Etiket: belge

  • Yetki belgesi fiyat artışını sabitleyecek

    Yetki belgesi fiyat artışını sabitleyecek

    Ticaret Bakanlığı’nın önemli bir kararıyla ikinci el otomobil pazarında yeni bir düzenleme devreye giriyor. Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik ile birlikte, ikinci el otomobil satışı yapmak isteyenlerin artık mutlaka yetki belgesi almaları gerekiyor. Otomobil fiyatlarındaki fahiş artışların ve piyasada haksız rekabetin önüne geçilebilmesi için böyle bir karar alındı. Galericiler ise kararın piyasadaki suni artışın önüne geçileceğine ve bu işi ehli olanların yapacağını söyledi.

    “Yetki belgesi fiyatları sabitler”

    Yetki belgesi olmadan satışların yapılmamasının piyasayı olumlu yönde etkileyeceğini belirten galerici Yakup Macit, “Karar doğru bir karar. Piyasada çok fazla fahiş fiyatlar dönüyor. Ayrıca, bu işi ehli olan yapacak. Yetki belgesi olduğu için al saçtılar bu işi yapamaz hale gelecek. Böylelikle piyasada fahiş fiyatlar olmaz ve dengeli bir piyasa olur. Bu işi bilen yapsın. Yetki belgesi fiyatları sabitler. Bence bu saatten sonra piyasa bu şekilde devam eder. Yaklaşık 1 senedir piyasa yavaş ilerliyor. Önümüzdeki ay sıfır araçlarda paket artışı var o bitiyor. Ondan sonra belki ikinci elde biraz hareketlilik olabilir. Şu anda en çok düşük fiyatlı araçları satıyoruz. Kar marjlarımız düştü. Ortalama yüzde 5 kazanıyoruz” dedi.

  • Orhan Sarıbal’dan skandal niteliğinde belge

    Orhan Sarıbal’dan skandal niteliğinde belge

    Orhan Sarıbal belgelere ilişkin şu açıklamaları yaptı:

    Elimde, Alman kurumlarının kendi iç yazışmalarını gösterir 2 belge var. Burada ilk belge, ilk bilgi notu, Türkiye Tarım Bakanlığı’nın 30 Ekim 2023 tarihinde Almanya’nın iki eyaletinden sığır eti ithalatını Mavidil Virüsü nedeniyle yasakladığını ve bu yasağın somutlaştırılarak hangi istisna ile güncellendiği bilgisi var. 13 Mayıs 2024 tarihli bilgi notuna göre Bakanlığın 30 Ekim 2023 tarihli yasağı, bu tarihten önce yasak kararına konu olan 2 Alman eyaletinden başka eyaletlere gönderilmiş hayvanlar için geçerli değildir. Yani yasağın tarihi ile, bilgi notunun tarihi arasında geçen aylardan sonra ve yasağa konu olan eyaletler bakımından gündeme gelen bir istisna var gibi görülüyor.

    Yani Türkiye önce diyor ki Almanya’daki şu eyaletlerden ben Mavi dil hastalığı nedeniyle ithalat yapmayacağım, ithalat yasağa getireceğim diyor. Fakat sonra, bu yasakla ilgili yeni bir istisna gelişiyor ve hem yasaklı eyaletten taşınmış hayvanlar hem de yasak tarihinden öncesi için bir kapı açılmış oluyor.İthalat yasağına konu olan hayvanlar başka bir eyalete gitmişlerse o eyaletten, üçüncü eyaletten onların ithalatını uygun buluyorum deniliyor. Şimdi birinci istisna bu. Yani aldığı kararı delmeye, dağıtmaya burada başlıyor. Bu iki eyaletten mavi dil hastalığı nedeniyle yasak olan ithalatı bir nevi buradan dolanarak aşmaya çalışıyor. Ne gerekçesi? Eğer 30 Ekim öncesi buralardan başka eyaletlere hayvan gitmişse menşei oradan bile olsa o hayvanları alabiliriz diyor.

