Etiket: Bitlis

  • ‘Kuş Cenneti’ Arin Gölü dondu

    ‘Kuş Cenneti’ Arin Gölü dondu

    Adilcevaz ilçe merkezine 31 kilometre uzaklıkta bulunan Van Gölü seviyesinde 10 metre yükseklikte yer alan Arin Gölü, etkili olan soğuk havalar nedeniyle dondu. Yazın kuşların cıvıltısıyla yankılanan Arin Gölü, donan yüzeyiyle de gençler için kış aylarında oyun alanı oluyor.
    Selçuk Kurt isimli vatandaş, Süphan Dağı’nın eteğinde yer alan Arin Gölü’nün sodalı bir göl olduğunu söyleyerek, “Arin Gölü yazın çeşit çeşit kuşlara ev sahipliği yapıyor. Kış aylarında ise tamamen donuyor. Donduğu zaman biz gençler için muhteşem bir oyun alanı oluyor. Bu sene geçte olsa dondu” dedi.

  • Heimlich manevrası hayat kurtardı

    Heimlich manevrası hayat kurtardı

    Güroymak Borsa İstanbul Anadolu Lisesi (İMKB) yurdunda 9. sınıf öğrencisi Veysel Aykut, ağzındaki sakızı çiğnemeye başladığı anda sakız boğazına kaçtı.

    Boğazına kaçan sakız sonucu nefes alamayan Aykut’un durumunu fark eden arkadaşları sırtına vurarak sakızı çıkarmaya çalıştı. Fakat başarılı olamayınca telaşla nöbetçi öğretmenleri olan Uğur Gür ve Kerem Güngör’ü çağırdı. Aykut’un boğulduğunu anlayan öğretmenleri ise hemen Heimlich manevrası ile müdahalede bulundu.

    Nefesi kesilen Aykut, öğretmenleri tarafından uygulanan hamleyle kurtarılırken, bu arada yaşananlar ise okulun güvenlik kamerasına saniye saniye kaydedildi.

  • 8 yaşındaki çocuk için havalandı

    8 yaşındaki çocuk için havalandı

    Bitlis’te bulanık görme şikayetiyle kaldırıldığı hastanede kafa içi basıncının arttığı ve ödem oluştuğu tespit edilen 8 yaşındaki çocuk hava ambulansıyla Ankara Bilkent Şehir Hastanesine nakledildi.

    Tatvan ilçesinde yaşayan 8 yaşındaki çocuk, dün akşam saatlerinde bulanık görme şikayetiyle Tatvan Devlet Hastanesine kaldırıldı. Sağlık çalışanları tarafından yapılan tetkikler sonucu kafa içi basıncının arttığı ve 4. evre papilödem (optik sinir şişmesi) oluştuğu tespit edilen çocuğun körlük gelişme riski olduğundan Ankara Bilkent Şehir Hastanesine bağlı Çocuk Hastanesine sevkine karar verildi. Daha sonra Bitlis İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. E.Kübra Dindar Demiray’ın gayretleriyle hava ambulans talebi oluşturuldu. Akşam saatlerinde çocuğun sevk işlemleri başlatılarak Muş Havalimanından uçak ambulans ile Ankara Bilkent Çocuk Hastanesine nakli gerçekleştirildi.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İl Sağlık Müdürü Demiray, “Tatvan Devlet Hastanemize bulanık görme sebebiyle gelen 8 yaşındaki bir çocuğumuzun dördüncü evre beyin basınç artışı olduğunu tespit ettik. Körlüğe sebep olacak bu ani durum için uçak ambulans talebinde bulunduk. Uçak ambulans talebine Ankara Bilkent Şehir Hastanesi çerçevesinde Çocuk Hastanesi cevap verdi ve hastamızı kabul etti. Saat 22.00’da sevki başlatıldı ve 23.10’da uçak ambulansla hastamız Ankara’ya nakil edildi” dedi.

