Etiket: boşanma

  • Boşanma davasını kazanınca sevinçten lokma dağıttı

    Boşanma davasını kazanınca sevinçten lokma dağıttı

    Kocaeli’de adliyenin önünde yaşanan ilginç anlar herkesi şaşırttı. 3.5 yıllık süren evliliğini 6 yıldır bitirmeye çalışan Meral Y., boşanma davası olumlu sonuçlanınca adliye önünde lokma dağıttı. 6 yıldır boyunca davası süren Meral Y., davanın olumlu sonuçlanmasıyla mutluluğunu lokma dağıtarak herkese duyurdu. Lokmaları alarak afiyetle yiyen vatandaşlar, tatlının ne için dağıtıldığını duyunca şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemedi.

  • Boşanma aşamasındaki karısını öldüren sanığın yargılanması başladı

    Boşanma aşamasındaki karısını öldüren sanığın yargılanması başladı

    Yozgat’ta boşanma aşamasındaki karısını bıçaklayarak öldüren, kayınvalidesini de ağır yaralayan sanığın yargılanmasına başlandı. Kadına ve eşe karşı kasten öldürme, kayınvalideye canavarca hisle ve kadına karşı öldürmeye teşebbüs suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanan sanık M.T.’nin duruşması Yozgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmada tutuklu sanık M.T, maktul Rabia T.’nin annesi müşteki mağdur G.G., maktul yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu.

    Sanık M.T. daha önceki ifadelerini tekrar ettiğini söyledi. Suçsuz olduğunu öne süren M.T. beratını isteyerek, “Tutukluluğum devam edecekse, en ağır adli kontrol şartı uygulanarak tahliyemi talep ediyorum” dedi.

    Maktulün annesi G.G. ise olay günü, sanığın eve gizlice girerek kızını öldürdüğünü, kendisini de çeşitli yerlerinden defalarca bıçaklayarak ağır yaraladığını belirtti. Anne G.G. sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek sanığın en ağır ceza ile cezalandırılmasını istedi.

    Maktulün babası A.G. de sanığın evlilik döneminde de kızına şiddet uyguladığını, kızının boşanmak için dava açtığını ve sanığa uzaklaştırma kararı verildiğini aktararak sanığın en ağır şekilde yargılanmasını talep etti.

    Duruşmada tanıkların dinlenmesinin ardından mütalaasını veren savcı, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek eksikliklerin giderilmesini istedi. Sanığın tutukluluk haline karar veren mahkeme heyeti, bir sonraki celsenin 8 Şubat 2024’te görülmesine karar verdi.

    Olay
    Yozgat’ta, 28 Mart 2023 tarihinde M.T. boşanma aşamasındaki karısını bıçaklayarak öldürmüş, kayınvalidesini ise çeşitli yerlerinden bıçaklayarak ağır yaralamıştı. Olay sonrası gözaltına alınan zanlı M.T. çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmıştı.

  • Adıyaman Adliyesinde kavga

    Adıyaman Adliyesinde kavga

    Adıyaman Adliyesinde görülen boşanma davası sonrası boşanan çiftin yakınları arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede tekmeli ve yumruklu kavgaya dönüştü.

    Kavgada O.A., isimli bir kişi ile olaya müdahale etmek isteyen bir polis memuru yaralandı. Yaralılar, olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalenin ardından Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.

    Konuyla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Boşanma davaları ile ilgili emsal karar

    Boşanma davaları ile ilgili emsal karar

    İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, İlk Derece Mahkemesi; müşahhas olayda, kadının ortak konutu erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarıyla paylaştığı konusunda ihtilaf olmadığı, evlilik birliğinde bağımsız hanenin olmasının gereken bir unsur olduğu, kadın eş ile çocukların aynı ikametgahta kalma konusunda anlaşmazlık yaşadıkları, erkek eşin çocuklarının kadına yönelik kötü davranma ve tehdit eyleminin ispatlanamadığı, bu durumun erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, tarafların düğün için Bafra’ya geldiklerinde İstanbul’a dönerken erkeğin kadını yanına almadan ailesinin yanına bırakmak suretiyle eşine karşı duygusal şiddet uyguladığı, sonrasında eşinin eve dönmesi hususunda ihtar çektiği, bu nedenle 2014 yılından önce kadının kendisine yaptığını iddia ettiği davranışların affedilmiş sayılacağı, bu nedenlerle boşanmaya sebep olan olaylarda kadın eşin kusursuz; erkek eşin ise tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın eş yararına 25 bin TL maddi tazminat ile 500 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, kadın eşin manevi tazminat talebi ile karşı davanın reddine karar verdi.
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunuldu. Bölge Adliye Mahkemesi istinaf talebini kabul edip kadın eş lehine manevi tazminata hükmetti.

