Etiket: boris johnson

  • Parlamentoyu “kasten” yanılttı

    Parlamentoyu “kasten” yanılttı

    İngiltere İmtiyazlar Komitesi, eski Başbakan Boris Johnson hakkında korona virüs salgını döneminde ülke genelinde alınan kısıtlamaları hiçe sayarak Başbakanlık konutunda verdiği partilere ilişkin bir rapor yayınladı. Komite, 100 sayfadan fazla olan raporda Johnson’ın Başbakanlık Konutu’nda düzenlediği 6 etkinliğe ayrıntılarıyla yer verdi. Rapor doğrultusunda Komite, Covid-19 kısıtlamalarını çiğneyerek parti yapan Boris Johnson’ın parlamentoyu “kasten” birkaç kez yanılttığını vurgulayarak, parlamentoya girişinin iptal edilmesini istedi. Parlamento, komitenin söz konusu önerisini pazartesi günü görüşecek.

    “Örneği yok”

    İngiltere İmtiyazlar Komitesi yaptığı açıklamada, “Sayın Johnson’ın parlamentoyu yanıltarak ciddi bir aşağılama yaptığı sonucuna vardık” dedi. Aşağılamanın başbakan tarafından yapılmasının daha ciddi bir olay olduğu belirtilen açıklamada, “İngiltere’de şu ana kadar bir başbakanın parlamentoyu kasten yanılttığına dair örnek yok” ifadeleri kullanıldı.

    Soruşturmayı “cadı avı” olarak nitelendirmişti

    Komitenin raporu yayınlamasının ardından açıklama yapan Johnson, bir “salgın” ile mücadele ettiklerini ve süreç yönettiklerini belirtti.
    Öte yandan eski Başbakan Johnson, raporun önceden hazırlanmış bir kopyasını gördükten sonra geçtiğimiz hafta milletvekilliğinden istifa etmiş, soruşturmayı “cadı avı” olarak nitelendirmişti.

  • Daha önce görülmeyen bir hastalık

    Daha önce görülmeyen bir hastalık

    Bilim insanları, Boris Johnson’ın mumyalanmış atasının frengiden ölmediğini ve mumyanın gerçek ölüm nedeninin daha önce hiç görülmeyen bir hastalık olduğunu ortaya çıkardı. ‘İsviçre’nin en ünlü mumyası’ olarak adlandırılan ceset, 2018 yılında Boris Johnson’ın altıncı büyük büyükannesi Anna Catharina Bischoff olarak tanımlandığında dünyada gündem olmuştu.

    1975’te bulunan kalıntılarında yüksek oranda cıva (tarihsel olarak frengi tedavisinde kullanılan bir ilaç) bulunduğundan, bu hastalığın onu öldürdüğü varsayıldı. Ancak, şimdi kadının mumyalanmış organlarındaki mikropların analizi, frengiyi değil, daha önce bilim tarafından bilinmeyen bir bakterinin yüksek seviyelerini ortaya çıkardı.

    Eurac Research’te mikrobiyolog olan Mohamed Sarhan konuya ilişkin yaptığı açıklamada,  “İlk varsayım vücudundaki, özellikle de akciğerlerindeki cıva varlığına dayanıyordu. Bu, frengi için inhalasyon tedavisine işaret ediyor olabilir, zira o dönemde hastalık bu şekilde devam ediyordu. Bu nedenle, frengiye neden olan patojenin DNA izlerini bulup bulamayacağımızı görmek için vücudundaki her organdan birçok örneği analiz ettik, ancak bulamadık. Bunun yerine beyin dokularında oldukça bol bulunan ve beyindeki en yüksek cıva konsantrasyonu ile ilişkili olan bu yeni bakteriyi bulduk.” diye konuştu.

    Sarhan sözlerine şöyle devam etti:

    “Gizemli eski bakteriyi günümüz bakterileriyle karşılaştırdığımızda ilginç bir şey ortaya çıktı. Kemik lezyonlarına ve akciğer semptomlarına neden olan modern bakterilerde bulunanlara benzer gen setleri içeriyordu.”

