Etiket: bilim kurulu

  • Bilim Kurulu Üyesi: Kuyruklar akıl alır gibi değil!

    Bilim Kurulu Üyesi: Kuyruklar akıl alır gibi değil!

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Prof. Dr. Ahmet Demircan, alışveriş merkezlerinin (AVM) önlerinde oluşan kuyruklara ilişkin, “Buna amaçsızca yüklenmenin, gidip oraları dolaşmanın anlamı yok. AVM önündeki kuyruk akıl alır gibi değil. Varsa bir ihtiyacımız, illa oradaysa bunu planlayıp, nokta atışı olarak o mağazaya girip, alıp çıkmaktır bunun doğru olanı” dedi.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Demircan, vaka sayısındaki düşüş ile birlikte normalleşme adımları atarken tedbiri elden bırakmamak gerektiğinin altını çizdi. Demircan, “Yeni tespit edilen vaka sayımız azalmakta. Entübe dediğimiz hasta sayımız da git gide azalmakta. Ara ara artışlar olabilir mi diye endişemiz var. Uzun soluklu bir maraton olan bu virüsle mücadeleyi güzel yürütebilmek için bazı normalleşme adımları atarken de tedbiri elden bırakmamak, gevşememek ve önlemlere sıkı şekilde devam etmek gerekir. En kısa sürede bu süreci atlatarak normal hayata dönmeyi diliyoruz” dedi.

    AVM’LERDEKİ YOĞUNLUK

    Prof. Dr. Demircan, evde kalınırsa virüsün enfekte edeceği kişi sayısının azalacağını belirterek,
    “Ne kadar az hareket olursa bu virüs enfekte edecek kişi bulamıyor. Evde kalırsak virüsün enfekte edeceği kişinin ne kadar az olduğunu sokağa çıkma yasağında da gördük. Bu tecrübeyle sabit oldu. Bazı yerler açılmışken buna amaçsızca yüklenmenin, gidip oraları dolaşmanın anlamı yok. AVM önündeki kuyruk akıl alır gibi değil. Varsa bir ihtiyacımız, illa oradaysa bunu planlayıp, nokta atışı olarak o mağazaya girip, alıp çıkmaktır bunun doğru olanı. Maskeyi lütfen indirmeyin, maskesiz çıkmayın. Açılan berberler olsun, AVM’ler olsun izin verilen yerlerde kurallara tam anlamıyla uyalım ki geri dönüş olmasın. Eğer vaka sayısında artış olursa belki tekrar kısıtlama gelme ihtimali de olabilir. Lütfen bu imkanları iyi kullanalım gereksizse evimizde oturalım. Hareketi mümkün oldukça azaltalım. Ne kadar hareket az ise virüsün yayılımı ve pozitif çıkan insan sayısı az olur” diye konuştu.

    ‘BAYRAM SONRASI ÇOK DAHA RAHAT OLACAĞIZ’

    Prof. Dr. Demircan, Ramazan Bayramı’nda insanların kendi önlemlerini almaları gerektiğini vurgulayarak, “Çok daha sıkı gitseydik Ramazan Bayramı’nda kucaklaşabilir miydik? Ama bunu biraz daha ötelemekte fayda var. Kurban Bayramı’nda birlikte oturmak, birbirimizin elini öpebilmek için bu dönemleri sıkı tutmak lazım. Bu bayramda biraz uzaktan bayramlaşalım. Bu bayramda da ne kadar evde kalırsak inanın ki bayram sonrası çok daha rahat olacağız. Bu bayram önce kendimizin kısıtını koyalım” ifadesini kullandı.

    ‘AŞIYI ÇOK ERKEN BEKLEMEMEK LAZIM’

    Türkiye’de ve dünyada yürütülen aşı çalışmalarına da değinen Prof. Dr. Demircan, “Genel olarak her ülke çalışıyor. Bazıları belki işbirliği yaparak çalışıyorlar. Bu işin tam olarak temizlenmesinde; bağışıklığı artmış insanlarımızın çoğalması, virüsün enfekte edeceği insanların azalması ve aşı bularak toplumun çoğunu aşılarsak o zaman bu işi büyük oranda çözmüş olacağız. Laboratuvarlarda çalışmalar başlayacak, hayvan deneyleri, gönüllü insan deneyleri, bunlar en az 6-9 ay sürecek çalışmalar. Aşıyı çok erken beklememek lazım. Bazı ilaçları çabuk getiriyoruz, bazı testleri çabuk üretiyoruz ama aşı süreç alan bir şey. Aşıda biraz daha zamanımız var” dedi.

