Etiket: beraat

  • Müebbet hapisle yargılanıyorlardı, beraat ettiler

    Müebbet hapisle yargılanıyorlardı, beraat ettiler

    Yatağan Bozarmut Mahallesinde Samet Bulut’u öldürüp intihar süsü verdikleri suçlamasıyla yargılanan kızı Ayşegül Bulut, eşi Penbe Bulut ve kızının erkek arkadaşı Mehmet Karadağ, Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4’üncü kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya sanıkların yanı sıra taraf avukatları da katıldı. Duruşmada, sanıklar suçsuz olduklarını belirterek beraatlerini istedi.

    Duruşma savcısı mütalaasında, sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanık Ayşegül Bulut’un üzerine atılı, ‘İştirak halinde üstsoya karşı tasarlayarak bir suçu gizlemek, başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak için öldürme’ suçunu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine, sanık hakkında verilen hükmün niteliği gözetilerek uygulanmakta olan adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti ayrıca, diğer sanıklar Penbe Bulut ve Mehmet Karadağ’ın üzerine atılı ‘İştirak halinde eşe karşı tasarlayarak bir suçu gizlemek, başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak için öldürme’ suçunu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine karar verildi.

    Karar sonrası Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı Muğla 3’üncü ağır Ceza Mahkemesinin verdiği beraat kararını üst mahkemeye taşıdı.

  • Bursa’daki rehine olayıyla ilgili karar verildi

    Bursa’daki rehine olayıyla ilgili karar verildi

    Olay, 28 Mayıs 2022 günü Hacı İlyas Mahallesi Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde meydana geldi. Hırsızlık ve Uyuşturucu Madde ticareti suçlarından çok sayıda kaydı ve araması bulunan Raşit A. ve Beyza A. isimli iki kişinin Sakarya Mahallesi’ndeki bir otelde bulunduklarını belirleyen polis ekipleri otele baskın yaptı.

    Polis ekiplerini görünce kaçmak isteyen Raşit A. yanında bulunan kendisi gibi sabıkalı Beyza A.’nın başına silah dayayıp kaçmaya başladı. Başına silah dayadığı kadını vuracağını söyleyip Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde yürüyen Raşit A.’yı takip eden polisler uzun süre ikna etmeye çalıştı.

    Elindeki silahı önce başına sonra polis ekiplerine çeviren Raşit A. vurularak etkisiz hale getirildi. Araması bulunan Beyza A. da polis ekipleri tarafından olay yerinde gözaltına alındı. Her iki şahsın da çok sayıda suç kaydının bulunduğu ve polis tarafından uzun süredir arandıkları öğrenildi.

    Bursa 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya taraf avukatları ile maktülün yakınları katıldı. Savcı mütalaasında sanık komiser hakkında “kasten yaralama sonucu ölüme neden olma” suçundan meşru savunma ve zorunluluk hali nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti tutuksuz sanık komiser için beraat kararı verdi.

  • İlker Başbuğ’a beraat kararı

    İlker Başbuğ’a beraat kararı

    Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un, Türkiye Cumhuriyeti’nde Güç Odaklarının Mücadelesi kitabı hakkında bir gazetede yaptığı söyleşi nedeniyle 3 yıla kadar hapsi istenen davası karara bağlandı. İstanbul 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık İlker Başbuğ ve avukatları hazır bulundu.

    Milletin birlik ve bütünlüğünü her şeyden önce önemsediğini söyledi
    Duruşmada Başbuğ, çeşitli tarihlerde yaptığı konuşmaları anlatarak toplumun bütünlüğüne önem verdiğini, görevi başındayken ve emekli olduktan sonra da milletin birlik ve bütünlüğünü her şeyden önce önemsediğini söyledi.

    Beraatına karar verildi
    Alınan savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme, sanık İlker Başbuğ’un üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraatına hükmetti.