    Bölge Adliye Mahkemesi, erkeğin tespit edilen kusurlu davranışının (kadını ailesinin yanına bırakması) kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken reddinin isabetli bulunmadığı gerekçesiyle erkeğin tüm istinaf taleplerinin reddine, kadının ise istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kadın eş yararına 25 bin TL manevi tazminata karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulundu.

    Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, manevi tazminat talebinin reddi yönünde bozma tesis etti.
    Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 05.04.2022 tarihli kararı ile, “Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olması gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Davalı-karşı davacı erkeğin boşanmaya neden olan kusurlu davranışları davacı-karşı davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse, davacı-karşı davalı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan davacı-karşı davalı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle kararı bozdu.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararında direndi

    Bölge Adliye Mahkemesi; önceki karar gerekçesi genişletilmek suretiyle direnme kararı verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulundu ve dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine taşındı.

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: “Erkek eşin bağımsız konut sağlamaması ve kadın eşi ailesinin yanında bırakması kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmez”

    Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi:
    “Müşahhas olaya gelince; tarafların 18.11.2010 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten ortak çocuklarının bulunmadığı, kadın eşin erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarıyla birlikte ortak konutta oturdukları, erkek eşin kadını ailesinin yanına bıraktığı ve bir daha geri almadığı, kadının erkeğin kendisine kötü davrandığını ispat edemediği, erkeğin kadına eve dönmesi için ihtar çektiği, dolayısıyla kadına yönelik kusurlu davranışların affedilmiş sayılacağı, boşanmaya neden olan olaylarda erkek eşin tam kusurlu olduğu hususunda Bölge Adliye Mahkemesi ile Özel Daire arasında ihtilaf olmadığı anlaşılmaktadır.

    Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; boşanmaya sebep olan olaylardan erkek eşin bağımsız konut sağlamaması ve kadın eşi ailesinin yanına bırakması eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden manevi tazminatın reddi gerekir. Hal böyle olunca kadın eş yararına manevi tazminat talebinin kabul edilmesine karar verilmesi açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değildir.”
    Kararı değerlendiren İstanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan şunları söyledi: “Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, erkek eşin bağımsız konut sağlamaması ve kadın eşi ailesinin yanına bırakması eylemlerinin kadın eşin kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği dolayısıyla kadın eş lehine manevî tazminat şartlarının oluşmadığı yönündeki 05 Nisan 2022 tarihli Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararını hukukî anlamda yerinde bulmuştur.
    Ancak, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin, erkek eşin, kadın eşin geçici süreli geldiği babaevine eşyalarını toplayarak kargo ile yollamasını, kadın eşin kişilik haklarına saldırı teşkil etmesinden dolayı kadın eş lehine manevî tazminat verilmesi noktasında 12 Nisan 2021 tarihli bozma ilâmı da bulunmaktadır.”

  • Boşanma aşamasındaki eşinin evini taşladı

    Boşanma aşamasındaki eşinin evini taşladı

    Olay, dün gece Esenyurt Örnek Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre eşi ile boşanma aşamasına gelen kadın, ailesinin evinde yaşamaya başladı. Gece saatlerinde aracıyla sokağa gelen eşi ise kadının kaldığı evi taşlayarak camlarını kırmaya başladı.

    Taş attıktan sonra koşarak aracına giden şahıs, defalarca ve uzun süre kornaya basarak sokağı ayağa kaldırdı. Kadına arabadan bağırarak hakaret eden şahıs bir süre sonra aracıyla olay yerinden ayrıldı. Yaşanan o anlar cep telefonu kamerasıyla saniye saniye görüntülendi.