    Sarhan, bu nedenle Bischoff’a, yanlış teşhis konmuş olabileceğini belirterek, “Bu, ölüm nedeni olarak frengiyi elemek için yeterli. Frengi geçirmiş olsa bile frengiden ölmüş olabileceği varsayımı dışlanabilir. İleri evredeki frengi hastalığının onda bulunmayan çok açık belirtileri var. Ayrıca, Bischoff, 69 yaşında öldü, yani çok genç değildi. Ayrıca, başka sağlık sorunları da vardı. Örneğin: aşırı kiloluydu, safra kesesi taşları vardı ve şu anda araştırılmakta olan başka sorunları da vardı.Cıva tedavisi zaman içinde vücudunu ve bağışıklık sistemini zayıflatmış olabilir, ancak ölümünün ana nedeni bu değil.” değerlendirmesinde bulundu.

    Diğer taraftan, Dr. Sarhan’ın vardığı sonuçlar tartışmaya açık. Mumyanın şu anda muhafaza edildiği Basel Doğa Tarihi Müzesi’nden Gerhard Hotz, “Frenginin geç evrelerinde artık vücutta çok fazla bakteri bulamazsınız. Bu yüzden bakterinin eski genomunu bulmak çok zordur. Yani bu onun frengi olmadığının kanıtı değil. Şahsen ben hala frengi olduğunu düşünüyorum. Kafatasında frengi belirtileri açıkça görülüyor. Ama bunu genomlarla kanıtlayamayız.” dedi.

    Öte yandan, durum ne olursa olsun, Bischoff’un hastalığının kendi döneminde kesinlikle frengi olduğu varsayılıyordu ve o dönemde bir rahibin varlıklı dul eşi için bu adını kötüye çıkaran bir hastalıktı. Dr. Hotz, “18. yüzyılda kimse bu konuda konuşmak istemiyordu. Normalde Basel’de onun sosyal sınıfından insanlar öldüğünde, kişi hakkında, kim olduğu ve benzeri konularda yazılı bir ölüm ilanı olurdu. Herkes hakkında bulduk ama onun hakkında bulamadık. Bu yüzden öldüğünde çok hızlı ve gizli bir şekilde kiliseye gömüldüğünü düşünüyoruz.” dedi.

    Dr. Holtz, ayrıca Bichoff’un frengi hastası olsa bile bunun onun yasadışı cinsel aktivitede bulunduğu anlamına gelmediğini söyledi. Dr. Hotz, kiliseye giden cemaatin dikkatinin bir ilişkinin gizlenmesini zorlaştıracağını ve kocasının kendi hastalıklarını detaylandırdığı mektuplarda frengi belirtilerine rastlanmadığını söyledi.

    Dr. Holtz, “’Bunun ne kocasıyla ne de kendisiyle bir ilişkisi olduğunu düşünmüyoruz. Ama başka bir açıklaması daha var: Bir rahibin eşi olduğu için hasta insanları ziyaret edip onları teselli etmesi gerekiyordu. Strasbourg’da, yaşadığı yerin yakınında bir frengi hastanesi vardı, bu yüzden oraya hasta insanları ziyarete gittiğini düşünüyoruz. Ve eğer biri yeni enfekte olmuşsa, ona da kolayca bulaşabilirdi.” açıklamasını yaptı.

    Anna Catharina Bischoff 1719 yılında Fransa’nın Strasbourg kentinde varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Kendisi de bir rahip olan babası şehirdeki İsviçreli ailelere hizmet veriyordu, ancak 40 yaşında öldüğünde ailenin geri kalanı Basel’deki akrabalarının yanına gitti.

    Bischoff’un eşi babasının Strazburg’daki eski işini adı ve 40 yıldan fazla bir süre çift burada yaşadı. Bischoff’un dördü yetişkinliğe kadar hayatta kalan yedi çocuğu oldu. Anna Katharina adındaki en büyük kızı  ise Boris Johnson’ın beşinci büyük büyükannesi oldu.

    Bischoff, kocasının ölümünden sonra Bischoff bir kez daha Basel’e döndü ve 1787’de orada öldü. Barfüsser Kilisesi’ne gömüldüğünde, onu tedavi etmek için kullanılan cıva çürümesini yavaşlattı ve onu bir mumyaya dönüştürdü.

