Etiket: BM

  • Guterres’i “yalan haber” yaymakla suçladı

    Guterres’i “yalan haber” yaymakla suçladı

    İsrail Dışişleri Bakanlığı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Gazze Şeridi’nde tespit edilen toplu mezarlar hakkında yaptığı açıklamasına tepki gösterdi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, “İstikrarsız ve gergin bir ortamda nefreti körüklemeyi ve yalan haberler yaymayı tercih etmek sorumsuzca ve tehlikelidir” denildi.
    Söz konusu mezarlarda bulunan cansız bedenlerin Filistinliler tarafından gömüldüğü iddia edilen açıklamada, “İsrailli rehinelerin cesetlerini aradık, cesetleri inceledik ve yerlerine iade ettik. Yaydığınız modern zaman kan iftirası tamamen uydurmadır ve sevdiklerinden haber beklerken büyük acılar çeken İsrailli rehinelerin ailelerine hakarettir” denildi.

    “Dünyanın, gerçekleşmiş olabilecek uluslararası hukuk ihlalleri konusunda hesap sorma hakkı vardır”

    Guterres, 30 Nisan’da yaptığı açıklamada, “Gazze’de toplu mezarların bulunduğuna dair haberler beni derinden endişelendiriyor. Bağımsız araştırmacılara derhal erişim izni verilmelidir. Ölenlerin ailelerinin neler olduğunu bilmeye hakkı vardır. Dünyanın, gerçekleşmiş olabilecek uluslararası hukuk ihlalleri konusunda hesap sorma hakkı vardır” demişti.
    Öte yandan Gazze’deki Nasser Hastanesi’ndeki toplu mezardan 310 kişinin, Şifa Hastanesi’ndeki toplu mezardan ise 380’den fazla kişinin cansız bedeni çıkarılmıştı.

  • Birleşmiş Milletler: “Gazze’nin yeniden inşası 80 yıl sürebilir”

    Birleşmiş Milletler: “Gazze’nin yeniden inşası 80 yıl sürebilir”

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik aralıksız saldırıları büyük bir yıkıma yol açtı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yayınlanan rapor, bölgede yaşanan yıkımın büyüklüğünü gözler önüne serdi. Rapora göre bölgedeki durumun daha önce yaşanan çatışmalardaki gibi benzer bir süreci takip etmesi durumunda, Gazze Şeridi’nin yeniden inşasının gelecek yüzyılda tamamlanması bekleniyor.

    İsrail’in 7 aydır süren bombardımanlarının milyarlarca dolarlık hasara neden olduğu bölgede 80 binden fazla konut yıkıldı. BM raporunda Gazze Şeridi’nde yerle bir olan konutların yeniden inşasının ortalama 80 yıl sürebileceği belirtildi. Raporda, inşaat malzemelerinin 2021’deki son krize göre 5 kat daha hızlı tedarik edildiği en iyi senaryoda bile yeniden inşanın 2040 yılına kadar süreceği kaydedildi. Gazze nüfusundaki yoksulluk oranlarına dikkat çekilen rapora göre, saldırıların 9 ay sürmesi durumunda yoksulluk oranının da ikiye katlanarak yüzde 38.8’den yüzde 60.7’ye yükselmesi bekleniyor.

    Filistin Merkezi İstatistik Bürosu’na göre Gazze Şeridi’nde 7 Ekim’den bu yana düzenlenen saldırılarda 86 bin konut, 25 hastane, 341 cami, 100 okul ve üniversite yıkıldı.

  • BM, Orta Doğu gündemiyle toplandı

    BM, Orta Doğu gündemiyle toplandı

    Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, İran’ın İsrail’e düzenlediği saldırı sonrasında İsrail’in talebiyle acil toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Orta Doğu’nun uçurumun eşiğinde olduğunu belirterek, bölge halkının yıkıcı ve büyük bir çatışma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. “Şimdi gerilimi azaltma ve azami itidal zamanıdır” diyen Guterres, “Uçurumun kenarından geri adım atmanın zamanı geldi. Orta Doğu’da birden fazla cephede büyük askeri çatışmalara yol açabilecek herhangi bir eylemden kaçınmak hayati önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı. Sivillerin çatışmalar nedeniyle halihazırda en büyük bedeli ödediğine vurgu yapan Guterres, gerilimin daha da tırmanmasını önleme konusunda tüm ülkelerin ortak sorumluluk sahibi olduğunu ifade etti.

