Etiket: bebek

  • Depremzede bebeğe doktorun ismi verildi

    Depremzede bebeğe doktorun ismi verildi

    Osmaniye’de bir yandan kayıpların acısı yaşanırken, bir yandan da yeni başlangıçlarla hayat devam ediyor. Afet Koordinasyon Merkezi’nde görev yapan iş yeri hekimi Bahar Tek, tehlikeli bir hamilelik süreci yaşayan depremzede Takdire Halaç’ın her anında yanında oldu. Doğumhaneye girerek elini hiç bırakmayan doktor Bahar Tek, anneye moral verdi. Çadır kentte yaşayan ve kucağına aldığı üçüncü çocuğuna Bahar ismini veren Takdire Halaç, “Allah razı olsun her gün benim tansiyonumu ölçtü. Çok iyiydi. Doğumuma girdi, bebeğimi kucağıma aldı, üstümü giydirdi. Ben de çocuğuma onun ismini vermek istedim. Beni kurtardı. Adana’ya göndereceklerdi, sorunlu doğum dediler. Bahar Hanım teselli verdi” dedi.

    “İki bebeğimi de İzmirliler kurtardı”
    Aynur ve Aysel adında iki kız çocuğu olduğunu da belirten Takdire Halaç, ilk doğumunda yaşadıklarını anlatarak, “Aynur’u 7 aylık doğurmuştum. O zaman İzmir’den gelen bir aileyle denk geldik. Onun da çocuğu rahatsızdı. Sütünü verdi, çocuğumu emzirdi. Benim sütüm yasaktı, o emzirdi. İkisinden de Allah razı olsun. İki bebeğimi de İzmirliler kurtardı” dedi.
    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sunduğu hizmetlerden memnun olduğunu aktaran Halaç, “Her dediğimi getirdiler. Her şeyimi karşıladılar. Allah binlerce kez razı olsun” diye konuştu.

    “Bebeği ilk ben kucağıma aldım”
    Doktor Bahar Tek ise, “Takdire Hanım’la buraya geldiğim ilk gün tanıştık. Bizim genel müdürümüze ulaşan bilgiye göre problemli bir gebelik yaşama ihtimali olan bir hastaydı. Çadırda kalıyorlar. Gidip muayene edebilir misin gibi bir ricada bulunuldu. Takdire ile tanıştıktan sonra zaten her gün sabah akşam mesajlaşmaya başladık” dedi.
    Doğumun Osmaniye Devlet Hastanesi’nde yapıldığını söyleyen Bahar Tek, “Beni aradı, hastaneye gidiyorum dedi. Hastane kapısından neredeyse aynı anda girdik. Doğuma beraber girdik, beraber çıktık. Osmaniye Devlet Hastanesi’nde doktor Pınar Hanım doğumu yaptırdı. Önlüğünü ben giydirdim, ameliyathaneye beraber girdik. Elini tuttum, ameliyat boyunca konuştuk. Bebeği ilk ben kucağıma aldım. Sağlıklı bir bebek olarak dünyaya geldi, takibi devam ediyor” diye konuştu.

    “İkimizin kızı gibi hissediyorum”
    Kendi isminin bebeğe verilmesini değerlendiren Tek, “Çok fazla sancısı vardı. Doğum başlamış, hala sevk olacak mı, Osmaniye’ye mi gidecek, Adana’da mı kalacak, bunları konuşurken kafası dağılsın diye ‘Bebeğine ne isim koymayı düşünüyorsun?’ diye sordum. ‘Senin ismini’ dedi. Ondan sonra gerçekten Bahar bebek koydular ismini. Çocuğu kucağıma aldım, ağlıyordu sustu, parmağıma sarıldı, ağlamayı kesti, uyudu, onu kuvözde izledim. Bahar bebek artık benim manevi kızım oldu. Tıp fakültesinde, acilde çalışırken bir sürü doğum gördüm ama bu benim için başka bir şeydi. Gerçekten ikimizin kızı gibi hissediyorum. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’e, sonra iş yeri hekimliğini yaptığım İZENERJİ’de Yönetim Kurulu Başkanımız Ali Ercan Türkoğlu ve Genel Müdürümüz Celal Ergin’e teşekkür etmek isterim. Kendi adıma unutulmaz bir deneyim oldu” dedi.

  • Kucağındaki bebekle battaniye çaldı

    Kucağındaki bebekle battaniye çaldı

    Olay, merkez Yıldırım ilçesi Ortabağlar Mahallesi’nde meydana geldi. Kucağında bebek olan şüpheli bir kadın, kuruması için asılan battaniyeyi hiç düşünmeden battaniyeyi çalarak kayıplara karıştı.