    ‘TBF VE TVF’NİN KARARINI SEVİNÇLE KARŞILADIK’

    Toplu yapılan müsabakaların riskli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Demircan şunları kaydetti:
    “Toplu müsabakalar, toplu yapılan bütün işlerde risk var. Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) ve Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) bu kararı alınca sevinçle karşıladık. Doğru olduğunu düşünüyoruz. Futbolda da Sayın Bakanımız ve Futbol Federasyonu Başkanı ile görüşmeler yapıldı. Artıları eksileri söylendi, söyleniyor da. Bu tür şeyler hareket getirici, bulaş riski olan şeyler diye düşünüyoruz. Bütün hareket ve bütün takım sporlarında temas riski yüksektir. Ona göre hareket etmek lazım.”

  • Bilim Kurulu Üyesi: Berberde muhabbeti uzatmayın

    Bilim Kurulu Üyesi: Berberde muhabbeti uzatmayın

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, “Berber salonunda ben kendim de muhabbet etmeyi, süreyi uzatmayı çok severim; fakat artık uzatılmaması gerekiyor. Orada oturup çay içmeyin” dedi.

    Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyonları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, hafta başında kuaför ve berberlerin açıldığını hatırlatarak, uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Tezer “Berberlere önerimiz ilk olarak ‘randevusuz çalışmayın’ oldu. Ayrıca ‘müşterinizi bilin’, ‘personeliniz en az sayıda olsun’, ‘misafir kabul etmeyin’ uyarılarında bulunduk. Berber salonunda ben kendim de muhabbet etmeyi, süreyi uzatmayı çok severim; fakat artık uzatılmaması gerekiyor. Orada oturup çay içmeyin. Ayrıca gazete okumak, yiyecek tüketmek yine o salonlarda artık olmayacak. Salonlara girerken mutlaka tıbbi maske olacak. Elimizi salona girmeden önce hasta odasına giriyormuş gibi düşünüp hem kendimizi hem karşımızdakini korumak için girişte berberin hazırlamış olduğu dezenfektan ile temizleyeceğiz ve öyle gireceğiz. Berberle temas etmeyeceğiz, yine mesafemiz olacak. Koltuk sayısı az olacak. Aralarında mesafeler olacak. Orada 3’üncü bir kişi oturarak beklemeyecek. Ne kadar koltuk varsa o kadar kişi olacak” diye konuştu.

    ‘3 KURALIN ŞİDDETLE DEVAM ETMESİ GEREKİYOR’

    Türkiye’de şuan rakamların çok iyi gittiğini söyleyen Prof. Dr. Tezer, “Ölüm sayılarımız da azaldı. Ölüm sayılarınız azalabilir; fakat yoğun bakımda yatan hasta sayınız artıyorsa tekrar artacak diye endişe edersiniz. Ancak bizim yoğun bakımda yatan hata sayımız da, solunum cihazına bağlı olan hasta sayılarımız da azaldı ve iyileşen hasta sayımız da çok arttı. Bunlar güzel şeyler; fakat bu olayın bittiği anlamına gelmediğini de hep söylüyoruz. Artık birinci aşama bitti ve sürdürülmesi gereken 2’nci aşama başladı. Yani kurallara uymamız gerekiyor. Kurallara uymazsak rakamlarımız azalmaz. Bazen dalgalanmalar da gösterebilir, artabilir. Bunun için hala; maske, mesafe ve el hijyeni olmak üzere 3 kuralın şiddetle devam etmesi gerekiyor” dedi.

    ‘HER ŞEY KURALLARLA İLİŞKİLİ’