  • Boşanma sürecinden en çok çocuklar etkileniyor

    Boşanma sürecinden en çok çocuklar etkileniyor

    Günümüzde boşanma oranlarının arttığını vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Dr. Başak Mutluer, pandemi süresince işten çıkarılmalara bağlı ekonomik güçlükler, kapanma dönemlerinde evde geçirilen vaktin artması, evdeki iş yükünün değişmesi, çocuklu ailelerde ebeveynlerin eğitim sürecindeki yükümlülüklerinin artması gibi durumların bir grup ailede çiftleri ortak hedefler istikametinde birbirine yakınlaştırdığını, pek çok ailede ise çiftlerin birbirinden uzaklaşarak boşanmalarına yol açtığını dile getirdi.

    “Yakın çevrenin müdahalesi de bir boşanma sebebi”

    Psikiyatri Uzmanı Dr. Başak Mutluer, boşanmanın hukuki bir süreç olmakla birlikte kişilerin psikolojisiyle doğrudan ilgili olduğuna değinerek, en sık karşılaşılan boşanma sebeplerini, yakın çevrenin evliliğe müdahalesi, aldatma, ekonomik sorunlar, şiddet, genç yaşta evlenmek, eğitim düzeyinin düşük olması, iş yaşamı ve çocuk bakımından kaynaklanan beklentileri karşılamaya çabalamak ve bunlara bağlı olarak çiftlerin yoğun stres altında olmaları olarak sıraladı. Dr. Mutluer, olumsuz hayat tecrübeleri sonucunda eşler tarafından algılanan mutluluğun azalması ve evliliğin kurtarılamayacak derecede ağır zarar görmesi dışında, evlilik tatmininin olmadığı durumlarda da boşanma sürecine gidildiğini ifade etti.

    “Evlilik sürecinin yas dönemi”

    Boşanma sürecine girmiş ailelerin büyük kayıplar ve değişim yaşadığına dikkat çeken Dr. Mutluer, “Eşler hayat arkadaşlarını, hayatlarındaki rollerini, desteklerini, güçlerini, statülerini, güvenlerini, alıştıkları hayatlarını, arkadaşlarını kaybederler. Bu dönemde kaos, başarısızlık, çözümsüzlük, ümitsizlik, hayal kırıklığı, keder, öfke, suçlama, agresiflik, savunma, belirsizlik, korku, şaşırma, ne yapacağını bilmemek, kaybolmuşluk gibi başa çıkması zor duygular ortaya çıkar. Bu süreç devam eden evlilik sürecinin yasını tutmakla eşdeğer sayılabilir. Bu dönemde yaşanan yoğun duygular, etraftan yöneltilen yanlış yönlendirmeler, ego merkezli düşünce yapısı ve sosyal etmenler boşanma sürecini karmaşıklaştırır. Bu karışıklık çözüm yollarının üretilmesini ve uzlaşmanın sağlanmasını büyük ölçüde zorlaştırır. İnsanların olaylardan ders alarak olgunlaşmasına ve onları bekleyen yeni hayat düzenlerine başlamasına engel olabilir. Bu süreçte yaşanan çatışmaların çözülmeden bırakılması kişilerin aynı sorunlu kalıpları diğer ilişkilerinde de tekrar etmelerinin önünü açar” diye konuştu.

    “Sağlıklı boşanma nedir?”

    Aile bireylerinin ilişkileri koparmadan, mevcut saygıyı ve sevgiyi yitirmeden, kendilerini ve başkalarının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bu süreci yaşamasına “sağlıklı boşanma” denildiğini belirten Dr. Mutluer, “Sağlıklı boşanmanın gerçekleştiği ailelerde kişiler daha olgunlaşmış, kendine güvenen, güçlü; geçmişle barışmış ve aynı zamanda geleceğe dair umutlu insanlar olarak hayatlarına devam ederler. Boşanma, kazanan ve kaybedenin olduğu bir süreç olarak değerlendirilirse aile bireyleri olumsuz etkilenir. Aile terapilerinde bu sürecin barışçıl, her birey için kısmen de olsa bir kazanç sağlayan, varsa özellikle çocukların koruma altına alındığı bir ortamın sağlanması için çalışılır” dedi.
    Boşanma sırasındaki duygusal denge bulma sürecinin kişiden kişiye farklılıklar gösterdiğine değinen Dr. Mutluer, yas sürecinde gözlemlenen inkar, öfke, depresyon ve kabullenme evrelerinin boşanmada da görülebileceğini ve bu evrelerin bazen psikiyatrik destek almayı gerektirecek düzeyde olabileceğini söyledi.