    ‘’Acı yaşadığımız bir günde benim kişisel konum hiç önemli değil’’
    Duruşmanın ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yapan Başbuğ, ‘’Güzel ülkemin büyük bir deprem felaketiyle karşı karşıya kaldığı bugünlerde benim davam hakkında sizinle konuşmayı doğru bulmuyorum. Bu kadar büyük acı yaşadığımız bir günde benim kişisel konum hiç önemli değil’’ ifadelerini kullandı.

    İddianameden
    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İlker Başbuğ ‘şüpheli’, AK Parti Rize İl Başkanlığı, AK Parti il ve ilçe başkanlarının da aralarında bulunduğu 166 kişi ‘müşteki’ olarak yer aldı. Savcılıkça hazırlanan iddianamede, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un 4 Ocak 2021’de Cumhuriyet Gazetesi’ne “Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi önlenebilirdi. Çünkü erken seçim kararı alınmış bir hükümete karşı bir askeri darbenin gerçekleştirilmesi açıkça milletin siyasi idaresine de vurulacak bir darbe olurdu” dediği anlatıldı. Başbuğ’un söyleşisinde ‘darbe’ imasında bulunduğunun kaydedildiği iddianamede, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme veya aşağılama’ suçunu işlediği iddia edildi. İddianamede, şüpheli Başbuğ’un ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

  • Selahattin Demirtaş’a 2,5 yıl hapis

    Selahattin Demirtaş’a 2,5 yıl hapis

    Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ‘terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef göstermek’ suçundan dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ı hedef gösterdiği gerekçesiyle Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden yargılandığı davada 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ı hedef gösterdiği gerekçesiyle verilen 2,5 yıl hapis cezasının Ankara Bölge Mahkemesi’nce bozulmasının ardından yeniden görülen davada karar açıklandı. Mahkeme Demirtaş’a ‘terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef göstermek’ suçundan 2,5 yıl hapis cezası verirken, ‘varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanmak suretiyle tehdit’ suçundan ise suçun yasal unsurları oluşmadığından beraat kararı verdi.

  • Reynmen ve Bircan Bali’nin davasında karar

    Reynmen ve Bircan Bali’nin davasında karar

    İki sene önce Ece Erken ve Bircan Bali’nin sunduğu bir televizyon programında kendisi hakkında yorumlarda bulunulmasının üzerine Reynmen lakabıyla bilinen Yusuf Aktaş, sosyal medya hesabından paylaşım yapmıştı.

    Aktaş’ın ‘’Bitmek bilmedi karalamalarınız. İnsanların özel hayatlarını konuşmak dışında başka vasfın ne? Bunu benimle paylaş ben bunu merak ediyorum. İnşallah yarın bu storylerimi döndürürsünüz programda. İnşallah o zaman başlayacaksınız tabi insanların hayatlarını konuşmaya. Elimden ne geliyorsa yapacağım hukuki anlamda” paylaşımı üzerine Bircan Bali savcılığa şikayette bulunmuş, Yusuf Aktaş hakkında Bircan Bali’ye yönelik ‘tehdit’ ve ‘hakaret’ suçlarından 9,5 aydan 4 yıl 4 aya kadar hapis talebiyle dava açılmıştı.

    İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuksuz sanık Yusuf Aktaş ve müşteki Bircan Bali’nin avukatları hazır bulundu.

    “Sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz’’

    Duruşmada esasa ilişkin beyanda bulunan müşteki Bircan Bali’nin avukatı, ‘’Aynı paylaşım nedeniyle müştekisinin Ece Erken olduğu dosyada mahkumiyet kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Sanığın şikayetine ilişkin de takipsizlik kararı verilmiştir ve bu karar da kesinleşmiştir. Sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz’’ dedi.

    “Müştekilerin beyanlarına karşılık söylenmiş sözlerdir’’

    anık Yusuf Aktaş’ın avukatı ise ‘’Ne tehdit ne de hakaret suçları oluşmamıştır. Müvekkil, hukuki haklarını kullanacağını söylemiştir. Bu sebeple ‘tehdit’ suçu meydana gelmemiştir. Diğer söylediği sözler ise müştekilerin beyanlarına karşılık söylenmiş sözlerdir. Müvekkilimin beraatına karar verilmesini talep ederim’’ ifadelerini kullandı.