    Koronavirüste ikinci dalganın gelme ihtimalini değerlendiren Prof. Dr. Tezer, “Şuan bunun aşısı yok. Biz şuan aşı yapmıyoruz. İlaç da yok elimizde. Toplumun yüzde yüzü hastalığı geçirmedi. Geçirmeyen kimseler var. Siz önlemleri almazsanız, önlemleri hafifletirseniz mikroorganizma döngüsünü sağlamak için tekrar harekete geçecek ve ikinci dalgaya sebep olacak. Aslında yine her şey kurallarla ilişkili. Önümüzde örnekler de var. Ve başka ülkelerde süreci sürekli izleyip takip ediyoruz. Kurallara uyduğumuz sürece rakamlar daha da azalacaktır. Pandemi tüm dünyayı etkileyen ve o mikroorganizmaya karşı tüm dünyanın mücadele ettiği bir hadisedir. Bu şuan tüm dünyada biliniyor ve bu sürecin hemen bitmeyeceğini gösteriyor. Belki 2021 yılında da olacak. Bizim istediğimiz şey kurallara uyarak bu süreci rahatlatabilmek. Bu dediklerim ‘her şey kötü’ manasında algılanmasın fakat bu bir süreç. Yazın da yönetilmesi gereken bir süreç. Onun için de zaten bütün önlemler alınıyor” şeklinde konuştu.

    ‘KORKULACAK BİR ŞEY YOK’

    Tezer, araçlarda klimaların hastalıkta riski oluşturup oluşturmadığına ilişkin de “Eğer sizde mikroorganizma varsa arabanın içerisinde de biri bulunuyorsa klimaları açıp, hava akımının oluşması durumunda bir risk oluşturabilir. Ancak şuan araçlarda maskesiz oturulmuyor ve ikinci bir kişi de oturacaksa o da aracın arkasında oluyor. Yani eğer aracı sizden başka kullanan kimse varsa el hijyenini de sağladığınız sürece korkulacak çok fazla bir şey de olmuyor” dedi.

  • Bu iki güne dikkat!

    Bu iki güne dikkat!

    Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Alışverişe, pazar yerlerine, marketlere zorunlu değilse Pazartesi veya Cuma değil hafta ortalarında gidelim” dedi. Twitter hesabından uyarılarda bulunan Özlü, salgının devam ettiğini belirtti.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 11 Mayıs Pazartesi gününden itibaren uygulamaya konulacağını açıkladığı normalleşme adımları kapsamında, berberler, kuaförler, güzellik salonları, alışveriş merkezleri açılacak.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs (corona virüsü) Bilim Kurulu Üyesi ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü de Twitter hesabından corona virüsü salgınına karşı vatandaşları uyardı.

    • Özlü, şunları belirtti:Alışverişe, pazar yerlerine, marketlere zorunlu değilse Pazartesi veya Cuma değil hafta ortalarında gidelim.
    • Telaş etmeyelim, sabırlı olalım. Sırayla, sosyal mesafeyi koruyarak, birbirimize saygı göstererek hızlıca işimizi görelim.
    • Vakit geçirmek için dışarıya çıkmayalım, keyif alışverişi yapmayalım.
    • Sadece zorunlu ihtiyaçlarımızı karşılamak için dışarıya çıkalım.
    • Havalandırmanın iyi olmadığı, insan yoğunluğu fazla olan kapalı alanlardan kaçınalım.
    • Maskemizi usulüne uygun şekilde takalım.
    • Salgın devam ediyor. Bugün 1542 kişi hastalandı ve 47 yurttaşımızı kaybettik.
  • İstanbul için 11 günlük sokağa çıkma yasağı çağrısı

    İstanbul için 11 günlük sokağa çıkma yasağı çağrısı

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) bünyesinde oluşturulan Covid-19 Bilimsel Danışma Kurulu dün toplanarak, salgınla mücadelede gelinen süreci değerlendirdi.

    Toplantı sonrası bugün yapılan açıklamada İstanbul için Ramazan Bayramı ve öncesini kapsayacak şekilde 11 günlük sokağa çıkma kısıtlaması uygulanması gerektiği belirtildi.

    Ertelenmiş sosyal ihtiyaçların kontrolsüz bir temasa dönüşme ve salgında sağlanan dengenin kaybedilmesi olasılığı göz önüne alınarak tüm normalleşme adımlarının Bayram sonrasına ertelenmesinin uygun olacağı İBB Bilimsel Danışma Kurulunun görüşüdür. from İBB Bilim Kurulu
    Ertelenmiş sosyal ihtiyaçların kontrolsüz bir temasa dönüşme ve salgında sağlanan dengenin kaybedilmesi olasılığı göz önüne alınarak tüm normalleşme adımlarının Bayram sonrasına ertelenmesinin uygun olacağı İBB Bilimsel Danışma Kurulunun görüşüdür.

