Etiket: Bina

  • Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin büyük kısmı kapatıldı

    Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin büyük kısmı kapatıldı

    İstanbul Üniversite Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin Fatih’te bulunan binalarındaki sağlık ve eğitim hizmeti, binalardaki deprem riski sebebiyle durduruldu. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın, “6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen, merkez üsleri sırasıyla Gaziantep’in Şehit kâmil ilçesi ve Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesi olan ve 11 ilimizi filen etkileyen depremlerden sonra beklenen İstanbul depremi nedeniyle, üniversitemizdeki tüm binaların güvenlik seviyeleri tekrar sorgulanmaktadır. Cerrahpaşa yerleşkemizde hali hazırda eğitim, araştırma, hasta hizmetleri ve yönetim binalarından oluşan yaklaşık 180 bin metrekarelik kapalı alan kullanılmaktadır.

    Bu binaların bir kısmı tarihi özelikte, bir kısmı betonarme ve bir kısmı da geçici çelik konstrüksiyon yapılardan oluşmaktadır. Yaşanan son depremlerden sonra, betonarme, bina stokumuzun değerlendirilmesi amacıyla geçtiğimiz hafta başında rektörlüğümüzce, üniversitemiz inşaat mühendisliği bölümü öğretim üyelerinde oluşan bir heyet görevlendirilerek Cerrahpaşa Yerleşkesindeki tüm yapılar değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirme neticesinde, tüm dahili ve cerrahi bilimleri içerisinde barındıran toplam 17 ayrı binadan oluşan monoblok binalar kompleksi ile yemekhane binası ve öğrenci yurt binalarının emniyetle hizmeti yerine getirecek güvenlik seviyesine sahip bulunmadığı ve bu binaların risk taşıdığı tespit edilmiştir.

    Bu nedenle Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin ana omurga yapısını oluşturan yaklaşık 105 bin metrekarelik kapalı alan hizmete devam edemeyecektir. Bu kapsamda, su andan itibaren geçerli olmak üzere, aci| ve çocuk sağlığı ve hastalıkları birimi haricindeki sayacağım şu birimler devre dışı kalacaktır: Dahili ve cerrahi bölümlere ait toplam 800 hasta yatağı, 32 ameliyathane yoğun bakım, kemik iliği ve diyaliz üniteleri, karaciğer ve böbrek nakil merkezi ayaktan sağlık hizmeti veren 117 birim ve ünite, ileri düzey robotik cerrahi merkezi endoskopi üniteleri ileri düzey girişimsel ve tanısal görüntüleme üniteleri ile birlikte tüm erişkin ayaktan ve yatan hasta kabulü ve tüm ameliyatlar durdurulmuştur” dedi.


    Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin eğitim ve sağlık hizmetlerinin bir kısmının Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum ve Afet Hastanesi’nde yapılacağını belirten Aydın, “Gelişen bu acil durum nedeniyle, Cerrahpaşa Tip Fakültesi’nin eğitim ve sağlık hizmetinin kesintisiz devamı için gerek ulaşım, gerekse koordinasyon açısından Cerrahpaşa yerleşkesine yakın konumda bulunan Yeşilköy’de Atatürk Havalimanı komşuluğundaki Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum ve Afet Hastanesi’nin tamamının, yapım amacına uygun şekilde, geçici süreyle Cerrahpaşa Tip Fakültesi’nin kullanımına verilmesi konusunda gerekli görüşmeler yapılmıştır” şeklinde konuştu.

  • Muğla’nın bina kat sayısı düştü

    Muğla’nın bina kat sayısı düştü

    Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Muğla 2,5 kat sayısı ile 2,1 olan Ardahan ve 2,4 olan Ağrı’dan sonra Türkiye’de 3’üncü sırada yer aldı.

    Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, konuyla ilgili yaptığı açıklamada zamanında bu konuda eleştiriler aldığını belirterek, “1999 yılında Muğla Belediyesi olarak başladığım belediye başkanlığında en önemli anlayışımız, yaşanabilir ve güvenli bir kent oluşturmak oldu. Kat sınırlamasını o dönem getirdik. Bu şekilde depremlerden en az hasarla çıkmak ve hava sirkülasyonunun olduğu temiz, yaşanabilir bir kent anlayışımıza uygun izinler veriyoruz” diye konuştu.

  • “Hangi müteahhit kendi yaptığı binada oturur?”

    “Hangi müteahhit kendi yaptığı binada oturur?”

    Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen asrın felaketinin ardından yaralar sarılıyor. Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde Şahin Yalçın’ın hayata geçirdiği 130 daireden oluşan 24 katlı bina sosyal medyada eleştirilere neden oldu. Karşıdan binanın fotoğrafını çeken bir kişinin paylaşımı sonrası çok sayıda kişi yorum yaparak binanın yüksek katlı oluşunu eleştirdi. Eleştirilen üzerine açıklamalarda bulunan binanın müteahhidi Şahin Yalçın, “10 yıl önce 1 milyon 750 bin dolar sadece zeminine harcama yaptık. Paramızın düşmanı mıyız? Klavye delikanlıları oturdukları yerden bilmeden, araştırmadan yazıyor” diyerek tepkisini dile getirdi.

    İnşaat öncesindeki süreci anlatan Yalçın, “Burada daha önce İpekevler Sitesi’ne ait 72 daire vardı. 2012 yılında kenarındaki boşta duran toprak kaydı. Toprak kayınca biz de daire sahipleriyle anlaştık. Zaten kentsel dönüşüme girmesi gerekiyordu. Biz de anlaşma sonrası inşaata başladık. Kazık çakarak arazi yapısını tümüyle sağlama aldık. Aşağıya kadar indik. Sonra ilk önce 24 katlı binamızı 24 ve 18 katlı binamızı Ankara’da yüksek binaları çizen mühendislik ofisine çizimini yaptırdık. Zannediyorum ki şu anda Kahramanmaraş depreminden sonraki deprem yönetmeliğine göre çıkacak projelere göre biz bunu 10 yıl öncesinden hazırladık. Şu an çıkacak olan deprem yönetmeliği bizim yaptığımızı ancak karşılar.

    Bu ülkede bol miktarda klavye delikanlıları çok. Oturdukları yerden yazıyorlar ve yorum yapıyorlar. Gelip baksınlar bu iş nasıl yapılmış. Statiği nasıl, betonu nasıl. Bizim gelen beton numuneleri kırma 37 ila 45 arasında geliyor. 30-40 katlı binaların kullanacağı betonları biz 24 katlı binada kullanmışız. Vatandaş karşıdan çekiyor paylaşıyor. Kafalarına göre yazıyorlar. Sanki mimar mühendis veya jeoloji mühendisi. Şu tümüyle 32’lik temel demirleri. Burada 265 ton 32’lik demir var. En önemlisi aşağıda boşluk var mı yok mu diye jeoradar uygulaması yapıldı. Genelde hiç yapılmaz. Ama biz zeminde boşluk olup olmadığını jeoradar uygulaması yaptırdık. Jeoloji ve geotekniğin haricinde bu uygulamayı yaptık. Ona göre inşaatımızı komple tümüyle perde beton, perde kolonlar olarak yaptık. 2,5 ila 6 metre boyunda perde kolon sistemiyle çıkmıştır bina. Bu binaların yıkılma ihtimali yok” dedi.

    “Ha evladını öldürmüşsün ha kolonu kesmişsin”

    Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem sonrası yüksek katlı binaların yıkılmadığına dikkat çeken Yalçın, “Şu andaki 6 Şubat’taki meydana gelen depremde kamera kayıtlarında da gözüküyor. Bir cadde yıkılmış ama onun karşısında 18-20 katlı binalar var. Hiçbir şey olmamış. 18 katın üzerindeki katların genetiği statiği her şeyi değişiyor. Çok büyük yer yarılmasında ancak yıkılır. Bunun böyle fotoğrafını çekip sosyal medyaya koyup da klavye delikanlılığı yapmaya hiç gerek yok. Nasıl yapılmış. Bu bina nasıl ruhsat almış. Ruhsatı alırken belediye ne etütleri istemiş. Zemin etütleri bile Ankara’dan onaylandı. Kolon evlattır. Ha evladı öldürmüşsün ha kolonu yıkmışsın. Aynıdır bizim için değişmez. Çünkü binayı taşıyan, yapacağın işi, ömür boyu sorumlusun. Evladın nasılsa o da aynı. Biz bunlara asla göz yummayız. Bu benim mesleğim. Geredeli İnşaat olarak ilk okuldan beri bu işin içindeyim. Okumuş cahiller konuşuyor. Bir insanın karşısındaki işe yorum yapabilmesi için o iş için bilgisi olması lazım. O işi yapması lazım. Bu işle ilgin yoksa yapmıyorsan veya bilmiyorsan neden yorum yapıyorsun. Bunlar insanlara zarar veriyor. Biz bu binayı yaparken tümüyle geoteknik, jeoloji, zemin etüdü, Ankara Mekansal Planlama’dan çıktı bunların hepsi. Her türlü bilim ve teknikten faydalanarak yapılmış bina. Tümüyle odalarında bile yangın söndürme var. Devletin yaptığı binaların haricinde hiçbir binada yangın söndürme sistemi yok. Bu binanın her odasında her bölmesinde yangın söndürme var. O günün parasıyla 1 milyon 750 bin dolar para harcadık” şeklinde konuştu.