    “Şu ana kadar 4’üncü uçak ambulansla hasta sevkimiz oldu”

    Ani durumlarda uçak ambulansı rahatlıkla kullanabildiklerini dile getiren Demiray, “Daha öncesinde de yeni doğandan kalp anomalisi olan bebeklerimiz sevk edilmişti. Hastalarımız için bu bağlamda özellikle ani durumlarda uçak ambulansı kullanabiliyoruz. Bakanlığımıza ve Acil Hizmetler Daire Başkanlarımıza teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı

  • Kuduz teşhisi konulan çocuk hayatını kaybetti

    Kuduz teşhisi konulan çocuk hayatını kaybetti

     

    Adilcevaz ilçesine bağlı Göldüzü köyünde yaklaşık 10 gün önce sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan P.E. (10) ve M.E. (12) yaralanmıştı. Ankara’ya sevk edilen çocuklardan M.E. hayatını kaybetti.

    Hastaneden açıklama

    Konuyla ilgili Hacette Üniversitesi’nden yapılan açıklamada,

    “Üniversitemiz İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi, Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’nde kuduz tanısıyla tedavi gören 10 yaşındaki hasta, tüm müdahalelere rağmen bugün öğleden önce hayatını kaybetti.”

    Öte yandan açıklamada, Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz’in konuyla ilgili “Aşıyla önlenebilecek bir hastalıktan dolayı bir evladımızı kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerindeyiz” dediği belirtildi.

  • Eren Abluka Sonbahar-Kış-9 Operasyonu başlatıldı

    Eren Abluka Sonbahar-Kış-9 Operasyonu başlatıldı

    PKK terör örgütünü ülke gündeminden çıkarmak ve bölgede barındığı değerlendirilen teröristleri etkisiz hale getirmek maksadıyla Bitlis’te “Eren Abluka Sonbahar-Kış-9 Şehit Jandarma Teğmen Baki Koçak Operasyonu” başlatıldı.

    Bitlis İl Jandarma Komutanlığınca gerçekleştirilen operasyonda; Jandarma Özel Harekat (JÖH), Jandarma Komando ve Güvenlik Korucu timlerinden oluşan 570 personel 43 operasyonel tim görev alıyor.

  • Kuru fasulye ihtiyacının yüzde 8’i Ahlat’tan karşılanıyor

    Kuru fasulye ihtiyacının yüzde 8’i Ahlat’tan karşılanıyor

    Bitlis’in Ahlat ilçesinde kuru fasulye hasadı başladı. Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuru fasulye üretim merkezi olan Ahlat’ta yıllık 15 bin ton üretim yapılıyor. Ahlat ilçesi bu üretim miktarıyla Türkiye’nin yüzde 8’lik kuru fasulye ihtiyacını karşılıyor.

    İlçeye bağlı Saka köyünde kuru fasulye hasadına katılarak çiftçilerle sohbet eden Ahlat Kaymakamı Fikret Dağ, tüm çiftçilere hayırlı ve bol kazançlar diledi. Daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Kaymakam Dağ, “Ahlat’ımız doğal ve kültürel özelliklerimizin yanında aynı zamanda tarımsal ürünleriyle de hem bölgede hem de Türkiye’de önemli bir pay sahibi.

    Bugünde çiftçilerimizden Bilal kardeşimizi hasat zamanında ziyaret ettik. Şuanda fasulye hasadı yapılmakta. Bilal bey nezdinde tüm çiftçi kardeşlerimize bereketli bir sezon diliyoruz. Fasulye üretiminde Ahlat yıllık ortalama 15 bin ton üretim yapmaktadır. İlçe olarak Türkiye’nin yaklaşık yüzde 8’lik, Bitlis ili olarak ta yüzde 11 ile 12’lik kuru fasulye ihtiyacını karşılamaktadır. Ayrıca tohumluk fasulye üretiminde ise Bitlis olarak Türkiye’nin yüzde 72’lik ihtiyacı karşılanmaktadır. Bundan da mutluluk duyuyoruz. İlçemizde hem tohumluk hem de paketleme ve üretim tesisi bağlamında da çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

