Etiket: Bina

  • “İki ay içerisinde 244 bin 343 konutun temeli atılacak”

    “İki ay içerisinde 244 bin 343 konutun temeli atılacak”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Adıyaman’da sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı sonrası bir açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum depremden etkilenen şehirleri en kısa sürede ayağa kaldıracaklarını belirtti.

    Adıyaman’ı eski ihtişamlı günlerine kavuşturmak için burada olduklarını söyleyen Bakan Kurum, “Adıyamanlı kardeşlerimizin acısına ortak olmak, yeni yaşam alanlarını incelemek, gözbebeğimiz Adıyaman’ımızı yeniden tıpkı eski günlerine, o ihtişamlı olduğu güzel günlerine kavuşturmak, ayağa kaldırmak için tekrar buradayız, Adıyaman’ımızdayız. Millet olarak her bir ferdimizi derinden sarsan depremin acıları hala tazeliğini korusa da üzerinden tam 25 gün geçen o karanlık gecenin izlerini devletimizin bütün gücünü, bütün imkanlarını seferber ederek bir bir siliyoruz. Yaralarımızı devlet-millet el ele hep birlikte sarıyoruz. Bizler ilk günden beri yaşadığımız acıları bir nebze olsun dindirebilmenin gayreti içerisindeyiz. Depremden etkilenen bölgelerimizde arama kurtarma, insani yardım ve hasar tespit çalışmalarımızdan sonra Bakanlık olarak sürdürdüğümüz çalışmalarımızı inceliyoruz. Tüm ekibimizle, tam kadro buradayız, Adıyaman’dayız. Hem hasar tespit çalışmalarını takip ettik hem de valilerimizle, belediye başkanlarımızla, STK’larımızla, iş dünyamızla, kanaat önderlerimizle, vatandaşlarımızla istişarelerde bulunduk, Adıyaman’da yeni konutlarımızın inşa edileceği yerleri beraberce belirledik. Depremden zarar gören 10 ilimizde olduğu gibi Adıyaman’ımızda da çalışmalarımız büyük bir seferberlik anlayışla aralıksız devam ediyor. Bakanlarımız da burada tüm gayretiyle, özverisiyle çalışıyor. İnşallah 85 milyon tek yürek, tek bir aile olarak bir ve beraber olacağız, hep birlikte bu zor günleri atlatacağız ve kardeşlerimizin mutluluğuna yine hep birlikte şahit olacağız” dedi.

    Geçici barınma ve hasar tespit çalışmaları

    Adıyaman’da ilk etapta 3 bin adet konteynır kent uygulamasının devam ettiğini söyleyen Kurum, “Sürecin arama kurtarma çalışmalarına müteakip olarak tüm şehirlerimizde TOKİ’mizle, Emlak Konut’umuzla, STK ve özel sektör temsilcilerimizle, prefabrik, çelik konstrüksiyon ve yığma yapılar olmak üzere geçici barınma alanlarımızı hızlıca inşa ettik. Şu anda halihazırda yer belirleme çalışmalarını tamamladığımız geçici barınma alanları çerçevesinde Adıyaman’ımızda 3 bin adet konteyner kent uygulamamız devam ediyor. Bu konteynerlerimizde sıcak sular akacak. Tuvalet, banyo, mutfak, salon ve yatak odası olacak. En kısa sürede hazırlayıp teslim edeceğiz. Bunun için var gücümüzle çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.
    4 milyon 953 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 622 bin binada inceleme yapıldı.

    Hasar tespit çalışmalarının 7 bin personelle 11 ilde devam ettiğini söyleyen Bakan Kurum,” Tabi bir yandan geçici barınma alanlarını inşa ederken, diğer yandan da hasar tespitlerimizi 7 bin personelimizle 11 ilimizde aralıksız sürdürüyoruz. Depremden etkilenen illerimizde 4 milyon 953 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 622 bin binada inceleme yaptık. İçerisinde 604 bin 856 bağımsız bölüm olan 212 bin binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğunu tespit ettik. Adıyaman’da ise 68 bin 12 bağımsız bölümden oluşan 28 bin 547 binayı yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik. İnşallah en kısa sürede tüm hasar tespit çalışmalarımızı tamamlayacağız” dedi.

    Adıyaman’da 47 bin 350 konut ve 13 bin 987 köy evi yapılacak

    Asrın felaketinin 11 ilde14 milyon kişiyi derinden sarstığını söyleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Ancak milletimiz müsterih olsun, devletimiz bütün varlığıyla milletinin yanındadır. Bir devletin milleti için alabileceği en hızlı aksiyonu, gösterebileceği en hızlı refleksi depremzede kardeşlerimizin sıcak yuvalarına tekrar kavuşması için gösterdik. Cumhuriyet tarihimizin en büyük konut seferberliğini, en büyük afet dönüşüm sürecini tarihte görülmemiş bir hızla 11 ilimizde aynı anda başlattık. Afet bölgesinde ilk etap inşa edeceğimiz 319 bin konutumuzun, tüm mikro-bölgeleme, jeolojik ve zemin etüdlerini tamamladık. İlk sözleşmelerimizi imzaladık. Adıyaman’ımızda da Merkez İndere, Kahta Erikdere, Besni Eskiköy, Gölbaşı Yukarıçöplü mahallelerinde 47 bin 350 konut ve 13 bin 987 köy evi, inşa edeceğiz. Bölgenin zemin etütlerine başladık, inşallah Mart ayında ilk kazmayı vuracağız” şeklinde konuştu.

