Etiket: Böcek

  • Böcek profesöründen ‘sivrisinek’ uyarısı

    Böcek profesöründen ‘sivrisinek’ uyarısı

    İklim değişikliği hayvanların yaşam şekillerini de değiştirmeye başladı. Özellikle ilk bahar ve yaz aylarında yoğun görülen sivrisinek popülasyonu, kış aylarında da etkisini sürdürmeye devam etti. Uzmanlar buna sebep olarak hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi olarak gösterirken, kasım ayı başında kış uykusuna yatması gereken sivrisineklerin uyumadığı, özellikle kıyı kesimlerde herhangi bir soğuk hava dalgası oluşmadığından dolayı da sivrisineklerin ölmediği ortaya çıktı.

    “Uyumadılar, hala kan emiyorlar”

    Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliği nedeniyle sivrisinek popülasyonunun arttığını söyledi. Sıcaklık ortalamaların geçmiş yıllarla kıyaslandığında belirgin derecede daha sıcak olduğuna işaret eden Çetin, “Normal şartlarda sivrisineklerin kışın uykuya geçmesi veya soğuktan etkilenip ölmeleri gerekiyordu. Bu sivrisinekler soğuk olmadığı için maalesef ölmüyorlar. Hala kan emmeye ve yumurtlamaya devam ediyorlar. Bu da gelecek yılın sıkıntılı geçeceğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu senede geçen yılkine benzer dönemde bir kış geçirirsek ve mayıs ile haziranda yağışlı bir dönem geçirirsek sivrisinekle baya uğraşacağız gibi gözüküyor. Normalde kasım ayı başında sivrisineklerin uykuya yatması gerekiyordu. Ancak son 25 gün içerisinde kış uykusuna yatmayan bu hayvanlar, tekrar insanlara saldırdılar ve kan emdiler, ardından yumurtladılar. Bu da kışa giren popülasyonlarının sayıca artmasına sebep oldu. Baharda daha fazla sinek hayatta kalacak. Bahar aylarında yoğun bir popülasyonla başlayacaklar” dedi.

    Evlerinizdeki su birikintilerine dikkat

    Bu yüzden kış ayında sivrisinekle aralıksız mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Çetin, belediyenin mücadelesinin yeterli olmayacağını, bu konuda vatandaşa da büyük görev düştüğünü kaydetti. Çetin, şunları söyledi:
    “Konutlarımızın etrafında içinde su birikecek her türlü ortamı kontrol etmemiz lazım. Vatandaşlarımız kuraklık ve yağış olmaması sebebiyle evlerin etrafındaki bitkileri sulamak için su biriktiriyorlar. Bu birikintilerin üzerlerini kapalı tutmaları gerekiyor. Su birikebilecek her türlü kabın üzerini örtmek lazım. Aksi taktirde bu türdeki sineklerin yumurtaları burada açılacak ve bahar aylarında ergin sineklerle karşılaşacağız. Vatandaşlarımızın bu konuda uyarılması gerekiyor. Sadece ilaçlama yaparak bu sorunu çözemeyiz. Bu sinek konutların etrafını sevdiği için belediyenin göremediği noktalarda üreyebiliyorlar.”

  • Böcek: “Cumhuriyet demek bağımsızlık demek”

    Böcek: “Cumhuriyet demek bağımsızlık demek”

    Antalya Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet’in 100. yılını birbirinden farklı ve anlamlı etkinliklerle kutluyor. 100 yaşayan sanatçının eserlerinin yanı sıra, merhum ressam Fikret Otyam’ın da bir eserinin yer aldığı “Cumhuriyetin 100. Yılında 100 Sanatçı ve 100 Eser, 100+1” uluslararası karma serginin açılışı Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Serginin açılışına Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Mustafa Akaydın ve çok sayıda sanatsever katıldı.