    Belirsizliğin fazla olduğu ya da geleceğin öngörülemediği durumlarda toplumsal olarak kaygılanma, bu belirsizlik ile baş etmek için mevcut kuralları zorlayacak davranışların görülmesi olasıdır. Bayram dönemi uygulanacak kısıtlamaların gecikmesi, takvimin belirsiz olması durumunda riskli davranışların artacağı, yanlış bilginin yayılması, doğru olmayan bilgiye inanma gibi sonuçları doğuracağı unutulmamalı, kısıtlama kriterleri belirsizliğe yer vermeyecek şekilde önceden açıklanmalıdır.

    Belirsizliğin fazla olduğu ya da geleceğin öngörülemediği durumlarda toplumsal olarak kaygılanma, bu belirsizlik ile baş etmek için mevcut kuralları zorlayacak davranışların görülmesi olasıdır. Bayram dönemi uygulanacak kısıtlamaların gecikmesi, takvimin belirsiz olması durumunda riskli davranışların artacağı, yanlış bilginin yayılması, doğru olmayan bilgiye inanma gibi sonuçları doğuracağı unutulmamalı, kısıtlama kriterleri belirsizliğe yer vermeyecek şekilde önceden açıklanmalıdır.

    Bu açıdan 16-26 Mayıs 2020 tarihlerini kapsayacak şekilde 7+4 gün olacak şekilde bir sokağa çıkma kısıtlamasının hızla ilan edilmesi gerekmektedir.

  • Test çemberi genişliyor, hayalet taşıyıcı takibe alınıyor

    Test çemberi genişliyor, hayalet taşıyıcı takibe alınıyor

    Türkiye’deki koronavirüs vakalarındaki düşüş eğilimi devam ederken, hastanelere virüs şüphesiyle başvuranların sayısı da azalmaya başladı.

    Şu anda sadece hastanelere başvuran ve pozitif vakaların temaslılarna test yapılıyor.

    Türkiye gazetesinin haberine göre ise uzmanlar, günlük test sayısının 40 binin altına düşmemesi gerektiğini, bu nedenle, test kriterlerinin yenilenmesi ve belli gruplara, başvuru olmasa dahi, test yapılmasını gündeme getirdi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada TÜIK ile birlikte yaptıkları çalışmada, virüsün toplumdaki yaygınlığını ölçtüklerini söylemişti. Bu sonuçlardan yola çıkarak, yeni tedbirlerin gündeme getirilebileceğini belirten Koca, “iş yerleriyle ilgili OSB’ler dâhil olmak üzere bir takım toplu çalışılan yerlerde test yapılmasını planlıyoruz, hatta Gebze’de kurduk. Bunun da yaygınlaştınlmasını istiyoruz. Birçok sektöre test yapılabilirliğini sağlayarak normalleşmeye geçelim istiyoruz” demişti.

    Koca’nın gündeme getirdiği TÜIK araştırma sonuçlarının önümüzdeki hafta ortaya çıkacağı belirtiliyor.

    KRİTERLER DEĞİŞİYOR

    TÜİK ile birlikte yürütülen çalışmalarda, bir ilde hangi bölgede, toplumun hangi kesimlerinde, hangi yaş gruplarında virüs yükü riski bulunduğu araştırılıyor. Sağlık Bakanlığı, bu sonuçlardan yola çıkarak önümüzdeki günlerde yeni kriterler belirleyerek, test çemberini genişletmeyi planlıyor. Hastanelere virüs şüphesiyle başvuranların sayısının azaldığına dikkat çekilirken, Sağlık Bakanlığı, önümüzdeki süreçte test kapasitesini sadece hastane vuranlara değil, hiçbir belirti göstermeyen virüs taşıyıcılarını tespit edebilmek için de kullanacak. Gebze’de kurulan günlük 5 bin test kapasiteli laboratuvarla birlikte Türkiye’deki laboratuvar sayısının 120, günlük test kapasitesinin 60 bine ulaştığı belirtiliyor.

    Bilim Kurulu toplantılarında gündeme gelen yeni çalışma ile hiçbir belirtisi olmayan, yaklaşık yüzde 30 oranındaki virüs taşıyıcısının tespit edilmesi hedefleniyor. Ramazan Bayramına kadar geçecek süreçte, öncelikle OSB’ler, küçük sanayi siteleri, küçük işletmeler, lokanta ve kafelerde çalışanlara, kronik rahatsızlığı olanlara ve risk grubunda bulunanlara, başvuru olmaksızın test yapılabileceği belirtiliyor. Haziran başında başlatılması planlanan iç turizm sezonu nedeniyle turistlik işletmelerde çalışanlara test zorunluluğu getirilecek.

