Etiket: bitki çayı

  • Soğuklar geldi, çaylara rağbet arttı

    Soğuklar geldi, çaylara rağbet arttı

    Havaların hızla soğuduğu, sık sık sıcaklık değişimlerinin yaşandığı günler, soğuk algınlığı, nezle ve gribe de davetiye çıkarıyor. Vatandaşların hastalıklardan korunmak için ilk başvurdukları yöntem ise bitki çayları oluyor. Soğuk havalar bitki çaylarına rağbeti artırırken, aktarlarda en çok zencefil, zerdeçal, tarçın, ıhlamur, adaçayı gibi şifalı bitkiler ile çeşitli bitkilerin bir araya getirildiği karışımlar satılıyor.

    Mersin’in en işlek caddelerinden Silifke Caddesi üzerinde 51 yıldır aktarlık yapan Mahmut Karadayı, artık insanların bitki çaylarına ilgisinin arttığını söyledi. Karadayı, “Bizim ülkemiz hakikaten Allah vergisi, yedi iklimin yaşandığı bir ülke. 2 bin 400’e yakın bizde bitki türü var. Bizdeki ilaçta bitki tüketimi payı yüzde 8-9. Ancak Avrupa’da bin 400 civarında bitki çeşidi var. Orada baktığımız zaman ilaç tüketimindeki şifalı bitki payı yüzde 80. Çünkü bir Alman doktor geldi bana dedi ki ‘Biz artık tıbbi ilaçları kullanmıyoruz, hep doğal ilaçlar kullanıyoruz.’ Arkadaşlarının hep Hindistan’a gittiğini, orada bitki çaylarından ilaç nasıl yapıldığını araştırdığını söyledi. Çünkü artık dünya buna dönüyor. Eskiden Lokman Hekim vardı. Böyle ilaç fabrikaları, ilaçlar yoktu. İnsanlar doğal yapılan bitki ilaçlarıyla hastalıklarını iyileştiriyor ve ölmüyorlardı” dedi.

    “En çok zencefil, tarçın, zerdeçal tercih ediliyor”

    Artık insanların vücudunun tıbbi ilaçlara karşı bağışıklık kazandığını savunan Karadayı, “Artık antibiyotikler iyileştirmiyor çünkü vücut ona alıştı. Şu anda biz prostatla ilgili bitki ilacı satıyoruz. Hakikaten ister inanın, ister inanmayın ameliyatsız kurtuluyor insanlar. Bazı mesela bitkiler var. Çoklu karışım yani 30’un üzerinde. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hasta olmuyor. Aslında buradaki olay hasta olmadan bunları kullanmak. Bunları yiyip, içeceksin ki bağışıklık sistemin güçlensin ve hastalıklara karşı sizi korusun. En çok zencefil, tarçın, zerdeçal tercih ediliyor. Bir de hatmi ve ıhlamur, adaçayı var. Bitki çayları bir defa üst solunum yolu hastalıklarına birebir. Mesela kan temizleyen ilaçlar var. Mesela şu zerdeçal hem kanı temizliyor hem de karaciğeri temizliyor hem de bağışıklık sistemini artırıyor. Zencefil üst solunum enfeksiyonlarına daha ziyade akciğere ve mideye iyi geliyor. Bunların bir faydası var, yanında 10 tane daha faydası var. Bunlar tıbbi ilaçlar gibi 1 kar 10 tane zarar değil. Bunların bir yararı var yanında 10 tane daha yararı var. Bunlardan hayatta kimse zarar görmemiştir. Ne derler, ‘ayağını sıcak tut başını serin, düşünme derin derin’ böyle bir söz var. Onun için de biz de diyoruz ki insanlara kardeşim tedbirini al, takdiri Allah’a bırak” diye konuştu.

  • Sonbahar hastalıklarından koruyacak beslenme tüyoları

    Sonbahar hastalıklarından koruyacak beslenme tüyoları

    Doğanın kendini kışa hazırlamak için yaşadığı dönüşüm sürecine bireylerin genellikle hazırlıksız yakalandığını ve hastalıklara karşı savunmasız kaldığını söyleyen Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, sonbahar hastalıkları kapımızı çalmadan immun sistemimizi güçlendirecek beslenme tüyoları veriyor.

    Narenciye

    Özellikle soğuk algınlığı ve gribe karşı immun sistemini güçlendirmek en temel kural kabul ediliyor. Bunun için de doğal destekçi besinlerden yararlanmak önem kazanıyor. C vitamini yönünden zengin besinleri tüketmek, aynı zamanda antioksidan deposu da olduklarından vücuttan toksik maddelerin atılmasını da sağlıyor. Narenciye ürünlerinin yanı sıra, biber türleri, kivi, brokoli ve maydanoz da C vitamini bakımından zengin besinler olarak öne çıkıyor.

