Etiket: belgesel

  • Yaşayan İznik Hazineleri’nde 20. belgesel yayınlandı

    Yaşayan İznik Hazineleri’nde 20. belgesel yayınlandı

    Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının ustaları ile mesleklerinde yarım asrı devirmiş kişilerin hayatları İznik Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Biriminin“Yaşayan İznik Hazineleri” projesi çerçevesinde belgeselleştirilmeye devam ediyor. Bu doğrultuda 38 yıldır anahtarcılık ve çilingir ustalığı yaparak geçimini sağlayan Kadir Kardaş icra ettiği mesleğini genç yaştan bu yana aşkla devam ettiriyor.

    1959 yılında Bilecik’e bağlı Abadiye köyünde dünyaya gelen Kadir Kardaş, askerlik görevini yaptıktan sonra İznik’e göç etti. Çıraklığını yaptığı anahtarcılık ve çilingircilik mesleğine 1985 yılında İznik’te kendisi başladı. Gençlik yıllarının tarım ve hayvancılık yaparak geçirdiğini dile getiren Kardaş “Yoksulluk içerisinde geçen gençlik ve çocukluk yıllarımızdan sonra mesleğe atıldık. Çok şükür bugün bu mesleğimiz sayesinde birçok şeye sahip olduk. Her gencimize bir meslek edinmelerini tavsiye ediyorum” diye konuştu.

    “Dürüstlük en büyük kazancım”

    Meslekte geçirdiği 38 yıllık serüvenini o günleri yaşarcasına anlatan Kadir Kardaş, “Bizim mesleğimiz vatandaşımızın işine yetişmek. Evde kitli kalan, evine giremeyen, aracında kitli kalan, acil durumlar gibi birçok zorlukta vatandaşımızın imdadına koştuk. Devletimiz ile polis ve askerimiz ile birçok acil duruma birlikte gittik. Ama bu meslekte bu duruma dürüst hizmetimiz sayesinde kazandığımız güven ile geldik. Bu meslekte güven çok önemli. Vatandaş size evinin, arabasının anahtarını emanet ediyor. Bu güveni kazanırsanız size gelirler. Bizimde kazancımız dürüstlük ve güven oldu” diye konuştu.

    Kardaş konuşmasında ayrıca İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta’ya bu çalışmalar ile gelecek kuşaklara aktarılan tecrübeler ve meslekler dolayısıyla teşekkür etti.

    İznik Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Biriminin hayata geçirdiği “Yaşayan İznik Hazineleri” belgesellerinin ilki 75 yıllık fıçı ustası merhum İsmail Alkış ile gerçekleştirildi.

    İkinci belgesel ise İznik’e bağlı İnikli Mahallesi’nde ikamet eden 20 yıldır bastonculuk ile uğraşan Şükrü Kaya ile yapıldı.

    Üçüncü belgesel dünyaca ünlü Müşküle iğne oyaları, dördüncü belgesel 62 yıldır küfe sanatı ile uğraşan 76 yaşındaki Hakkı Ateş ile beşinci belgesel 63 yıldır terzilik sanatını icra eden 75 yaşındaki İsmet Acar, altıncı belgesel İznik’e bağlı Tacir Mahallesi’nde 50 yıldır sıcak demir ustalığı yapan 62 yaşındaki Necip Saraç ile yedinci belgesel 55 yıldır yorgancılık yapan 68 yaşındaki Ali Topkara’yla sekizinci belgesel 55 yıldır radyo ve televizyon tamirciliği yapan Ekrem Sevim, dokuzuncu belgesel çömlek ustası 55 yaşındaki Hasan Yaman, onuncu belgesel saat ustası 72 yaşındaki Ramis Asa’yla on birinci belgesel 70 yıldır yüncülük mesleği ile uğraşan 84 yaşındaki Süleyman Ferik ile on ikinci belgesel 50 yıldır soba ustası olan 72 yaşındaki Mehmet Topçu ile, on üçüncü belgesel ahşap ustası Servet Bağcı (63) ile on dördüncü belgesel yarım asırlık Bisiklet Tamir Ustası Ahmet Aşık (65) ile on beşinci belgesel yarım asırlık terzi ustası Ahmet Turhan (68) ile on altıncı belgesel yarım asırlık matbaa ustası Ramiz Pancar (75) ile on yedinci belgeseli İznikspor’un efsane futbolcusu Kaptan İsmail Hakkı Çelik (69) ile on sekizinci belgeseli yarım asırlık elektrik ustası Mehmet Potur (72) ile on dokuzuncu belgesel yarım asırlık taş ustası Mehmet Arslan (76) ile yirminci belgesel ise otuz sekiz yıldır anahtarcılık ve çilingircilik yapan Kadir Kardaş (64) ile gerçekleştirildi.