    Toplamda 244 bin 343 konutun temeli atılacak

    Depremden etkilenen 11 ilde toplam 244 bin 343 konutun temellerinin atacağını söyleyen Bakan Kurum, “Yine hasar tespitlerimize göre konut sayılarımızı artıracağız. Bu anlamda gerek bilim insanlarımız gerekse bakanlığımızın uzman ekipleri yeni yerleşim yerlerine ilişkin gecesini gündüzüne katıyor, 7/24 çalışıyor. Bu çerçevede 21 Şubat’tan bu yana, yani bir haftada Gaziantepimizde 3 bin 377, Adıyaman’da bin 161, Kilis’te 645, Adana’da 590, Hatay’da bin 185, Kahramanmaraş’ta 3 bin 826, Şanlıurfa’da 897, Malatya’da 948, Osmaniye’de 152 olmak üzere toplam 12 bin 781 konutumuzun yapımını başlatmış olduk. Mart’ın ilk üç gününde de toplam 8 bin 463 konutumuzun yapımını başlatmış olacağız. Yani 3 Mart itibariyle toplamda 21 bin 244 konutumuzun yapımına başlamış oluyoruz. İnşallah önümüzdeki 2 ay içerisinde 11 ilimizin tamamında toplamda 244 bin 343 konutumuzun temellerini atacak, inşa süreçlerini başlatmış olacağız. Kalan konutlarımızı da şehir merkezlerinde, zemin etütlerini tamamlayarak, kültürel dokuyu da koruyarak inşa süreçlerini başlatacağız. Sözleşmelerini imzaladığımız ve yapımına başladığımız yeni yuvalarımızın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    Konutlar bir yıl içerisinde teslim edilecek

    Adıyaman’ın gökte bir hilal gibi yükseleceğini söyleyen Bakan Kurum, “Peygamberler, sahabeler şehri; binlerce yıllık kadim birikime sahip olan Adıyamanımız her taşında, sokağında, caddesinde tarihinden, kültüründen bir iz barındırıyor. Tarımın, turizmin ve madenciliğin şehri Adıyaman’ımızı tıpkı eski günlerinde olduğu gibi yeniden ihtişamıyla ayağa kaldıracağız. Enkaz karanlığında kaybolan umutları yeşertip bu güzel şehri tarihi sokaklarıyla, meydanlarıyla, bahçeleriyle yeniden inşa edeceğiz. Adıyaman Ulu Camimiz başta olmak üzere yıkılan tüm camilerimizi ivedilikle yenileyeceğiz. Tarihi camilerimizin minarelerinden yeniden ezan sesleri yükselecek, acı ve hüznün yerini el ele milletçe kurduğumuz hayallerimiz, yeni hayatlarımız alacak. Anadolu’nun sarp kayalıklarında kurulan, medeniyetiyle göz kamaştıran bu ihtişamlı şehri yeniden Güneydoğu’nun parlayan güneşi yapacağız. Bu coğrafya, bu bölge, gözbebeğimiz Adıyamanımız Allah’ın izniyle gökte bir hilal gibi yükselecek. Şunu özellikle belirtmek istiyorum.

    Biz sadece ekibimizle, araçlarımızla, yaptığımız çalışmalarla burada değiliz. Biz kalbimizle buradayız. Ruhumuzla buradayız. Aklımızla, fikrimizle, gönlümüzle, tüm duygularımızla buradayız. Adıyamanlı bir annenin kaybettiği evladı artık biziz. Annesini, babasını kaybeden Adıyamanlı bir çocuğun ailesi artık biziz. Burada ve diğer 10 ilimizde hayat yeniden normale dönene kadar, acılar yerini mutluluğa, hüzünler yerini umuda bırakana kadar burada olacağız, Adıyaman’ın ellerini, kardeşlerimizin ellerini sımsıkı tutacağız. Siz gönlünüzü ferah tutun. Güzel Adıyamanımız için gece gündüz, kar kış demeden çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bugün biz TOKİ eliyle 1 milyon 180 bin konutumuzu yaptık mı, Yaptık. 3.3 milyon konutumuzu dönüştürdük mü? Dönüştürdük! Yapılamaz denilenleri yaptık mı, Yaptık. Bitirilemez denilenleri bitirdik mi, Bitirdik. Şimdi yine Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle Cumhurbaşkanımızın liderliğinde buradaki konutlarımızı da bir yıl içerisinde sizlere teslim edeceğiz. Çevre düzenlemeleriyle, parklarıyla, bahçeleriyle, camileriyle, okullarıyla, tüm sosyal donatı alanlarıyla Adıyamanlı kardeşlerimize yeni yaşam alanları sunacağız. El birliğiyle şehirlerimizi yeniden kalkındıracağız. Tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla, doğasıyla bu kadim coğrafyayı yeniden ayağa kaldıracağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın” diye konuştu.

  • Binanın üçüncü katı ortadan kayboldu

    Binanın üçüncü katı ortadan kayboldu

    Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremden dolayı Adıyaman’da da binlerce ev yıkılmış ve binlerce vatandaş ise hayatını kaybetmişti. Depremden dolayı Adıyaman merkez Varlık Mahallesi’nde Abuzer Fırat’a ait 4 katlı binanın 3. katı yıkıldı. 3. katın yıkılmasıyla dördüncü kat, üçüncü katın yerine oturdu. Deprem esnasında kimsenin içerisinde olmadığı binanın 4. katı aynı zamanda yaklaşık 30 derecelik bir açıyla da döndü. 4. katın 3. katta yer almasına ve ilginç görüntülere sahne olan binanın tehlike arz ettiği ve bir an önce yıkılması gerektiği vatandaşlar tarafından vurgulandı.

    Vatandaşlar, “Bu bina 4 katlı, 3. katı yıkılmış durumda. Birinci kat, ikinci kat ve en üst kat sağlam ama üçüncü kat yok. Evet maalesef ilginç bir görüntü, tehlike arz ediyor. Yanındaki komşuların evleri sağlam ama bu nedenle giremiyorlar. Bu evin yıkılmasını bekliyorlar. Üçüncü ve dördüncü kat biraz dönerek tehlike arz ediyor. Dördüncü kat şu anda üçüncü katta duruyor” diye konuştu.