    Reynmen’in beraatına hükmedildi

    Kararını açıklayan mahkeme, sanık Yusuf Aktaş’ın eylemini müştekinin televizyon programında kendisi hakkındaki olumsuz eleştirilere karşı tepki olarak gerçekleştirdiği gerekçesiyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına hükmedildi. Mahkeme ayrıca, söz konusu paylaşımın tamamında sanığın hukuki anlamda elinden ne geliyorsa yapacağını belirttiği ve bunu ‘tehdit’ amacıyla söylediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatına karar verdi.

  • Duygu Delen davasında beraat kararı

    Duygu Delen davasında beraat kararı

    Gaziantep’te Duygu Delen’in (17) balkondan düşüp hayatını kaybetmesinin ardından tutuklanıp hakkında dava açılan erkek arkadaşı Mehmet Kaplan (21), ‘çocuğu kasten öldürme’ ve ‘zincirleme şekilde nitelikli cinsel istismar’ suçlarından beraat etti. Yağma suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırılan, hakaret suçundan verilen 90 gün hapis cezası ise 1800 TL para cezasına çevrilen Kaplan, tahliye edildi. Duygu Delen’in annesi Şenel Delen, adliyeden çıkışta sinir krizi geçirdi.

    Duygu Delen, 13 Ağustos 2020’de Batıkent Mahallesi’ndeki 5 katlı apartmanın 4’üncü katındaki erkek arkadaşı Mehmet Kaplan’ın evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetti. Mehmet Kaplan, tartıştığı kız arkadaşının intihar ettiğini ileri sürdü. Şüpheli ölümün ardından gözaltına alınan Mehmet Kaplan ‘çocuğu kasten öldürme’, ‘zincirleme şekilde nitelikli cinsel istismar’, ‘yağma’ ve ‘hakaret’ suçlamasıyla tutuklanıp, hakkında dava açıldı.

    8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugün görülen karar duruşmasına sanık Mehmet Kaplan tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemi ile katılırken, taraf avukatları ile Duygu Delen’in babası Bülent ve annesi Şenel Delen ise salonda hazır bulundu.

    ‘EN AĞIR CEZAYLA YARGILANMASINI İSTİYORUZ’

    Mahkemede söz alan Duygu Delen’in babası Bülent Delen, çocuğunun 19 aydır toprak altında olduğunu ve Mehmet Kaplan’ın en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini söyledi. Şenel Delen ise kızı Duygu’nun geçen hafta 19 yaşına bastığını ve toprak altında olduğunu söyleyerek hakkını aramaktan vazgeçmeyeceğini belirtti. Mahkemenin kararı ile adaletin yerini bulacağını dile getiren Şenel Delen, ”Suçluya en ağır cezayı istiyorum. Bu dava hakkı bulacak. Adalet yerini bulsun. Yavrum geçen hafta 19 yaşına bastı toprak altında. Katili ise burada nefes alıyor. Katili serbest bırakıp başkalarının canını yakmayın. Adalet yerini bulsun ve en ağır şekilde müebbedini istiyorum. Her gün yavrumun o evde neler yaşadığını darbedildiğini düşünmekten acı çekmekten zorlanıyorum. Bir kere daha dünyaya gelsem de davamdan vazgeçmeyeceğim. Masumların canı yanmasın. Adalet istiyorum. Yavrumun ve masumların adaletini istiyorum. Avukatlar ailenin mağdur olduğunu söylüyor, onlar mı biz mi mağdur olan. Toprağın altına giren onların yavrusu mu benim yavrum mu? Mahkemenin adaletine sığınıyorum” diye konuştu.