     

  • Boris Johnson başbakanlık yarışından çekildi

    Boris Johnson başbakanlık yarışından çekildi

    İngiltere Başbakanı Liz Truss’ın 20 Ekim’de istifa etmesinin ardından ülkede yeni Muhafazakar Parti Lideri ve Başbakanı belirleme yarışı devam ederken, eski Başbakan Boris Johnson’ın aday olup olmayacağı merak ediliyordu. Johnson yaptığı yazılı açıklamada, Muhafazakar Parti liderliğine bir kez daha aday olması gerektiğini öneren kişi sayısının kendisini şaşırttığını ifade ederek, aday olmak için gereken 102 milletvekilinin desteğini aldığını ve yarın adaylığını ortaya koyabileceğini aktardı.

    Muhafazakar Parti içerisinde yapılacak seçimde başarılı olması ve cuma günü Başbakanlık Konutu’na dönebilmesi için çok iyi bir şansı olduğunu ifade eden Johnson, “Ancak son günlerde ne yazık ki bunun yapılacak doğru şey olmadığı sonucuna vardım. Parlamentoda birleşik bir parti olmadıkça etkili bir şekilde yönetemezsiniz” dedi. Eski Maliye Bakanı Rishi Sunak ve Muhafazakar Parti Meclis Grubu Başkanı Penny Mordaunt ile ortak bir noktada uzlaşamadıklarını aktaran Johnson, “Bu nedenle korkarım ki en iyisi adaylığımın devam etmesine izin vermemem ve başarılı olana desteğimi vermem. Sunacak çok şeyim olduğuna inanıyorum ama korkarım bu doğru zaman değil” dedi.

    En güçlü aday eski Maliye Bakanı Sunak

    Yeni parti lideri ve ülkenin yeni başbakanını belirlemek için seçim yarışında adayların en az 100 milletvekilinin desteğini alması gerekiyor. Başbakanlığa aday isimlerin yarın yerel saatle 14.00’e kadar başvuru yapmaları gerekiyor. İngiltere medyasına göre, en güçlü aday olarak Sunak öne çıkıyor. Henüz resmi olarak adaylığını açıklamayan Sunak’ın aday olabilmek için gereken 100 milletvekilinin desteğini aldığı belirtiliyor. Mordaunt’ı ise 21 milletvekilinin desteklediği ifade ediliyor.

    Truss, İngiltere’de en kısa süre görevde kalan başbakan

    Truss, İngiltere hükümetinde en kısa süre görevde kalan Başbakan olarak kayıtlara geçti. Truss, Johnson’ın Partygate skandalı sonrası 7 Temmuz’da istifa etmesinin ardından yapılan seçimlerle 6 Eylül’de Başbakan olarak atanmıştı. Göreve geldiğinden bu yana 45 gün Başbakanlık görevini sürdüren Truss daha önce Dışişleri Bakanı olarak görev yapmıştı.

  • Başbakanlık için adaylığını açıkladı

    Başbakanlık için adaylığını açıkladı

    İngiltere Başbakanı Liz Truss’ın 20 Ekim’de istifa etmesinin ardından ülkede yeni Muhafazakar Parti Lideri ve Başbakanı belirleme yarışı devam ederken, eski Başbakan Boris Johnson ve eski Maliye Bakanı Rishi Sunak’ın gizli görüşme gerçekleştirdiği iddia edildi. İngiliz basınına göre, Truss’un yerine gelecek yeni adayın belirlenme sürecinde Johnson ve Sunak arasında dün geç saatlere kadar süren bir görüşme yaşandı. İngiliz basınının, “gizli zirve” olarak nitelendirdiği toplantıda Johnson ve Sunak’ın ne konuda tartıştıklarının belirsiz olduğu aktarılırken, ikilinin potansiyel bir anlaşmaya varabileceği de tahminler arasında yer aldı.

    “Yeni Başbakan olarak ekonomimizi düzeltmek istiyorum”

    Eski Maliye Bakanı Rishi Sunak, yaptığı bir açıklamayla başbakanlık seçimlerinde yer alacağını belirterek, “Birleşik Krallık harika bir ülke ancak derin bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. Bu yüzden Muhafazakar Parti’nin lideri ve bir sonraki başbakanınız olmaya devam ediyorum. Ekonomimizi düzeltmek, partimizi birleştirmek ve ülkemiz için hizmet etmek istiyorum” dedi.

