Etiket: Bilim

  • “Çalışmalarımızı bilimin ışığında yapmak istiyoruz

    “Çalışmalarımızı bilimin ışığında yapmak istiyoruz

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum Üsküdar’da Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nü ziyaret etti. Ziyaret sırasında Murat Kurum’u Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener ile Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat karşıladı. Kurum deprem izleme salonunda büyük İstanbul depremiyle ilgili bilgi alıp sohbet etti. Öte yandan ziyareti sırasında basın açıklaması yapan Murat Kurum gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    “Yapacağımız protokolle tüm verileri anlık aktaran, verilere ilişkin tespit ve tedbirleri alan bir belediye anlayışımız olacak”

    Ziyareti sırasında basın açıklaması yapan İBB Başkan Adayı Murat Kurum “Ülkemiz bir deprem ülkesidir. Geçen yıl 58 bin deprem meydana gelmiş. Maraş depremleri sebebiyle olağanın üstünde bir deprem sayısı ama normal şartlarda da ülkemizde her yıl yaklaşık 18-20 bin deprem oluyor. Marmara’da her yıl 800 ile bin arası deprem yaşıyoruz. Burada irili ufaklı birçok deprem oluyor. Bazıları hissediyor, bazılarını ise hissetmiyoruz. Bir deprem şehri olduğumuz kadar aynı zamanda oluşan depremlerle birlikte tsunami tehlikesi yaşama riskimiz de var. Kandilli Rasathanesi’ndeki hocalarımız gerek deniz seviyesindeki değişikliği yani tsunami tehlikesini, gerekse depremlerin anlık dijital tespitlerini yapıyorlar. 1 Nisan itibariyle daha önce yapmış olduğumuz işbirliklerini hem Kandilli Rasathanesi’nde hem Boğaziçi Üniversitesi’nde hem de diğer üniversitelerimizle birlikte yürütmek istiyoruz. Çalışmalarımızı bilimin ışığında yapmak istiyoruz. Erken uyarı sistemleriyle birlikte İstanbul’da en kritik en önemli binalardaki izolatör sisteminden tutun da buradaki verilerin direk o binalara, Büyükşehir Belediyesi sistemine aktarıldığı, gerek doğalgaz hatlarında yapılması gerekenler, gerek ulaşım hatlarında yapılması gerekenleri dijital İstanbul anlayışıyla birleştirmiş olacağız. Kalıcı çözümleri deprem dönüşümüyle, kentsel dönüşümle birlikte atarken, muhtemel depremlere karşı yapmamız gerekenleri de hocalarımızla birlikte çalışıyor olacağız. Bu alanda eğitim yapmış uluslararası kabulü olan hocalarımızla üniversitelerimizde bu çalışmaları yaparak, muhtemel afetlere ve tsunami riskine karşı da tedbirlerimizi almak durumundayız. Bunu el birliğiyle, bilimin ışığında, bilim insanlarıyla beraber yapacağız. Hocalarımızın da bugün fikirlerini bir kez daha almış olduk. Onlar da İstanbulluların farkındalığının geliştirilmesi ve bu sürece katkı sağlamak adına her türlü özveriyi gösteriyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi yapacağımız bir protokolle tüm verileri anlık aktaran, bu verilere ilişkin tespit ve tedbirleri alan bir belediye anlayışımız olacak. El birliği içerisinde bu süreci yönetiyor olacağız” dedi.

    “Dirençli bir İstanbul vaat ediyoruz”

    Muhtemel İstanbul depremi ile ilgili çalışmalarının olup olmadığını soran bir gazeteciye Kurum şu şekilde cevap verdi: “Muhtemel afet önleme ve kalıcı çözümle alakalı Türkiye Yüzyılında İstanbul Vizyonu’nda 10 başlıkta bu projelerimizi açıkladık. Dirençli bir İstanbul vaat ediyoruz. Dirençli İstanbul’la birlikte hem muhtemel afetlere karşı lojistik alanları, arama kurtarma alanları, toplanma alanlarının altyapısı ve arama kurtarma ekiplerinin sayısının artırılmasından tutun da itfaiye istasyonlarına, hatta helikopter pistlerine kadar çalışmalarımızı yaptık. Kalıcı çözümleri ortaya koymak adına 7 saniye, 10 saniye erken haber alabiliyoruz. Bu farkındalığı ve bilinci artırırken bir taraftan da kalıcı çözümleri ortaya koymak durumundayız. 650 bin konutluk İstanbul tarihinin en büyük deprem dönüşümünü İstanbullu kardeşlerimizle birlikte gerçekleştiriyor olacağız. Bunu gerek KİPTAŞ eliyle, gerek yarısı büyükşehir belediyesinden dediğimiz gerek özel sektör vatandaşımızın işbirliğiyle bizim destek verdiğimiz ve 100 bin kiralık konutla birlikte yapacağız. Kentsel dönüşüm alanındaki vatandaşlarımızı rezerv alanlarda geçici süreyle taşıyarak, santralizasyon anlayışıyla dönüşümde bu çalışmaları yapıyor olacağız. 5 yılda acilen dönüştürülmesi gereken konutların bir an önce dönüştürülmesini istiyoruz. Bir buçuk milyon olduğunu tespit ettiğimiz riskli konutların da önümüzdeki 10 yıl içerisinde tamamen dönüşmesi hedefiyle bu çalışmaları yapacağız. Bilim insanlarımızla birlikte, onların fikirleri, önerileri ve görüşleri doğrultusunda yapacağız. El birliği içerisinde İstanbul’umuzu muhtemel depremlere hazırlayacağız”

