Etiket: beyşehir gölü

  • Beyşehir Gölü’nde tekne alabora oldu: 3 kişi kurtarıldı, 1 kişi boğuldu

    Beyşehir Gölü’nde tekne alabora oldu: 3 kişi kurtarıldı, 1 kişi boğuldu

    Olay, önceki gün meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, önceki gün Aygır Adası’ndan Kuşluca Mahallesi istikametine tekneyle hareket eden 4 kişinin teknesi alabora oldu. 112 Acil Çağrı Merkezine gece yarısından sonra yapılan ihbar üzerine ekipler harekete geçti.

    Jandarma, AFAD, İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Koruma Şube Müdürlüğü Su Altı Grup Amirliği ve Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı arama kurtarma ekipleri çalışmalara başladı. Çalışmalarda 3 kişi kurtarılırken, kayıp olan Yakup Kılıç’ın bulunması için çalışmalar devam etti. Arama kurtarma çalışmalarına gece saatlerinde ara verildi.

    Bugün sabahtan itibaren çalışmalar tekrar başladı. Devam eden arama kurtarma çalışmalarında alabora olan teknede kayıp olarak aranan Yakup Kılıç’ın cansız bedeni Kuşluca Mahallesi açıklarında bulundu.

    Olayla ilgili tahkikat devam ediyor.

  • Beyşehir Gölü hayalet ağlardan temizleniyor

    Beyşehir Gölü hayalet ağlardan temizleniyor

    Beyşehir Gölü’nde 15 Mart’ta başlayan su ürünleri av yasağı nedeniyle su ürünleri kontrol ekipleriyle birlikte gölde tekne ile kaçak avcılığın önüne geçilmesine yönelik olarak yapılan denetimlere katılan Konya Tarım ve İl Müdürü Duran Seçen, Beyşehir Gölü’nde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen projeler hakkında da bilgiler verdi.

    “Göl temizliği çalışmaları sürecek”

    Beyşehir Gölü’nün unutulan veya terk edilmiş hayalet ağlardan temizlenmesi noktasında çalışmalar yürüttüklerini belirten Seçen, 2023 yılında 10 gün süreyle 5 gemi ile gölde dip temizliği işlemlerini gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, “Yaklaşık 5 bin hektarlık bir alanda Beyşehir Gölümüzün dip temizliğini yapmaya çalıştık. Bu 5 bin hektarlık alanda yapmış olduğumuz çalışmada da yine 5 bin metre hayalet ağ ve 520 pinteri göl zemininden temizlemiş olduk. Bu faaliyetleri yürütmelerindeki amacın terk edilmiş veya bırakılmış olan hayalet ağların göl zemininde sürekli potansiyel olarak avlanmaya devam ediyor olması ile aynı zamanda göl zemininin kirletilmesi noktasında da sıkıntılar oluşturması olduğunu anlatan Seçen, “Bu yönüyle de temizlik çalışmalarımızı yürütüyoruz ve 2024 yılında da bu çalışmamızı devam ettirmiş olacağız” şeklinde konuştu.

    “Beyşehir Gölü 2 il, 4 ilçe ve 22 yerleşim birimini kapsıyor”

    Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nün Konya ve Isparta ili olmak üzere 2 il, 4 ilçe ve 22 yerleşim birimine sınırı olan bir göl olduğunun altını da çizen Seçen, 65 bin hektarlık yüz ölçüme sahip olduğunu, bunun 42 bin hektarının ise Konya ili sınırlarında bulunduğunu belirtti. Seçen, gölde çok fazla balık türü olduğunu, bunlar içerisinde pullu sazan, aynalı sazan, sudak, kadifenin yanı sıra endemik tür olan yağ balığının da yer aldığını kaydetti. Gölde avlanmanın serbest olduğu dönemlerde olduğu gibi yasak olduğu zamanlarda da denetim ve kontrol faaliyetlerini sürdürmekte olduklarını da dile getiren Seçen, 1380 sayılı su ürünleri kanunu kapsamında Beyşehir Gölü’nde Beyşehir Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı, Konya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü ve Beyşehir İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne bağlı su ürünleri kontrol görevlileri ile birlikte koordineli ve işbirliği şeklinde denetimler yaptıklarını da vurgulayarak, “Bu kontrollerdeki amacımız kaçak avcılığı önlemek, kaçak avcılığın yanı sıra avlanma yasaklarına avcılarımızın uymasını sağlamak, balıkların üreme dönemlerinde avlanmasının önüne geçmek, dolayısıyla hem ticari avcılıkta hem de amatör avcılıkta 15 Mart ile 15 Haziran tarihleri arasında su ürünleri av yasağı uygulanmaktadır. Bu dönemde de denetim ve kontrollerimizin daha etkin ve verimli olması açısından İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak 3 tane dron temin ettik ve Beyşehir İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüze teslimini yaptık. Burada daha hızlı bir şekilde aksiyon alabilmek için denetimlerimizi yapıyoruz. Bu şekilde gölümüzdeki su ürünlerinin popülasyonunun artarak devam etmesini sağlıyoruz. Mevcut kaynaklarımızın kirlenmemesi noktasında çalışmalar yürütürken diğer yandan da gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılabilmesi ve sürdürülebilir bir balıkçılık olmasını istiyoruz. Burada önemli olan tabii sadece bizim denetim ve kontrollerimizle iş bitmiyor. Beyşehir Gölümüzde iki tane kooperatifimiz var balıkçılık yapan ve 466 tane tekne ile avcılık yürütülüyor. Kooperatiflerimize burada teşekkür ediyoruz. Sadece avlanma yasağı değil, yine avlanmış olan balıkların boyutları, balıkçılarımızın kullandıkları av malzemeleri, kullanılan teknikler ve yöntemler balık popülasyonuna direk olarak etkileyen unsurlar olduğu için biz sadece kaçak avcılığı değil aynı zamanda kullanılan malzemeler noktasında da denetim ve kontroller yapıyoruz” şeklinde konuştu.

    Seçen, “Balıkların boylarını kontrol ediyoruz. Yine farklı yöntemlerle balık avı yapanlarla ilgili eğitim çalışmaları da yürütüyoruz. Avcılık yapan işletmelerimize, kooperatiflerimize ve üyelerine sürekli hangi boyutlarda, hangi türde balık avlanması gerektiği veya amatör avcılıkta ne kadar balığı avlayacakları noktasında da bilinçlendirmeye yönelik eğitimler veriyoruz. Dolayısıyla sadece denetim ve kontrol mekanizmasıyla bu iş önlenmiyor, bilinçli avcılık yapılması gerekiyor. Bilinçli malzeme kullanılması gerekiyor ve av yasağına uyulması gerekiyor. Yine avcılarımızın özellikle popülasyonu korumak için balıkların yumurtlama döneminde üremelerine müsaade etmeleri gerekiyor. Müsaade edilmezse popülasyon hızla azalmaya başlayacak ve su ürünlerimizin stokları azalmış olacak. Dolayısıyla sürdürülebilir balıkçılık da olmamış olacak” ifadelerini kullandı.

    “Balıklandırma çalışmaları 2024’te de sürecek”

    Duran Seçen, kurum olarak yürüttükleri denetim ve kontroller dışında göldeki biyolojik ve su ürünleri çeşitliliğini geliştirmek adı altında gerçekleştirdikleri balıklandırma çalışmaları hakkında da bilgiler verirken, 2022 yılında bu kapsamda balıklandırma programı dahilinde 1 milyon 250 bin, 2023 yılında ise 2 milyon yavru sazanı Beyşehir Gölü suları ile buluşturduklarını hatırlatarak, balıklandırma programını bu yıl da artırarak devam ettireceklerini sözlerine ekledi.