    “Genel seçime ihtiyacımız var”

    Ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Keir Starmer ise insanların Muhafazakar Parti ve hükümetin yanlış kararlarından “artık bıktığını” ifade etti. Starmer, genel seçim yapılması çağrısında bulunarak, “Yapılması gereken bir seçim var. Genel seçime ihtiyacımız var! Bırakın halk karar versin. Halk bu mutlak kaosa devam etmek mi istiyor, yoksa İşçi Partisi hükümeti altında istikrar mı istiyorlar” şeklinde konuştu.

    Johnson yeniden Başbakan olarak istenmiyor

    Truss’un Perşembe günü istifasının ardından eski Başbakan Boris Johnson’ın yeni seçimlerde adaylığını koyması ihtimali gündem olmuştu. Johnson’ın iktidarda olduğu dönemde Adalet Bakanı ve Başbakan yardımcısı olarak görev yapan Dominic Raab, Johnson’ın yeniden lider olması fikrini desteklemediğini ifade etmişti. Raab, “geriye gidemeyiz” diyerek, Johnson’ın Covid-19 kurallarını ihlal etmesi ve skandallarla ilgili bir soruşturmayla karşı karşıya olduğuna dikkat çekmişti.

    Sunak, Temmuz ayında eski Başbakan Johnson’ın istifasının ardından yapılan seçim sürecinde Başbakan olarak seçilen Liz Truss ile finale kadar yarışabilen ve Truss’tan sonra en yüksek oyu alan aday olmuştu.

    Öte yandan, Muhafazakar Parti’nin 1922 Komitesi Başkanı Graham Brady, adaylıkların yarın yerel saatle 14.00’e kadar alınacağını ve 28 Ekim Cuma günü yeni Başbakanın açıklanacağını söylemişti. Brady, adayların oy pusulasında yer alabilmesi için en az 100 oy desteği göstermesi gerektiğini belirtmişti.

  • İngiltere’de başbakanlık yarışı başlıyor

    İngiltere’de başbakanlık yarışı başlıyor

    İngiltere’de Lizz Truss’ın 20 Ekim’de başbakanlık görevinden istifa etmesinin ardından Muhafazakar Parti’de liderlik yarışı başlıyor. İngiliz medyasına göre Truss istifa ettiğinde yurt dışında olan eski Başbakan Boris Johnson, yeniden başbakanlık koltuğuna oturabilmek için Dominik Cumhuriyetindeki tatilini yarıda bırakarak ülkeye dönme kararı aldı. Johnson ve ailesini taşıyan uçak, 10 saatlik uçuşun Londra’daki Gatwick Havalimanına iniş yaparken, Johnson aday olup olmayacağına dair bir açıklama yapmadı. Johnson’a yakın isimlerden Ticaret Bakanı James Duddridge ise Johnson’ın kendisine “hazır olduğunu” söylediğini açıkladı.

    En güçlü aday eski Maliye Bakanı Sunak

    Yeni parti lideri ve ülkenin yeni başbakanını belirlemek için seçim yarışında adayların en az 100 milletvekilinin desteğini alması gerekiyor. Başbakanlığa aday isimlerin 24 Ekim Pazartesi günü yerel saatle 14.00’e kadar başvuru yapmaları gerekiyor. İngiltere medyasına göre şu anda en güçlü aday olarak Rishi Sunak öne çıkıyor. Henüz resmi olarak adaylığını açıklamayan Sunak’ın aday olabilmek için gereken 100 milletvekilinin desteğini aldığı belirtiliyor. Önceki Başbakan Boris Johnson’ı 46, adaylığını açıklayan tek isim olan Muhafazakar Parti Meclis Grubu Başkanı Penny Mordaunt’ı ise 21 milletvekilinin desteklediği ifade ediliyor.

    Kim hangi ismi destekliyor?