    “Tüm dünyadaki bilim insanlarının söylediği gibi Marmara’da bir sismik boşluk var”

    Bir gazetecinin İstanbul’da deprem olma ihtimalinin soran gazeteciye cevap veren Enstitü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, “Tüm dünyadaki bilim insanlarının söylediği gibi Marmara’da bir sismik boşluk var. Bu sismik boşluğu, yaklaşık büyüklüğünü söyleyebiliyoruz ama zamanını söyleyemiyoruz. Biz depremin ne zaman olacağından çok buna ne kadar hazırlıklı olacağımız konusunda çabaların yapılması gerekiyor. Depremin olabildiğince hazırken gelmesini ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Marmara’daki fayın tek parça mı, 3 parça mı kırılacağı tartışılıyor”

    Depremlerin 250 ile 400 yıl aralığında tekrarlanma ihtimalinin olduğunu bu yüzden muhtemel depremden bahsedilip bahsedilmediğini soran gazeteciye yanıt veren Özener, “Marmara bütün bilim insanları için odak noktası ve tüm dünyadaki bilim insanları burada çalışıyor. Türk bilim insanları da çok başarılı çalışmalar yapıyor. Bu deprem biliminde 250 yıl sonra 4 yıl sonra olacak diye kesin bir doğru yok. Depremin büyüklükleri de tartışılıyor. Marmara’daki fayın tek parça mı, 3 parça mı kırılacağı tartışılıyor. Yani yarın deprem olacakmış gibi hazırlanmamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

  • “Uzay İstasyonu’na bilimsel deneyler yapmak üzere yolcu edeceğiz“

    “Uzay İstasyonu’na bilimsel deneyler yapmak üzere yolcu edeceğiz“

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Milli Uzay Programı kapsamında ilk Türk astronotun uzaya gönderilecek olması dolayısıyla geldiği ABD’de, Güney Türk Amerikan Ticaret Odasına bağlı iş insanlarıyla buluştu. Bakan KAcır, TEKNOFEST’ten uydu çalışmalarına, savunma sanayisinden Togg’a kadar pek çok alandaki çalışmaları anlattı.
    Türkiye’nin bilim, teknoloji ve uzay çalışmalarında birçok ilke imza attığını dile getiren Kacır, ilk kez Türkiye olarak, insanlı uzay misyonunu gerçekleştirmek üzere Alper Gezeravcı’yı Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) bilimsel deneyler yapmak üzere yolcu edeceklerini belirtti.
    Söz konusu görev için 2 astronot seçtiklerini hatırlatan Kacır, “İkinci astronotumuz Tuva Cihangir Atasever de bu görevi icra etmeye hazırdı. O da birkaç ay içerisinde yapılacak yörünge altı uçuşa hazırlanıyor. Türkiye’nin ilk 2 astronotundan birinin Türk Hava Kuvvetleri pilotu diğerinin bir ROKETSAN mühendisi olması bizim Milli Teknoloji Hamlesi’nin bir özeti gibi oldu” diye konuştu.