  • Arşivden bina projesine fiyat düzenlemesi

    Arşivden bina projesine fiyat düzenlemesi

    Nilüfer Belediye Meclisi, Mart ayı olağan toplantısının ilk oturumunu Barış Meclisi Salonu’nda gerçekleştirdi. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem başkanlığında gerçekleşen Meclis toplantısı, depremde hayatını kaybeden vatandaşlar için yapılan saygı duruşuyla başladı. Gündem maddeleri ve önergelerin görüşüldüğü toplantıda, önemli bir karar da alındı. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 97. maddesine göre 26 Ekim 2022 tarihinde Nilüfer Belediye Meclisi’nde oy birliğiyle alınan Yazı İşleri Müdürlüğü ücret tarifesinde değişikliğe gidildi. Oy birliğiyle alınan kararla, Nilüfer Belediyesi arşivinden, vatandaşların kendi binalarının projelerine ilişkin belge talepleri için uygulanan ücret tarifesinde düzenleme yapıldı. Alınan kararla birlikte site yöneticilikleri, ticari maksatlı kullanılmaması kaydıyla bina projelerini 30 Haziran 2023 tarihine kadar 20 lira kayıt ücreti karşılığında alabilecek.

    Son günlerde sosyal medya üzerinde bu konuya yönelik yapılan yorumların üzücü olduğuna dikkat çeken Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, ücret tarifelerinin belediye meclisleri kararıyla belirlendiğini ve bu ücretleri bütün belediyelerin aldığını vurguladı. Son günlerde bu konunun Nilüfer Belediyesi üzerinden yapılan olumsuz algıyla sosyal medyanın gündemine gelmesini üzülerek izlediğini ifade eden Başkan Turgay Erdem, “Bir bakanın, yaptığı sosyal medya paylaşımında bizi fırsatçı belediye haline dönüştürdüğünü üzülerek izledim. Bunu belirli basın kuruluşlarında da görmüşsünüzdür. Böyle bir algının belli kişilerce yapılması üzücü ve düşündürücü. Vatandaşa hizmet etmek için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz. Sadece yasalara uyduğumuz için bu şekilde değerlendirilmesi beni üzdü” diye konuştu.


    2464 sayılı belediye kanununa göre belge ücret tarifesinin 26.10.2022 tarihinde Nilüfer Belediye Meclisi’nde oy birliğiyle alınan kararla belirlendiğini hatırlatan Başkan Turgay Erdem, bu tarifenin değişikliği için yasal olarak Meclis kararının alınması gerektiğini söyledi. Başkan Erdem, “Depremin yaşandığı 6 Şubat’tan sonra bu tarifede değişiklik yapılmasını düşündük. Ancak bunun için yasal olarak Meclis kararı alınması gerekiyor. 6 Şubat’tan sonraki ilk toplantımızı da bugün gerçekleştiriyoruz. Arkadaşlar görevlerini yapmışlar. Bu ücreti, bütün belediyeler istiyor. Aksi halde ilgililer hakkında zimmet uygulaması yapılıyor. Biz, bu ücreti 30 Haziran tarihine kadar 20 lira olarak değiştiriyoruz. Talep eden vatandaşlarımıza 20 lira karşılığında projeleri teslim edeceğiz. Bu talepler 30 Haziran tarihinden sonra yoğun olarak devam ederse, tekrar bir Meclis kararı alıp aynı tarifeden devam edebiliriz. Yoksa eski tarifeyi uygularız” diye konuştu.

    Kahramanmaraş merkezli ve birçok ilde büyük hasara neden olan depremler sonrası yapılan çalışmalar da Nilüfer Belediye Meclisi gündemine geldi. Nilüfer Belediyesi’nin, deprem bölgelerine ve Bursa’ya gelen depremzedelere yönelik yaptığı destek ve yardımlar hakkında Meclis üyelerini bilgilendiren Başkan Erdem, yardım kampanyasına katkı veren herkese teşekkür etti.

    Yaşanan deprem felaketinden çıkarılması gereken dersler olduğunun altını çizen Başkan Erdem, “Zor bir süreçten geçtik hepimiz. Türkiye’nin birçok yeri deprem tehdidi altında. Depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bizim de eksikliklerimiz var. Bunları gördük ve değerlendirmelerde bulunuyoruz. Ve en kısa zaman içinde eksiklikleri gidermek, alanda yapacaklarımızın da planlamasını yapmak üzere hızlı bir çalışma temposu içine girdik. Bir taraftan yardımlarımız devam ederken diğer yandan da muhtemel bir afet anında neler yapacağımızı, vatandaşlarımıza deprem sonrası nasıl davranacaklarını göstermeye çalışıyoruz. Biz de buna göre hazırlık yapıyoruz” dedi.


    Vatandaşların mevcut yapı stoğunun depreme dayanıklılığı hakkında yoğun bir bilgi talebi olduğunu söyleyen Başkan Erdem, “Bütün mahallelerde yapacağımız çalışmalarla en azından depreme nasıl dayanıklı bir çalışma yapabiliriz diye uzman arkadaşlarla değerlendirme yaptık. İmar planları, zemin yapısı ve binaların depreme gösterdiği refleks üzerinden mühendislik açısından neler yapılması gerektiğiyle ilgili bilgileri, kısa zaman içinde paylaşacağız. Bundan sonra çözülmesi gereken çok konu var. Her şeyin, yeni baştan değerlendirilerek görüşülmesi ve konuşulması gerekiyor.