  • Beyşehir Gölü’nde av yasağının son gününde denetimler sıklaştırıldı

    Beyşehir Gölü’nde av yasağının son gününde denetimler sıklaştırıldı

    Beyşehir İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden yürütülen denetim faaliyetlerine ilişkin yapılan açıklamada, “Beyşehir İlçe Müdürümüz Hüseyin Özver ve Su Ürünleri Kontrol ekiplerimiz tarafından Beyşehir gölünde denetimler devam etmektedir. 1380 Sayılı Su ürünleri Kanunu kapsamında ilçemizdeki balık alım kantarları, balıkçı tekneleri, perakende satış yerleri ve balık işleme tesisi denetlenmiştir. Denetimlerinde ağ gözü açıklığı kontrolü, ruhsat ve belge kontrolü yapılmış, istenilen balık boylarında avcılık yapılıp-yapılmadığı kontrol edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
    Su ürünleri kontrol ekiplerinin yasağın başlamasının ardından da yasak döneme ilişkin denetimlerin yürüteceği belirtildi.

  • Beyşehir Gölü’ne kar yağışı umut oldu

    Beyşehir Gölü’ne kar yağışı umut oldu

    Beyşehir ilçesinde gece yarısından itibaren etkili olan kar yağışı ilçeyi beyaza bürüdü. Kar yağışının ardından göl kıyılarına gelen bazı vatandaşlar fotoğraf çektirirken, bazıları da sokak hayvanlarını sevdi. İlçe merkezinde 3 santim olarak ölçülen kar kalınlığının bazı kırsal mahalleler ile yüksek kesimlerde 15 santimetreyi aştığı gözlendi. Beyşehir’de kar yağışının ardından göl kıyısında bulunan kameriyelerde soğuk hava nedeniyle buz kütleleri oluştu. Türkiye’nin önemli tatlı su balığı üretim merkezlerinden olan Beyşehir Gölü’nde yağan karın ardından etkisini göstermeye başlayan soğuk hava nedeniyle balıkçıların büyük bölümü de avlanma faaliyetlerine ara verdi.


    Kar yağışı sonrası kıyılarda parka çekilen balıkçı tekneleri de beyaz örtüyle kaplandı. Soğuk havadan göl kıyılarında gezinen su kuşları da olumsuz etkilendi. Su kuşlarının su yüzeyindeki yiyecek arayışı dikkat çekti. Çok az sayıda balıkçının teknesiyle göl sularına açıldığı görüldü. Belediye ekipleri ise karın yoğun olduğu kesimlerde yolları kardan ulaşıma açık tutabilmek için seferber oldu.


    Beyşehir Gölü kıyısında yürüyüş yapan ilçe sakinlerinden Mehmet Ziya Arıkan, Beyşehir’de bir aydır kar yağışı beklediklerini ancak yağışın bir türlü gelmemesinin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. Son bir aydır ha bu hafta ha bu hafta gelecek diyerek beklemenin problem haline geldiğini ifade eden Arıkan, “Bu gece yarısı kar yağışı başlayınca haliyle hepimizi heyecanlandırdı, sevindirdi” dedi.


    Gece yarısı uyandığında kar yağışının olduğunu görünce büyük bir sevinç yaşadığını dile getiren Arıkan, “Baktım kar atıştırıyor. Yaklaşık 3-4 saat yağan bu karı görünce o sevinçle, heyecanla uyuyamadım. Kar yağışı her yer için önemli. Tüm dünya, Türkiye için kar yağışı çok kıymetli. Zamanında alamadığımız yağışlar belki bir ürün verimsizliği olarak yansıyacak bunu biliyoruz. Ama Beyşehir’de özellikle, bir de gölümüz kuruyor. Gölümüzün suyu çok azaldığı için burada her yerden daha kıymetle, hasretle beklediği bir yer haline geldi kar yağışı. O bakımdan böyle bir mutluluğu paylaşmak durumundayız. Kar yağınca balıkçıların büyük bölümü ava ara verdi. Motor sesleri çıkmıyor ama bunu da hissetmek, özellikle soğuğu da hissetmek çok güzel aslında. Beyşehir merkezde yağan kar miktarı belki 5 santimi bile bulmadı ama Şamlar yoluna, Yaka Manastır’a çıktığımda yaklaşık 20 santim kadar kar var ki, bu çok mutluluk verici” diye konuştu.