    “Bülent Ecevit Kültür Merkezini tekrardan canlandırdık”

    Serginin açılışında konuşan Başkan Muhittin Böcek, Cumhuriyet’in 100. yılında böyle bir sergide emeği geçen sanatçılara teşekkür ederek, “Göreve geldiğimiz gün itibariyle Gazipaşa’dan Kaş’a kadar hep birlikte çalışıyoruz. Önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Akaydın zamanında hayata geçirilen bu güzel kültür merkezini kullanmamışlar. İçeride kabloları sökmüşlerdi. Rahmetli Ecevit’in adını alan bu güzel binamızı tekrardan Antalya’mıza kazandırdık. Cumhuriyet’in 100’üncü yılını tüm yurttaşlarımızın katılımıyla büyük bir coşku içinde kutlayacağız” dedi.

    “Sanatçılarıma teşekkür ederiz”

    “Cumhuriyet demek şeref demektir, Cumhuriyet demek özgürlük, bağımsızlık demektir” diyen Başkan Muhittin Böcek,

    “Cumhuriyet’imizin kurucusu başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kahraman gazilerimizi, şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. 100 sanatçımızın eserlerinin yer aldığı bu güzel sergi 15 gün boyunca tüm Antalyalılarımızın ziyaretine açık olacaktır” diye konuştu.

    Daha sonra ise Başkan Muhittin Böcek, Mustafa Akaydın ve sanatçılarla birlikte “100 Sanatçı ve 100 Eser, 100+1” karma serginin açılışını gerçekleştirdi. Başkan Böcek sergiyi gezerek emeği geçen sanatçılara teşekkür etti.

    Atölye çalışmalarını inceledi

    Başkan Muhittin Böcek, Karaalioğlu Parkı içerisinde Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları çerçevesinde düzenlenen resim, boyama ve ahşap gibi farklı atölye çalışmalarının yer aldığı alanı da gezdi. Başkan Böcek, resim yapan öğrencileri tebrik ederek başarılar diledi.

    Sergi 15 Kasım’a kadar açık kalacak

    Vildan Özsoy, Begüm Berber’in küratörlüğünde ve Yeşim Ertan’ın organizatörlüğünde gerçekleştirilen 100 sanatçının; resim, seramik, heykel, ebru, dijital baskı, dokuma, görsel sanatlar ve mozaik eserlerinden oluşan sergi, 25 Ekim-15 Kasım tarihleri arasında Bülent Ecevit Kültür Merkezinde ziyarete açık kalacak.

  • Meyve düşmanı böcekler göreve başladı

    Meyve düşmanı böcekler göreve başladı

    Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü koordinesinde Mersin Erdemli Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü, Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü ve İzmir Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü’nün müşterek çalışmasıyla Akdeniz meyve sineğine karşı biyolojik mücadele çerçevesinde kısır ve faydalı böcek üretimi yapıldı. Narenciye ürünlerine zarar veren böcek türünün büyük oranda yok edilmesi için üretilen 200 bin adet kısır Akdeniz meyve sineği ile faydalı böceğin salınımı pilot bölge seçilen Mersin’de yapıldı. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’ndeki meyve bahçelerine salınımı yapılan böceklerin, kısa sürede sonuç vermesinin beklendiği de belirtildi. Ayrıca Türkiye’nin bu çalışma ile dünya genelinde 15 ülke arasında yer aldığı kaydedildi.

     

    Uygulamayı anlatan Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü Ziraat Mühendisi Dr. Mustafa Bilgin,” Enstitümüz bünyesinde yetiştirdiğimiz doğal düşmanlarımızı salım için buradayız. Yetiştirdiğimiz doğal düşmanlarımızı zamanı geldiğinde hava ikilim değişikliği uygun olduğunda salınımını gerçekleştiriyoruz” dedi.

    “Bu çalışma çok anlamlı”

    Özellikle yaş meyve üretiminde önem arz eden zararlılara karşı biyolojik ve bioteknik mücadelenin startının verildiğini belirten Vali Ali Hamza Pehlivan, “On binlerce faydalı sinek ve kısırlaştırılmış Akdeniz sineği doğaya bırakıldı. Burada maksat zararlılara karşı özellikle de meyve üretimine zarar veren ürünlerin kalitesine rekoltesine zarar veren Akdeniz meyve sineğine karşı mücadele etmek, bunu yaparken de mümkün olduğunca doğal yöntemleri kullanmak. Çünkü kimyasal ilaçlar biliyorsunuz ürünler üzerinde kalıntı bırakabiliyor. Ve bu da ürünün hem iç piyasada, hem dış piyasada pazarlanması konusunda engel teşkil edebiliyor. Dolayısıyla Tarım Orman Bakanlığımızın destekleriyle ürün arz güvenliğini sağlamak adına bu tür mücadeleler gerçekleştiriliyor. Burada meyve üretiminin bu kadar çok olduğu Mersin ilimizde bu çalışma da elbette ki çok anlamlı ve değerli” diye konuştu.