    Yönetmelik ve yasalardan tutun da denetimlere varıncaya kadar olan sürecin yeni baştan yazılması gerekiyor bakanlıklar tarafından. Bu işin masa başında değil, yerel yönetimlerin tecrübeleriyle ve talepleriyle birlikte bu alanları güçlendirerek yürütülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
    6 Şubat tarihinde deprem bölgesine giden ilk ekiplerden biri olan ve 22 vatandaşı enkaz altından sağ olarak çıkaran Nilüfer Arama Kurtarma Derneği’nin (NAK) Kurucu Başkanı Fatih Işık da meclis toplantısında, bölgede yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri de toplantıda, Nilüfer’de muhtemel bir deprem öncesi ve sonrasında yapılması gereken çalışmalara yönelik önerilerini ifade etti.

  • İzolatör olmamasına rağmen yerinden oynamadı

    İzolatör olmamasına rağmen yerinden oynamadı

    Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay’ın İskenderun ilçesinde de yıkıma ve hasara yol açtı. Kentin en fazla zarar gören bölgelerinden biri olan sahil bandında birçok yapı yıkılırken, ayakta kalanlarda da zemin sıvılaşması nedeniyle hasar oluştu. Bölgede iki uzun kulesiyle dikkat çeken alışveriş merkezi, otel ve rezidanstan oluşan yapıda hasarın oluşmaması dikkatlerden kaçmadı. Ayrıca izolatörün bulunmadığı yapıda alışveriş merkezi içerisindeki işyerlerinde hiçbir eşyanın hasar almamasının yanı sıra devrilmemesi görenleri hayrete düşürdü. 19 katlı ve 87 metre yüksekliğe sahip iki kulesi bulunan yapının önünde yolda dahi çökmeler yaşanırken, binada adeta oynama yok.

    Proje başladıklarında zeminin gevşeme ve sıvılaşmanın olduğunu ifade eden Alışveriş merkezi yönetim kurulu başkanı Edip Zelluh, projede alınması gereken tüm önlemleri aldıklarını ifade etti. Projedeki planlamaya göre birkaç ayda bitmesi planlanan zeminin 1,5 yıl sürdüğünü vurgulayan Zelluh, “Türk mühendislerin öncülüğünde projeye başladık. Çok zor bir zemindi. Normalde birkaç ayda bitmesi gereken zemin 1,5 yıl sürdü. Kazıklar 57 metreye kadar indi, diyafram duvarlar yapıldı. Sadece zemim değil, aşağıya doğru indikçe yanlardan büyük basınç vardı. Bunların hepsine önlem alınması lazımdı. Bu tür zeminlerde depremin ardından sıvılaşma ile bina oynayabilir. Bina sağa ve sola yatabilir, bunların önlemlerinin alınması gerekir. Burada sadece dikey kazıklarla kalmadık. Yatay çivi şeklinde kazıklar çaktık” dedi.

    “İzolatöre ihtiyaç duyulmadığı da projenin şimdiki halinde de belli oluyor”

    Sahil şeridindeki pek çok yapıda hasarın oluştuğunu belirten Zelluh, “Buradaki depremin sonrasında sahil bandında zemin 50-60 santimetre aşağıya çöktü. Bu yüzden pek çok bina kullanılamaz hale geldi. Bizim binamız kendi kotunda kalarak depremi hasar almadan atlattı. Burada sadece maliyet hesaplanmadı. İnsan kaybının önüne geçildi bu sayede. İzolatör kullanmadık. Bina yapılırken son 60 yılın kayıtlarına bakıldı. Hava durumlarına, tarih boyunca yaşanan depremlere bakıldı. Bütün bunları düşünülerek en doğru şekilde yapıldı. Bu yüzden izolatöre ihtiyaç duyulmadığı da projenin şimdiki halinde de belli oluyor” şeklinde konuştu.

  • Mimar Sinan’ın deprem sırrı

    Mimar Sinan’ın deprem sırrı

    Son asrın en büyük deprem felaketinin yaşandığı bölgede bine yakın binada 8 kişilik bir ekiple incelemelerde bulunan Manisa CBÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, deprem gerçeğinin yapılarda unutulmaması ve deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılması gerektiğinin acı bir şekilde yeniden gördüklerini söyledi.

    “Yapılan hatalar yıkımlara neden oldu”

    TÜBİTAK projesi çerçevesinde deprem bölgesinde 8 kişilik ekiple bine yakın bina incelendiğini söyleyen Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, “Deprem ivmelerini incelediğimizde olması gerekenden çok daha büyük, tasarımda kullanılan deprem ivmelerinden çok daha büyük ivmelerin, Tasarımda kullanılan deprem ivmelerinden 3 kat daha fazla ivmenin yapıları etkilediğini gördük. Bu deprem esnasında yapılarda ciddi hasar oluştu. Bu depremin bu kadar büyük olması yapıların göçmesine sebep mi, kesinlikle değil. Bir noktada hata yaşanmış. Örneğin malzeme, beton kalitesi çok düşük. Donatı yerleşimi çok kötü. Mühendislik bazı binalarda yetersiz. Yapı denetimi yok. Bu şekilde parametreler bir araya geldiğinde yıkım da kaçınılmaz oluyor bu kadar büyük bir depremde. Deprem yönetmeliğinde binaların asla yıkılmaması gerekiyor. Can güvenliği bizim için esas. Yıkılan binaların ekstra problemlerden dolayı yıkıldığını gördük” dedi.