  • Kuş türleri Beyşehir Gölü’ne akın ediyor

    Kuş türleri Beyşehir Gölü’ne akın ediyor

    Türkiye’nin en önemli kuş cennetleri arasında gösterilen Beyşehir Gölü’nün kıyılarına çok sayıda kuş, su kuşu ve ördek akın etti. Tarımsal sulama mevsiminin başlamasıyla birlikte sığlaşan kıyıları mesken tutan su kuşları kıyıda gezinti yapan vatandaşların da ilgisini çekiyor.

    Vatandaşlar yürüyüşleri esnasında ya da kameriyelerde otururken farklı türlerin yaşamlarına tanıklık ediyor. Saz ve su bitkileri arasındaki beslenmelerini izleyebiliyor. Göl kıyılarında üreme mevsimi olması nedeniyle çok sayıda sakarmekenin yuva yapması dikkat çekerken, kuluçkadan çıkan yavru kuşların ebeveynleri ile birlikte gezintisi ve beslenme mesaisi de ilgiyle izleniyor. Su bitkileri arasında hareketsiz bekleyerek küçük balıklarla beslenen farklı tür ve renkteki balıkçıl kuşları da dikkat çeken renkli görüntüler sergiliyor.

    “Beyşehir Gölü yılın 365 günü çok sayıda kuş türünün yaşam alanı”

    Beyşehir Birliği, Göl, Çevre ve Doğa Koruma Derneği Başkanı Bekir Sami Tan, Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nün aynı zamanda milli park olarak koruma altında bulundurulan Türkiye’nin en önemli kuş cennetleri arasında yer aldığını hatırlattı. Beyşehir Gölü’nün yılın 365 günü çok sayıda kuş türüne yaşam alanı olduğunu vurgulayan Tan, kuş çeşitliliği sayısının mevsimlere göre değişkenlik gösterdiğini belirtti. Yaz mevsimiyle birlikte Beyşehir Gölü kıyılarına da çok sayıda farklı türde su kuşu akınının olduğunu gözlediklerini anlatan Tan, bunların su seviyesinin düşmesi ile birlikte sığlaşmaya başlayan kıyı kesimlerde daha iyi beslenme imkanı bulabildiğini söyledi.

    Özellikle küçük balıklarla beslenen balıkçılları sığ kesimlerde avlanmanın kendileri için kolaylaşması nedeniyle çok sık görmeye başladıklarını dile getiren Tan, kuluçka döneminin uzun sürmesi nedeniyle hala göl kıyılarında sakarmekelerin yuvalarının görülebileceğini, kuluçkadan çıkan yavru bireyleri ise ebeveynlerinin sucul bitkilerle beslediğini söyledi. Bahrilerin de dünyaya gözlerini açan yavrularıyla birlikte yiyecek arayışı içerisinde çok sık görüldüğünü anlatan Tan, kıyılara akın eden karabatakların da su dalışlarıyla yaptıkları avla balıklarla beslendiğini kaydetti.

    “Beyşehir Gölü Türkiye’nin önemli kuş cennetleri arasına girdi”

    Sami Tan, Beyşehir Gölü’nün birçok farklı türe ev sahipliği yaptığını, kış aylarında da çok sayıda kaz türünün bölgeye geldiğini vurgulayarak, “Kuş çeşitliliği yeri geliyor yükseliyor, yeri geliyor düşüyor. Buranın yerli kuşlarından yeşil ve boz ördek, sakarmeke, dalağan ve martılar gölde yaşam sürüyor. Kış döneminde kazlar da buraya akın ederken angutlar, elmabaş ördekler ve çayır ördekleri de bölgemize gelebiliyor.