    “Ürünlerin kalitesi daha da artacak”

    2017-2018 yıllarında belli çalışmalar yapıldığına da dikkat çeken Vali Pehlivan, “Özellikle de bu konuda doğada meyve atıklarının bulunmaması, bunların toplanması, bertaraf edilmesi ve tuzak diye tabir ettiğimiz yapıların dağıtılması, bugün itibariyle de yine 100 bin kısırlaştırılmış Akdeniz meyve sineği ve yine bir o kadar da, 100 bin de faydalı böcek doğaya bırakıldı. Bu entegre mücadele devam ettiği sürece inanıyoruz ki ilimizde tarım ve ürünlerin kalitesi daha da artacak. Bu mücadele bugün ile sınırlı kalmayacak, beraberinde yine poşet dağıtımı da gerçekleştirdik, 100 bin poşet dağıtıldı. Burada maksat yere düşen meyveler, larvalara, sineklere yuva teşkil eden, zararlıların üremesine yuva teşkil eden o meyve atıklarının toplanması ve toplanmayla kalmayıp, belediyelerle işbirliği halinde bunların bertaraf edilmesi konusu önemli olduğu için bu poşetlerde örnek olsun diye dağıttık. Pilot uygulama şeklinde burada başladık, ama bu yaygınlaştırılarak devam edecek. Bu faydalı böceklerin üretimi de tamamen yerli imkanlarla, kendi imkanlarımızla, enstitülerimizin bilimsel çalışmalarıyla, imkanlarıyla yapılıyor. Bu çalışmaların artarak devam etmesi planlanıyor” ifadelerini kullandı.

  • Etçil çekirgeler için uyarı

    Etçil çekirgeler için uyarı

    Batman’ın Gercüş ilçesinde görüntülenen, uzunluğu 25 santimetreye kadar ulaşan “saga ephippigera” türü çekirgelerin tarım açısından faydalı olduğu belirtilerek, öldürülmemesi çağrısı yapıldı.

    İlçede arpa ve buğday hasadının yapıldığı tarlalarda yoğun görülmeye başlanan, büyüklüğü ile dikkati çeken çekirgelerin insana zarar vermeyen bir tür olduğu açıklandı.

    Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Zooloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Satar, AA muhabirine, “saga ephippigera” türü etçil çekirgelerin istilacı olmayan ve zararlı böcekleri yediği için yararlı bir tür olduğunu söyledi.

    Dokunulmadığı sürece bu çekirgelerin insanlardan kaçtığına işaret eden Satar, “Daha çok bizim bölgemizde görünen bir tür. İnsanlar büyüklüğünden korkuyor, hemen öldürmeye çalışıyor. İstilacı bir tür değil. Tarıma zarar veren böcekleri yiyorlar, faydalı bir tür. Avcı böcek bunlar. Sayıları arttı, bu bizi sevindiriyor. Lütfen zarar vermeyelim.” dedi.

