Olay, Silvan ilçesinde bir berber dükkanında meydana geldi. Bir kişi tıraş olmak için berber koltuğunda oturduğu sırada baş dönmesi yaşadı. Durumu depreme bağlayan şahıs, berberi birbirine katarken, saniyeler içerisinde dükkan içerisinde bulunan 5 kişi dışarı kaçtı.
O anlar iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde en fazla yıkım Hatay’da yaşandı. Kent merkezi kadar ilçelerin de ağır hasar aldığı depremde vatandaşlar, devletin yardımlarının yanında kendi imkanlarıyla da hayata tutunmaya çalışıyor. Hassa ilçesinde 33 yıldır berberlik yapan 46 yaşındaki Sedat Çay’ın iş yeri de depremde ağır hasar alarak yıkıldı. Doğup büyüdüğü toprakları terketmeyen Çay, kendini toparladıktan sonra müşterilerinin isteği üzerine çadırlara ve evlerin bahçelerine tıraşa gitti. Yeni iş yeri için de başvuru yapan Çay, mahallesinden bir süre önce taşınan polis merkezinin nöbet kulübesinin ayakta olduğunu gördü. Aklına burayı iş yeri yapmak gelen Çay, temizlik ve bakımın ardından koltuğu ve malzemelerini kulübeye getirdi. Çay, kapısı, elektriği ve suyu olmasa da müşterilerinin ihtiyaçlarını burada gidermenin mutluluğunu yaşıyor. Tabela olarak ise kulübenin duvarına sprey boya ile ‘berber’ yazıldığı görüldü.
“Pandemi dönemindeki gibi çalıştım”
Nöbet kulübesinde mesleğini sürdüren Sedat Çay, “Deprem sabahı saat 4.17’ydi bir gürültüyle uyandık. Kendimizi zorla dışarı attık. Allah kimseye yaşatmasın, çok büyük bir deprem yaşadık. Depremde eşimin tarafından 11 kişiyi kaybettik. Tokat’ta 12 gün kaldık, tekrar geri geldik. Daha sonra iş yerime gittim. Yıkım kararı alınmıştı. Malzemelerimi alıp evime getirdim. Ondan sonra da pandemi usulü iş yaptık. Arayan kişileri gidip tıraş ettim” dedi.
“Eşyalarımı sabah getirip, akşam götürüyorum”
Çocukluğunun bulunduğu bölgede geçtiğini anlatan Çay, “Bu nöbet kulübesini yıkadım, temizledim, işe başladım. Burası önceden polis karakoluydu. Polis karakolu taşındı gitti. Burası boştu ve nöbet kulübesiydi. Eşyalarımı her gün sabah getirip, akşam götürüyorum. Günlük 10-15 tıraş yapıyorum. Elektrik olmadığı için geceye kalamıyorum. Su, elektrik yok, bu şartlarda çalışmaya devam. Yeni iş yerimin anahtarlarını aldım. İnşallah bir haftaya kadar yeni iş yerime geçeceğim. Böyle bir yerde işimi yapacağım hiç aklıma gelmezdi. İşim beni hayata bağlıyor. Bu iş olmazsa yapamam. Çünkü 13 yaşından beri bu işi yapıyorum” ifadelerini kullandı.
Merkez Seyhan ilçesine bağlı Dağlıoğlu Mahallesindeki berbere gelen şoför Şükrü Tektaş’ı (28) tıraş olurken gören herkes şaşkına dönüyor. Futbol fanatiği olan ve haftada 4 kez halı sahada maç yapmaya giden, Tektaş, geri kalan zamanlarında da ne iş yaparsa yapsın cep telefonundan futbol oyunu oynuyor. Bağımlı hale gelen Tektaş, tıraş olurken bile oyun oynamaya devam ediyor. Berberi çileden çıkarken Tektaş, “Şuan berberdeyim ancak oyun oynamadan duramıyorum. Ben futbol bağımlısıyım ve maç oyunu oynuyorum. O kadar bağımlı olmuşum ki oynamadan duramıyorum. Arkadaşlar beni tıraş ederken bile kendimi tutamıyorum. Tıraş ederken zorlanıyorlar ama benim elimde olmayan sebeplerden zorlanıyorlar. Doğuştan bu yana futbolu seven biriyim. Normal bir insan halı saha maçına haftada bir defa giderken, ben dört defa oynuyorum. Ben futboldan kopamıyorum” diye konuştu.
Bağımlılığı yenmek için tedavi olmayı düşünmediğine dikkat çeken Tektaş şöyle devam etti:
“Bence çok güzel bir hastalık. Herkese de tavsiye ediyorum. Bunun zararlı olduğunu düşünmüyorum”.
