Etiket: boşanma

  • Yargıtay’dan emsal boşanma kararları

    Yargıtay’dan emsal boşanma kararları

    Aile Mahkemesi’ne başvuran genç kadın, kocasının kendisi ve çocuklarıyla alakadar olmadığını öne sürdü. Kadının davası; mahkemece reddedildi. Davacı kadın kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi de itirazı reddetti. Davacı kadın, kararı temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi. Emsal bir karara imza atan daire, psikolojik şiddetin boşanma sebebi olduğuna hükmetti.

    Kararda şöyle denildi:

    “Mahkeme, her ne kadar feragat ile sonuçlanan önceki boşanma davasından sonra gerçekleştiği iddia edilen fiziksel şiddet vakıasının ispat edilemediğine dikkat çekmiştir. Ancak yapılan yargılama ve toplanan delillerden ve tanık beyanlarından davalı erkeğin davacı kadına karşı evlilik birliği boyunca süregelen psikolojik şiddet uyguladığı ve feragatle neticelenen boşanma davasından sonra da devam eden şekilde eş ve çocuklarla ilgilenmediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmıştır. Evlilik birliğinin sona ermesine sebep olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu anlaşılmakla buna dayalı olarak davanın kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, Aile Mahkemesi hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

    Yargıtay’ın önceki mahkeme kararlarına göre boşanmaya yol açan bazı konular ise şöyle sıralandı:

    “Çalışmamak, cinsel ilişki kuramamak, cinsel ilişkiden kaçınmak, eski sevgilisini unutamadığını söylemek, evlilik dışı çocuğu olmak, aşırı içki veya uyuşturucu kullanmak, alay etmek ve aşağılamak, küçük düşürmek ve küçümsemek, başkalarıyla kıyaslamak, çocuğun kendisinden olmadığı ile suçlamak – sadakatsizlikle suçlamak, eşini sevmediğini söylemek, eşinden soğuduğunu söylemek – başkası ile evleneceğini söylemek, aile ile görüştürmemek – aile yanına bırakmak, evden kovmak, doğumunda ilgilenmemek, ağız ve vücut kokusu tedavisinden kaçınmak, beden temizliğine önem vermemek.”

  • Eşin maaşına el koymak boşanma nedeni

    Eşin maaşına el koymak boşanma nedeni

    Bursa’da, bir süredir geçimsizlik yaşayan genç çift, karşılıklı boşanma davası açtı.

    Aile Mahkemesi, eşinin maaşına el koyarak ekonomik şiddet uyguladığını iddia eden erkeğin boşanma davasının kabülüne, kadın yararına ise yoksulluk ve tedbir nafakasına hükmetti.

    Kararı her iki taraf da istinafa götürdü. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, kararı onadı.

    Davacı karşı davalı kadın, karşı davanın kabülü, kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden kararı temyiz ederken davalı karşı davacı erkek de kusur belirlemesi yönünden kararı temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi.

    Emsal nitelikte bir karara imza atan Daire, eşin maaşına el koymayı kusur saydı. Kararda şöyle denildi:

    “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında davalı-karşı davacı erkeğin eşinin maaşını alarak eşine ekonomik şiddet uygulamak suretiyle de kusurlu olduğu ortadadır. Ancak yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davalı-davacı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir.

    Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Açıklanan sebeple, davacı-karşı davalı kadın lehine uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.”

  • Maaşa el koymak boşanma sebebi sayıldı

    Maaşa el koymak boşanma sebebi sayıldı

    Bursa’da, bir süredir geçimsizlik yaşayan genç çift, karşılıklı boşanma davası açtı. Aile Mahkemesi, eşinin maaşına el koyarak ekonomik şiddet uyguladığını iddia eden erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadın yararına ise yoksulluk ve tedbir nafakasına hükmetti.