    ‘BALKONDAN ATILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ’

    Delen Ailesi’nin avukatı Mehmet Balcı da Adli Tıp raporlarına göre de Duygu Delen’in intihar etmediği, sanık Mehmet Kaplan tarafından ya kucağında ya da sırtına alınarak balkondan atıldığını söyledi. Sanık Mehmet Kaplan’ın Duygu Delen’in telefonunda görüntülerini görmesinin ardından kıskançlık sebebiyle cinayet işlediğini ifade eden Balcı, “Sanık tarafı delilleri karatmaya çalışıyor. İfadelerde sanığın annesinin geldiği söyleniyor ancak bu görüntülerde görülmüyor. Kamera kayıtlarında ciddi bir değiştirme söz konusu. Mehmet Kaplan 3- 4 dakika sonra Duygu Delen’in yanına geliyor ve elleri kanlı. Burada eksik bir soruşturma var. Duygunun taytında ve tişörtünde sanık Mehmet Kaplan’ın kanlarına rastlanılmıştır. Duygu Delen, sanık Mehmet Kaplan tarafından ya kucağına ya sırtına alınarak balkondan atıldı. Duygu’nun Adli Tıp raporuna göre kazara düşmesi imkansız. Duygu Delen sanıkla yaşadıklarından sonra darbedilip balkondan aşağı atıldığını düşünüyoruz. Mehmet Kaplan çok zeki bir sanık. Benim 40 yıllık avukatlık hayatımda gördüğüm en zeki sanık. Mehmet Kaplan, Duygu’yu evine öldürmek için çağırmadı ve duygunun telefondaki görüntülerinden dolayı kıskançlık sebebiyle yapılmış bir cinayettir” dedi.

    ‘DUYGU DELEN’İN BALKONDAN ATILDIĞI İDDİASI KABUL EDİLMEZ’

    Sanık avukatı Enes Akbulut ise Duygu’nun Mehmet Kaplan tarafından kucakla ya da sırta alınarak balkondan atma olayının imkansız olduğunu söyledi. Kamera kayıtlarıyla oynandığının söylendiğini ifade eden Akbulut, bu konuda uzmanların istenilen araştırmayı yapabileceklerini kaydetti. Akbulut, müvekkili Mehmet Kaplan’ın tüm ifadelerini Adli Tıp Kurumu raporlarıyla doğrulandığını anlatarak, ”Adli Tıp Kurumu’nun verdiği raporla Prof. Dr. Nadir Arıcan’ın hazırladığı rapor arasındaki paralelliği sizin takdirinize bırakıyorum. Duygunun sırta alındığı iddia ediliyor. Mehmet Kaplan’ın fiziğinin Duygu Delen’i sırtına alması imkansız. Sırta alma ya da kucağa alınıp bu olayın işlenmesi mümkün değildir. Mehmet Kaplan’ın geçmişine atıfta bulunarak buna karar verilemez. Bu konunun hiçbir şekilde bilimsel gerçekliği yoktur. Sürekli ortaya atılan iddiaların sonu gelmeyecek. Mehmet Kaplan çocuk yaşıyla hatalar yapmış olabilir ancak verdiği ifadede vicdanen de bunları yapması imkansız. Şu anki gelinen noktada Mehmet Kaplan’ın cinayet suçu işlemediği raporlarla, Adli Tıp raporlarıyla ortaya konulmuştur. İddia makamı yağmalamadan da Mehmet Kaplan’ın cezalandırılması gerektiğini söylüyor. Ortaya asılsız iddialar atılmaktadır. Mehmet Kaplan’ın Duygu Delen’in telefonunu yağmalayarak alması söz konusu değildir. Telefon normal bir şekilde alınıyor. Tüm dosya incelendiğinde Mehmet Kaplan için beraat kararı verilmesini talep ediyorum” diye konuştu.