    O anlar, çevrede bulunan bir evin güvenlik kamerasına yansıdı.

  • 3 aylık bebek yattığı uykusundan bir daha uyanamadı

    3 aylık bebek yattığı uykusundan bir daha uyanamadı

    Bursa’nın İnegöl ilçesi kırsal Cerrah Mahallesinde meydana gelen olayda 3 aylık bebek, yatağında ölü bulundu.

    Olay, Cerrah Mahallesinde bir evde meydana geldi. Suriye uyruklu anne Rana (18), 3 aylık bebeği İbrahim Hac Halil’i emzirip beşiğine yatırdı. Sabah uyanan anne bebeğinin hareketsiz yattığını görünce 112’ye haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, bebeğe kalp masaja yaparak hastaneye kaldırdı. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen bebek, hayatını kaybetti. Bebeğin cenazesi, Savcılık incelemesinin ardından kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumuna gönderildi.

    Jandarma Komutanlığı ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlattı.

  • Yüzyılın afetinde 11 bin depremzede bebek dünyaya geldi

    Yüzyılın afetinde 11 bin depremzede bebek dünyaya geldi

    Bakan Koca, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen iller arasında bulunan Gaziantep’in İslahiye ilçesinde Devlet Hastanesinde basın açıklaması düzenledi. Bakan Koca, ”Bugün Osmaniye, Nurdağı ve İslahiye’de çalışmaları yerinde inceledik. 6 Şubat ve sonrasında birbirini izleyen depremler sebebiyle İslahiye’de bin 347, Nurdağı’nda 2 bin 170 vatandaşımız hayatını kaybetti. Gaziantep genelinde can kayıplarımız 3 bin 897’ye ulaştı. Osmaniye’de 993 hayat kaybettik” dedi.

    Depremde hasar gören sağlık kuruluşları hakkında da bilgi veren Koca, ”Gaziantep’te 16 Devlet Hastanemiz, 1 üniversite hastanemiz, 2 Toplum Sağlığı Merkezimiz, 167 Aile Sağlığı Merkezimiz, sayısı 51’i bulan 112 istasyonlarımız ve 104 Sağlık Evimiz halen hizmet vermektedir. Sağlık hizmetinde boşluğa meydan vermemek amacıyla 2’si İslahiye’de, 1’i Oğuzeli’nde, 1’i Nurdağı’nda olmak üzere toplam 4 sahra hastanesi kurulmuştur. Çadır kentlerde kurulan acil müdahale ünitelerinin sayısı 16’dır. Afet, yuvalarımızla birlikte depremin ardından çok ihtiyaç duyulacak sağlık hizmetinin verildiği yapıları da etkiledi. Sağlık hizmeti almaya mani bir durum olmadığı az önceki ifadelerimde açıktır. Bazı kurumlarımıza ait binaların hasar durumunu da açıklamakta prensip olarak fayda görüyorum. Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesinin A ve B blokları ile Nurdağı Devlet Hastanemiz ağır hasarlıdır. İl genelindeki diğer sağlık kurumu binalarından 6’sı ağır, 5’i orta, 169’u az hasarlı durumdadır. 54’ünde hasar yoktur. Gaziantep’te il genelinde 627 eczane aktif olarak hizmet vermektedir. Afet bölgesinde 2 mobil eczane ile 2 sahra eczanesi depremzede vatandaşlarımıza ilaç ve eczacılık hizmeti sunmaktadır. İslahiye ilçesindeki 19 eczane ile Nurdağı ilçesindeki 11 eczane, maalesef hizmet verememekte. Bu iki ilçede, İslahiye ve Nurdağı’nda 1’er çadır eczane açılmıştır. Ayrıca sahra hastanelerimizde müdahale çadırlarımızda eczane hizmeti verilmektedir. Gaziantep’teki sağlık profesyoneli sayısının bu süreçte 11 bin 490’a kadar ulaştığını bilmenizi arzu ederim” dedi.