    Milli Teknoloji Hamlesi’nin Türkiye’nin bir anlamda kritik teknolojilerde tam bağımsızlığını elde etme, katma değerli üretime geçiş, rekabetçi şekilde yüksek teknoloji ürünlerini dünyaya ihraç edebilme süreci olduğunu anlatan Kacır, 22 yıllık dönemde Türkiye’de AR-GE ve inovasyon ekosistemindeki gelişime dikkati çekti.
    Türkiye’nin hem bölgesinin hem de dünyanın önemli üretim üslerinden olduğunu dile getiren Kacır, kritik teknolojilerde tam bağımsızlığı tahkim etmeyi, katma değerli üretimi gerçekleştirmeyi, yüksek teknoloji ihracatını artırmayı ve beşeri sermayenin niteliğini yükseltmeyi amaçladıklarını söyledi.
    Bakan Kacır, Türk firmalarının savunma sanayisi ihracatına da değinerek, bu alanda toplam ihracatta 21 yılda 250 milyon dolardan 5,5 milyar dolara gelindiğini, savunma ve havacılık alanındaki cironun da 1 milyar dolardan 12 milyar dolara yükseldiğini bildirdi.
    Savunma sanayisi alanında yürütülen proje sayısının söz konusu dönemde 62’den 850’ye, değerin ise 5,5 milyar dolardan 90 milyar doların üzerine çıktığını dile getiren Kacır, sanayi ve teknolojinin bütün alanlarında benzer bir başarı hikayesi ortaya çıkarabilmeyi hedeflediklerini anlattı.

    “Uzay projelerinin Türkiye’ye ve ekonomimize katkısı ne olur diye düşünüyoruz”

    Bakan Kacır, uzay yolculuğu için büyük bir heyecan ve coşku oluştuğunu ve insanların ‘Türkiye’nin kendi roketiyle uzaya gitme beklentisinin’ kendisini mutlu ettiğini belirterek, “Yürüttüğümüz uzay projelerinin Türkiye’ye ve ekonomimize katkısı ne olur diye düşünüyoruz. Savunma sanayimizde gelişmiş sistemlerin tamamı uzay ve uydu tabanlı çalışan sistemler. Dolayısıyla bizim bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi oluşturmamız savuma sanayi açısından kritik olacak. Ayrıca uzaya bağımsız erişim ve uzay limanı kurma projemizi ilan ettik. Geliştirdiğimiz roket sistemleriyle uzaya bağımsız erişim iddiasını da taşıyoruz. Dünyada bu zamana kadar 42 ülke uzaya vatandaşını göndermiş. Bugünkünden çok daha büyük maliyetlere katlanarak bu misyonları icra etmişler. Türk bilim insanlarının en ileri düzeyde çalışma yapmasının önünü açma hedefini taşıyoruz” ifadelerini kullandı.
    Bakan Kacır, Ay Programı kapsamındaki çalışmalara da değinerek, bu alanda hibrit yakıtlı roket motoru teknolojisini kullanmak, bu teknolojiye uzayda tarihçe kazandırmak ve uzayda sayısı artan uyduların yörüngeler arası transferlerini yapacak uzay araçlarını geliştirmek ve bu alanda rekabet gücüne sahip olmak istediklerini bildirdi. Kacır, “Biz, diğerlerinden daha önce hibrit yakıtlı roket motor teknolojisini başarabilirsek şu anda 600 milyar dolara gelmiş, yakında 1 trilyon dolara erişmesi öngörülen uzay ekonomisinden daha fazla pay alabiliriz” diye konuştu.
    Uzay projelerini, Ankara’da, Türk Havacılık ve Uzay Sanayiinin (TUSAŞ) Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’nde (USET) geliştirdiklerini anlatan Bakan Kacır, burada uzay ortamının simule edilebildiğini, böylece yurt dışına minimum seviyede bağımlılıkla çalıştıklarını ifade etti.

    “Türkiye’de 10 bin çalışana düşen endüstriyel robot sayısı henüz 40’larda”

    Kacır, endüstriyi hızlı bir şekilde dönüştürmek istediklerini vurgulayarak, “Halihazırda Türkiye’de 10 bin çalışana düşen endüstriyel robot sayısı henüz 40’larda. Bu dünyada ortalamasının henüz gerisinde. Biz bu alanda hem endüstrinin dönüşümünü hızlandıracağız hem de kendi endüstriyel robot markamızı ortaya çıkartacağız” dedi.

    “Çip meselesini önemsiyoruz”