    Yaşayan İznik Hazineleri projesi önümüzdeki süreçte de ustaları ekranlara yansıtmaya devam edecek.

  • Kurbanlarını yiyen seri katilin belgeseli yapılıyor

    Kurbanlarını yiyen seri katilin belgeseli yapılıyor

    Meksika eyaletinin Atizapan şehrinde 18 Mayıs 2021 tarihinde yakalanan ve çoğunlukla kadınları hedef alan 73 yaşındaki seri katil Andres Filomeno Mendoza Celis’in evinde yapılan incelemede ele geçirilen insan kemiği sayısının 4 bin 600’e yükseldiği bildirildi. Kemiklerin 17 kadın, 1 yetişkin erkek ve 1 çocuğa ait olduğu tespit edilirken, yetkililer katilin 40 yılı aşkın süredir en az 30 kadını öldürdüğünden şüpheleniyor.

    Seri katilin evinde bugüne kadar yapılan incelemede kurbanlara ait kemiklerin yanı sıra kadın kıyafetleri, kadınlara ait kimlik kartları, kafa derileri, kafatasları, palalar ve oyma testeresinin yanı sıra zanlının işlediği düşünülen 20 cinayete ilişkin ses kaydına ulaşılmıştı.

    Kurbanlarını yediğini itiraf etmişti

    Mesleği kasap olan ve tutuklanmasının ardından çıkarıldığı mahkemede kurbanlarını yediğini itiraf eden seri katilin kurbanlarının etlerini komşularına da ikram ettiği ortaya çıktı. İşlediği kadın cinayetleri sebebiyle ömür boyu hapis cezasına çarptırılan seri katil, daha sonraki bir duruşmada öldürdüğü kadınların etlerini komşularına da verdiğini itiraf etmişti.

    Belgeseli yapılıyor

    Meksikalı yetkililer, seri katilin hikayesinin anlatılacağı bir dizi belgeselin yayınlanacağını duyurdu. Meksika Ulusal Adalet Yüksek Mahkemesi tarafından yapılan açıklamada, “Canibal, Indignacion Total adlı diziyle ülkedeki toplumsal cinsiyete bağlı şiddet ve kadın cinayetleri hakkındaki farkındalığın artırılması hedefleniyor” denildi.

  • Yeni adıyla “Çöğürler Nazım Bey” İstasyonu

    Yeni adıyla “Çöğürler Nazım Bey” İstasyonu

    Çöğürler Tren İstasyonu’nun adı “Çöğürler Nazım Bey’’ olarak değiştirildi.

    Kurtuluş Savaşı sırasında Kütahya’da yarbay rütbesinde şehit olan ve bir gün sonra TBMM tarafından miralay rütbesi verilen Milli Mücadele kahramanlarımızdan Yarbay Mehmet Nazım Bey’in adı, şehit olduğu Kütahya’nın Çöğürler Tren İstasyonu’nda yaşayacak.

    Kütahya Valisi Ali Çelik, Çöğürler İstasyon Şefliği adının TCDD’nin aldığı kararla “Çöğürler Nazım Bey” olarak değiştirildiğini açıkladı ve emeği geçenlere teşekkür etti.

    Line TV’nin Mürettep Müfreze ekibi ile birlikte çektiği ‘’Şehit Miralay Nazım Bey’’ belgeseli…

  • 63 yıllık mesleğini ilk günkü heyecanla yapıyor

    63 yıllık mesleğini ilk günkü heyecanla yapıyor

    Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının ustaları ile mesleklerinde yarım asrı devirmiş kişilerin hayatları “Yaşayan İznik Hazineleri” projesi kapsamında belgeselleştiriliyor. Bu kapsamda Terzi Ustası 75 yaşındaki İsmet Acar’ın hayatı da belgesele konu oldu. Acar terzilik zanaatını 1958 yılından bu yana 63 yıldır aşkla devam ettiriyor.