    “Tarihi binalarda da yıkımlar yaşandı”

    Deprem bölgesindeki tarihi binalarda da incelemelerde bulunduklarını anlatan Prof. Dr. Demir, “Özellikle Maraş, Hatay, tarihin, medeniyetin beşiği. Çok acı manzaralarla karşılaştık. 500 yıllık, 1000 yıllık binaların da yıkıldığını örneğin Habibi Neccar Camiinin de yıkıldığını gördük. Oluşan deprem ivmeleri çok büyüktü. Tarihi yapıların da buna dayanamayarak göçmesi gayet normal. Tarihi yapıları incelediğimizde donatı kullanılmıyor. Kent ve zıvana sistemi var ama günümüzdeki betonarme sistemi yok. Dolayısıyla minareler deprem yüklerine karşı çok hassas ve kırılgan oluyor. Minarelerin çok sayıda göçtüğünü gördük. Tarihi yapılarda da güçlendirme uygulanabiliyor. Kumaşlarla veya özel güçlendirilmiş sıvalarla tarihi yapıların yada yığma binaların da istenilen deprem seviyesine, deprem taşıma yükü seviyesine ulaştırılabileceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

    “Deprem gerçekliğine karşı yapısal sistem ortaya koymuş”

    Mimar Sinan’ın Ege Bölgesi’ndeki tek eseri olan ve deprem sütunlarıyla dikkat çeken Muradiye Camii hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Demir, “Betonarme yapılar nasıl yönetmeliği uygun yapılırsa, işçiliği, mühendisliği uygun olursa tarihi yapılar içinde bu geçerli. Muradiye Camii Ege Bölgesinde Mimar Sinan tarafından yapılmış tek eseri. 1583-1592 yılları arasında yapılmış. Yapıyı incelediğimizde çok büyük ve çok sayıda fil ayakları var. Büyük bir kubbesi var, kubbenin altında bunu taşıyan kemerleri var. O kadar ince düşünülmüş ki o fil ayaklarının hemen yanında mihrabın iki kenarında deprem sütunlarını planlamış.

    Yapının statiğinde yük altında bir problem oluştuğunda bunların dönmeyeceğini ve yapıyla ilgili bunla ilgili önlem alınması gerektiğini ifade etmiş Mimar Sinan. Bazı eserlerinde izolatör tarzı altta kayan, yapıyı zeminden ayıran tasarımlar yapmış. Mimar Sinan’ın her eseri birbirinden farklıdır. Kimisinin plan görünüşü dörtgen, altıgen, sekizgen. İlk yaptığı camide 19 metre kubbe açıklığı varken, sonlarda 28 metre 31 metre kubbe açıklığına ulaşmış. Şunu söylemeye çalışıyorum her bölgenin bir gerçeği var zemin olarak, depremsellik olarak bu gerçekliğe karşı yapısal bir sistem ortaya koymuş. Bize katkısı, bilgi vermesi açısından önemli olan nokta, yapının deprem sonrası veya yük altında bu deprem sütunları sıkışıyor ve dönmüyor. Ana taşıyıcıların hemen yanında. Bu sıkıştığı takdirde binanın taşıyıcı sisteminde problem var ve önlem alınması gerekir. Ondan sonrada mühendisler çalışır ve o problemi ortadan kaldırır” dedi.

    “Deprem sütunlarının bugünkü binalara uygulanması mümkün değil”

    Deprem sütunları olarak bilenen denge taşlarının, o günkü teknolojinin bugünkü binalara uygulanmasının mümkün olmadığını anlatan Prof. Dr. Demir açıklamasını şöyle tamamladı: “Şu anda çalışılan gündemde olan yapısal sağlık izlem yöntemleri var. Yapılar gözlem altında bu sistem büyük binalarda kullanılıyor. Sürekli yapı inceleniyor ve veri toplanıyor. Bir problem varsa yerinde çözüm üretiliyor. Buradan esinlenilmiş ama günümüz teknolojisi kullanılmış. Mimar Sinan’ın eserlerini incelediğimizde o hesapların o tasarımların integral bilmeden yapılmasının imkansız olduğunu görüyoruz. O dönem Mimar Sinan çok fazla çalışmış. O hesapları yapabilmek, kendini çok geliştirmiş. Bir dönem asker olarak orduda hizmet vermiş. Orda edindiği tecrübelerle bu yapıları inşa etmiş. Müthiş bir bilenmez tarafı var. O hesapları yapabilmesi için integral bilmesi gerekiyor.”

  • Binanın kolon ve kiriş aralarında tahta parçaları çıktı

    Binanın kolon ve kiriş aralarında tahta parçaları çıktı

    6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerin ardından en çok etkilenen iller arasında bulunan Malatya’da binlerce bina yıkılırken, 10 binlerce bina da ağır hasar aldı. Malatya’da ağır hasar alan yerleşim yerlerinden birisi olan Yeşilyurt ilçesine bağlı Bostanbaşı Mahallesi’nde bulunan 10 katlı bir binanın kolon ve kiriş aralarında tahta parçaları bırakıldığı görüldü. Binada oturan vatandaş, binanın kolon ve kiriş aralarına bırakılan tahta ve kadran parçalarını bırakanlar hakkında yasal işlem yapılması istedi.

    Binalarının hepsinin ağır hasarlı olduğunu belirten bina sakinlerinden İbrahim Alpay Karataş, “Girilmesi mümkün değil. Bazı kolonlarda depremden dolayı tahribat olduğu için bazı kolonlarda tahta ve kadran parçaları kiriş ve kolon arasına sıkıştırılmış. Bu da ister istemez binanın dayanma gücünü zayıflatıyor. İlgililer ve sorumlular hakkında her türlü yasal işlemlerin yapılmasını istiyoruz.

    Ölen canların hesabının sorulmasını istiyoruz. İlgililerden tüm vatandaşlar adına destek bekliyoruz. Binada 2 yıldır oturuyorum ben. 2 yılda yapıldığını düşünün toplamda 4 yıl oldu. Sözde depreme dayanıklı etüt zemini yapılmış gözüküyor ama sorduğunuzda buralara çok katlı binaların yapılmaması gerektiğini söylüyorlar. Müteahhittinden, mimarından ve kim denetliyorsa onlardan yasal işlem yapılmasını istiyoruz” dedi.