Berber Ahmet Ocaklı ise “Ben hayatım boyunca böyle bir şey görmedim. Normal bir insanın tıraşı 30 dakika sürüyor ama bu müşterinin 2 saatten aşağı bitmiyor. Dur bekle aut, taç, oyuncu sakatlandı, direkten döndü diyerek tıraşı zorlaştırıyor. Adam sürekli oyunda, bari tıraş olurken bırak diyoruz ama dinlemiyor. Artık bağımlısı olmuş. Daha önce böyle bir müşteriyle karşılaşmadım. Diğer müşterilerde şaşırıyorlar. Günümüzde herkeste bir oyun bağımlılığı var ancak bu müşterinin bağımlılığı iki kat fazla” dedi.
İnegöl Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri ramazan ayı ile birlikte denetimleri sıklaştırdı. Başta gıda ürünlerinin üretim ve satışının yapıldığı işletmeler olmak üzere pek çok farklı iş kolunda yapılan denetimlerde berber ve kuaförler de denetlendi. Yapılan uygulamada toplamda 143 işyeri denetlenirken, 7 işyerine farklı konulardan cezai işlem uygulandığı bildirildi.
Zabıta Müdürlüğünden konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ramazan ayı ile birlikte farklı iş kollarına yönelik denetimlerimizi sıklaştırdık. Gıda ile başlayan denetim atağımız Ramazan Bayramı öncesi yoğunluğun hat safhaya ulaştığı berber ve kuaförler ile devam etti. Denetimlerde şehrimizde hizmet veren toplamda 143 işyeri denetlenmiştir. Yapılan denetimlerde; işyeri açma ve çalıştırma belgesi, fiyat tarifesi, genel temizlik hususları, personel temizliği, uyarıcı levhalar, yaya yolu işgali gibi konular incelendi. 7 iş yerine farklı konulardan cezai işlem uygulandı.”
Öte yandan, ramazan süresince ve devamında halk sağlığını korumak adına farklı sektörlerdeki işyerlerine yönelik denetimlerin artarak devam edeceği de ifade edildi.
TBMM’nin baş berberi Mümtaz Arslan, meslek hayatına 12 yaşında başladı. 23 yaşında iş yeri sahibi olan Arslan, 2003 yılında Meclis’te berber olarak çalışmaya başladı. İlerleyen dönemlerde baş berber olarak görev yapan Arslan, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve birçok siyasi kişileri tıraş etti. Meclis’teki görevinden istifa eden Arslan, uzun yıllar görev yaptığı Ak Parti’den milletvekili aday adayı oldu.
Demirel, Özal ve Erbakan’ı tıraş etti
Meclis’te çalıştığı sürede tıraş ettiği siyasi kişilerden bahseden Mümtaz Arslan, Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan gibi birçok siyasi kişileri tıraş ettiğini belirterek, “Milletvekillerimi çok seviyorum, onlarda beni çok seviyor. Mesleğimi severek yapıyorum” dedi.
“TBMM’ye geldiğim zaman sorunları çözeceğim”
Berber esnafının çok sorunları olduğunu ifade eden Arslan, “Çırakların olsun, kalfaların olsun, iş yeri olan dükkan sahiplerinin gerçekten çok sorunları var. Ben bunların sorunlarının hepsini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geldiğim zaman en iyi şekilde çözüp, onlara yardımcı olacağım, en iyi şekilde onları temsil edeceğim” diye konuştu.
“Berber olduğum için siyasetin içindesin demektir”
1984 yılında Refah Partisi’nde siyasete başladığını dile getiren Arslan, “Mahalle teşkilatlarından başlayarak sokak sokak çalışmalarımız oldu. Erbakan hocam bize ne görev verdiyse en iyi şekilde çalıştım. Milli görüşten yetişerek, siyasetin içinden geldik. Siyasi hayatım devam ediyor, siyaset bitmez. Berber olduğum için siyasetin içindesin demektir. Halkın sorunlarıyla ilgilenmekte güzel bir şey. İnşallah vekil olursam onların sıkıntılarıyla da ilgileneceğim” ifadelerini kullandı.
“Partimi en iyi şekilde temsil edeceğim”
İnsanlara yararlı olmak için, milletvekilli ve partide görev almak istediği belirten Arslan, “Kararımı verdim, büyüklerimizin olurlarını da aldım, halkımızdan istek var. Partimi ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı en iyi şekilde temsil edeceğimden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ben yararlı olacağım” dedi.
MSB’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Mehmetçik, Gaziantep’teki çadır kentlerimizde kalan depremzede vatandaşlarımıza berber hizmeti vermeyi sürdürüyor” denildi.