    Eski İçişleri Bakanı Priti Patel daha önce birlikte çalıştığı Boris Johnson’a desteğini açıkladı. Yine Johnson ile birlikte çalışan eski Brexit Bakanı David Frost ise Rishi Sunak’ı desteklerken, “geçtiğimiz yılın kaosunu ve karmaşasını tekrarlama riskini almanın doğru olmadığını” ifade etti. Eski Sağlık Bakanı Matt Hancock, Boris Johnson ve Rishi Sunak’ın ulusal çıkarlar için birlikte çalışması gerektiğini belirtirken, Johnson’a ülkeyi yönetmesi için rakibini destekleme çağrısında bulundu. Johnson döneminde Sağlık Bakanı olan Hancock, ekonomik ve siyasi istikrarsızlık döneminde “istikrarlı liderlik” için iş birliğinin gerekli olduğunu söyledi.

    Truss, 20 Ekim’de istifa etmişti

    İngiltere’de istifa baskılarına direnemeyen Başbakan Liz Truss göreve geldikten 45 gün sonra, 20 Ekim’de istifa etmişti. 5 Eylül’de göreve gelen Truss, böylece en kısa süren başbakanlık yapan lider olarak ülke tarihine geçti.

  • Boris Johnson’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tebrik

    Boris Johnson’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tebrik

    İngiltere Başbakanlık Ofisi, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında dün gerçekleşen telefon görüşmesinin ardından yazılı bir açıklama paylaştı. İki liderin, Türkiye ve İngiltere arasında artan ticareti memnuniyetle karşıladığı ifade edildi. Mevcut serbest ticaret anlaşmasını, büyüyen ekonomik ivme üzerine inşa etmek için çalışmaları genişletmeyi umduklarını belirten liderler, savunma  teknolojisi ve nükleer enerji konularında da yeni işbirliklerinin yapılması konusunda mutabık kaldı.

    Johnson’dan Türkiye’ye övgü dolu sözler

    Başbakan Johnson, Rusya’nın Ukrayna’ya uyguladığı tahıl ambargosunu kaldırmasında büyük rol oynayan Türkiye’den övgü dolu sözlerle bahsetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “Türkiye’nin kaçınılmaz küresel liderliğinden” ötürü tebrik eden Johnson, Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlara devam edilmesi gerektiğini söyledi. Öte yandan, Johnson, Ukrayna’na desteğin sürmesi gerektiğinin de altını çizdi. İki lider son olarak birbirlerine iyi dileklerini ileterek, İngiltere ve Türkiye arasındaki ilişkilerinin güçlenerek devam etmesi konusunda anlaştı.

  • İngiltere Başbakanı Johnson istifa etti

    İngiltere Başbakanı Johnson istifa etti

    İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Başkanlık Ofisi’nin önünde yaptığı konuşmada istifa ettiğini açıkladı.

    Yeni lider gelene kadar görevde kalacağını söyleyen Johnson, “Parlamentodaki Muhafazakar Parti’nin iradesi, bu partinin yeni bir liderinin ve dolayısıyla yeni bir Başbakanın olmasını gerektiriyor. Milletvekillerimizin Başkanı Graham Brady ile yeni liderin seçilmesi sürecinin şimdi başlaması gerektiği ve takvimin önümüzdeki hafta açıklanması konusunda hemfikirim. Yeni lider gelene kadar hizmet etmeye devam edeceğim” dedi.

    “Görevim olduğu için devam ettim”

    Johnson, istifa çağrılarına rağmen görevine devam etmekteki ısrarcı tavrı konusunda açıklamada bulunarak, Başbakanlık görevine devam etmesinin bir “yükümlülük” olduğunu söyledi. Johnson, “Son birkaç gündür bu görevi yerine getirmek için bu kadar çok mücadele etmemin nedeni, sadece bunu yapmak istediğim için değil, bunun benim işim, görevim ve size karşı yükümlülüğüm olduğunu hissetmemdi.” dedi.

    Johnson ayrıca 2019 Genel Seçimlerinde Muhafazakar Partiye oy verenlere teşekkür ederek sürdürdüğü konuşmasında, Johnson, “2019’da söz verdiğimiz şeyi yapmaya devam etmek benim görevimdi. Bu hükümetin Brexit’i gerçekleştirme, kıta ile ilişkilerimizi çözme konusundaki başarılarından son derece gurur duyuyorum. Bu ülkeyi salgından kurtarmak, Avrupa’daki en hızlı aşı dağıtımını ve karantinadan en hızlı çıkışı sağlamak ve Putin’in Ukrayna’daki saldırganlığına karşı durmasına öncülük ettiğim için gurur duyuyorum” dedi. Johnson, ayrıca İngiltere’nin Ukrayna’yı savunmaya devam edeceğini ifade etti.