    Gaziantep’te 26 bini aşkın depremzede taburcu oldu

    Bakan Koca, Gaziantep’te 26 bini aşkın depremzedenin taburcu edildiğini belirterek, ”Depreme bağlı sebeplerle tedavi altına alınan Gaziantepli hastalarımızdan 25 bin 276’sı taburcu olmuştur. Depremzede 656 hastamızın tedavisi serviste, 96 hastamızın tedavisi ise yoğun bakımda devam etmektedir. Afetin yaşandığı ilk günden bugüne cerrahi müdahale yapılan Gaziantepli depremzede sayısı bin 994’tür. Gaziantep’te 340 bin 150 kişiye birinci basamak temel sağlık hizmetleri ulaşmış, toplamda ise 636 bin 940 kişiye sağlık hizmeti verilmiştir. Acil başvuru sayısı 177 bin 311, tüm birimlere yapılan toplam başvuru sayısı ise 327 bin 596 olarak gerçekleşmiştir. Çadır kentlerdeki acil müdahale ünitelerinde yapılan muayene sayısı 22 bin 202’dir. 24 mobil ekip Gaziantep’in 171 köyünde 23 bin 450 hastamızı muayene etti ve ilaçlarını verdi. Bugüne kadar 35 bin 848 kutu ilaç dağıtılmıştır. Köylerde uygulanan aşı dozu sayısı 30 binin üzerindedir. Yaralanmalar sebebi ile bilhassa önemli olan tetanos aşıları yapılmıştır. Hafif yaralı olup da tetanos aşısını ihmal eden Gaziantepli vatandaşlarımızdan en yakın sağlık birimine müracaat etmelerini ısrarla rica ediyorum. Bunun dışında Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında süregelen bebek ve çocuk aşılamaları normal takvimine uygun şekilde devam etmektedir” dedi.

    İçme suyunda salgın hastalık uyarısı

    Bakan Koca, İslahiye ve Nurdağı haricinde Gaziantep genelinde içme suyunun kullanılabilir çıktığını belirtti. İçme sularından 998 numune alındığını söyleyen Koca, ”Özellikle İslahiye ve Nurdağı ilçeleriyle afetten hasar gören Gaziantep’te su klorlama çalışmaları ve bakiye klor ölçümleri ilk günlerden itibaren düzenli olarak yapılmaktadır. Bu ölçümler için alınan 998 su örneğinden 938’inde klor oranı yeterli, 60’inde yetersiz bulundu. Su örnekleri mikrobiyolojik ve kimyasal açıdan da analiz edilmektedir. Bugüne kadar 736 su örneği alınmış, bu su örneklerinden 512’si sağlık açısından uygun, 103’ü ise sağlık açısından uygunsuz

    bulunmuştur. Sağlık açısından uygunsuz olduğu bilimsel olarak tespit edilen 103 su örneğinin 99’unda mikrobiyolojik, 29’unda kimyasal uygunsuzluk olduğu görülmüştür. Gerekli önlemler alınmaktadır. Gaziantep’te Nurdağı ve İslahiye haricinde şehir merkezindeki şebeke suyu içme suyu olarak kullanılabilir. Gaziantep’te Nurdağı ve İslahiye’de şebeke suyu içme suyu olarak kullanılmamalıdır. Suyu hayat bildik, hep öyle bilelim. Su şimdi hastalıklara yol açmasın. Salgın hastalık riski gibi kritik bir konu maalesef toplumun ruh halini dikkate almayacak bir üslup ve tarzla da dile getirildi. Yetkili merci olarak yaptığımız açıklama çok nettir. Tüm sağlık tesislerimizde, İZCİ sistemi üzerinden ‘Sendromik Sürveyans’ etkin bir şekilde takip edilmektedir. Halk sağlığını tehdit edecek bir durum bugün itibarıyla saptanmamıştır. Halk sağlığı, belirttiğim gibi her birimize sorumluluk yükleyen bir konudur. Depremden etkilenmiş diğer şehirlerimiz gibi Gaziantep ve Osmaniye’de de açıklanan tüm tedbirlere muntazam bir şekilde uyulmalıdır” şeklinde konuştu.