    “Bilim ve teknik olarak her şeyden faydalanıyoruz”

    İki inşaatın günümüz maliyetlerinin 300 ila 350 milyon lira arasında olduğuna da dikkat çeken Yalçın, “Şu anda bu iki inşaatın maliyeti bu günkü rakamla 300-350 milyon lira arasında. Biz paramızın düşmanı mıyız da buraya bu kadar katlı bina yapıyoruz. Ne zorumuz vardı da bu kadar para harcıyoruz. Bunu yaparken en son teknolojileri kullanıyoruz, kullanmak zorundayız. Yoksa feda olur herşey. Masrafı çok olan işlerde bilim ve teknik olarak her şeyden faydalanıyoruz. Daire fiyatlarımız şu anda 2,5-5 milyon lira arasında değişiyor. O şekilde satıyoruz. Geçen hafta daire sattık. Firma olarak ben kendim bu binada oturuyorum. Hangi müteahhit kendi yaptığı binada oturur. Kendim güvenmesem bu binada oturur muyum? Asla” diyerek tepki gösterdi” diye ifade etti.

  • Hasarlı binadan eşyalarını taşıdılar

    Hasarlı binadan eşyalarını taşıdılar

    Kahramanmaraşlı iki büyük deprem 11 ilde birçok yapının yıkılmasına neden olurken, geriye kalan binalarından çoğu da ağır hasar aldı. Bazı vatandaşların ağır hasarlı binalara girerek eşyalarını tahliye ettiği görüldü.


    Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sonrası 11 ilde birçok yapı yıkılırken, geriye kalan binalarında da çoğu hasar aldı. Hatay’da meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremin ardından 6 kişi hayatını kaybetmiş, 294 kişi de yaralanmıştı.

    Deprem sonrası yetkililer ise ağır hasarlı yerlere girilmemesi konusunda uyarıda bulunurken, Antakya Küçük Sanayide bir işyeri sahibi 4 katlı mobilya dükkanından eşyalarını canı pahasına tahliye etti. 5 kişilik çalışma ekibiyle ince bir tahta üzerinde koltukları taşıyan vatandaşlar yıkılmak üzere olan binadan koltukları tahliye ederken, o anlar kameralara saniye saniye kameralara yansıdı.

  • Ekleme kolonlu binaya ‘az hasarlı’ raporu

    Ekleme kolonlu binaya ‘az hasarlı’ raporu

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından kentte çok sayıda yapı yıkılırken, birçok yapıdada ağır hasar meydana geldi. Depremden sonra Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Ballıca Mahallesi 10022 Sokak üzerinde bulunan Gündoğdu Apartmanı’nda da hasar meydana gelirken, apartman sakinleri birinci kat kolonundaki açıklardan baktıklarında taşıyıcı kolonlara ekleme yapıldığını ve taş ile doldurulduğunu gördü.

    Yapılan tespitlerde tutulan az hasarlı raporuna itiraz eden apartman sakinleri, sorumlular hakkında idari işlem yapılmasını istiyor.

    Apartmanın 2 yıllık olduğunu ve sokakta sadece kendi apartmanlarının hasar gördüğünü söyleyen bina sakini Ebubekir Gök, “Burası 2 senelik bir bina. Depremde ev üzerimize uçacak gibi hissettik biz. Yıkılacak zannettik ve kendimizi dışarı attık. Buraya hasar tespiti için geldiler ve binamıza az hasarlı raporu verdiler. Bizim burada şikayetimiz, kolonlarımızın üzerine hep taş doldurmuşlar. Yani birinci katın kolonlarının üzerine ek yapılış ve taş doldurulmuş. Zaten yakından bakınca da görünüyor. Biz buna gerekenin yapılmasını istiyoruz. Çünkü bu binaya da az hasarlı vermişler. Bu nasıl oluyor da az hasarlı veriliyor? Kolonlar hep çatlak, üzerinde de taş dolu. Bu binada bundan sonra oturmak için artık can güvenliğimizin olacağını zannetmiyorum ben. Biz bu binayı yapan ve yapımına izin veren herkese gerekli adli işlemlerin yapılmasını istiyoruz. Biz bunu yapanların cezasını almalarını istiyoruz. Bu mahallede bundan başka hasarlı bir bina yok. Sağa sola bakıldığı zaman da görülüyor. Tabi burada müteahhitlerin payı var ve binamızın yöneticisi kaç kere aramasına rağmen telefonlarımıza da bakmıyor. İlgilenmiyorlar da yani” dedi.