    Bu yetmiyor. Bu arada 2. bir karar gündeme geliyor. Bunun tarihi ise 30 Mayıs 2024. Paris’te Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü Toplantısı gerçekleşiyor. O toplantı sırasında Alman yetkililerle yeni bir görüşme yapılıyor. Bu görüşme çerçevesinde bu istisnalar daha da büyümeye başlıyor. Yani o bölgede ithalatını yasakladıkları o bölgede yeni alanlar açıyorlar. Karantina bölgesine dair yeni kriterler getiriyorlar. Yeni önerilerde bulunuyorlar. Bunlardan birincisi o belgede şu, diyor ki yeni yazışmaya göre, iki eyaletten 30 Ekim öncesi hayvanların başka eyalete gitmesi ve oradan transferini açıyor.

    İkincisinde ise şu ana kadar, 3 Ekim 2023-30 Mayıs 2024, 8 ay sonra. Diyor ki “şu ana kadar sözleşmesi yapılmış, ithalat anlaşması varsa bunlar bu kısıtlamanın, bu yasağın dışındadır”.  8 ay önce bir karar alıyorsunuz, yasaklıyorsunuz, 8 ay sonra varsa bir sözleşme, o sözleşmeye ait olan hayvanlar bu yasağın dışındadır diyorsunuz. Dahası, Almanya’daki 3 karantina noktası, yani hayvanların toplandığı, karantinaya alındığı, 1 ay, 20 gün, 15 gün, oradaki tam kuralları bilmiyorum. O süre içerisinde o karantinada olanlarla ilgili de bu aldığımız yasak kararı geçerli değil diyor. Bu üçüncüsü. Üç temel görüş ortaya koyarak önce yasaklıyor sonra o yasakları parça parça kaldırıyor. Aynı zamanda da bakın aynı zamanda da tarih olarak 15.05.2024 tarihinde Bakanlık birincil yasağa ilişkin bir istisna koyuyor ama aynı tarihte Almanya’nın bir diğer eyaleti için yine aynı yasağı getiriyor.

    Üç eyalete çıkarıyor yasaklama kararını. Bir tarafta karantina alanını genişletiyor, öbür taraftan muafiyetleri arttırıyor. Yaman bir çelişki. Bu da yetmiyor, diyor ki bu üç istisnaya bağlı olarak diyor, ithalatçıları da belirledim diyor. İthalatçıların belgeleri, ithalatçıların kimliği, ithalatçılar kim? Onları da belirledim diyor. Biz bu belgeleri ve bilgileri sadece bu iki belgeye dayanarak söylüyoruz. Ama her belgenin 15 sayfa her yazışmanın 15 sayfa 20 sayfa ekleri olduğu belli.

    Düşünebiliyor musunuz? Gıda güvenliğinin ve ithalat için iktidarın nasıl da bu ülkeyi çaresiz bıraktığını ve nasıl da kendi aldığı karantina kararlarını yasaklama kararlarını bozucu bir politika uyguladığını. Geçtik yeterli üretim, geçtik yerli üretimi, ithalatta bile ne yazık ki Ukrayna’dan gelen etler meselesi üzerinden daha önce Polonya’dan gelen etler üzerinden, şimdi de Almanya’dan gelecek ithalat canlı hayvanlar üzerinden yaşadığımız durum bu.

    Buna göre de Tarım Bakanı Yumaklı’ya sorularım şunlar:

    • 30 Ekim 2023’te almış olduğunuz yasak kararından sonra üst üste 13 Mayıs ve 30 Mayıs 2024’te yeni istisna kararlarınızın almanın hangi bilimsel gerçekliği vardır? Hangi veteriner, hangi sağlık teknikleri, hangi karantina yönetmeliği, yöntemi, koşulları size bu izni verdi.
    • 2 eyaleti 3 eyalete çıkaran yasaklama kararınıza rağmen 2 eyaletten hangi eyaletlere hayvan transferi oldu da 30 Ekim’den önce siz onları buldunuz, buluşturdunuz, işiniz gücünüz yok, 8 ay öncesine giderek o eyaletten de başka eyaletlere hayvan transferi oldu, orada o hayvanların Türkiye’ye gelmesi için izin verdiniz. Ya da veriyorsunuz ya da getirdiniz?
    • Bu 2 eyaletten ya da 3 olan eyaletten daha önce bir ithalat var mıydı? Varsa miktarları nelerdir? Sizin aldığınız ithalat yasağı kararı 30.10.2023 sonrasında bir azalma oldu mu? Durum nedir? 13 Mayıs ve 30 Mayıs’ta almış olduğunuz yeni istisna kararlarıyla yasağı kaldırmak kararlarıyla yasağı delik deşik etmek kararlarıyla ithalatta bir artış var mı? Varsa nerede bunlar?
    • Mavi dil hastalığı sürekli bir gelişme ve değişim gösteriyor ki sizin de aldığınız kararlar öyle. Üçüncü bir yerde daha çıkarıyorsunuz yasakları. Bölgeye göre karantina yasağı ya da bölgeye göre yasak varsa onun içinden nasıl oluyor da başka yerlere transfer ya da üç ana toplanma merkezi olan karantina noktalarında bu hayvanları almaya çalışıyorsunuz. Aldınız mı? Alıyor musunuz?
    • Bu üç noktada Almanya’nın karantina noktalarında hayvanlar kaç aydır bekletiliyor, ki 30 Ekim’den bugüne kadar 7 ay, 8 ay geçmiş siz oradan karantinada olan hayvanlardan bu yasağa muaf tutuyorsunuz, onları alabiliriz diyorsunuz. Hangi bilimsel gerçeklik? Şaka mı? Aklınızla alay mı ediyorsunuz? Karantinada bir hayvanın duracağı maksimum süre 1 aydır. Çok özel bir durum varsa 1 buçuk aydır. Bilemediniz 2 aydır. 8 ay önceden mi bu hayvanlar o karantina noktalarında bekliyordu? Aldınız mı? Kimler aldı? Kaç sayıda kaç adet alındı?

    En önemlisi de şu bizim belimizdeki belgeler bunlar. Biz sadece bunlardan yola çıkarak değerlendirme yapıyoruz. Bütün gerçekler sizin ellerimizde. Belgelerde, kağıtlarda mavi dil hastalıklı hayvanların bu ülkeye girip girmediği de o karantina bölgelerinde ne kadar hayvan ithalat edildiği edilmediği de sizin elinizde Almanya hükümeti bunu o kadar net, açık, şeffaf bir şekilde bu bölgelerde mavi dil hastalığı var diye net bir şekilde ortaya bilgi koyarken, sizin kendi kararınızı defalarca bozarak ısrarla oradan hayvan alma çabanızın anlamı nedir?

    Bu bir skandaldır. Bu ülkenin et sorununu çözemediğiniz için, hayvancılık sorununu çözemediğiniz için, bu ülkenin insanlarını gıda güvenliği olmayan ürünlerle baş başa bıraktığınızı görüyoruz. O yüzden gıda güvenliğini hiçe sayan, kendi kararlarını kendi eliyle bozan Bakanlık bütün bilgileri doğrulamak, gerçek açıklamalar yapmak sorumluluğundadır. Bu bir skandaldır. Onlarcasını yaşadık. Demek ki bu devam etmektedir.

  • Şehit ailesine şükran belgesi

    Şehit ailesine şükran belgesi

    Çilimli Kaymakamı Furkan Alpay, şehit yakınları ve gazileri yalnız bırakmıyor. Alpay, 1993 yılında Mardin’de bölücü terör örgütü PKK ile girilen çatışmada şehit olan Uzman Jandarma Çavuş Tadat Özcan’ın kardeşini ziyaret etti.

    Kaymakam Alpay, şehit kardeşi Uğur Özcan’a üzerinde “Vatanımızın birliği, milletimizin dirliği ve devletimizin bekası uğruna hiç tereddüt etmeden canlarını seve seve feda eden ve bugün bizlerin hür, onurlu ve çağdaş bir ülkenin vatandaşları olarak yaşamımızı sağlayan bütün aziz şehitlerimize sonsuz minnet ve şükran duygularımızı sunarım” yazılı şükran belgesini verdi.

    Şehit kardeşi Uğur Özcan Kaymakam Furkan Alpay’a teşekkür etti.