    Ahlat Tarım ve Orman Müdürü Nihat Keskin, “Nemrut ve Süphan Dağı arasında verimli bir platoda, bu bereketli topraklarda hasat ve harman zamanını yaşıyoruz. Bugünde çiftçi kardeşimizin harman ve hasat çalışmalarında misafir olduk. Burada alın ve akıl emeğini mahsulüyle taçlandırdığı bir dönemdeyiz. Tekrar tüm ilçemize ve ülkemize hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.

    Çiftçi Bilal Gültaç ise “Ahlat Saka Köyü’nde fasulye ekiyorum. Burada 40 dönüm bir arazimiz var. Yaklaşık olarak bu yıl dönüm başı 250-300 kilogram verim bekliyorum. Buda yaklaşık 12 tona yakın mahsul alacağımı gösteriyor. Bu yılki üründen memnunum” dedi.

  • Van Gölü’nde sular çekildi, adacıklar oluştu

    Van Gölü’nde sular çekildi, adacıklar oluştu

    Dünyanın en büyük sodalı gölü olan ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Resmi Gazete’de yayımlanan “doğal sit-sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak tescil edilen Van Gölü’nde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle sular çekilince, yeni küçük adacıklar gün yüzüne çıktı. Suyun sığ olduğu noktalarda çekilmenin ciddi boyutlara ulaştığı Tatvan ilçesinde tehlike çanları çalmaya başladı. Göl kıyısında metrelerce çekilme yaşanırken, yerleşim yerlerine yakın alanlarda küçük adacıkların gün yüzüne çıkması tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor.

    Van Gölü suyunun çekilmesinin nedenlerinden biri olarak tarımda düzensiz sulama olduğunu söyleyen fotoğraf sanatçısı Enes Tarlan, “Sarıkum köyü sahilindeyiz. Çok acı bir durum. Suyun çekilmesiyle mikrobiyolitler ortaya çıktı. Elimizden geldiğince biz de kıyı temizliğini yapmaya çalışıyoruz. Tüm vatandaşlarımız da duyarlı olsun. Van Gölü gördüğünüz gibi bayağı çekilmiş, bizler de şaşkınlıklar içerisinde izliyoruz. Yani umut ediyoruz ki bu kış iyi bir yağış alır. En azından Van Gölü’nü doldurmuş olur. Tek ümit ettiğimiz nokta budur. Umarım bizler için daha iyi olur. Gelecek nesillere de güzel bir Van Gölü bırakmış oluruz. Gölün çekilmesindeki bir sebep ise küresel ısınmadan kaynaklı ve çevre köylerde kullanılan tarım sularından dolayı da olabilir. Sondajlardan dolayı suyun çekilme oranı çok yüksek. Umut ediyoruz ki önümüzdeki yıllarda Van Gölü eski haline dönmüş olur” diye konuştu.

    Uzun bir zamandan sonra Van Gölü’ndeki suların bu kadar çok çekildiğine şahit olduklarını belirten araştırmacı yazar Mert Atal ise “Türkiye’nin nadide güzelliklerinden Van Gölü binlerce yıllık bir geçmişe sahip. Ama uzun bir zamandan sonra suyun bu kadar çekildiğine şahit olduk. Bu bizim için üzücü bir durum. Çünkü Van Gölü’nün büyük bir ekolojik yapısı var. Bu ekosistemin gittikçe kaybetmesi hem ülkemiz açısından hem bizim açımızdan üzücü bir durumdur. Van Gölü, bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle sit alanına çevrilip koruma altına alındı. Yakın zamanlarda da NASA’dan çekilmiş bir fotoğrafı vardı. Böyle bir doğal güzelliğin yok olması yöre halkıyla birlikte bütün ülkeyi aynı zamanda üzüyor. Hem doğal güzellik açısından hem turistik bir mekan olma açısından büyük bir öneme sahiptir. Van Gölü’nün korunması yönünde adımların atılmasını ivedilikle bekliyoruz” dedi.