    “Terapist hakem değildir”

    Bu süreçte terapistin nötr olarak, görüş bildirmeden ve bir taraf olmaktan kaçınarak danışanı eğitmek ve ihtiyaçlarını karşılamasına yardım etmek için çiftin sürecine eşlik ettiğini vurgulayan Dr. Mutluer, “Terapist karar vermez. Aralarındaki anlaşmazlıklar için hakem ya da avukat rolünde değildir. Terapist doğru-yanlış, iyi-kötü, hastalıklı-sağlıklı insanları ayırt etmeye çalışmaz. Terapist aile içi ilişkileri, etki tepki döngüsünü fark ederek adil bir şekilde kişilerin gerçek ihtiyaçlarının karşılanmasına yardım eder. Bunu; danışanların duygularını kontrol altına alması, ulaşmak istediği hedefleri ve adımları belirlemesi, yardım alabileceği bir destek sistemi geliştirmesi, zararlı düşünce kalıplarını belirleyip değiştirmesi, daha pozitif duygular geliştirmesi için çiftlere yardımcı olarak sağlar. Eğer çocuklu bir aile ise çocukların yararı gözetilir” diye konuştu.
    Bazen eşlerden birinin yaşadığı duygusal acıya tepki olarak boşanma kararı alabileceğini ve terapistin böyle durumlarda yaşanan yoğun duyguların anlaşılması ve çözülmesine yardımcı olarak daha olgun ve sağlıklı bir karara varılmasını hedeflendiğinden bahseden Dr. Mutluer, “Kısa vadeli ayrılık denemeleri gündeme gelebilir. Ucu açık ya da zamanlı ayrılık denemesi, evden ayrılma ya da boşanma öncesi uzun ayrılık kararları planlanabilir. Boşanma sürecine giren çiftlerin terapiye geldiklerinde, birlikte kalıp evliliği kurtarmak; birlikte kalıp, taraflardan biri ya da ikisi boşanmaya hazırlanmak; birlikte kalıp, evliliği kurtarmak isteyip istemediklerine karar vermek; birlikte kalmak ama ilişkiyi kurtarmak için çalışmamak ya da boşanmaya karar vermek gibi hedefleri olabilir. Her bir eşin beklentisi ve ihtiyaçları adil bir şekilde gözetilerek hedefleri istikametinde ilerlenmeye çalışılır” dedi.

    “Travma etkisi oluşturabilir”

    Dr. Mutluer, yapılan değerlendirmelerde boşanmada; eşin vefatı sonrası geride kalan eşin yaşadığı stresin yüzde 70’ine eşdeğer bir stres ortaya çıktığının tespit edildiğini aktararak ekonomik kayıplar, sosyal statü kaybı, hayat şartlarının, bireysel alışkanlıkların, uyku biçiminin, aile içi tartışmaların, aile toplantılarının sayısının değişimi, duygusal kayıplar, güven kaybı, sosyal çevre kaybı gibi faktörler eklendiğinde ise bu etkilenmenin, bir travma etkisi oluşturacak ölçüde arttığını anlattı. Bu süreçte en çok etkilenen bireylerin çocuklar olduğunun altını çizen Dr. Mutluer, eşlerin, çocukların ihtiyaçları için ortak hareket etmesi gerektiğini söyledi.