    SAVCI MÜEBBET HAPİS TALEBİNİ YİNELEDİ

    Savcı, avukat ve müşteki beyanlarının ardından esas hakkında açıkladığı mütalaasını tekrarladı. Sanığın ‘zincirleme şekilde nitelikli cinsel istismar’ suçundan beraatine karar verilmesini talep eden savcı, sanığın ‘hakaret’ ve ‘konutta yağma’ suçlarından cezalandırılmasını istedi. Kaplan’ın uyuşturucu kullandığı, öfke kontrolü sorunu olduğu ve kıskançlık sebebiyle maktule geçmişte de darp uyguladığını, kontrolünü kaybettiğini, maktulün boğazını sıktığını, darp ettiğini mütalaasında belirten savcı, ‘çocuğu kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

    ‘VERDİĞİM İFADELERİN ARKASINDAYIM’

    Sanık Mehmet Kaplan da esas hakkında mütalaaya karşı savunma yaptı. Kaplan savunmasında mütalaanın gerçekçi olmadığını dile getirerek, verilen raporların altında uzman kişilerin imzası olduğunu söyledi. Pişman olabileceği bir şey yapmadığını kalbinin ve gönlünün rahat olduğunu dile getiren Kaplan, şöyle konuştu:

    ‘ Pişman değilim hiçbir şeyden. Çünkü hiçbir şey yapmadım. Gönlüm çok rahat. Kalbim çok rahat. “O raporun altına 30 doktor imza attı. 18 aydır sonra kamera kayıtlarına ve Adli Tıp raporlarına neden itiraz ediliyor. 18 ayın 13 ayını tek kişilik hücrede geçirdim. Ben sevdiğim kızı kaybettim. Bir canım var ama bin tane canım olsa Duygu’nun bir saniye yaşaması için yine veririm. Verdiğim ifadelerin arkasındayım. Ben gerektiği kadar kendimi savunmaya çalıştım. Ben burada da yatsam gönlüm rahat olacak. Burası gelip geçici bir dünya. Adaletinize güveniyorum. İnşallah doğru karar çıkar.”

    YAĞMA VE HAKARETTEN CEZA VE TAHLİYE

    Mahkeme heyeti, sanığın ‘zincirleme şekilde nitelikli cinsel istismar’ ve ‘çocuğu kasten öldürme’ suçundan beraatine, ‘hakaret’ suçundan verilen 90 gün hapis cezasının 1800 TL para cezasına çevrilmesine, ‘yağma’ suçundan ise 10 yıl hapis ile cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tahliyesine karar verdi.

    Duygu Delen’in annesi Şenel Delen, adliyeden çıkarken sinir krizi geçirdi.

  • 5 yıla kadar hapsi isteniyordu… Metin Hara beraat etti

    5 yıla kadar hapsi isteniyordu… Metin Hara beraat etti

    Bir dönem dünyaca ünlü model Adriana Lima ile yaşadığı aşk ile konuşulan, düşünce gücüyle tedavi ve enerji konularında kitapları olan Metin Hara, “Diploması olmadığı halde hasta tedavi etmek veya tabip unvanını takınmak” suçlamasıyla yargılandığı davada beraat etti.

    İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Metin Hara katılmadı. Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, sanık Hara’nın üzerine atılı suçtan delil yetersizliği nedeniyle beraatine karar verilmesini talep etti. Mütalaaya karşı savunma yapan Hara’nın avukatı da müvekkilinin beraatini istedi. Mahkeme, Metin Hara’nın beraatine karar verdi.

    5 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYORDU

    İddianameye göre 13 Temmuz 2017’de BİMER’e Metin Hara’nın şikayet edilmesi üzerine, ihbarın Beşiktaş Kaymakamlığı’na gönderildiği, kaymakamlığa bağlı ilçe sağlık müdürlüğü yaptığı incelemede, Hara’nın sahibi olduğu “İnsanagüven” isimli danışmanlık şirketinin faaliyet izni bulunmadığını, Hara’nın hekim olduğuna dair diploması olmadığı ve Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği kapsamında bulunan uygulamaları yapabileceğine dair herhangi bir sertifikasının bulunmadığı halde “Tamamlayıcı Tıp Uzmanı” unvanını kullandığı tespitiyle işyeri o dönem mühürlenerek savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.