  • Bitlis’te otomobilin çarptığı yaya öldü

    Bitlis’te otomobilin çarptığı yaya öldü

    Tatvan-Ahlat karayolunda Ahlat istikametine giden U.K. yönetimindeki otomobil, yolun karşısına geçmeye çalışan A.K.’ya (57) çarptı. Yola savrulan A.K’yı gören vatandaşların haber vermesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay gerine gelen sağlık ekipleri A.K’nın hayatını kaybettiğini belirledi. Talihsiz adamın cenazesi Tatvan Devlet Hastanesine kaldırıldı.

    Kaza sonrası emniyet güçleri tarafından trafiğe kapatılan yol, Karayolları ekiplerinin temizlik çalışması sonrası yeniden açıldı.

  • Kuş cenneti Arin Gölü’nde tehlike çanları

    Kuş cenneti Arin Gölü’nde tehlike çanları

    Van Gölü’nün kuzey kıyısında yer alan 14 kilometrekarelik Arin Gölü’nde, sıcaklığa bağlı buharlaşmanın artması ve tarım için kullanılan sondaj kuyuları nedeniyle ciddi oranda çekilme başladı. Gülistan Ovası’nın tarımsal su ihtiyacının karşılandığı, kuraklık ve bilinçsiz sulama nedeniyle yüzde 40’ı kuruyan Arin Gölü, günden güne küçülüyor. Havadan çekilen görüntülerde Arin Gölü’ndeki kuraklık ve çekilme oranı dikkat çekti. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, son yıllardaki kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle Arin Gölü’nde ciddi oranda seviye azalması ve çekilme meydana geldiğini ifade etti.

    “Van Gölü’nde ve Arin Gölü’nde en büyük seviye düşmesini görüyoruz”

    Elmastaş, küresel ısınmayla birlikte son yıllarda bölgede ve özellikle Van Gölü Havzası’nda ciddi bir kuraklık ve su kaybı olduğunu belirterek, “Tabi su kaybını, kuraklığı meydana getiren bazı nedenler var. Bunların başında ısınmayla birlikte buharlaşmanın artması ve suların farklı alanlarda, sulamada kullanılmasıyla bu kayıplar meydana geliyor. Su kaybını meydana getiren en önemli faktör de yağışın azalmasıdır. Bu faktörler suyun azalmasında ve göl seviyesinin düşmesinde etkili oluyor. Van Gölü’nde ve Arin Gölü’nde en büyük seviye düşmesini görüyoruz. Bu gölleri besleyen kaynakların bir kısmı artık akmamaya başladı. Bunun temel nedeni de sulamanın çok yoğun bir şekilde yapılması, yer altı suyunun çok fazlasıyla sondajlarla kullanılmaya başlanmasıdır. Dolayısıyla yer altı su seviyesinin düşmesiyle birlikte bazı kaynaklar kuruma noktasına gelmesi. Bu olunca da gölü besleyen bu kaynaklar artık besleyemez hale geldi ve dolayısıyla yağışın az düşmesiyle birlikte bu sulamada kullanılan suların ve seviye alçalmasıyla kuruyan kaynakların da artık burayı besleyememesiyle göl seviyesinde bu alçalma süreci devam ediyor” dedi.

