gelir getirici bir ürün olduğundan dolayı üretimini genişletmek. İlk defa üretimine giriş yaptığımız için herhangi bir satış yeriyle anlaşmadık. Bunun için desteğe ihtiyacımız var. Satış noktaları olarak ta Beşiri Kadın Girişiminden bize ulaşabilirler. Aynı zamanda instagram sayfamızdan da bize ulaşabilirler” diye konuştu.

    “Bize de bir ek gelir oldu”
    Kırsalda kapari bitkisini vatandaşlardan Mehmet Özcan, kapari otunu yıllarca toplayıp turşu yapıp sattıklarını ifade etti.

    10-15 yıldır kimse ilgilenmediğinden dolayı kaybolduğunu aktaran Özcan, “Beşiri Kaymakamlığı Kadın Girişimcilerinden bize bir ses geldi. Bize dediler kapari toplayın. Bize de bir ek gelir oldu. Bizde sevindik, toplamaya başladık. Millete de söyledik, topluyorlar. Güneşin altında toplanıyor, çok zordur, yılanlar var, dikenlidir. Zahmeti çoktur. Toplanması çok meşakkatlidir. Tomurcuğun açılmadan toplanması lazım. Dikensiz, yapraksız ve çok temiz olması lazım” şeklinde konuştu.