    “Gazze konusunda ortak sorumluluğumuz var”

    1970 yılında kabul edilen Dostça İlişkiler Bildirgesi’ni hatırlatan Guterres, güç kullanımını içeren misilleme eylemlerinin uluslararası hukuka göre yasak olduğunu söyledi. “Gazze’de derhal insani ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması ve insani yardımın engellenmeden bölgeye ulaştırılması konusunda ortak sorumluluğumuz var” diyen Guterres, “İşgal altındaki Batı Şeria’daki şiddeti durdurmak, Mavi Hat boyunca gerilimi azaltmak ve Kızıldeniz’de güvenli ulaşımı yeniden sağlamak konusunda ortak bir sorumluluğumuz var” şeklinde konuştu. Herkesin barış için çaba gösterme konusunda ortak sorumluluk sahibi olduğunu hatırlatan Guterres, “Bölgesel ve tabii ki küresel barış ve güvenlik her geçen saat zayıflıyor. Daha fazla savaşı ne bölge, ne de dünya kaldırabilir” ifadelerini kullandı.

    ABD, İngiltere ve Fransa’dan İran’a kınama

    ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood ise İran’ı kınadı. BM Güvenlik Konseyi’nin İran’a yönelik adım atması gerektiğini söyleyen Wood, “İran’ın pervasız davranışları sadece İsrail halkı için değil, Ürdün ve Irak gibi BM üyesi diğer ülke halkları için de tehdit oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı. İran’ın Hizbullah ve Husiler gibi unsurları kullanarak uluslararası güvenliği tehdit ettiğini savunan Wood, İran’ın bölgede tansiyonu yükselten eylemlerinin yakından takip edilmesi ve İran’ın BM Güvenlik Konseyi nezdinde sorumlu tutulması gerektiğini ifade etti. İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward da İran’ı kınayarak Tahran’ın saldırılar dolayısıyla sorumlu tutulması gerektiğini söyledi. İsrail’e desteklerinin tam olduğunu yineleyen Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi Nicolas de Riviere ise İran’ı şiddetle kınadıklarını kaydetti. Riviere, BM Güvenlik Konseyi nezdinde İran’ın sorumlu tutulması için çaba göstereceklerini vurguladı.

    “Diplomatik misyona saldırı uluslararası hukuka aykırı”

    Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise İsrail’in İran’ın Şam’daki diplomatik misyonunu hedef aldığını hatırlattı. Herhangi bir ülkenin diplomatik misyonuna saldırının uluslararası hukukun açıkça ihlali olduğunu ve savaş nedeni sayılacağını vurgulayan Nebenzia, bu konuyu BM Güvenlik Konseyi’nde gündeme getirdiklerinde kınama kararının ABD, İngiltere ve Fransa tarafından engellendiğini söyledi. Nebenzia, BM’nin İran ve İsrail’e yönelik tutumunda çifte standart olduğu görüşünü dile getirdi.

    İran’dan meşru müdafaa vurgusu

    İran’ın BM Daimi Temsilcisi Ali Kerimi Makam da BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in İran’ın Şam’daki diplomatik misyonunu vurmasına tepkisiz kaldığına dikkat çekti. Saldırının uluslararası hukukun açıkça ihlali olduğunu hatırlatan Makam, İran’ın meşru müdafaa hakkı çerçevesinde İsrail’deki askeri tesisleri hedef aldığını vurguladı. İran’ın hava saldırılarını şiddetle kınadıklarını belirten İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan ise İran’ı durdurmak için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini savundu.