    İnternet üzerinde yapılan araştırmada da Metin Hara’nın kendisini “fizyoterapist, enerji uzmanı ve tamamlayıcı tıp uzmanı” olarak tanıttığı, eğitimler düzenlediği, seanslar ile hastalıkları tedavi ettiği, tedaviye yardımcı olduğu gibi beyanlarda bulunduğu kaydedildi. Soruşturma kapsamında yapılan araştırmada Metin Hara’nın, İstanbul Üniversitesi Fizik Tedavi Rehabilitasyon Yüksek Okulu mezunu olduğu, başka “Tamamlayıcı Tıp Uzmanı” unvanını kullanabileceği bir belgesi ve diplomasının bulunmadığı belirtildi. Suçlamaları reddeden Metin Hara’nın, bu zamana kadar herhangi bir belge ibraz etmediği kaydedilen iddianamede, “Diploması olmadığı hâlde, menfaat temin etmek amacına yönelik olmasa bile, hasta tedavi etmek veya tabip unvanını takınmak” suçlamasıyla 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istendi.

  • Vergi kaçırmakla suçlanan ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ beraat etti

    Vergi kaçırmakla suçlanan ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ beraat etti

    Oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ hakkında, sahibi olduğu şahıs şirketi aracılığıyla 2012 ve 2013 yıllarına ait sahte faturaları ticari kayıtlarına işlemek suretiyle vergi zararına neden olmak suçundan açılan davada karar çıktı. Mahkeme, Tatlıtuğ’un beraatine karar verdi.

    İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, sanık Tatlıtuğ katılmadı. Tatlıtuğ’un avukatı Bumin Doğruöz ve İstanbul Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın Avukatı Elif Karahan duruşmada hazır bulundu.

    SAVCI BERAAT İSTEDİ

    Esas hakkında mütalaa veren duruşma savcısı, sanığın cezalandırılmasına yeterli, şüpheden uzak delil bulunmadığını belirterek beraatine karar verilmesini istedi.

    VERGİ DAİRESİ CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ

    İstanbul Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı avukatı Filiz Karahan, şikayetlerinin devam ettiğini, mütalaaya katılmadıklarını belirterek, “Suç unsurlarının oluştuğu kanaatindeyiz. Sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.

    BERAATİNE KARAR VERİLDİ

    Mahkeme, atılı suçun sanık Tatlıtuğ tarafından işlendiğine dair her türlü şüpheden uzak, inandırıcı delil bulunmadığını gerekçe göstererek beraatine karar verdi.

    İDDİANAMEDEN

    İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Kıvanç Tatlıtuğ’un Pendik Vergi Dairesi’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Bağımsız Manken ve Modellerin Faaliyetleri isimli şahıs şirketinin sahibi olduğu belirtiliyor. İddianamede, bu şirketin 2012 ve 2013 yıllarına ait vergi dönemine ilişkin incelemelerde ticari faaliyette bulunmadan faaliyette bulunmuş gibi bazı danışmanlık şirketleri tarafından düzenlenen sahte faturaları kendi defter ve kayıtlarına işlemek suretiyle kullandığı iddia ediliyor. Tatlıtuğ’un gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmamasına rağmen sahte fatura ve irsaliyeleri ticari kayıtlarına işleyerek vergi zararına neden olduğu savunulan iddianamede, şüphelinin, “Vergi Usul Kanunu’na” muhalefet suçundan 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep ediliyor.

  • Çifte cinayet suçlamasından beraat etti

    Çifte cinayet suçlamasından beraat etti

    Isparta’da yaklaşık 3,5 yıldır kayıp olan Zehra Çaycı (24) ve Korhan Taştekin’i (34) öldürdüğü iddiasıyla 2 kez ömür boyu hapis istemiyle tutuklu yargılandığı davada beraat eden Ali Aydıner (39), “Öldüklerine inanmıyorum. Korhan kendisini öldürtecek kadar boş bir adam değildir. Gayrimeşru işleri vardı. 7- 8 yıl kesinleşmiş hapis cezası vardı. Zaten olaydan sonra kaç kişi görmüş. Ben bunları hep baştan beri söyledim ama kimse dikkate almadı. Kıza bir zarar verdi mi orasını bilmiyorum” dedi.