    Johnson, kendisine istifa baskısında bulunan kabinesine, “yeni bir Başbakan seçmenin tuhaf olacağı” konusunda ikna etmeye çalıştığını söyleyerek, “Bu tartışmalarda başarılı olamadığım için üzgünüm. Dünyanın en iyi işini bıraktığım için çok üzgünüm” ifadelerinde bulundu.

    Johnson istifa konuşmasında, “Gördüğümüz gibi, sürü içgüdüsü güçlüdür. Ve siyasette kimse vazgeçilmez değildir. Bu ülkenin, ülkeyi zor zamanlarda yönetmeye kararlı başka bir lider yetiştireceğine eminim. Yeni lidere ve İngiltere halkına elimden geldiğince destek vereceğim. Yeni Başbakan gelene kadar ülkemizin çıkarlarınıza hizmet edeceğim” dedi.

    Toplam 59 kişi istifa etti

    Öte yandan İngiltere hükümetinde Salı gününden bu yana art arda devam eden istifaların sayısı şu ana kadar toplamda 59’a ulaştı. Kabineden istifa eden başlıca isimler arasında, Sağlık Bakanı Sajid Javid, Maliye Bakanı Rishi Sunak, Kuzey İrlanda Bakanı Brandon Lewis, Galler Bakanı Simon Hart gibi Bakanlar yer aldı. Ayrıca Konut, Topluluklar ve Yerel Yönetim Bakanı Michael Gove ise Boris Johnson’a istifa etmesini söyledikten sonra görevinden alındı.

    Johnson’a istifa baskısı

    Çarşamba akşamı İngiltere Kabine Bakanları, Başbakan Boris Johnson’ın istifa etmesi için Başbakanlık Ofisinde toplandı. İngiltere basınında yer alan haberlere göre, Johnson’a gitmesi için baskı yapan Kabine Bakanları arasında, yeni Maliye Bakanı Nadhim Zahawi, İçişleri Bakanı Priti Patel, Ulaştırma Bakanı Grant Shapps, İş Bakanı Kwasi Kwarteng, Galler Bakanı Simon Hart, Kuzey İrlanda Bakanı Brandon Lewis, Uluslararası Ticaret Bakanı Anne-Marie Trevelyan’ın yer aldığı bildirilmişti.

  • İngiltere’de başbakana istifa baskısı

    İngiltere’de başbakana istifa baskısı

    İngiltere’de bakanlar ve milletvekilleri birer birer istifa ederken, bakanlar, İngiltere Başbakanı Boris Johnson’a istifa baskısı yapmak üzere başkent Londra’daki Downig Caddesi’ndeki Başbakanlık Ofisi’ne gitti. İngiltere basınında yer alan haberlere göre, Johnson’a gitmesi için baskı yapacak olan bakanlar arasında, dün yeni Maliye Bakanı olarak atanan Nadhim Zahawi, İçişleri Bakanı Priti Patel, Ulaştırma Bakanı Grant Shapps, İş Bakanı Kwasi Kwarteng, Galler Bakanı Simon Hart, Kuzey İrlanda Bakanı Brandon Lewis, Uluslararası Ticaret Bakanı Anne-Marie Trevelyan’ın yer aldığı bildirildi. Bakanların, Johnson ile Başbakanlık görevinden istifasını görüşmeyi bekledikleri belirtildi.

    “Başbakan olmaya devam edeceğim”

    Johnson, hükümette art arda gelen 30’dan fazla istifadan sonra, Başbakanlık görevine devam edeceği konusunda ısrar etti. İrtibat Komitesinde ifade veren Johnson, istifa konusunda ne düşündüğü sorusuna karşılık yaptığı açıklamada, “Seçilmiş olduğum işe devam edeceğim ve bunu yapmaya devam edeceğimi size söylemekten mutluluk duyuyorum” dedi.