    ELİMİZDE YETERİNCE TEST VAR

    Bilim Kurulunda yapılan değerlendirmelerde “Şu anda yapılan testler hasta yakalamaya yönelik kriterler. Önümüzdeki süreçte kriterler genişletilerek virüs taşıyanları yakalamaya yönelik stratejiye geçilmesi daha doğru olur. Elimizde yeterince test kapasitesi var. Vatandaşların hastanelere gelmesini beklemeden, mobil olarak belli bölgelerde rastgele testler yapılabilir” görüşü dile getirildi.

  • Bilim Kurulu üyesi uyardı: Salgın bitmedi, rehavete kapılmayın

    Bilim Kurulu üyesi uyardı: Salgın bitmedi, rehavete kapılmayın

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Sokağa çıkma yasağının sona ermesinin ardından vatandaşları rehavete kapılmamaları konusunda uyardı: “Salgın bitmedi devam ediyor. Tedbirlere uyarsak normal hayata dönüşümüz daha kısa zamanda olacaktır” diye konuştu.

    Virüsün son olarak dün bin 670 vatandaşımıza bulaştığını ve 61 kişinin ölümüne neden olduğunu hatırlatan Özlü, tedbirlere uyulması halinde normal hayata dönüşün daha kısa zamanda olacağını söyledi. Özlü “Acele edersek, geç kalırız; daha uzun süre evlerimizde kalırız. Biraz daha sabredelim. Tedbirleri gevşetmeyelim. 65 yaş üstü ve 20 yaş altındaki yurttaşlarımızın bir an önce dışarı çıkabilmeleri için hepimizin tedbirlere uyması gerekiyor. Onlar evden çıkmayarak bize yardımcı oluyorlar. Biz de sosyal mesafeyi koruyarak onların zahmetlerini boşa çıkarmayalım” ifadelerini kullandı.

  • Salgın sonrasında normalleşme nasıl olacak?

    Salgın sonrasında normalleşme nasıl olacak?

    Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle ülkemizde de birçok konu belirsizliğini korumaya devam ediyor.

    Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, gündemdeki birçok konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

    “İyileşen sayımız, artık yeni tanı koyduğumuz vaka sayısını geçti. Bu iyiye işaret. Şu anda geldiğimiz nokta, pik noktası yani tepe noktası dediğimiz yere ya geldiğimizin ya da o noktada olduğumuzun göstergesidir.”

    “Bundan sonra azalmanın ne hızda gideceğini bilmiyoruz. Bu, bizim kurallara ve önerilere ne kadar uyduğumuzla ilgili. Liglerin yeniden başlaması için önümüzdeki 7-10 günlük süreç bize fikir verecek.”

    “7-10 günlük süreye ihtiyacımız var”

    “Sonrasında bölgesel verilere bakıp rahatlama işlemleri başlayacaktır. Ama liglerin açılıp oynanması konusunda karar vermemiz ve kesin bir şey söylemek için 7-10 günlük süreye ihtiyacımız var.”

    Salgın sonrasında normalleşme nasıl gerçekleşecek?

    “Salgın sonrasında her şey belirli adımlarla düzelecek. Bir orman yangını gibi düşünün. Önce kontrol altına alınması gerekiyor ve şu an bunu yaptık. Her yerdeki alevin tamamen söndüğünden emin olmalıyız.”

    Kafeler ve bazı işletmeler açılabilir

    “Küçük küçük adımlarla olacaktır bu. İlk etapta açık hava olan ve aradaki mesafenin geniş olduğu masalarda servis başlayabilir diyebiliriz. Sonrasında belki kafeleri veya bazı işletmeleri, içerideki insan sayısına göre açabiliriz.”

    “Nasıl ki belli bir vakadan sonra maske taktıysak, bu sefer de tam tersi bir adım izleyeceğiz. Mesela sadece hastaneye giderken maske takalım diyeceğiz.”

    “Dünyada kuzey ve güney kürenin seyrinin farklı olacağını zaten bekliyoruz. Artı bir de şöyle bir özelliğimiz var. Dünyadaki pek çok ülkenin kontrol önlemleri birbirinden farklı. ”

    Genel anlamda aşağıya doğru bir eğilime geçildi

    “Onun için de dünya geneli için konuşurken farklı, bölgesel konuşurken farklı. Avrupa neredeyse tepe noktasına geldi. Bazı ülkeler hala çıkışta ama genel anlamda bakarsak aşağıya doğru bir eğilimin söz konusu olduğunu ifade edebiliriz.”