    1946 yılında İznik’te dünyaya gelen İsmet Acar, “12 yaşında başladım bu mesleğe. Tam 63 yıldır terzilik yapıyorum. Bizler bu meslekle büyüdük, büyüttük. Üç oğlumu ve üç kızımı bu meslek ile okuttum, büyüttüm, baş göz ettim” dedi.

    “Terzilik her zaman bir ihtiyaçtır”

    Terziliğin inceliklerini ve detaylarını İznik Belediyesi’nce hazırlanan belgeselde paylaşan İsmet Acar (75), “93 muhaciri olarak dedelerimiz Bulgaristan’dan İznik’e gelmişler. Babam da beni 12 yaşında ilk ustam olan Terzi Necmi Sarılgan’ın yanına verdi. Daha sonra ikinci ustam Halil Sargın’ın yanında işe devam ettim.9 yıl çırak olarak çalıştım ve askere gittim. Askerde de 24 ay terzilik mesleğini icra ettim. 1960 ve 1970’li yıllarda İznik’te 42 terzi vardı. Bugün bu sayı 10 civarlarında. O senelerde Kılıçaslan Caddesi’nin iki tarafından şırıl şırıl sular akar, bizler de bu suyla dükkânımızın önünü yıkardık. O zamanlardan bu zamanlara kadar gördük ki terzilik her zaman bir ihtiyaç. Gençlere tavsiyem; bu meslekte aç kalmazsınız. Konfeksiyon teknolojisi gelişti fakat hiçbir zaman tam ölçülerde üretim olmuyor. Herkesin bedeni farklı. Artık çırak yetişmiyor. Meslek yok olma tehlikesi altında” dedi.

    “Yaşayan İznik Hazineleri” belgesellerinin ilkini 75 yıllık fıçı ustası İsmail Alkış ile gerçekleştirildi. İkinci belgesel ise İznik’e bağlı İnikli Mahallesi’nde ikamet eden 20 yıldır bastonculuk ile uğraşan Şükrü Kaya ile gerçekleştirildi. Üçüncü belgesel dünyaca ünlü Müşküle İğne Oyaları ile gerçekleşirken, diğer belgesel ise 62 yıldır küfe sanatı ile uğraşan Hakkı Ateş (76) ile gerçekleştirildi. Son olarak ise 63 yıldır terzilik sanatını icra eden İsmet Acar’ın (75) hayatı ve zanaatı ele alındı.

  • 62 yılını bu mesleğe verdi! İznik’in yaşayan hazinesi

    62 yılını bu mesleğe verdi! İznik’in yaşayan hazinesi

    Bursa’da İznik Belediyesi tarafından projelendirilen ‘Yaşayan İznik Hazineleri’ belgesellerinden dördüncüsü küfe ustası Hakkı Ateş (76) ile çekildi.

    Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının ustaları ile mesleklerinde yarım asrı devirmiş kişilerin hayatları, İznik Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birim’nce ‘Yaşayan İznik Hazineleri’ projesi kapsamında belgeselleştiriliyor. Proje kapsamında İznik’e bağlı Sansarak Mahallesi’nde yaşayan ve bölgenin tek küfe ustası olan Hakkı Ateş’in hayatı da belgesel olarak çekildi.

    1945 yılında İznik’e bağlı Sansarak Mahallesi’nde dünyaya gelen Hakkı Ateş, belgeselde, “14 yaşında başladım bu mesleğe tam 62 yıldır küfe yapıyorum. Bizler bu meslekle büyüdük, büyüttük. Üç oğlumu üç kızımı bu meslek ile everdim, baş göz ettim” dedi.

    ‘GENÇLERE TAVSİYEM BİR SANATINIZ OLSUN’

    Küfe yapımının inceliklerini de anlatan Hakkı Ateş, “Eskiden küfeler ile zeytin toplanır, bu küfelerin içinde sofralık zeytinler yapılırdı. Hayvanlara yemler bu küfeler ile verilir, fırından ekmekler yine bu küfelere çıkarılırdı. Günümüzde ise artık bunlar bitti. Çoğunlukla aksesuar ve dekor olarak kullanılıyor. Ben bu mesleği severek yapıyorum. Sanatın kötüsü olmaz. Gün gelir işsiz kalırsınız, elinizde bir sanatınız olduğu takdirde işsiz kalsanız da üreterek kazanç sağlayabilirsiniz. Gençlere tavsiyem elinizde bir sanatınız olsun” ifadelerini kullandı.