    Satar, bu çekirgenin uzunluğunun 25 santimetreye kadar ulaşabildiğini belirtti

  • ‘Sarıkız’ böceğine dikkat

    ‘Sarıkız’ böceğine dikkat

    Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Demir yaptığı açıklamada, örümceğimsigillerden ‘sarıkız’ın son zamanlarda mevsimsel olarak sıklıkla görülmeye başlandığını söyledi. Sarıkızın eklem bacaklılar grubundan olduğunu ve aslında örümcek olmadığını belirten Demir; dışarıdan bakıldığında örümceğe benzediğini, bu nedenle de ‘sarıkız’ ismi verildiğini anlattı. Demir, oldukça iri bir hayvan olan sarıkızın gündüzleri taş altlarında, ağaç kovuklarında gizli, kuytu yerlerde saklandığını aktararak şunları söyledi:
    “İnsanlar bu canlardan korkmakta, evlerini terk etmekte. Ülkemizde de çok yaygın, et yiyen örümcek, olarak biliniyor. Bilimsel olarak tam örümcek grubunda olmamakla birlikte etle beslenirler. Avlarını yakalarlar. Kediser dediğimiz ağızların ön bölgesindeki kısımlarıyla avlarını parçalayarak yerler. Avlarını böcekler kertenkele, yılanlar, kuşlar gibi canlılar oluşturur. Doğal beslendikleri canlılar arasında insan gibi büyük memeleri canlı grupları bulunmaz. Bu canlılar gece avlanmakta. Böcek, ışığa doğru geldiğinden sarıkız da onların avcısı olduğu için insanlarla karşı karşıya gelebilmekte. Hızlı canlılar. Yaklaşık bir metreye yakın sıçrama özelliği mevcut. Normal şartlarda insandan kaçar.”

    Bu canlılarla kimyasal mücadeleyi uygun görmediklerini dile getiren Demir, “Sarıkız, sivrisinek, haşere, kene gibi pek çok canlıyla besleniyor. Sarıkızın, bunları biyolojik olarak kontrol altına alma görevi yapıyor. Bu nedenle bunların kimyasal mücadelesine karşıyız. Biyolojik mücadelede kullanılabilecek olan canlılardır” dedi. Demir, bu türle temmuzdan ayından eylül başlarına kadar karşılaşılabileceğine işarete ederek, tek yıllık ve tek nesil veren canlılar olduğuna dikkati çekti. Doğada, bu canlıyla karşılaşma ihtimalinin çok düşük olduğuna işaret eden demir, şöyle konuştu;
    “Eğer sıkıştırırsanız, hayvanı rahatsız ederseniz o da doğal olarak kendini korumak amacıyla mücadele yapar. İnsan gördüğünde sıkıştığında sıçrama özelliğine sahip, bu esnada insanı tabii ki ısırabilir. Bu ısırma esnasında zaten zehirli olduğunun söylendiği konu burada başlıyor. Aslında bir zehri yok. Zehir bezi, zehir kesesi veya kanında herhangi bir zehir bulunan bir canlı değil. İnsan ısırdığı bölgelerde ette çürüme, uzuv kaybı olan vakalar var. Bunun sebebi de bir önceki beslenmesinde ağız bölgesinde kalan patojeni insana ısırdığı anda bulaştırabilir. Bu da insanda tanınmayan bir mikrop olduğundan sistemi bununla mücadele edemediği için bir takım uzuv kayıplarına, hatta ölüme kadar götürebilecek bir takım olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir. Ama bu canlılarla karşılaşma ihtimalimiz çok çok düşük. Gördüğümüz anda rahatsız etmezsek zaten o da bulunduğu bölgeyi terk edecektir.”

  • Dünyanın en güçlü böceği

    Dünyanın en güçlü böceği

    Salihli’de yaşayan Mehmet Doğan, ilçeye bağlı Emirhacılı Mahallesi’ndeki evinin bahçesinde daha önce bölgede hiç rastlamadığı bir böcek fark etti. Büyüklüğü ve değişik yapısı dikkatini çeken Doğan, böceği internette araştırdı. Doğan, araştırmasında bulduğu böceğin, ağırlığının 850 kat fazlasını taşıyabilen, dünyanın en güçlü hayvan türlerinden olan gergedan böceği (oryctes nasicornis) olduğunu öğrendi.

    Böyle bir böceği ilk kez gördüğünü anlatan Doğan, “İlk kez karşılaşmam nedeniyle biraz şaşırdım. Fotoğrafladıktan sonra zararsız bir tür olan böceği doğaya geri saldım” dedi.