    “Bu yüzden karar verilen bölgeye göre özellikler değişecektir. Avrupa için farklı bir durum olabilir, aynı şekilde dünyadaki farklı kıtalarda da futbolun başlama süresi değişkenlik gösterecektir.”

    “Maçlarda kimse olmayacak”

    “Futbolun, basketbolun, voleybolun keyfi seyirci ile öncelikle bunu söylemek isterim. Ama eğer stada gidilecekse bazı şartları sağlamalıyız. Evet, futbolcuları korumalıyız. Ama sonra seyircileri de korumamız lazım.”

    “Ya seyircisiz oynanacaksa kimse olmayacak. Futbolcular hariç, teknik direktör, teknik ekibi, malzemeci, sağlık ekibi ve masör dışında kimse olmayacak. Yönetici dahi gelmeyecek.”

    “Zincir kırılır, tüm önlemler boşa gider”

    “Statta lavoba, giriş-çıkış kapın uygunsa, kişileri tek tek içeri alabiliyorsan yani bu altyapın varsa statta 1-3 bin kişi arasında seyirci olabilir. Ama en ufak birisinde bile eksik olursa zincir kırılır. Aldığın tüm önlemler boşa gider. Hepsi aksar.”

    “Her Şampiyonlar Ligi finalinde dünyanın pek çok noktasından insanlar geliyor. Bu organizasyonu, iki ülkenin finali olarak ele alamayız. Çünkü dediğim gibi dünyanın dört bir yanından akın ediliyor.”

    “Seyircili oynanması zor”

    “Her ülkedeki vaka sayısı sürekli olarak iniş-çıkış gösterebiliyor. 2 hafta sonraki rakamlarla bu iş daha farklı bir noktaya çevrilebilir. Ama bu finalin seyircili oynanması bugünün şartlarında zor gözüküyor.”

    ‘Adaya bırakılmış gibi yaşayacaklar’

    “Tek bir şehirde oynamak ideal olandır. Ama hangi şehir olacağına bakmak için insan hareketliliğini görmek lazım. Bir takım, bir otelde kalacak ve minimum temas sağlayacak. Yani o kişiler bir adaya bırakılmış gibi bir yaşam sürecek”

    “Ama oynanacaksa takımların tek bir ilde olması idealdir. Eğer yeterli şartlar sağlanırsa, sporcuların güvenliği sıradaki adım oluyor. O şehre gidilince sporcuların testleri yapılır.”

    “Mesela bir varsayım üzerinden konuşalım. Ligler, 14 Şubat’ta başlarsa testler 1 Şubat’ta yapılmalı ve sporcular kimseyle görüşmeyip izole kalmalı. Böyle olunca da son 14 gün içerisinde virüsü almış olamazlar. ”

    “Futbol maçını oynarlar, 3 gün sonra yine testlerini yaparız. Ama yine hepsi kapalı kalacak. Bir takım, bir otelde kalacak, bir futbolcu sadece bir odada kalacak. O grup yemekte bir araya gelebilir ama o yemeğe otelin personeli dahi gelmeyecek. Yani o kişilerin bir adaya bırakıldığını düşünün.”

  • Türkiye’de salgında iniş süreci başladı

    Bilim Kurulu üyesi Profesör Doktor Tevfik Özlü, Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesinde geldiği son noktayı değerlendirdi.

    Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü şu ifadeleri kullandı:

    “Salgında iniş süreci başladı”

    – Artık Türkiye, salgında iniş dönemine girmek üzere veya girdi denebilir. Tabii tek günlük veriyle değerlendirme yapmak yanıltıcı olabilir.

    – Önümüzdeki günlerdeki trende de bakmak lazım. Ama genel itibarıyla peak’i (zirve) tamamlamış gibi duruyoruz. 11 Nisan itibarıyla en yüksek vaka sayımızı (5 bini aşan vaka sayısıyla) gördük. En çok vaka görülen gün 11 Nisan’dı. Ondan sonra da bir durağanlaşma ardından da iniş göründü.