    Türkiye’ye küresel yatırımlar çekmek çaba göstereceklerini bildiren Kacır, “Çip meselesini önemsiyoruz. TÜBİTAK, yaptığı işbirliğiyle, 65 nanometre çip üretim tesisi kurmaya hazırlanıyor. Bu tesisle savunmanın haricinde sensör, beyaz eşya gibi sivil tarafta da iş yapmaya başlayacağız. Bu yatırıma gerekli tüm destek ve teşvikleri vermeye hazırız. Veri merkezi yatırımları da önümüzdeki dönemde hızlanacak. Hiper ölçekli veri merkezlerini Türkiye’ye kazandırmayı amaçlıyoruz. Elektrikli araçlarda uluslararası yatırımları Türkiye’ye çekmek istiyoruz. Start-uplara da destek vermeye devam edeceğiz. Türkiye Tech Visa’yı yakın zamanda hayata geçireceğiz. Böylece ülkemizi teknoloji alanında yetenek sahibi bireyler için bir adres haline getireceğiz” diye konuştu.
    TEKNOFEST’lerin teknoloji girişim fabrikasına dönüştüğünü de belirten Kacır, festival 10 yıl daha devam ederse, Türkiye’nin açık ara dünyada teknoloji girişiminin doğduğu ülke olacağını ifade etti.
    Toplantıya, Türkiye’nin en genç milletvekili olan AK Parti Milletvekili Zehranur Aydemir, Bakan Yardımcısı Ahmet Yozgatlıgil, TUA Başkanı Yusuf Kıraç, ve Türkiye’nin uzay yolcusu Tuva Cihangir Atasever de katıldı

  • KBÜ’de ödüller verildi

    KBÜ’de ödüller verildi

    KBÜ Hamit Çepni Konferans Salonunda düzenlenen programa, Rektör Kırışık’ın yanı sıra, rektör yardımcıları Prof. Dr. Hasan Solmaz, Prof. Dr. Elif Çepni ve Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, dekanlar, akademisyenler ve davetliler katıldı.

    Proje ödüllerinin ilkini verdiklerini ifade eden Rektör Kırışık, “Göreve geldiğimizde önemli bir misyonu önemli bir ilkeyi ön plana çıkarmıştık. ‘Bilim Merkezli Öğrenci Dostu Üniversite’ bunu son derece önemsiyoruz. ‘Bilimi merkezimize alıyoruz’ dedik. Bilimi merkezine almayan bir üniversite, gerçek anlamda görevini tam anlamıyla icra etmiş sayılamaz. Üniversitemizde ilk olarak akademik teşvik sıralamasını hayata geçirdik. Hem üniversitemiz rektörlüğümüzün girişinde, üniversitemizde derece yapmış akademisyenlerimizin listesini birinci sıradan 30’uncu sıraya kadar yaklaşık 62 akademisyen bu anlamda bu sıralamada yer aldı. İkinci aşama olarak bugün hem fen bilimleri alanında hem sosyal bilimler alanında hem de sağlık bilimleri alanında proje başarısı göstermiş, en yüksek puanı almış farklı sahalarda akademisyenlerimize ödüllerini takdim edeceğiz. Proje ödüllerimizin ilkini vereceğiz. Üç bilim dalında başarılı olmuş akademisyenlerimize ödüllerini vereceğiz. Bu kültürü yaygınlaştırmak, geliştirmek ve artırmak istiyoruz” dedi.

    SOSYALFEST proje başvurularının hız kazandığını belirten Rektör Kırışık, “SOSYALFEST ismiyle ifade ettiğimiz Sosyal Bilimler Festivalini Türkiye’de ilk defa biz yapıyoruz. Pek çok üniversiteyle kamu kurumuyla bakanlıklarla bu konuda görüşmelerimiz oldu. Hepsinin de bu projeye çok büyük destek verdiklerini, çok orijinal bir proje olarak gördüklerini gözlemliyoruz ve şu an hemen hemen Türkiye’nin pek çok şehrinde pek çok üniversitesinde, milli eğitimde bizim Sosyal Bilimler Festivalimizin tanıtımları, duyuruları yapılıyor. Yarışmaya hazırlanmak üzere pek çok takımlar oluşturuluyor ve bize şu ana kadar 200’e yakın proje gönderilmiş durumda. Bu şekilde gitmeye devam edersek sanırım 10 bin projeyi geçeceğiz” diye konuştu.Rektör Kırışık, konuşmasının ardından Fen Bilimleri alanında birincilik elde eden Prof. Dr. Hayrettin Ahlatcı, Sağlık Bilimleri alanında birincilik elde eden Dr. Öğretim Üyesi Durdane Yılmaz Güven ve Sosyal Bilimler alanında birincilik elde eden Dr. Öğretim Üyesi İrfan Yurt’a teşekkür plaketi verdi.

    Teşekkür plaketi ve belgelerinin verilmesinin ardından Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörü Doç. Dr. Caner Özcan tarafından 2024 yılı Bilimsel Araştırma Projeleri uygulama esasları bilgilendirme sunumu yapıldı.

  • Kasım ayı bilimsel teşvik töreni

    Kasım ayı bilimsel teşvik töreni

    Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi kapsamında 2023 yılında yaptıkları araştırma faaliyetleri için Kasım ayında başvuran öğretim üyelerine ödülleri, Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı tarafından verildi.

