Etiket: boşanma davası

  • Yargıtay’dan, önemli zina kararı

    Yargıtay’dan, önemli zina kararı

    İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, davacı-karşı davalı kadın vekili, erkeğin, aşırı kıskanç olduğunu, kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, yatağını ayırdığını, baskıcı olduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, hakaret ettiğini, ilgisiz olduğunu, karşı davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların boşanmalarına ve karşı davanın reddine karar verilmesini talep etti.

    Davalı-karşı davacı erkek vekili, asıl davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birden fazla kez sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, sık sık telefon hattını değiştirdiğini, gizli telefon kullandığını, sosyal medyada değişik isimlerle hesaplar açtığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 161 inci ve 163 üncü maddeleri hükümleri gereği boşanmalarına, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etti.
    İlk Derece Mahkemesi tarafları eşit kusurlu sayıp boşanmaya karar verdi

    İlk derece mahkemesi, erkeğin, kadının üzerine kapıyı kilitlediği, giyimine müdahale ettiği, hakaret ettiği, aşırı kıskanç olduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise telefonda başka erkeklerle görüştüğü, cinsel içerikli fotoğraflar paylaştığı, kendisini sosyal medyada bekar ve farklı isimlerle hesap açtığı, bu hususun tüm dosya bütününde sabit olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verdi. Belirtilen karara karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf isteminde bulunuldu. Bölge adliye mahkemesi, eksik hususlar sebebi ile dosyayı ilk derece mahkemesine gönderdi. İlk Derece Mahkemesi bir kez daha tarafların boşanmasına karar verdi. Bu karara karşı da süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi istinaf istemini esastan reddetti. Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulundu.

    Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nden sanal alem kararı

    Dosyayı temyiz aşamasında ele alan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yaptığı inceleme neticesinde bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi:

    “Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince; kadına, sürekli başka erkeklerle görüştüğü, kendisini sosyal medyada Zeynep ismi ile bekar olarak tanıttığı, farklı erkeklerin evine girip çıktığı, sosyal medyada bu erkeklerle görüşüp mesajlaşmak suretiyle cinsel içerikli fotoğraflar paylaştığı ve farklı isimlerle hesaplar açtığı, sık sık ortak konuttan gittiği, erkeğe ise evden çıkarken kadının üzerine kapıyı kilitlediği, giyimine karıştığı, aşırı kıskanç olduğu, yaşam tarzına müdahale ettiği, camdan dışarı bakmasına dahi izin vermediği, kadına hakaret ettiği vakaları kusur olarak yüklenmiş ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek asıl davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşı davanın ise haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebebine dayalı olarak kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından asıl davanın kabulü, 4721 sayılı Kanunu’nun 161 inci ve 162 inci maddeleri hükümleri uyarınca açtığı karşı davasının reddi, kusur belirmesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakası, yetki itirazının reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan delillere ve İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre kadının zina eyleminin ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, erkek tarafından zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmamıştır.”

  • Boşanma davası açtı kusurlu sayıldı

    Boşanma davası açtı kusurlu sayıldı

    Bir boşanma davasının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme; ilk davayı açarak, birlikte yaşamaktan kaçınıp boşanmaya sebep olan eşin kusurlu olduğuna hükmetti.

    Bir süredir eşinden uzaklaşan koca, boşanmak için Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Ardından kadın da karşı dava açtı. Mahkeme, gelişen olaylarda tarafları eşit kusurlu bulup çiftin boşanmasına hükmetti. Kararı davalı kadın temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi.