  • Ormanlara “feromon tuzağı” kuruluyor

    Ormanlara “feromon tuzağı” kuruluyor

    Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı İnebolu Orman İşletme Müdürlüğü tarafından özellikle sahil bölgesinde yaygın olan kestane ağaçlarındaki verimi düşüren böceklerle biyolojik mücadele devam ediyor. Bu çerçevede, İnebolu ilçesinde halk arasında “katil arı” olarak bilinen gal arısına karşı “feromon tuzağı” kurulumu sürüyor. İnebolu Orman İşletme Müdürlüğü, şu ana kadar ilçede bin adet, Doğanyurt’ta 500 adet olmak üzere toplam bin 500 adet feromon tuzağı kurulumunu sürdürüyor.
    Feromon tuzağı kurulumuna İnebolu Orman İşletme Müdürü Azmi Şenel ve işletme şefi Yunus Kısaarslan, Hüseyin Kaplan ve Ahmet Uysal ile yöre halkı katıldı.

    Feromon tuzağı kurulumu öncesinde İnebolu Orman İşletme Müdürü Azmi Şenel, “İnebolu Orman İşletme Müdürlüğümüz katil arılar kestane gal arısı ile mücadelemizi aralıksız sürdürmeye devam ediyoruz. İnebolu’da bin adet, Doğanyurt’ta 500 adet olmak üzere toplam bin 500 adet feromon tuzağı kurulumu gerçekleştirdik. Bu tuzaklarla böylece zararlı böceklerin popülasyonu kontrol altına alınarak kestanede oluşabilecek verim kaybının önüne geçilecek. Bu tuzaklar 7 ile 10 gün arayla kontrol ediliyor. Yakalanan böcekler sayılarak imha ediliyor. Bu hiçbir canlıya zarar vermeyecek şekilde yapılan bir düzenek. Feromon tuzakla toprak alana konuşlandırılan bir huni içine bu böceklerin karşı cinsinin kokusunu içeren bir ilaç sıkılıyor. Bu ilacı hisseden böcek tuzağa yöneliyor. Ağaç yerine huniye yönelen ve içine giren böcekler tuzak içerisindeki kavanozda hapsoluyor ve bir daha çıkamıyor. Toplanan böcekler içerisinde doğaya faydalı böcekler kavanoz içerisinden çıkarıp doğaya salınıyor. Zararlı olan kabuk böceklerini imha ediyoruz. Bu çerçevede ileriki dönemlerde meydana gelebilecek ağaç kurumalarının önüne geçmiş olacağız” dedi.

  • Böcek ilacı kullanırken dikkat

    Böcek ilacı kullanırken dikkat

    Uzman Veteriner Hekim Aslıhan Merve Arslan, evlerin yanı sıra tarım alanlarında zararlı organizmaları kontrol altına almak için yapılan yanlış ilaçlamaların hem insan hem de hayvan sağlığına zarar verebileceğini dile getirdi.

    Havaların ısınmasının ardından ilaçlama faaliyetlerinde artış yaşandığına değinen Uzman Veteriner Hekim Arslan, bu uygulamalar esnasında ve sonrasında son derece dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Arslan, “İlaçlama faaliyetlerinin artmasıyla kedi, köpek, kuş, inek ve koyun ile keçilerin böcek ilaçlarından etkilenip etkilenmeyeceği merak edilen konuların başında geliyor. Çeşitli tarım ilaçlarında olduğu gibi, böcek ilaçları da maalesef ki kullanım formatları dolayısı ile hem bizler hem de hayvan dostlarımız için ciddi toksik tehdit oluşturabilmektedir. Özellikle havaya kontrolsüzce sıkılıp solunum yolu ile vücuda alınabilecek olanlar, doğru kullanılmadığı takdirde hayati risk tehdidi şekillendiriyor. İlaçlama yaparken nasıl insan ve çevre sağlığını korumaya özen gösteriyorsak patili dostlarımızın da sağlığına da özen göstermeliyiz. İlaçlama işleminin bilinçli bir şekilde yapılması çok önemli. Patili dostlarımızın ilaçlama yapılacak ortamdan bir süre uzaklaştırılması, o alana girmesi engellenmelidir. Bu tip ilaç uygulamalarında evdeki dostlarımızın mama ve su kaplarını mutlaka ilaçlanacak alandan uzaklaştıralım. Ezkaza bulaşma ihtimali oluşan durumlarda mutlaka kapları güzelce temizleyip içindeki mama ve suyu yenileyelim” dedi.