    Kültür Merkezi 15 Temmuz Milli İrade Salonunda çalışmalarıyla ön plana çıkan akademisyenlere ödüllerini takdim eden Rektör Çomaklı, araştırma temelli yaptıkları çalışmalarından ve başarılarından dolayı akademisyenleri tebrik etti.

    “Emeğe saygı gösterme ve başarıyı takdir etme: Gösterilen çabalara saygı gösterilir ve başarılar tanınır” ilkesi doğrultusunda planlı bir şekilde Bilimsel Teşvik Törenlerini düzenlediklerini belirten Rektör Çomaklı; bilimsel fayda sağlayan, üreten ve ülke kalkınmasına katkı sağlayan tüm personelin her desteklenmeye devam edeceğini söyledi.

    “Akademisyenlerimizin Başarılarını Ödüllendirmekten Mutluluk Duyuyoruz”

    Üniversite mensubu akademisyenlerin hazırladıkları çalışma ve projelerle ulusal ve uluslararası platformlarda ödül almalarının Atatürk Üniversitesinin gücüne güç kattığını aktaran Rektör Çomaklı, saygın yayın kuruluşlarında yayımlanan makaleler, yayınlar, patentler, projeler ve firmaları neticesinde alınan ödüllerin ise aslında bir akademik birikimin sonunda alınan ödüller olduğuna değindi.

    Rektör Çomaklı: “Üniversitemizin kurumsal gelişimi ancak tüm mensuplarının yüksek aidiyet ve özverili gayretleri ile mümkün olacaktır. Mensuplarımızın kurumumuzu ileri taşımak için ortak amaç ve hedefler doğrultusunda fedakârlıkla hizmet etme arzusunda olduklarına inancım tamdır. Üniversitemiz için önemli bir dönüşüm sağlayacak bu önemli çalışmaları yürüten tüm mensuplarımıza en içten şükranlarımı sunuyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi.

    Bilimsel Teşvik Töreni, hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.

  • Bu uçak vatandaşları bilime uçuracak

    Bu uçak vatandaşları bilime uçuracak

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, uçuş ömrünü tamamlayan ‘Airbus A340’ tipi yolcu uçağının bulunduğu alanda projelendirdiği Çayırova Bilim Parkı’nda imalatlarına devam ediyor. 7 bin 500 metrekaresi yeşil alan, 6 bin 475 metrekaresi de sert zemin olarak planlanan 17 dönümlük Çayırova Bilim Parkının yapım işinde uçak harici ilerleme oranı yüzde 95 seviyesine ulaştı. İlerleyen günlerde uçağın dış yüzeyinin boya ve tadilat işleri yapılacak.

    Çocuk oyun grubunun zeminine SBR dökme kauçuk döken ekipler, üst katman olan EPDM kaplama işini de yaptıktan sonra bu kısımdaki çalışmasını tamamlayacak. Dış mekan aydınlatma direk montajının tamamlandığı projede bina içi aydınlatma, kamera ve elektrik işleri devam ediyor. Kafeterya zemin seramik imalatı ile otopark zemini dışında sert zeminlerin imalatlarını tamamlayan ekipler, önümüzdeki günlerde dış duvar ferforje korkuluk montajına başlayacak. Bilim meraklılarını ağırlayacak olan Çayırova Bilim Parkı, alanda bulunan uçak ile birlikte kafeterya binası, idari bina, mescit, tuvalet, otopark, çocuk oyun alanı, amfi, kentsel donatılar ve meydanı içinde barındıracak.

    Çayırova bilim parkında tüm işler bittikten sonra alanda bulunan uçağın bakımına geçilecek. Buna göre kanat açıklığı 60 metre, gövde uzunluğu 64 metre olan ‘Airbus A340’ tipi yolcu uçağının dış yüzeyinin boya ve tadilatı işleri yapılacak. Uçağın içi de bilim merkezine uygun hale getirilecek.

  • Dr. Ralph DeFronzo İstanbul’da

    Dr. Ralph DeFronzo İstanbul’da

    1988 yılından beri Teksas Üniversitesinde Diyabet Kürsü Başkanlığı görevini sürdüren, Yale Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi’nden mezun olan Dr. Ralph A. DeFronzo’nun diyabet araştırmalarında eşsiz özverisi ve öncü çalışmaları 50 yılı aşkın süredir devam etmektedir. Özellikle Tip 2 diyabetin tanımlayıcı özelliği olan insülin direncine yönelik çığır açan araştırmaları diyabet alanında büyük öneme sahiptir.