  • Sınava giriş belgeleri erişime açıldı

    Sınava giriş belgeleri erişime açıldı

    ÖSYM’den yapılan yazılı açıklamaya göre, 2024-MSÜ sınava giriş belgeleri erişime açıldı. Buna göre adaylar, sınava girecekleri yer bilgisini gösteren sınava giriş belgesini ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr adresinden T.C. kimlik numaraları ve aday şifreleriyle alabilecek.

  • Faik Güngör Ortaokuluna sıfır atık belgesi

    Faik Güngör Ortaokuluna sıfır atık belgesi

    Erzurum Yakutiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı Faik Güngör Ortaokulu’nda bütün öğrencilere “Çevre Dostu Okul” sloganıyla çevre ve sıfır atık eğitimi verildi. Sıfır atık projesi kapsamında gerekli şartları yerine getiren okul belge almaya hak kazandı.

    Erzurum Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü Şube Ramazan Alphan, “Çevre bilincinin gelişmesi noktasında öğrencilerin gösterdikleri gayret sebebiyle okul yönetimine ve öğretmenlerine teşekkür ederek “Sıfır Atık” belgesini Okul Müdürü Nuri Albayrak’a teslim etti.

  • Sarıgöl Devlet Hastanesi personeline başarı belgesi

    Sarıgöl Devlet Hastanesi personeline başarı belgesi

    Kahramanmaraş merkezli 11 ilde büyük yıkıma denen olan depremler sonrası görevli olarak deprem bölgesinde hizmet veren Sarıgöl Devlet Hastanesi personeli, Sarıgöl Kaymakamı Ali Arıkan tarafından başarı belgesi ile ödüllendirildi.

    Hazırlanan başarı belgeleri Sarıgöl Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Mehmet Karaduman tarafından personele takdim edildi.

  • İzin belgesi olmadan kiralanmayacak

    İzin belgesi olmadan kiralanmayacak

    Resmi Gazete’de yayımlanan kanun ile birlikte; konutların turizm amaçlı kiralanabilmesi için, turizm amaçlı kiralama sözleşmesi yapılmadan önce izin belgesi alınması zorunlu olacak. Tek seferde 100 günden fazla süreli yapılan kiralamalar ise kanun kapsamının dışında olacak. Ayrıca, Bakanlıkça nitelikleri belirlenen plaket, turizm amaçlı kiralama yapılan konutun girişine asılacak. Kanuna göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı, izin belgesi verme işlemini valilikler aracılığıyla da yapabilecek. İzin belgesi ve plaket ücreti ise bakanlık tarafından belirlenecek. İzin belgesi alma yükümlülüğü ise kiraya verene ait olacak.

    İzin belgesi olmadan turizm amaçlı kiralamalara ceza

    İzin belgesi bulunmaksızın turizm amaçlı kiralanan konutları kiraya verenlere, kiralama yapılan her bir konut için 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak ve izin belgesi alarak faaliyette bulunabilmesi için on beş gün süre verilecek. Verilen on beş günlük süre sonunda izin belgesi alınmaksızın turizm amaçlı kiralama faaliyetine devam edenlere ise 500 bin Türk Lirası idari para cezası uygulanacak ve izin belgesi alarak faaliyette bulunabilmesi için bir kez daha on beş gün süre verilecek. Bu sürenin sonunda faaliyetlerin devam etmesi durumunda ise uygulanacak olan idari para cezası 1 milyon Türk Lirası olacak. İzin belgesi sahibinden kiraladığı turizm amaçlı konutu kendi nam ve hesabına üçüncü kişilere kiraya verenler hakkında ise her bir sözleşme için 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak. Kendi adına mesken olarak kullanmak amacıyla kiraladığı konutu kendi nam ve hesabına turizm amaçlı kiraya verenler hakkında ise her bir sözleşme için 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak. İzin belgesi olmayan konutların turizm amaçlı kiralanmasına aracılık edenler hakkında, her bir sözleşme için 100 bin Türk lirası idari para cezası verilecek. Her defasında yüz günden fazla süreli kira sözleşmesi yapmasına rağmen, ilk sözleşme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde aynı konutu dört defadan fazla kiraya verenler hakkında, bir milyon Türk lirası idari para cezası uygulanacak.