    Kararı her iki taraf da istinafa götürdü. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, kararı onadı. Davacı karşı davalı kadın, karşı davanın kabülü, kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden kararı temyiz ederken davalı karşı davacı erkek de kusur belirlemesi yönünden kararı temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi.

    Emsal nitelikte bir karara imza atan Daire, eşin maaşına el koymayı kusur saydı.

    Kararda şöyle denildi: “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında davalı-karşı davacı erkeğin eşinin maaşını alarak eşine ekonomik şiddet uygulamak suretiyle de kusurlu olduğu ortadadır. Ancak yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davalı-davacı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir.

    Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Açıklanan sebeple, davacı-karşı davalı kadın lehine uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.”

  • Yargıtay’dan evliliğe müdahaleye flaş karar

    Yargıtay’dan evliliğe müdahaleye flaş karar

    Yıllar süren boşanma bir boşanma davasında son noktayı koyan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, ailelerinin evliliklerine müdahalelerine sessiz kalan her iki çifti de eşit kusurlu buldu. Yüksek Mahkeme, kararı oy çokluğu ile alındığını duyurdu.

    Küçük yaşta evlenen çift, karşılıklı Aile Mahkemesi’ne başvurarak boşanma davası açtı. Davacı-karşı davalı gelin, evliliğin ilk gününden itibaren davalı damadın ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, davalının bu duruma sessiz kaldığını öne sürdü.

    Davalı-karşı davacı koca ise tüm iddiaları reddedip, davacının babasının evliliğe müdahale ettiğini, taraflar arasındaki anlaşmazlığın düğün gecesinde takılan altınların davacının babasına verilmesi üzerine başladığını dile getirdi.

    Mahkeme; erkek eşin ailesinin tarafların evliliğine müdahale ettikleri, davacının ailesi ile görüşmesini istemedikleri, bu nedenle tartıştıklarına dikkat çekti. Mahkeme, boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşin tam kusurlu olduğu belirterek, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 300 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 10 bin TL maddi, 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

     

    Karar temyiz edilince devreye giren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, tarafların birbirlerinin ailelerinin müdahalelerine sessiz kaldıklarının anlaşıldığına hükmetti. Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği gerekçesiyle Aile Mahkemesi hükmü bozuldu.

    Aile Mahkemesi, ilk kararında direnince taraflar temyiz yoluna başvurdu,. Bu kez devreye giren Hukuk Genel Kurulu, oy çokluğu ile emsal nitelikte bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme, evliliğe ailelerin müdahalelerine sessiz kalan her iki tarafın da eşit kusurlu olduğuna hükmetti.

    Kararda; “Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; tarafların evlilik tarihi itibari ile yaşlarının çok küçük olduğu, bu nedenle iki aydan az süre devam eden evliliklerinde karşılıklı olarak ailelerinin evliliğe olan müdahalelerine sessiz kaldıkları anlaşılmaktadır. Tarafların toplumun temel taşı olan aile birliğini kurmayı başaramadıkları gözetildiğinde tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları tartışmasızdır. Hâl böyleyken yerel mahkemece, erkek eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eş yararına tazminatlara hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararı oy çokluğu ile bozulmuştur” ifadeleri yer aldı.

  • Şans oyun oynamak boşanma sebebi sayıldı

    Şans oyun oynamak boşanma sebebi sayıldı

    Bir boşanma davasının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bilgisayar başında çok vakit geçirip, şans oyunu oynayarak evini ihmal eden kocayı kusurlu buldu.

    Eşinin evini ihmal ettiğini öne süren kadın Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açtı. Mahkeme, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında, taraflardan herhangi birine kusur yüklemedi. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna, tarafların boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine yoksulluk nafakasına ve kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verdi.

    Kararı her iki taraf da istinafa götürdü.  Bölge Adliye Mahkemesi, davacı kadının, kaynanasının koluna çimdik attığı, erkeğin ise kendi annesinin kadının boğazından tutarak darp ettiği ve evden kovduğunu öğrenmesine rağmen sessiz kaldığı, böylece tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmetti.