    Osmaniye’de sağlık hizmetleri

    Koca, Osmaniye’deki sağlık hizmetleri hakkında da bilgi vererek, ”Osmaniye’mizde 4 Devlet Hastanemiz, 64 Aile Sağlığı Merkezimiz, 112 Acil İstasyonlarımızdan 28’i, 38 Sağlık Evi, 5 Toplum Sağlığı Merkezi hizmetlerine aksatmadan devam ediyor. Sahra hastanemizde hastalarımızla aynı şekilde ilgileniyoruz. Şehre halen hizmet veren 202 eczane var. Osmaniye’de binası ağır hasar gören sağlık kurumu, Bahçe ilçemizdeki Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesidir. İl genelinde hastane harici 61 sağlık tesisinden 43’ü hasarsız durumdadır. Hastane harici sağlık kurumlarına ait binalardan 1’i ağır, 5’i orta, 12’si ise az hasarlıdır. Hastanelerimizde servisler yatak doluluk oranı sadece yüzde 48’dir. Yoğun bakım yatak doluluk oranı ise yüzde 59’dur. Depreme bağlı sebeplerle yatırılarak tedavi edilen Osmaniyeli hastalarımızdan 2 bin 565’i çok şükür taburcu oldular. 30 depremzede hastamızın tedavisi ise halen serviste, 9 hastamızın tedavisi de yoğun bakımda devam etmektedir. Bu afete karşı Osmaniye’mize sayısı 7 bine varan sağlık çalışanıyla hizmet verdik. Afetin yaşandığı ilk günden bu güne kadar 230 bin 944 hastamıza sağlık hizmeti verildi. Bunlardan 121 bin 153’ü birinci basamak sağlık hizmetidir. Acil hizmeti sayısı 54 bin 845’tir. Kurulan 7 acil müdahale ünitesinde ise 14 bin 345 hastaya müdahale yapıldı. Bahçe ilçemizde hizmet veren sahra hastanesinde 6 bin 648 hasta muayene edilmiştir. Osmaniye ve ilçelerinde kurulan çadırlarda bugüne kadar 25 bin 507 kutu ilaç dağıtılmıştır. 4 bin 510 depremzedeye psikososyal destek hizmeti sunulmuştur’ şeklinde konuştu.

    Tetanos ve salgın hastalık uyarısı

    Bakan Fahrettin Koca, tetanos ve salgın konusunda uyarılarda bulunarak, ”Yaralanmalar sebebiyle şartların zaruri kıldığı tetanos aşısı başta olmak üzere aşılamada gerekli hassasiyet gösterilmektedir. Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında olan bebek ve çocuk aşılamaları, önceden belirlenen takvime uygun olarak devam etmektedir. Osmaniye ve ilçelerinde son 20 günde uygulanan toplam aşı dozu sayısı 10 bin 657’dir. Osmaniye’de su klorlama çalışmaları, suda bakiye klor ölçümleri depremin ilk günlerinden itibaren devam etmektedir. Bugüne kadar 2 bin 48 su örneği alınmış, bin 825 su örneğinde klor oranı yeterli, 223 su örneğinde ise yetersiz bulunmuştur. Bu örneklerin mikrobiyolojik ve kimyasal analizlerinde elde edilecek sonuçlar da hayati derecede önemlidir. Bu analizler için alınan 325 su örneğinden 214’ü uygun, 9’u uygunsuz bulunmuştur. 21 su örneğinde mikrobiyolojik, 83 su örneğinde ise kimyasal uygunsuzluk tespit edilmiştir. Gerekli önlemler alınmaktadır. Afete maruz kalan şehirlerimizin tamamında, bunlardan biri olan Osmaniye’mizde sağlık tesislerindeki İZCİ sistemi üzerinden Sendromik Sürveyans etkin bir şekilde takip ediliyor. Osmaniye’de afetzede diğer şehirlerimizde halk sağlığını tehdit edecek bir durum bugün itibarıyla saptanmamıştır” diye konuştu.

    ALO 184 deprem hattı

    ALO 184 telefon hattının yeni fonksiyonlarının da herkese duyurulmasını isteyen Bakan Koca, ”ALO 184 hattını arayan depremzede hastamız örneğin biten ilacı için veya tedavi için bize başvurabilir. Bir hastaneye sevkini isteyebilir. İhmal etmişse tetanos aşısının yapılmasını talep edebilir. Sürekli bakıma muhtaç hastası için destek alabilir. Tıbbi malzeme ve cihaz ihtiyacını karşılayabilir. ALO 184, diyaliz hastaları, kemoterapisi aksayan, aksama ihtimali olan tüm depremzede hastalar için başvuru numarasıdır. Deprem bölgesindeki hastalar için, tüm hastalarımız için ALO 184 hattının başındayız. ALO 184 hattına deprem sebebiyle son iki günde 7 bin 387 arama geldi. Taleplerin yüzde 12’sini ameliyat dahil tedavi ihtiyacı, yüzde 5,5’ini ilaç ve aşı, yüzde 3’ünü tıbbi cihaz ve malzeme ihtiyacı oluşturdu. Aramaların yüzde 4’ü aksayan kemoterapi ile ilgili. Bunların neredeyse tamamını karşıladık. Sağlık alanı dışında kalan, yine ilgilendiğimiz talepler de var. Yeri gelmişken ALO 184 hattına en çok talepte bulunulan afetzede illeri de zikredeyim. Bu iller; Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adana, Adıyaman olmuştur” ifadelerine yer verdi.