    “Kullanım talimatlarına uyalım ki istemeden oluşabilecek sağlık problemlerinin önüne geçebilelim”

    Sadece evlerde değil tarım alanlarında da tehlikelerin yaşanabileceğine vurgu yapan Aslıhan Merve Arslan, “Sokaklardaki patili dostlarımızın yanı sıra inekler, arılar, koyun ve keçiler de aynı şekilde beslenme alanlarında bulunabilen çeşitli toksik maddelerden ciddi şekilde zarar görüyorlar. Maalesef bu tip ürünler kullanılarak zaten zor olan yaşamları daha da zorlaştırıyor. Lütfen, bu tip ürünler kullanırken etiket bilgisinde bulunan kullanım talimatlarına uyalım ki istemeden oluşabilecek sağlık problemlerinin önüne geçebilelim. Tarım alanlarındaki ilaçlamalar esnasında özellikle kullanılan ilaçların toprakta kalıntı yapmıyor olmasına dikkat edilmelidir. Kalıntı yapan ilaçlar kullanımında, tarım arazisinde üretilen ürünün, sağlık açısından oluşturabileceği sıkıntılar mutlaka uzmanlar tarafından değerlendirilmelidir. Çünkü arazide üretilecek ürün sadece insani tüketimle ilgili değildir. Özellikle bölgede yaşayan evcil veya yabani kuşlar, besi hayvanları ve vahşi hayvanlar tarafından da doğrudan sindirime karışacaktır. Bu türlerden kimileri besin zincirinin halkalarını oluşturup doğrudan etkilenirken kimileri de doğal yaşam alanlarının korunurluğu ve sürdürülebilirliği adına kilit roller oynarlar. Lütfen, bu tip ürünlerin kontrolsüzce tüketilmesini ve bilinçsizce kullanılmasının önüne geçerek farkındalığımızı artıralım. Dünya hepimizin” ifadelerini kullandı.

  • ‘Terminatör’ böcekler doğaya salındı

    ‘Terminatör’ böcekler doğaya salındı

    İzmir Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Aliağa Orman İşletme Şefliği, orman alanlarında ağaçlara ciddi zararlar veren böceklere karşı biyolojik mücadeleyi sürdürmeye devam ediyor. Ekipler tarafından, başta Thaumetopoea Wilkinsoni isimli (Çam keseböceği) gibi böceklerin orman alanlarında ağaçlara zarar vermelerini engellemek için, Örnekköy’de bulunan biyolojik mücadele laboratuvarından alınan ‘terminatör’ böcek olarak bilinen Calosoma Sycophanta’lar Aliağa Orman İşletme Şefliği görev alanında bulunan orman alanlarına bırakıldı. Ağaçların kurumasına sebep olan Kabuk böceklerine karşı da biyoteknik mücadele yöntemi olan Feromon tuzakları kuruldu.


    İzmir Orman İşletme Müdür Yardımcısı İlyas Akyol yaptığı açıklamada, “Ağaçlarımıza ciddi zararlar verebilen bu böcekler ile mücadelede çalışmalarında biyolojik dengeyi bozan kimyasal ilaçlama yerine biyolojik mücadeleyi tercih ediyoruz, Calosoma Sycophanta’ları ilgili alanlara bırakarak ve Feromon tuzağı yöntemlerini kullanarak orman zararlılarıyla mekanik ve biyoteknik mücadele çalışmalarını sürdürüyoruz” dedi. İzmir Orman İşletme Müdür Yardımcısı İlyas Akyol ve Aliağa Orman İşletme Şefi Oktay Atalay Dikmen, bölgede yapılan orman zararlılarıyla mücadele çalışmalarını da denetledi.

  • Terminatör böcekler katil arılarla savaşacak

    Terminatör böcekler katil arılarla savaşacak

    Karadeniz bölgesinde kestane meyvesi ve kestane üretimini doğrudan olumsuz etkileyen katil arı olarak anılan Gal Arısına karşı mücadele devam ediyor.