    Karar davacı tarafından temyiz edilince bu kez devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan Yüksek Mahkeme; evini ihmal eden kocayı kusurlu buldu. Kararda; kocanın bilgisayar başında çok vakit geçirerek şans oyunu oynayan kocanın boşanma davasında ağır kusurlu olduğu belirtildi.

    Kararda; “Aile Mahkemesi’nin bir kusur yüklemeden tarafları eşit kusurlu kabul ederek davanın kabulüne karar verdiği, erkeğin kusur yönünden istinaf kanun yoluna başvurmadığı gibi bölge adliye mahkemesi kararını da temyiz etmeyerek bölge adliye mahkemesince yüklenen kusurunun kesinleştiği ortadadır. Bu kusurun yanında davacı kadına hakaret ettiği ve şans oyunları oynamak için bilgisayarda fazla vakit geçirerek birlik görevlerini ihmal ettiği bu haliyle erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Bölge adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına maddi ve manevi tazminata karar vermek gerekir. Hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir” ifadeleri yer aldı.

  • Attığı mesaj boşanma sebebi sayıldı

    Attığı mesaj boşanma sebebi sayıldı

    Bir boşanma davasının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay, evli kadının gece yarısı başka bir erkeğe mesaj atmasının ‘Sadakatsizlik’ olduğuna hükmederek, boşanma sebebi saydı. Yüksek Mahkeme; ağır kusurlu bulunan kadının kocaya tazminat ödemesi gerektiğine karar verdi.

    Bir süredir geçimsizlik yaşayan karı koca karşılıklı olarak Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açtı. Mahkeme, gece yarısı başka bir erkeğe mesaj atarak telefon görüşmesi yaptığı tespit edilen kadını ağır kusurlu buldu.

    Tarafların davalarının kabulü ile boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin anneye verilmesine, çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakalarına, davalı-karşı davacı erkek yararına tazminatlara hükmedildi.

    Mahkeme; kadının tazminat taleplerini reddetti. Davacı karşı davalı kadın, kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, iştirak nafakalarını artırarak, erkeğin ağır kusurlu olduğundan bahisle, kadın yararına tazminatlara hükmetti. Hüküm, davalı-karşı davacı erkek N.A. tarafından temyiz edildi.

    ava dosyasını inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme; evli olmasına rağmen kadının, başka bir erkeğe gece yarısı mesaj atmasını ‘Sadakatsizlik’ olarak niteledi. Kararda şu ifadelere yer verildi:

    “Yapılan incelemede; dosya arasına alınan telefon kayıtlarına göre davacı-karşı davalı kadının değişik zamanlarda, gece geç ve değişik saatlerde yaptığı telefon görüşmeleri ve kadının başka bir erkeğe kendisi tarafından çekildiğini kabul ettiği mesaj içeriği birlikte değerlendirildiğinde kadının davranışının güven sarsıcı boyutu aştığı, sadakatsizlik olarak kabul edilmesi gerekir. Davalı-karşı davacı erkeğin bir kısım hakaret ve tehdit eylemlerinin ise kadının sadakatsizlik eylemine tepki niteliğinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı davacı erkeğe nazaran ağır kusurludur. Hal böyleyken, erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkemece, davalı-karşı davacı erkek ağır kusurlu bulunarak davacı-karşı davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş ise de, kadın, erkeğe oranla ağır kusurludur. Davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olmadığının anlaşılmasına göre Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir. Davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadın ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına da saldırı teşkil eder niteliktedir. Erkek yararına TMK m. 174/1-2 koşulları oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı-karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

    Kararı yorumlayan Avukat Fatih Karamercan, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin eşin, karşı cins ile özellikle geç saatlerde telefon trafiğinin HTS kayıtları veya hukuka uygun şekilde elde edilen deliller ile tespit edilmesi durumunda emsal niteliğinde bir karara imza attığını söyledi. Karamercan, “Eşin bu davranışını genellikle güven sarsıcı davranış kapsamında yorumlarken somut olay özelinde mesaj içeriğini de dikkate alarak eşin bu davranışını sadakatsizlik boyutuna ulaştığını kabul etmiştir. Bu karar ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesi somut olay özelinde kabul etmiş olduğu genel yorumundan vazgeçebileceğini göstermiştir” dedi.