  • Filistin, oylama talep ediyor

    Filistin, oylama talep ediyor

    Filistin, Birleşmiş Milletler’e (BM) tam üye olmak istiyor. Filistin’in BM Daimi Gözlemcisi Riyad Mansur, Filistin yönetiminin BM Güvenlik Konseyi’nin bu ay içinde Filistin’i BM’ye tam üye yapmak üzere oylama yapmasını istediğini açıkladı. Mansur, amaçlarının BM Güvenlik Konseyi’nin 18 Nisan’da Orta Doğu ile ilgili bakanlar toplantısında bir karar alması olduğunu söyledi. Mansur, henüz bir oylama planlanmamış olsa da 15 üyeli Konsey resmi bir karar almadığı için Filistin’in 2011 yılında yaptığı tam üyelik başvurusunun hala beklemede olduğunu söyledi.
    BM’ye tam üye olmak için yapılan bir başvurunun ABD’nin veto hakkına sahip olduğu Güvenlik Konseyi ve ardından 193 üyeli BM Genel Kurulu’nun en az üçte ikisi tarafından onaylanması gerekiyor.

  • BM: “Dünyada her gün 1 milyar öğün israf ediliyor”

    BM: “Dünyada her gün 1 milyar öğün israf ediliyor”

    Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) 2022 yılındaki gıda tüketimi ile ilgili rapor yayınladı. Raporda dünya genelinde 783 milyon insan açlıkla mücadele ederken günde en az 1 milyar öğünün israf edildiği belirtildi. İnsanların üçte birinin gıda güvensizliğiyle karşı karşıya olduğu vurgulanan raporda, gıda israfının küresel ekonomiye zarar vermeye, iklim değişikliğinin etkilerini ve çevre kirliliğini arttırmaya devam ettiği ifade edildi.
    Raporda 2022 yılında 1.05 milyar ton gıda atığı oluştuğu, bu miktarın kişi başı 132 kilograma ve tüketicilere sağlanan tüm gıdanın neredeyse beşte birine eşit olduğu aktarıldı. Verilere göre gıda israfının yüzde 60’ı evlerde, yüzde 28’i gıda hizmeti sektöründe, yüzde 12’si ise perakende satışında meydana geldi.

    Araştırmalar sonucu elde edilen verilere göre gıda israfının yalnızca bir “zengin ülke” sorunu olmadığına dikkat çekilen raporda, “Evsel gıda atıklarının seviyeleri, yüksek gelirli, üst orta ve alt orta gelirli ülkelerde kişi başına yalnızca 7 kilogram farklılık gösteriyor. Aynı zamanda sıcak ülkelerde, yenilmeyen kısımları bulunan taze besinlerin daha fazla tüketilmesi ve dayanıklı soğuk zincir eksikliği nedeniyle, hanelerde kişi başına daha fazla gıda atığı oluştuğu görülüyor” ifadesi kullanıldı.

    “Gıda israfı küresel bir felaket”

    UNEP İcra Direktörü Inger Andersen yaptığı açıklamada, gıda israfının küresel bir felaket olduğunu belirterek, dünya çapında gıda israfı nedeniyle milyonlarca kişinin aç kaldığını söyledi. Andersen, “Bu sadece önemli bir kalkınma sorunu değil, aynı zamanda gereksiz atıkların etkilerinin iklim ve doğa üzerindeki maliyeti yüksek oluyor. Ancak ülkelerin bu konuya öncelik verirse gıda kaybını ve israfını önemli ölçüde tersine çevirebileceklerini, iklim değişikliği etkilerini ve ekonomik kayıpları azaltabileceklerini ve küresel hedeflere yönelik ilerlemeyi hızlandırabileceklerini biliyoruz” dedi.

  • “Günlük 1milyar öğün israf ediliyor”

    “Günlük 1milyar öğün israf ediliyor”

    Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) 2022 yılındaki gıda tüketimi ile ilgili rapor yayınladı. Raporda dünya genelinde 783 milyon insan açlıkla mücadele ederken günde en az 1 milyar öğünün israf edildiği belirtildi. İnsanların üçte birinin gıda güvensizliğiyle karşı karşıya olduğu vurgulanan raporda, gıda israfının küresel ekonomiye zarar vermeye, iklim değişikliğinin etkilerini ve çevre kirliliğini arttırmaya devam ettiği ifade edildi.
    Raporda 2022 yılında 1.05 milyar ton gıda atığı oluştuğu, bu miktarın kişi başı 132 kilograma ve tüketicilere sağlanan tüm gıdanın neredeyse beşte birine eşit olduğu aktarıldı. Verilere göre gıda israfının yüzde 60’ı evlerde, yüzde 28’i gıda hizmeti sektöründe, yüzde 12’si ise perakende satışında meydana geldi.
    Araştırmalar sonucu elde edilen verilere göre gıda israfının yalnızca bir “zengin ülke” sorunu olmadığına dikkat çekilen raporda, “Evsel gıda atıklarının seviyeleri, yüksek gelirli, üst orta ve alt orta gelirli ülkelerde kişi başına yalnızca 7 kilogram farklılık gösteriyor. Aynı zamanda sıcak ülkelerde, yenilmeyen kısımları bulunan taze besinlerin daha fazla tüketilmesi ve dayanıklı soğuk zincir eksikliği nedeniyle, hanelerde kişi başına daha fazla gıda atığı oluştuğu görülüyor” ifadesi kullanıldı.

    “Gıda israfı küresel bir felaket”

    UNEP İcra Direktörü Inger Andersen yaptığı açıklamada, gıda israfının küresel bir felaket olduğunu belirterek, dünya çapında gıda israfı nedeniyle milyonlarca kişinin aç kaldığını söyledi. Andersen, “Bu sadece önemli bir kalkınma sorunu değil, aynı zamanda gereksiz atıkların etkilerinin iklim ve doğa üzerindeki maliyeti yüksek oluyor. Ancak ülkelerin bu konuya öncelik verirse gıda kaybını ve israfını önemli ölçüde tersine çevirebileceklerini, iklim değişikliği etkilerini ve ekonomik kayıpları azaltabileceklerini ve küresel hedeflere yönelik ilerlemeyi hızlandırabileceklerini biliyoruz” dedi.

  • Akdeniz’deki tekne kazasında en az 60 göçmen öldü

    Akdeniz’deki tekne kazasında en az 60 göçmen öldü

    Birleşmiş milletler  Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Mantoo, X sosyal medya platformundan Akdeniz’deki tekne kazasına ilişkin paylaşımda bulundu.

    Kazada en az 60 kişinin ölümünün bildirildiğini kaydeden Mantoo, bu olayı “Akdeniz’deki büyük trajedilerden biri” olarak niteledi.

    Mantoo, “Denizdeki bu korkunç olayların her biri, kayıtsızlığın ve eylemsizliğin ölümcül maliyetini hatırlatıyor. Acilen daha güvenli alternatiflere ihtiyaç duyuluyor.” ifadelerini kullandı.

    Akdeniz’de düzensiz göçmenleri kurtaran Fransa merkezli sivil toplum kuruluşu (STK) SOS Akdeniz, en az 60 göçmenin denizde kaybolduğunu bildirmişti.

    STK’ye ait Ocean Viking gemisinin, Libya’dan bir hafta kadar önce hareket eden göçmen  teknesine dün kurtarma operasyonu düzenlediği ve 25 kişiyi kurtardığı belirtilmişti.

    Uluslararası Göç Örgütünün (IOM) duyurularını paylaştığı X hesabında, “Orta Akdeniz’de meydana gelen bir tekne kazası haberi bizi derinden üzdü. Ocean Viking gemisi, bir hafta önce Libya’dan ayrılan 25 kişiyi kurtardığını ancak yaklaşık 60 kişinin halen kayıp olduğunu bildirdi. Denizde devriyeleri güçlendirmek ve daha fazla trajediyi önlemek için acil eyleme geçilmesi gerekiyor.” ifadelerine yer vermişti.

    Orta Akdeniz’deki göçmen sorunu 

    Avrupa’ya yönelik düzensiz göç akınında, İtalya, Malta, Libya ve Tunus arasında kalan Orta Akdeniz güzergahı, son yıllarda yoğun hareketlilik gözlenen rotalardan biri olarak öne çıkıyor.

    Kuzey Afrika kıyılarından denize açılan ve sonra yardım çağrısı yapan düzensiz göçmenleri, bu güzergahta Avrupalı devlet görevlileri yerine genellikle Avrupa menşeli sivil toplum kuruluşları kurtarıyor. Söz konusu STK’ler, Avrupa Birliği (AB) üyesi devletlerin “güvenli liman” vermemesinden dolayı zaman zaman kurtardıkları düzensiz göçmenleri tahliye etmekte güçlük çekiyor.