    Dr. Ralph A. DeFronzo’nun böbreklerdeki glikozun yeniden emilimini hedef alan yenilikçi bir diyabet tedavisi yaklaşımı, sadece diyabet yönetiminde devrim oluşturmakla kalmamış, aynı zamanda dapagliflozin, empagliflozin ve canagliflozin gibi yaygın olarak kullanılan ilaçların geliştirilmesine de öncülük etti.

    Yenilikçi ve dünya çapında önemli araştırmalara sahip Dr. Ralph A. DeFronzo’nun bilime sunduğu önemli katkılar nedeniyle İstanbul Atlas Üniversitesi Oditoryumunun ismi üniversite tarafından 6 Kasım’da gerçekleştirilecek tören ile “Dr. Ralph A. DeFronzo Oditoryumu” olarak adlandırılacak. Tören sonrasında “Tip 2 Diyabetin Patofizyolojisi ve Tedavisi” isimli konferans ile konuyla ilgilenen tüm katılımcılara bilgilendirme yapılacak.

    Özellikle diyabet alanında çalışan tüm sağlık çalışanlarının ve öğrencilerin yoğun ilgi göstereceği etkinlik ücretsiz olacak ve Dr. DeFronzo’nun bilgilerinden yararlanmak isteyen herkese açık olacak.

  • Bilim ve sanat atölyeleri ile tanıştılar

    Bilim ve sanat atölyeleri ile tanıştılar

    Esenyurtlu çocukları bilim ve sanata yönlendirmek amacıyla hayata geçirilen Esenyurt Belediyesi Çocuk Üniversitesi’ni ziyaret eden Feyyaz Berker İlkokulu öğrencileri, bilim ve sanatla dolu bir gün geçirdi. Üniversite içerisinde yer alan drama eğitimi, zekâ oyunları ve matematiksel beceri, deney ve bilim, robotik kodlama gibi atölyelerde etkinlik yapan öğrenciler, bu sayede ilgi duydukları ve yetenekli oldukları alanları tanıma fırsatı buldu.

    “Farkındalık eğitimi gerçekleştirdik”

    Amaçlarının çocuklara farkındalık kazandırmak olduğunu belirten Esenyurt Belediyesi Çocuk Üniversitesi Koordinatörü Özkan Korkmaz şöyle konuştu: “Çocuk Üniversitesi, içerisinde 32 atölyeyi barındıran bir kampüs modeliyle geliştirdiğimiz bir proje. Burada çocuklarımıza farklı alanlarda yeni bir model deniyoruz. Çocuklar deneylerle güncel hayatı yakalayabiliyorlar. Bugün burada bir farkındalık eğitimi gerçekleştirdik. Ziyaret amacıyla başvuran okulumuzun öğrencilerini misafir ettik. Onlara birkaç mini atölye düzenledik. Velilerimizin ve hocalarımızın desteğiyle güzel bir gün oldu.”

    “Adımızı yazdırdık”

    Oğluyla birlikte Çocuk Üniversitesi’ni ziyaret eden Yeşim Erdoğan, “Geldik, gezdik ve atölyeleri gördük. Çocukların burada çok mutlu zaman geçirdiklerine şahit oldum. Kayıtlar başladı ve biz de adımızı yazdırdık. Burada gösterilen ilgi ve alakadan çok memnunuz” dedi.

  • Türk bilim insanı gençlere ilham olacak

    Türk bilim insanı gençlere ilham olacak

    İlaç geliştirme ve biyofizik alanlarında yapmış olduğu çalışmalarıyla tanınan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serdar Durdağı Amerikan Biyofizik Derneği’nin 2024-2026 dönem Türkiye Elçisi oldu.
    Biyofizik alanındaki bilgilerin geliştirilmesi ve yayılmasına öncülük etmek için 1958 yılında kurulan Amerikan Biyofizik Derneği’nin, Ambassador Programı’na bu yıl Türkiye’den elçi olarak BAU Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serdar Durdağı seçildi. Biyofizik alanını tanıtmak ve çalışmaları teşvik etmek, bu alanda kariyer yapmak isteyenlere verdikleri eğitimle tüm dünyadaki biyofizik ağını büyütmeyi hedefleyen derneğin, Amerika dışında çok az sayıda ülkede temsilcisi bulunuyor. Üç yıl boyunca görevini sürdürecek olan Prof. Dr. Serdar Durdağı, “Biyofizik elçisi olarak görevim bu alana ilgisi olan gençlerin motivasyonunu artırıp, iyi bir bilim insanı olmaları için teşvik etmek. En büyük hedefim gençlerin özellikle bu alanlara kanalize olması ve bu alanlarda yeni çalışmalar üretmeyi başarmasıdır” dedi.