    Depreme dayanıksız sağlık kuruluşları boşaltılacak

    Bakan Koca, depreme dayanıksız sağlık kuruluşlarının da boşaltılacağını belirterek, şöyle devam etti:
    ”Hepimizin kaçınılmaz ortak gündemi olan ‘yapıların depreme mukavemeti’ konusunda sağlık kurumlarının daha da hayati olan önemi sebebiyle Bakanlığımız harekete geçmiş durumdadır. Depreme dayanıklılık araştırma çalışmaları ülke genelinde yürütülmektedir. Koşullara uymayan binalar boşaltılacak. Adana Çukurova Üniversitemizin Balcalı Eğitim ve Araştırma Hastanesi binası depremde orta düzeyde hasar alan yapılardan biriydi. Hastalarımızın, kıymetli bilim adamlarımızdan almakta olduğu sağlık hizmetinin devam etmesi için gerekeni yapıyoruz. Balcalı Üniversitesi Hastanesinin tadilatı bitene kadar Çukurova Üniversitemizin kadrosu Yüreğir Devlet Hastanesinde hizmete devam edecektir.”

    20 günde 11 bini aşkın depremzede bebek doğdu

    Koca, son 20 günde afet bölgesinde 11 bini aşkın bebeğin dünyaya geldiğini kaydederek, ”Yıkım ve ölüm, ağıt ve umut şehirlerinde enkaz altında, doktor elinin uzandığı yaralı haberleri gibi şimdi de şifa bulan depremzede hasta sayıları ve hayatın şefkat çehresi diyeceğimiz haberler de var. Bu haberler bizi hayata yeniden bağlıyor. Son 20 günde 11 afet şehrimizde 11 binin üzerinde bebek doğdu. Yeni doğan her bebek bize verilmiş birer umuttur. İnşa edeceğimiz yeni hayatın sağlamlığında, merhametinde ölçümüz onlardır. Türkiye, yıkılanı devlet ve millet gücüyle yeni baştan inşa edecek. Sonraki nesiller bugünleri benzer duygularla anacaklar. Fakat bugünlerin yıkım izi bu şehirlerde görülmeyecek. Devletimizin çağrısı dayanışmayadır, bir ve bütün olmayadır. Bir ve bütünsek, bu kudret her zorluğun üstesinden gelir” diye konuştu.

  • Enkazda ağlayınca fark edilmiş

    Enkazda ağlayınca fark edilmiş

    6 Şubat günü meydana gelen deprem felaketinin 131’inci saatinde Hatay’ın Antakya ilçesinde enkaz altında kalan 3 yaşındaki Asya’nın ağlamasıyla madenciler tarafından fark edildiği ortaya çıktı. TTK Üzülmez Müessese Müdürlüğünde 4 yıllık maden işçisi 32 yaşındaki İlker Aksakal enkaz altındaki bebeği zayıf olması üzerine aşağı sarkıtılarak bebeği bulunduğu yerden kurtardı. O anlar ise maden işçileri tarafından cep telefonuna kaydedildi. İki saatlik çalışmayla açılan delikten kurtarılan Asya, sağlık ekiplerine teslim edildi.

  • 8 aylık Ömer’in mucize kurtuluşu

    8 aylık Ömer’in mucize kurtuluşu

    Merkez üssü Kahramanmaraş olan iki büyük depremin ardından Hatay’ın Alaattin köyünde 3 katlı bir bina çökerek, 5 kişilik aile göçük altında kaldı. 72 saatin ardından köye gelen gönüllüler, enkaz altından sesler duymaları üzerine çalışma başlattı.

    Uzun süren kurtarma çalışmaların ardından 8 aylık Ömer Adnan bebek enkaz altından kurtarılarak hastaneye götürüldü. Ancak devam eden çalışmaların ardından anne, baba ve bebeğin kardeşlerinin cansız bedenlerine ulaşıldı.

    Depremde ölen annenin 10 yıl önce kanser nedeniyle doktorların 3 ay ömür biçmesine rağmen hastalığı atlattığı öğrenilirken, 72 saat sonra enkaz altından bebeği kurtaran gönüllüler ise tekrar köye gelerek Ömer Adnan’la buluştu.

    Şefkat Eli İnsani Yardım Derneği Başkanı Recep Karakaya, şunları söyledi:

    “Depremin 3. gününde ihbar üzerine buraya ulaştık. 10 saatlik çalışmanın ardından bebeğimize ulaştık. Kurtarma çalışmaları süresince bebeğimizle sürekli iletişim halinde kaldık. Beşiğinde bulunan yavrumuzu kurtararak, sağlık ekibine teslim ettik. Ancak anne, baba ve kardeşlerinin cansız bedenleriyle karşılaştık. Kader böyle bir şey, annesi 10 yıl boyunca kanserle mücadele etmiş. Doktorlar kullandıkları ilaçlardan dolayı ‘Anne olamazsın’ demişler. En son gittiğinde de 3 aylık ömür biçmişler ancak hem hayatına devam etmiş hem de Ömer Adnan bebeği dünyaya getirmiş. Bu saatten sonra amcaları Ömer Adnan bebeğimize sahip çıkacak, ona bakacaklar. Biz de tekrar bebeğimizle buluşup, onun sağlık durumunu görmek istedik. Gayet iyi durumda.”