    Beyşehir Gölü milli park olarak ilan edilmesinin ardından Türkiye’nin önemli kuş cennetleri arasına girdi. Çünkü burada milli parktan dolayı ateşli silahlarla ve her türlü avlanmak yasak. Sessiz ve çok sakin bir yaşam alanı olmasından dolayı ve özellikle çok sayıda ada bulunmasından dolayı su kuşları ve birçok tür artık Beyşehir Gölü’nü yaşam alanı olarak kullanmaya başladı. Ayrıca, kıyılara gelen martılar ve sakarmekeleri yerel halk da attığı yiyeceklerle beslerken, av olmadığından ve kendilerine zarar verilmeyeceğini artık hissettiğinden olsa gerek ki su kuşları insanların gezip dolaştığı kıyılara yakın kesimlerde bile üreme dönemini çok rahat bir şekilde geçiriyor ve beslenimlerini de sağlıyorlar ”dedi.

  • Beyşehir Gölü’nde sular 150 metre çekildi

    Beyşehir Gölü’nde sular 150 metre çekildi

    Konya ve Isparta topraklarındaki Beyşehir Gölü’nde su, kıyıdan yaklaşık 150 metre çekildi. Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, ”Beyşehir Gölü’ne ciddi bir kaynak sağlanmadığı sürece ve eğer bu yıl da ciddi bir kışımız olmazsa, Beyşehir gölünü herkes yok saysın. Göl önceden can çekişiyordu, şu anda ölme derecesine geldi” dedi.

    Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen 656 kilometrekare yüzölçüme sahip Beyşehir Gölü, Çarşamba Çayı ile Konya Ovası’nın sulanmasına katkı sağladığı gibi 466 balıkçının da geçim kapısı oluyor. Ancak iklim değişikliği ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle göldeki su, kıyıdan yaklaştık 150 metre çekildi. Su çekildiği için de balıkçılığın yapılması güçleşiyor. Aşırı kuraklık nedeniyle balıkçıların çoğunun göle açılıp, avlanamadığını belirten Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, şunları söyledi:

    ”Aşırı kuraklıktan ve suların çekilmesinden dolayı 400’ün üzerinde balıkçımız, göle avlanmaya gidemiyor. Şu an 60 teknemiz gölde zor şartlarda çalışıyorlar. Suların çekilmesinden dolayı aşırı da otlanma meydana geldi ve balıkçılarımız ağ atacak yer bulamıyor. Beyşehir Gölünde su seviyesi 1122.40 kotuna geldikten sonra Çarşamba Çayı’na tarımsal sulama için su verilmemeye başlandı. Ancak Şarkikaraağaç bölgesinde 3 tane pompa ve 2 tane de Beyşehir bölgesinde Kıreli Sulama Projesi var. Bunlar aşırı bir şekilde, hoyratça ve vahşi sulama dediğimiz sistemle sulama yapıyorlar. Ayrıca burada bizi etkileyen konulardan bir tanesi Devlet Su İşleri, Beyşehir Gölü’nü besleyen kaynakların önüne baraj ve gölet yaptılar. Bunlar zaten su tutmuyor ve gelen suyu da engelliyorlar.”

    BEYŞEHİR GÖLÜ CAN ÇEKİŞİYORDU, ŞU ANDA ÖLME DERECESİNE GELDİ

    Hasan Kurt, tedbirler alınmazsa Beyşehir Gölü’nün önümüzdeki yıllarda tamamen kuruyabileceğine dikkat çekerek, ”Ciddi bir kaynak sağlanmadığı sürece ve eğer bu yıl da ciddi bir kışımız olmazsa, Beyşehir Gölü’nü herkes yok saysın. Göl önceden can çekişiyordu, şu anda ölme derecesine geldi. Eğer Beyşehir Gölü’nü istiyorsak, uzman ekipler gelip gölde, geniş kapsamlı inceleme yapıp acil eylem planı yapılması lazım. Eğer istemiyorsak, kendi haline bırakırız, birkaç yıl sonra da artık’ Burada bir Beyşehir Gölü vardı’ diye anlatırız. Geçtiğimiz yıldan bugüne kadar aynı bu zamanlarda bizim su seviyelerini görürsünüz. 2 metrenin altında aşırı su çekilmesi oldu. Kıyıdan da 150 metre çekildi, diyebilirim. Eğer bu kuraklık bu şekilde devam ederse, seneye balıkçılarımızın hiçbiri göle çıkamaz” diye konuştu.