  • Binanın birinci katı yere gömüldü

    Binanın birinci katı yere gömüldü

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen 7.7 ile 7.6 büyüklüğündeki depremler Malatya’da büyük hasara neden olurken, ilk belirlemelere göre bin 300’den fazla kişi hayatını kaybetti, 7 bine yakın kişi ise yaralandı. Büyük yıkımın yaşandığı Yeşilyurt ilçesinde ise ağır hasar alan bir apartmanın birinci katı artçı depremlerin ardından yere gömülerek kayboldu.


    Yan yatan binanın devrilerek çevreye zarar vermesinden endişe ettiklerini belirten ev sahibi Erdal Karakütük, binanın kontrollü bir şekilde yıkılmasını beklediklerini söyledi.

  • 202 bin bina acil yıkılacak

    202 bin bina acil yıkılacak

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Hatay Afet Koordinasyon Merkezi’nde düzenlenen “Proje Alanları Koordinasyon Toplantısı”na başkanlık etti. Toplantı ardından açıklamalarda bulunan Bakan Kurum, Hatay’ın altyapısı, sanayi alanları, tarihi ve doğal güzelliklerini içine alacak anlayışla yeniden inşa edileceğini söyledi.

    Sahada hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini belirten Bakan Kurum, “Hatay’da Defne merkezli ardından Samandağ merkezli depremler sebebiyle yeniden bu alanlarda hasar tespit çalışmalarını yürüteceğiz. Hem Antakya merkezde, hem Kırıkhan’da, hem Defne’de, hem Samandağ ilçemizde hasar tespit çalışmalarından daha önce yaptığımız az hasarlı, hasarsız veya orta hasarlı tespit edilen binalar bir kez daha incelenecek. Yeni hasar tespite göre de ilanlarımızı gerçekleştireceğiz. Tüm Türkiye’deki hasar tespitler 4 milyon 750 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 521 bin bina incelendi. Bu kapsamda 582 bin bağımsız bölüm ve 202 bin binanın acil yıkılacak, ağır hasarlı veya yıkık olduğunun tespiti yaptık. Hatay’da da 213 bin bağımsız bölümden oluşan 60 bin binanı yıkık acil yıkılacak ve ağır hasarlı oluğunun tespitini yaptık. İnşallah hasar tespitleri tamamlanması ardından net rakamı ortaya koyacağız” şeklinde konuştu.

    Yeniden inşa ve ihya sürecinin vatandaşlarla, şehrin bileşenleriyle, üniversitelerle ve bilim insanları ile görüşülerek gerçekleşeceğini vurgulayan Bakan Kurum, “Birçok üniversitemizde ortak çalışmalar yürütüyoruz. En doğru yerleşim alanlarını gerek mikro bölgeleme çalışmaları, gerek ayrıntılı jeolojik etütlerini, bu noktadaki en doğru zeminde, en doğru yapı tekniğine göre yapılaşma sürecini yürütüyor olacağız. Bu ay sonuna kadar 14 bin bağımsız bölümden oluşan sözleşmelerimizi tamamlayacağız. Ardından da etap etap konutlarımızın yapımını yürüteceğiz. Nurdağı’nda 456, İslahiye’de 399, Kilis’te 645 ve Adıyaman’da 797 olmak üzere bin 797 yeni yuvamızın sözleşmesi imzalanmış inşa süreci başlamıştır. Ardından Adana Sarıçam’da 590, Hatay Altınözü’nde 364, Kahramanmaraş Afşin’de 501, Pazarcık’ta 518, Şanlıurfa’da 534 olmak üzere 2 bin 507 yeni yuvamızın sözleşmelerini tamamladık, yapım aşamasına geçtik. Gaziantep ilçelerinde 400 köy evimizin, Hatay Payas’ta 821, İskenderun’da 492, Battalgazi’de 599 olmak üzere 2 bin 312 konutumuzun sözleşme süreci başlamıştır.

    Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Şanlıurfa, Malatya’da toplamda 2 bin 663 konutumuzun ihaleleri, bugün de Diyarbakır Kayapınar’da 595, Kahramanmaraş Dulkadiroğlu’nda 862, Malatya Doğanşehir’de 349, Osmaniye’de 152 olmaz üzere yaklaşık bin 958 konutumuzun sözleşme ve ihale süreçleri de bugün itibariyle devam etmekte. Böylece depremzede kardeşlerimiz için Şubat ayı içinde 14 bin 500 konutumuzun yapımına başlamış olacağız. Hedefimiz hasar tespitler çerçevesinde önümüzdeki Nisan-Mayıs ayları içinde köylerimizde ve merkezde konut ihalelerimizi sözleşmelerimizi ihalelerini gerçekleştirmek” açıklamalarında bulundu.

    Hatay merkezde aynı yoğunlukta bir yapılaşma olmayacağını söyleyen Bakan Kurum, “Hatay merkezi özelinde yapılaşmaya ilişkin, aynı yoğunlukla yapılaşamayacağımızda buradaki tüm paydaşlarımız bizimle aynı fikirde. Burada gerekli imar düzenlemelerini yapacağız, gerekli kısıtlamaları yapacağız. Vatandaşımızı mağdur etmeyecek şekilde şehrin içinde yeni toplanma alanlarının açılacağı, Asi Nehri kenarında bir koruma bandının oluşturulacağı, yeni yerleşimin zemine uygun teknolojilerle, buradaki kamu binalarında gerekirse her türü teknolojinin uygulanacağını da ifade ediyorum” dedi.

  • Binalar incelendi, 8 kritik hata

    Binalar incelendi, 8 kritik hata

    Türkiye’yi sarsan deprem felaketinin 23 gününde bölgedeki enkaz çalışmaları devam ederken bir yandan da alanında uzman kişilerce yıkımlara sebep olan hatala araştırılıyor.

    Hatay’daki 500 binayı inceleyen bilirkişi, sahadaki kritik sorunları belgeledi. Buna göre; yıkımlara sebep olan hatalar, “zayıf kolon”, “düz demir kullanımı”, “taşıyıcı elemanlara verilen zararlar”, “kesit yetersizliği”, “uygunsuz etriye aralıkları”, “yumuşak kat etkisi”, “zemin sıvılaşması” ve “çerçeve süreksizliği” gibi 8 başlıkta toplandı.