  • Vatandaşlar binasındaki eşyanın tahliyesini istiyor

    Vatandaşlar binasındaki eşyanın tahliyesini istiyor

    Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerle Diyarbakır’ın merkez ilçelerinde binlerce binada hasar meydana geldi. Depremin şiddetiyle merkez Bağlar ilçesinde Serin-2 Apartmanı yıkılırken, Serin-1 Apartmanı için ise bina sakinleri tarafından Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından acil yıkım kararı verildiği söylendi.

    Bina sakini Avukat Muhammet Can Kocakap, yetkililere yıkım kararı verilen Serin-1 Apartmanı için sadece eşyalarının tahliye edilmesi talebinde bulundu.
    Kocakap, “Binamız acil yıkılacaklar listesine alındı. Bu kararı 12 Şubat’ta Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından öğrendik. Aynı gün hemen itirazda bulunduk, akabinde 13 Şubat’ta yıkım kararı verildi. Yıkım kararına ilişkin tebliğ muhtara yapıldı. Biz 15 Şubat’ta idari işlemlerin durdurulması talebiyle idare mahkemesine dava açtık. Bu dava neticesinde Çevre Şehircilik ve Valilikten burayla ilgili belge istendi. Ama çevre ve şehircilik herhangi bir belge sunamadı. Akabinde bize 30 dakikalık tahliye izni verildi. Bu zaman zarfında yaklaşık 10 daire tahliyesini sağladı. Geri kalanlar normal şartlarda bir sonraki gün devam edecekti. Akşamı deprem olduktan sonra sabah geldiğimizde bize buradan eşya taşınmayacağı tekrar iletildi. Akabinde delil tespit davası açtık” dedi.

    Üniversiteden mühendislerin binada incelemelerde bulunduğunu söyleyen Kocakap, “Yetkililerden hem mahkemenin sonucunu beklemesini istiyoruz, hem eşya tahliyemizin devam etmesini istiyoruz. Üniversiteden yetkili kişiler gelip kolon ve kirişleri inceledi, ciddi bir hasarın olmadığını ve eşyaların tahliye edilebileceğini söyledi. Öncelik amacımız eşyalarımızın tahliyesine devam edilmesine izin verilmesidir. Bina sakinleri ve dükkan sahipleri şu anda mağdur durumdadır” ifadelerinde bulundu.

    Mühendislerin bina için öngördüğü hasarın orta hasar olduğunu belirten bina sakini Dr. Sait Acar ise şunları kaydetti:
    “Binamızla ilgili yürütülen süreç, çıkmaz hale girdi. Hocalarla birlikte aşağıda durum değerlendirmesi yapıldı. Ne aşağıda, ne de yukarıda kolon ve kirişlerin herhangi bir problemin tespiti olmadı. Mühendislerin bina için öngördüğü orta hasarlı olabileceğidir. Fakat çevre ve şehircilik ile valilik alelacele bir karar alıp binamızı acil yıkılacak listesine dahil etti. Bizim de herhangi bir oturma talebimiz olmadığı halde, isteğimiz en azından eşya tahliyesinin yapılması açısından bize destek olmalarıydı. İçeride ziynet eşyaları ve büro eşyaları olan mağdurlar da var. Aynı zamanda maddi ve manevi değeri yüksek eşyalar bulunmaktadır. Bu açıdan yetkililerden kolaylık sağlamasını bekliyoruz.”