    İzin belgesi sahiplerine ise bakanlıkça istenilen bilgi ve belgelerin otuz gün içerisinde gönderilmemesi, eksik gönderilmesi, yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi durumunda 50 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak. Turizm amaçlı kiralama yapılan konutun konum, nitelik ve fiziksel özelliklerine ilişkin yazı, reklam, afiş, broşür, sosyal medya, web sayfası ve benzeri araçlarla kullanıcıya yanıltıcı şekilde tanıtılması, taahhüt edilen koşulların sağlanmaması veya turizm amaçlı kiralama yapılan konutun sözleşmede belirtilen süreden daha kısa süreyle kullanıcıya tahsis edilmesi hallerinde 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak. Aynı şekilde turizm amaçlı kiralama yapılan konutun, sözleşmeye uygun olarak kullanıcıya teslim edilmemesi halinde 100 bin Türk lirası idari para cezası verilecek. Bakanlıkça düzenlenen plaketin turizm amaçlı kiralama yapılan konutların girişine asılmaması halinde 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak ve asılması için on beş gün süre tanınacak. Bu sürenin sonunda plaketin asılmaması durumunda ise verilecek ceza 500 bin Türk Lirası olacak.

    Turizm amaçlı kiralama yapılan konutun, kamu düzeni, kamu güvenliği ve genel ahlaka aykırı olarak kullanıldığının yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından bildirilmesi halinde izin belgesi iptal edilebilecek. Kanunda belirtilen geçici madde ile birlikte, turizm amaçlı kiralama faaliyetinde bulunanlar tarafından, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde izin belgesi almak üzere Bakanlığa başvurulması zorunlu olacak. İzin belgesi düzenlenmesi işlemleri, başvuru tarihinden itibaren üç ay içinde sonuçlandırılacak ve başvurusu kabul edilmeyenler faaliyette bulunamayacak, ancak bu konutların ku

  • ‘Yetki yeterlilik belgesi’

    ‘Yetki yeterlilik belgesi’

    Galerici Ahmet Yurtlu, 5 yıl önce hayata geçirilen ‘yetki yeterlilik belgelerinin’ yürürlüğe girmesini istediklerini kaydederek, “Piyasada bu işi resmi yapan sayısının en az 20 katı bu işin ticaretini yapan ve vergi ödemeyen bir kitle var. 5 araç satıp 250 bin TL kazandık ama bu işle hiç ilgisi olmayan vatandaş arabayı 750 bin TL’ye aldı, şuanda 1 milyon 250 bin TL” dedi.

    İkinci el oto alım satımı için 5 yıl önce çıkarılan yetki yeterlilik belgelerinin yürürlüğe girmemesi, galericin işini zorlaştırdı. Kayseri’de galericilik yapan Ahmet Yurtlu, ikinci el araçlardaki fiyat artışlarından sonra insanların araç alarak yatırım yaptığını ve kendilerinden fazla para kazandıklarını söyledi. Yurtlu, “İnsanlar eskiden döviz bürosuna gidip döviz alırlardı artık yatırım amaçlı 3-4 tane sıfır ve ikinci el araç alıyorlar. Kullanmadıkları arabayı bloke edip yatırım yapıyorlar. Buradaki kazançlarda çok ciddi yerlere ulaştı.

    Biz alıp satarak elde edemediğimiz kârı vatandaş alıp bekleterek çok daha büyük marj oluşturmaya başladı. Ben 750 bin TL’ye sattığım aracı şuanda 1 milyon 250 bin TL olduğunu görüyorum. Bu 750 bin TL’den 1 milyon 250 bin TL’ye gelen süreçte biz 750 bin TL’ye sattık 800 bin TL’ye aldık, 850’ye sattık, 900 bin TL’ye aldık derken toplamda 5 araç satıp 250 bin TL kazandık ama bu işle hiç ilgisi olmayan vatandaş arabayı 750 bin TL’ye aldı, şuanda 1 milyon 250 bin TL. Biz bu işin ticaretini yapıp vergini ödediğimiz halde 250 bin TL kazandık, vatandaş hiçbir şey yapmadan, vergisini de ödemeden parasını 1 milyon 250 TL yaptı. Bu ciddi şekilde haksız kazanç doğurdu” ifadelerini kullandı.