    İznik Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi’nin hayata geçirdiği ‘Yaşayan İznik Hazineleri’ belgesellerinin ilkinde 75 yıllık fıçı ustası İsmail Alkış anlatıldı.

    İkinci belgesel İznik’e bağlı İnikli Mahallesi’nde ikamet eden 20 yıldır bastonculuk ile uğraşan Şükrü Kaya için çekildi. Üçüncü belgeselin konusu ise dünyaca ünlü Müşküle İğne Oyaları oldu.

  • Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden Line TV’ye ödül

    Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden Line TV’ye ödül

    Türkiye’nin en yaygın meslek örgütü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 1959 yılından bu yana sürdürdüğü Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri’ni kazananlar açıklandı.

    Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği 2019 Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri’ni kazananlar belli oldu. Seçici Kurul, TV Kültür-Sanat dalında Dilek İlhan’ın 25 Aralık 2019 tarihinde Line TV’de yayınlanan “Bıçak İzi” programı ödüle değer görüldü.

    İşte ödülleri kazananlar:

    BASIN / HABER

    Siyasal : Alican Uludağ Cumhuriyet Gazetesi’nde 21 Eylül-25 Ekim-28 Aralık 2019 tarihlerinde yayınlanan “Yargıda Yeni Güç Odakları” başlıklı haberiyle ödüle değer bulundu. Seçici Kurul, bu dalda Deniz Ayas’ın 6 Aralık 2019 tarihinde Sözcü‘de yayınlanan “Tuvalet Önünde Selam Nöbeti” başlıklı haberini övgüye değer gördü.

    Ekonomi: Hazal Ocak Cumhuriyet Gazetesi’nde 16 Ağustos 2019 tarihinde yayınlanan “Yüzsüzlüğün Bu Kadarı-Rüşvet Sözleşmede” başlıklı haberiyle ödüle değer bulundu.

    Haber Toplum: Hüseyin Şimşek Birgün Gazetesi’nde 31 Ocak 2019 tarihinde yayınlanan “Ailesi Sendikalı Memur Olamaz” başlıklı haberiyle ödüle değer görüldü.

    Eğitim: Zehra Özdilek Cumhuriyet Gazetesi’nde 6 Haziran 2019 tarihinde yayınlanan “Kendini Atayan Adam” başlıklı haberiyle ödüle değer bulundu.

    Sağlık: Gül Kireklo Sabah Gazetesi’nde 29 Haziran 2019 tarihinde yayınlanan “İki Baba Bir Mucize Bir Dram” başlıklı haberiyle ödüle değer görüldü.

    Kültür Sanat: Öznur Oğraş Çolak- Ayça Han Cumhuriyet Gazetesi’nde 28 Mart 2019 tarihinde yayınlanan “Oy Uğruna Orta Oyunu” başlıklı haberiyle ödüle değer bulundu.

    Spor: Seçici Kurul bu dalda ödüle değer eser bulamamıştır.

    Köşe Yazısı: Murat Ağırel Yeniçağ Gazetesi’nde 7 Ağustos 2019 tarihinde yayınlanan “Belediyeyi Yağmalamışlar” başlıklı köşe yazısıyla ödüle değer bulundu.

    Araştırma: Leyla Kılıç Cumhuriyet Gazetesi’nde 18-19-20 ve 25 Kasım 2019 tarihlerinde yayınlanan “Bebeğe Zulüm” başlıklı haberiyle ödüle değer görüldü.

    Röportaj- Söyleşi: Fevzi Kızılkoyun Hürriyet Gazetesi’nde 7 Nisan 2019 tarihinde yayınlanan “Vebalı Gibi Görmeyin Ekmek Derdindeyiz” başlıklı röportajıyla ödüle değer bulundu.

    SAYFA DÜZENİ

    Birinci Sayfa Düzeni: İbrahim Ersoy Diyar Milliyet Gazetesi’nde 25 Kasım 2019 tarihinde yayınlanan birinci sayfasıyla ödüle değer görüldü.