    “Umarım gevşeme olmaz”

    – Bu sevindirici, Avrupa ülkelerinin trendi yakalamaları 12 hafta falan sürdü. Bizde 5-6 haftada bunu yakalamış görünüyoruz. Daha az hasarla, daha az kayıpla, daha kontrollü olarak salgını yönetiyoruz. Umarım bu gevşemeye neden olmaz.

    – Çünkü bu tedbirlerde gevşeme olursa bu eğri tekrar yukarıya doğru devam da edebilir. Fevkalade tedbirli olmamız gerekiyor, salgın tamamen kontrol altına alınana kadar. Bugün veriler çok daha sevindirici çok daha umut verici.

  • Bilim kurulu üyesi aşı için tarih verdi

    Bilim kurulu üyesi aşı için tarih verdi

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, koronavirüsün bulaşıcılığı konusundaki yeni bilgiler doğrultusunda sosyal mesafe uyarılarını güncellediklerini bildirdi. Virüsle ilgili bilgilerinin arttıkça virüsün bulaştırıcılığının biraz daha fazla olduğunu gördüklerini belirten Prof. Dr. Kara, “O nedenle de bu 1 metre mesafe doğru; ama daha kısa süre tutmamız lazım. Bu da öksürmeden, hapşırmadan. 1 metreden kısa mesafede 2 dakika kadar karşınızdakiyle karşılaşırsanız riskin yüksek olduğunu söyleyelim. Aramızdaki mesafeyi 1 metrenin altına indirmeyelim ve dışarıdayken de maske takalım” dedi.

    Haziran’da azalma olması öngörülüyor

    Prof. Dr. Kara, Haziran ayında koronavirüs tedbirlerinde bir miktar azalma olacağını işaret ederek “Ama daha biz bu virüsün her şeyini görüp tam netleştirene kadar, gerçekten ısıdan, güneşten ne kadar etkileniyor, toplum içerisindeki yayılımı ne kadar, o anki vaka sayımız ne, bunu tam kesinleştirene kadar önümüzdeki dönemde de kurallarımızın büyük kısmına uyarak devam edeceğimizi söylememiz lazım. Deniz ve havuz suyuyla bulaşmaz, onu çok net olarak söyleyelim. Bugün hiç öyle bir bilgimiz yok, bulaşmasını da çok fazla beklemiyoruz” görüşünü dile getirdi.

    ‘Geçen yaz gibi bir yaz olmayacak’

    Prof. Dr. Kara, virüsün kanda çok fazla bulunmadığı için kan taşıyan sivrisinekler ile geçme ihtimali olmadığını belirtti. Prof. Dr. Kara “Virüsün en azından sıcaktan etkilendiğini gösteren ilk veriler yayımlandı. Bulaşma sıcaklığını gösteren veriler daha önceden yayımlanmıştı. Sıcaklardan çok ciddi olmasa da bir miktar etkilenmesi mutlaka olacaktır. Ama bu yaz herkes tüm önlemlere bire bir devam edecek. Geçen yaz gibi bir yaz olacağını düşünmeyelim. Bu ‘bitecek’ anlamına gelmesin, öyle bir yanılgıya girmeyelim. Aktivitesi devam edecek; ama bulaştırıcılığı şu anki kadar olmayacak. Ama bunun anlamı şu; sahillerde geçen yaz ki gibi iç içe geçmek gibi bir şey olmayacak. Bir miktar rahatlamamız olacaktır sadece” dedi.

    Aşı için tarih verdi

    Prof. Dr. Kara, Covid-19 aşısının yakın gelecekte mümkün görülmediğini belirterek, “Ancak 2021 yılının ocak ayında aşının ulaşılabilir olması bekleniyor. Bu yönde çok ciddi çalışmalar var; ama genel anlamda yaygın olarak uygulanabilirliği herhalde önümüzdeki bahar aylarını bulabilir. Ocak ayında bir aşı çıkarsa öncelikle riskin daha yüksek olduğu gruplarda, sonrasında genel bir gidişata bakarak virüs nasıl seyredecek ona göre bir karar vermek gerekecek” diye konuştu.

  • Umut veren tablo: Tünelin ucu aydınlık!

    Umut veren tablo: Tünelin ucu aydınlık!

    Covid-19 salgınında ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan bugüne 634 bin test yapılırken, son bir haftada yatay duraksamaya geçen yoğun bakım ve entübe hasta sayısından sonra vaka artış hızında azalmanın başlaması uzmanları umutlandırdı.