  • Anne adaylarına uyarı

    Anne adaylarına uyarı

    Hamilelik sırasında aşırı alkol tüketimi ile yüz değişikliklerinin yanı sıra zihinsel ve fiziksel gelişim sorunlarına yol açan fetal alkol spektrum bozukluğu (FASD) arasındaki ilişki uzun süredir biliniyordu. Ancak, Hollanda’da yapılan yeni bir çalışma, hamilelik öncesinde çok düşük miktarda alkol tüketmenin bile bebeklerin yüzünde çeşitli değişikliklere yol açacağını ortaya koydu.

    Bununla birlikte, Dünya SAğlık Örgütü (DSÖ), gelişmemiş karaciğerleri nedeniyle kimyasal maddeleri düzgün bir şekilde işleyemedikleri için, bir fetüsün alkolü ne kadar güvenli bir şekilde tolere edebileceğinin bilinmediğini belirtiyor. Sağlık yetkilileri, herhangi bir riski minimumda tutmak için kadınlara hamilelik sırasında hiç alkol almamalarını tavsiye ediyor.

    Yeni, çalışma kapsamında 3 binden fazla 9 yaşındaki ve yaklaşık 2 bin 500 tane 13 yaşındaki çocuğun fotoğrafları, yüzündeki 200 farklı noktayı tanımlayan bir yapay zeka algoritması ile değerlendirildi. Annelere hamilelik sırasında ve hamilelikten hemen önce ne kadar alkol tükettikleri soruldu.

    Rotterdam Erasmus Tıp Merkezi’nden Prof. Dr.  Gennady Roshchupkin, “Bu çalışma için, yüzün yüksek çözünürlüklü 3D görüntülerini çeken ve 200 benzersiz ölçüm veya ‘özellik’ üreten yapay zeka tabanlı bir algoritma geliştirdik. Doğum öncesi alkol maruziyeti ile ilişkileri araştırmak için bunları analiz ettik ve annenin alkol tüketimiyle ilişkili belirli yüz özelliklerini göstermek için ısı haritaları geliştirdik.” diye konuştu.

    Diğer taraftan, hamile kalmadan önce veya çocuklarının doğumundan önceki herhangi bir noktada üç ay boyunca içki içmeyen anneler çalışmada kontrol grubu olarak yer aldı. Ardından bu grup, hamile  kalmadan önce alkol tüketen  ancak hamileyken bırakan kadınlar ve hamileliği boyunca alkol alan kadınlarla karşılaştırıldı.

    Ekip, hamilelikten önceki üç ay içinde haftada 12 gramdan az alkol (330 ml’lik bir bira veya 175 ml’lik bir kadeh şaraba eşdeğer) içen kadınların bile, hafifçe değişmiş yüzlere sahip bebekleri olduğunu buldu. Prof. Dr. Roshchupkin, hamilelikten önceki bu küçük alkol alımı ile yüz değişiklikleri arasında önemli bir ilişki olduğunu söyledi.

    Araştırmanın ilk yazarı ve bir doktora öğrencisi olan Xianjing Liu ise “Dokuz yaşındaki çocuklarda doğum öncesi alkol maruziyeti ile yüz şekli arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulduk. Anneler ne kadar çok alkol alırlarsa, çocukların yüzündeki değişiklikler o kadar arttı.” dedi.

    Öte yandan çalışma, anne karnında alkole maruz kalan çocukların burun ucunun kalkık, burnunun kısalmış, çenesinin kalkık ve alt göz kapağı ile ilgili bölgelerin içe dönük olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu buldu.

    Prof. Dr. Roshchupkin, yüzün bir çocuğun genel sağlığını yansıttığı için bir “sağlık aynası” olduğunu ve bu çalışmanın alkol maruziyetinin daha derin sorunlara yol açabileceğini gösterdiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

    “Yüzün genel sağlığı yansıttığını vurgulamak önemlidir. Yani bu, yüz farklılıklarıyla birlikte alkolün sağlık üzerinde başka etkileri olabileceği anlamına geliyor. Bunu elbette kesin olarak bilmiyoruz ama daha dikkatli olmakta fayda var ve bunu daha fazla araştırmamız gerekiyor.