    İç Sayfa Düzeni: Vildan Sönmez Milliyet Gazetesi’nde 31 Aralık 2019 tarihinde yayınlanan iç sayfasıyla ödüle değer bulundu. Seçici Kurul bu dalda ayrıca Umut Karaahmetoğlu’nun Posta Gazetesi’nde 10 Kasım 2019 tarihinde yayınlanan iç sayfasını övgüye değer gördü.

    Karikatür: Seçici Kurul bu dalda ödüle değer eser bulamamıştır.

    Fotoğraf: Reşat Yiğiz Batman Çağdaş Gazetesi’nde 24 Aralık 2019 tarihinde yayınlanan “Define Avcılığı” fotoğrafıyla ödüle değer bulundu.

    TV / HABER

    Nazlı Yerebasmaz-Soner Dabağ’ın 2 Aralık 2019 tarihinde FOX TV’de yayınlanan “İki Termik Arasında Yaşam” başlıklı TV haberiyle ödüle değer görüldü.

    ARAŞTIRMA

    Ali Kara-Yağız Şenkal NTV’de 9 Aralık 2019 tarihinde yayınlanan Farklı Bir Konu: Koruyucu Aileler programı ödüle değer görüldü.

    HABER PROGRAMI

    Öznür Karslı Çetiner-Burcu Ayyıldız Habertürk TV’de 21 Aralık 2019 tarihinde yayınlanan “Hayatın İçinden” haber programı, ödüle değer bulundu.

    BELGESEL

    Ebru Çakırkaya’nın TRT Belgesel Kanalı’nda 7 Haziran 2019 tarihinde yayınlanan Son Kabileler belgeseli ödül aldı.

    KÜLTÜR-SANAT

    Dilek İlhan’ın Line TV’de 25 Aralık 2019 tarihinde yayınlanan “Bıçak İzi” programı, ödüle değer görüldü.

    SPOR

    Ödüle değer eser bulunamadı.

    KAMERA ÇALIŞMASI

    Ödüle değer eser bulunamadı.

    RADYO HABER-PROGRAM

    Ersin Antep’in NTV Radyo’da 14 Aralık 2019 tarihinde’ yayınlanan “Çok Sesli Göç Hikayeleri ve Şarkıları” adlı programı ödüle değer bulundu.

    İnternet Haber Dalı: 29 Nisan 2019 tarihinde DW Türkçe’de yayınlanan Başak Çubukçu ve Özgür Arslan’ın “Engelli olmak: Toplumun yarattığı engeller” başlıklı haberi ödüle değer görüldü.

    İnternet Röportaj Dalı: 29 Kasım 2019 tarihinde DW Türkçe’de yayınlanan Tunca Öğreten’in “Mesut’un Omuzundaki Yük”başlıklı haberi ödüle değer bulundu.

    İnternet Özgün Köşe Yazısı Dalı: 14 Mart 2019 tarihinde ajansspor.com’da yayınlanan Atilla Türker’in “Fikret Orman ve Gizli Kapaklı İşler” başlıklı yazısı ödüle değer görüldü.

    NEZİH DEMİRKENT ÖZEL ÖDÜLÜ

    2019 Nezih Demirkent Özel Ödülü’nün, “Türkiye’de ekonomi gazeteciliğinin gelişmesinde önemli katkıları, bu alanda pek çok muhabirin yetişmesinde de emeğinin olması, her dönem ve koşulda mesleğin saygınlığının korunması ve geliştirilmesine özen göstermesi” nedeniyle Dünya Gazetesi yazarı Alaattin Aktaş’a verilmesini kararlaştırdı.

    KADIN HABERİ

    Çiğdem Yılmaz 25 Kasım 2019 tarihinde Milliyet Gazetesi’nde yayımlanan “Bu Adamlardan Uzak Durun” haberi ve Serpil Yılmaz 5 Aralık 2019 tarihinde Sözcü Gazetesi’nde yayımlanan “Eşitlik Yoksa Ölüm Var, Anlayın Artık” başlıklı köşe yazısı ile ödüle değer görülmüştür.

    Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri Töreni’nin yeri ve zamanı daha sonra açıklanacak.