    Milliyet gazetesinden Mert İnan’ın haberine göre, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, “Ortaya çıkan tablo hepimizi umutlandırdı. Vaka artış hızımız yavaşladı. Tedbirler sıkı sıkıya uygulanırsa iyi günler bizi bekliyor” dedi.

    İhmale yer yok!

    Pandemide 5. haftayı geride bırakırken, en kritik dönemin 6 ve 8’inci haftalar olduğuna dikkat çeken enfeksiyon uzmanı Prof. Dr. Alpay Azap, “Tepe noktaya vardıktan sonra, sayıların azalmaya başladığını göreceğiz. Cumartesi ortaya çıkan tablo hepimizi gelecek günler için umutlandırdı. Vaka artış hızımız, önceki haftalara göre daha yavaşlamış durumda. Yoğun bakım ve entübe hasta sayısında azalma söz konusu. Temkinli olmaya devam etmeliyiz. En ufak ihmal ikinci salgın dalgasına yol açabilir. Altını çizerek söylüyorum, tedbirleri uygulamaya devam ettiğimiz takdirde, iki hafta sonra daha iyi bir tablo göreceğiz, iyi günler bizi bekliyor” değerlendirmesini yaptı.

    “İyi sınav verdik”

    Türkiye’deki sağlık sistemi ve sağlık çalışanlarının iyi bir sınav verdiğini de dile getiren Azap, “ABD, İtalya, İspanya gibi olmadık. Tedbiri elden bırakmadığımız takdirde de bu ülkeler gibi olmayacağız. Çin’deki tecrübelerden faydalanarak, bu ülkedeki hekimlerle görüşerek kendi algoritmamızı oluşturduk. O algoritma gayet iyi işliyor. Kamuoyunun bildiği ilaçları, hastalığın ilk haftasında, henüz semptomlar hafif seyrederken uyguladık. Bu dönem virüsün çoğaldığı dilim ve en kritik zamandır. İkinci hafta ise bağışıklık sistemini düzenlemeye, sitokin firtınasına yönelik tedavileri algoritmamıza dahil ettik. Türkiye’nin enfeksiyon ve klinik mikrobiyoloji geçmişinin çok eskiye dayanması, geçmişteki aşı üretme tecrübelerimiz yolumuzu aydınlattı. Elbette eksiklerimiz var ama sağlık sistemimize güveniyoruz” diye konuştu.

    ‘Evde kalmak en etkili yöntem’

    Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Geçen hafta sonu sokağa çıkmamanın etkisini bugün görüyoruz. Umarım vaka sayılarımız giderek düşer. Iyi gidiyoruz ama rehavete kapılmamalıyız. Evde kalmak etkili oluyor. En ufak gevşemede tekrar bulaşma hızı ve vaka artabilir. ABD ve Avrupa’da sağlık sistemleri iflas etti. Türkiye’de açıkta kalan hastamız olmadı. Vatandaş sosyal izolasyona uyarsa aydınlık günlere kısa zamanda ulaşırız.”

    ‘Tünelin ucu aydınlık’

    Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Asuman İnan: “Vaka artış hızımız iki haftalık süreçte yüzde 14’ten yüzde 4’e geriledi. Filyasyon ekipleri, tedavi algoritması ve rehberi, yoğun bakım yatak sayımızın çokluğu ile sağlık ordumuzun fedakarlığı artış hızında duraksama ve düşüşe geçmeyi sağladı. Tünelin ucu aydınlık. İkinci dalganın gelmemesi için tedbirleri taviz vermeden uygulamaya devam etmeliyiz.”

    Test sayısı artmasına rağmen vaka artış hızı geçtiğimiz gün, 4 binin altına inerek 3 bin 783 olarak tespit edildi. 3 Nisan’da vaka artış hızı yüzde 15 seviyesine ulaşırken, 11 Nisan’a kadar geçen sürede artış oranı yüzde 11 ile 14 arasında seyretti. 12 Nisan’da vaka artış oranı yüzde 9.2 olarak tespit edilirken, bu oran 18 Nisan’a kadar kademeli olarak düşüşe geçti.

    Geçtiğimiz gün toplam 40 bin 520 test yapılırken vaka artış hızı yüzde 4.8 oldu. Bu oran test sayısının artmasına rağmen 3 Nisan’dan bugüne kadar geçen sürede en düşük artış hızı olarak kaydedildi.