    ‘GÖLÜN BU HALİNİ GÖRDÜKÇE ÜZÜLÜYORUZ’

    Bölge halkından Hasan Kaser ise, çocukluk yıllarındaki gölün durumu ile şu an kuraklık halini gördükçe üzüldüğünü belirtti. Kaser, ”55 yaşındayım. Gölün bu halini gördükçe üzülüyorum. Yaş itibarıyla hatırladığım kadarıyla 50 yıldır gölü bu şekilde görmedim. Böyle bir durum yoktu ve balık durumu da aynı şekilde, daha önce de 8 -10 çeşit balık varken, şu anda balık da yok. Gölün bu durumu bizleri gerçekten çok üzüyor. Bunda kuraklığın etkisi olduğu kadar tahminimce DSİ’nin yanlış politikası da var. Çünkü gölü besleyen kaynakların önlerine göletler yapıldı. Buna da bir çözüm bulunulması lazım. Sulamalara dikkat edilmesi gerekiyor. Yoksa ilerleyen dönemlerde buralarda bol bol kavun ekeriz, karpuz ekeriz, arpa ve buğday ekeriz. Çocukluğum bu mahallede geçti ve şu anda röportaj yaptığımız yerler suydu. Biz buralarda balık tutar, göle girerdik. Şimdi göle girebilmek için ancak Karaburun plajına gitmek gerekiyor” dedi.

  • Sular 50 metre çekildi: “Beyşehir Gölü ağlıyor”

    Sular 50 metre çekildi: “Beyşehir Gölü ağlıyor”

    Konya ve Isparta topraklarındaki Beyşehir Gölü’nde su, kıyıdan yaklaşık 50 metre çekildi. Su seviyesinde beklenenin üstünde azalma olduğunu belirten Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, ”Beyşehir Gölü, ağlıyor diyebiliriz. Akdeniz’in yaylası, Konya’nın denizi, olarak tabir ettiğimiz Beyşehir Gölü’nde kıyıdan 50 metre suların çekildiğini görebilirsiniz. Ciddi bir şekilde Beyşehir Gölü ağlıyor ve alarm veriyor” dedi.

    Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen 656 kilometre yüzölçümüne sahip Beyşehir Gölü, Çarşamba Çayı ile Konya Ovası’nın sulanmasına katkı sağladığı gibi 466 balıkçının da geçim kapısı oluyor. Ancak bu yıl yağışların yetersiz olması nedeniyle gölde kuraklık alarmı başladı.

    ‘BEYŞEHİR GÖLÜ AĞLIYOR’

    Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, Beyşehir Gölü’nün de diğer göller gibi küresel ısınmadan nasibini aldığını söyledi. Göldeki suyun kıyıdan yaklaşık 50 metre geri çekildiğini belirten Kurt, şunları söyledi:

    ”Dünya çapında küresel ısınmadan dolayı bütün göl ve göletlerimizde çekilme meydana geldiği gibi aynı Beyşehir Gölü’nde de beklentilerin çok üstünde bir suyun azaldığını görüyoruz. Beyşehir Gölü, ağlıyor diyebiliriz. Akdeniz’in yaylası, Konya’nın denizi olarak tabir ettiğimiz Beyşehir Gölü’nde şu an da gördüğünüz gibi beklentinin çok altında ve kıyıdan 50 metre suların çekildiğini görebilirsiniz. Ciddi bir şekilde Beyşehir Gölü ağlıyor ve alarm veriyor. Kırmızı çizgiye geldi diyebiliriz”