    STK’ler geçen yıldan bu yana da İtalya’daki son yasal düzenlemeler nedeniyle faaliyetlerini gerçekleştirmede bazı zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

    Kendi imkanlarıyla Akdeniz’i geçebilen ya da kurtarılan göçmenlerin, Avrupa’da ilk ayak bastıkları yer çoğunlukla İtalya’nın Kuzey Afrika’ya en yakın kara parçası Lampedusa Adası bazen de Malta oluyor.

    Diğer yandan teknelerdeki aşırı kalabalık nedeniyle susuz ve havasız kalınması veya teknenin alabora olması yüzünden her yıl çok sayıda düzensiz göçmen, Akdeniz’i geçmeye çalışırken hayatını kaybediyor.

  • Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’ndan BM’ye çağrı

    Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’ndan BM’ye çağrı

    Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerde jeneratörlerin durmasının bu hastaneleri zayıf tıbbi mekanlar haline getirdiğini kaydetti.

    Kuzeydeki hastanelerin, hayat kurtaran hizmetleri veremediğini aktaran Kudra, “Gazze’nin kuzeyinde sağlık hizmetlerinin durması, 700 bin kişinin idama mahkum edilmesi demek.” ifadesini kullandı.

    Kudra, BM’ye, sağlık sisteminin korunması ve ihtiyaçlarının karşılanması için uluslararası insancıl hukuku ve 4. Cenevre Sözleşmesini devreye sokma çağrısı yaptı.

    Sözcü Kudra, uluslararası toplumu da, Gazze’nin kuzeyinde bir sağlık felaketinin önlenmesi amacıyla tıbbi ve insani yardım ile yakıtın ulaşması için güvenli bir koridor oluşturmaya çağırdı.

    İsrail ordusunun 7 Ekim’den bu yana sivil yerleşim yerleri, hastane, okul ve yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı barınakları hedef alan saldırılarını sürdürmesinin yanı sıra insani yardımların girişini engellemesi nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon nüfuslu Gazze Şeridi’nde büyük bir insani felaket yaşanıyor.

  • Güvenlik Konseyi Ukrayna gündemiyle toplandı

    Güvenlik Konseyi Ukrayna gündemiyle toplandı

    Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal girişiminde 2 yıl geride kalırken, BM Güvenlik Konseyi bir kez daha Ukrayna gündemiyle toplandı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres burada yaptığı konuşmada, BM kurallarının ve uluslararası hukukun dünyayı savaştan korumak üzere bir yol haritası sunduğunu ifade etti. “Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali bunların ikisini de ihlal etti” diyen Guterres, adil bir şekilde barışın sağlanmasının gerektiğini vurguladı. Mevcut “kaotik” dünya düzeninde güç ilişkilerinin net olmadığını ve istikrarsızlığın ve “dokunulmazlık hissinin” yaygınlaştığını belirten Guterres, Ukrayna halkının savaş nedeniyle büyük acılar çektiğini hatırlattı.

    “Sorumlular hesap vermeli”

    Rusya’nın Ukrayna savaşında 10 binden fazla sivilin öldürüldüğünü ve hastaneler, okullar, sağlık tesisleri ile sivil altyapıların yok edildiğini hatırlatan Guterres, BM’nin yaşanan şiddet olaylarını kayıt altına aldığını ifade etti. “Ukrayna Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, çoğunlukla Rusya Federasyonu güçlerinin eliyle sivillere ve mahkumlara işkence yapıldığını ve iki yüzden fazla cinsel şiddet vakası yaşandığını bildirmiştir” diyen Guterres, “Tüm sorumlular hesap vermeli” çağrısında bulundu. Ayrıca, 1 milyonu çocuk yaklaşık 4 milyon Ukraynalı’nın yerinden edildiğine dikkat çeken Guterres, 14.5 milyondan fazla kişinin ise insani yardıma ihtiyaç duyduğunu ifade etti.