    Doğal Yoğurt

    Doğal yoğurt gibi probiyotik kaynakları düzenli olarak tüketildiğinde bağırsak florasını zenginleştirerek sindirim ve immun sistemini güçlendiriyorlar. Yoğurt bunun yanı sıra içerdiği laktik asit ile mikroplara karşı kalkan etkisi gösteriyor ve savunma sisteminin ayakta kalmasına da katkı sunuyor.

    Balkabağı

    Zengin bir mineral, lif ve kalsiyum kaynağı olan balkabağı aynı zamanda önemli beta karoten kaynaklarının da başında geliyor. Böylece immun sisteminin en önemli parçalarından biri olan beta karoten sayesinde gribe karşı koruyucu etki gösteriyorlar. Balkabağı aynı zamanda sindirim sistemini de hızlandırıp rahatlatarak nispeten az su tüketilen soğuk havalarda kabızlık sorununa da iyi geliyor.

    Nar

    İçeriğindeki antosiyanin adlı bileşen sayesinde doğal bir antioksidan olan nar, gribe karşı korunmada etkili bir besin olarak öne çıkıyor. Ancak narın suyunu sıkıp içmek yerine orta büyüklükte bir narı tüketmek aynı zamanda bağırsak sağlığı açısından da yarar sağlıyor.

    Balık

    Özellikle yaşam alanları soğuk su olan balıklar, zengin Omega-3 yağ asitleri, fosfor, protein ve aynı zamanda A-B vitamini deposu durumundalar. İmmun sitemini destekleyen balığı ızgara, fırın veya buğulama teknikleri ile pişirerek haftada en az 2 kez sofralarda yer vermek hastalıklara karşı mücadelede önem kazanıyor.

    Soğan ve sarımsak

    Doğal bir antibiyotik olan soğan ve sarımsak vücudumuza giren mikroplarla mücadele ederek immun sistemini destekliyor, hastalıkları uzak tutuyor. İçeriğindeki allicin biyoaktif bileşeni, sarımsak çiğnendiğinde, dövüldüğünde veya kesilerek tüketildiğinde açığa çıkarak daha çok fayda sağlıyor. Bu nedenle mümkünse çiğ tüketilmesi gerekiyor.

    Brüksel lahanası

    Brüksel lahanası yüksek besin değeriyle öne çıkıyor. İmmun sistemini güçlendiren bu besin aynı zamanda bol miktarda demir ve potasyum içeriyor. Kemik sağlığı için gerekli olan K vitamini de bünyesinde barındıran bürüksel lahanası, Omega-3 yağ asidinin nebati formunu içeren nadir sebzeler arasında yer alıyor.

    Bitki çayları

    Kuşburnu, ıhlamur ve adaçayı gibi bitki çaylarının ölçülü bir şekilde tüketilmesi, içerdikleri antioksidanlar sayesinde immun sisteminin kuvvetlenmesini sağlıyor. Bu bitkilerden özellikle adaçayı içerdiği uçucu bileşenler sayesinde grip ve soğuk algınlığının yol açtığı boğaz ve ağızdaki iltihaplanmanın yanı sıra enfeksiyonu da önlemeye yardımcı oluyor. Ancak hamilelerin ve kronik hastalıkları olanların bitki çaylarını tüketmeden önce doktorlarına danışmaları gerekiyor.

  • Kuzey Kore’de Covid reçetesi: Bitki çayı ve tuzlu su

    Kuzey Kore’de Covid reçetesi: Bitki çayı ve tuzlu su

    Kuzey Kore’de geçtiğimiz hafta ilk Covid-19 vakasının resmi olarak doğrulanmasının ardından ateş belirtisi gösteren şüpheli hasta sayısının 2.24 milyona ulaşırken, hükümetin potansiyel Covid-19 enfeksiyonlarını alternatif yöntemlerle tedavi etmeye çalıştığı ortaya çıktı. İktidardaki Kore İşçi Partisi’nin yayın organı olan Rodong Sinmun Gazetesi’nde yayınlanan haberde, ciddi semptomlar göstermeyen hastalara zencefil, hanımeli ve söğüt yaprağı çayı içme tavsiyesinde bulunuldu.

    Devlet kanalı Kore Merkez Televizyonu da (KCTV) gün boyunca tuzlu suyla gargara yaparak hastalık riskinden kaçınmaya çalışan bir çiftle yapılan röportaja yer verdi. Devlet kontrolündeki haber ajansı KCNA da hijyenik çözelti üretimi için başkent Pyongyang’a binlerce ton tuz gönderildiğini yazdı. Durumu daha ciddi olan hastalara ağrı kesici ve antibiyotik tedavisi önerildi.