  • Yaptığı binalar yıkılmadı, satın aldığı ev yıkıldı

    Yaptığı binalar yıkılmadı, satın aldığı ev yıkıldı

    İskenderun’da 2 ve 8 bloktan oluşan apartmanlar yapan Nurettin Kayış’a ait binalarda depremde yıkım olmadı. Kayış, dairelerin sadece iç kısımlarında çatlaklar olduğunu belirtti. Kayış’ın, Antakya’da site içerisinde aldığı daire depremde çökerek hasar aldı. 2020 yılında ‘altın makas’ ile açılışı yapılan Güçlü Bahçe Sitesinde yaklaşık 68 kişinin öldüğü belirtildi. 5 bloktan oluşan sitenin 4 bloğunun yıkıldığı, 1 binanın ise zemin katlarının çöktüğü ve ağır hasar aldığı görüldü. Kayış, Antakya’da site içerisinde satın aldığı dairenin, üstlenici firma tarafından 10 şiddetinde depreme dahi dayanıklı olduğu söylenerek satıldığını iddia etti. Güçlü Bahçe Sitesinin Müteahhiti Servet Altaş’ın ise tutuklandığı iddia edildi.


    “Temelinin iyi olduğunu söylemişlerdi”

    Müteahhit Nurettin Kayış’ın, “2013 yılında İskenderun’da inşaat sektörüne atıldım. İnşaat sektöründe 10 blok yaptım, ortalama 200 dairelik. 2019 yılında belediye üzerime çok geldi, belediyeye bağış vermekten usandım. İş yerimi 2019 yılında mühürlettirdim. Biz burayı sevdik, Antakya’ya taşınalım dedik. Burada yaşayalım diye düşündük. Antakya’dan bir tane daire satın aldık. Çevremdeki arkadaşlar Güçlü Bahçe Sitesinde daire satın almıştı, bize de önerdiler buranın temelinin iyi olduğunu belirttiler.” dedi

    “Binaya aldandım”

    Sitenin 10 şiddetinde depreme dayanıklı olarak satıldığını belirten Kayış, “Sitenin, 10-12 şiddetinde depreme dahi dayanıklı olduğunu söylediler. Biz bu evi o zaman 200 bin dolar civarında bir paraya aldık. Ben, yerin 2 kat altına inmiş diye ve güzel bir perde duvar var diye binaya aldandım. Kaba inşaatını görseydim almazdım.” Şeklinde konuştu.

    “Bu sitede 68 kişi hayatını kaybetti”

    68 kişinin sitede öldüğünü söyleyen Kayış, “Ben 8 katlı binanın 6’ıncı katında oturuyorum, deprem saatinde uyanıktım. Müteahhit, yangın merdiveni yapmadığı için depremden kaçmakta zorluk çektik. Aşağı indiğimizde 2 blok tamamen yıkılmıştı. Depremden sonra İskenderun’a gittim ve dairelerimi teker teker gezdim. İskenderun’da bulunan dairelerimde çatlaklar hariç hiçbir zarar olmadı. Bu sitede 68 kişi hayatını kaybetti” dedi.

  • Bursa’da 3 katlı binada yangın paniği

    Bursa’da 3 katlı binada yangın paniği

    Yangın, Gemlik ilçesi Hamidiye Mahallesi Yavuz sokak üzerindeki 3 katlı binanın bahçesinde meydana geldi. Bütün dumanlar binayı sararken, ihbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Zamanında yapılan müdahaleyle alevler diğer binalara ve 3 katlı binaya zarar vermeden söndürüldü.


    Yangınla alakalı tahkikat devam ediyor.

  • Yaptığı 12 binadan bir tanesi bile yıkılmadı

    Yaptığı 12 binadan bir tanesi bile yıkılmadı

    Yüzlerce binanın yerle bir olduğu Antakya’da 12 apartman ve 3 kamu binası inşa eden Mustafa Ergüvenoğlu’nun yapıları sapa sağlam ayakta kaldı.

    İnşaat mühendisi Mustafa Ergüvenoğlu, ”Kullandığımız demirleri bile kendim tek tek saydım. Betonlarım bozuksa o betonu gönderdim. Sonuçta ben bunu parayla satın alıyordum.” dedi.

    Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan iki büyük deprem yüzlerce binanın yıkılmasına neden oldu.

    Ağır hasar gören bazı yapılar ise Defne merkezli 6.4 büyüklüğündeki son depremde yerle bir oldu.

    Hatay depremin en büyük yıkıma yol açtığı bölgelerden biri. Felaketin merkezi ise Antakya, 3 bine yakın bina neredeyse tamamen enkaza döndü.

    ”BİLİME İNANAN BABAM, REHBERİMDİ”

    Antakya’da az da olsa sağlam kalan binalar mevcut. Ergüvenoğlu ailesinin ilkini 2004’te yaptığı 3 kamu binası ile 12 apartman yıkılmayan yapılar arasında yer aldı.