    Hamilelikte güvenli bir alkol tüketimi düzeyi olmadığını ve hem anne hem de gelişmekte olan fetüs için en iyi sağlık sonuçlarını sağlamak için hamile kalmadan önce bile alkol içmeyi bırakmanın tavsiye edildiğini vurgulamak çok önemlidir.”

     

    Çalışmanın bulguları Human Reproduction adlı bilimsel dergide yayımlandı.

  • Kedinin miyavlaması sayesinde Birce bebek ailesine kavuştu

    Kedinin miyavlaması sayesinde Birce bebek ailesine kavuştu

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin en çok yıkıma neden olduğu şehirlerin başında gelen Hatay’dan üzücü haberlerin yanı sıra umutlu haberler de geliyor. Antakya ilçesinde depremde çöken bir apartmanın 5’inci katında yaşayan 3 çocuklu anne Nilay ile Baba Cengiz Fansa, 3 çocuğu ile birlikte enkazda kaldı. Anne 13, bir kızı ile baba ise 33 saat sonran enkazdan sağ olarak çıkarıldı. Ancak çocuklarından Ali’nin cansız bedenine ulaşıldı. Bir kızlarını kaybetmenin üzüntüsünü duyan aile 6 aylık bebekleri Birce’ye ulaşmaya çalıştı. Onun da enkaz altında kalarak hayatını kaybettiğini düşünen aile, komşularının 9’uncu günde verdiği haberle mutluluk yaşadı. Komşular enkazda kedi sesi duyduklarını ardından binanın kenarındaki enkazı kaldırdıklarında beşikle düşen Birce bebeğe ulaşarak hastaneye kaldırılmasını sağlandığını aktardı. Aile, hemen yetkililere ulaşarak Adana’da tedavi altında olan bebeklerine ulaştı. Şuanda sağlık durumu iyiye giden bebeğine kavuşan anne yaşadıklarını anlattı.

    “Komşular kediyi çıkarmak isterken bebeğimiz çıkıyor”

    Beşinci katta oturduklarını aktaran anne Nilay Fansa “Birce beşiyle beraber camdan düşmüş. Komşularım annelerini ararken taşların üzerinden geçerken bir kedinin miyavlamasını duyuyor, kedi de olsa candır diyorlar. Komşumuz orada imdat diye insan sesleri de var, ama kediyi de kurtaracağım diyor. Sonra tuğlaları kaldırırken bakıyor ki altında bir bebek. Onu çıkarıp ailesi nerededir bulamadık diyerek hemen orada bulunan birine teslim ediyor. Sonra kanaması olunca tehlikeli bir durum olabilir diyerekten hastaneye götürüyorlar” dedi.

    “Enkazda bebeğin bulunmasını beklerken gelen müjdeli haber”

    Kendisinin 13 saat sonra enkazdan çıkarıldığına dikkat çeken anne Fansa, “3 kızım daha içeride diye düşünmüyorum. Hepsini teker teker bulmaya çalışıyoruz. Büyük kızımı çıkardık, eşimi çıkardık. Sonra ortanca kızımın Perşembe günü cansız bedenine ulaştık. Bebeğimizi arıyoruz, ama umutlarımız bitmişti. Çünkü daha çok küçük. Sesi de duyulmuyor. Artık onun tek parça bulurum diye en azından diye dua ederken, o sırada bir komşumuz kardeşimi görüyor ve ‘Neden bekliyorsunuz hala’ diyor. Kardeşim de ‘Ablamın küçük kızını bekliyoruz’ diyor. Bunun üzerime komşumuz ‘Onun çıktığını gördüm ben’ diyor ve fotoğraflarını gösteriyor. Biz öyle ondan sonra işte üniversite hastanesine teslim edildiğini, oradan da Adana’ya sevk edildiğini öğreniyoruz. Bizim için tarifsiz bir mutluluk. Ben geldiğimde kendimde değildi, beyin kanaması geçirdiği için çok ağır ilaçlar oluyor. İki dakika yanında durabildim önce. Şuan iyi. Allah’ım benim için diğer kızımdan sonra teselli verdi. Yardımcı olan doktorlarımız komşularımıza çok teşekkür ederim” diyerek duygularını ifade etti.

  • Sahte polis kimliğiyle bebek çalma girişimi

    Sahte polis kimliğiyle bebek çalma girişimi

    Hatay’ın Samandağ ilçesinde sahte polis kimliğiyle hastaneden bebek çalma girişiminde bulunan kişi, yakalandı.

