Etiket: boşanma sebebi

  • İnternet bağımlılığı boşanma sebebi sayıldı

    İnternet bağımlılığı boşanma sebebi sayıldı

    İçtihat Bülteni Uygulaması’ndan edinilen bilgiye göre, Gebze’de karşılıklı açılan boşanma davasında, eşlerden birinin internet bağımlısı olması nedeniyle eşine, evine ve çocuğuna yeterli ilgiyi göstermemesini Gebze Aile Mahkemesi, kusurlu davranış olarak değerlendirdi. Taraf vekillerinin istinaf başvurularını, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ni ayrı ayrı esastan reddine karar verdi. Taraf vekilleri bu kez temyiz başvurusunda bulundu ve dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne gönderildi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen onama ilâmında, “Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir” diyerek kusur incelemesi yönünden her iki eşin temyiz itirazlarını reddetti. Böylelikle, internet bağımlısı eşin; evine, eşine ve çocuğuna yeterli ilgiyi göstermemesi boşanma sebebi olduğu Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından da kabul edilmiş oldu.

    Sosyal medya uygulamalarının kapatılması veya sınırlandırılması gerektiğini savunan Ekrem Öztürk, “Evde bulunduğumuz zaman sosyal medyada biraz vakit geçiriyoruz. Eşim de benimle birlikte sosyal medyada zaman geçiriyor. Gençler ve ebeveynler ağırlıklı olarak TikTok’ta vakit geçiriyor. Çocuklar, ebeveynlerinin sosyal medyada çok vakit harcadığını görünce onlar da alışıyor. Sosyal medya uygulamaları kapatılmalı veya sınırlandırılması gerekiyor” dedi.

    Telefonla oynamanın boşanma sebebi olmaması gerektiğini söyleyen Gülben Öztürk, “Sosyal medya kısıtlanmalı veya kapatılmalı. Sosyal medya kapatıldıktan sonra eğer kişi eşiyle vakit geçirmiyorsa o zaman boşanma sebebi olabilir. Telefonla oynamak boşanma sebebi olmamalı” diye konuştu.

    Telefon bağımlılığının aileyi çok fazla etkilediğini söyleyen Melis Uzun, “Biz de telefonda vakit geçiriyoruz ama kararlı kullanıyoruz. Çünkü bakmamız gereken 2 çocuğumuz var. Hem onlarla ilgilenip hem telefonda vakit geçirebiliyoruz” şeklinde konuştu.

    Turan Uzun ise “Telefon bağımlılığı çok artış gösterdi. Teknoloji bağımlılığı insanları obeziteye kadar sürüklüyor. İnsanlar eskiden dışarı çıkıp, sağlıklı yaşardı. Şimdi evde oturup telefonda vakit geçirmeye başladığı için sağlık sorunları artmaya başladı. Ben de sosyal medya bağımlısı olmaya başladım” dedi.

    Sosyal medyaya karşı olduğunu söyleyen Kamil Küçük, “4 tane çocuğum var. Onlara kötü örnek olmamak için telefonda çok fazla vakit geçirmiyorum. Şimdiki çocuklar elektronik eşyalara çok değer veriyorlar. Keşke mümkün olsa da engellesek. Eşlerin boşanması biraz abartı olmuş. Telefonda oynadığı için boşanmak bence pek uygun değil. Bence sosyal medya kısıtlanmalı. Ben kendi adıma karşıyım” şeklinde konuştu.

  • “Alo” demek boşanma sebebi

    “Alo” demek boşanma sebebi

    Yargıtay 2. Hukuk Dairesi boşanma davalarında emsal olacak bir karara imza attı. Samsun’da görülen bir boşanma davasında ilk derece mahkeme, eşlerin birbirlerine farklı şekilde kusurlu davranışlarının olmasının yanında taraflardan birinin eşine “Alo” diye hitap etmesini ayrıca kusur saydı ve boşanmalarına karar verdi. Her iki taraf avukatı davada alınan bazı kararlara itiraz ederek istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesine başvurdu. İstinaf taleplerinin incelenmesinin ardından tarafların talepleri reddedilince bu kez temyize gidildi. Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de tarafların itirazlarını bu yönde reddederek eşine “Alo” diye hitap etmenin kusurlu bir davranış olduğuna karar verdi. Konu ile ilgili değerlendirmede bulunan Avukat Fatih Karamercan LL.M. (Legum Magister), kararın doğru yorumlanması gerektiğini söyledi. Karamercan, “Alo” şeklindeki hitabın boşanma sebebi sayılabilmesi için üçüncü şahısların da bunu duyup eşin küçük düşürülmüş olması durumun yaşanması ve bunun süreklilik arz etmesi gerektiğini belirtti. “Alo” sözcüğünün artık boşanma sebebi sayılabileceğini duyan vatandaşlar ise Yargıtay’ın verdiği bu kararı şaşkınlıkla karşıladı.