    “Bazı kuşların ve diğer bazı canlıların yaşam alanı ortadan kalkıyor”

    Her bir gölün kendi içerisinde bir ekosistemi meydana getirdiğini belirten Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Van Gölü Havzası’yla birlikte büyük bir ekosistem ama bunun içerisinde Arin Gölü mikro düzeyde bir ekosistemi meydana getiriyor. Burada özellikle bazı kuşların hayatları burada devam ediyor. Gölde seviye alçalınca ve küçülünce bazı kuşların ve diğer bazı canlıların yaşam alanı ortadan kalkmış oluyor. Dolayısıyla ekosistemde bir bozulma meydana gelmiş oluyor ve şu anda da hem bu risk hem Van Gölü’nde ve büyük oranda da Arin Gölü’nde devam ediyor.”

    “Sondajlarla yer altı suları fazlasıyla kullanılıyor”

    Bölgede son yıllarda sulu tarım alanları artmaya başladığını ve buna paralel olarak özellikle sondajlarla yer altı sularının fazlasıyla kullanılmaya başlandığına dikkat çeken Elmastaş, “Tatlı su kaynakları sınırlı, çok değerli. Elbette tarımın mutlaka yapılması gerekiyor, sulu tarımın yapılması gerekiyor. Verimin daha fazla arttırılması gerekiyor. Ancak bunu yaparken de suyu çok iktisatlı bir şekilde, bir damlasının dahi israf edilmeden kullanılması gerekiyor. Onun içinde yeni sistemler özellikle damlama sisteminin sulu tarımda kullanılması önem arz etmektedir. Bu şekilde tasarruflu kullanıldığı zaman suların, kaynakların bir kısmı Van Gölü’nü ya da Arin Gölü’nü beslemeye devam edecek ve ekolojik dengenin bozulması sonucu ortaya çıkacak risk daha azalmış olacak” diye konuştu.

    Göldüzü köyündeki içme suyu kuyuları da kurudu

    Göldüzü Köyü Muhtarı Halis Oruçlu da, göle kıyısı bulunan köylerinde içme suyu olarak kullanılan su kuyularının da kuruduğunu belirterek, “Şimdiye kadar bizim gölümüz, suyumuz noksan olmamıştı. Bu iki seneden beri gölümüz çekiliyor, kurumuştur. Malımız, hayvanımız, köylümüz susuz kalmıştır. Yetkililerimizden ricada bulunuyoruz. Bunun bir çaresine baksınlar” dedi.

  • Bitlis’ten yurt dışına kurutulmuş domates ihracatı

    Bitlis’ten yurt dışına kurutulmuş domates ihracatı

    Nisanda ekimi yapılan domatesler, hasat edildikten sonra temmuz ve ağustos aylarında kurutma işleminden geçiriliyor. Domatesler, kesilerek kavurucu sıcakta 10-12 gün içinde kuruduktan sonra yurt dışı ile birlikte Türkiye’nin 80 vilayetine gönderiliyor. Sofralık domates üretiminde Türkiye genelinde söz sahibi olduklarını ifade eden Tarım ve Orman Bitlis İl Müdürü Rıfat Çelik, kurutmalık domateste de iddialı olduklarını söyledi. Çelik, “Bitlis ilimiz yüzde 96’nın üzerinde geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan şehirlerimizdendir. Son yıllarda yaptığımız yatırımlarla beraber, tarımsal mekanizasyondaki yenilikler, sulama sistemindeki yeniliklerimizle beraber, atıl tarım arazilerinin tarıma kazandırılmasıyla beraber şu anda yüzde 99.7 oranında arazilerimiz kullanmaktayız. Tabii ilimizde bir sürü stratejik ürün yetişmektedir. Sofralık domates üretimi de Bitlis’in ana ürünlerinde olmaya başladı” dedi.