    Yargıtay kararında; İlk davayı açarak boşanmaya sebep olan ve birlikte yaşamaktan kaçınan erkeğin tamamen kusurlu olduğuna dikkat çekildi. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları kabul edilerek tarafların boşanmalarına hükmedilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı-davalı erkeğin Türk Medeni Kanunu’nun 166/4 maddesine dayalı işbu boşanma davasına esas alınan ilk boşanma davası; erkek tarafından, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmıştır. Dava, evliliğin sarsılmasına, tarafların ayrı yaşamasına davacı erkeğin kusurlu tutum ve davranışlarının sebebiyet verdiği ve hiç kimsenin kendi kusurlu tutum ve davranışlarına dayanarak hak elde edemeyeceği gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu sebeple tanık anlatımlarında geçen olaylar erkeğin reddedilen boşanma davasından önce olduğu için bu vakıalar davalı- davacı kadın aleyhine değerlendirilemez. Bu durumda ilk davayı açarak boşanma sebebi yaşatan ve birlikte yaşamaktan kaçınan erkeğin tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olarak kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkek tamamen kusurlu olup, Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu duruma göre, davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi tazminat talebinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararı oy birliği ile bozulmuştur.”

  • ‘Eşim temizlik hastası’ diyerek boşanma davası açtı

    ‘Eşim temizlik hastası’ diyerek boşanma davası açtı

    Antalya’da 1 çocuk babası Ali Ö., eşi S.Ö.’ye ‘temizlik hastası’ olduğu, evinde dilediği gibi hareket edemediği ve ‘sığıntı’ muamelesi gördüğü iddiasıyla boşanma davası açtı. Dava dilekçesinde, eşinin temizlik yapmak için çocuğunu odaya kilitlediğini öne süren koca, mobilya, kapı ve camlar dahil tüm eşyaların sürekli silindikleri için aşınıp eskidiğin iddia etti..

    Antalya’nın Kepez ilçesinde yaşayan 1 çocuk babası Ali Ö. (40), aynı yaştaki eşi S.Ö.’ye, aile mahkemesinde boşanma davası açtı. Eşiyle 2012 yılında görücü usulüyle evlendiklerini, 1 yıl sonra da çocuklarının dünyaya geldiğini ifade eden Ali Ö., dava dilekçesinde eşini ‘temizlik hastası’ olmakla suçladı. Ali Ö. dilekçesinde şunları ifade etti:

    “Eşim evlenmeden önce hastalık derecesindeki takıntılarını, bilinçli olarak benden saklamıştır. Ben bu durumu bir hafta sonra öğrendim. Evlendiğimden bu yana çok zor günler geçirdim. Evliliğim süresince bir gün bile mutlu olamadım. Çünkü eşim ağır derecede temizlik hastası. İşten eve geldiğim an içeriye hemen giremezdim. Eşim terlikleri getirip, doğruca banyoya gitmemi söylerdi. Kendi evimde dilediğim gibi hareket edemiyorum. Oturup, kalktığım her an tedirginlik duyuyorum. Çünkü sürekli olarak, etrafı kirlettiğim iddiasıyla beni azarlayıp, başka yere itilirdim. Evdeki mobilyalar, kapılar ve camlar dahi sürekli deterjanla temizlenmekten aşınmış ve eskimiş vaziyettedir. 40 bin TL civarında zararım oluşmuştur. Ayrıca bir günde bir paket ıslak mendil biterdi. 2-3 günde bir çamaşır suyu biterdi. Aylık ortalama 600-700 TL temizlik masrafımız oluyor. Her sabah yattığım yorganı, yastığı, çarşafı yıkayıp, yatağı temizliyor. Kendi evimde sığıntı muamelesi görüyorum. Arkadaşlarımı, akrabalarımı hatta anne-babamı dahi evime çağıramıyorum. Eşim, evi kirleteceği bahanesiyle hiç kimsenin eve girmesine müsaade etmiyor.”