    “Ukrayna’daki savaş Avrupa’nın kalbinde kanayan yara”

    Guterres, Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinin üzerinden de 10 yıl geçtiğini hatırlatarak, “Ukrayna’daki savaş Avrupa’nın kalbinde kanayan bir yara olmayı sürdürüyor” dedi. Savaşın Rus halkına da zarar verdiğini ve binlerce genç Rus’un cephede öldüğünü söyleyen Guterres, çatışmanın yayılma riskinin de yüksek olduğuna dikkat çekti. Savaşın dünya genelindeki diğer acil küresel sorunlara odaklanılmasını engellediğini vurgulayan Guterres, “Artık yeter! BM Şartı’nı küçümsemek sorun, ona saygı duymak ise çözüm getirir” diye konuştu.

    “Yardım çalışanları ve sivil altyapıya yönelik saldırılar durdurulmalıdır”

    BM’nin savaş mağdurlarına yönelik yardım çabalarına da değinen Guterres, “Ortaklarımız, özellikle de Ukraynalı ortaklarımız tarafından yürütülen insani yardım programları geçtiğimiz yıl 11 milyon insana ulaştı” bilgisini paylaştı. Bu yardımların gıda, su, sağlık malzemeleri ve barınakların yanı sıra Ukrayna topraklarını kirleten ölümcül patlayıcıları temizleme faaliyetlerini de içerdiğini kaydeden Guterres, “Yine de yaklaşık 1.5 milyon insana erişim son derece kısıtlı. Bu durum değişmelidir. İnsani yardım çalışanlarına ve sivil altyapıya yönelik saldırılar durdurulmalıdır” çağrısında bulundu.

  • ABD’den Gazze çağrısı

    ABD’den Gazze çağrısı

    İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ederken şimdiye kadar İsrail’e verdiği askeri destekle bilinen ABD’den ilk niteliğinde bir adım geldi. ABD, geçici ateşkes çağrısında bulunan ve İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah’a kara harekatı yapmasına karşı çıkan alternatif bir karar taslağını Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne sundu. BM Güvenlik Konseyi’ne “Tüm rehinelerin serbest bırakılması formülüne dayalı olarak Gazze’de mümkün olan en kısa sürede geçici bir ateşkese destek verme” çağrısı yapılan taslakta, “Gazze’ye insani yardım sağlanmasının önündeki tüm engellerin kaldırılması” gerektiği ifade edildi. “Mevcut koşullar altında Refah’a yönelik büyük bir kara harekatının sivillerin daha fazla zarar görmesine ve potansiyel olarak daha fazla insanın yerinden edilmesine yol açacağı” belirtilen taslakta, böyle bir hamlenin “bölgesel barış ve güvenlik üzerinde ciddi etkileri olacağı ve bu nedenle mevcut koşullar altında böylesine büyük bir kara harekâtına girişilmemesi gerektiği” vurgulandı. Bazı İsrailli bakanların Yahudi yerleşimcilerin Gazze’ye taşınması yönündeki çağrılarını kınayan ve Gazze’de uluslararası hukuku ihlal edecek her türlü demografik ya da bölgesel değişiklik girişimini reddeden taslakta, “herhangi bir tarafın kuracağı sözde tampon bölgeler ile sivil altyapının yaygın ve sistematik şekilde yıkılmasına yol açacak ve Gazze topraklarını geçici ya da kalıcı olarak daraltacak her türlü eyleme” karşı olunduğu ifade edildi.
    ABD Cezayir’e veto sinyali vermişti
    İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında 29 bini aşkın sivil hayatını kaybetmiş, birçok kişi kayıp olarak kayıtlara geçmişti. İsrail’in yaklaşık 1.4 milyon Filistinli’nin sığındığı Refah’a kara harekatı yapma planı, bölgedeki insani krizi daha da kötüleştireceği gerekçesiyle uluslararası endişelere yol açmıştı. Son olarak Cezayir, yaklaşık 2 hafta önce İsrail-Hamas savaşında insani ateşkes talep eden bir karar taslağını BM Güvenlik Konseyi’ne sunmuştu. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield ise taslağın esir takası konusundaki “hassas müzakereleri” tehlikeye atabileceğini belirterek veto sinyali vermişti.