    Johnson, “yarın yine başbakan olmaya devam edeceğini” söylerken, kendine yöneltilen istifa baskılarını geçim krizi ve Ukrayna’daki savaş hakkında konuşarak cevapladı. Johnson, “İnsanların maruz kaldığı baskılara ve hükümetin bu tür önceliklere odaklanması gerekiyor. Bizim yaptığımız da bu. 80 yılı aşkın süredir Avrupa’nın en büyük savaşıyla ilgileniyorum ve bundan uzaklaşmanın nasıl bir sorumluluk olacağını anlayamıyorum” dedi.
    Komitedeki görüşme boyunca sorgulanan Johnson, özellikle muhalefetteki İşçi Partisi milletvekilleri tarafından eleştirildi. Milletvekilleri Johnson’a “iktidarda kalmasının komik olduğunu” ve “görevden ayrılmasının ülke çıkarına olacağını” söyledi.

    İstifa sayısı artmaya devam ediyor

    Dün akşam Sağlık Bakanı Sajid Javid ve Maliye Bakanı Rishi Sunak’ın istifasıyla birlikte başlayan kriz şu ana kadar 31 bakan ve milletvekilinin istifa etmesine neden oldu. Johnson’ın yönetimine duyulan “güvensizlik” nedeniyle yapılan istifalar son 24 saat içerinde gerçekleşti. İngiltere basınına göre, Hükümetin yaklaşık 5’te 1’inin şu ana kadar istifa ettiği bildirildi.

    Partygate

    İngiltere Başbakanı Johnson, 2020 ve 2021 yıllarında Covid-19 kısıtlamaları sırasında uygulanan kuralları ihlal ettiğinin ortaya çıkmasından sonra hem lideri olduğu Muhafazakar Parti tarafından hem de muhalefet liderleri ve halk tarafından eleştirilmişti. Johnson, “Partygate Skandalı” olarak adlandırılan bir soruşturmada kendi hükümetinin yürürlüğe koyduğu kısıtlama kurallarını açıkça ihlal ettiği ortaya çıktıktan sonra lideri olduğu Muhafazakar Parti milletvekilleri tarafından haziran ayında “güven oylamasına” tabi tutulmuştu. 359 Muhafazakar Parti milletvekili arasından 148’i Johnson’a güvenmedikleri yönünde oy kullanırken, 211’i ise Johnson lehine oy kullanarak Johnson’ın Başbakanlık görevine devam etmesi gerektiğini savunmuştu.

  • “Bir Başbakan zor koşullarda görevine devam etmelidir”

    “Bir Başbakan zor koşullarda görevine devam etmelidir”

    İngiltere Başbakanı Boris Johnson, kendi yönetimine olan güvensizlik nedeniyle hükümetten Bakan ve vekil 18 kişinin istifasının ardından açıklamada bulundu.

    Avam Kamarası’nda kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Johnson, “istifa etmesi gereken herhangi bir durum olup olmadığı” sorusuna karşılık, “Önemli bir yetki verildiğinde zor koşullarda bir başbakanın görevi devam etmektir ve ben de bunu yapacağım” dedi.

    Muhafazakar Milletvekili Tim Loughton tarafından kendisine yöneltilen istifa sorusuna ise Johnson, “Açıkçası, hükümetin devam etmesinin ve verdiğimiz görevi yerine getirmesinin imkansız olduğunu hissettiğim koşullar olsaydı ya da Ukrayna halkını destekleme arzumuzda hüsrana uğradığımızı hissetseydim o zaman yapardım. Ancak önemli bir yetkiye sahip olduğu zor koşullarda bir başbakanın görevi, görevine devam etmektir. Benimde yapacağım şey bu” şeklinde yanıtladı.

    Muhalefet lideri Starmer, Johnson’ı eleştirdi

    Muhalif İşçi Partisi Lideri Keir Starmer, Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmada Başbakan Johnson’ı eleştirdi. Starmer, adı cinsel istismar suçlamalarına karıştığı için istifa eden Muhafazakar Parti Milletvekili Chris Pincher konusunda Johnson’ın bilgisi olduğunu söyleyerek onu “özür dilemeye” çağırdı. Johnson ise, Londra’daki özel bir kulüpte 2 kişiyi taciz ettiği yönündeki iddiaların ardından geçtiğimiz hafta istifa eden Pincher’ın “artık Muhafazakar milletvekili statüsünü kaybettiğini ve soruşturmayla karşı karşıya olduğunu” söyledi.