    Isparta’da iplik fabrikasında çalışan 3 çocuk babası Korhan Taştekin ile aynı iş yerinde çalışan 2 çocuk annesi Zehra Çaycı, 10 Ağustos 2017 tarihinde ortadan kayboldu. Çaycı ve Taştekin’in öldürülmüş olma ihtimaline karşı Isparta Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Çaycı ve Taştekin’in en son Ali Aydıner’e ait besihanede görüldüğü öne sürüldü. Polis, Zehra Çaycı ve Korhan Taştekin’in arkadaşı olan ‘Besici Ali’ lakabıyla bilinen Ali Aydıner’i 2018 yılının mayıs ayında gözaltına aldı. Tutuklanan Aydıner hakkında, ‘kasten adam öldürme’ suçundan 2 kez ömür boyu hapis cezası istemi ile Isparta 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

    BERAAT VE TAHLİYE KARARI ÇIKTI

    Davanın Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen hafta görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti, olayla ilgili elde somut bir delil olmadığı, bu nedenle tutuklu sanık Ali Aydıner’in üzerine atılı suçlardan beraatına ve dolayısıyla tahliyesine karar verildiğini açıkladı.

    YAKINLARI KARŞILADI

    Çifte cinayet suçlamasıyla yaklaşık 2,5 yıldır Isparta E Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Ali Aydıner, mahkeme kararının ardından tahliye edildi. Perşembe günü saat 17.00 sıralarında cezaevinden tahliyesi gerçekleşen ve ailesiyle kucaklaşan Ali Aydıner, 32 ay aradan sonra evinde ailesiyle geceyi geçirdi. Aydıner evinde geçirdiği ilk günün ardından kapılarını Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açtı ve merak edilen soruları yanıtladı.

    ‘BAŞTAN BERİ SUÇSUZUM DİYORUM’

    Korhan Taştekin ve Zehra Çaycı ile 10 Ağustos tarihinde birlikte olduklarını, gece yanından evlerine gitmek üzere ayrıldıklarını, besihanede herhangi bir tatsız olay yaşanmadığını anlatan Ali Aydıner, “Öldüklerine inanmıyorum. Korhan kendisini öldürtecek kadar boş bir adam değildir. Gayrimeşru işleri vardı. 7- 8 yıl kesinleşmiş hapis cezası vardı. Zaten olaydan sonra kaç kişi görmüş. Ben bunları hep baştan beri söyledim ama kimse dikkate almadı. Kıza bir zarar verdi mi orasını bilmiyorum. Korhan öyle kendisine zarar verdirtecek biri değil. ‘Gözünün üstünde kaşın var’ deyip saldıran bir tipi var. Kaç kez hapse girdi çıktı. Benim bir suçum yokken bir televizyon programının reyting uğruna yaptığı yayınlar neticesinde tutuklandım. 32 ayım gitti” dedi.

    ‘O GECEDEN SONRA GÖRENLER VAR’

    Ali Aydıner, Korhan ve Zehra’nın hayatta oldukları yönünde iddialarını sürdürerek, şöyle konuştu:

    “O gece evlerine gitmek üzere benim yanımdan ayrıldılar. Sonra kayboldukları söylendi. Halbuki kayboldukları söylenen günden sonra telefon görüşmesi yaptıkları HTS kayıtlarına yansıdı. Ayrıca burada olsun, diğer semtlerde olsun, görüldükleri yönünde bilgiler aldık. Korhan’ın ağabeyine bunu söyledim ama o hiç oralı olmadı. Ailesini bile karakola ifade vermeye gitmeye zor ikna ediyordum. Zehra’nın annesi televizyona çıkmasa hiç harekete geçmeyeceklerdi. Keziban Çaycı programa çıktı, ardından kendileri çıkmayı kabul ederek harekete geçtiler. Bana emanet edilen Korhan’ın arabasını bile saklayıp kayıp başvurusunda bulundular. Hiç işlemediğim bir suç yüzünden katil zanlısı olarak görülmeye başladım. Mahallede bile herkes beni görünce tuhaf tuhaf yüzme bakıyor ve bana ‘sen mi öldürdün?’ diye soruyorlardı. Ben kanser hastasıyım ve 3 ayda bir Antalya’ya kontrole gitmem gerekiyordu. Allah’tan cezaevi yönetimi bu konuda hassas davrandı da fazla mağdur olmadım. Cezaevi koşullarında yiyip içip yatıyordum ancak dışarıda annem, babam ve ablam perişan oldu. Şimdi onları çok değişmiş buldum. Hepimiz perişan olduk. Neyse ki adalet yerini buldu ve her şey sona erdi.”