    Cumhuriyet Mahallesi’ndeki özel hastanede sahte polis kimliğiyle kendisini emniyet müdürü olarak tanıtan bir kişi, görevlilere N.E. isimli bebeğin hastanede olup olmadığını sordu.

    Hastane görevlileri, şüphelinin kendilerine gösterdiği polis kimliğinin sahte olduğunu fark edip bebek çalma girişiminde bulunan zanlıyı polise ihbar etti.

    Bunun üzerine hastaneye sevk edilen polis ekipleri, Samandağ Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla şüpheli Ali Beyhan F’yi (55) gözaltına aldı.

    Zanlının üzerini arayan ekipler, Türkiye Polis Emeklileri Derneği, Türk Silahlı Kuvvetleri Derneği ve 2. Sınıf Emniyet Müdürü ibareli sahte kimlik kartları ile 53 bin 210 lira, 2 bin 575 dolar, 1050 euro, 5 çeyrek altın, yüzük, 0,25 gram altın, iki cep telefonu ele geçirdi.

    Bu arada, bir araçta yapılan aramalarda da şüpheliye ait tabanca ile 2 şarjör ve 42 mermi bulundu. Araçta bulunan üç kişi de Ankara’dan Hatay’a birlikte geldikleri Ali Beyhan F’nin kendisini çevrede emekli emniyet müdürü olarak tanıttığını söyledi.

    Öte yandan, Samandağ Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, ilçedeki yağma, hırsızlık ve çeşitli adli olaylara yönelik gerekli önlemlerin alındığı, tüm olaylara müdahalenin de hızlıca yapılmasının sağlandığı belirtildi.

  • “6 aylık çocuğumuz 5. gün öldü”

    “6 aylık çocuğumuz 5. gün öldü”

    Depremlerin ardından Aktaş Apartmanı’nda Bursa Arama Kurtarma Spor Kulübü Derneği (BAKUT), Adapazarı Belediyesi personeli ve Bursa Gürsu Arama Kurtarma ekiplerinin yürüttüğü çalışmada enkaz altından ses alınması sonrası Muharrem ve eşi Hidayet Polat ile iletişim kuruldu.

    Ekiplerin çalışması sonucu önce Muharrem Polat, ardından eşi Hidayet Polat ekiplerin desteğiyle çıkarıldı.

    Yürüyerek çıkan çift, sağlık ekiplerince sedyeye yatırılarak ambulansla Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı.

    Tedaviye alınan Muharrem Polat, enkaz altında yaşadıkları anlattı.

    Deprem olduğunda telefonunu kaybettiğini anlatan Polat, “Depremin ilk günü telefonlar kayıptı. Alarmı 08.45’e kurmuştum, alarm çalınca, telefon yatağın altına girmiş, yatak zemine oturmuştu. Yatağı kaldırıp telefonu aldık, onun ışığıyla idare ettik.” dedi.

     

    “5. GÜN OĞLUM VEFAT ETTİ”

    Enkaz altındaki 2 çocuklarının hayatını kaybettiğini, kucaklarındaki 6 aylık bebeklerini de hayatta tutmak için çok uğraştıklarını dile getiren Polat, “Enkaz altında hiçbir şey yemedik. Sadece vazelin buldum, biraz vazelin yedik. Tabii sıkıntı yaşatır mı bilmiyorum ağzımız bayağı bir kapanmıştı. Bir yemek kaşığı kadar kendi imkanımızla erittik, orada beklettik onu da içemedik zaten tekrardan tükürdük. 6 aylık oğlum Muhammet Alparslan vardı, onu ağzımdan çıkarttığım tükürükle beslemeye çalışıyordum, eşimin artık sütü gelmiyordu. Enkazın altında 5. gün artık Muhammet Alparslan dayanamadı, ben nabzına baktım, kalbini dinledim sabah vefat etti.” dedi.

    Enkaz altında 7’inci gün kar suyuna ulaştıklarını belirten Polat, bu anları şöyle anlattı:

    “Yer lamine parkeydi. İlk depremde yer kapalıydı, ikinci depremde orası açılmış, bunu ben 7’inci günde fark ettim. Hava gelen yer sadece orasıydı, çok toz oluyordu ağzımızı, yüzümüzü kapatıyordu. Depremin 7’inci günü 03.30-04.00 sıraları ‘Hidayet bak dedim şuradan bir şeyler var’. Ben elimi attım, tuğla ıslak, nemli. Gösterdim, inanmadı. Kazdım, kazdım baktım su çıktı, kar suyu. Allah bize böyle bir hidayet gösterdi.”