    “İlimize katma değeri yaklaşık 832 milyon TL civarındadır”

    Bu yıl 26 bin dekarlık alanda, 208 bin ton sofralık domates üretimiyle geçen sene olduğu gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde birinci sırada olduklarını söyleyen Çelik, “Bunun şehrimize tarımsal hasıla anlamında büyük katkısı olmaktadır. Bu 208 bin ton domatesimizin Bitlis ilimize katma değeri, tarımsal hasıla anlamında yaklaşık 832 milyon TL civarındadır. Domates ilimizde sofralık tipi olarak üretmekle beraber sanayi tipi domates yetiştiriciliği de çok yaygındır. Bizde tarla sebzeciliği çok yaygındır. Sanayi tipi domateslerimiz de bizde herhangi bir endüstriyel sanayi tesisi olmadığı için bunu da yaş meyve sebze olarak Türkiye’nin 80 vilayetine, Irak ve Suriye pazarlarına arz etmekteydik” ifadelerini kullandı.

    “İklimimiz domates kurutmaya çok müsaittir”

    Kurutmalık domates sektörüne de girmeye başladıklarını söyleyen Müdür Çelik, geçen yıl demo olarak kurutmalık domates yaptıklarını ancak bu yıl ciddi olarak bu işte söz sahibi olacaklarını kaydetti Çelik, “Şu anda Tatvan ilçemizdeyiz. Behçet Bilici çiftçimiz geçen sene bir demo üretimimiz olmuştu. Ancak bu sene yoğun bir şekilde kurutmalık domates yapıyoruz. Şu anda 250 bin metrekare alanda sergilerimizi açmışız. Bu alanda ürettiğimiz 208 bin ton domatesin, bu sene 700 tonunu kurutmalık domates olarak değerlendireceğiz. İklimimiz domates kurutmaya çok müsaittir. Şu an sergilerde görmüş olduğunuz domatesler, simetrik olarak ikiye bölünmekte, tuzlanmakta. Gün kurusu anlamında bu domateslerin kurutulmuşluğu güney iklimimizde 6-7 gün iken, bizde bazen 8-10 günü bulabiliyor. Kendi haliyle doğal kuruma yöntemi bizde ürün kaliteliğini de arttırıyor. Ege Bölgesi’nden davet ettiğimiz iş insanları var. Şu anda kurutmuş olduğumuz domatesleri onlara satacağız. Onlar da oraya götürüp endüstriyel tesislerde, farklı işlemlere maruz bırakarak ürünleri Avrupa kıtasında, Almanya, Hollanda, Batı ülkelerine ve Amerika kıtasına, Kanada’ya ihracatını yapmaktadırlar. Gönlümüz şunu arzu ediyor, önümüzdeki yıldan itibaren ihracat noktasını direkt Bitlis ili yapacağız. Avrupa’ya, Amerika’ya kendi üreticimiz eliyle ihracatını biz yapmış olacağız. Şu an kurutulmuş domatesin Avrupa pazarında raftaki fiyatları 5 ile 20 dolar arasında değişmekle beraber, o pazarlarda katma değeri yüksek bir ürün haline geliyor. Bizim de amacımız özellikle önce dış pazar bulmak. Dış pazarda ürünlerimize katma değer sağlamak. Burada şu an 250’den fazla işçi çalışmaktadır. 26 bin dekarlık domates üretim alanında, sezon boyunca 7-8 bin civarında mevsimlik işçi çalışmaktadır. Mevsimlik işçilerin burada gördüğünüz gibi yaşamsal alanlarını kurmuşuz. Bu alanlardaki üretimler hem ilimize çok önemli değer katmakta hem insanlarımıza atıl iş gününün istihdam edilmesinde büyük fayda sağlamaktadır. Bu domates hinterlandında büyük firmalarla görüşmelerimiz var. Salçalık domates üretimi çok yaygındır. Ancak herhangi bir salça tesisimiz, fabrikamız şu anda yoktur. Yatırımlar için davet etmişiz. Görüşmelerimiz devam ediyor. Gönül istiyor ki seneye hem kurutmalık yapalım hem salça fabrikamız olsun, fabrikalarımızda salça da üretelim. Zaten Türkiye’nin 80 iline ve dış ülkelere yaş sebze meyve anlamında sofralık olarak ihracatımız vardır” diye konuştu.