    Bu konuda köklü çözüm bulunması gerektiğini dile getiren Ahmet Yurtlu, “Bu konuda bizim kökü çözümler üretmemiz gerekiyor. Pansuman tedavilerden ziyade bu konuya çok eğilmemiz gerekiyor. Piyasada bu işi resmi yapan sayısının en az 20 katı bu işin ticaretini yapan ve vergi ödemeyen bir kitle var. Bu konuda çok ciddi düzenleme yapılması lazım. Yetki yeterlilik belgeleri oluşturuldu, onları aldık ama yürürlüğe girmedi. 5 yıla yakındır çıkan bir belge verildi ama uygulanmadığı için ciddi bir rant oluştu. Bunları kat’i olarak gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yoksa yapacağımız bütün çözümler pansuman olarak kalacaktır” dedi.

  • BUÜ’de TYÇ logolu  belgeler

    BUÜ’de TYÇ logolu belgeler

    Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), TYÇ logolu mezuniyet belgelerinin tanıtımı için Ankara’da özel bir program düzenlendi. Programa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Lutfihak Alpkan ve Faruk Özçelik, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanvekili Prof. Dr. Haldun Göktaş, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Çufalı, MYK Başkanı Cemal Cihan Coşkun, MYK Yönetim Kurulu Üyesi ve BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, BUÜ Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Funda Coşkun, Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki Eğitim Genel Müdürü Nazan Şener ve diğer üniversitelerin rektörleri ve temsilcileri katıldı.

    UYGULAMAYA DAHA FAZLA LİSANS VE ÖNLİSANS PROGRAMI KATILMALI

    Törende konuşan Bakan Yardımcısı Lutfihak Alpkan, TYÇ’nin Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) ile uyumlu şekilde tasarlanan genel, mesleki ve akademik eğitim ve öğretim programları ile kazanılan tüm yeterlilik esaslarını gösteren ulusal yeterlilikler çerçevesi olduğunu söyledi. İş gücü piyasasında ihtiyaçların hızla değiştiğini belirten Alpkan, iş gücü konusunda talep edenin tam olarak ne talep etmesi, arz edenin ise ne arz etmesi gerektiğini bilmediğini dile getirdi. TYÇ’nin Türkiye’de eğitim ve öğretim sistemi içerisinde ve diğer öğrenme ortamlarında kazanılan kalite güvencesi sağlanmış tüm yeterlilikleri kapsadığına dikkati çeken Alpkan, “Türkiye’nin nitelikli iş gücü arz ve talebini dengelememiz ve koordine etmemiz gerekiyor. Bugün geldiğimiz bu nokta bunun önemli bir aşamasıdır” dedi. Bugün 40 üniversitenin TYÇ’de yer alan yeterliliklerden sorumlu olduğunu vurgulayan Alpkan, “Bunu daha da iyileştirmek, nitelik ve nicelik olarak artırmak, daha çok lisans ve ön lisans programına bu TYÇ logosunu vurmamız gerekiyor” diye konuştu.

     

    “TYÇ LOGOSU O PROGRAMIN KALİTE GÜVENCE SÜREÇLERİNİ GÖSTERİR”

    MYK Başkanı Cemal Cihan Coşkun da TYÇ’nin Türkiye eğitim, öğretim ve yeterlilik sisteminin Avrupa’ya ve dünyaya açılan penceresi olduğunu söyledi. Mezunların sahip oldukları diploma ve belgeleri kullanarak yurt içinde ve yurt dışında eğitim ve istihdam fırsatlarına erişiminin kolaylaşmasının TYÇ’nin nihai hedefi olduğunu belirten Coşkun, şöyle konuştu: “Diploma, sertifika veya belgenin üzerinde TYÇ logosunun bulunması, o programın kalite güvence süreçlerinin etkin bir şekilde işletildiğini gösterir. Avrupa Yeterlilikler Çerçevesine açık bir referans taşıdığını belirtir. Yeterliliğe erişim süreçlerinin güvenilir ve şeffaf olduğunu gösterir. Tüm bunlar önümüzdeki süreçte TYÇ logosuna sahip diploma ve belgelerin hem yurtiçi hem de yurtdışında eğitim kurumları ve işverenler tarafından talep edilen ve kabul gören yeterliliklere dönüşeceğinin açık emareleridir.”