Türkiye’yi sarsan ikiz deprem felaketinin ardından Adana, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay’da çalışmalar gerçekleştiren Muratpaşa Belediyesi, şimdi de Kuaförler Güzellik Merkezleri Eğitim ve Dayanışma Derneği’yle depremzedelere kişisel bakım hizmeti veriyor.
Antalya’dan gönüllü berber ve kuaförlerden oluşan 10 kişilik ekip, depremin büyük yıkıma neden olduğu İskenderun ve Antakya’da çalıştı. Antalyalı berberler, bölgede görev yapan Askerlere de hizmet verdi.
7,7 büyüklüğündeki depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde koordinatör Vali Bülent Tekbıyıkoğlu başkanlığında depremzede vatandaşların yaraları sarılmaya devam ediyor. AFAD tarafından kurulan çadır kentlerde geçici olarak yaşayan depremzedelerin kişisel bakım ihtiyaçlarını da Kırıkkale’nin Yahşihan Belediyesi üstlendi. Yahşihan Belediye Başkanı Osman Türkyılmaz, kuaförlerle birlikte makam odasında toplantı düzenledi. Toplantının ardından 46 gönüllü bay ve bayan kuaför, deprem bölgesine ulaşmak için otobüsle yola çıktı.
Belediye Başkanı Türkyılmaz, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Pazarcık ilçesindeki arama kurtarma çalışmalarının tamamlanmasının ardından depremzedelerin kişisel bakım ihtiyaçlarının önemli olduğunu söyledi.
“46 arkadaşımız dahil oldu”
Hijyenin önemli olduğundan bahseden Türkyılmaz, “Şimdi salgın hastalıklarda hijyen çok önemli. Biz de Yahşihan Belediyesi olarak böyle bir proje başlattık. Sağ olsun Yahşihan’daki ve Kırıkkale’deki 46 arkadaşımız dahil oldu. Kahramanmaraş Pazarcık’ta olacağız. Orada 11 tane çadır kent var. Herkese gönüllü bir şekilde destek olarak yanlarında hissettirerek böyle bir kampanya başlattık” dedi.
“Bay bayan kuaförleri olarak canıgönülden toplandık”
Berber ve kuaförlerin canıgönülden toplandığını belirten kuaför Sadık Tunç, “Elimizden geldiği kadarıyla da Kırıkkale’deki bay bayan kuaförleri olarak canıgönülden toplandık. Fazlasıyla da talep oldu. Oradaki depremzede ağabeylerimiz, ablalarımız, kardeşlerimizin saç kesimiyle ilgili hijyenik anlamda her şey yapmaya hazırız” diye konuştu.
“Acılarını unutturmaya çalışacağız”
Deprem bölgesindeki vatandaşlara moral vermek istediklerini anlatan kuaför Hakan Çimen, “Öncelikle deprem bölgesinde mağdur olan arkadaşlarımızın hepsine geçmiş olsun diyorum. İnşallah orada elimizden geldiği kadar moral vererek yeni bir değişim yaparak acılarını unutturmaya çalışacağız ama inşallah unuttururuz. Bize fırsat veren Osman başkanımıza teşekkür ediyoruz” ifadesini kullandı.
“Gün, birlik ve yardımlaşma günü”
Kuaför Abdullah Köksal, “Artık bu görev bizim için kutsal oldu. Osman başkanımıza teşekkür ederiz. Gerekeni yaptı inşallah biz de gerekeni yapacağız. Gün, birlik ve yardımlaşma günü. İnşallah depremzede arkadaşlarımıza yardımcı olacağız” şeklinde konuştu.
Yahşihan Belediye Başkanına teşekkür eden Bayan Kuaförü Yaşar Bulut, depremzede vatandaşlar için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
Tarihi Sur ilçesinde 5. Harem-i Şerif olarak kabul edilen tarihi Ulu Cami’nin çevresinde 3 metre karelik dükkanında yarım asrı aşkın berber ustası olarak geçimini sağlayan Bingöl, dükkanında kullandığı eski berber malzemelerinin günümüzde de müşteriler tarafından tercih edildiğini söyledi.
25 yaşından bu yana tek koltuklu ve 3 kişinin zor sığabildiği dükkanında geçimini sağlayan Bingöl, askere gidip geldikten sonra 1974 yılında belediye tarafından kendisine dükkan açma ruhsatının verildiğini kaydetti.