    ‘ÇOK MUTLUYUZ’

    Oğullarının üzerine atılı suçlardan temize çıkarak beraat etmesinden oldukça mutlu olduklarını belirten Mehmet ve Alime Aydıner çiftiyle abla İlkay Kırmızıgül adalete her zaman güvendiklerini belirtti. Anne Alime Aydıner, “Ben oğlumun masum olduğunu hep söyledim. Çok şükür çıktı. Allah herkesin evladına yardım etsin diye çok dua ettim. Ben o ailelere de üzüldüm” dedi.

  • “Futbolda şike” davasında beraat kararı

    “Futbolda şike” davasında beraat kararı

    ‘Futbolda şike’ davasında 19 sanığın ‘şike ve teşvik primi’ suçlarından beraatine karar verildi.

    İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin aldığı kararı Yargıtay 5’inci Ceza Dairesi’nin usul eksikliği nedeniyle bozması sonucu yeniden görülmeye başlanan “Futbolda şike” davası, Çağlayan Adliyesi’nde devam ediyor.

    Mahkeme, 16 Temmuz 2020 tarihinde, Fenerbahçe Eski Başkanı Aziz Yıldırım ile birlikte 6 kişinin dosyasının ayrılmasına, 2016/62 no’lu dosyanın incelenmek üzere istenmesine, kumpas davasındaki delillerin gözden geçirilmesine ve yeni duruşmanın 6 Kasım 2020 tarihine ertelenmesine hükmetmişti. 31 sanık hakkındaki dava saat 10.00’da, Fenerbahçe Eski Başkanı Aziz Yıldırım ile birlikte 6 kişinin yer aldığı diğer dava ise 11.00’de başladı.

    Bugün yeniden görülmeye başlanan duruşmaya; Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, yönetim kurulu üyeleri Fethi Pekin, Burak Kızılhan, eski başkan Aziz Yıldırım, eski yöneticiler Şekip Mosturoğlu, Ali Yıldırım, Önder Fırat, İlhan Ekşioğlu, Cenk Başak ve avukat Naim Karakaya katıldı.

    SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI

    Yargıtay 5’inci Ceza Dairesi’nin bozduğu davanın aralarında Fenerbahçe eski yöneticisi Şekip Mosturoğlu ve Ümit Karan’ın da bulunduğu 20 sanık yönünden görülen davasında, savcı mütalaasını açıkladı.

    Savcı, 19 sanık hakkında şike ve teşvik primi suçlarından delil yetersizliğinden beraat istedi. Sanık Hakan Karaahmet hakkında 6 aydan 1 yıla kadar hapis istendi.

    BERAAT KARARI

    “Futbolda şike” davasında, Mecnun Otyakmaz ve Şekip Mosturoğlu’nun da bulunduğu 19 sanığın “şike ve teşvik primi” suçlarından beraatine karar verildi. Sanık Hakan Karaahmet’e ise “konut dokunulmazlığı ihlaline azmettirme” nedeniyle 6 bin TL adli para cezası verildi

    AZİZL YILDIRIM VE 4 SANIK İÇİN BERAAT TALEBİ

    Yargıtay’ın bozduğu “Futbolda şike” davasının, aralarında Fenerbahçe Eski Başkanı Aziz Yıldırım’ın bulunduğu 5 sanık yönünden görülen davasında, savcı mütalaasını açıkladı.

    Savcı, sanıklar Aziz Yıldırım, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Abdullah Başak ve Ahmet Çelebi’nin “şike” ve “teşvik primi” suçlarından beraatini talep etti. Sanik Selim Kımıl hakkında “tehdit” suçundan ceza istendi.