    İnşaat mühendisi Suat Torun yaptığı açıklamada, Hatay’da depremin hemen ardından hasar tespit çalışmalarına katkı vermek ve İnşaat Mühendisleri Odası üyesi olarak gönüllü bilirkişilik yapmak üzere sahaya gittiğini ve 10 gün bölgede kaldığını anlattı.

    Meslek odası olarak hasar tespiti yaparken ayrıca bilirkişi olarak savcılık adına gerekli verileri topladığını dile getiren Torun; mimarlar, jeoloji mühendisleri ve inşaat mühendisleri olarak birlikte hareket ettiklerini, araziyi, yapıyı ve tasarımı incelediklerini aktardı.

    TOPLAM 500 BİNA İNCELENDİ

    Mühendis Torun, bölgede savcılık adına 200’e yakın, İnşaat Mühendisleri Odası adına ise 300 olmak üzere toplam 500 binayı incelediğini söyledi.

    Bu çalışmaları yaparken bir inşaat mühendisi olarak yaptığı çalışmaları paylaşan Torun, delillerin karartılmaması için binaların fotoğraflarını ve videolarını çektiklerini, binanın ne sebeple yıkıldığını tespit etmek için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.

    ”KOLON VE KRİŞLERDEN ÖRNEKLER ALDIK”

    Torun, “Binaların kolon ve kirişlerinden örnekler aldık. Yapının bütünlüğü bozulmuşsa bile her bir donatının ölçümlerini yaptık. Sahadaki numuneleri de yetkililere teslim ettik.” dedi.

    Hatay’da yapıların çok büyük hasar gördüğünü vurgulayan Torun, sahada gördükleri binaların büyük çoğunluğunun eski yapılar olduğunu ifade etti.

    ÖNCELİKLİ SEBEP YAPIM HATALARI

    Torun, depremde yıkıma neden olan hatalar konusunda şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Sahada en çok rastladığımız sorun beton kalitesizliği yani istenen dayanıma sahip olmayışıydı. Bunun dışında demir gibi donatıların istenen çapta ve yapıda olmadıklarını tespit ettik. Proje ve uygulama hatalarını da gördük. Bir de zemin etütlerinin iyi yapılmaması ve zemin sıvılaşmasından kaynaklı büyük problemlerle karşılaştık. Genelde öncelikli sebep yapım hataları kaynaklı olarak ortaya çıkıyor. Genel başlıkları ise zayıf kolon, düz demir kullanımı, taşıyıcı elemanlara verilen zararlar, kesit yetersizliği, uygunsuz etriye aralıkları, yumuşak kat etkisi ve çerçeve süreksizliği olarak sıralayabiliriz. Proje hataları da gördük. Tasarım yapılırken binanın x ve y düzleminde deprem kuvvetlerini alması için perdeler tasarlanır. Bunların tüm kolonlarının kirişlerle bağlanması gerekir. Yapılmaması halinde yapı hasarları oluşur.”

    BETONDA BÜYÜK TANELİ ÇAKILLAR TESPİT EDİLDİ

    İncelediği 500’e yakın binada rastladığı sorunları çektiği fotoğraflarla belgeleyen Torun, yıkımların en çok kontrolsüz yapım hataları nedeniyle oluştuğunu tespit ettiklerini ifade etti.

    Hatay’da yıkılan bir binanın fotoğrafı üzerinden örnek veren Torun, beton içindeki agrega denilen çakıl, kum gibi malzemenin istenen boyutta olmadığını gözlemlediklerinin altını çizdi.

    Betondaki bu çakılların boyutunun 8-10 santimetreye varan büyük çaplarda olduğunu tespit ettiklerini aktaran Torun, “Bu çakılların büyük oluşu deprem açısından büyük risk yaratır ve binanın mukavemetini zayıflatır. Burada kırma taş kullanılması gerekirdi. Bunları maalesef incelediğimiz binalarda göremedik.” diye konuştu.

    DENİZ KUMU BETON YAPISINI BOZMUŞ

    Hatay’da binalarda deniz kumu kullanıldığını da tespit ettiklerini belirten ve kumun içinde deniz kabuğunu belgeleyen bir fotoğrafı gösteren Torun, “Deniz kumunun en büyük tehlikesi, tuz oranının yüksek olmasından dolayı betonun yapısını bozar. Bu nedenle beton istenen dayanıma sahip olamaz. Deniz kumunun, binalarda beton içinde bulunan demirin korozyona uğramasına yani çapının küçülmesine, ayrıca paslanıp çürümesine de neden olduğunu gördük. Korozyon nedeniyle 16 milimetre çapında olması gereken demirin 10 milimetreye kadar düştüğünü gördük.” ifadelerini kullandı.

    Torun, demirlerin açıkta olması ve havayla temas etmesinin de korozyona uğrayarak çap kaybetmelerinin bir diğer nedeni olduğuna dikkati çekti.

    KOLONLAR DAHA İNCE, DEMİR KALİTESİ YETERSİZ

    Torun, eski yönetmeliklere göre inşa edilen yapıların kolon kesitlerinin yetersiz olduğuna işaret ederek, “Hatay’da eski binalarda genelde 18-20 santimetre dolayında kolonlar, 15-20 santimetre arasında da kirişler tespit ettik. Bu boyuttaki elemanlar kesit yetersizlikleri sebebiyle yapıların hasara uğramasına sebep olmuş. Şimdiki yönetmeliklerde kolon boyutunun minimum 30, kiriş genişliğinin de 25 santimetre olması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

    Betonarme binalarda betonla daha iyi birliktelik sağlayan nervürlü demirlerin de önemine değinen Torun, “Nervürsüz demir beton içinde sıyrılması kolay olduğu için görevini yerine getirememiş. Bu sebepten yapılar çok hızlı hasar almış ve çökmüş. Nervürlü yapılarda yapı hasar alsa da donatı sıyrılmamış, yıkılma olmamıştır. Şimdiki yönetmeliklerde nervürlü demir kullanmak mecburi.” ifadelerini kullandı.