    Biyofizik’i gençlere tanıtacak”
    Prof. Dr. Serdar Durdağı, biyofizik alanını uluslararası düzeyde geliştirmeyi ve tanıtmayı hedefleyen Ambassador Programı’na Türkiye elçisi olarak seçilmekten memnun olduğunu belirterek şunları söyledi: “Amerikan Biyofizik Derneği hem Amerika’da hem de yurtdışından 7500’den fazla üyesi bulunan çok saygın bir kuruluştur. Her yıl bu dernek tarafından yapılan yıllık bilimsel toplantılara dünyanın tüm bölgelerinden biyofizik alanında çalışma yapan bilim insanları katılarak çalışmalarını sunar. Ben, 2010 yılında bu derneğe üye oldum. Dernek özellikle son birkaç yılda Ambassador Programı ile Amerika dışındaki ülkelerden temsilciler seçmeye başladı. ‘Biyofizik Elçisi’ adı verilen bu bilim insanları üç yıl süreyle biyofizik alanını tanıtmak, özellikle lise ve üniversite düzeyindeki öğrencilerle etkinlikler düzenlemek, biyofizik alanında tematik toplantılar ve sunumlar yapmakla görevli. Ayrıca Biyofizik haftasında bu alandaki çalışmaları öne çıkarmak ve biyofizikle ilgili bilgilerin medyada yer almasını sağlamak da görevlerinin arasında yer alıyor. Her dönem Amerika dışında seçilen birkaç ülkeden bilim insanına Biyofizik Elçisi unvanı veriliyor. 2024-2026 döneminde Türkiye de bu ülkeler arasında yer aldı.”

    “Moleküler düzeydeki hesapsal çalışmalar oldukça önemli”
    Derneğin elçi seçim sürecinde araştırmalar, yayınlar, üç yıl boyunca gerçekleştirmeyi planladığınız projeler ve çalışma faaliyetleri gibi zorlu kriterler bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Durdağı, “Ben de biyofizik alanında çalışmalar yürütüyorum. Özellikle yapay zekâ tabanlı ve bilgisayar destekli moleküler simülasyonlar ile farklı hastalıklara karşı tedavi seçeneklerini ortaya çıkarmayı ve moleküler simülasyonlar ile farklı genel ve nadir hastalıkların atom düzeyinde moleküler mekanizmalarını aydınlatmayı hedefliyorum. Biyofizik çalışmalarında moleküler düzeydeki hesapsal çalışmalar oldukça önemlidir. Örneğin vücuda alınan ilaçların yapmış olduğu etkileşimlerin moleküler düzeyde incelenmesi gibi konuları artık yapay zeka destekli yöntemlerle çok daha etkin bir şekilde inceleyebiliyoruz. Kariyerini yaşam bilimleri üzerine özellikle fizik ve biyoloji üzerine kurmayı düşünen ve bu alanda çalışma yapmak isteyen öğrencilere de ilham olmaya çalışacağız” dedi.

    “Anti-kanser moleküllerin keşif çalışmaları sürüyor”
    Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın (TÜSEB) özellikle sağlık ve yaşam bilimleri alanlarındaki yenilikçi birçok projeyi desteklediğini belirten Prof. Durdağı gelecekte yapacağı projelerle ilgili şunları söyledi: “İki kurum da yeni sanal molekül tarama yöntemlerinin geliştirilmesine yönelik yapmış olduğumuz proje başvurularımızı kabul etti. Makine öğrenmesi temelli yaklaşımlar kullanarak yeni aktif anti kanser moleküllerin geliştirmesine yönelik projeler gerçekleştiriyoruz. Bu projelerle milyonlarca molekülden oluşan geniş molekül kütüphanelerini çok kısa sürede doğruluk oranı çok yüksek olarak tarayabiliyoruz ve taramalar sonucunda da belirlediğimiz moleküllerin biyolojik aktivite testlerini Bahçeşehir Üniversitesinde kurulan Hesaplamalı İlaç Tasarım Merkezi (HİTMER) de bulunan laboratuvarlarımızda çalışma fırsatımız olacak. Kanser günümüzde çok büyük bir sağlık problemi. Bu nedenle bu projelerin desteklenmesi çok önemli. Bu yapılan temel bilim çalışmaları özellikle klinik denemelere geçecek yeni aday moleküllerin belirlenmesinde son derece önemli sonuçların değerlendirilmesini sağlıyor. Bu ve benzeri projelerde özellikle bu konularda yüksek motivasyonu olan genç Türk bilim insanlarının yer almasını çok arzu ediyorum ve bu yönde de özellikle gençlerimizi motive etmeye çalışıyorum. Ambassador Programı vesilesiyle buna katkı sağlayacağım için mutluluk duyuyorum” dedi.