    “Çocuklar kendini sorumlu tutabilir”

    Küçük çocukların, boşanmadan kendilerini sorumlu tutma eğiliminde olduğunu belirten Dr. Mutluer, “Ebeveynlerin birbirleriyle iletişimde çocukları aracı olarak kullanmaları, çocukların yaşlarından beklenenin çok üstünde sorumluluk altına girmelerine neden olur. Terk edilme korkusu yaşayabilirler. Ergenlerde görülen intihar girişimlerinde boşanma sonrası yaşanan ebeveyn çatışmaları önemli bir etkendir. Gerek duyulursa aileler, çocukları için Çocuk ve Ergen Psikiyatristi’ne yönlendirilir” diye konuştu.
    Dr. Mutluer, belirsizliklerin yaşandığı bu dönemde yavaş hareket etmek; sürpriz ataklardan kaçınmak; temel kuralları ve sınırları belirlemek gerektiğini vurgulayarak “Çift/Aile Terapisti’nden boşanma için olduğu gibi evlilikte yaşanan sorunların üstesinden gelebilmek adına da destek alınabileceği unutulmamalıdır” dedi.

  • Kadın boşanma aşamasındaki eşini vurdu

    Kadın boşanma aşamasındaki eşini vurdu

    Tartışmanın ardından kadını yaralayan zanlı, Mamak İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekiplerince silahla birlikte yakalandı. Yaralı kadın ise Etlik Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Ankara’da bir kadın, boşanma aşamasındaki eşi tarafından silahla vurularak yaralandı. Alınan bilgilere göre, Mamak ilçesi Yeni Bayındır Mahallesi 1896. Sokak’ta Y.C. (36) ile boşanma aşamasındaki eşi Ş.C. (34) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın ardından Y.C., evde bulunan silahla eşini bacağından vurdu. Mahalle sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı kadın, Mamak İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekiplerince Etlik Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Ş.C.’nin bir süreden beri kanser tedavisi gördüğü öğrenildi. Olay yerinden kaçan zanlı Y.C., polis ekiplerince gözaltına alındı.

  • Boşanma aşamasındaki eşini bıçakladı

    Boşanma aşamasındaki eşini bıçakladı

    Alınan bilgiye göre, Nalıllan ilçesi Çayırhan Mahallesi’nde gece meydana gelen olayda, Uğur Çalık, boşanma aşamasındaki eşi Suzan Çalık ile oturdukları binanın girişinde kendisini aldattığı gerekçesiyle tartıştı. Yaşanan tartışma kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü. Uğur Çalık, 2 çocuğunun annesi Suzan Çalık’ı göğsünden bıçakladı. Kavga sırasında Uğur Çalık da yaralandı.
    Komşularının ihbarı üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Suzan Çalık’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Yaralanan Uğur Çalık ise ambulansla hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Suzan Çalık’ın cesedi yapılan inceleme sonrası Keçiören Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi.

  • 3 yıl sonra boşandı, zaferini balonlarla kutladı

    3 yıl sonra boşandı, zaferini balonlarla kutladı

    Adana’da kendisini 7 defa bıçaklayarak ölümün eşiğine getiren kocasından 3 yıl sonra boşanabilen Dilek hemşire, boşanma zaferini balonlarla kutladı. Balonlara, ‘Yaşam hakkı, vicdan, umut’ gibi yazılar yazan Dilek hemşire, 20 uçan balonu gökyüzüne bıraktı.

    3 çocuk annesi Hemşire Dilek Bibilik (42), 9 sene önce halı sahada çalışan Hüseyin Güven (43) ile evlendi. Çiftin bu evlilikten 2 çocuğu oldu. İddiaya göre, Hüseyin Güven, 3 sene önce Dilek Bibilik’in ilk eşinden olan 13 yaşındaki kızına yemeğe gelmedi diye bıçak çekip tehditler savurdu. Bunun üzerine Dilek hemşire, kızını alarak babasının evine götürdü ancak 2 küçük çocuğu daha olduğu için evine tekrardan dönmek zorunda kaldı.

    Çift, önceki evlilikten olan çocuk yüzünden sürekli kavga etmeye başladı. Bunun üzerine de Dilek Bibilik çocuklarını korumak adına eşinden boşanmak istedi ancak kocası bir türlü boşanmayı kabul etmedi. 16 Mayıs 2020 tarihinde ise Dilek Bibilik, sabah nöbetten geldikten sonra korona virüs hastasına temas ettiği için çocuklarının yanına geçmeden odasına gitti.