    Göldeki suyun azalması nedenleri arasında bilinçsiz sulamanın da yer aldığını ifade eden Kurt, ”Bu duruma küresel ısınmanın yanı sıra birincisi hoyratça sulamalardan meydana geldi. İkinci sebebi Beyşehir Gölü’nü besleyen dere ve akarsuların bazılarının önüne barajların yapılması ve yapılan barajlarında su tutmamasıdır. Şu an ki yapılan barajlar su tutmuyor. Tam tersine Beyşehir Gölü’ne gelen akarsularında damarları kesildi” diye konuştu.

    BALIKÇIK DA ETKİLENDİ

    Gölden balıkçılıkta geçimini sağlayanlarında durumdan etkilendiğini belirten Kurt, ”Beyşehir Gölü’nde, balıkçılık yapan 466 tane ruhsatlı teknenin şu an da ciddi bir şekilde para kazanamıyor diyebiliriz. Balık tutamıyorlar. Arkadaşlarım uzağa gidemiyorlar. Yakın mesafelerde acaba bir ya da iki balık çıkar mı diye balıkçılık yapıyorlar. Suyun olmadığı yerde balık olur mu? Tabi ki avcılıkta dibe vurmuş vaziyettedir” dedi.

  • Beyşehir Gölü’ndeki balıkların ölüm nedeni oksijen yetersizliği

    Beyşehir Gölü’ndeki balıkların ölüm nedeni oksijen yetersizliği

    Konya’nın Beyşehir ilçesinde, Beyşehir Gölü’ne dökülen çaydaki toplu balık ölümlerinin oksijen yetersizliğinden kaynaklandığı bildirildi.

    Beyşehir İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Kaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, Beyşehir Gölü’ne dökülen çayın Yassıada Mevkisi’nde yaşanan toplu balık ölümlerinin ardından bölgeye su ürünleri mühendislerinden oluşan bir heyetin inceleme ve araştırma yapmak üzere gönderildiğini belirtti.

    İncelemede, toplu balık ölümlerinin, çaydaki su azalmasına bağlı oksijen yetersizliğinden kaynaklandığının tespit edildiğini ifade eden Kaya, şunları söyledi:

    “Su ürünleri mühendislerimizin incelemeleri esnasında da yeni ölmekte olan balıklar ve bazılarının başlarını çıkarıp da nefes almaya çalışmaları gözlenmiştir. Bunun üzerine çayda yeni ölümlerin olmaması için bir çalışma yapılarak su kaynağını açtırdık ve tekrar çaya su girişini sağladık. Bu çalışmanın ardından çaydaki su miktarının artması ile birlikte şu anda böyle bir sıkıntı gözükmüyor.”

    “Suya elektrik akımı verilmiş olabileceğiyle ilgili iddialar ise gerçeği yansıtmıyor”

    Kaya, olta avcılığının da yapıldığı çayda levrek, sazan ve diğer türlerin de yaşam sürdüğünü vurgulayarak, “Suya elektrik akımı verilmiş olabileceğiyle ilgili iddialar ise gerçeği yansıtmıyor. Böyle bir şey söz konusu olsa, bu işi yapan kişi ya da kişilerin oradaki balıkları toplayıp gitmeleri lazımdı. Toplu balık ölümlerinin yaşandığı yer lokal bir yer. Beyşehir’de bunun dışında karşılaştığımız böyle bir olumsuzluk söz konusu değil. Böyle bir ihbar da almış değiliz. Vatandaşlarımızdan, benzer durumlarla karşılaşılması durumunda kurumumuza mutlaka bilgi vermelerini istirham ediyoruz.” dedi.

    Beyşehir Gölü’ne dökülen çayın Adaköy Mahallesi Yassıada Mevkisi’ndeki köprü ağzında 24 Ağustos’ta görülen binlerce yavru balık ölüsüne rastlanmıştı. Vatandaşlar, bu durumun nedeninin araştırılmasını istemişti.