  • Bilim ve Teknoloji Merkezi yenileniyor

    Bilim ve Teknoloji Merkezi yenileniyor

    Yapılan açıklamada “Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Bilim ve Teknoloji Merkezi (BTM), 19 Ekim 2023 tarihinde başlatılan tadilat çalışmaları sebebiyle bir süreliğine ziyaretçilerini kabul edemeyecektir. Tadilat çalışmalarının tamamlanmasının ardından gerekli duyuru yapılacaktır. Bilgilerinize sunar, iyi çalışmalar dileriz” ifadeleri kullanıldı.

  • Bilim meraklıları BTÜ’de buluşacak

    Bilim meraklıları BTÜ’de buluşacak

    Bursa Teknik Üniversitesi’nin (BTÜ) Stratejik Partneri olduğu, TUA (Türkiye Uzay Ajansı) ve diğer ülke ajanslarının küresel destekçisi olduğu NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) tarafından düzenlenen NASA Space Apps Challenge International’ın Bursa Etkinliği 7-8 Ekim tarihlerinde, Bursa Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek. Dünya’da ve uzayda karşılaşılan zorluklara yenilikçi çözümler oluşturmak için NASA verileriyle çalışmak üzere her yıl dünyanın dört bir yanından binlerce birey ve ekibi bir araya getiren etkinlik, dünyanın en büyük yıllık küresel hackathon’u olma özelliği taşıyor. Space Apss, altı kıtadaki şehirlerdeki yerel inovasyon topluluklarına toplanmaları, fikir üretmeleri ve inşa etmeleri için ilham verecek. Teknoloji uzmanları, bilim insanları, tasarımcılar, girişimciler ve meraklısından oluşan çeşitli ve işbirlikçi ekipler, uzayda ve Dünya gezegeninin karşı karşıya olduğu en önemli zorluklardan bazılarına yanıtlar geliştirmek için 48 saatlik bir koşuda birlikte çalışacak.

    Bursa Teknik Üniversitesi Kütüphanesi’ndebu hafta sonu düzenlenecek etkinlikte, ilk üçe giren projeler NASA Global SpaceApps Challenge yarışmasına katılacak.Katılımcı ve ilk üçe girenleri çeşitli ödüllerin beklediği yarışmada bu sene, verilerin ya da bilimsel prensiplerin görselleştirilmesi, interaktif haritalar, NASA veri setlerini kullanan araçlar, makine, araç tasarımı, Uzayda yaşamı kolaylaştıracak fikirler gibi alanlarda 31 adet challenge üzerine proje yarışacak.Katılımın ücretsiz olduğu hackathon, uzmanlık, eğitim ve yaş sınırlaması olmadan herkesin katılımına açık olacak.

    Öte yandan Space Apps’de şuana kadar, NASA tarafından yazılan, Earth Science meydan okuma beyanlarına yanıt olarak, 3 binden fazla proje üreten 162 ülke ve bölgeden 31 bin 500’den fazla katılımcı yer aldı.

    Dünya takımları olacak

    Geçtiğimiz yıl düzenlenen Space AppsChallenge’da jüri görevinde bulunan BTÜ Fizik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Dağ, “Nasa Space Apps Challenge, aslında büyük bir bilgisayar oyununun parçası gibi, NASA tarafından verilen belirli görevleri yerine getiren takımlar kuruyorsunuz ve bu takımlar tüm dünyada yarışıyor. Katılımcılar, uzayda bir gezegenden numune almaya çalışan bir jeoloji uzmanı astronotun ihtiyaç duyacağı aletleri tasarlamaktan, bir uzay seyahati istasyonu kurgulamaya kadar değişik problem ve görevleri, akla ve bilime uygun projeler ile çözmeye çalışıyor. Etkinlik, herhangi bir öğrencilik şartının bulunmadığı, herkesin katılabileceği 48 saatlik bir NASA şenliği gibi düşünülebilir. Bu süreçte mentörler,yarışmacılara hem proje bazında hem de genel konularda katkıda bulunuyorlar. Buetkinliğin BTÜ kütüphanesinde gerçekleşecek olması bizi çok mutlu etti. Umarım öğrencilerimiz de yarışmaya parlak fikirleri ile katkıda bulunurlar” dedi.