  • Yargıtay o sözleri boşanma sebebi saydı

    Yargıtay o sözleri boşanma sebebi saydı

    Bir boşanma davasının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, “Sen ancak benim paramla varsın, ben yoksam hiçsin” ifadesinin eşini aşağılamak anlamına geldiğini ve haklı boşanma sebebi olduğuna hükmetti.

    Bir süredir geçimsizlik yaşayan çift, karşılıklı boşanma davası açtı. Aile Mahkemesi, erkeğin davasını kabul etti. Davalı – karşı davacının kararı temyiz etmesiyle devreye giren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Eşi aşağılamanın boşanma sebebi olduğuna dikkat çekilen kararda şu ifadelere yer verildi:

    “Davacı-karşı davalı kadın, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, davalı-karşı davacı erkek karşı davasıyla zina hukuki sebebine dayalı boşanma istemiştir.

    Mahkemece davacı-karşı davalı kadının davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin ise boşanma talebinin kabulüyle tarafların boşanmalarına karar vermiştir.

    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı-karşı davacı erkeğin eşini ‘Sen ancak benim paramla varsın, sen ben yoksam hiçsin’ diyerek aşağıladığı ve eşine yönelik süregelen fiziksel şiddetinin olduğu anlaşılmaktadır.

    Bu durumda davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının ispatlandığının kabulü gerekir.

    O halde davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

  • Selin Ciğerci ve Gökhan Çıra boşandı

    Selin Ciğerci ve Gökhan Çıra boşandı

    Selin Ciğerci ve Gökhan Çıra, iki yıllık evliliklerini bugün noktaladı. Beykoz Adliyesi’nde görülen davada çift anlaşmalı olarak boşandı. Çiftin, çeşitli konularda yaşadıkları fikir ayrılıkları nedeniyle boşandığı öğrenildi.
    Beykoz Adliyesi’ne Selin Ciğerci ve Gökhan Çıra, aynı lüks otomobilin içinde geldi. Beykoz 1. Aile Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada Ciğerci ve Çıra, anlaşmalı olarak boşandı. Duruşma yaklaşık 15 dakika kadar sürdü.

    Çiftin, çeşitli konularda yaşadıkları fikir ayrılıkları nedeniyle boşandığı öğrenildi.

    Mahkemeden önce avukatları aracılığıyla anlaşan çift, kozmetik firmasında birlikte çalışmaya devam edecek ve Bodrum’daki iki evi bölüşecek. Milyon liralık arabalarındaki ortaklık sürecek.

    ARAÇLAR 11 MİLYON DEĞERİNDE

    • Lamborghini Huracan: 3 milyon TL
    • Mercedes G63: 2 milyon TL
    • Cadillac Escalade: 1.7 milyon TL
    • Rolls-Royce: 4.5 milyon TL

    Adliyeden beraber çıkarlarken Selin Ciğerci, basın mensuplarının sorularına karşılık ’Herkes için hayırlı olsun’ dedi. Ciğerci ve Çıra farklı lüks otomobillere binerek adliyeden ayrıldı.

    Gökhan Çıra ve Selin Ciğerci boşanmanın ardından sosyal medya hesaplarından ortak açıklama yaptı:

    “Biz birbirimizi çok sevdik, çok da çabaladık ama ne yazık ki bu ilişkiyi devam ettirmeyi başaramadık. Zaman ne gösteririz bilemeyiz ancak kısaca şunu söyleyebiliriz ki aynen başladığımız gibi birbirimize sevgimizi ve saygımızı koruyarak ayrıldık. Özelimize, hayatımıza, değerlerimize saygı gösteren herkese teşekkür ederiz.”