    ‘BEBEĞİ ODAYA KAPATIP, SAATLERCE TEMİZLİK YAPIYOR’

    Dilekçesinin devamında, eşinin yaptıklarının hastalık derecesinde olduğunu anlatan Ali Ö., şunları iddia etti:

    “Eşimi tedavi ettirmek istedim ama sonuç alamadım. Temizlik takıntısı devam etti. Ayrıca eşim çok sinirli. Evlendikten 1 yıl sonra çocuğumuz oldu. Çocuğumuzun doğumuyla eşimin düzeleceğini düşündüm ama hayat benim için artık bir çileye dönüştü. Çocuk doğduktan sonra eşim yatağını ayırdı. Evlilik sadece kağıt üzerinde kaldı. Çocuğumu düşünerek, kimseye bir şey demedim. Ancak bana olan ilgisizliğini çocuğa da göstermeye başladı. Çocuğun ağlamalarına aldırış etmeden, onunla ilgilenmek ve şefkat göstermek yerine temizlik yapmaya devam etti. Dahası bebeğin altını değiştirirken, bezi kirlettiği için sinirlenip bağırıyor. Bezdeki kakanın bulaştığı zıbınları ve kıyafetleri bebeğin üzerindeyken makasla kesip, yırtarak atmaya başladı. Saatler süren temizlik boyunca çocuğun ortada dolanıp, ayak bağı olmaması için onu odaya kapatıyor.”

    ‘ÇOCUĞUMUN TEDBİREN VELAYETİNİN BANA VERİLMESİNİ İSTİYORUM’

    Evliliğini kurtarmak için her şekilde çaba harcadığını ancak artık boşanmak istediğini belirten Ali Ö., “2018’de evi terk etti ama araya akrabaların girmesi ile tekrar döndü. Şimdi yine gitti ve dönmüyor. Evliliğimi en başından beri insanüstü özveriyle ayakta tutmaya çalıştım. Ama artık boşanmaktan yapacak bir şeyim kalmamıştır. Bebeğiyle ilgilenmek, oyun oynamak ve gelişimine destek olmak yerine onu bir odaya kapatıp, saatlerce temizlik yapmaktadır. Bu sebeple küçük çocuğun boşanma davası devam ederken tedbiren velayetinin bana verilmesini istiyorum” dedi.

  • Pınar’ın katiline eşinden boşanma davası

    Pınar’ın katiline eşinden boşanma davası

    Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i (27) vahşice öldüren Cemal Metin Avcı’nın (32), eşi Eda Avcı (28), avukatı aracılığıyla Muğla Aile Mahkemesi’ne boşanma davası için dilekçe verdirdiği öğrenildi.

    Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz’da kayboldu. Ailesinin başvurusu üzerine jandarma ve polis ekipleri, arama çalışması başlattı. Yapılan çalışmalar sırasında şüpheli ifadeleri nedeniyle gözaltına alınan Cemal Metin Avcı ifadesinde, Pınar’ı çıkan kavgada elleriyle boğup öldürdüğünü, bağ evinde cesedini çöp varilinde yakıp, üzerine beton döktüğünü itiraf etti. Gültekin’in gösterdiği yerde bulunan varilde, Pınar’ın yanmış cesedine ulaşıldı. Pınar Gültekin, memleketi Bitlis’in Hizan ilçesinde toprağa verildi. Şüpheli Cemal Metin Avcı ise, sevk edildiği adliyede ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek adam öldürmek’ suçundan tutuklandı.

    Öte yandan Cemal Metin Avcı’nın eşi Eda Avcı’nın olaydan sonra psikolojik tedavi gördüğü öğrenildi. Sakinleştirici ilaçlar ile ayakta duran kadın, Avcı’dan boşanmak için avukatı Doğukan Uzakgiden’e vekalet verdi. Avukat Uzakgiden’in bugün Muğla Adliyesi’ne gelerek boşanma dilekçesini Aile Mahkemesi’ne teslim ettiği ifade edildi. Avukat Doğukan geçen pazartesi günü yaptığı yazılı açıklamada, “Yaşanan bu olaylardan dolayı takdir edersiniz ki müvekkilim büyük bir travma geçirmektedir. Kendisi de bu konuda mağdur durumdadır” ifadesinde bulunmuştu.