    Gaziantep bölgesinde hasar tespit çalışmalarına katılan inşaat mühendislerinin de kolonlarla ilgili gözlemlerini aktaran Torun, “Meslektaşlarımız, bu şehirde bazı yapılarda bulunulan mekanı genişletmek amacıyla kolon kesimlerine rastladı. Bu binayı yıkıma götüren, ana taşıyıcı sisteminin tamamen çökertilmesi anlamını taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    ”KÜÇÜK” TEKNİK DETAY YIKIMI NEDEN OLDU

    İnşaat çeliğinin bükülmesiyle elde edilen bir sargı donatısı olan etriyelerin birleştirilme yönteminin ve aralıklarının çok önemli olduğunu görsellerle anlatan Torun, şöyle konuştu:

    “Bu donatının istenen düzeyde yapılmaması nedeniyle binaların mukavemetinde ciddi sorunlar ortaya çıkmış görünüyor. Çapları 6 milimetre olan ve gönyesi 135 derece bükülmeyen etriyeleri tespit ettik. Hem çap yetersizliği hem de 135 derece bükülmemeleri, görevlerini yerine getirmesine engel olmuş. Deprem olduğunda bu bükümlerin binayı koruyucu bir özelliği vardır. Bu küçük bir teknik detay gibi görünse de yapılmadığında binayı yıkıma kadar götüren büyük bir hatadır.”

    TAŞIYICI ELEMANLARA VERİLEN ZARARLAR

    Torun, Hatay’da özellikle yıkılan ve ağır hasar alan binalarda tesisat gibi yapı tamir işlerinin taşıyıcı elemanlara zarar verdiğini de gördüklerini belirterek, “Bazı binalarda tesisatın kesilen kolonların aralarına yerleştirilmiş olduğunu da gördük. Tamiratlar sırasında binalara ek yükler de yüklenmiş. Ustaların bilinçsizce yaptığı bu tür yanlışlar, yapılara ağır hasarlar vermiş ve yıkıma sebep olmuş.” diye konuştu.

    YUMUŞAK KAT ETKİSİ, ZEMİN SIVILAŞMASI…

    Özellikle zemin katlarda betonarme binaların deprem esnasında yıkılmasına neden olan en önemli mimari tasarım hatalarından birinin yumuşak kat meydana gelmesi olduğunu aktaran Torun, bu nedenle yıkılmış bir binanın görselini de paylaştı.

    Yapı yaklaşma mesafesini de çok yetersiz bulduklarını dile getiren Torun, “Neredeyse yan yana yapılan binalar gördük. Bu nedenle hasarlı bir bina yanındaki binayı da yıkmış. İki bina arasındaki darlıktan dolayı ağır hasarlı bir binanın yandaki binaya zarar vererek ölümlü bir hasar oluşturduğunu gördük.” dedi.

    Torun, özellikle yan yatan bazı binalarda yapı hasarlarının yanı sıra zemin sıvılaşmasına bağlı sorunlar ile alt katlardaki çıkmalar nedeniyle çerçeve süreksizliğinin oluşmasına neden olan sorunları tespit ettiklerini söyledi.

    ”TAŞERONLAR VE USTALAR EĞİTİLMELİ”

    Bilirkişi Suat Torun, inşaat yapım işlerinin meslekten gelen kişilerce yapılması ve bu kişilerin altında çalışan taşeronların ve ustaların eğitilmesi gerektiğini vurguladı.

    İnşaat mühendisliği lisans derslerinde bu tür problemlerin tekrarlanmaması için müfredata yeni derslerin eklenmesi gerektiğini belirten Torun, “Şu anda bu tür dersler yüksek lisans derecesinde okutuyor. Staj süreleri uygulama deneyimi için uzatılmalı. Tabii toplum bilincinin de oluşması gerekiyor. Mümkün olduğunca dayanıklı olması için çaba gösterilmesi, ev sahibi olmak isteyenlerin evin içinden çok yapının taşıyıcı özelliklerini öğrenip sorgulaması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.

  • Hasarlı binanın kontrollü yıkımına başlandı

    Hasarlı binanın kontrollü yıkımına başlandı

    Kahramanmaraş merkezli 11 ilde yaşanan ‘Asrın Felaketi’ olarak nitelendirilen depremde Adana’da yarısı yıkılan bina, kontrolü bir şekilde yıkımı başlandı. Çevredeki vatandaşlarda yoldan binanın yıkılma çalışmalarını merakla izliyor.


    Kahramanmaraş merkezi depremde Adana’nın Çukurova ilçesine bağlı Yurt Mahallesi’nde bulunan 13 katlı Ayas sitesinin A bloğunun yarısı yıkıldı. Ekipler, ‘Acil yıkılacak’ listesinde bulunan binayı kontrollü bir şekilde yıkmaya başladı.

    “Canlarını hiçe sayıp binanın içine girip halat bağladılar”

    Canlarını hiçe sayan hafriyat işçileri, yıkılan binanın içerisine girdi. İçeri giren işçiler, çelik halatları binanın kolonlarına bağladı. Çevredeki vatandaşlar ise binanın yıkım aşamasını merakla izlemesi dikkat çekti.


    Öte yandan, binanın yıkımıyla birlikte etrafı toz bulutu kapladı. Binanın yıkımı sırasında halatların kopması nedeniyle yıkım yarıda kaldı. Yıkımın gün içerisinde tamamen bitirilmesi bekleniyor.