    7 bıçak darbesiyle yaraladı
    Gün içinde eşiyle tartışan kadın, yine boşanmak istediğini söyledi. Bunun üzerine sinirlenen Hüseyin Güven mutfaktan aldığı bıçakla karısını çocuklarının gözü önünde 7 kere bıçakladı. Bıçaklarken de kadına ‘Sen toprağa, ben cezaevine gireceğim. Sevdin mi Dilek’ diye soran adam, daha sonra eşini komşularının arabasıyla hastaneye götürdü. Özel bir hastanede yaklaşık 1 ay boyunca tedavi gören kadın hayata tutundu.

    Hüseyin Güven ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
    Öldürmeye teşebbüs suçundan Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Güven’e kasten yaralama suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Dilek Bibilik’in avukatı cezayı az bularak, Hüseyin Güven’in avukatı ise cezayı çok bularak davayı istinafa taşıdı. Ancak istinaf ise cezayı onadı. Dilek hemşireyi bıçaklayan koca ise pandemi nedeniyle 2021 yılının Mayıs ayında serbest bırakıldı.


    Dilek hemşirenin boşanma zaferi
    Dilek Bibilik ise eşinden boşanmak için 7. Aile Mahkemesi’ne dava açtı. Ancak mahkeme, çifti 3 sene sonra boşadı. Kendisini ölümün eşiğine getiren kocasından 3 yıl sonra boşanabilen Dilek hemşire, boşanma zaferini balonlarla kutladı. Balonlara, ‘Yaşam hakkı, vicdan, umut’ gibi yazılar yazan Dilek hemşire, 20 uçan balonu gökyüzüne bıraktı.

    İhlas Haber Ajansı’na konuşan Dilek Bibilik, “Normal bir boşanma değildi. Benim için çok zor bir süreçti. Bir kadın olarak ruhen o kanlı ellerin üzerimden kalktığını hissediyorum. Şiddet ve zulmün olduğu bir yerde hiçbir kadın yaşayamaz. Benim gibi sıkıntısı olan kadınların hiçbiri umut yok demesin. Savaşmaya devam etsin. Evlatlarımız için savaşıyoruz. Bu balonlarında üstüne olması gereken duyguları yazdık. Bunları gökyüzüne bırakarak umutlarımızın bitmediğini göstermek istedim” ifadelerini kullandı.

    “Ruhen bir rahatlama geldi, sevinçten ağladım”
    Adliyeden çıktıktan sonra gözyaşı döktüğünü anlatan Bibilik, “Özellikle ruhen bir rahatlama geldi. Çünkü 3 yıldır sürekli mahkemeden çıkarken üzgün ayrılıyordum. Sonunda bitti diyerek sevinçten ağladım” dedi.
    Dilek Bibilik’in avukatı Ali Özdemir ise sürecin zorlu olduğunu ancak hiç pes etmeden kazandıklarını vurguladı. Ayrıca Özdemir, mahkemenin çocukların velayetini kalıcı olarak anneye verdiğini, babanın ise çocukları görmesine izin vermeyen bir karar verdiğini söyledi.

  • Önce eski eşini vurdu, sonrada kendini

    Önce eski eşini vurdu, sonrada kendini

    Olay, dün saat 03.30 sıralarında Kemerburgaz Merkez Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, arkadaşı ile beraber bir eğlence mekanında vakit geçiren Mehtap Ö. oradan ayrıldığı sırada 1 ay önce boşandığı eşi Aykut Ö. tarafından aracıyla önü kesildi. Aracından inen Aykut Ö., Mehtap Ö.’yü kafasından silahla vurdu. Mehtap Ö.’yü ağır yaralayan eski eş, silahı kendi kafasına doğrultarak olay yerinde intihar etti. Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

    Ağır yaralanan Mehtap Ö. hastaneye kaldırıldı. Olay yerinde Mehtap Ö.’ye arkadaşının kalp masajı yapma anları ise bir vatandaşın cep telefonu tarafından saniye saniye görüntülendi. Yine aynı görüntülerde mahalle bekçilerinin de Aykut Ö.’yü hayata döndürmek için kalp masajı yaptığı görülüyor.