  • Bozüyük Kereste Fabrikası’nın ülkeye katkısı belgesel oldu

    Bozüyük Kereste Fabrikası’nın ülkeye katkısı belgesel oldu

    Bursa Orman Bölge Müdürlüğünce, 1926 yılında açılan ve Türkiye’nin ilk fabrikalarından olma özelliğini taşıyan Bozüyük Kereste Fabrikasının ülkeye katkısını anlatan belgesel hazırlatıldı.

    Kurtuluş Savaşı’nın ardından, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınması ve gelişmesi için ilk kurulan tesislerden biri olan, 1944 yılına kadar hizmet veren ve açılışına Mustafa Kemal Atatürk’ün de katıldığı Bozüyük Kereste Fabrikası, dönemin şahitleri ve görüntüleriyle belgesel oldu.

    Müdürlükçe belgeselin televizyon gösteriminden ve diğer elde edilecek gelirle görev başında yaşamını yitirmiş orman teşkilatı çalışanlarının çocuklarına burs verilmesi için çalışma başlatıldı.

    Bursa Orman Bölge Müdürü Yalçın Akın, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Türkiye’nin ekonomisinin canlandırılması için doğal kaynakların millileştirilmesi projeleri olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk’ün teşvikiyle Bozüyük’te Hususi Orman Şirketinin, ülkenin yeniden imarı ve iskanı için kurulduğunu söyledi.

    Bozüyük’te kurulan tesisin, sektörün dünyadaki en önemli girişimlerinden biri olduğunu ve şu an fabrikanın kalıntılarıyla bazı bölümlerinin ayakta olduğunu belirten Akın, şöyle devam etti:

    “Burası 19 kilometrelik havai hattı, 8 kilometrelik ormanlık alanda dekovil hattı ve içinde tam teşekküllü hastane bulunan, 1600 kişinin çalıştığı bir tesistir Bu tesisin hala Bozüyük ilçesinde izleri bulunmaktadır. 1. ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra fakir düşmüş bir milletin, ayağa kalkması için verdiği mücadelenin tarihi vesikasıdır, Bozüyük Ormancılık Şirketi. O yıllarda ülkenin en büyük ihtiyacı keresteydi. Demir ağlarının örülmesi için travers ihtiyacı vardı, bu ihtiyaç buradan karşılanıyordu. Ormanlar 1926’dan 1944 yılına kadar burada işletilmiştir. 1939’daki Erzincan depremindeki kereste ihtiyacı bu fabrikadan karşılanmıştır. Bu fabrika aynı zamanda kereste atık ve talaşlarından elektrik üretmekteydi. Bozüyük sokak ve evleri bu fabrikadan üretilen elektrikle karşılanıyordu, öyle ki Eskişehir, Bozüyük’ten 4 yıl sonra elektriğe kavuşmuştur.”

     “Belgeselin geliriyle burs sağlanacak”

    Bozüyük’teki fabrikanın ormancılık sanayisinin temel hikayesi olduğunu ifade eden Akın, hikayeyi belgesel haline getirerek bugüne taşıdıklarını belirtti.

    Akın, eserin gelirinin Ormancılığı Geliştirme ve Orman Yangınlarıyla Mücadele Hizmetlerini Destekleme Vakfına aktarılacağını dile getiren Akın, belgeselin gösteriminden ve satışından elde edilecek gelirlerle orman teşkilatında görevi başında yaşamını yitirmiş ormancıların çocuklarına burs sağlanacağını aktardı.

    Yalçın Akın, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin himayelerinde belgesel projesini hayata geçirdiklerini kaydederek, “Orman Genel Müdürlüğü, 181 yıllık geçmişi olan bir teşkilat, bu ülkenin kalkınmasında, sanayileşmesinde ormancılık çalışmalarıyla çok büyük katkılar sağlamıştır. Biz, tarihi köklerimizi günümüze bu belgeselle, bu kitapla taşımak istedik.” değerlendirmesinde bulundu.

    Bozüyük’te kurulan şirketin, modern ormancılık çalışmalarının bir prototipi olarak düşünülebileceğini vurgulayan Akın, belgeselin içeriğinde fabrikaya tanıklık etmiş isimlerin röportajları olduğunu, fabrikanın eski görüntülerinin bulunduğunu kaydetti.