    Bu binalarda deprem nedeniyle tek bir can kaybı bile yaşanmadı.O binaların müteahhidi inşaat mühendisi olan Mustafa Ergüvenoğlu’ydu.

    Ergüvenoğlu, ”Bilime inanan babam en büyük rehberimdi.” diyerek şu açıklamalarda bulundu:

    ”Yaptığımız tüm inşaatların başında eksik bir şey olmasın diye bekledik. Belki çok klasik olacak ama babam hep bize ‘Okumak zorunda değilsiniz, bir belediyenin temizlik işçisi de olabilirsiniz ancak bir sokağı temizlediğinizde tek bir çöp bırakmayacak şekilde yapın.’ derdi.”

    Hatay’da meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremde de bu binalar başarılı bir sınav verdi.

    ”HER BİNANIN BAŞINDA KENDİM DURMAYA ÇALIŞTIM”

    Sadece 75. Yıl Bulvarı’ndaki Yüksel Apartmanı hasar gördü. Ancak yıkılmadığı için can kaybı yaşanmadı.

    Ergüvenoğlu, ”Yaptırdığımız her binanın başında kendim durmaya özen gösterdim. Eğer ben yoksam bile mutlaka bir teknik personelim başlarında bulundu. Bundan dolayı, ilk başta beni tanımayan ustalarım ve taşeronlarım bana ‘Biz dışardan sizin için uyuz bir insan olduğunuzu duyduk’ diyorlardı. Bunun yanı sıra üniversite hocalarımızdan da çok şey öğrendim. Can kaybının olmamasında hepsinin payı var.” diye konuştu.

  • Ağır hasarlı binalara ‘naylon şeritli’ önlem

    Ağır hasarlı binalara ‘naylon şeritli’ önlem

    Elazığ’da Ocak 2020’de meydana gelen 6.8 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş, 5 bina yıkılmış toplam 37 kişi de hayatını kaybetmişti. Bu depremde kentteki bazı binalar ağır hasar görmüş, yıkım çalışmaları da başlatılmıştı. Elazığ’da depremden sonra ağır hasarlı binalar bir bir yıkılırken, 6 Şubatta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6’lık iki büyük depremde de bir bina yıkıldı. Yaklaşık bin bina da acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edildi.

    ”İlla birilerinin ölmesi mi gerekiyor”

    Elazığ kent merkezinde bulunan ve acil yıkılacak ile ağır hasarlı olarak belirlenen binaların önüne görevliler tarafından sadece şerit çekildi.

    Her an binlerce kişinin yaya olarak kullandığı aynı şekilde binlerce aracın da geçtiği bölgede yıkılmaya yüz tutan binaların önüne sadece şerit çekilmesi çevredeki vatandaşlar ile esnafın tepkisine neden oldu. Elazığ’ın 3 yıl önce ağır bir deprem geçirdiğini, 6 Şubatta da acılarının tazelendiğini kaydeden Baki Şimşek isimli vatandaş,

    ‘Şu anki önlemler yetersiz. İnsanlar hasarlı binalara girip çıkıyor. Yarın bir felaketin gelmeyeceğinin garantisini herhangi biri verebilir mi? Bunlara en kısa zamanda önlem alması gerekiyor. İnsanlar illa ki göçük altında kaldığı zaman mı bu tedbirler alınsın. Ya da birine zarar gelince mi tedbir alınacak. Sadece bir şerit çekmişler. Bu şeridin yetersiz olduğunu bizim kadar sıradan bir çocuğa da söylesen onların da bunun yetersiz olduğunu söyler. Bir an önce tedbir alınması çok önemlidir. Şu şekilde herkes bunun altından gelip geçiyor.

    Hem üstte hem de alt kısımda. Bu insanlara zarar verebilir. İnsanlar çok tedirgin, acaba yıkılır mı, bir şey olur mu diye kendilerine soruyorlar. Bir an önce gelsinler buna bir önlem alsınlar. İlla ki Maraş’taki gibi Hatay’daki gibi, Malatya’daki gibi ya da daha önceden Elazığ’da yaşandığı gibi birilerinin ölmesi mi gerekiyor. Adam eşyasını kurtarmak için içeri girdi göçüğün altında kaldı. İlla bu safhaya mı gelmesi gerekiyor. Bu iş valiliğe kalmış, en büyük etken valiliğindir. Bir an önce önlem alması gereken en büyük kurum valiliktir’’ dedi.