    Kestane ağaçlarında yaprak ağaçlarında yaprak, çiçek ve meyve veriminde ciddi düşüşler oluşturan, kestane balı üretiminde de rekolte miktarlarını olumsuz yönde etkileyen Gal Arısı ile mücadele için laboratuvar ortamında üretimleri yapılan ve Terminatör böcek olarak anılan Torymus Sinensis isimli 2 bin 620 böcek Bartın’da doğaya salındı.

    Dünya genelinde kestane ağacı zararlısı olarak bilinen ve kestane üretiminde ciddi zararlar oluşturan Çin kökenli Kestane Gal Arısı, Avrupa ülkelerinin ardından ilk kez 2014 yılında Türkiye’deki kestane ormanlarında tespit edildi.

    Türkiye’de kısa süre içinde yayımlım gösteren Gal Arısı kestane meyvesi ve kestane balı üretimini doğrudan olumsuz etkiledi. Ağaçlarda yoğunlaşmaları durumunda kestane meyvesi ve kestane balı üretimini yüzde 70 oranında düşüren Gal Arısı ile mücadelede amacıyla Terminatör böcek olarak anılan Torymus Sinensis isimli böcekler üretildi.


    Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı Orman Zararlıları ile Biyolojik Mücadele Laboratuvarında Gal Arısının doğal düşmanı olan ve üretimi gerçekleşen Terminatör böcekler bölgedeki kestane ormanlarına salındı.

    Bartın’ın Ulus ilçesine bağlı Dibektaş ve Kirsinler köylerinde bin 620 adet, Kurucaşile ilçesine bağlı Yeniköy’de ise bin adet olmak üzere toplam 2 bin 620 adet terminatör böcek kestane ağaçlarıyla buluşturuldu.

    Çalışmalar hakkında bilgiler veren Kurucaşile Kaymakamı Muhammed Ebrar Evsen, “Bartın ili Kurucaşile ilçemizde orman köylülerin en büyük gelir kaynaklarından biri olan kestane balı üretiminde son birkaç yıldır biyolojik anlamda sıkıntılarımız vardı. Bu sorunların farkındaydık. Orman İşletme Müdürlüğümüz ve üniversitemizin çalışmalarıyla Gal Arısıyla biyolojik mücadeleyi sağlamak üzere buraya Torymus Sinensis isimli biyolojik canlıyı bıraktık. Umarım bütün orman köylülerimize, bal üreticilerimize hayırlı olur” dedi.

    Bartın Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yafes Yıldız, “Kurucaşile ilçemizde bugün kestane Gal Arısına karşı Torymus sinensis faydalı böceğimizin salınımını gerçekleştirdik. Bölgemizde kestane galanlarda Gal Arısının zararı devam ediyor ama inşallah salınımlarla popülasyonu zarar eşiğinin altına indirmeyi hedefliyoruz. Faydalı tür diğer bölgelerde yine bir sonraki sene topladığımız gallerde faydalı böceğimizi topluyor, yakalıyoruz. Bu demek oluyor ki böceğimizin yavaş yavaş faydalı böceğimizin o alanlara yerleştiğini sevindirici bir durum olarak karşımıza çıkmakta.

    Tabi tek başına yöntem bazen yeterli olmuyor ama İnşallah Haziran ayından sonra biyoteknik mücadele dahilinde farklı tuzaklarda ergin noktasında, zararlılarımızın erginlerini toplama noktasında çalışmalara başlayacağız. İnşallah bölgemiz için iyi çalışmalar olacağını düşünmekteyiz. Tabi üretim en fazla alabildiğimiz böcek miktarını alıp bölgemize salmaya çalışıyoruz. Bölgemizde böceğimiz hızla yayılmaya devam ediyor. Tabi ki tüm alanlarda, şu an Türkiye’nin tamamında, kestane alanlarında böceğimiz bulaşık hale geldi, yayılıyor. Tabi bunu etkileyen bazı faktörler var. Küresel ısınmada yine bunlardan biri. Yine yaptığımız çalışmalarla ve iklim şartlarındaki olumlu değişimlerle böceğimizin bir müddet sonra popülasyon dengesine ulaşacağını tahmin ediyoruz. Çalışmalarımıza devam ediyoruz” ifadelerinde bulundu.