Berber dükkanındaki tek koltukla geçimini sağlayan ve 7 çocuk büyütüp evlendiren Bingöl, “Bu dükkandan başka bir yere gitmek istemedim. Burada doğup büyüdüğümüz için hevesim olmadı başka yerde dükkan açmaya. İsteseydim Diyarbakır’ın güzel yerlerinde dükkan açabilirdim. Ama burası bana daha çok huzur veriyor. Şimdi şehrin kalabalık yerlerine gidersem ister istemez dükkanım da büyümüş olacak. Hem de eleman tutmak istemiyordum. Kendim çalışıp kendim kazanayım dedim. Çok şükür şimdiye kadar da alın teriyle ekmeğimi kazanıp 7 çocuk büyütüp evlendirdim” dedi.
“Eski makinelerle tıraş yaptığımda çalışma hevesim artıyor”
Müşterilerinin eski usul tıraş edilmek istediğini söyleyen Bingöl, “Müşterilerimin çoğu eski makinalarla tıraş olmak istiyor. Çocukluklarında öyle gördükleri için ben de bu geleneği sürdürüyorum. Mesela eski saç tıraş makinelerle, eski usul tıraş sonrası yıkama leğeniyle ve eski usul usturalarla müşterilerimi tıraş ediyorum. Bu da benim çalışma hevesimi arttırıyor. Boş oturduğum zaman canım sıkılıyor. Müşteri dükkana gelirse bana işin yoksa beni ücretsiz tıraş et dese yine de ücretsiz tıraş ederim. Ne de olsa sürekli ayaktayım. Bari hem sevdiğim işi yaparım hem de hayır işlemiş olurum” diye konuştu.
“Eski berberler senelik buğday karşılığında köy sakinlerini tıraş ederdi”
Eski zamanlarda berber ustalarının aynı zamanda köye hem sünnet hem de damat tıraşları için gittiğini anımsatan Bingöl, “Eskiden berberler aynı zamanda sünnet de yapıyordu. Bunun yanında şehre gelemeyen köy sakinlerini tıraş etmek için kırsala giderdik. O zamanlar paranın değeri fazla olmadığı için buğday karşılığında milleti tıraş ederdik. Örneğin o zamanlar berber ustasının 2 kalfası vardıysa biri dükkanda kalıp 2 kişi giderdi senelik buğday karşılığında köy sakinlerini tıraş ederdi. Bütün berberlerin belli bir köyü vardı. Ulaşım sıkıntıları olduğu için kimisi eşeğe kimisi de ata binip köye doğru yola koyulurdu. Ama şimdi taksiyle şehre gelip tıraş oluyorlar” ifadelerine yer verdi.
“Dükkanımda musluk yok”
“Müşterilerimin sakal tıraşını yaptıktan sonra yüz yıkama leğenine su koyup öyle yıkarım” diye sözlerine devam eden Bingöl, “Dükkanımda musluk olmadığı için ben de eski geleneğimi böyle sürdürüyorum. Müşteriler de gayet memnun bu durumdan. Zaten kendileri eski usul tıraşı sevmeselerdi sürekli gelip tıraş olmazlardı. Dükkanımda bulunan bu leğen paha biçilmez bir antikadır. Diğer bir antika eşyam da şuan berberlerin kullandığı saç spreyleridir. Bendeki sprey değil de su damlatmadır. Elimdeki bu eşyayı asla şuan berberlerin kullandığı saç spreyleriyle değiştirmem. Bir de en önemlisi olan tıraş makinem var. Alman malı olan bu makine kırpma makinesi olarak geçiyor. Şuanda çarşıda hiçbir yerde bulunmaz. Makinenin en ufak bir yayı kırılırsa daha artık çöp oluyor. Ama bende yedek yaylar olduğu için sıkıntı yok benim açımdan. Bazen diyorlar amca kırpma makinesiyle tıraş ettiğinde yorulmuyor musun? Oysaki benim hoşuma gidiyor. Müşteriler de diyor beni elektrikli tıraş makinesiyle değil de kırpma makinesiyle tıraş yap. Kimisi kırpma makinesinin sesini çok seviyor. Yani uzun lafın kısası elim ustura tuttuğu kadar berber işine devam edeceğim” ifadelerinde bulundu.
Valilikler ile meslek kuruluşları arasındaki istişare süreçleri için daha uzun bir zamana ihtiyaç duyulduğundan uygulama başlangıç tarihi 01 Ocak 2023 olarak değiştirildi.
Bakanlık, esnaf ve tacirlerden gelen talepler doğrultusunda uygulaması 01.10.2022 tarihinden itibaren başlamak üzere berber, kuaför ve güzellik salonlarının haftanın bir günü kapanmasına yönelik karar almıştı.
Söz konusu işletmelerin haftanın hangi günü, hangi şartlarda kapanacağının belirlenmesi ise yerel ve bölgesel ihtiyaçlar doğrultusunda, ilgili meslek kuruluşlarının görüşü alınmak suretiyle Valiliklere bırakılmıştı.