     

    BUÜ REKTÖRÜ YILMAZ: ALDIĞIMIZ EMANETİ ÇOK DAHA YUKARILARA TAŞIYACAĞIZ

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ise Türkiye’de sadece 40 üniversitenin 142 programının logoyu kullanabilme hakkına sahip olduğuna işaret ederek; “Böylesine özel bir çalışma içerisinde Üniversitemizin de yer alıyor olmasından ziyadesiyle mutluluk duyuyoruz. Önceki dönemde atılan adımlar ve bu kapsamda hayata geçirilen projeler sayesinde bugün açıklanan 40 üniversite içerisinde adımızın yer aldığını görmeyi başardık. BUÜ’nün Tıp Fakültesi ile Mühendislik Fakültesi’ndeki Çevre Mühendisliği, Makina Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Tekstil Mühendisliği programları, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) ve Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) kapsamında onaylandı. Başarıda emeği bulunan başta bir önceki Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, üst yöneticilerimiz ve TYÇ ve AYÇ logosu kullanma hakkına sahip olan Tıp Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi üst yöneticilerine teşekkür diyoruz. Bizler de yeni dönemde bu değerin daha da geliştirilmesi ve tüm üniversite geneline yayılmasına dair gerekli çalışmaları yürüteceğiz” diye konuştu.
    Konuşmalarına ardından, TYÇ’de yer alan yükseköğretim yeterliliklerinden sorumlu 40 üniversitenin yöneticilerine anı plaketi takdim edildi.

  • Sırbistan Kosava ile belge imzalamadı

    Sırbistan Kosava ile belge imzalamadı

    Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Kosova Başbakanı Albin Kurti ile dün üzerinde uzlaştıkları “Fransız-Alman Planı” olarak bilinen 11 maddelik anlaşmanın uygulanmasına ilişkin olarak hazırlanan anlaşma eki ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kosova ile ikili ilişkileri normalleştirmek istediklerini fakat Sırbistan’ın Kosova’yı tanımadığı için uluslararası hukuki bağlayıcılığı olan hiçbir belgeye imza atmak istemediğini söyleyen Vucic, “Sırbistan Kosova’nın bağımsızlığını tanımadığı için Kosova ile yasal olarak bağlayıcı herhangi bir uluslararası belgeyi imzalamak istemiyorum” dedi. Kosova ile sözlü anlaşma yapıldığını belirten Vucic, “Sırbistan, Kosova ile normal ilişkilere sahip olmak istiyor. Seyahat etmek, iş yapmak istiyoruz. 100 metrelik duvarlar altında izole edilmiş bir halde yaşayamazsınız” diye konuştu.

    Sırbistan’ın Kosova’yı tanımaya mecbur edilemeyeceğini söyleyen Vucic, ülkesinin Kosova’nın BM üyeliğine ilişkin herhangi bir anlaşma şartını da uygulamayacağını ifade etti. Uygulama eki metninin 12 defa değiştirildiğini ve daha iyi bir anlaşma için mücadele ettiğini söyleyen Vucic, kendileri için önemli olanın Sırbistan’ın AB’ye üyelik yolunda kalması olduğunu açıkladı. Sırbistan Cumhurbaşkanı, Kosova’da Sırp Belediyeler Birliğinin kurulması için de anlaşma sağlandığını vurgulayarak bu şekilde Kosovalı Sırpların faaliyetleri için kurumsal bir çerçeve kazanmış olacaklarını belirtti.

    “Bu Kosova ve Sırbistan’ın birbirini fiilen tanımış olması manasına geliyor”

    Dün yapılan toplantıların ardından konuşan Kosova Başbakan Kurti ise, “Sırbistan henüz anlaşmayı imzalamamış olması nedeniyle, bu Kosova ve Sırbistan’ın birbirini fiilen tanımış olması manasına geliyor” ifadelerini kullanmıştı. Kurti, “Ohri’ye daha önce uzlaştığımız üzere anlaşmanın uygulama ekini imzalamaya geldik. Fakat karşı taraf, daha önce de olduğu gibi, anlaşmayı ekiyle birlikte imzalamayı reddetti” demişti.