    3 bin asker 24 saat çalışıyor

    Rodong Sinmun Gazetesi, “Ülkedeki tüm insanların, Kore İşçi Partisi Merkez Komitesi’nin kararlılığı, iradesi, ve taktikleri doğrultusunda söz konusu ciddi sağlık krizini aşmak için salgın önleme seferberliğine katıldığını” duyurdu. İhtiyaç sahibi ailelere parti yetkilileri, kamu görevlileri ve gönüllüler tarafından bağışlanan ilaçların ve gıda maddelerinin ivedilikle ulaştırıldığı belirtildi. “Kore Halk Ordusu’nun askeri tıp alanında çalışan yaklaşık 3 bin üyesi, başkentteki yüzlerce eczanede 24 saat esasına uygun olarak ilaç dağıtımını ve tedarikini gerçekleştirmek için devrim niteliğinde bir sistem hayata geçirdi” denilen haberde, tıp alanındaki eğitmen ve öğrencilerin de salgınla mücadelede ön saflarda yer aldığı vurgulandı.

    Üretim faaliyetleri sürüyor

    Yüksek ateş belirtisi ile kendini gösteren vakalara rağmen üretim faaliyetlerin sürdüğü kaydedilirken, “Hwasong bölgesindeki 10 bin dairenin inşası ve Ryonpho Sera Çiftliği gibi büyük projelerin planlandığı gibi sürdüğü ve pirinç sevkiyatı gibi hayati tarımsal faaliyetlerin devam ettiği” ifade edildi.

    İlaç ve aşı teklifleri reddedilmişti

    Personel, ilaç ve ekipman sıkıntısının yaşandığı Kuzey Kore 2020 yılının başlarında salgından korunmak için sınırlarını kapatırken, ülke lideri Kim Jong-un dışarıdan gelen tıbbi destekleri reddetmişti. Küresel aşı paylaşım programı COVAX çerçevesinde geçtiğimiz yıl ülkeye gönderilmek istenen Çin üretimi 3 milyon doz aşı da geri çevrilmişti. Güney Kore yönetimi de aşı, tıbbi malzeme ve personel teklifine yanıt alamadığını açıklamıştı.

  • Üniversitenin bitki çaylarına yoğun talep

    Üniversitenin bitki çaylarına yoğun talep

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Ziraat Fakültesi bünyesinde üretilen ve satışa sunulan bitki çayları kış aylarının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Fakülte bünyesinde üretilen nane, kekik, adaçayı, ıhlamur ve benzeri bitki çayı türlerine üniversite personeli ve vatandaşlardan yoğun talep geliyor.

    Tarla Bitkileri Bölümü’nden Doç.Dr. Oya Kaçar’ın öncülüğünde tıbbî ve aromatik bitkilerin yetiştiriciliği konusunda çalışmalar yürüten BUÜ Ziraat Fakültesi, Bursa ve benzer ekolojilerde tarımı yapılabilecek tıbbi ve aromatik bitkilerin belirlenmesi, yetiştiricilik tekniklerinin ortaya konulması, öğrencilere uygulama alanı oluşturulması hedefiyle üretimlerine devam ediyor. Tıbbî ve aromatik bitkilerin sergilendiği bir koleksiyon bahçesini de bünyesinde bulunduran fakültede, lisans-lisansüstü düzeyde çalışmaların yürütüldüğü deneme alanları da yer alıyor.

    Araştırma alanında tıbbi, aromatik, parfüm ve kozmetik, boya, soğanlı ve çalı formundaki bitkilerin gruplarına giren türler bulunduğunu açıklayan Doç. Dr. Oya Kaçar; “Yapılan çalışmalarda ortaya çıkan ürünlerDekanlığımızın katkıları ile Fakültemizin satış birimlerinde tüketiciye sunuluyor. Bu yıl ürünlerimiz arasında kış çayı, limonotlu karışık bitki çayı, kekik, nane, adaçayı, ıhlamur, reyhan, oğul otu ve lavanta bitki çayları bulunuyor. Yetiştirilen tıbbî ve aromatik bitkilerin tarımında fennî ilaç kullanılmaması, doğru türler ile çalışılması, etken maddenin yüksek olduğu dönemlerde hasatların gerçekleştirilmesi, uygun koşullarda kurutulması ve uygun materyallerde paketlenmesi ürünlerimizin öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor” diye konuştu.

    Görükle kampüsü içerisindeki mağazalarda (Tıp Fakültesi Poliklinikler girişi ve PTT yanı) satışa sunulan ürünlere akademik ve idari personelin yanı sıra vatandaşların da büyük bir ilgi gösterdiğini söyleyen Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof.Dr. Hayrettin Kuşçu; “Doğal yollarla üretilen ve son derece hijyenik koşullarda paketlenen ürünlerimize gelen talepler bizi memnun ediyor. Kış aylarında insanlar bitki çaylarını daha fazla tüketiyor. Bu yıl önemli bir hasat elde ettik. Herkes gönül rahatlığıyla bitki çaylarımızdan alabilir. Salça, domates suyu, sirke, zeytin, zeytin yağı ve farklı ürünlerimizi de mağazalarımızda halkımızın beğenisine sunmaya devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.