  • Selin Ciğerci ile Gökhan Çıra boşanıyor!

    Selin Ciğerci ile Gökhan Çıra boşanıyor!

    Sosyal medya fenomeni Selin Ciğerci ile futbolcu eşi Gökhan Çıra, boşanma kararı aldı. 2019 yılında muhteşem bir düğünde evlenen çift, geçtiğimiz aylarda evlat edineceklerini açıklamıştı.

    Sosyal medya fenomeni Selin Ciğerci ile futbolcu eşi Gökhan Çıra’dan kötü haber geldi. Geçtiğimiz aylarda evlat edineceklerini açıklayan çift, sürpriz bir şekilde boşanma kararı aldı. Selin Ciğerci ile 2019 yılında futbolcu Gökhan Çıra ile nikah masasına oturmuştu.

    Selin Ciğerci ile Gökhan Çıra 28 Ekim 2019’da Swissôtel The Bosphorus’da muhteşem bir düğünle evlenmişti.

    Daha önce birçok kez ayrılık haberleriyle gündem olan çift, yolun sonuna geldi. Selin Ciğerci, 2 yıllık eşinden boşanma kararı aldı.

    Ünlü çiftin boşanma davası cuma günü Beykoz Adliyesi’nde görülecek.

  • Estetik yaptırmak boşanma sebebi sayıldı

    Estetik yaptırmak boşanma sebebi sayıldı

    Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, erkeğin ekonomik yönden zor bir dönem geçirirken kadının, yüz gerdirme ve burun estetiği ameliyatı olmasını boşanma sebebi saydı.

    Bir süredir geçimsizlik yaşayan çift boşanmak için mahkemeye başvurdu. 3. Aile Mahkemesi’nde ifade veren davacı – karşı davalı kadın, kocası tarafından ölümle tehdit edildiğini ve evden kovulduğunu öne sürdü.

    Kendisine baskı uygulayan kocasından bin TL nafaka ile 300 bin TL maddi manevi tazminat talep etti. Davalı- karşı davacı erkek ise eşinin evi terk ettiğini, kendisinin ekonomik sıkıntı yaşadığı bir dönemde eşinin estetik ameliyatı ve yüz gerdirme operasyonu yaptırdığına dikkat çekti

    3. Aile Mahkemesi, kadının, davalı-birleşen davacı erkekten rahatsız olması ve ailenin yaşadığı ekonomik sıkıntıya rağmen tatil beldesinde yaşamak istediğine vurgu yaptı.

    Tarafları dinleyen Mahkeme; davacı erkeğin eşine tehdit içeren sözler sarf ettiği, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda ortak kusurlu olmaları nedeniyle her iki davanın kabulü ile boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin ve davacı-birleşen davalı kadının nafaka taleplerinin reddine, erkek lehine nafaka ödenmesine hükmetti.

    Kararı kadın temyiz edince devreye giren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararı bozdu. Aile Mahkemesi ilk kararında direnince bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.

    Emsal nitelikteki bir karara imza atan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kocasının ekonomik sıkıntı yaşadığı bir süreçte estetik ameliyatı olan kadını kusurlu buldu. Kararda;

    “Direnme olarak adlandırılan kararda önceki gerekçeden farklı olarak davacı-birleşen davalı kadına aile ekonomik yönden zor bir dönem geçirirken lüks sayılabilecek harcamalar yapma ve davalı-birleşen davacı erkeğe ise eşine hakaret etme vakıaları kusur olarak yüklenmiştir. Bu açıklamalar karşısında mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı ve önceki kararın gerekçesi kusur yönünden değiştirildiğinden yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. O hâlde, yeni gerekçeye dayalı bu kararı temyizen inceleme görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir” ifadeleri yer aldı.