    Öte yandan Avam Kamarası’ndaki toplantı sırasında Muhafazakar Milletvekilleri, Başbakan Johnson’ı istifa etmeye çağırdı. Muhafazakar Milletvekili ve 1922 Komitesi yürütme üyesi Gary Sambrook, Johnson için “sorumluluğu almalı ve istifa etmeli” şeklinde konuştu. Başka bir Muhafazakar Parti Milletvekili David Davis ise, Johnson’ı istifaya çağırdığını söyleyerek, “6 ay önce de Başbakanı istifaya çağırdım çünkü o zaman bile liderlik ve dürüstlük yaklaşımının zaten hükümeti felç edecek bir dizi sorun oluşturduğu açıktı. Bugün ondan onurlu olanı yapmasını, ulusun çıkarlarını kendi çıkarlarının önüne koymasını istiyorum” dedi.

  • İngiltere 2030’dan itibaren benzinli ve dizel araç satışını yasaklıyor

    İngiltere 2030’dan itibaren benzinli ve dizel araç satışını yasaklıyor

    İngiltere Başbakanı Boris Johnson, daha önce 2035 olarak açıkladığı emisyonu sıfıra indirme projesi olan ‘Yeşil Devrim’i 2030 yılına çektiğini açıkladı. Buna göre 2030’dan itibaren yeni model benzinli ve dizel otomobil ve kamyonet satışı yasaklanacak.

    Bütün dünyayı etkisi altına alan COVID-19 kriziyle boğuşan İngiltere Başbakanı Boris Johnson, baş danışmanının istifasının ardından hükümeti için bir yeniden başlama fırsatı olarak gördüğü “Yeşil Devrim” projesini öne çekme kararı aldı.

    Reuters’ın Financial Times’a dayandırdığı haberine göre Başbakan Boris Johnson, “Ülkeyi daha temiz, daha yeşil ve daha güzel hale getirmeye yardımcı olacağını bilmenin memnuniyetiyle, insanlara yüksek vasıflı işlerle yeşil bir iyileşme planlamanın zamanıdır” dedi.

    YASA ÇIKARAN İLK G7 ÜLKESİ

    İngiltere geçen yıl 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi koyan ve bunun yasasını çıkaran ilk G7 ülkesi oldu. Bu durum, İngilizlerin seyahat, enerji ve yemek yeme şekillerinde tamamiyle büyük değişiklikler gerektirecek.

    Johnson, ülke hazinesinden 12 milyar sterlin (16 milyar dolar) özel sektörden de yaklaşık 36 milyar sterlin bütçe ayrılacağını ve 2030 yılına kadar 250 bin yüksek vasıflı yeşil iş yaratılacağını söyledi.

    500 MİLYON STERLİN AYIRMIŞTI

    Daha önce İngiltere’nin deniz rüzgar gücünü 2030 yılına kadar yaklaşık 10 gigawatt’tan 40 gigawatt’a çıkarmaya söz veren Johnson, ev ısıtma ve yemek pişirme dahil olmak üzere hidrojen kullanımını deneyen projeler için 500 milyon sterline kadar taahhütte bulunmuştu.

    Başbakan Johnson, geçtiğimiz Şubat ayında yeni benzinli ve dizel otomobillerin satılmasına yönelik planlanan yasağın 2040’tan 2035’e getirileceğini duyurmuş, Birleşik Krallık’taki elektrikli otomobil pazarını daha hızlı bir şekilde yükseltmek amacıyla tarihi 2030’a çekileceğini belirtmişti.

    Motor Üreticileri ve Tüccarları Derneğinin rakamlarına göre, İngiltere’de elektrikli otomobil satışları güçlü bir şekilde artarken, geçen ay Birleşik Krallık’ta satın alınan tüm yeni araçların yalnızca yüzde 7’sini elektrikli otomobillerden oluştuğu belirtildi.