    “Alo” şeklinde hitap etmek boşanma sebebi sayıldı

    Karara ilişkin değerlendirmede bulunan Avukat Fatih Karamercan LL.M., “Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davaları açısında eşlerin birbirlerine karşı hitap şekillerinde eşine ‘Alo’ diye hitap etmenin boşanma sebebi olduğuna karar verdi. Taraflar birbirlerine karşılıklı boşanma davası açmışlar ve farklı şekilde kusurlu davranışlarının olmasının yanında taraflardan birisinin eşine ‘Alo’ diye hitap etmesi mahkeme tarafından kusurlu davranış olarak addedilmiş ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş. Taraflar istinaf incelemesine gidilmesi için kararı istinaf etmişler ve istinaf talepleri de ayrı ayrı reddedilmiştir. Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafların itirazlarını bu yönde reddederek eşine ‘Alo’ diye hitap etmenin kusurlu bir davranış olduğuna karar vermiştir. Bu kararı şu şekilde yorumlamak daha doğru olur; Şaka amaçlı ‘Alo’ demenin boşanma sebebi olacağını düşünmüyorum. Ancak bunun bir süreklilik arz etmesi ve üçüncü şahısların da bunu duyup eşin buna karşı küçük düşürülmesi gerekiyor” dedi.

    “ ‘Alo’ sözcüğü bir tek telefonda kalsın, eşler birbirine saygı ile sevgi ile yaklaşsın”

    Yargıtay’ın “Alo” sözcüğünü boşanma sebebi sayması kararına vatandaşlardan da yorum geldi. Bülent Bozkurt isimli vatandaş, “ ‘Alo’ demenin de yöntemi var. ‘Alo’ dersin normal ama ne söylediğin değil, nasıl söylediğin önemlidir. Hani ‘Alooo’ diye, bu tarzda söylersen hakaret oluyor. Tarz önemli. Aşağılayıcı bir tavır gibi düşünülüyor eşler arasında. Normal yani, dava açtıysa, şikayetçiyse demek ki durumdan şikayetçi. Yoksa normal ‘Alo’ sözcüğünde bir şey yok yani. Biz 30 senelik evliyiz. Sevgi, saygı, birbirine empati yapma, anlama, yardımlaşma, hayatı birlikte paylaşmayı öneriyorum” dedi. Eşi Ayşe Bozkurt ise, “Başka problemler de varmış demek ki. Biz tatlı konuşuyoruz; ‘Aşkım, canım’ gibi. ‘Alo’ sözcüğü bir tek telefonda kalsın, eşler birbirine saygı ile sevgi ile yaklaşsın” diye konuştu.

    “Graham Bell bunu duysa icattan vazgeçerdi”

    Yargıtay’ın bu kararını şaşkınlıkla karşılayan Yaprak Yılmaz isimli genç, telefonun ve “Alo” sözünün mucidi Alexander Graham Bell’i de anarak, “İlk defa duydum. Bu devirde boşanmak çok kolaymış. Böyle ise eğer, bir ‘Alo’ demeye. Graham Bell bunu duysa icattan vazgeçerdi” derken, Can Durgun isimli genç de, “Ben de ilk defa duydum. Kadın bahane olarak kullanmış. Kadın zaten boşanmak istiyordu, bahane olarak kullanmış. Bence öyle” şeklinde konuştu.

    “Bence bir evlilik için çok küçük bir şey. Sabır, empati lazım”

    Eşi ile 45 yıldır mutlu bir evlilik sürdürdüklerini söyleyen Hatice Aslan isimli kadın, “Bence bir evlilik için çok küçük bir şey. Birtakım şeyleri hoş göreceksin, sabredeceksin ki sürecek. Eski evliliklerle yeni evlilikler çok farklı. Sabır, empati bunların olması lazım. Taşınamayan şeyler var ise evet o zaman, ama onun önünde de en ufak şeyler için değmez. Öncelikle çocuklara yazık. Belki her iki taraftan biri de biraz sonra yaptıklarından, söylediklerinden pişman olacaklar. O anda duymamak, başka zamanda onu sakince izah edip konuşmak, ama ondan rahatsız olduğunu da mutlaka karşıya bildirmek lazım. O zaman sen sorumluluğunu ona vermiş, vazifeni yapmış oluyorsun” dedi. Eşi Remzi Aslan ise, “Bence mantıksız. Sabırlı olmalarını tavsiye ediyoruz. Saygılı olmalarını tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Aylak aylak gezmek boşanma sebebi

    Aylak aylak gezmek boşanma sebebi

    Kocası tarafından şiddete maruz kaldığını öne süren genç kadın boşanmak için Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğuna hükmederek tarafların boşanmasına hükmetti.
    Kararı davalı koca istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, kocaya kusur olarak yüklenilen kusurlardan bir kısmı dosya çerçevesi itibariyle ispatlanamadığı, bir kısmı ise davacı kadın tarafından usulünce dayanılmadığına hükmetti. Davanın rededilmesiyle şok yaşayan davacı kadın Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Kararda, kocanın son bir buçuk yıldır boş boş gezerek ailesine ekonomik destek sağlamadığına dikkat çekildi. Oy birliği ile alınan kararda, kocanın çalışmayarak ağır kusurlu olduğu hatırlatıldı. Kararda şu ifadelere yer verildi;
    “Davalı erkeğin evliliğin son 1,5 yılında çalışmadığı, sağda solda gezdiği, bu süre zarfında davacı kadına kendi annesinin baktığı, davalı erkeğin bu şekilde birlik yükümlülüklerini ihmâl ettiği, bu hususun da tanık beyanlarıyla sabit olduğu anlaşılmaktadır.

    Gerçekleşen bu durum karşısında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davanın kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.”